Anlatım Biçimleri Soruları

ap- inde cek- ma- 'nın =ün- -rde dar da, ya on- bir Ben en- da uz, na a- bir e www.krakademi.com 37. 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. (1) Anadolu'ya küçük gruplar hâlinde Kafkaslardan gel- dikleri tahmin edilen Hititler, etki alanlarını genişletmek için Hattili prenslerin topraklarına el koymaya başla- mışlardır. (II) Hititlerin beylik döneminin Kuşşara kra- li olan Pithaya ve oğlu Anitta tarih sahnesine çıkmış. baba oğul "Nesice" adlı dile de adını veren Kaniş/Ne- şayi'yi alarak burayı devletin ilk merkezi yapmışlardır. (III) Daha sonra babasının yerine geçen Anitta, Hatti Kralı Pijusti'yi yenip Hattuşaş'ı yağmalayarak şehre zarar vermiştir (IV). Fakat Anitta'nın soyundan gelen bir Kral Hattuşaş'ı devletin merkezi haline getirmiş ve kendisine de "Hattuşili" adını vermiştir. (V) Tarihten günümüze kadar bilinen ve varlığı kanıtlanmış en eski dil olan "Hititçe", Hint-Avrupa dil ailesine mensup olup Hitit medeniyeti tarafından kullanılmiştır. (VI) Hititler'de dinsel konularda Luvice kullanılırken saray arşivleri ile imparatorluk yazışmalarında Asur (Akadça) yazısının kullanıldığı bilinmektedir. (VII) Kayalardaki kabartmalar ve yazıtlar içinde ise hiyeroglif adı verilen kabartma ya- zıları kullanılmıştır. 37. Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragraf nu- maralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) III BYV C) V D) VI E) VII 38. Bu parçadan Hititlerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Nereden geldiklerinin kesin olmadığına B) Birden fazla dil kullandıklarına C) Hatti ülkesinin üzerinde yükseldiklerine D) Bir tür kabartma yazısı kullandıklarına E) Bilinen ve ispatlanmış en eski dili kullandıklarına diğer sayfaya geçiniz.

3. Gökyüzü ilk çağlardan beri insanla- ri büyülüyordu. Çok eski zamanlarda bile, gökyüzündeki ışık kaynaklarının, birbirlerine olan uzaklıkları değişmek- sizin düzenli hareket ettiği biliniyordu. İnsanlar, bu ışıkların Dünya'yı çevre- leyen "gökküre" diye adlandırdıkları bir kabuğa takılı olduklarını düşünüyorlardı. Gökyüzünde yıldızlardan farklı hareket eden, bir nevi "gezinen" parlaklıkları da keşfetmişlerdi. Yunancada "planetes (gezinen)" diye adlandırılan gezegenler gökküreden bağımsızdılar ve hareketleri Güneş, Ay ve yıldızlar kadar düzen- li değildi. Aylar boyu gözlendiklerinde hareketlerinin bazen yavaş bazen daha hızlı olduğu, hatta bazen durup ters yöne hareket ettikleri görülüyordu. Bu parçanın anlatımında aşağıdakiler- den hangisi yoktur? A) Karşılaştırma B) Saptama C) Açıklama D) Mecazlı anlatım E) Gerekçe PARAGRAF

19. Osmanlıların ilk döneminde yapılan ve çifte hamam olarak tasarlanan Mudurnu Yıldırım Hamamı, anıtsallığı kadar örtü sistemindeki çeşitliliğiyle dikkat çekmektedir. Hamamın duvarları moloz taştan, saçak silmeleri ise derzli kesme taştan yapılmıştır. Duvarlar ve bunları örten kiremitli çatı girintili çıkıntılıdır. Hamam, kare planlı olup erkekler bölümü doğu, kadınlar bölümü ise batıdadır. Hamamın giriş kısmında özel bir geometrik bezeme bulunmaktadır. Aydınlık fenerinin altında fıskiyeli havuz yer almaktadır. Bu parçada; I. açıklama, H. betimleme, III. tartışma, IV. tanımlama u tekniklerinden hangileri kullanılmıştır? B) Yalnız II AYalnız I DMI ve Ill E) I ve IV I ve II N 1

40. İnsanı insana anlatmak, başlıca kaygısıdır sanatın. Çağlar boyunca sözle olsun, renkle, ezgiyle olsun, tüm sanat ürün- leriyle insanın iç ve dış evreni yansıtılmak istenmiştir. Duygular, tutkular, düşler, düşünceler, değişik biçimler için- de ele alınmış; ele alış biçimleri sanatçıdan sanatçıya, çağ- dan çağa değişse de kaygı hep aynı kalmıştır: İnsanı insana anlatmak... Bir bakıma sanatın işlevindeki soyluluk da bu amaçtan doğar. Yaşamın tatlanması, çirkinliklerden anınma- si, insanın insanı anlamasına bağlı değil midir? Mutsuzluklar, uyumsuzluklar hep insanın insanı anlamamasından kaynak- lanmaz mı? Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Sanatın asilliğinin kaynağına B) Sanatın amacının ne olduğuna C) Sanatın neden hep önemli bir noktada yer aldığına D) İnsanla ilgili özelliklerin farklı sanatsal ögelerle anlatıldı- ğına E) İnsanlar arası çatışmaların nedenine

39. Demokrasinin en temel özelliği, yaşamın kendisini oluşturan düşünce yapısı ve kültürün ürünü olmasıdır. Dolayısıyla kanunlarla, zorlamalarla ya da zorunlu ders konuları olarak okutulmakla kişilerde demokrasi bilinci geliştirilemez. Demokrasinin yerleşmesi için anayasa, yasa ve anlaşmalar gereklidir ancak kültürün parçası olması için bunlar yeterli değildir. Demokrasi benimsenmeli, toplumsal hayata yansı- tılmalı, yaşanılanlar kanunlarla bir bütün olarak örtüşmelidir. Örneğin, bireyler haklarını savunup düşüncelerini açıklaya- biliyorsa demokrasi yaşamın bir parçası olmuş demektir. Bu toplumsal yaşayış biçimi, var olan kanunlar ve anlaşmalarla bir bütün olarak demokrasinin gerçek hayata geçirilmiş hâli- dir. Bu parçada demokrasi ile ilgili anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Demokrasi, bir ulusun kültürünün en önemli yapı taşıdır. B) Demokrasi olmadan toplumların ilerleyebilmesi söz konusu olamaz. C) Baskıya dayalı bir demokrasi anlayışı, demokrasi bilinci- nin yerleşmesinin önündeki en büyük engeldir. D) Demokrasi, ancak toplumsal yaşamda uygulanma imkâ- ni bulursa gerçek demokrasi olur. E) Bireylerine sınırsız özgürlük tanıyan toplumlar, demokra- tik toplumlardır.

38. Bir Kızılderili kabilesinde yaşlılardan biri kabilenin çocukları- na eğitim veriyordu. Onlara dedi ki: "İçimde bir savaş var. Korkunç bir savaş... İki kurt arasında... Bu kurtlardan biri korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, üzüntüyü, pişmanlığı, açgözlü- lüğü, kibri, kendine acımayı, suçluluğu, küskünlüğü, aşağılık duygusunu, yalanları, yapmacık gururu, üstünlük taslamayı ve egoyu temsil ediyor. Diğeri ise zevki, huzuru, sevgiyi, umudu, paylaşmayı, cömertliği, dinginliği, alçak gönüllülü- ğü, nezaketi, yardımseverliliği, dostluğu, anlayışı, merhame- ti ve inancı temsil ediyor. Aynı savaş sizin içinizde de sürü- yor ve diğer tüm insanların içinde..." Çocuklar anlatılanları anlamak için bir dakika düşündüler ve içlerinden biri yaşlı Kızılderiliye sordu: "Hangi kurt kazanacak?" Yaşlı Kızılderili kısaca cevap verdi: "Beslediğiniz." Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakiler- den hangisidir? A) Herkesin içinde bir savaş vardır ve bunu ancak bilge olan kişiler fark edebilir. B) İyi ve kötünün savaşında tarafsız kalmak aslında kötü- nün tarafını tutmaktır. C) Her insanın içinde iyilik de kötülük de bulunur, mühim olan hangisinizi geliştireceğinizdir. D) İnsanların eylemlerinin sonucu kişinin iyi ya da kötü olmasını belirler. E) Duygularımızın olumlu ya da olumsuz olmasını karşımız- daki insanın tutumu belirler.

RAGRAF e a- la ti ti e 7- e, ak kli 3- in yi 3. TEST 5 aldığ Bazılarına göre sanatın ilkesi, güzeli bulmakmış, qu zel şekiller meydana getirmekmiş. Sanat eseri, insa noğluna yaraşır bir haysiyet taşıdığı, üzerine a işi başardığı zaman güzel olur. Bir şey anlatan, bir şey inceleyen, düşünceye aydınlık getiren, kısacası güzellikten başka kaygıları olan eserlerin yanında, sadece güzellik kaygısıyla kurulmuş eserlerin nasil bayağı bir duruma düştüklerini hep biliriz. Bu parçanın ana düşüncesi, aşağıdakilerden hangisidir? A) Güzellik, sadece gördüklerimizle sınırlı değildir. B) Sanatta güzellik, içeriğin uyumu ile elde edilir. C) Sanat, belli kalıplara girmeden bir bütünlük içinde WENG ortaya konmalıdır. D) Bir sorunu aydınlatan eser, her dönemde okuyu- cu bulur. so sest E) Sanatçının değerini, güzelliği yansıtmadaki be cerisi artırır. "C Charles Bovary'nin 5.

Ülkemizde "Melanur Balığı" olarak da tanınan Melanurya balığı, Sparidae q familyasına aittir. Ortalama boyları 25 cm U olan "Melanurya"nın yaklaşık 40 cm'ye varan türleri de vardır. Kuyruk yüzgeçleri çatallı olup sırt kısımları koyu kurşuni>> renkte olan melanur, gri paralel çizgilere sahiptir. Ilık ve sıcak denizleri sevdiğin- den ülkemizde Akdeniz ve Ege kıyıların- da yaşam alanları oldukça fazladır. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Panımlamadan yararlanılmıştır. B) Neden bildirme anlamı bulunmakta- dır. CBetimleyici ifadeler yer almaktadır. DY Kesinlik bildiren söz vardır. Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir..

3. Zaman geçtikçe her konudaki görüşü- müz değişebiliyor. İnançlarımız, yargıla- rimiz da bununla beraber değişmekte. Örneğin önceden atmosferimizin sade- ce kimyasal nedenlerin etkisiyle oluştu- ereğuna inanılırdı. Canlı yaşamının ise bazı maddelerin bu atmosfere evrim yoluyla uyum sağlayarak geliştiği düşünülüyor- du. Ancak bu görüşün aksine günümüz- de yaşamın başlangıcından beri can- lılarla atmosfer arasında karşılıklı bir etkileşimin olduğu savunulur. Özellikle mikroorganizmaların yeryüzündeki kim- yasalı dengede tuttuğu ve bu etkileşimi açığa çıkardığı belirtilir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 7535 AY Örnekleme yapılmıştır. La BY Karşılaştırmaya başvurulmuştur. Conceden) Kanıtlanabilir düşünceler yer almak- tadır. D) Farklı cümle türlerine yer verilmiştir. E) Kişileştirmeden yararlanılmıştır.

devin erini birdaha mlenmediği z. Ne yazık biz toplum unlarla bir- PARAGRAF dakilerden esi arın yapıl- HI TEST 3 13. 14. SORULARI AŞAGIDAKI PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. tan ayı- gisidir? (1) "Dünya'nın üzerinde insan yaşayan en ücra toprak parçası" olarak tanımlanan Pascalya Adası en yakın kara olan Şili'ye 3700 km. uzaklıktadır. (II) Uzerin- deki taş heykellerle meşhur olan bu ada Pasifik Ok yanusu'ndaki en büyük orman tahribatının adresid (III) 18. yüzyılda Avrupalılar bu adayı keşfettiklerinde üzerinde birkaç bin kişilik insan topluluğu yaşıyordu. (IV) Bilinen diğer Pasifik adalarıyla karşılaştırıldığın da bu adanın nüfusunun çok daha fazla olması gere- Zira ada üzerinde bulu- kirdi; ancak öyle değildi. nan heykeller, oymalar, taş platformlar ve daha pek çok kalıntılar bu birkaç bin insanın geçmişteki birkaç yüz atası ile yapılamazdı. (VI) Adanın günümüzdeki bitki örtüsüne bakılırsa en uzun ağaç iki metre idi ki bu da Paskalya'nın şatafatlı kalıntılarını açıklayamı- yordu. eneğidir. rup, ter- UNDU altında her türlü ara göre k olma- aşmalar bir şey Orman tahribatı nedir =) Agaqların iyografisi esilmesi, yargın çıkması, ormanları sanın da yor. Buna orman tahribat rutinleri denir. tmek tü- 13. Bu paragrafta sözü edilen ada insanları için aşa- ğıdakilerden hangisi söylenebilir? Günümüzde mes malar sonucu ver Universiteye giris nin ilgi ve yeter renim gördüğü arasındaki ilişkiy daha başarılı ol dır. İlköğretimin öğrencilerin değ ölçme araçları il lanılarak elde e nucu olmalıdır. A Yaşadıkları çevreyi değiştirdikleri B) Nereden geldiklerinin bilinmediği e Farklı topluluklardan oluştukları D) Ağaç işleme sanatında uzman oldukları BY Sil'den geldikden 32 sinada neden Orman tahribatı yapmalar punumuzdeki Adanın bitta No Wo SÖZEL yor 15. 16. SORL GÖRE CEVAPL 15. Bu parçadan lir? A) Meslek se gerektiği B) Üniversite lendirdiği Doğru me da olacağ D) Meslekler Her mesl 16. Bu paragra lerden hang

1. görmeniz mümkündür ama yine de eser incele- meleri yaparken II. nedendir bilinmez eseri teknik özellikleri bakı- mindan incelemek birçoklarına göre yeterli III. metin incelemelerinde yazarın yaşadığı dönemi göz ardı ettiğiniz müddetçe doğru değerlendir- melerden nabrio IV. uzaklaşırsınız ki bunu birçok edebiyat tarihçisi- nin eserinde V. bir eylem olarak görülegelmiştir Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baş- tan üçüncü olur? MIC A) II. B) IV. (C) I. 92 D) V. E) III,

2 1 I. içinde bulunulan dönem II. unsurlardan biridir Ill. kaleme alırken IV. en çok etkilendikleri V. yazarların eseri Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baş- tan ikinci olur? A) II. B) IV. C) I. E) III. 8

TA YARDIMCI DÜŞÜNCE unun sine diği e 1 ti. lerini katkı 1 tiri, nde elliği eme KAZANIM ODAKLI SORULAR 5. Gadamer'e göre, tarihsel bilgi objektivist bilgi modellerine göre açıklanamaz. Anlamanın bütün niteliklerini tarihsel bilgi edinme sürecinde görebiliriz. Anlamanın bu yönü ve yapısı doğal olarak "gelenek" ile bağlantılıdır. Gadamer için anlamanın bu biçimdeki yapısal durumunun kökeni Antikçağ retorikçilerine kadar dayandırılabilir. Ona göre anlama, bütün ile parça arasındaki ilişkiye benzer şekilde veya Hegel'in diyalektiğindeki süreç gibi işlemektedir. Gelgelelim Gadamer'de anlama süreci Hegel diyalektiğindeki bilincin öz bilince doğru ilerleme sürecinden farklı olarak meydana gelir. Bütün ve parçalardan oluşan hermeneutik daire, beklentimizi belirleyen durum ve anlamamızı yönlendiren şey; gelenekle paylaştığımız şeydir. Bu duruma bağlı olarak yorumcunun metinle ilişkili olarak kurduğu bağ, yorumcuyu bir bakıma elçi hâline getirir. Ne var ki Gadamer'e göre hermeneutik daire, bir kısır döngü, hatta yalnızca hoş görülen bir daire düzeyine indirgenmemelidir. Bu dairede, en ilkel türde bir bilmenin gerçek olanağı saklıdır. Gadamer gerçek anlamanın amacını şu şekilde belirtir: Bir metni okurken, onu anlamak isterken beklentimiz onun bizi bir şey hakkında bilgilendirmesidir. Gerçek bir hermeneutik tutumla oluşan bilinç, metne açık olmalıdır. Ancak bu açıklık, objektivist bir yansızlıkla kazanılamaz; kendimizi ayraçlar içine almamız ne olanaklıdır ne gereklidir ne de arzu edilir bir şeydir. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Gadamer'e göre bir metni okurken, onu anlamak isterken beklentimizin onun bize bilgi sunması olduğuna B) Gadamer'e göre kendimizi yraçlar içine almamızı imkânsız olduğuna Gadamer'e göre metne yönelik açıklığın objektivist bir "yansızlıkla" kazanılamayacağına D) Gadamer'e göre hermeneutik dairede en ilkel türde bir bilmenin gerçek olanağının gizli olduğuna E) Gadamer'de anlama sürecinin Hegel diyalektiğindeki bilincin öz bilince doğru ilerleme sürecine benzer olarak meydana geldiğine

5. 1. Bir diğer grupsa yazarın kelime kadrosuna dikkat çeker. II. Onlar, Sait Faik'teki insani duyarlılığın onun anlatımına samimiyet kattığını dile getirir. III. Onun öykülerinde, özellikle birçok balık türünün adını kullanmış olmasından hareket ederek zengin bir kelime kadrosuna sahip olduğunu vurgularlar. IV. Sait Faik'i öykücülüğümüzde tanınmış bir isme dönüştüren pek çok sebep sıralanabilir V. Bazıları Sait Faik'i öne çıkaran sebebin anlatımındaki içtenlik olduğunu belirtir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) V B) IV C) III D) II E) I

1. 1. dışarı çıkaramayacak kadar korkaktır II. ya etki altında kalmayacak kadar III. toplumsal yaşamı taklit etmemekte IV. katı ya da içini dolduran etkileri V. direnen kişinin ruhu Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluştu- racak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V

TO ₁. 24. (1) Şimdiye kadar çeşitli mani derlemeleri yapılmış, on binlerce mani toplanıp yayımlanmıştır. (II) Özellikle ilk dizelerin doldur- ma olduğu göz ardı edilerek yapılan konulara göre sınıflama- lar yanlıştır çünkü. (III) Genellikle ilk dizenin ilk harfine yani alfabetik sıraya göre dizilen bu mani kalabalığı içinde, aranan bir şeyi bulmak neredeyse olanaksızdır. (IV) Ne var ki konu ve özelliklerine göre taranıp ayrılmamıştır hiçbiri. (V) Derleyiciler de daha önce yapılan hataları göremediklerinden aynı hataları tekrarlıyorlar. D) III ve IV TOPR yayınc Bu parçanın anlam bütünlüğünü sağlamak için numara- lanmış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir? A) I ve II B) II ve III E) IV ve V C) II ve IV