Anlatım Biçimleri Soruları

rçeklerin, dan kaç- ilsızlığın Mizahla erle dol- ada tam ördüğü, bakışta cek bir e soka- a derin imkün onay- hi kut- leye- abilir. rının dü- ayı- SI. SI- i. DENEME ZAMANI Sanat dili yoruma açık bir dildir. Sanatın tarihsel sürecinde bi- imde olduğu gibi ilerlemeci, doğrusal bir gelişme çizgisi yoktur. Bu süreç inişli çıkışlı, rastlantısal, olasılıklarla dolu bir oluşum- dur. İçeriği zengin, sınırları çizilemediğinden, sanatın tanımı her zaman yetersiz kalmaktadır. Sanat yapıtı zamanlar üstü- dür. Sürekli yeniden, yeni bakış açılarıyla değerlendirilmeye gereksinimi vardır. Kalıcı olması da buna bağlıdır. Bu nedenle de sanatın 'ne' olduğu ve 'nasıl' gerçekleştiği üzerine yapılan yorumlar tarihsel süreçte sürekli değişmiştir. "Bir kuram, tanım- dan daha farklı ve kapsamlıdır, incelenen ürünün derli toplu bir açıklamasını ortaya koyar; laf kalabalığı ve özelleşmiş bir terminoloji kullanarak belirsizlik yaratmak yerine, şeyleri anlam- landırmaya yardımcı olmalı, temel ilkelerden elde edilmiş göz- lemleri sistematik bir düzene sokmalı ve birleştirmelidir. Sanat yapıtının her değerlendirilişinde sonuçlarının farklı çıkması sa- natın doğasında olan bir şeydir. Bugün sanat yapıtı kavramının içeriği çok genişlediğinden, sınırlarını belirlemek gittikçe zorlaş- maktadır. 30 Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi- sidir? A) Sanatın sınırlarını belirmek zor olduğu için insanlık tarihin- den beri sanatla ilgi değişmeyen bir tanım yapılamamıştır. B) Sanatta bilimden farklı olarak sürekli inişler ve çıkışlar ya- şanmaktadır. C) Sanat anlayıp tanımlamada farklı yöntemler kullanılabilmek- tedir. D) Sanatı değerlendirmelerinin sürekli farklı çıkması sanatın doğasında olan bir özelliktir. E) Günümüzde sanat kavramının içeriği çok genişlemiştir.

Sorular D az a- U- ve in ir. i- li www.pelikankitabevi.com.tr 3. 3.-4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. TEST 12 Eserde üslup ve içerik birlikteliği her zaman başarı getirmez. Öyle eserler yazarsınız ki âdeta üslup ve içerik dans eder. Okura ulaştığınızda ise aynı uyumu yakalayamayabilirsiniz. İçerikte anlatılanları güzel bir üslupla aktarma işini okurun görüşleriyle bezerseniz işte o zaman kalite kokusunu alma- ya başlarsınız. Bu üçlüden herhangi birindeki aksaklık tüm kitabı mahvedebilir. İçerik, dönemin ruhunu yansıtmalıdır. Üslupsa yine dönemin anlatım tarzının dışına çıkmama- lıdır. Okur görüşlerine gelince bu noktada okurun nabzını çeşitli şekillerde yoklamak gerekir. Bunlardan biri okurun o dönemde neleri okumaktan zevk aldığını kontrol eden bir araştırma yapmaktır. Yapılan araştırma tamamen objektif olmalıdır ki eseriniz herkese hitap edebilsin. Bu araştırma sonucuna göre de eserinizi biçimlendirebilirsiniz. Bu parçaya göre kaliteli bir eser için istenen tam olarak aşağıdakilerden hangisidir? A) Üslubun anlatılmak isteneni net olarak verebileceği şekilde kullanılması B) Çağa uygun bir konu, dönemle iç içe bir ifade ediş tarzı ve okurdan beklenen görüş 6) Dönemine uygun bir üslup, içeriğe uygun bir yazar görüşünün alınması D) Üslubun içerikten daha fazla ön plana çıkması E) Konunun anlatılış tarzının okurun görüşüyle des- teklenmesi

Pollu bir gi ni n n n r Toplumun başından geçen büyük olayların dönemin insan üzerindeki etkisi kaçınılmazdır. Yaşadığınız olay ne olun tamamında insanda mutlaka zihinsel bir etki bırakılacak olsun ki bu göç, deprem, sel felaketi vs. olabilir. Bu olayla Genellikle kalıcı izler bırakmaktadır. Kişi yaşanılan olay son rası o toplumda yaşamını sürdürüyorsa bu durum eğitim ha yatından her türlü yaşantısına kadar etkisini gösteriyor. Bir de bu olayların merkezinde bir yerlerde yaşıyorsa etkilen memesi olası değildir. Bu tarz toplumsal ve kitlesel s lar yaratan olaylara karşı rehabilitasyon merkezlerinin etkin olmasında büyük fayda vardır. Bu tarz merkezlerde bireyler önce içsel sonra da dışsal sorunlarına çözümler bulabilir- ler. Bu merkezler günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Rehabilitasyon merkezleri, kişi üzerindeki her türlü basky kaldırabilecek güce sahiptir. www.pelikankitabevi.com.tr 8.-9. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 9. Bu parçadan hareketle,exter Toplumun yaşadıklarının bireyin üzerinde depa etkiler biraktig da olmuştur. sorun I. Rehabilitasyon merkezlerinin sorunlara yaklaş minda bir sistemi vardır. III Olay sonrası kişinin yaşamını nerede sürdürdü ğü, olaydan etkilenişini etkilemez, bilgilerinden hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) I ve III Bu parood C) Yalnız II E) Yalnız III J nisine

(1) Ben edebiyatın bugünün kafası karışık, yaşama sevinci- ni yitirmiş ve hayat ile bağları adamakıllı zayıflamış insanın kurtuluş yolu olduğuna inananlardanım. (II) Edebiyat insana kardeşlik, sevgi, barış, mutluluk gibi kavramların toplumda yerleşmesi için vardır. (III) Gerçek edebiyat ürünleriyle ta- nişan ve bağını sürdüren insanların çağın bütün yıkıcı etki- lerine karşı direnç kazanacağını, akıl ve ruh sağlığını koru- yabileceğini düşünüyorum. (IV) Çünkü edebiyat bize gelip geçici olanın ötesinde hayata daha anlamlı ve çok yönlü bakabilme, olayları geniş bir düzlemde yorumlama yeteneği verin (V)Kendimize, insanlara ve dünyaya daha renkli, daha geniş bir pencereden bakarız edebiyat ürünlerini okudukça. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi anlatı- mın akışını bozmaktadır? A) I BYTT 0111 1. D) IV E) V 1.

11. (1) Sanat en genel anlamıyla hayatın kaba hatlarını insan ruhuna uygun hâle getirme işlemidir. (II) Sanatın tanımı değilse de işlevini en azından bu şekilde ortaya koyabiliriz. (III) Gerçekten de hayat olabildiğince sıkıcı, yorucu, tozlu bir sahne olarak karşımızda duruyor ve ona her bakışımızda biraz daha yoruluyor, biraz daha yıpranıyoruz. (IV) Bu yönüy- le sanat, hayat karşısındaki yorgun insanın beş duyusunu dinlendirmenin bir hareket alanı olarak görülebilik, (V) Sanat hayatımıza belli bir mesafeden ve farklı bir bakış açısından bakmamızı sağlar ve diğerleriyle iletişim kurmamıza yardımcı olur. (VI) Ama sanatın bundan daha fazla, daha önemli bir yanı var; o da insanlığı geçmişten bugüne getiren, bugünden geleceğe yaslayan kültür ve medeniyet birikimlerini mümkün mertebe estetik bir bakış açısıyla yansıtma becerisi. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi anlatı- mın akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III DUIV E) V bir şeyle tan kur nedenl lecek ç Bu pa min a A) I

11. (1) Toplum hızlı bir değişim süreci yaşıyor. (II) Değerler bu alt üst oluştan payını alıyor. (III) Kimi insanlar hangi yükselen değerlere sarılacağını belirlemekte zorlanıyor. (IV) İnsanı- mız iyi yaşamak istiyor ancak iyi yaşamanın sevgi, üretken- lik, paylaşma ve hoşgörü ile mümkün olabileceğini göremi- yorlar. (V) Bütün insani vasıflar yavaş yavaş ölüme mahkûm edilmiş durumda. (VI) İyi yaşam ve mutluluğu sadece maddi şeylerde arıyorlar. Bu parçadaki numaralannlış cümlelerden hangisi anlatı- mın akışını bozmaktadır? A) II B) IN C) IV D) V E) VI 10.

(1) Teknolojik gelişmenin kolaylıkları, gündelik zamanın rit- mini hızlandırırken hepimizin tahammül sınırlarını da fark- lılaştırıyor. (II) Yapmamız gereken şeyler artıyor ve daha fazla zamanı alıyor bizden, geriye kalan zaman ise azalı- yor hâliyle. (III) Teknolojik gelişme ile her şeyin daha çabuk elde edilebileceğine dair kabulümüz, elimizdeki az zamanla birleştiğinde daha da tahammülsüz hâle geliyoruz. (IV) Ke- yif aldığımız bir dizinin yeni bölümünü izlemek için bir hafta beklemek tahammül edilebilir olmaktan çıkıyor! (V) Netflix de bize tüm bölümleri bir gecede bitirme serbestliği tanıdı- ğında daha önce aylar sürebilen bir dizi deneyimi bir gecede olup bitiveriyor. (VI) Üzerinde dostlarımızla sohbet ettiğimiz, fikirlerimizi paylaştığımız bir kültürel faaliyet, bir gecede tü- ketilen ve ardından üç beş kelime edilerek geçiştirilen bir şeye dönüşüyor. Ve gelsin yenisi, nasıl olsa daha çok var Neftlix'te. 1. Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragraf numa- ralanmış cümlelerden hangisi ile başlar? ASI BY II ||| DMV E) V onu Bu F num AXI

38. Her insan, yaşamının ilk adımlarında büyük düşler ku- rar. Şiir yazıyorsa yarının büyük şairidir. Teknik bilgilerle ilgileniyorsa yarının büyük mühendisi ya da doktoru, hu- kukçusu... Siz lisenin so sınıfına kadar ayakta zar zor 594 k tutarsınız bu umutları Yüksek öğrenime geldiğinizde umutlarınız ezilir, azalır, yitirilir. İtile kakila ya o kapının ötesine geçersiniz; kendinizi hiç aklınıza gelmemiş bir öğ- renim, meslek karşısında bulursunuz ya da o kapılardan ters yüz edilirsiniz. Bir de bakarsınız ki öğrenim, evlilik, askerlik hepsi kapınıza dayanmış. İşte o an, hayatın acı gerçekleri bir tokat gibi patlar yüzünüzde. Bu parçadaki konuşmacı liseli öğrencilere söyledikle- riyle aşağıdakilerden hangisini amaçlamıştır? A) Karşılaşacakları sorunlar üzerinde düşündürmeyi B Sorunlarla nasıl baş edeceklerini öğretmeyi Cnsanı karamsarlığa sürükleyecek durumları anlatmayı (D) Yaşamı bir bütünlük içinde gösterebilmeyi E) Anlattıklarını yaşamış biri olarak tecrübelerini paylaş- mayı 4

4. Soğuk bir İstanbul sabahı... Gökyüzünde bulutlar kaynıyor, yağmur yağdı yağacak... Biz yola koyuluyoruz. Yarım sa- at sürecek yolculuğumuzu Beşiktaş'ın bildik sokaklarından geçerek bir an önce bitirme telaşındayız. Sokaklar işe ye- tişmek için koşuşanlarla dolu. İnsanlar kaldırımlardan sağa sola bakarak hızlı adımlarla geçiyor. Bir belediye otobüsü gidiyor Taksim'e doğru. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Farklı duyularla ilgili kavramlar kullanılmıştır. B) Bitirilmemiş cümleler içerir. C) Devingen bir anlatım vardır. D) Anlatımda tekdüzelik kırılmıştır. E) Örnekleyici bir anlatım vardır. A kitapçığı

Sosyal fobi erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da en sık toplum içinde konuşma, yemek yeme, yazı yazma, otorite figürleri ile konuşma gibi durumlarda daha yo- ğun olarak yaşanan; yanlış bir şey söyleyeceği, küçük düşeceği korkusu ile sosyal ilişkilerden kaçınma, sos- yal ortamlarda nefes darlığı, çarpinti, titreme, ağız kuruluğu, baygınlık hissi, karın ağrisi gibi bedensel belirtilerin de eşlik ettiği bir bozukluk olarak tanım- lanmaktadır. Bu çocuklar özellikle misafir ağırlama, başkalan ile tartışma, toplulukta telefonla konuşma, başkalarının önünde yazı yazma, topluluk önünde ko- nuşma, başkalarının önünde yeme içme gibi durumlar- da belirgin sıkıntı yaşar ve bu durumlardan kaçınmaya çalışırlar Bazı olgularda sosyal fobi okul korkusuna neden olabilir. Sıklıkla ergenlikte başlar ve kız çocuk- larda daha sık görülür. Bu çocukların sosyal beceri du- zeyleri düşüktür, az sayıda arkadaşları vardır. Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Korkulan kişilerin çabasıyla sosyal fobiden kur- tulunacağı B) Korkuların telkinlerle aşılabileceği C) Psikolojik durumun fiziksel sonuçlar üretebileceği D) Sosyal fobinin en çok çocuklarda görüldüğü E) Sosyal fobinin daha çok kentlerde görüldüğü

30. Siri damın üzerinde keskin bir koku dağıtan yaş tahtalara keseri vuruyor, bir taraftan da batıya doğru inmeye bag- layan güneşi gözlüyordu. Ağustosun sonuna yaklaştıklan için mal sahibi çatinin çabuk örtülmesini istemişti. Yağ- murlar başlar diye korkuyordu. Bunun için sekiz kişi iki gündür hep çatida uğraşıyorlardı. Sabahattin Ali'nin Apartman hikayesinden alıntılanan bu parçayla ilgili olarak, Hakim Bakış (1. Gözlemci bakış açısı ağırlıktadır. II. Kent yaşamı konu edilmiştir. + III. Olay hikâyesine özgü nitelikler ağır basar. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I -B) I yell D) Livet 5 C) II ve II EH-Ti ve ill Diğer sayfaya geçiniz

2. ve Gürsel Korat, yeni romanı Yine Doğdu Tanyıldızı'nda, önceki romanlarında olduğu gibi yine zaman - mekân e kahraman sac ayağı üzerine oturtuyor hikâyesini. Bu yöntem, Korat'ın romanlarını bilinegelen "tarihî roman" nitelemesinden uzakta tutuyor. Başka bir deyişle, Korat'ın bu romanını da bir "tarihî roman" beklentisi ile okuyamazsınız. Tersine; Çünkü insan zamansızdır; ---- tarihin bilinmeyen döneminden bugüne, insanlığın değişmeyenleri, değişenlerinden baskındır, hâlâ onun insan olma vasfını belirler. Güçlü yanları, zaafları, çevresiyle ilişkileri tarihin her döneminde insanı var eden ya da yok eden etmenlerdir. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) yazarın tarihin gelecek kuşaklar üzerindeki etkisini irdelediği söylenebilir B) yazarın insan kaynaklı olmayan olaylara yaklaşımı olarak görülebilir C) yazarın insana yönelen bakışının sözcük sözcük derinleştirilmesi biçiminde tanımlanabilir yazarın insan - tarih ilişkisinin boyutlarını sezdirmeye çalışması şeklinde değerlendirilebilir. E) yazarın insanla ilgili farklılıklara dair yorumu olarak tanımlanabilir LIMIT YAYINLARI

RAJION 7. Yazar karanlığın içinde kırık bir şişe ağzının parıldamasını, başka bir yanda da bir değirmen taşının kapkara gölgesini yakalıyor; mehtaplı geceyi şıp diye veriyor. Oysa ben ne yapıyorum? Titrek ışıklardan, göz kırpan yıldızlardan, sakin havada uzaktan gelen piyano sesinden dem vurup sözü allayıp pulluyorum. Kendisini böyle anlatan yazarın anlatımında bu- lunmayan özellik, aşağıdakilerden hangisidir? A) Özgünlük C) Sürükleyicilik E) Gerçekçilik B) Etkileyicilik D Yalınlık M

10. Pazardı. Hava kapalı ve soğuktu. Zeytin mevsimi olduğu için, uzun sopaları, örme kamış sepetleriy- elyle yerliler, zeytin çırpmaya gidiyorlardı. Kamışım omuzlarımda, ellerim pantolonumun ceplerinde, ıslak rüzgâra karşı yürürken iliklerimden titriyorum. Kül renkli sular köpüre köpüre geliyor, kayalara çarpıp gü- rültüyle parçalanıyordu. Bu peragrafta bulunmayan özellik aşağıda- kilerden hangisidir? A) Görsel ögelere ağırlık verme B Doğa olaylarını kişileştirme C Doğayr devinim içinde yansıtma şitsel ögelere yer verme D) Dokunma duyusuna yer verme

7. Bir kişinin yaşam öyküsü ne denli ilginç ve çarpıcı olur- sa olsun, bunu sinemaya dönüştürmek, aynı etkiyi ya- ratmak anlamına gelmiyor. Bertolucci'nin farkı ise bu- rada: Yaşam öyküsünden yola çıkmasına karşın son sahneye kadar sinema yaptığının bilinciyle davranarak teknik olanaklar, görsellik ve öyküyü, birini diğerine feda etmeden kullanabiliyor "Son İmparator" dal Parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? A) Sinema yapmanın, bir yaşam öyküsünü aktar- maktan ibaret olmadığına che B) Sinema ögelerinden birinin diğerine feda edilme- yeceğine CEtkileyici filmin, sadece etkileyici olaylarla yapıla- bileceğine D) Etkileyici filmin, yönetmenin yaratıcılığı ve ustali- ğına bağlı olduğuna E) Başarılı yönetmenin, sinemanın tüm ögelerini gerektiği gibi kullanabilen kişi olduğuna endemik... 14

PARAGRAFTA ANLAM 1. Galileo, astronomi için ne ise Freud da psikoloji için odur. O bilinçaltının Kristof Kolomb'udur. Hiç kimse- lenin gitmediği noktalara gitmiş, bilinçaltının şifrelerini dhe çözmüştür. Böylece yaşam ve insan üstüne olan bilgileri, insanın insana bakışını önemli ölçüde de- ğiştirmiştir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil- memiştir? A Kimi bilginler arasındaki benzerlikler B) Freud'un bilinçaltında birikenler be Freud'un alanındaki öncülüğü Freud'un başarıları Freud'un ilgi ve araştırma alanı D E)