Anlatım Biçimleri Soruları

(1) D vitamininin ön maddesi, bitkisel ve hayvansal besinlerle vücuda alınır. (II) Bu ön madde vücudu- muzda güneşin UV ışınları ile D vitaminine dönüşür. (III) Ayrıca bu vitamin balık yağı, tereyağı, kaymak, yumurta gibi besinlerle de vücuda alınabilir. (IV) D vitamini kalsiyum ve fosforun emilmesini ve ke- miklerde depolanmasını sağlar. (V) Gereksinimden az alındığında vücuttaki kalsiyum/fosfor dengesi bozulacağından kemiklerde ve dişlerde yumuşama meydana gelir. (VI) Bu durum çocuklarda raşitizm, erişkinlerde asteomalazi denilen anormalliklere neden olur. Bu parça iki paragrafa bölünmek istenirse ikinci paragraf numaralandırılmış hangisinden sonra başlar? cümlelerin C) JX A) II EIII D)V E) VI

Ç er a- 1- (1) Gökalp'in düşüncelerinin oluşumunda yaşadığı devrin sosyal ve tarihi şartlarının etkisi bulunduğu gibi doğduğu yerin de ayrı bir önemi olduğunu ci – görürüz. (II) Bu durum birçok şair ve yazarda ken- dini hissettirir. (UI) Diyarbakır'da doğan Gökalp'in kişiliğinde ve kültüründe Anadolu'nun büyük bir V rolü vardır. (IV) Özellikle folklorü, halk kültürünü tanıyışı Gökalp'i son derece etkilemiştir. (V) İlgi çeken başka bir özelliği de, Gökalp'in mizacıdır. (VI) Son derece içe dönük olan kişiliği tamamıyla dışa dönük bir nazariye ortaya atmıştır. Bu parça iki paragrafa bölünmek istenirse ikinci paragraf numaralandırılmış cümlelerden hangisiyle başlar? B) NI A) II 10) V Kolay yoldan CLIV ENVI i asağıdakilerden

(1) Dede Korkut hikâyeleri şekil bakımından epope ile halk hikâyeleri arasında bir yer tutar. (II) Hikâye- ler manzum ve mensur olarak tespit edilmiştir. (III) Hadiselerin anlatılışı, vakaların hikâyesi mensur olarak geçer fakat seslenme ve konuşmalar man- zum şekildedir. (IV) Dede Korkut'taki mensur par- çalar mensur hikâyelerde gördüğümüz nesre hiç benzememektedir. (V) Birbirini kovalayan cümleler büyük bir ahenkle sıralanmakta, bunların meyda- na getirdikleri akıcı bütünlük, taşıdıkları seci un- surlarının dışında ayrı ölçü izleri taşımaktadır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? B) II A) I heyec arasinga IV acağı için elegth C) III de codu A E) V

adinin iç elenistik tarih- i para da da se ope âve- (1) Jaguar, kedigiller familyasından bir memeli türüdür. (II) Leoparlarla jaguarlar birbirlerine çok benzer ama yakından bakıldığı zaman postların- daki beneklerin farklı olduğu görülür. (III) Jaguarin postu, büyük kümeler halinde siyah beneklerle kaplıdır; her kümenin ortasında tek bir siyah benek bulunur. (IV) Leoparin postundaki siyah benek kümeleri daha küçük olup ortalarında si- yah benekler yoktur.Jaguarların başlıca avları göbekli domuzlar, su kobayları ve balıklardır. (VI) Suya doğru uzanan bir kayanın veya ağacın dalında oturan jaguar, sessizce avını bekler; önünden geçen ilk balığı ön ayağıyla yakalayıp sudan çıkarır. Yukarıdaki paragraf ikiye bölünmek istenirse birinci paragrafın son cümlesi aşağıdakilerden hangisi olur? A) IL BII IV EVI

lamı ve Yorumu 8 nce) 3. 24 Eserlerin dili ne kadar üst düzeyde ve aydın kimselere hitap ederse etsin beslendiği kaynağa, halka bir gün yö- nelecektir. Servetifünuncular, dilin gelişimini ve geleceğini göremedikleri için yapıtları bir süre sonra okunmaz hâle gelmiştir. İçlerinde daha uzun yaşayıp da bu talihsiz- liğini görme ve düzeltme şansı bulabilenler olmuştur. Halit Ziya bunlardan biridir. O, ömrünün son yıllarında yapıtlarını yeniden ele almış, onların dilini sadeleştir- meye çalışmıştır. İşte o zaman Halit Ziya halk arasına karışmış, halkın sanatçısı olmuştur. Bugün hâlâ Halit Ziya'nın okunması, yeni kuşakların ondan söz etmesi dilinde yaptığı değişikliğin bir yansımasıdır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Servetifünun Edebiyatı'nın dili halktan uzak, anla- şılmaz bir dildir. B) Halit Ziya eserlerini üslup açısından tekrar değer- lendirmiş sanatçılar arasındadır. C) Yapıtın kalıcılığını belirleyen şey, eserin dilinin halk diline yakın olmasıdır. D) Sanatçının anlatım tarzı ve seçtiği konu okurla ara- sındaki en önemli bağdır. E) Gelenek ve görenekten beslenmeyen bir dil varlığını uzun süre devam ettiremez. Schneider S Line Up

elf 7. T; 1- K- ? 4 bir 4. Parag Havada keskin bir ayaz, puslu, karanlık bir perde vardı. Par- kı çevreleyen ağaçlar da üşümuş olmalı ki sararmış yaprak- larını bırakmak istemiyorlar gibiydi. Gözleri sabit. çok uzak- lara gitmiş yaşlı bir adamın etrafında dört dönen yaramaz bir çocuk ve titreyen, hasta sokak köpeklerinden başka kimse yoktu. Yaşlı adam: "Köpeklere su ver, akşamdan kalan ye- meklerden getir." dedi torununa. Torunu, annesine seslene- rek eve koştu. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Parçada betimleyici anlatım hâkimdir. B) Dolaylı anlatım cümlesine yer verilmiştir. C) Kişileştirmeden yararlanılmıştır D) Olaylar devinim hâlinde sunulmuştur. Ellahi bakış açısıyla yazılmıştır. devinim? gözlemci 1 om buka

6. Kuzey Kutbu, Yerküre'nin diğer bölgelerine oranla iki kat fazla ısınıyor. Kuzey Kutbu'nun ince buzullarla kaplı bölümü ile daimi buzullarının endişe verici düzeyde eridiğini ve Dünya ile okyanusun hassas ekosistemini etkileyeceğini gösteren bu araştırma, Geophysical Research Letters (Ceografikil Resörç Letirs) dergisinde de yayımlandı. NASA'nın Eylül 2005'teki uydu fotoğraflarına göre, ilk uydu kayıtlarının alınmaya başlandığı 1978'den bu yana en ince buzul örtüsü kaydedilirken 3 metre kalinliğina varan daimi buzul örtüsünün de önemli ölçüde azaldığı tespit edildi. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Kuzey Kutbu'nun çok fazla ısındığına B) Buzullardaki erimenin ekosistemi olumsuz etkileyeceğine Buzul örtüsünün büyük ölçüde eridiğine D) Buzulların erimesinin sıcaklığın yükselmesinden kaynaklandığına E) Kutuptaki erimenin engellenmesi için neler yapılması gerektiğine

TYT/Türkçe 22. "Gelişi Güzel Kelimeler"; on, yüz, belki de bin yıllar içinde sözlü ortamlarda oluşan, gelişen ve değişen kültür varlığı içinde unutulan geleneksel bilgi siste- mini ve onun gelecekte ihtiyaç duyulacağını sandı- ğım zenginliğini kelimeler üzerinden sosyal medya- da dostlarla konuşurken kolektif bir ürün, anonim bir hikâye gibi doğdu. O amado yozmomış ki Görselin güçlü olduğu çağımızda ve sosyal medya- da bu yazıları tabir yerindeyse farklı çizimleri olan "sözün resmi" gibi düşündüm; tuvali hazırladım, fir- ça ve boyaları dostlara uzattım. Internetin sağladığı kolay erişim ve iletişim sayesinde sözün ustalarının her biri bir fırça sürerek, ayrı bir renk ve güzellik ka- tarak resmi tamamladı. Bu sayede çok az kelimeyle meramını anlatan günü- müz insanının ihtiyaç duymadığını sandığı için sessiz sedasiz uzlet köşesine çekilmiş kelimelere ışık tut- tum. Bu parçada sözü edilen kitaba ilişkin; I. Yazma fikri nasıl ortaya çıktı? II. Nasıl hazırlandı? V III. Ne kadar sürede tamamlandı?X IV. Hangi amaçla yazıldı? X sorulardan hangilerinin cevabı yoktur? ALive TV O B) II ve IV III ve IV C) Yalnız III ve II 23. 1. voo 11. B ri RES

V. Aşırı ideolojik yargılarından hangileri yoktur? A) I ve III O yaklaşımlardan uzak durmaları D) III ve V B) ve IV 128- E) IV ve V C) II ve III 6. Gücünü gözlem ve mizahtan alan öyküleriyle ta- nınmaktadır. Öykülerinde, konuşur gibi yazmanın doğurduğu bir rahatlık ve akıcılık görülür. Toplum- sal bozuklukları, çarpık kişilikleri ele alır. Küçük olayların anlatıldığı bu öykülerde, yazar, iyimser- likten uzak ve bilgilendirmeye yönelik bir yol se- çer. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edi- len yazarın özelliklerinden biri olamaz? A) Anlatımda doğallığa özen gösterme ydoğa B) Toplumun aksayan yönlerini konu edinme Güldürü ögesinden yararlanmasını bilme D) Okuru aydınlatmayı amaçlama E) Toplumsal olayları yansız bir bakış açısıyla an- latma 1

35. Fröbel, eğitimin amacının bireyin toplumsal yaşam içindeki "yaratıcılık" gücünü açığa çıkarmak olduğunu düşünmekte ve eğitimin temelinde "yaratıcılık" olduğunu savunmaktadır. İlk kez "yaratma güdüsü" diye bir güdüden söz eden Fröbel'e göre, insanın kendini tanıması bile, bir "yaratma" ile mümkün olabilir; yaşam da "yapmak" ve "yaratmak"tan ibarettir. Yine, ona göre birey ancak bir harekette bulunarak, bir şey yaparak, bir şey yaratarak "akıllı bir yaratık" durumuna gelebilir. Fröbel'e göre yetişkinler için iş, çocuklar için ise oyun, çevrey tarafından uyarıldığında insanın içinde bulunan mevcut gücün ortaya çıkardığı bir etkinliktir. Bu parçadan Fröbel ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Bireyin yaratıcılık serüvenini eğitim alarak ilerletebileceğini savunmaktadır. B) Çocukların oyun içindeki yaratıcılıklarının, mevcut potansiyellerini ortaya koyduğunu belirtmektedir. C) Insanın kendini tanımasının, çevresel faktörlerden bağımsız ilerleyen bir yeniden oluşum süreci olduğunu ifade etmektedir. D Durağan ve pasif durumda olan, herhangi bir yaratımda bulunmayan insanın, akıllı bir yaratık olarak tanımlanamayacağını iddia etmektedir. 36. Sana (1) -- Tiya -S kar gid E) Yetişkinlerin içinde bulundukları ortamdaki gücünü ortaya çıkaran şeyin yaptıkları iş olduğunu belirtmektedir. 1 Sa (1) T

ÖRNEK SOR Yüksek ökçelerle merdivenleri takır takır bir hamlede iner, aya- ğı burkulmadan bir aşağı, bir yukarı koşar dururdu. Nihayet bir baş dönmesi geldi. Çağırdığı doktor ilaç filan vermedi: "Bü- tün rahatsızlığınıza sebep bu ökçelerdir, hanımefendi." dedi. "Onları çıkarın. Rahat, yünden, yumuşak bir terlik giyin. Hiç- bir şeyiniz kalmaz." Hatice Hanım, doktorun tavsiye ettiği bu yünden terlikleri aldırdı. Hakikaten rahattı. İki gün içinde başı- nın dönmesi filan geçti. Dizlerinde, baldırlarında sızı kalmadı. Fakat böyle, tam vücudu rahat ettiği sırada, ruhu derin bir azap duydu. Dokuz senelik adamlarının iki gün içinde birdenbire ahlakları bozulmuştu. Eleni'yi kendi diş fırçasıyla dişini fırça- larken, Gülter'i kilerde reçel kavanozunu boşaltırken görmüş- tü. Mehmet'i et günü olmadığı hâlde bol bir sahan külbastıyı yerken yakaladı. Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Hâkim anlatıcının bakış açısıyla yazılmıştır. B) Olaylar oluş sırasına göre verilmiştir. C) Zamana ilişkin bir bilgi yoktur. D) Anlatılanlarda düşsellik görülmemektedir. E) Bilgi vermek amaçlanmıştır.

Her olayın, her eylemin, her eserin kendi zamanı ve koşulları vardır ama genellikle bu, görmezden gelinerek eleştiri yapılır. Bir yazarın koşulları göz önüne alınmadan yerilmesi, son de- rece haksız bir tutum değil midir? Bir olay tam olarak ancak kendi dönemi bilindiğinde anlaşılabilir. Bugünün gözünden ba- kılınca ne Fransız İhtilali ne Lozan Anlaşması doğru okunur. Bir insanı bir davranışa iten etkenler bilinmezse yaptıkları an- lamsız, korkunç, aptalca, bencilce vb. görünebilir. Ama çer- çeve genişletilirse her şey anlaşılır. Bu parçada ağır basan anlatım tekniği aşağıdakilerden hangisidir? A) Öyküleme B) Tartışma D) Karşılaştırma C) Öyküleme E) Açıklama

tanıştım. Laf la- ya'da çalışmış, ilesini bile gö- im ki: "Amea, iyebiliyor mu- lesef yiyemi- ce amca ba- si gibi deği- rak aşağı- ye'de ça- şmanlık Alman- ailele- mak- AVANTAJ YAYINLARI O 48.4650 SD JY Bilim insanları, dünyamızın geçirdiği evreleri gözlemlemek için toprağı incelerler. Dünyanın jeolojik ve antropolojik di- li bu çalışmalarda çözülür. Bir milletin, bir medeniyetin ulaş- tığı seviye de sözcüklerde gizlidir. Bir milletin hüznünü, se- vincini, yaşam tarzını, hayata bakış açısını, neyi nasıl algı- ladığını, hangi gelişmelerden ve hangi toplumlardan ne şe- kilde etkilendiğini sözcükler fısıldar bize. Onları değiştirir veya içini boşaltırsanız iste o zaman geçmişi de yok eder- siniz. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A) Bir milletin geçmişinin inceliklerini öğrenmek için o mil- letin medeniyet alanında ulaştığı seviyeye bakmak ge- rekir. dk. B) Bir milletin hayata bakış açısını öğrenmek için o mille- tin geçirdiği jeolojik ve antropolojik evreleri incelemek gerekir. C) Bir milletin yaşayış tarzına ve kültürüne ait her şey, kul- lanılan sözcüklerde gizlidir. D) Bir dilin gramer kuralları değiştirilirse o dile sahip olan milletin gelecekle ilgili hayalleri de ortadan kalkar. E) Geçmişin dili; o milletin hüznüne, sevincine, yaşam tar- zına ve hayata bakış açısına bakılarak çözülür.

5. Kimi ressamlar için resim, fotoğraf makinesinin dek- lanşörüne basmak gibidir ve o kadar kolaydır. Genç ressam, bu kolaylıktan çok uzak; soyutlamalarla kendi yolunu izlemekte. Her sergisi yeni, söylenmemiş anlam- lar yansıtıyor sevenlerine. Öncekilerin yanından bile geçmeyen yeni tarzlar... Oysa insan, farklılıkta bile bir ölçü arıyor. Örneğin sevdiği bir şairin, şiirinde ustalığa nini vardığı bir yerde soluklanıp hiç değilse üç beş şiirde aynı tadı vermesini, aynı kokuyu koklatmasını istiyor insan. Çok sevdiği bir yemekten ikinci tabağını yemek gibi... Ressam hep aynı şekilde çizme bataklığına saplanma korkusundan olsa gerek tatlara doyurmuyor sevenlerini. mia Bu parçada sözü edilen ressamın eleştirilen özelliği aşağıdakilerden hangisidir? sy A) Sürekli kimlik arayışında olması B) Kendini keskin çizgilerle ve sıkça yenilemesi C) Kendine özgü bir tarz ortaya koyması D) Beğenilen resimlerini çoğaltmaması ENO E) Nesnel gerçekliği yansıtmaması ulau inn F

10. Artık çoğu şeyin arasında fark kalmadığından mı yoksa farkları göreceğimizden emin olmadıklarından mı nedir, çoktandır dergilerde, benzer iki resim arasındaki yedi farkı bulmamızı istemiyor kimse bizden. Oysa biz, birbirinin aynı görünen iki resme baktığımızda, "Aralarında bir fark yok!" deyip geçmez, farkları bulup çıkarır, neşeyle çıktığımız basamakların bizi götürdüğü yerde bir cümlenin altını çizerdik: Benzerlikler yanıltır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi vardır? A) Açıklamaya başvurmal B) Örneklere yer verme C) Alıntıdan yararlanma D) Koşul öne sürme E) Soyut kavramları somutlaştırma (2015-S) r

27. Bugün "Noel Baba" olarak bilinen Aziz Nikolaos MS 4. yy. da açar dünyaya gözlerini. Hayatının ilk yıllarıyla ilgili fazla bir şey bilinmez ama varlıklı bir tüccarın oğlu olduğu söylenir. Küçükken üzerine yıkılan bir kilise inşaatından sağ çıkmasının önemli bir işaret olarak yorumlandığı kabul edilir: Nikolaos'un, gençliğinde Kudüs'e gittiği ve ardından Hristiyanlar için oldukça önemli sayılan İznik Konseyi'ne katıldığı da rivayet edilir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A Nesnel yargı BY Öngörü C D Genel kabul E) Doğaüstü yorum UO Kanıtlanmamış bilgi