Anlatım Biçimleri Soruları

Ffilmi bizim- acıları erçek yanı t boyu çalış- irkaç anek- ğının Özellikle köylüleri ele aldığı eserleriyle soylu sınıf içinde köylülere yönelik bir sempatinin doğmasını sağlayan Turgenyev, Rusya'da 1861 yılında serfliğin kaldırılmasıyla sonuçlanan reformların gerçekleşme- sinde büyük rol oynamıştır. Romanlarının yanı sıra şiirler, oyunlar, öyküler de yazan ve Rus aydınlarını eleştirel bir gözle ele alan Turgenyev, en önemli eseri olan Babalar ve Oğullar'daki nihilist Bazarov tipleme- siyle dünya edebiyatına unutulmaz bir kahraman ka- zandırmıştır. Özellikle bu romanı yayımlandıktan son- ra, hem ilerici hem de muhafazakar çevrelere men- sup aydınların şimşeklerini üzerine çekmiştir. 59) latılmak ist 54. Bu parçada, Bu parçaya dayanarak, Turgenyev'le ilgili aşağı- daki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Eserleriyle toplumu etkilemiştir. B) Eserleri bazı kişilerde tutum değişikliklerine ne- den olmuştur. A) Roc B) C) Edebiyatın çeşitli dallarında eserler veren çok yönlü bir yazardır. D Eserlerinde yakın çevresindeki gerçek kişileri konu edinmiştir. EX Eleştirdiği toplumsal kesimlerden olumsuz tepki almıştır.

Z 7 9. aynı oranda ihtiyaç duyulmaktadır H. teknolojinin sürekli gelişmesi ile birlikte III. kodlama ve robotik eğitimlere yer açmaktadır V. yenilikçi ve üretim odaklı teknolojilere de V. eğitim sistemlerinde VI ve bu ihtiyacın farkında olan ülkeler Yukarıda numaralanmış sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A)H B) IV C) I d DVI Z E) V

bruise e Av- (1) Romancılıktan hikâyeye geçenlerin hikâyeleri, soluk uzunluğu ve boyut noktasında okura tedirginlik veren bir den şişkinlik taşır, (II) Bunlar başarısız denmese de sıkıştırılmış, yoğunlaştırılmış, küçültülmüş birer roman havasındadır. (1) Son okuduğum Balzac'ın "Aşk Gecesi'ndeki hikâyeler, bu tür hikâyelerdir, (IV) Usta ona pek yakışan "çağının yo- rumcusu ve eleştirmeni olmak görevini bu hikâyelerinde de sürdürüyordu sürdürmesine de her biri bir romandan seçil- miş okuma parçalarıydı sanki. (V) Çılgın bir yetiştirme çaba- sıyla yine her biri bir başka roman olabilecek konuları zorla hikâyeleştirmişti, bana öyle geldi. Bu parçadaki altı çizili ifade ile, + hikâye sayfasının fazla olması, II. başarısız hikâye denemeleri olması, Il roman konularının hikâyeye taşınmış olması durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır? A) Yalnız I B) Yalnız II eYalnız III D) I ve II E) I ve III

sürelidir, a tiyatro yüz elli çin bir- makta. a kar- ağır 5. Karın üstüne ay doğmuştu. Geniş bir ova gibi uzanan yay- van vadide, küçük tepelerin ince karını tozutan buz gibi bir rüzgâr esiyordu. Uzaklarda, yalnızca hafif hışırtıları duyulan kuru ağaçlar donuyordu. Bu parçada ayrıntıların seçiminde hangi duyulardan ya- rarlanılmıştır? A) Görme - koklama - işitme Bişitme-dokunma - görme -C)-Koklama işitme-tatma D) Koklama - dokunma - görme E) Görme - tatma - işitme

2. Gürsel Korat, yeni romanı Yine Doğdu Tanyıldızı'nda, önceki romanlarında olduğu gibi yine zaman - mekân ve kahraman sac ayağı üzerine oturtuyor hikâyesini. Bu yöntem, Korat'ın romanlarını bilinegelen "tarihî roman" nitelemesinden uzakta tutuyor. Başka bir deyişle, Korat'ın bu romanını da bir "tarihî roman" beklentisi ile okuyamazsınız. Tersine; ----. Çünkü insan zamansızdır; tarihin bilinmeyen döneminden bugüne, insanlığın değişmeyenleri, değişenlerinden baskindir, hâlâ onun insan olma vasfını belirler. Güçlü yanları, zaafları, çevresiyle ilişkileri tarihin her döneminde insanı var eden ya da yok eden etmenlerdir. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) yazarın tarihin gelecek kuşaklar üzerindeki etkisini irdelediği söylenebilir B yazarın insan kaynaklı olmayan olaylara yaklaşımı olarak görülebilir yazarın insana yönelen bakışının sözcük sözcük derinleştirilmesi biçiminde tanımlanabilir LİMİT YAYINLARI D) yazarın insan - tarih ilişkisinin boyutlarını sezdirmeye çalışması şeklinde değerlendirilebilir. yazarın insanla ilgili farklılıklara dair yorumu olarak tanımlanabilir 4. 241 (1) Ari oluşt sana duys dön imk bir old ha tra ile Ö C

TYT/TURKCE 8. Tahtadan yapılmış tok odalı evinin hemen önünde prasiz bozkır, güneşin altında sarının her rengine bürünmüş halde göz alabildiğince uzanıyordu. Evin önündeki küçük bahçe, tahta çitlerle çevrilmişti. Bahçenin hemen girişinde çeşme ve yemyeşil bir akasya ağacı, her şeyi izler gibi bakıyordu. Bahçe öyle yeşil ve diriydi ki cennet burası sanılabilirdi. Tavuklar, çitin dışında bozkırda çekirge kovale- yordu ha bire. Once yaşlı adam, ardında saçlarını örten beyaz tülbendiyle karısı seğirtti bahçeye. Yaşlı adam, tulumbanin başına gidip su basmaya başladı. Tulumbanın önündeki betondan yapılmış küçük havuz dolunca da havuzun tipasini çekti. Soğuk su, arklara akmaya başladı. Her sebze, suyu içtikçe daha bir canlandı; daha bir parlamaya baş- ladı. Sabahın seheriydi. Leylek, yavrusunu kanatla- nının altına aldı. Mavi gök de san bozkır da uykuya daldılar. Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakile- reden hangisi söylenemez? A) Kişileştirme yapılmıştır. B) Yansız bir söylem kullanılmıştır. C) Niteleyici sözlere yer verilmiştir. D) Öyküleyici bir yol izlenmiştir. E) Gözlem gücüne dayalı ayrıntılara yer verilmiştir.

levirat evlen- gula- mak, sini a- re KLERLE PARAGRAF BENIM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF 7. I. /benimhocam TEST 49 Avrupa devletleri içerisinde demir yollarının savaşta önemli bir rol üstlenebileceğinin farkına varan ilk devlet, Almanya olmuştur. II. Bu savaşlarda edindiği yeni tecrübelerle demir yolu ağını yeniden gözden geçirerek geliştirme gereği hissetmiştir. III. Böyle bir demir yolu ağının yapımında aynı anda hem Fransa'ya hem de Rusya'ya karşı askerî operasyonların rahatlıkla gerçekleştirilebileceğine inanılmış olması belir- leyici olmuştur. IV. Diğer taraftan Almanya, Schleswig Holstein Seferi'nde, ayrıca Avusturya - Prusya ve Fransa - Prusya savaşlarında demir yollarından azami derecede faydalanmıştır. V. Bu yaklaşımı dolayısıyladır ki daha 1842 yılında Almanya'da stratejik bir demir yolu ağı oluşturulması için harekete geçilmiştir. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? AXI ve II D) III ve IV B) II ve III C) Ive V E) IV ve V

işen sanayisi, gereği daha sahip olan antral kurul- mizde en C katı, sivi a neden indeki çeşitli itün esi PARAGRAF BENIM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENIM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF TEST 49 Kolomb'tan sonra Yeni Dünya'da her Avrupalıya 24 dönüm toprak düşmekteydi. II. Şimdiye kadar işlenmemiş verimli topraklar işlenmiş, var- lığı yeni fark edilen birçok meyve ve bitkinin üretiminden ve satışından büyük gelirler elde edilmiştir. ve bura- III. Sahip olunan alan bu şekilde genişleyince elde edilecek fırsatlar daha da sınırsız görülmeye başlanmış nin bütün nimetlerinden yararlanılmaya çalışılmıştır. IV. Tamamen keşfedilip yerleşim içlere doğru dağıldıkça Yeni Dünya'ya yerleşmek ve toprağı işlemek için her Avrupalıya ortalama 120 dönüm kadar toprak düşmeye başlamıştır. 3. 1. PARAGRAF V. 400 yıl devam eden bu verimli dönem, Avrupalılar için tam bir bolluk çağı olmuştur. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? I ve II D) III ve V B) II ve III C) II ve IV E), IV ve V BE 5. I. Türk den II. "Le me III. K n C IV.

EDEBIYATIN TARIP 1. Hem edebiyatın hem de tarihin ana konusu insanlar ve insanların başından geçen olaylardır. Yazarlar, edebî eserlerinde tarihin verilerinden yararlanırlar. Konusu- nu tarihten alan roman, hikâye, şiir, tiyatro türündeki yüzlerce eserin varlığı bunun en önemli göstergesi- dir. Ancak tarihî gerçeklik edebî metinlerde yeniden yorumlanır. Tarihi bir olay, tarih açısından olduğu ka- dar edebiyat açısından da önemli bir kaynak olabilir. İnsanlığın karanlık dönemine ışık tutan destanlar da tarihin kaynakları arasında yer alır. Edebî eserler, ay- ni zamanda tarihçilerin bilgi almak için başvurdukları önemli kaynaklardandır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Edebî eserin amacı tarihe ışık tutmaktır. B) Edebiyat ve tarih, insanı konu edinir. C) Tarih, edebiyat için önemli bir kaynaktır. D) Edebiyat, tarihsel gerçeği yeniden kurgular. E) Tarih, edebî eseri kaynak olarak kullanabilir. 3.

27. "Edebiyat dergilerinde sevmediğin, sıkılarak okuduğun yazılar hangisidir?" diye sorsalar hiç düşünmeden, "Belli bir şiir kitabı üzerine yazılmış tanıtım yazılarıdır." derim. Sorun belki de bendedir ama bu tür yazıların neye göre yazıldığını anlayamıyorum. Tanıtımı yapan iyi niyetli ya- zar, genellikle ilgili şairin söz konusu kitabındaki dizeler- den esinle bir şeyleri duyumsatmaya, şairin şiir dünya- sına kendisi ile birlikte katılmaya çağırır bizi. Kendince eklemeler de yapar o şiirlerde oluşturulmaya çabalanan etkileyici havaya. Ama söz konusu kitap, okurca önce- den okunmadığı, belki de tanıtıcı üzerine aldığı işi gerek- tiği gibi yapmadığı için kitaba yönelik ilgi oluşturulamaz çoğu zaman. ----. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Bu yazılarda şairi, şiir yazmaya yönlendiren et- kenler üzerinde de durulmalıdır B) Bu nedenle okuyucunun şiir bilgisini zenginleşti- recek açıklamalara yer verilmelidir C) Oysa tanıtma yazıları şiire dönük olmayan so- runlarla şişirildiği için ilginçliğini yitirir ✓ D) Edebiyat dergilerinde tanıtım yazılarına az yer verilmesi kitaplara duyulan ilgiyi azaltmaktadır E) Böylece okuyana eziyet eden, onu yoran, an- lamsız ve sıkıcı bir metin ortaya çıkar

kler in Duvara dayanmış bir merdiven görürseniz altından geç- meyin, etrafından dolaşın çünkü o merdivenin tepesinde ya bir tamirci ya da bir boyacı vardır. Yani başınıza çekiç, su kovası, boya kutusu hatta bir adamın düşme olasılığı yüksektir. III. Ancak bu inanışın temelinde pratikte faydasıyla pek iliş- kisi olmayan farklı bir şey yatmaktadır. IV. Merdiven altından geçmenin uğursuzluk getireceği inan- ci, batıl inançlar içinde en azından bir işe yarayan tek inanıştır. V. Duvara dayanan bir merdiven, duvarla arasında bir üç- gen oluşturur ve birçok kültürde bu açılımın tanrıların kutsal üçgeni olduğu kabul edilir. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin yer değiş- tirmesi gerekir? A) I yell B) II ve III III ve IV E) IV ve V C) Il ye TV

5. (1) Bilimin en önemli hizmeti, toplumu ortak kanılarla birbirine bağlaması, yaklaştırmasıdır. (II) Çünkü bireysel zekâlarıyla düşünenler yalnız kendi düşüncelerinin doğru olduğuna ina- nırlar, başkalarının yanlış düşündüklerini sanırlar. (III) Oysaki bilim, bu nesnel görüşlerle bu ayrı ayrı düşünen bireyleri bir görüş çevresinde toplar. (IV) Bir toplumda, birbirinden ayrı düşünenler ne kadar çoksa o toplumda huzursuzluk o kadar belirgin olur. (V) İşte bilim, insanların çeşitli olay ve durumlar karşısında ortak hareket etmelerine imkân tanımakla, top- lumda doğması olası çeşitli sıkıntıların önüne geçmiş olur. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağı- da verilenlerden hangisi yanlıştır? A) 1. cümlede, bilimin sosyal faydasından bahsedilmiştir. B) II. cumlede, bir yanılgı üzerinde durulmuştur. C) III. cümlede, aykırılıkların nasıl ortadan kalktığı açıklar mıştır. DIV. cümlede, bir durumun olumsuz sonuçlarına vurgu y pılmıştır. V. cümlede, bir karşılaştırma yapılmıştır.

1. İnsan derisinde ---- beş milyon algılayıcı hücre var. Benzerliği sağ- lama adına doğal olmayan bir deriye bu kadar yüksek sayıda sen- sör yerleştirildiğinde bu sensörlerden gelen işlenebilmesi için çok büyük bilgisayar sistemlerine ihtiyaç duyuluyor. Yeni araştırmada bilim insanları bu sorunun üstesinden gelebilmek için daha önce geliştirilen - deri sistemlerindekinden farklı bir yöntem kullandı. -=== Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sıra- sıyla getirilmelidir? A) tam - problemlerin - gerçek B) tahminen - uyarıcıların - nitelikli yaklaşık - verilerin - yapay belki - sayıların - ilkel zannımca - bilgilerin - basit

1. Şiirde sözcüklerin görsel ve fonetik değerlerini önemseyen şair, sembolist ve parnasyenlerin aksine, Sakarya Türküsü'nde sözcüklerin temel anlamlarındaki görsel ve fo- netik değerlerini öne çıkarmıştır. Şiirin iç nefesini ve dış ka- libini ahenk potasında eriterek şiirsel söylemine etkileyici bir güç katmıştır. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? Şiirin konusunda özgün olmak B) Şiirin içerik ve biçimini kaynaştırmak C) Şiirde biçimsel kaygıyı ortadan kaldırmak Şiirdeki ahenk ögesini ikinci plâna atmak Şiirde biçim ve içeriğin farklı olduğunu öne sürmek 3 B 4. Türk öyküc men Çağd kadar baş Bu cümle gi yönü v A) Çağd BY Tarihi C) Cağa Diğer Ey çağo 5. Toplums gençliği ta sığın

2. Hayatı uzatan şey, yaşama ve hayattan zevk alma arzu- sunun canlı kalmasıdır. Daima yeni eserlere doğru gi- delim ve daima yazmakta olduğumuz eseri sevelim. 83 yaşında bir heykeltıraşa "En beğendiğiniz eseriniz han- gisidir?" diye sormuşlar. "Şimdi yapmakla meşgul oldu- ğum eser." demiş. Yapmakla meşgul olduğumuz eser, bu fani dünyaya gözlerimizi kapayıncaya kadar devam ede- cektir. İnsanlar ancak hayatın baştan başa bir eser oldu- ğunu kabul etmekle bu yola girebilirler. Yazarın bu parçada asıl anlatmak istediği aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Yaptığı bir eseri en iyi eseri olarak gören sanatçı, ken- disini geliştiremez. B Büyük sanatçılar yaptıkları her eserde eksik bir yan bulur. C) an uğraştığı eseri en güzel eseri olarak gören sa- natçılar, eserleriyle geleceğe kalırlar. D) Sanatçılar, en iyi eserlerini sürekli zihinlerinde yazma- devam ederler. ya E) Sanatçılar genelde son büyük eserini ortaya koyama- dan ölürler.

TEST 7. Yazarlan birbirinden ayıran birçok özellik sayabiliriz. Ama asıl ayrım, bence yazarların eğilimlerinden ve ele aldık- lan temalardan kaynaklanıyor. Kimi yazar, dediğiniz gibi postmodern ve kimlik kavramlarını, etnisite, oryantal sos- lu temaları ele alıyor. Aslında şu anda genel kabul gören bir yazar olmak için bu yolu seçmek şartmış gibi görü- nüyor. Ancak acaba bu yol kalıcı olmaya yeterli mi? Bu tarzı benimseyenlerin büyük bir kısmının şimdiki zamana kısılarak zamane ünlüsü olmak için gelecekten vazgeç- tiklerini düşünüyorum. Bu belki iddialı bir varsayım ama benim öngörüm bu şekilde. Zamanında ünlü olmak mı, geleceğe kalacak bir yazar olmak için trajik temalarda israr etmek mi? Geleceğe kalma endişesi, Akhilleus gibi bedel ödemeyi, günü, yani şimdiki zamanı gözetmekten vazgeçmeyi gerektiriyor. Bu yüzden karar vermek zor. Ya- zar böyle bir ikilemde kalırsa neyi seçmeli? Cevap veril- mesi gereken soru bu? Yazarın bu parçada vurgulamak istediği düşünce aşa- ğıdakilerden hangisidir? Adını geleceğe yazdırmak isteyen yazarların cesur davranamadığı B) Yaşadığı dönemde ünlü olan yazarların kalıcı olama- dığı Yazarların çoğunun karar vermede zorlandığı (D) Bedel ödemeyi göze alamayan yazarların popüler ol- ma yolunu seçtiği Okurların, birbirinden farkı olmayan yazarların yaz- dıklarını beğenmediği