Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

a
er
.
en
tonguç kampüs
15. Son birkaç yüzyıldır bilimsel birikime
olarak evreni anlamak için yeni ve cesur bir
anlayış oluştu. Evrene bakıştaki bu yeni
perspektifin oluşmasında bilim ve bilimciler
genelde yönlendirici roller üstlendi. Bilim;
doğaya hâkim olabilme, çevresini değiştirebilme
gücünü verdi insana ve daha iyi yaşam
olanaklarıyla donattı onu. Insanlık olarak artan
bu gücümüzle birlikte yeni sorumluluklar da
duymaya başladık. Örneğin içinde yaşadığımız
çevreyi ve dünyayı kendimize karşı koruma
gereğinin farkına varmaya başladık! Aynı
görüşün bir diğer uzantısıysa iyi
tanımlanamayan bir kozmik yalnızlık yani çok
büyük ve çok geniş, aynı zamanda insana
aldırmayan, onun farkında olmayan bir evrenle
karşı karşıya olduğumuz duygusu oldu. Belki de
büyük ölçüde bu ve benzeri duygularla,
evrende başka canlılar olup olmadığı, onlarla
haberleşip haberleşemeyeceğimiz gibi konular
giderek daha sık olarak gündeme gelmeye
başladı.
paralel
Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek
yargı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Son yıllarda evreni anlamayla ilgili yeni
anlayışlar ortaya çıkmıştır.
B) İnsanların doğaya bakışını bilim insanları
değiştirmiştir.
C) Bilimin insana dünyayı değiştirme gücü
vermesi çevrenin kirletilmesine yol açmıştır.
D) Çevre kirliliğine karşı en etkili çıkışlar bilim
insanlarından gelmiştir.
E) Bilim insanları, insanın evrende yalnız
olmadığına inanmaktadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
a er . en tonguç kampüs 15. Son birkaç yüzyıldır bilimsel birikime olarak evreni anlamak için yeni ve cesur bir anlayış oluştu. Evrene bakıştaki bu yeni perspektifin oluşmasında bilim ve bilimciler genelde yönlendirici roller üstlendi. Bilim; doğaya hâkim olabilme, çevresini değiştirebilme gücünü verdi insana ve daha iyi yaşam olanaklarıyla donattı onu. Insanlık olarak artan bu gücümüzle birlikte yeni sorumluluklar da duymaya başladık. Örneğin içinde yaşadığımız çevreyi ve dünyayı kendimize karşı koruma gereğinin farkına varmaya başladık! Aynı görüşün bir diğer uzantısıysa iyi tanımlanamayan bir kozmik yalnızlık yani çok büyük ve çok geniş, aynı zamanda insana aldırmayan, onun farkında olmayan bir evrenle karşı karşıya olduğumuz duygusu oldu. Belki de büyük ölçüde bu ve benzeri duygularla, evrende başka canlılar olup olmadığı, onlarla haberleşip haberleşemeyeceğimiz gibi konular giderek daha sık olarak gündeme gelmeye başladı. paralel Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Son yıllarda evreni anlamayla ilgili yeni anlayışlar ortaya çıkmıştır. B) İnsanların doğaya bakışını bilim insanları değiştirmiştir. C) Bilimin insana dünyayı değiştirme gücü vermesi çevrenin kirletilmesine yol açmıştır. D) Çevre kirliliğine karşı en etkili çıkışlar bilim insanlarından gelmiştir. E) Bilim insanları, insanın evrende yalnız olmadığına inanmaktadır.
değinilmemiştir?
A) Kaltürelvasama olan etkilerine
Bazı bölgelerde neden olduğu karaklığa
Etkisinin hissedildiği coğrafi bölgelere
0) Dünyanın ısınması üzerindeki etkisine
Atmosferde yarattığı değişikliklere
TYT-2018 ÖSYM
6. Kendisini yazdıracak olan şeyi bulduktan sonra iç içe
geçen iki sorun yaşıyorum. Birincisi öykünün ilk
cümlesi, diğeri bu öyküyü kim anlatacak? Yazar mı,
tanık olan mı, yaşayan mı? Genellikle birinci tekil kişi
ağzından anlatmayı tercih ediyorum. Yazdıklarıma asla
acımıyorum. Bu yüzden bir öykü için yüzlerce sayfa
yazsam da geriye pek az sayfa kalıyor. Benim için
öykünün başlangıcını yazmak bir işkence, sonunu
yazmak ise gerçek bir haz. Galiba sondaki hazzı
yaşamak için baştaki işkenceye katlanıyorum.
Bu parçada kendisinden böyle söz eden bir yazar
için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
X
A) Üslup konusunda hassas davranmaktadır.
Yazdıklarına karşı eleştirel bakabilmektedir.
Bireysel konulara ağırlık vermektedir.
Anlatıcı kimliğini önemsemektedir.
E Amacına ulaşma yolunda sıkıntılara katlanmaktadır.
LIMIT YAYINLARI
VCS 2015 ÖSYM
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
değinilmemiştir? A) Kaltürelvasama olan etkilerine Bazı bölgelerde neden olduğu karaklığa Etkisinin hissedildiği coğrafi bölgelere 0) Dünyanın ısınması üzerindeki etkisine Atmosferde yarattığı değişikliklere TYT-2018 ÖSYM 6. Kendisini yazdıracak olan şeyi bulduktan sonra iç içe geçen iki sorun yaşıyorum. Birincisi öykünün ilk cümlesi, diğeri bu öyküyü kim anlatacak? Yazar mı, tanık olan mı, yaşayan mı? Genellikle birinci tekil kişi ağzından anlatmayı tercih ediyorum. Yazdıklarıma asla acımıyorum. Bu yüzden bir öykü için yüzlerce sayfa yazsam da geriye pek az sayfa kalıyor. Benim için öykünün başlangıcını yazmak bir işkence, sonunu yazmak ise gerçek bir haz. Galiba sondaki hazzı yaşamak için baştaki işkenceye katlanıyorum. Bu parçada kendisinden böyle söz eden bir yazar için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? X A) Üslup konusunda hassas davranmaktadır. Yazdıklarına karşı eleştirel bakabilmektedir. Bireysel konulara ağırlık vermektedir. Anlatıcı kimliğini önemsemektedir. E Amacına ulaşma yolunda sıkıntılara katlanmaktadır. LIMIT YAYINLARI VCS 2015 ÖSYM
"0
vi
t
ABD'de, Akdeniz mutfağı kavramını lokanta kültürüne
getiren ilk kuruluş, bu başlık altında topladığı menü-
sünde Akdeniz'i çevreleyen ülkelerin özgün lezzetle-
rine yer vermiştir. Örneğin; Tunus'un "birik"i, Kuzey
Afrika ülkelerinin "kuskus"u, Doğu Akdeniz'in "kebap"
ve "köfteleri bu menünün çeşitleri arasındadır. Oysa
Türkiye'de Akdeniz mutfağı denilince nedense yalnız-
ca yeşillik, sebze ve balığı bir araya getiren menüler
akla geliyor. Bu menüler, lezzetli olsa da Akdeniz mut-
fağını temsil etmede yeterli değil. Bu nedenle Akdeniz
mutfağını uyguladığını iddia eden şeflerimizin Akdeniz
ülkelerinin mutfaklarını araştırdıktan sonra mutfağa
girmeleri gerekiyor.
Bu parçaya göre, Akdeniz mutfağı kavramının ABD
ile Türkiye'de farklı anlamlar taşımasının nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?
A Amerikalıların Akdeniz mutfağını geç keşfetmesi
Amerikalıların bölgeyi bir bütün olarak ele alması
CY Türk şeflerin farklı menüler oluşturmak istemesi
Ď) Akdeniz mutfağının Akdenizli olmayanlar tarafın-
dan da beğenilmesi
Akdeniz ülkelerinin mutfaklarında benzer yemek-
lerin bulunması
APEGEM AKADEMİ
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
"0 vi t ABD'de, Akdeniz mutfağı kavramını lokanta kültürüne getiren ilk kuruluş, bu başlık altında topladığı menü- sünde Akdeniz'i çevreleyen ülkelerin özgün lezzetle- rine yer vermiştir. Örneğin; Tunus'un "birik"i, Kuzey Afrika ülkelerinin "kuskus"u, Doğu Akdeniz'in "kebap" ve "köfteleri bu menünün çeşitleri arasındadır. Oysa Türkiye'de Akdeniz mutfağı denilince nedense yalnız- ca yeşillik, sebze ve balığı bir araya getiren menüler akla geliyor. Bu menüler, lezzetli olsa da Akdeniz mut- fağını temsil etmede yeterli değil. Bu nedenle Akdeniz mutfağını uyguladığını iddia eden şeflerimizin Akdeniz ülkelerinin mutfaklarını araştırdıktan sonra mutfağa girmeleri gerekiyor. Bu parçaya göre, Akdeniz mutfağı kavramının ABD ile Türkiye'de farklı anlamlar taşımasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A Amerikalıların Akdeniz mutfağını geç keşfetmesi Amerikalıların bölgeyi bir bütün olarak ele alması CY Türk şeflerin farklı menüler oluşturmak istemesi Ď) Akdeniz mutfağının Akdenizli olmayanlar tarafın- dan da beğenilmesi Akdeniz ülkelerinin mutfaklarında benzer yemek- lerin bulunması APEGEM AKADEMİ
1.
Bazı şeyler hiç eskimiyor, zamana karşı direniyor.
Söz gelimi eski televizyon dizileri... Ülkemden ki-
lometrelerce uzakta, elimde kumanda, oturmuşum
koltuğa, zamanın bir türlü eskitemediği tanıdık bir
diziyi izliyorum: "Uzay Yolu". Benden başka izleyen
var mıdır bilmiyorum ama yayımlandığına göre ol-
malı. Uzayla ilgili bir dizinin bana memleketimi hatır-
latacağını söyleseler inanmazdım ama buram buram
1970'ler Türkiye'si kokuyor bu dizi. Dışarıda güneş:
sarı, kuru, çığırtkan... Arizona'da kış yok, sonbahar
bile yok, kasıp kavuruyor güneş. Ömrüm boyunca
kıştan yakınıp da şimdi böyle bir ortamda olmam,
aslında hiç yakınmamam gereken bir durum. Ama
ben, güneşten kaçmak için perdeler çekili, tutkuyla
"Uzay Yolu"nu izliyorum bugünlerde.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Neden-sonuç içeren cümleler kullanılmıştır.
B) Duygusal ögelerden yararlanılmıştır
C) Düşünceler örnekle pekiştirilmiştir.
D) Anlatım bütünlüğü göz ardı edilmiştir.`
E) Çağrışımla gelen izlenimlere yer verilmiştir.
Y
A
R
G
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Bazı şeyler hiç eskimiyor, zamana karşı direniyor. Söz gelimi eski televizyon dizileri... Ülkemden ki- lometrelerce uzakta, elimde kumanda, oturmuşum koltuğa, zamanın bir türlü eskitemediği tanıdık bir diziyi izliyorum: "Uzay Yolu". Benden başka izleyen var mıdır bilmiyorum ama yayımlandığına göre ol- malı. Uzayla ilgili bir dizinin bana memleketimi hatır- latacağını söyleseler inanmazdım ama buram buram 1970'ler Türkiye'si kokuyor bu dizi. Dışarıda güneş: sarı, kuru, çığırtkan... Arizona'da kış yok, sonbahar bile yok, kasıp kavuruyor güneş. Ömrüm boyunca kıştan yakınıp da şimdi böyle bir ortamda olmam, aslında hiç yakınmamam gereken bir durum. Ama ben, güneşten kaçmak için perdeler çekili, tutkuyla "Uzay Yolu"nu izliyorum bugünlerde. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Neden-sonuç içeren cümleler kullanılmıştır. B) Duygusal ögelerden yararlanılmıştır C) Düşünceler örnekle pekiştirilmiştir. D) Anlatım bütünlüğü göz ardı edilmiştir.` E) Çağrışımla gelen izlenimlere yer verilmiştir. Y A R G
2.
II.
1. Kendimizle ilgili bir şey paylaştığımızda beyni-
mizin hazla ilişkili olan bölümü harekete geçiyor.
Bu bölge aynı zamanda güzel bir yemek yedi-
ğimizde ya da para kazandığımızda güçlü bir
şekilde tepki veren bölge.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru
bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Beynimizin güzel bir yemek yediğimizde ya da
para kazandığımızda güçlü bir şekilde tepki ve-
ren, hazla ilişkili bölümü kendimizle ilgili bir şey
paylaştığımızda da harekete geçiyor.
B) Beynimizin güzel bir yemek yediğimizde ya da
para kazandığımızda güçlü bir şekilde tepki ve-
ren hazla ilişkili bölümü bir şey paylaştığımızda
da harekete geçiyor.
CY
Kendimizle ilgili bir şey paylaştığımızda, güzel
bir yemek yediğimizde ya da para kazandığımız-
da beynimizin bir bölümü harekete geçiyor.
DY Beynimizin hazla ilişkili olan bölümü yalnızca gü-
zel bir yemek yediğimizde, para kazandığımız-
da ve kendimizle ilgili bir şey paylaştığımızda
Goue güçlü bir şekilde tepki veriyor.
TanE/Kendimizle ilgili bir şey paylaştığımızda hareke-
te geçen beynimizin hazla ilişkili olan bölümü
çoğunlukla güzel bir yemek yediğimizde ve pa-
ra kazandığımızda güçlü bir şekilde tepki veri-
yor.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. II. 1. Kendimizle ilgili bir şey paylaştığımızda beyni- mizin hazla ilişkili olan bölümü harekete geçiyor. Bu bölge aynı zamanda güzel bir yemek yedi- ğimizde ya da para kazandığımızda güçlü bir şekilde tepki veren bölge. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Beynimizin güzel bir yemek yediğimizde ya da para kazandığımızda güçlü bir şekilde tepki ve- ren, hazla ilişkili bölümü kendimizle ilgili bir şey paylaştığımızda da harekete geçiyor. B) Beynimizin güzel bir yemek yediğimizde ya da para kazandığımızda güçlü bir şekilde tepki ve- ren hazla ilişkili bölümü bir şey paylaştığımızda da harekete geçiyor. CY Kendimizle ilgili bir şey paylaştığımızda, güzel bir yemek yediğimizde ya da para kazandığımız- da beynimizin bir bölümü harekete geçiyor. DY Beynimizin hazla ilişkili olan bölümü yalnızca gü- zel bir yemek yediğimizde, para kazandığımız- da ve kendimizle ilgili bir şey paylaştığımızda Goue güçlü bir şekilde tepki veriyor. TanE/Kendimizle ilgili bir şey paylaştığımızda hareke- te geçen beynimizin hazla ilişkili olan bölümü çoğunlukla güzel bir yemek yediğimizde ve pa- ra kazandığımızda güçlü bir şekilde tepki veri- yor.
KTT
uk5gzt
51)
Bir fizik öğretmeni öğrencilerden temas gerektiren ve temas
gerektirmeyen kuvvetlere ait örnek vermelerini istediğinde,
öğrenciler,
Akif: Uçağın kalkışında ve hareketin-
de etkili olan kaldırma kuvveti havanın
etkisiyle sağlandığından uçağın hare-
keti temas gerektiren kuvvetlerin etki-
sinde gerçekleşmektedir.
Bora: Roket havanın olmadığı uzay
boşluğunda da hareket edebildiği
için temas gerektirmeyen kuvvetin
etkisinde hareket etmektedir.
ay
Selim: Daldan kopan elmanın hare-
ketini sağlayan yer çekimi kuvveti ol-
duğundan hareket temas gerektirme-
yen kuvvetin etkisinde gerçekleşmek-
tedir.
A) Yalnız Akif
C) Akif ve Selim
C
E) Yalnız Selim
Daldan düşen elma
şeklinde örnekler veriyor.
Buna göre, hangi öğrencinin verdiği örnek doğrudur?
Uçak
Uzay boşluğunda hareket
eden roket
B) Akif ve Bora
D) Bora ve Selim
53)
54)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
KTT uk5gzt 51) Bir fizik öğretmeni öğrencilerden temas gerektiren ve temas gerektirmeyen kuvvetlere ait örnek vermelerini istediğinde, öğrenciler, Akif: Uçağın kalkışında ve hareketin- de etkili olan kaldırma kuvveti havanın etkisiyle sağlandığından uçağın hare- keti temas gerektiren kuvvetlerin etki- sinde gerçekleşmektedir. Bora: Roket havanın olmadığı uzay boşluğunda da hareket edebildiği için temas gerektirmeyen kuvvetin etkisinde hareket etmektedir. ay Selim: Daldan kopan elmanın hare- ketini sağlayan yer çekimi kuvveti ol- duğundan hareket temas gerektirme- yen kuvvetin etkisinde gerçekleşmek- tedir. A) Yalnız Akif C) Akif ve Selim C E) Yalnız Selim Daldan düşen elma şeklinde örnekler veriyor. Buna göre, hangi öğrencinin verdiği örnek doğrudur? Uçak Uzay boşluğunda hareket eden roket B) Akif ve Bora D) Bora ve Selim 53) 54)
le altı
apka,
çekçi
lu ve
Dözü-
a, bu
Yeşil
Mavi
par.
ilet-
şıla-
2
k
6. Realist bir yazarın, herhangi bir romanında bazı romantik
ögelere başvurmuş olması da o romanı gerçekçilikten
uzaklaştırmaz. Bu düşünce, romantik bir romanın hiç ger-
çekçi olmadığı veya hiçbir gerçeklikten bahsetmediğini
iddia etmenin gülünçlüğünü ortaya koymaktadır. Pekâlâ,
romantik romanlar da çeşitli yönlerden insana ve onun
yaşantısı açısından bazı gerçekliklere yer vermişlerdir. Bu
durumun tam tersi realist roman için de geçerlidir. Yani
realist romanlarda romantik hiçbir olayın ve anlatımın
olmadığını iddia etmek mümkün değildir.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Romantik anlayışla yazılmış romanların da gerçeklik-
ten yararlandığına
B) Farklı akımlarda üretilmiş sanat eserlerinin birbirlerini
etkilediklerine
C) Realist bir sanatçının romanında sadece gerçekleri
anlatmadığına
D) Bir yazarın eserinde gerçekçi ögelerden faydalandığı
gibi hayalî ögelerden de faydalanabildiğine
E) Kimi romantik sanatçıların gerçeklikleri romanlarına
taşıdıklarına
7. Bir edebiyat ürünü üzerine ola
1. Bir
bir
ve
es
e
16
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
le altı apka, çekçi lu ve Dözü- a, bu Yeşil Mavi par. ilet- şıla- 2 k 6. Realist bir yazarın, herhangi bir romanında bazı romantik ögelere başvurmuş olması da o romanı gerçekçilikten uzaklaştırmaz. Bu düşünce, romantik bir romanın hiç ger- çekçi olmadığı veya hiçbir gerçeklikten bahsetmediğini iddia etmenin gülünçlüğünü ortaya koymaktadır. Pekâlâ, romantik romanlar da çeşitli yönlerden insana ve onun yaşantısı açısından bazı gerçekliklere yer vermişlerdir. Bu durumun tam tersi realist roman için de geçerlidir. Yani realist romanlarda romantik hiçbir olayın ve anlatımın olmadığını iddia etmek mümkün değildir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Romantik anlayışla yazılmış romanların da gerçeklik- ten yararlandığına B) Farklı akımlarda üretilmiş sanat eserlerinin birbirlerini etkilediklerine C) Realist bir sanatçının romanında sadece gerçekleri anlatmadığına D) Bir yazarın eserinde gerçekçi ögelerden faydalandığı gibi hayalî ögelerden de faydalanabildiğine E) Kimi romantik sanatçıların gerçeklikleri romanlarına taşıdıklarına 7. Bir edebiyat ürünü üzerine ola 1. Bir bir ve es e 16
5. Şehir, destandır bazen; bazen de bir menkibe, bir hikâye.
Şehir, yazarların dilinde kelimedir, cümledir, paragraftır,
nihayetinde şiirdir, romandır... Ama İstanbul!.. İstanbul,
yazarlar için bir ilhamdır; bir aşktır. Tarihin epik ve lirik
sayfaları okunur onun yorgun çehresinden. İstanbul, sa-
kinleriyle konuşur; sakinler konuşurken İstanbul'u. Güzel-
lemeden ziyade mersiye yazılmıştır alnına ve her burcuna
bir tarih düşülmüştür eski sevdalardan. Hercai gezginlerin
çalıntı zamanlarında mermere vurmuştur aksi, ipek ipek;
avizelerden yayılır neşesi ışık ışık.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
Konu
A) Konu, genelden özele giden bir anlatım yöntemiyle ele
alınmıştır.
B) Kimi söz sanatlarına başvurularak şiirsel bir söylem
oluşturulmuştur.
C)Yinelemeler, devrik ve eksiltili cümleler kullanılarak an-
latım hareketlendirilmiştir.
D Gerçek yaşamda karşılaşılabilecek bir olay, sanata
özgü bir biçimde kurgulanmıştır.
Istanbul'un edebiyattaki yerini, kişisel beğeniler çerçe-
vesinde ele alan bir yazıdan alınmıştır.
**
eis
Yayınla
.....
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Şehir, destandır bazen; bazen de bir menkibe, bir hikâye. Şehir, yazarların dilinde kelimedir, cümledir, paragraftır, nihayetinde şiirdir, romandır... Ama İstanbul!.. İstanbul, yazarlar için bir ilhamdır; bir aşktır. Tarihin epik ve lirik sayfaları okunur onun yorgun çehresinden. İstanbul, sa- kinleriyle konuşur; sakinler konuşurken İstanbul'u. Güzel- lemeden ziyade mersiye yazılmıştır alnına ve her burcuna bir tarih düşülmüştür eski sevdalardan. Hercai gezginlerin çalıntı zamanlarında mermere vurmuştur aksi, ipek ipek; avizelerden yayılır neşesi ışık ışık. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? Konu A) Konu, genelden özele giden bir anlatım yöntemiyle ele alınmıştır. B) Kimi söz sanatlarına başvurularak şiirsel bir söylem oluşturulmuştur. C)Yinelemeler, devrik ve eksiltili cümleler kullanılarak an- latım hareketlendirilmiştir. D Gerçek yaşamda karşılaşılabilecek bir olay, sanata özgü bir biçimde kurgulanmıştır. Istanbul'un edebiyattaki yerini, kişisel beğeniler çerçe- vesinde ele alan bir yazıdan alınmıştır. ** eis Yayınla .....
1.
Şehirlerin hepsinin en eskisi olan Roma, aslında bir
bakıma şehrin "archetyp"i yani ilk örneğidir. Daha doğ-
ru bir ifadeyle modern kentlerin atasıdır, onların kurum
ve yapılarının ilk taslağıdır. Bunu söylediğim zaman bü-
yük bir iddiada bulunduğumun ve uygarlığı bir bayrak
yarışı olarak algılayanları fazlasıyla kızdırmak ve özel-
likle de Batı'nın soy zincirini Yunan'dan başlatanları
şaşırtma pahasına, Eski Yunan "polis"lerini başka bir
tarihin içine koyduğumun farkındayım.
Bu yazarın yapıtlarını beğendiğinizi biliyorum. Ne var
ki sırf önemli bir ödül aldı diye bir yapıtı beğenmek, tu-
tarlı bir okur tavrı değildir. Ciddi okur, yapıtın niteliğine
bakar; yazarın ödüllerine değil! Ciddiyetle okuduğu-
nuzda göreceksiniz ki bu yazarın romanları anlatım
yönünden kusurludur.
Numaralanmış parçalarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A)Her ikisinde de yazar, varlıklarla ve durumlarla ilgili kişisel gözlemlerini ortaya koyarak izlenim kazandırmak istemiştir.
BI. de, yazar ele aldığı konuya ilişkin kendi görüşünü belirtmiş, kanı bildirmiştir; II. de, yazar okurda var olduğunu düşündüğü bir
fikri değiştirmeyi amaçlamıştır.
e) Her ikisinde de yazar, ele aldığı durumu onun benzeri bir başka olayla ilişkilendirerek anlatmıştır.
D). de, yazar ileri sürdüğü düşünceye açıklık kazandırmak için o konuyla ilgili örnekler vermiş; II. de, soru ifadelerine yer vererek
okurun kendini bir sorgulama içinde bulup konu üstüne düşünmesini amaçlamıştır.
E Her ikisinde de nesnel yargılar ağır basmış, öznellikten uzak durulmuştur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Şehirlerin hepsinin en eskisi olan Roma, aslında bir bakıma şehrin "archetyp"i yani ilk örneğidir. Daha doğ- ru bir ifadeyle modern kentlerin atasıdır, onların kurum ve yapılarının ilk taslağıdır. Bunu söylediğim zaman bü- yük bir iddiada bulunduğumun ve uygarlığı bir bayrak yarışı olarak algılayanları fazlasıyla kızdırmak ve özel- likle de Batı'nın soy zincirini Yunan'dan başlatanları şaşırtma pahasına, Eski Yunan "polis"lerini başka bir tarihin içine koyduğumun farkındayım. Bu yazarın yapıtlarını beğendiğinizi biliyorum. Ne var ki sırf önemli bir ödül aldı diye bir yapıtı beğenmek, tu- tarlı bir okur tavrı değildir. Ciddi okur, yapıtın niteliğine bakar; yazarın ödüllerine değil! Ciddiyetle okuduğu- nuzda göreceksiniz ki bu yazarın romanları anlatım yönünden kusurludur. Numaralanmış parçalarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A)Her ikisinde de yazar, varlıklarla ve durumlarla ilgili kişisel gözlemlerini ortaya koyarak izlenim kazandırmak istemiştir. BI. de, yazar ele aldığı konuya ilişkin kendi görüşünü belirtmiş, kanı bildirmiştir; II. de, yazar okurda var olduğunu düşündüğü bir fikri değiştirmeyi amaçlamıştır. e) Her ikisinde de yazar, ele aldığı durumu onun benzeri bir başka olayla ilişkilendirerek anlatmıştır. D). de, yazar ileri sürdüğü düşünceye açıklık kazandırmak için o konuyla ilgili örnekler vermiş; II. de, soru ifadelerine yer vererek okurun kendini bir sorgulama içinde bulup konu üstüne düşünmesini amaçlamıştır. E Her ikisinde de nesnel yargılar ağır basmış, öznellikten uzak durulmuştur.
5. Roman; şiir ve tiyatrodan çok daha sonra gelişmiş bir yazı
türüdür. Batı kültüründe şiirle tiyatro oyunları üstüne Pla-
ton ve Aristoteles'ten bu yana yüzlerce yıllık bir inceleme,
araştırma ve eleştiri birikimi vardır; bunlara dayanarak
sağlam kuramlar, ayrıntılı görüşler ortaya konulmuştur.
Oysa bugünkü roman ancak son birkaç yüzyılda şekillen-
diği için roman eleştirisi ve kuramı alanında uzun bir süre
ciddi ve düzenli çalışmalar pek fazla yapılmamıştır. Fakat
en çok da özündeki gerçek ve hayal karşıtlığı nedeniyle
roman, gerçeklik ve hayalîlik arasında uzanan geniş alan-
da, çok çeşitli tür ve örneklere sahip olduğu için hakkında
hüküm verirken en çok zorlanılan türdür.
Bu parçadan roman türü ile ilgili olarak aşağıdaki
yargılardan hangisine ulaşılamaz?
A) Gerçekliği ele alış biçimi nedeniyle incelenmesinin
zor olduğuna
B) Tiyatro ve şiirin gelişmesinin bir sonucu olarak ortaya
çıktığına
C) Hakkında ayrıntılı çalışmaların bugüne değin yapıl
madığına
Şiirde olduğu gibi sağlam kuramların ve görüşlerin
oluşturulamadığına
E) Romanın, şiir ve tiyatroya göre daha genç bir tür oldu-
ğuna
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Roman; şiir ve tiyatrodan çok daha sonra gelişmiş bir yazı türüdür. Batı kültüründe şiirle tiyatro oyunları üstüne Pla- ton ve Aristoteles'ten bu yana yüzlerce yıllık bir inceleme, araştırma ve eleştiri birikimi vardır; bunlara dayanarak sağlam kuramlar, ayrıntılı görüşler ortaya konulmuştur. Oysa bugünkü roman ancak son birkaç yüzyılda şekillen- diği için roman eleştirisi ve kuramı alanında uzun bir süre ciddi ve düzenli çalışmalar pek fazla yapılmamıştır. Fakat en çok da özündeki gerçek ve hayal karşıtlığı nedeniyle roman, gerçeklik ve hayalîlik arasında uzanan geniş alan- da, çok çeşitli tür ve örneklere sahip olduğu için hakkında hüküm verirken en çok zorlanılan türdür. Bu parçadan roman türü ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Gerçekliği ele alış biçimi nedeniyle incelenmesinin zor olduğuna B) Tiyatro ve şiirin gelişmesinin bir sonucu olarak ortaya çıktığına C) Hakkında ayrıntılı çalışmaların bugüne değin yapıl madığına Şiirde olduğu gibi sağlam kuramların ve görüşlerin oluşturulamadığına E) Romanın, şiir ve tiyatroya göre daha genç bir tür oldu- ğuna
TEST
4
5. Japonya'da meydana gelen nükleer santral felaketleri, tüm dün-
yanın ve bu teknolojiyi kullanmak için yatırım yapan ülkemizin
dikkatini bir kez daha radyasyon sorununa çekti. Ülkemizde bir
lise öğrencisi, TÜBİTAK'a araştırma projesi sundu. Projesinde
radyasyonun etkilerini azaltabilmek için kaktüs bitkisini kullan-
dı. Genç araştırmacı, açıklamasında "İlk olarak kaktüs bitkisini
'etüv' adı verilen fırınlarda 105 derecede kuruttum. Ardından bu
bitkilerin küllerini Alfa-Beta cihazlarının detektörlerine koydum.
600 dakika içinde kaktüslerin radyasyon oranını ölçtüm. Bu uy-
gulamayı hem radyasyona maruz kalan kaktüslerde hem de
maruz kalmayan kaktüsler üzerinde denedim. Sonuç olarak Al-
fa-Beta cihazından yayılan zararlı ışınların kaktüs bitkileri tara-
fından emildiği sonucuna ulaştım. Zaman içinde bu tür araştır-
maların desteklenerek farklı özellikler için kullanılabileceğini,
radyasyonun tamamen zararsız hâle getirilebileceğini düşünü-
yorum." dedi.
my
Bu parçada söz edilen araştırmanın sonucundan hareketle
aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Radyasyondan korunma yöntemleri üzerinde çalışma ya-
pan uzmanlar bitkiler üzerine odaklanmıştır.
B) Zararlı bir madde olan radyasyonu engelleme çalışmaların-
da olumlu gelişmeler elde edilmiştir.
C) Ulkemizde nükleer santral kurulmadan önce radyasyondan
korunma yöntemleri geliştirilmelidir.
DY Dünya üzerinde meydana gelen nükleer kazalar, diğer ül-
keleri de etkilemektedir.
E) Kaktüs, radyasyonu tamamen zararsız hâle getirebilecek
özel yapıya sahip bir bitkidir.
QÖZDEBİR YAYINLARI
7
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TEST 4 5. Japonya'da meydana gelen nükleer santral felaketleri, tüm dün- yanın ve bu teknolojiyi kullanmak için yatırım yapan ülkemizin dikkatini bir kez daha radyasyon sorununa çekti. Ülkemizde bir lise öğrencisi, TÜBİTAK'a araştırma projesi sundu. Projesinde radyasyonun etkilerini azaltabilmek için kaktüs bitkisini kullan- dı. Genç araştırmacı, açıklamasında "İlk olarak kaktüs bitkisini 'etüv' adı verilen fırınlarda 105 derecede kuruttum. Ardından bu bitkilerin küllerini Alfa-Beta cihazlarının detektörlerine koydum. 600 dakika içinde kaktüslerin radyasyon oranını ölçtüm. Bu uy- gulamayı hem radyasyona maruz kalan kaktüslerde hem de maruz kalmayan kaktüsler üzerinde denedim. Sonuç olarak Al- fa-Beta cihazından yayılan zararlı ışınların kaktüs bitkileri tara- fından emildiği sonucuna ulaştım. Zaman içinde bu tür araştır- maların desteklenerek farklı özellikler için kullanılabileceğini, radyasyonun tamamen zararsız hâle getirilebileceğini düşünü- yorum." dedi. my Bu parçada söz edilen araştırmanın sonucundan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Radyasyondan korunma yöntemleri üzerinde çalışma ya- pan uzmanlar bitkiler üzerine odaklanmıştır. B) Zararlı bir madde olan radyasyonu engelleme çalışmaların- da olumlu gelişmeler elde edilmiştir. C) Ulkemizde nükleer santral kurulmadan önce radyasyondan korunma yöntemleri geliştirilmelidir. DY Dünya üzerinde meydana gelen nükleer kazalar, diğer ül- keleri de etkilemektedir. E) Kaktüs, radyasyonu tamamen zararsız hâle getirebilecek özel yapıya sahip bir bitkidir. QÖZDEBİR YAYINLARI 7
TEST
2
"Belgelerim" öyküsünde anlatıcı dört beş yaşlarına doğru
giderken sanki daha sonra gelen öykülerde gençlik yılla-
rının hikâyelerini anlatır, aynı hayatın izini sürer. Yazar mı,
anlatıcı mı arasındaki ayrım bazı yerlerde belirsizleşmeye
başlar. Yazarın anlatım biçimi de bizi bu belirsizlik üstüne
düşünmeye zorlar. Oysa böyle bir iç içelik yok. Belki ya-
zarın yaşadıklarından gelenler de vardır anlatılanlarda ama
bu önemli değil. Sonuçta öykü okuyoruz. Anlatılanların
gerçekten yaşanmış gibi görünmesinin nedeni, yazarın
"Belgelerim" adina uygun yani gerçekmiş gibi görünen
öyküler kurmayı baştan tasarlamış olmasıdır.
Bu parçada anlatılanlardan yola çıkılarak aşağıdaki ge
nellemelerden hangisi yapılabilir?
A) Yazarların yapıtlarında farklı anlatıcılar kullanması, ese-
rin kolay okunmasını sağlar.
B) Gerçek sanat yapıtı, okuru düşünmeye ve sorgulama-
/ya yönlendirmelidir.
Bir yapıtın gerçeklerden beslenip beslenmemesi, onun
sanat değerini belirlemez.
D) Her sanat yapıtında yazarının yaşamından izlere rast-
Namak mümkündür.
E) Yazarın, yapıtını yazmadan önce tüm kurguyu tasar-
Maması gerekir.
Genelleme "Varlıklar ya da olaylar arasındaki benzerlik ilişkilerini hep-
sine yayacak biçimde düşünmek, genelleştirmek" şeklinde tanımlana-
bilir. Bu tanımı edebiyata uyarlayacak olursak "Bir yazar veya eserden
yola çıkarak tüm yazar veya yapıtlarla ilgili aynı yargıya veya düşünceye
ulaşmak" tanımını yapabiliriz. Bu parcada da bir yazar ve eserinden söz
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TEST 2 "Belgelerim" öyküsünde anlatıcı dört beş yaşlarına doğru giderken sanki daha sonra gelen öykülerde gençlik yılla- rının hikâyelerini anlatır, aynı hayatın izini sürer. Yazar mı, anlatıcı mı arasındaki ayrım bazı yerlerde belirsizleşmeye başlar. Yazarın anlatım biçimi de bizi bu belirsizlik üstüne düşünmeye zorlar. Oysa böyle bir iç içelik yok. Belki ya- zarın yaşadıklarından gelenler de vardır anlatılanlarda ama bu önemli değil. Sonuçta öykü okuyoruz. Anlatılanların gerçekten yaşanmış gibi görünmesinin nedeni, yazarın "Belgelerim" adina uygun yani gerçekmiş gibi görünen öyküler kurmayı baştan tasarlamış olmasıdır. Bu parçada anlatılanlardan yola çıkılarak aşağıdaki ge nellemelerden hangisi yapılabilir? A) Yazarların yapıtlarında farklı anlatıcılar kullanması, ese- rin kolay okunmasını sağlar. B) Gerçek sanat yapıtı, okuru düşünmeye ve sorgulama- /ya yönlendirmelidir. Bir yapıtın gerçeklerden beslenip beslenmemesi, onun sanat değerini belirlemez. D) Her sanat yapıtında yazarının yaşamından izlere rast- Namak mümkündür. E) Yazarın, yapıtını yazmadan önce tüm kurguyu tasar- Maması gerekir. Genelleme "Varlıklar ya da olaylar arasındaki benzerlik ilişkilerini hep- sine yayacak biçimde düşünmek, genelleştirmek" şeklinde tanımlana- bilir. Bu tanımı edebiyata uyarlayacak olursak "Bir yazar veya eserden yola çıkarak tüm yazar veya yapıtlarla ilgili aynı yargıya veya düşünceye ulaşmak" tanımını yapabiliriz. Bu parcada da bir yazar ve eserinden söz
mle III. cum
sağlamak iç
gelmesi ge
sadece is
okumam ir
işlerdi.
S
kar sebebi
erenin yan
ediyorum
minshas
dağı karşıd
eu
A) I ve II
B) I ve V
D) Il ve V
C) II ve IV
E) III ve IV
ARI
26. (1) "Bayram" kelimesi köken itibariyle Türkçe
hatta Oğuzcadır. (II) Kaşgarlı Mahmud, bu ke-
limeye İranlılar arasında da rastladığını söylese
de Acemce olduğunu iddia etmez. (III) Kelime-
nin Türkçe konuşulan yörelerde "badram, baz-
ram, bezrem" olarak telaffuz edildiğini söyler.
(IV) Bir yer, çeşitli kutlamalar için bölgeye özel
biçimde süslenir, bezenirse Türklerin oraya
"bezrem yir" yani "bayram yeri" dediklerini
bildirir ki bazı yerlerde "gönül açan yer" tabiri
de geçmektedir. (V) Kaşgarlı'ya göre de bu keli-
menin ilk olarak dinî bayramlar için kullanılmış
olma ihtimali yüksektir çünkü sözcüğün biçim-
sel özellikleri İslamiyet'in kabulünden sonraki
dönemi işaret etmektedir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sinden sonra "Bayram kelimesi ilk söylendiğin-
de birçoğumuzun aklına dinî bayramlar gelir."
cümlesi getirilebilir?
A) III
B) V C) I D) IV
E) II
V. Tanık göst
Bu parçanın
numaralanm
mez?
A) I
B)
28. 1764 yılında
kaleme aldı
tik edebiya
ku, gerilim
çıkmasına
ce Walpole
rindan Edg
gibi korku
etkilemişt
Bu parçan
1. etkisi
de yar
II. roman
layışla
O döner
pek s
cümleler
A) Yalnız
Open in Browser
e 5. cümlelere bak 5. cümlede direkt kaşgarlı mahmuta göre
ş yazıyor senin elindeki cümlede de bayram kelimesinin ilk ke
ir nevi 5. cümle elindeki cümleyi desteklemiş pekiştirmiş 3. c
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
mle III. cum sağlamak iç gelmesi ge sadece is okumam ir işlerdi. S kar sebebi erenin yan ediyorum minshas dağı karşıd eu A) I ve II B) I ve V D) Il ve V C) II ve IV E) III ve IV ARI 26. (1) "Bayram" kelimesi köken itibariyle Türkçe hatta Oğuzcadır. (II) Kaşgarlı Mahmud, bu ke- limeye İranlılar arasında da rastladığını söylese de Acemce olduğunu iddia etmez. (III) Kelime- nin Türkçe konuşulan yörelerde "badram, baz- ram, bezrem" olarak telaffuz edildiğini söyler. (IV) Bir yer, çeşitli kutlamalar için bölgeye özel biçimde süslenir, bezenirse Türklerin oraya "bezrem yir" yani "bayram yeri" dediklerini bildirir ki bazı yerlerde "gönül açan yer" tabiri de geçmektedir. (V) Kaşgarlı'ya göre de bu keli- menin ilk olarak dinî bayramlar için kullanılmış olma ihtimali yüksektir çünkü sözcüğün biçim- sel özellikleri İslamiyet'in kabulünden sonraki dönemi işaret etmektedir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- sinden sonra "Bayram kelimesi ilk söylendiğin- de birçoğumuzun aklına dinî bayramlar gelir." cümlesi getirilebilir? A) III B) V C) I D) IV E) II V. Tanık göst Bu parçanın numaralanm mez? A) I B) 28. 1764 yılında kaleme aldı tik edebiya ku, gerilim çıkmasına ce Walpole rindan Edg gibi korku etkilemişt Bu parçan 1. etkisi de yar II. roman layışla O döner pek s cümleler A) Yalnız Open in Browser e 5. cümlelere bak 5. cümlede direkt kaşgarlı mahmuta göre ş yazıyor senin elindeki cümlede de bayram kelimesinin ilk ke ir nevi 5. cümle elindeki cümleyi desteklemiş pekiştirmiş 3. c
9. Deneme
29. Ötekini dinlemeyi bildiğimiz oranda kendimizi din-
lemeyi öğrenebilir, bilebiliriz. Öğrenebiliriz çünkü
dinlemek hem iç ses ve sessizlik hem de dış. Bir
ayar edinme sorunudur bu. Karşımdaki konuşurken
yalnızca sıranın bana gelmesi adına susuyorsam o
yapay terbiye bana yol aldırmaz. Tam tersine, din-
lerken duyduklarında yetinmemem gerektiğini de
kavramalıyım.
Bu parçada üzerinde durulan, aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Söz hakkının önemi
B) Sözlü iletişimin zorlukları
C) İletişimde saygının yeri
D) Dinlemenin niteliği ve gerekliliği
E) Kendine kulak vermek gerektiği
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Deneme 29. Ötekini dinlemeyi bildiğimiz oranda kendimizi din- lemeyi öğrenebilir, bilebiliriz. Öğrenebiliriz çünkü dinlemek hem iç ses ve sessizlik hem de dış. Bir ayar edinme sorunudur bu. Karşımdaki konuşurken yalnızca sıranın bana gelmesi adına susuyorsam o yapay terbiye bana yol aldırmaz. Tam tersine, din- lerken duyduklarında yetinmemem gerektiğini de kavramalıyım. Bu parçada üzerinde durulan, aşağıdakilerden hangisidir? A) Söz hakkının önemi B) Sözlü iletişimin zorlukları C) İletişimde saygının yeri D) Dinlemenin niteliği ve gerekliliği E) Kendine kulak vermek gerektiği
2. Hayatın akışı içinde seçimler yapıp yeni kararlar alsak
da çoğumuz, yaptığımız şeylerin nedenlerini ----
hayatlarımızı sürdürürüz çünkü farkında olmadan
alışkanlıklara ya da toplumda benimseneh o kadar
aşinayızdır ki tersi bir durum olabileceğini düşünemeyiz.
A) meşrulaştırmaya ihtiyaç duymadan - açık fikirlere
B) açıklamaya gerek görmeden - tutarsız görüşlere
C) çok fazla düşünmeden - eleştirel yargılara
D) sorgulama gereği duymadan - ortak
E) göz ardı ederek yaygın imajlara
in telif hakları ÖSX
içbir kişi, kus
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Hayatın akışı içinde seçimler yapıp yeni kararlar alsak da çoğumuz, yaptığımız şeylerin nedenlerini ---- hayatlarımızı sürdürürüz çünkü farkında olmadan alışkanlıklara ya da toplumda benimseneh o kadar aşinayızdır ki tersi bir durum olabileceğini düşünemeyiz. A) meşrulaştırmaya ihtiyaç duymadan - açık fikirlere B) açıklamaya gerek görmeden - tutarsız görüşlere C) çok fazla düşünmeden - eleştirel yargılara D) sorgulama gereği duymadan - ortak E) göz ardı ederek yaygın imajlara in telif hakları ÖSX içbir kişi, kus
pa
da
um.
im.
ar,
ra
alt
ra-
am
ve
ün
iği
31-
zlı
in
ya-
8. Bomboş denen odaya girdiklerinde vakit neredeyse saba-
ha yaklaşmıştı. Kapıyı itti ve kapının yanı başında duran
elektrik düğmesine dokundu. İçerisi çiğ bir ışıkla doldu.
Orta büyüklükte bir stüdyoydu burası. Stüdyonun bir
nında mutfak olarak kullanılan bir bölme ve aynı yerde bir
banyo bulunuyordu. Yatağı toplanmamış bir somya vardı
pencere kenarında; bir de bacakları ince, basit tahta bir
masa... Delikanlı sandalyenin birini çekip oturdu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yok-
tur?
A) Betimleyici ögelere yer verme
B) Bir duyuya ait özelliği başka bir duyu için kullanma
Mecazlı söyleyişlere yer verme
D) Insan dışı varlıklara insana özgü nitelikler kazandırma
E) Tanımlamadan yararlanma
silestirme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
pa da um. im. ar, ra alt ra- am ve ün iği 31- zlı in ya- 8. Bomboş denen odaya girdiklerinde vakit neredeyse saba- ha yaklaşmıştı. Kapıyı itti ve kapının yanı başında duran elektrik düğmesine dokundu. İçerisi çiğ bir ışıkla doldu. Orta büyüklükte bir stüdyoydu burası. Stüdyonun bir nında mutfak olarak kullanılan bir bölme ve aynı yerde bir banyo bulunuyordu. Yatağı toplanmamış bir somya vardı pencere kenarında; bir de bacakları ince, basit tahta bir masa... Delikanlı sandalyenin birini çekip oturdu. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yok- tur? A) Betimleyici ögelere yer verme B) Bir duyuya ait özelliği başka bir duyu için kullanma Mecazlı söyleyişlere yer verme D) Insan dışı varlıklara insana özgü nitelikler kazandırma E) Tanımlamadan yararlanma silestirme