Anlatım Biçimleri Soruları

Son dönemlerde bilgisayar çağının da bir getirisi olarak evinde bilgisayar olmayan neredeyse yok. Herkes artık bilgisayarla tanışmış durumda. Birçok işini insanoğlu bilgisayarla halleder olmuş. Geçmişe baktığımızda en ufak bir fatura yatırmayı bile uzun süren kuyruklar sonrası yapabiliyorken şimdilerde tek tıkla bütün faturaları yatırabilme özgürlüğüne sa- hipsin. Çağımız, bilgisayarın bir armağanı olarak hız çağı hâline gelmiştir. Yapılan her işlem yalnızca bir- kaç saniye sürüyor. İleride, teknolojinin gelişmesiyle birlikte bilgisayarın hayatımıza daha da gireceğini ve kendimize ayıracağımız zamanın biraz daha artaca- ğını düşünüyorum. İnsanoğlu bilgisayarı doğru bir amaçla kullandığı müddetçe ilerleme kaydedilebilir. Amacından saptığı müddetçe de gelişim duracaktır. İnsanoğlu yaşadığı çağın gereklerini yerine getirebil- meli ki yaşamı kolaylaşsın. Bu parçada yazarın vurgulamak istediği aşağıda- kilerden hangisidir? A) Insanoğlu bilgisayar çağına ayak uyduramadığı için ilerleyemedi. BY Bilgisayarların hayatımızdaki nüfuzu ilerleyen yıl- larda daha da azalacaktır. Insanoğlu çağına uyum sağladığı müddetçe rahat bir hayat sürecektir. Bilgisayarlarla haşır neşir olan insan kendisine zaman ayıramaz. E) Fatura yatırma gibi en basit işlemler bile birkaç saniyeyi almaktadır.

TEST-33 ÜNİTE SONU TEKRAR TESTİ ştır? ili metinler verilir, du- rlerinden iliminde tür ol- açı- im. yla a... k Palme Yayınevi 4. Benim hikâyemde şehzadeler, peri kızları, bir dudağı göğe varan Araplar, zengin saraylar, uçan halılar, bir kılıç darbe- sinde ejderhaları öldüren kahramanlar, korkunç süpürgeli cadılar yok. Hikayemi dinleyenleri hayalin en uzak ufukla- rina, sisli mesafelerin ötesine sürüklemeyeceğim. Sadece, şimdi kahramanına bile olmamış, yaşanmamış gibi gelen savaştan önceki yılların kayıtsızlığı içinde eriyip kaybolan bir gerçek serüvenden bahsedeceğim. Benim uzun savaş yıllarında karanlık gecelerde ekmek fırınlarının önünde, insanlardan, onların büyüklüğünden, iyiliğinden ümidimi kestiğim, yaşamaya olan sevgimin eksildiğini duyduğum uananlarımda, geçip gitmiş uzak günlerin izlerini taşıyan, ço- cukluğumun renkli dünyasında yer etmiş büyük balkonlu o geniş sinemam vardı. 3. thank girdi? .00 Hikayeden alınmış bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hein hangisi söylenemez? ühût 19H oy PY areminsilul amarilyo.em Aşa 5. ang dat A) A) Anlatmaya bağlı metinlerin yapı özellikleri vardır. B) Yazar, dönemin sosyal hayatıyla ilgili bilgiler vermiştir. BVB C) Anlatıcı, okura anlatacaklarının gerçekle yakından ilgili olduğunu belirtmiştir. pinedes D) Halk hikâyesi geleneğinde olduğu gibi anlatıcı okurla diyalog kurmaktadır. melső E) Metin kahraman anlatıcının bakış açısıyla anlatılmıştır. EP 6. ndsins rnagisq u Durum ve olay öyküsü olmak üzere türlere ayrılır. II. Kişisel yaşamı konu alan öğretici metinler arasında yer alır

Toplum nezdinde kabul görmek için yapman gereki- yor. Aksi hâlde kendini eserlerde göremeyen toplum seni yazar olarak kabul etmiyor. Toplumdan onay al- madığın müddetçe de yazmayı düşünme. Okur kitlen seni beğenmezse gelişmen zor olur. Bunu yenmen için toplumla iç içe olmak büyük önem taşımaktadır. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? Ese lerde okurdan söz etmek neden gereklidir? Toplumun sizi kabul etmesi için eserlerinizin ko- nusunda değişiklik yapmalı mısınız? Eserlerde kendine yer bulan okuyucunun davra- nışları nelerdir? Yazar kendini ispatlamak için hangi konulara de- ğinmelidir? Toplumu eserlerde kullanmak size ne gibi fayda- lar sağlar?

Dilimize yabancı dillerden birçok terim girmektedir. Bu ne- denle bir kısım dilci,) halk diline kadar inmiş olan birtakım terimlere karşılık aramaktadır. Oysa bunları değiştirmekle zaman kaybetmek yerine dilimize sürekli giren terimlere hemen herkesin kolayca anlayabileceği Türkçe karşılıklar aranmalıdır. Bilgisayar, yazıcı, buzdolabı, derin dondurucu, belgegeçer gibi terimler ne güzel karşılıklardır öyle değil mi? Bu neydi diye kafa yormak yok, hemen anlaşılıyor söylen- mek istenen. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kanıtlayıcı bir anlatım söz konusudur. P Tartışmacı bir üslup kullanılmıştır. Örneklemeye başvurulmuştur. 2. DY Betimleme yapılmıştır. Ey Deyim kullanılmıştır

"Bu kelime nasıl okunuyor?" diye soruldu mu orada bir sıkıntı var demektir. Okuyamayacağın bir kelime varsa o parça sıkıntı yaratacaktır. Telaffuzda zorluk- lar çıkaracaktır. Okunabilirlik kavramı tamamen orta- dan kalkacaktır. Bu parçada sözü edilen anlatım ilkesi aşağıdaki- lerden hangisidir? Akıcılık B) Özlülük D) Yoğunluk C) Tutarlılık Duruluk

ki e a t Ikitabevi.com.tr 2. Susmak, verilebilecek en güzel cevaptır diyenler söy- leyecek söz bulamıyorum deyip de hayatlarında birkaç kitap dışına çıkamayanlarla birdir. Insanın boğazının düğümlendiği durumlar elbette vardır. Konuşamamak ile susmak arasındaki o ince ayrıntı gözden kaçma- malıdır. Susmak bir bilinç içerir. Birey bilinçli olarak ko- nuşmaz. Konuşamamak ise yapamamak anlamı taşır ki aslında ikisinde de bir şeyler vardır zihinde. Birisi bunu aktarmak istemezken diğeri aktaramamaktadır. Söyleyecek söz bulamıyorum diyenler ise susanlar- dan da konuşamayanlardan da uzak ve beter bir du- rumdadır. Evet sözcüğünün içinde bile binlerce mana varken ağzınızdan çıkacak herhangi bir sözcüğün anlam taşımayacağını ifade etmek yelkenlide rüzgâr beklememek gibidir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? (A) Kavramların barındırdıkları anlamlar, kullanımlarıy- la çelişebilir. İnsanların bazı kavramları kullanım biçimleri, kav- rama hâkim olmadıklarını gösterir. Tanımı bilinen ama içeriği tam bilinmeyen kavram- ları karıştırmamak gerekir. D) Okuma eyleminden uzak bireylerin kavramları kul- lanımı sınırlı olabilir. Kavramların tam bilinmesi, doğru kullanılması için her zaman gereklidir. x

Resim, gerçeği bire bir yansıtma amacı taşıdığı an re- simliğini yitirir. Bir resme bakıp da çizilen manzaranın neredeyse bire bir olduğunu söylemek ressamın hü- nerini ifade etmekten uzaktır. Ressam çizdiği bir göl resminde gölü titreşimine kadar vermiş ama orada olmayan bir kuşun kanat çırpışlarını hissettirebilmiş- se ressam olmuş demektir. Bu kanat çırpışlar kişinin fark edebileceği bir ölçüde olursa ressam olmanın da ötesine geçmiş demektir. Ressamlık, kanat çırpışlarını kuşun olmadığı bir fotoğrafta hissettirebilmektir. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? OF Ressamlığın ölçütlerinden biri de olmayan şeyleri varmış gibi göstermektir. Ressamın her şeyi anıyla vermesi birtakım kimse- lerce hoş karşılanmaz. Resim denilecek şeyin, mutlaka ressamdan bir şeyler barındırması gerekir. Resimsever birinin resme yaklaşımı ile ressamın bakışı aynı değildir. Bir resmin var olanı bire bir vermenin dışında yap- tığı eklentiler ressamın marifetidir.

imit Yayınla 22) (1) Günlük yaşamda birbirimizi hiçbir zaman anla- yamayız çünkü ne biz başkasının içini okuyabiliriz ne de onlar içlerindekini tam olarak açığa vurur. (II) İnsanlar birbirlerini dış belirtilerinin yardımıyla ancak kabataslak bir biçimde tanıyabilir, bu belir- tiler hem toplumdaki ilişkilerimiz hem de kuraca- ğımız yakın dostluklar için yeterli denilebilecek bir temel oluşturmaktadır Oysa romancı dilerse romandaki kişileri okuyucuya bütün yönleriyle anıtabilir çünkü kişilerin dış yaşamları kadar iç dünyalarını da gözler önüne serebilme olanağına sahiptir. (IV) İşte bu nedenle roman kişileri çoğu zaman bize tarih kitaplarındaki insanlardan hatta kendi yakın dostlarımızdan daha açık görünürler. (V) Roman kişilerinin haklarında ne varsa söylen- miştir; eksik kalmış yanları bulunsa ya da inandı- rici olmasalar bile gizli saklı hiçbir şeyleri yoktur. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han- gisinden sonra düşüncenin akışına göre, "Oysaki dostlarımız bazı, şeyleri bizden gizler, gizlemeleri de gerekir; karşılıklı gizlilik insanın yaşam koşullarından biridir." cümlesinin getiril- mesi en uygundur? A) I B) II D) IV E) V Diğer sayfaya geçiniz. C) I

Eleştireceğiniz kişi, daha önce bir cümle bile olsa ko- nuştuğunuz bir kişiyse artık sözcükleri göz hapsi baş- lamış demektir. Yazacağınız her satırın sizden istediği bir şeyler olacaktır. Size göz kırpan bazı harfler, bazı sözcükler olacaktır. İradenizi kaybettiğiniz bu anlarda eleştiri yazınız bir methiyeye dönüşebilir. Bunu önle- mek için görüşmeleri kesmek yerine objektif olmaya çalışmak daha doğru olacaktır. Eleştirilerinizin olum- lu olabileceğini de unutmamalısınız. Eleştiri sadece olumsuz şeyler söylemek değildir. Bu noktada ifadeler, konuşulan kişilere yapıcı eleştiriler yapılabilir olarak algılanırsa zihinsel süreçlerde ciddi bir deformasyon başladı demektir. Bu parçadan hareketle zihinsel deformasyonun asıl nedeni aşağıdakilerden hangisidir? İlişki içerisinde olunan bireylerin olumsuz eleştirileri kaldıramayacağı düşüncesiyle hareket edilmesi Eleştirilerin kimi insanlar için objektifliğini yitirmeye başlaması İrade kaybıyla birlikte eleştirilerin, karşı taraf için olumsuz hâle gelmesi D) Eleştirilen kişinin sizinle bir bağının olması sonrası eleştirinin kesilmesi E) Eleştirinin olumsuz olduğu gibi olumlu da olabilece- ginin bilinmemesi

Yazı yazmak, yapılabilecek en rahat ama bir o kadar da en zor iştir. Rahatlığı zihnin verdiği özgürlükten gelirken zorluğu kendinizi ifade edebilecek cümleler bulup bulamayacağınızdan gelir. Kendini ifade edebi- lecek cümlelere sahip olup da bunu zihin süzgecinden geçiremeyen kişilerin işi, yazarlığın zorluğunun en güzel örneğidir. Zihnin verdiği özgürlüğü fark edeme- yenler ise kendini ifade edebilecek cümleleri bulsalar bile kalemleri sessiz kalacaktır. Kalemleri sessiz kalan yazarların, zihinleriyle tekrar arkadaş olabilmeleri ise kolay olmayacaktır. Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazar olabilmek, birtakım zorlukların aşılması ge- rekliliğini bünyesinde bulundurur. B) Yazmak eyleminin, olumlu yanlarının birtakım özel- Hiklerle desteklenmesi gerekir. C) İfade gücünden yoksun bir yazarın, yazmanın tanı- dığı bağımsızlığı kullanması zordur. D) Yazmak için zihindeki özgürlüğün, cümlelerle ifade edilmesi bağlantısı kesilmelidir. E) Özgürlüğün birtakım özellikler olmayınca çaresiz kalmasının önüne geçilmelidir..

nasey TOR Sinay İnsanlar ölümün acısını yüreklerinde duydukların- da bir mit dünyası yaratıp ona sığınırlar. • Mitler yaratmak, düş dünyalanı kurmak, dünyadaki bütün acılara karşı koymaktır hatta ölümsüzlüğe ulaşmaktır. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Mitler, tarih boyu ölüm acısından kurtulmak için hayal dünyasına sığınan insanlar için en önemli güç kaynağı olmuştur. B) Hayal dünyasında ölümsüz mitler yaratmak, ölüm karşısında korkusunu yenemeyen insanoğlunun tek sığınağıdır. C) Acılara karşı koymanın hatta hayal dünyasında ölümsüzlüğe ulaşmanın bir yolu olan mit yaratmak, ölüm endişesi taşıyan insanlar için bir sığınaktır. D) Ölümsüz mitlerin varlığına inanan insanoğlu tarih boyu ölümsüz olabilmenin hayalini kurmuştur. Ölüm korkusu ile farklı inanışlara yönelen insanoğ- lu için en iyi sığınak, her şeyin gerçekleşmesine olanak veren hayal dünyasıdır. olsun!

19. Kahramanlar insanların hayal gücünde hayat ---- 93 başladığından beri bir yolculuk durumundadır. Maceralara atılıp engelleri aşmış ve bu başarıları onları --- kahramanlar yapmıştır. Yolculuk teması, kahramanlık hikâyeleri içinde çok yaygınlaşmış ve efsanevi film serisi Star Wars'ta da kullanılmıştır. Anakin Skywalker'in macera ve heyecan dolu hikâyesini ---- onunla birlikte sinemaseverler de yolculuğa çıkmıştır. Ne var ki Anakin, diğer kahramanların aksine Karanlık Tarafa çekilmiş ve onun yolculuğu, tarihteki çoğu kahramanda görülmemiş. beklenmeyen bir döngüyle sona ermiştir Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) görmeye-silik - yaşarken B) sürmeye - muhteşem - unuturken C) sunmaya - tedirgin - seyrederken D) oluşmaya-atak - okurken E) bulmaya - cesur - izlerken UcDört Bes Diğer sayfaya geçiniz

TEST 8 5.-6. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Collu Soru Girit uygarlığı Kykland Adalarına oranla biraz daha farklı- dir. Girit uygarlığı, Tunç Çağı'nda belki de mitolojik Kral Minos'un anısına aynı adla anılan üç evre yaşamıştır. Adanın coğrafi konumu nedeniyle Eski Minos Dönemi'nde Yakın Doğu ile ilişkiler kurulmuştur. Minos halkı birçok tek- niği başlatmıştır. Taş vazolar, mühürler, altın nesneler... Büyük merkezler, adanın doğusunda yer alıyordu. Mokhlos yerleşim alanı bu konuda dikkate değer kanıtlar sunar. Orta Minos Dönemi'nde takas yoluyla ticaret gelişmiş ve Girit olağanüstü bir ilerleme kaydetmiştir. Knossos, Malia ve Phaistos'ta yapı topluluklarını içeren bir plana göre yapılan saraylar Minos uygarlığının dinamizmini kanıtlar. Sanatçılar dua eder durumda, ellerini göğsünde kavuşturmuş pişmiş toprak heykelcikler yapmışlardır. Bu heykellerde sanatçıları, benzerlikten çok desenin dış çizgileri ilgilendirmiştir. Minos halkı büyük boyda heykeller yapmamakla birlikte küçük nesnelerde olağanüstü başarılıydılar. Bu parçadan alınan aşağıdaki cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır? A) Sanatçılar dua eder durumda, ellerini göğsünde kavuşturmuş pişmiş toprak heykelcikler yapmışlar- www.pelikankitabevi.com.tr dır. B) Minos halkı büyük boyda heykeller yapmamakla birlikte küçük nesnelerde olağanüstü başarılıydılar. C) Orta Minos Dönemi'nde takas yoluyla ticaret geliş- miş ve Girit olağanüstü bir ilerleme kaydetmiştir. D) Bu heykellerde sanatçıları, benzerlikten çok dese- nin dış çizgileri ilgilendirmiştir. Girit uygarlığı, Tunç Çağı'nda belki de mitolojik Kral Minos'un anısına aynı adla anılan üç evre yaşa- miştir. (1) Çanakka bölgelere gerek Ege mercan ba balıklar bu ildeki kon tüketilmek tarım ürü yavaş gel şim bağla sinde Bur askeri ve sından ç kalkınma 7. şitlilik kaz ve daha 7. E

5. Paragrafta Yardımcı D New York'un simgesi olan Özgürlük Heykeli, fikir olarak ilk kez 1865'te bir akşam yemeğinde gündeme gelmiş; tamamlanıp yerine dikilmesi için ise tam 21 yıl geçmesi gerekmişti. İnşasına 1875'te Paris'te başlanmış, açılışı ise 1886'da görkemli bir şekilde New York'ta yapılmıştı. Heykelin üzerinde duracağı kaide (ayaklık) kısmı Ame- rikalılar tarafından iki yılda, binbir güçlükle toplanan yardımlarla yapılmıştı. O kadar ki yardım kampanyası- na ufak paralar yatıran çocukların isimleri bile gazete- lerde yayımlanıyordu. Gustave Eiffel ise Eyfel Kulesi'n- den önceki teknik başarısını, bu heykelin omurgasında gerçekleştirecekti. Bu parçadan hareketle "Özgürlük Heykeli" ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Bulunduğu şehrin simgesi olduğu New York B) Eyfel Kulesi'nden önce yapıldığı Le Heykel kısmının Fransa'da yapılmaya başlandığı fons Yirmi bir yılda inşa edilerek hazır hâle getirildiği E) Kaidesinin toplanan yardımlarla tamamlandığı ENİZİ

erine nda, nem, Onun diler. yaret zyazı li bir deril- apıl- Deneme 9 2) Yüzyıllar boyunca, yalnızlığına gömülmüş, göçebe kültürün izlerinin inatla korunduğu Orta Asya bozkır- ları, öylesine keskin bir yalnızlık içindedir ki çoğu za- man "ötelerin ardı" olarak anılır. (II) Orta Asya, göç, ihtişam ve çöküşün, sarsıntılı bir geçmişle, bağımsız- lığa rağmen belirsiz bir geleceğin toprakları olmuştur hep. (III) İklim güvenilmez, doğa başına buyruktur ve yolları katetmek için çetin koşulları göze almak ge- rekir. (IV) Bölgenin en sarp kayalıklara sahip ülkesi Özbekistan'dır. (V) Bir taraftan da uzayıp giden boz- kırların ve gök mavinin altında, İskender, Cengiz Han ve Timur gibi isimlerin de içinden geçmiş olduğu bu yolculuk, tarih ve coğrafyasıyla gezginlerin rüyasına girecek kadar zengindir. 3. 2 Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) I C) III D) IV E) V

ak tanım- 11. Hayır, ben size değil, bizzat kendime güvenemiyo n ortaya işip yay- andıklanı mitoloji- insan ve görevin- stergesi, abul edil- urbanları dir. Ateş, in güven- milmiş bir rum. Mesela, herhangi bir kimse bana iade etmek üzere kıymetli bir kitap verse ben o kitabı geri vere- mem. Buna elimin ve içimin bir türlü varmayacağına eminim. Ne yapayım, kitap konusunda böyleyim. Her- kesin de benim kadar kitaba aşık olduğunu, kıymet verdiğini umduğum için, ödünç verdiğim kitabın geri gelmemesinden korkarım. Dolayısıyla kitap vermeyi- şim, dostlarıma güvensizlikten değil, aksine onların ki- tap sevgilerine karşı duyduğum emniyetten ileri gelir. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt olarak söylenmiş olabilir? A) Başkalarından ödünç kitap alır mısınız, aldığınız kitapları geri verir misiniz? B) Ödünç verdiğiniz kitapların size geri gelemeyece- ğini düşünür müsünüz? C) Kitaplarınızı ödünç vermemenizin sebebi insanla- ra güvenmemeniz midir? DÖdünç kitap isteyen insanların kitaba yeteri kadar değer vermediğini mi düşünüyorsunuz? akilerden Deneme One E) Kitap almayıp ödünç kitapla bu ihtiyacını gider- mek isteyenler hakkındaki görüşleriniz nelerdir?