Anlatım Biçimleri Soruları

22. (1) Yeryüzünde bulunan tüm canlı ve cansız varlıklar doğanın bir parçasıdır. (II) Bu parçaların kaynağı ve en önemlisi ise topraktır. (III) İnsanoğlu, var olduğu günden beri canlılığın temel kaynaklarından biri ol- duğuna inandığı toprağı işledi. (IV) Eğer toprak olma- saydı bugün çevremizde gördüğümüz canlı türleri de olmazdı. (V) Öyle ki toprak sayesinde tarımı geliştir- di, medeniyetler kurdu, sanatsal ve bilimsel çalışma- lar yaptı. (VI) Kısacası insanoğlu, ortaya çıktığı gün- den beri toprakla bağını hiç koparmadı. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? BY VI CIV D) II E

EDEBİYATI ER-1 TESTİ B INS - 1 afya-1 (35-40) alanlarına ait toplam 40 soru vardır. 1 Bilimler-1 Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. 3. Bu kitapta dünya edebiyatının büyük ustalarından Toe'nin bir kısmı Türkçeye ilk kez çevrilen öykülerini bulacaksı- nız. "Şehrazat"ta, modern çağların gelişmeleri gemici Sinbat'ın gözüyle anlatılır. "Engebeli Dağlar", "Bir Uyanık Uyur" ve "Valdemar" hipnotik etki altındaki kahramanları- nın zaman ile mekanda düşsel yolculuklara çıktıkları ipnotizmalarla ilgili öykülerdir. "Şişede Bulunan Mektup" ile "Katran" deliler evinde geçen komik bir serüven. "O Adam Sensin" kasaba yaşamını hicveden bir polisiye. "Eşraftan Bob" ise bir taşlamadır. D) Uslubu B Bu parçada sözü edilen yazarın eserleriyle ilgili ola- rak aşağıdakilerin hangisi üzerinde durulmuştur? A) Kapsamı B) Değeri C) İçeriği E) İlginçliği

IMII YAYINLARI DENEME 06 27. Bugün "Noel Baba" olarak bilinen Aziz Nikolaos MS 4. yy. da açar dünyaya gözlerini. Hayatının ilk yıllarıyla ilgili fazla bir şey bilinmez ama varlıklı bir tüccarın oğlu olduğu söylenir. Küçükken üzerine yıkılan bir kilise inşaatından 16 sağ çıkmasının önemli bir işaret olarak yorumlandığı kabul edilir. Nikolaos'un, gençliğinde Kudüs'e gittiği ve ardından Hristiyanlar için oldukça önemli sayılan İznik Konseyi'ne katıldığı da rivayet edilir. kims dla mienne teh ibtiipinenssi)! hangisi yoktur? Bu parçada aşağıdakilerden A) Nesnel yargı mivistavidsbe nee .ll B) Öngörü edil nabmiery bribey no messy e) Kanıtlanmamış bilgibesy nilsvidabe ly D) Genel kabul ps isvidebe qed emulgot el.n bsix uelvo abpblxnet E Doğaüstü yorum Bostbrielystob ineblibssy nobrihexü lablaill umi There sinemio tulev svunox ene 18 foi os ner sintaxeoalid unumuzub Dainupud inirihet numunox ob HültainOb aniba abriney minimo adu Silldehgelu anleipnet nebvollisbipsa namitesia nahasey nnainemitgale sbagiaq. (A Jinhulunuva neblibam so haliblajdo its nebishitgale ud

Salep tozu elde etmek için doğadan aşırı miktarda toplandığından Anadolu orkidelerinin soyu da diğer orkideler gibi tehlike altındadır. Salep, orkidelerin yum- rulu köklerinden elde edilir. Her orkide yılda bir tane yavru yumru meydana getirir ve yeni yumru geliştik- çe eskisi yok olur. Orkide yumrularının bir tanesi 1,5 gram civarında gelir. 1 ton salep tozu elde etmek için 625.000 orkideye ihtiyaç vardır. Sadece ülkemizde her yıl milyonlarca orkide toplandığı göz önüne alı- nırsa bu orkidelerin soylarının bir süre sonra tüken- mesi de kaçınılmazdır. Orkidelerin gelişme süreci (2- 16 yıl) çok uzun olduğu için kültüre alma çalışmaları da yeterince verimli değildir. Kültüre alma çalışmala- rından yüksek verim alınmaya başlandığında doğa- da yaşayan orkideler kurtulacaktır. 1. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Açıklama C) Koşul öne sürme K B) Abartma D) Kurallı cümleler Gerekçeli yargı 3.

O Günümüzde öyle tarımsal teknikler geliştirildi ki paketle- me, taşıma ve saklama koşullarına uygun olabilmesi için artık, meyveler eşit büyüklük ve olgunlukta üretilebiliyor. Hatta ağaçta olgunlaştırmak yerine, insan kontrolünde ol- gunlaştırmak günümüzün acı bir gerçeği oldu. Ekonomik dayatmalar yüzünden böyle bir yola başvuranlar bulun- masına karşın, soğuk hava donanımlı büyük kamyonları, meyve bahçelerinin yanına getirip olgunlaşmış meyveyi dalından koparır koparmaz depolayan girişimcilerin ol- duğunu bilmek sevindirici. Böylece doğal koşullarda ol- gunlaşan meyvelerin doğal tadı ve yapısı korunabiliyor ve bu konuda duyarlı olan tüketicilerin istekleri karşılanmış oluyor. Bu parçada meyve yetiştirmeyle ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisine değinilmemiştir? A Teknolojik gelişmelerin katkılarına B) Hangi nitelikte üretilebildiğine Tüketici beklentilerinin etkisine DKimi yetiştirilme koşullarına E Her mevsimde istenen türün yetiştirilebildiğine (2008-JOK Astsb.) 7

rülü la- ça 3 BILIM ANAHTARI YAYINLARI 6 14./Korkma Ben Varım'ı yazarken hem macerası hem de dil ve anlatımı hızlı bir roman yazmak istedim. Çünkü edebiyat, çağın hızına ayak uyduramayan- ların ilgi alanı gibi görülüyor. Ben, sanatın alanında kalarak hızı üst seviyeye çıkarabileceğimizi düşü- Araba 300 basıyor, okur isterse saatte 30 km hızla nüyorum. Romanı bir otomobil gibi tasarlıyorum. da okuyabilir. Fakat araba yani roman, saatte en fazla 40 km gidebiliyorsa günümüz okurunun, ara- bayı yolun kenarında bırakıp taksiye atlaması kaçı- nılmaz gibi görünüyor. Aşağıdaki düşüncelerden hangisi bu parçada konuşan yazara ait olabilir? A) Dün olduğu gibi bugün de okur sayısı kadar okuma çeşidi olacaktır. BY Okurun beklentilerinin ön planda olduğu bir edebiyatın zamanın ötesine söyleyeceği pek bir şeyi yoktur. C) Kafasındaki düşünceleri edebî bir metne dönüş- türmeyi başarabilen yazarlar, okunma endişesi taşımamalıdır. D) Sanat ve edebiyatı içinde doğduğu koşullardan bağımsız ele almak mümkün değildir. E) Edebî metin, daha özelinde roman, her şeyden önce bir anlatım sorunudur. Diğer sayfaya geçiniz. 18 19 10 11 12 13 5

2014-ALES-Sonbahar/SÖZ-1 16. (1) Tutunamayanlar hem söyledikleriyle hem de anlatım biçimiyle bir başkaldırı niteliği taşıdığından eserin iki yönden de farklı bir yaklaşımla incelenmesi gerekir. (II) Şimdiye kadar eserin karakterleri ve felsefesi üzerinde durulmuşsa da anlatım biçimine yeterince eğilen olmamıştır. (III) Bundan ötürü ilk önce eserin sunuş biçimine sonra da anlamsal yönüne eğilmek istiyorum. (IV) Ancak hepsinden önce Oğuz Atay'ın Batı'daki hangi tür roman anlayışına katıldığını belirtmek gerekir. (V) Çünkü Atay, Türk romanının geleneksel çizgisinden çıkarak başka bir romanı deneyen ilk Türk yazarı olmuştur. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde olumsuz bir duruma yer verilmiştir? A) I B) II. C) III. $ D) IV. E) V. 1

16. (1) Hikâyecilerimizden birini yıllardır yakından izliyo- rum. (II) Hikâyelerindeki kahramanların nitelikleri, olay- ların kurgusu, iletmek istediği mesajlar hep aynı. (HH) Hikâyelerinin anlatımında ve biçimsel ögelerinde ise bazı değişiklikler gözledim. (IV) Önceki hikâyelerinde yer alan köylü kahramanlar şehirleşme ile birlikte şehirli tipler hâline geldi. (V) Bu değişimi, düzyazıdan şiire yönelen bir anlatım ve dolayısıyla satırdan mısra düzenine geçiş şeklinde özetleyebilirim. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V poufaya geçiniz.

Deneme - 7 32. Modernlik, kopukluk getirmiştir sanata. Bunun sonucu olarak günümüz sanatında çelişik oluşumlar, birbirin- den farklı eğilimler ortaya çıkmıştır. Günümüzde sa- nat yapıtını anlamak iyiden iyiye zorlaşmıştır. Oysa dünün sanatında böyle bir durum söz konusu değildi. Çünkü - Bu parça anlam akışına göre 1. Eskiden daha özgün sanat yapıtları ortaya konu- yordu. II. Sanat yapıtını anlamak için küçük bir adım atmak yetiyordu neredeyse. III. Eşki sanat eserleri, önemini ve değerini hâlâ koru- yor. yargılarından hangileriyle sürdürülebilir? A) Yalnyz I B) Yalnız II D) I ve II E) II ve IN Yalnız ll

31. 1. Yapılan araştırmalar chitosanın midedeki yağlara yapışarak bunların vücut tarafından emilmesini azaltmak gibi bir özelliği bulunduğunu göstermiştir. II. Chitosan kabuklu deniz hayvanlarının sert dış ka- buğundan elde edilen diyet özellikli bir fiber türü- dür. III. Bilim adamları bu özelliğin chitosanın yüksek po- zitif manyetik yükü ile bağlantılı olduğunu düşün- mektedirler. IV. Bu bulgular, chitosanın yağ toplayıcı özelliğinin ko- lesterol düzeylerini düşürmeye yardımcı olduğunu göstermektedir. V. Bu özelliğinden dolayı chitosan sağlık sektöründe gittikçe daha fazla kullanılmaktadır. Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluş- turması için hangilerinin yer değiştirmesi gerekir? A) I. ve II. B ve III. C) II. ve IV. D) III. ve V. E) IV. ve V. 34. I. B 8 B 648 B) ru Fark den gisi S E)

E na V 24. i 1) k 4- r- a si Moliere, güldürü alanında kuşkusuz en büyük isimdir. O, yalnız Fransa'nın değil, dünyanın en büyük güldürü yazarlarındandır. Salt güldürmek için yapılan güldürü anlayışını yıkmış, güldürerek eğitme ve öğretme anla- yışını getirmiştir. İnsanların iç yüzünü, kirliliklerini göz- ler önüne sermiştir. İnsanoğlunun bu yönlerini genelle- yip bütünleştirerek ayrı ayrı tiplerde toplamıştır. Onun güldürülerinde çağlar boyunca ve bugün de rastlanan kibarlığa özenen budalalar, sonradan görmeler hasta- larını sömüren bilgisiz hekimle ve cimrilerle karşılaşılır. Bu parçada Moliere'nin hangi yönüne değinilme- miştir? A) Eserlerinde her dönem görülebilen tipleri anlattığına B) Güldürüleriyle eğitici olmayı amaçladığına Insanların olumsuz yönlerini ortaya koyduğuna DY Güldürü alanında önemli bir yerinin olduğunun E Toplumsal yaşamı ve güncel olayları incelendiğine

ÇE 21. I. Böyle olunca da ortaya konacak her eserin akılcı olması gerektiğine inanır. II. Bu sistem akıl ve mantığa dayanır. I. Heyecan ve lirizm, onda aranacak en son şeydir. W. Çağının coşkusunu bu yazarda bulmanız zordur. V. Onun düşünce sisteminde geometrik bir düzen vardır. VI. O, uygarlığın akıl sayesinde ilerlediği görünüşünü savunur. Yukarıdaki cümleler bir bütün oluşturacak şekilde sıralandığında baştan üçünci cümle hangisi olur? A) I B) III ON DV E) VI WFI 23

1. Zamanı, bölünmez bir bütün olarak yaşayanlar; geleceğin yıpratıcı tesirinden kurtuluyor. Batı edebiyatında bunların birçok örneği var. Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Çağını, geçmiş dönemini anlamak ve geleceğe ses- lenmek B) Çağının gereklerini anlayabilmek C) Farklı türlerde yazmak D) Sabit fikirli olmamak E) Değişimi göz önünde bulundurmak

TYT - Türkçe Öykü, yapısı gereği artık ille de bir karakterde yoğunlaşmıyor. Bir damla gözyaşı, sallanan bir mendil, acı bir vapur çığlığı sadece ve sadece bunlar onun konusu olabilir. Bu nedenle karakter bir başına onun için önemli değildir. Ama kuşkusuz bütün bunlardan, öykünün insanı dışladığı sonucu çıkarılamaz. Çünkü öykü tam da burada, duyan, hisseden, kavrayan insani bir düzlemde var olabiliyor; anlam kazanabiliyor. Değilse insani durumları sorgulamayan, bizi rahatsız etmeyen, bir teklifi ve sunumu olmayan insansız bir öykünün ne anlamı olabilir ki? Öyküde zaten bu yüzden hikâye anlatıcısına ihtiyaç duyuyoruz: Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülebilir? A) Unutulmaz öykü karakterleri olduğu için B) Duygu aktarımını başarıyla gerçekleştirdiği için C) Kendi hikâyemize bakmamıza imkân verdiği için D) Yaşamsal fonksiyonları barındırdığı için E) Bize yeni bir yaşam teklif ettiği için

A Türkçe A 32. Millî Edebiyat şiirinin öncüsü denince akla Mehmet Emin Yurdakul gelmelidir. Çünkü daha ortada Millî Edebiyat adına bir şey yokken kendisi 13 yıl önceden 1898'de ya- yımladığı Türkçe Şiirler eseriyle millî şiirin nasıl olması gerektiği hususunda öncülük etmiştir. Bunu gerçekleşti- rirken Servetifünun şiirinin en güçlü döneminde olması da onun öncü şairliğini pekiştirmiştir. Onun bütün şiirle- rinin ortak paydası halkı içinde bulunduğu karamsar ruh hâlinden, gerilikten, bilinçsizlikten kurtarmaktır. Kimliği ve tarihini hatırlatarak kendine güven duygusunu aşıla- mak ve manevi açılardan kalkınmasını sağlamaktır. Bu açıdan bakıldığında Yurdakul: milliyetçi, idealist, halkçı ve medeniyetçi bir şairdir. Bu parçadan hareketle sözü edilen şairle ilgili aşağı- dakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Yaşadığı dönemdeki güçlü şiir anlayısıyla değil, inandığı şiir anlayışıyla eser ortaya koymuştur. V B) Daha oluşmamış bir edebiyatla ilgili ilk örnekleri şiir- leriyle göstermiştir. C) Şiirleriyle halkın milli duyguların harekete geçirmeye çalışmıştır.V D) Yaşadığı toplumun içine düştüğü kötü durumu ken- disine dert edinmiştir. A E) Farklı şiir anlayışlarının oluşmasında ve gelişme- sinde önayak olmuştur. and ( g 33. Fira sin yüz tek ina mir rinc nas bir büt rat leer Dir ner mu uyg san Bu mis A) B) C) E)

35. Çalıkuşu bir Kurtuluş Savaşı romanı değildir. Kurtu- luş Savaşı'nın sonuna doğru tefrika edilmiş ve çok ilgi çekmiş. O kadar ki 1922 yılından sonra doğan birçok çocuğa Feride ismi konmuş. Feride, o yıllar- da bir simge olmuş. Reşat Nuri, Çalıkuşu romanını önce tiyatro oyunu olarak yazmış. Darülbedayi'nin beğenmediği oyun metni kayıp. Her kesimden oku- run severek okuyabileceği Çalıkuşu, pek çok roman okurunun yetişmesine de katkıda bulunmuş. Bu parçada Çalıkuşu romanı ile ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Kurtuluş Savaşı'nın bitimine yakın bir dönemde bölüm bölüm yayımlandığına B) Etkileyici ve sevilen bir roman olduğuna Önce tiyatro olarak kaleme alınıp oyun sahne- lendikten sonra romana çevrildiğine D) Roman kahramanının adının o dönemde çokça tercih edildiğine E) Okuma alışkanlığı kazandırmada olumlu katkı- sının bulunduğuna Diğer sayfaya geçiniz.