Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

run sone bici-
eare de inanil-
k ve bazı söy-
Shakespeare
zun uzadıya
sini seçerse
mun tipik ör-
iam'in kısa
in sevgili-
e", "istek",
r. Üstelik
35 içinde
sralarda
erlerini
erden
ol-
IŞ
eis
24. Günlük hayat, romana nasıl yansıyorsa tarih de romana
öyle yansır. Bunun için de "tarihî roman" yerine "tarihten
söz eden roman" demek daha yerinde olur. Roman yazarı,
araştırmalar yapabilir; topladığı belgelerden yararlanabilir
ama sıra yazmaya gelince roman yazarının, işinin tarih yaz-
mak değil; roman yazmak olduğunu unutmaması gerekir.
Topladığı belgeler, bilgiler, buz dağının denizin altında ka-
lan büyük bölümü gibi olmalıdır; göze batmamalıdır. Çünkü
roman yazarı, o bilgi ve belgeleri yapıtına aktarmayacak;
onlardan yararlanacaktır sadece.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Tarihî roman" kavramı doğru bir nitelendirme değildir.
B) Tarihî olaylar da güncel olaylar gibi, roman yazarları için
önemli bir kaynak durumundadır.
C) Tarihî gerçekleri anlatmak isteyen bir roman yazarı,
bunu tarihsel belgelere bağlı kalarak yapmak zorunda-
dır.
D) Tarihsel olaylar, bir roman için kaynak olabilir ancak bu
tarihî gerçeklikler romanın ana malzemesi olmamalıdır.
E) Geçmişte yaşanmış olayları romanına konu eden bir
yazar, bu olayları kurgularken tarafsız davranmalı; kişi-
sel görüşlerini romanına yansıtmamalıdır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
run sone bici- eare de inanil- k ve bazı söy- Shakespeare zun uzadıya sini seçerse mun tipik ör- iam'in kısa in sevgili- e", "istek", r. Üstelik 35 içinde sralarda erlerini erden ol- IŞ eis 24. Günlük hayat, romana nasıl yansıyorsa tarih de romana öyle yansır. Bunun için de "tarihî roman" yerine "tarihten söz eden roman" demek daha yerinde olur. Roman yazarı, araştırmalar yapabilir; topladığı belgelerden yararlanabilir ama sıra yazmaya gelince roman yazarının, işinin tarih yaz- mak değil; roman yazmak olduğunu unutmaması gerekir. Topladığı belgeler, bilgiler, buz dağının denizin altında ka- lan büyük bölümü gibi olmalıdır; göze batmamalıdır. Çünkü roman yazarı, o bilgi ve belgeleri yapıtına aktarmayacak; onlardan yararlanacaktır sadece. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Tarihî roman" kavramı doğru bir nitelendirme değildir. B) Tarihî olaylar da güncel olaylar gibi, roman yazarları için önemli bir kaynak durumundadır. C) Tarihî gerçekleri anlatmak isteyen bir roman yazarı, bunu tarihsel belgelere bağlı kalarak yapmak zorunda- dır. D) Tarihsel olaylar, bir roman için kaynak olabilir ancak bu tarihî gerçeklikler romanın ana malzemesi olmamalıdır. E) Geçmişte yaşanmış olayları romanına konu eden bir yazar, bu olayları kurgularken tarafsız davranmalı; kişi- sel görüşlerini romanına yansıtmamalıdır.
asının yanı
yük petrol
i olan Ni-
er önemli
ümlede-
felsefe
la ha-
sessiz
heye-
atım;
atan
emli
en-
te-
00
feis
Yayınlan
19. Bir kitabı eğreti ölçülerle değerlendirmeye kalkmak, ede-
biyata da yazara da okura da haksızlıktır. Eleştirmenin, ele
aldığı yapıtı iyi bir tartımdan geçirmesi, onu sanatsal ve top-
lumsal boyutlarıyla çözümleyip yorumlaması, bunun için de
derin bir bilgi birikimine sahip olması gerekir. Geçmişte bu
yetilere sahip olan, eleştirinin hakkını veren eleştirmenler
vardı. Nurullah Ataç, eski edebiyatımızı reddederken neyi
reddettiğini iyi bilirdi. Adnan Benk, kişiden çok, yazılanı
göz önünde tutardı. Vedat Günyol, bir eserin gerçekliğine
ve güzelliğine yönelirdi. Memet Fuat, geniş açılı düşünür;
derinlikli değerlendirmeler yapardı. Fethi Naci, ele aldığı
yapıtı dipnotuna kadar okurdu. Asım Bezirci, çalışkanlığıy-
la edebiyatın bal arısıydı; inanılmaz bilgi birikimine sahipti.
Şimdi adı eleştirmene çıkmışlarda böyle bir ağırlık yok. Belli
bir çevrenin dışında kimse onların ne yazdığının farkında
bile değil. Oysa eskiden yeni çıkan bir kitap hakkında ne
söyleyecek diye eleştirmenlerin ağzına bakılırdı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
tur?
A) Açıklama
C) Benzetme
B) Örneklendirme
D) Karşılaştırma
E) Tanık gösterme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
asının yanı yük petrol i olan Ni- er önemli ümlede- felsefe la ha- sessiz heye- atım; atan emli en- te- 00 feis Yayınlan 19. Bir kitabı eğreti ölçülerle değerlendirmeye kalkmak, ede- biyata da yazara da okura da haksızlıktır. Eleştirmenin, ele aldığı yapıtı iyi bir tartımdan geçirmesi, onu sanatsal ve top- lumsal boyutlarıyla çözümleyip yorumlaması, bunun için de derin bir bilgi birikimine sahip olması gerekir. Geçmişte bu yetilere sahip olan, eleştirinin hakkını veren eleştirmenler vardı. Nurullah Ataç, eski edebiyatımızı reddederken neyi reddettiğini iyi bilirdi. Adnan Benk, kişiden çok, yazılanı göz önünde tutardı. Vedat Günyol, bir eserin gerçekliğine ve güzelliğine yönelirdi. Memet Fuat, geniş açılı düşünür; derinlikli değerlendirmeler yapardı. Fethi Naci, ele aldığı yapıtı dipnotuna kadar okurdu. Asım Bezirci, çalışkanlığıy- la edebiyatın bal arısıydı; inanılmaz bilgi birikimine sahipti. Şimdi adı eleştirmene çıkmışlarda böyle bir ağırlık yok. Belli bir çevrenin dışında kimse onların ne yazdığının farkında bile değil. Oysa eskiden yeni çıkan bir kitap hakkında ne söyleyecek diye eleştirmenlerin ağzına bakılırdı. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? A) Açıklama C) Benzetme B) Örneklendirme D) Karşılaştırma E) Tanık gösterme
5
31.Doğrunun er geç anlaşılacağından
kuşkusu yoktur,
emir vermekten hoşlanmaz, önerir, duygusallık yeri-
ne mantığa yer verir çünkü, nesnel düşünür; ön yar-
gılara yer vermez, görebildiğini tanımlar, kesinlikten
hoşlanmaz, doğrunun sonuçlarından korkmaz.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın devamı
olabilir?
A) Sağduyulu hareketleri güven verir.
B) Her türlü yeniliği izlemekteki kararlılığını devam
ettirecektir.
C) Bütün bu ahlak kurallarından taviz vermez.
D) Eleştirilerden canı sıkılır.
E) Böylece, herkesi kandırabilecek biri olduğu anla-
şılır.
32.p
Dil devrimi ile dilimiz devrilmiş değil, kötü bir dil dü-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5 31.Doğrunun er geç anlaşılacağından kuşkusu yoktur, emir vermekten hoşlanmaz, önerir, duygusallık yeri- ne mantığa yer verir çünkü, nesnel düşünür; ön yar- gılara yer vermez, görebildiğini tanımlar, kesinlikten hoşlanmaz, doğrunun sonuçlarından korkmaz. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın devamı olabilir? A) Sağduyulu hareketleri güven verir. B) Her türlü yeniliği izlemekteki kararlılığını devam ettirecektir. C) Bütün bu ahlak kurallarından taviz vermez. D) Eleştirilerden canı sıkılır. E) Böylece, herkesi kandırabilecek biri olduğu anla- şılır. 32.p Dil devrimi ile dilimiz devrilmiş değil, kötü bir dil dü-
28. Toplumsal varlık olarak bir arada yaşamak zo-
runda olan insanlar arasında çeşitli istek ve
amaçların bir noktada çatışacak şekilde toplan-
ması nedeniyle bir çekişme durumu ortaya çıkar.
II. Üstün bir otoriteye sahip olan devlet ve onun
koyduğu kurallar, bireyi diğer insanların saldırı
ve eziyetlerinden korur.
III. Böyle durumlarda kural koyucuya sahip olma ve
ona boyun eğme gereği duyulur.
IV. Bu ihtiyacı giderecek kurum da devlettir.
V. Eğer ortada uyuşmazlıkları önleyecek bir erk ol-
mazsa çatışmalar insanların yok olmasına ne-
den olur.
Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün
oluşturmak için hangileri birbiriyle yer değiştir-
melidir?
A) I ve II.
B) II ve III.
D) III ve IV.
C) II ve V.
E) IV ve V.
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
28. Toplumsal varlık olarak bir arada yaşamak zo- runda olan insanlar arasında çeşitli istek ve amaçların bir noktada çatışacak şekilde toplan- ması nedeniyle bir çekişme durumu ortaya çıkar. II. Üstün bir otoriteye sahip olan devlet ve onun koyduğu kurallar, bireyi diğer insanların saldırı ve eziyetlerinden korur. III. Böyle durumlarda kural koyucuya sahip olma ve ona boyun eğme gereği duyulur. IV. Bu ihtiyacı giderecek kurum da devlettir. V. Eğer ortada uyuşmazlıkları önleyecek bir erk ol- mazsa çatışmalar insanların yok olmasına ne- den olur. Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturmak için hangileri birbiriyle yer değiştir- melidir? A) I ve II. B) II ve III. D) III ve IV. C) II ve V. E) IV ve V. Diğer sayfaya geçiniz.
6. Eğitim; insanların tutum ve eylemlerini önceden saptanmış
esaslara uygun hâle getirmesi, yaşamda o esaslara göre
hareket eder hâle gelmesi için yapılan planlı birtakım etkin-
likler dizgesidir.
Bu cümlede eğitimle ilgili olarak asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Her kişide aynı sonucu veren, objektif bir bilgilendirme
süreci olduğu
B) Kişiye gündelik yaşamda karşılaştığı güçlüklerle baş
etme yetisi kazandırdığı
C) Kişide istenen sonucu vermesi için, eğitim alan kişinin
istekli olması gerektiği
D) Yaşamın her anında ihtiyaç duyulan birtakım kazanım-
Mari elde etmenin başat yolu olduğu
E) Kişide istenen yönde davranış değişikliği meydana ge-
tirme amacına yönelik tasarlanmış bir süreç olduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Eğitim; insanların tutum ve eylemlerini önceden saptanmış esaslara uygun hâle getirmesi, yaşamda o esaslara göre hareket eder hâle gelmesi için yapılan planlı birtakım etkin- likler dizgesidir. Bu cümlede eğitimle ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Her kişide aynı sonucu veren, objektif bir bilgilendirme süreci olduğu B) Kişiye gündelik yaşamda karşılaştığı güçlüklerle baş etme yetisi kazandırdığı C) Kişide istenen sonucu vermesi için, eğitim alan kişinin istekli olması gerektiği D) Yaşamın her anında ihtiyaç duyulan birtakım kazanım- Mari elde etmenin başat yolu olduğu E) Kişide istenen yönde davranış değişikliği meydana ge- tirme amacına yönelik tasarlanmış bir süreç olduğu
30. Kimi okurlar, eleştirmenler nedense yaşam gerçe-
ğiyle roman ya da genel olarak yazın gerçeği ara-
sında tutarsızlıklar bulup çıkarmayı pek seviyor. Ya-
şam gerçeği diye, belirli, tanımlanmış bir gerçek ol-
madığı gibi, yazın gerçeği diye her zaman ve herkes
için geçerli, donmuş bir gerçek de yoktur. Yaşam-
da da yazında da bugün var olan, biraz sonra deği-
şecektir. Romancılar da bu değişen gerçeği gözle-
meye, anlamaya çalışırlar; özümsediklerini yazarlar.
Ben de öyle yapıyorum.
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Eleştirinin bir işlevi de romanların gerçeğe uy-
gun olup olmadığını ortaya koymaktır.
B) Romanda, anlamı kişiden kişiye değişen kav-
ramların kullanılması, anlama güçlüğü yaratır.
C) Gerçek okur, okuduğu bir romanı bir eleştirmen
gibi belirli ölçütlere uyarak yorumlar.
D) Yaşamdaki çelişkileri, tutarsızlıkları romanında
yansıtma, romancının baş görevi olmalıdır.
E) Romancı, yaşanılan gerçekleri kendi iç dünya-
sında işleyip yeniden yorumlayarak yansıtır.
BAŞAT TYT TÜRKÇE DENEME
dükkân
1
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
30. Kimi okurlar, eleştirmenler nedense yaşam gerçe- ğiyle roman ya da genel olarak yazın gerçeği ara- sında tutarsızlıklar bulup çıkarmayı pek seviyor. Ya- şam gerçeği diye, belirli, tanımlanmış bir gerçek ol- madığı gibi, yazın gerçeği diye her zaman ve herkes için geçerli, donmuş bir gerçek de yoktur. Yaşam- da da yazında da bugün var olan, biraz sonra deği- şecektir. Romancılar da bu değişen gerçeği gözle- meye, anlamaya çalışırlar; özümsediklerini yazarlar. Ben de öyle yapıyorum. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Eleştirinin bir işlevi de romanların gerçeğe uy- gun olup olmadığını ortaya koymaktır. B) Romanda, anlamı kişiden kişiye değişen kav- ramların kullanılması, anlama güçlüğü yaratır. C) Gerçek okur, okuduğu bir romanı bir eleştirmen gibi belirli ölçütlere uyarak yorumlar. D) Yaşamdaki çelişkileri, tutarsızlıkları romanında yansıtma, romancının baş görevi olmalıdır. E) Romancı, yaşanılan gerçekleri kendi iç dünya- sında işleyip yeniden yorumlayarak yansıtır. BAŞAT TYT TÜRKÇE DENEME dükkân 1
4. Türkiye 2000 yılından önce yapmak istediği
askerî operasyonların büyük çoğunu yapama-
mıştır. Bunun nedeni ülkeye silah satan devlet-
lerin askerî ekipman ambargosu uygulamasıdır.
Askerî ambargo nedeniyle ihtiyaç olan, olacak
olan malzemeye ulaşılamamıştır ve operasyon-
ların bir bölümü ertelenmiştir.
Türkiye 2000 yılından sonra yapmak istediği ve
ihtiyaç duyduğu her askerî operasyonu yapmış-
tır. Dış devletlerin ambargoları, silah satışına
getirdikleri sınırlamalar bu operasyonlara engel
olamamıştır. İhtiyaç duyulan bütün malzeme, is-
teyenlerin emrine hemen verilmiştir. Artık Türki-
ye ihtiyacı olan cephaneler için dışarıya bel bağ-
lamamaktadır.
Bu öncüllerden hareketle aşağıdakilerden han-
gisine ulaşılabilir?
A) Türkiye'ye ambargo uygulayan ülkeler, yaptıkla-
rının yanlış olduğunu fark etmiştir.
B) Türkiye, 2000 yılından sonra silah sanayisinde
dışa bağımlılıktan kurtulmuştur.
C) Bir ülkeye yapılan silah ambargosunun haklı ne-
denleri vardır.
D) Türkiye, 2000 yılından sonra daha önce silah al-
dığı ülkelerden değil, farklı ülkelerden silah al-
maya başlamıştır.
E) Türkiye, son yıllarda daha önceki dönemlerde
sorun yaşadığı ülkelerle sorunlarını çözmüştür.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Türkiye 2000 yılından önce yapmak istediği askerî operasyonların büyük çoğunu yapama- mıştır. Bunun nedeni ülkeye silah satan devlet- lerin askerî ekipman ambargosu uygulamasıdır. Askerî ambargo nedeniyle ihtiyaç olan, olacak olan malzemeye ulaşılamamıştır ve operasyon- ların bir bölümü ertelenmiştir. Türkiye 2000 yılından sonra yapmak istediği ve ihtiyaç duyduğu her askerî operasyonu yapmış- tır. Dış devletlerin ambargoları, silah satışına getirdikleri sınırlamalar bu operasyonlara engel olamamıştır. İhtiyaç duyulan bütün malzeme, is- teyenlerin emrine hemen verilmiştir. Artık Türki- ye ihtiyacı olan cephaneler için dışarıya bel bağ- lamamaktadır. Bu öncüllerden hareketle aşağıdakilerden han- gisine ulaşılabilir? A) Türkiye'ye ambargo uygulayan ülkeler, yaptıkla- rının yanlış olduğunu fark etmiştir. B) Türkiye, 2000 yılından sonra silah sanayisinde dışa bağımlılıktan kurtulmuştur. C) Bir ülkeye yapılan silah ambargosunun haklı ne- denleri vardır. D) Türkiye, 2000 yılından sonra daha önce silah al- dığı ülkelerden değil, farklı ülkelerden silah al- maya başlamıştır. E) Türkiye, son yıllarda daha önceki dönemlerde sorun yaşadığı ülkelerle sorunlarını çözmüştür.
23. (1) Ismail Güzelsoy'un romanlan, popülist edebiyatın mesken
edindiği bütün türlerden izler taşır. (II) Ama asla ucuzlaşıp
değer kaybına uğramaz. (III) Örneğin "bir yere yetişmek",
sadece karakterin bir yere ulaşıp ulaşamaması anlamına
gelmez. (IV) Bu durum sadece taşıdığı gerilim ve heyecanı
yaşamamıza değil, aynı anda zaman kavramını derinliğine
tartışmamıza da önayak olur. (V) Kısacası Güzelsoy'un ro-
manları insana "Edebiyatta tür, aslında hiçbir şeydir." dedirt-
me gücüne sahiptir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden son-
ra düşüncenin akışına göre "Çünkü onun eserlerinde her
davranışın kendi içinde bir derinliği vardır." cümlesi getiril-
melidir?
A) I
BI
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. (1) Ismail Güzelsoy'un romanlan, popülist edebiyatın mesken edindiği bütün türlerden izler taşır. (II) Ama asla ucuzlaşıp değer kaybına uğramaz. (III) Örneğin "bir yere yetişmek", sadece karakterin bir yere ulaşıp ulaşamaması anlamına gelmez. (IV) Bu durum sadece taşıdığı gerilim ve heyecanı yaşamamıza değil, aynı anda zaman kavramını derinliğine tartışmamıza da önayak olur. (V) Kısacası Güzelsoy'un ro- manları insana "Edebiyatta tür, aslında hiçbir şeydir." dedirt- me gücüne sahiptir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden son- ra düşüncenin akışına göre "Çünkü onun eserlerinde her davranışın kendi içinde bir derinliği vardır." cümlesi getiril- melidir? A) I BI C) III D) IV E) V
13.
I
I
1
Popper kendi kuramını oluştururken özellikle Einstein'in görelilik
kuramı, Marx'ın tarih anlayışı, Freud'un psikanaliz kuramı ve Alf
red Adler'in bireysel psikoloji kuramlarından esinlenir Ona göre
doğrulayıcıları çok olan ama yanlışlayıcılarından bahsetmeyen
kuramlar bilimsel kuram olamazlar. Popper şunu demek ister:
"Bir teori üzerinde doğru bulguların bulunması o teorinin kanıt-
lanması için yetersizdir. Ancak o teori yanlışlanabilir bir zemin
üzerine kurulursa bilimsel özellik kazanır. "Bunun nedeni ise ku-
ramların dile getirdiği genellemelerin tüm örneklerini gözlemle-
menin olanaksızlığıdır. Dolayısıyla en iyi kuramı "zamana bağ-
li yanlışlanabilir kuram" olarak belirtir. Yani bir kuram "yanlışla-
nabilir, çürütülebilir ve sınanabilir" olduğu müddetçe bilimsel bir
kuram olur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine daha
çok yer verilmiştir?
A) Öyküleme
BÖrneklendirme
C) Tanık gösterme
D) Açıklama
E) Karşılaştırma
unce-nabal (3
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
13. I I 1 Popper kendi kuramını oluştururken özellikle Einstein'in görelilik kuramı, Marx'ın tarih anlayışı, Freud'un psikanaliz kuramı ve Alf red Adler'in bireysel psikoloji kuramlarından esinlenir Ona göre doğrulayıcıları çok olan ama yanlışlayıcılarından bahsetmeyen kuramlar bilimsel kuram olamazlar. Popper şunu demek ister: "Bir teori üzerinde doğru bulguların bulunması o teorinin kanıt- lanması için yetersizdir. Ancak o teori yanlışlanabilir bir zemin üzerine kurulursa bilimsel özellik kazanır. "Bunun nedeni ise ku- ramların dile getirdiği genellemelerin tüm örneklerini gözlemle- menin olanaksızlığıdır. Dolayısıyla en iyi kuramı "zamana bağ- li yanlışlanabilir kuram" olarak belirtir. Yani bir kuram "yanlışla- nabilir, çürütülebilir ve sınanabilir" olduğu müddetçe bilimsel bir kuram olur. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine daha çok yer verilmiştir? A) Öyküleme BÖrneklendirme C) Tanık gösterme D) Açıklama E) Karşılaştırma unce-nabal (3
37. Çoğu insan, ömründe en az bir kez mutluluk ve mutsuzluk
üzerine düşünmüştür bence. Bizi nelerin mutlu, nelerin mut-
suz ettiğini tespit etmeye çalışmış; bu tespitlerden bazılarının
tamamen bize özgü olduğunu bazılarında ise neredeyse tüm
insanlıkla uzlaştığımızı görmüşüzdür. Gördüğüm donuk, asık
ve elemli yüzlerin; soluk veya kinle bakan gözlerin, çarpık
veya saldırgan konuşmaların, kötü davranışların sahibi insan-
lar da mutluluk peşindedir. Kimi insan süslenip püslenerek,
kimi gezip tozarak, kimi de fazla fazla harcayıp iyi hissetme-
nin yollarını arar. Böylece mutlu olmak için uğraşıp durur.
Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Paylaşılmayan hiçbir mutluluğa, mutluluk denmesi doğru
değildir.
İnsana zarar veren davranışlar, mutluluk kaynağı olamaz.
C) Mutlu olmak, insanın hayattaki nihai hedeflerinden biridir.
D) Yaşanan ana odaklanmayı başarmak bile insanı mutlu kı-
labilir.
E) Mutluluğun tedavi edemediği bir şeye, hiçbir ilaç çare ol-
maz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
37. Çoğu insan, ömründe en az bir kez mutluluk ve mutsuzluk üzerine düşünmüştür bence. Bizi nelerin mutlu, nelerin mut- suz ettiğini tespit etmeye çalışmış; bu tespitlerden bazılarının tamamen bize özgü olduğunu bazılarında ise neredeyse tüm insanlıkla uzlaştığımızı görmüşüzdür. Gördüğüm donuk, asık ve elemli yüzlerin; soluk veya kinle bakan gözlerin, çarpık veya saldırgan konuşmaların, kötü davranışların sahibi insan- lar da mutluluk peşindedir. Kimi insan süslenip püslenerek, kimi gezip tozarak, kimi de fazla fazla harcayıp iyi hissetme- nin yollarını arar. Böylece mutlu olmak için uğraşıp durur. Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Paylaşılmayan hiçbir mutluluğa, mutluluk denmesi doğru değildir. İnsana zarar veren davranışlar, mutluluk kaynağı olamaz. C) Mutlu olmak, insanın hayattaki nihai hedeflerinden biridir. D) Yaşanan ana odaklanmayı başarmak bile insanı mutlu kı- labilir. E) Mutluluğun tedavi edemediği bir şeye, hiçbir ilaç çare ol- maz.
(1) Geçen yıl evlatlarının israrına dayanamadığı
için gelmişti İstanbul'a, Bayrampaşa'da oturuyordu
çocukları. (II) Pencereden baksa gördüğü tek şey
karşı evin duvarlarıydı. (III) Oğulları, gelinleri çalışı-
yordu; torunları ise okulda... (IV) Gökyüzü yok, dağ
yok, ayağını basmak istese toprak yok, tüm gün dört
duvar arasında elinde tespih... (V) Geleli bir ay ol-
muştu ama merdivenleri temizleyen kadının haricin-
de bir Allah'ın kulu kapıyı tıklatmamıştı.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir
bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangile-
rinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir?
C) II ve V
A) I ve IV
D) III ve V
B) II ve III
E) IV ve V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
(1) Geçen yıl evlatlarının israrına dayanamadığı için gelmişti İstanbul'a, Bayrampaşa'da oturuyordu çocukları. (II) Pencereden baksa gördüğü tek şey karşı evin duvarlarıydı. (III) Oğulları, gelinleri çalışı- yordu; torunları ise okulda... (IV) Gökyüzü yok, dağ yok, ayağını basmak istese toprak yok, tüm gün dört duvar arasında elinde tespih... (V) Geleli bir ay ol- muştu ama merdivenleri temizleyen kadının haricin- de bir Allah'ın kulu kapıyı tıklatmamıştı. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangile- rinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? C) II ve V A) I ve IV D) III ve V B) II ve III E) IV ve V
40. Konuşmanın, başta görme ve işitme olmak üzere beş
duyu organımızla doğrudan ilgisi olduğunu bilmemiz ge-
rekir. İnsanlar görme ve işitme yoluyla ulaştıkları bilgileri
önce beyne depolamakta daha sonra da gerekli yerde ve
zamanda bu bilgileri dışarı vurmaktadır. Kişiler beyinde
depoladıkları en sağlıklı ve en doğru bilgileri görme ve
işitme yoluyla elde ettikleri içindir ki, konuşmanın gör-
me ve işitme ile doğrudan ilgisi bulunmaktadır. Bilginin
toplanmasında birinci dereceden önemli olan, işitme ve
görme organlarımızın sağlıklı çalışması ile konuşma be-
cerimiz arasında doğrudan bağlantı bulunmasıdır. Beş
duyu organımızdan her biri bilginin depolandığı beyne
açılan pencerelerden her biridir. Bu pencereler vasıtasıy-
la elde edilen bilgiler, konuşmak için gerekli olan duygu
ve düşüncelerimizi oluşturmaktadır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Göz ile kulağın konuşmayla direkt bağlantısının oldu-
ğuna
BY Bilginin depolanmasında bireyin zihinsel etkisine
Düşüncelerin oluşumunda beş duyu organının etkisi-
ne
D) Bilgilere ihtiyaç anında gereksinim duyulduğuna
E Konuşmanın sadece kulağa hitap etmediğine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
40. Konuşmanın, başta görme ve işitme olmak üzere beş duyu organımızla doğrudan ilgisi olduğunu bilmemiz ge- rekir. İnsanlar görme ve işitme yoluyla ulaştıkları bilgileri önce beyne depolamakta daha sonra da gerekli yerde ve zamanda bu bilgileri dışarı vurmaktadır. Kişiler beyinde depoladıkları en sağlıklı ve en doğru bilgileri görme ve işitme yoluyla elde ettikleri içindir ki, konuşmanın gör- me ve işitme ile doğrudan ilgisi bulunmaktadır. Bilginin toplanmasında birinci dereceden önemli olan, işitme ve görme organlarımızın sağlıklı çalışması ile konuşma be- cerimiz arasında doğrudan bağlantı bulunmasıdır. Beş duyu organımızdan her biri bilginin depolandığı beyne açılan pencerelerden her biridir. Bu pencereler vasıtasıy- la elde edilen bilgiler, konuşmak için gerekli olan duygu ve düşüncelerimizi oluşturmaktadır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? Göz ile kulağın konuşmayla direkt bağlantısının oldu- ğuna BY Bilginin depolanmasında bireyin zihinsel etkisine Düşüncelerin oluşumunda beş duyu organının etkisi- ne D) Bilgilere ihtiyaç anında gereksinim duyulduğuna E Konuşmanın sadece kulağa hitap etmediğine
35. (1) Genç şairler parmak hesabıyla mâni düzmeye başla-
yalı, kimi yenilik yanlıları Türk sazını değnekle yönetmeye
kalkışalı, mimarlarımız arasında da ne adla anacağımızı
bilemediğiniz mahut medrese mimarlığı yayılmaya baş-
ladı. (II) Otel, banka, okul, iskele şimdi dışarıdan minaresi
ve içeriden minberi eksik birer cami karikatürüdür. (III) Bu
biçim yapı yönetimine mimarlarımız "Türk mimarisi" di-
yorlar. (IV) Gerçekten çirkin bu taş yığınları Türk mimarisi
midir? (V) Öyleyse, güvercinler niye bu mimariyi bir türlü
sevmiyorlar?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra Softanın başından çıkardığı sarığı andıran taş
kubbeler, tıpkı mantarlar gibi., Türk mimarisi adı altında
yerden bitmeye başladı." cümlesi getirilebilir?
A) I.
B) II.
C) III.
7
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
35. (1) Genç şairler parmak hesabıyla mâni düzmeye başla- yalı, kimi yenilik yanlıları Türk sazını değnekle yönetmeye kalkışalı, mimarlarımız arasında da ne adla anacağımızı bilemediğiniz mahut medrese mimarlığı yayılmaya baş- ladı. (II) Otel, banka, okul, iskele şimdi dışarıdan minaresi ve içeriden minberi eksik birer cami karikatürüdür. (III) Bu biçim yapı yönetimine mimarlarımız "Türk mimarisi" di- yorlar. (IV) Gerçekten çirkin bu taş yığınları Türk mimarisi midir? (V) Öyleyse, güvercinler niye bu mimariyi bir türlü sevmiyorlar? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra Softanın başından çıkardığı sarığı andıran taş kubbeler, tıpkı mantarlar gibi., Türk mimarisi adı altında yerden bitmeye başladı." cümlesi getirilebilir? A) I. B) II. C) III. 7 D) IV. E) V.
38. Gerek özel hayatımızda gerekse iş hayatımızda başarı-
yı ve mutluluğu yakalamak istiyorsak sosyal çevremizle
sağlıklı, seviyeli ve samimi ilişkiler kurmak mecburiyetin-
deyiz. Yolda karşılaştığımız bir dostun güler yüzle verdi-
ği selam, karşılıklı iyi dilekler, sıcak vedalaşmalar kadar
hiçbir şey bizi mutlu edemez ve yeni bir güne hazır ol-
mamızı sağlayamaz. En üzüntülü anlarımızda, yakın bir
dostumuzun tatlı dili ile teselli bulur, kendimize gelebili-
riz. İş hayatımızın, meslek hayatımızın ve özel hayatımızın
her anında sosyal çevremizi oluşturan en yakın dostla-
rımızdan ilgi görmek, onların desteğini almak en doğal
hakkımızdır. Aynı şekilde dostlarımızın da bize ihtiyacının
olabileceğini unutmamamız gerekir. Kısacası...
dünyadaki hiçbir gelişme insanı kendi sosyal çevresi
dışına itemez.
iş hayatımızda başarılı olmanın en önemli şartlarından
biri çevremizdekilerle sağlıklı ve olumlu ilişkiler kur-
maktır.
insan, bütün gelişmeleri kendi sosyal çevresi ile bir-
likte algılar..
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarı-
dakilerden hangileri getirilebilir?
A) Yalnız I
D) We III
B) Yalnız
C) Yalnız III
E) ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
38. Gerek özel hayatımızda gerekse iş hayatımızda başarı- yı ve mutluluğu yakalamak istiyorsak sosyal çevremizle sağlıklı, seviyeli ve samimi ilişkiler kurmak mecburiyetin- deyiz. Yolda karşılaştığımız bir dostun güler yüzle verdi- ği selam, karşılıklı iyi dilekler, sıcak vedalaşmalar kadar hiçbir şey bizi mutlu edemez ve yeni bir güne hazır ol- mamızı sağlayamaz. En üzüntülü anlarımızda, yakın bir dostumuzun tatlı dili ile teselli bulur, kendimize gelebili- riz. İş hayatımızın, meslek hayatımızın ve özel hayatımızın her anında sosyal çevremizi oluşturan en yakın dostla- rımızdan ilgi görmek, onların desteğini almak en doğal hakkımızdır. Aynı şekilde dostlarımızın da bize ihtiyacının olabileceğini unutmamamız gerekir. Kısacası... dünyadaki hiçbir gelişme insanı kendi sosyal çevresi dışına itemez. iş hayatımızda başarılı olmanın en önemli şartlarından biri çevremizdekilerle sağlıklı ve olumlu ilişkiler kur- maktır. insan, bütün gelişmeleri kendi sosyal çevresi ile bir- likte algılar.. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yukarı- dakilerden hangileri getirilebilir? A) Yalnız I D) We III B) Yalnız C) Yalnız III E) ve III
35.
O
II.
1.
alıp kendi bahçesine dikiyordu.
apıyor, şiir fidanlarının fidelerini on-
deydi. Şiir güllerinin
Hollanda Tüketiciler Derneği tarafından yapılan araş-
tırmalara göre, piyasadaki akıllı telefonların yüzde
40'ı, "yüz tanıma" özelliği sayesinde başkaları tara-
fından kolayca açılabiliyor. Araştırmayı yapan Prof.
Dr. R. Veldhuis yüz tanıma programının, kaliteli bir
vesikalık fotoğrafla kolayca kandırılabileceğini, İnter-
net'ten indirilen bir fotoğrafla istenilen kişinin telefo-
nuna girilebileceğini vurguluyor.
8
Telefonlar yüz tanıma hafızasındaki fotoğraf ile sa-
hibinin herhangi bir görüntüsü arasında yüzde 100
bir eşleşme aramıyor. Çünkü yüzlerimiz zaman için-
de değişiyor. Örneğin yavaş yavaş yaşlanıyoruz. Ya
da yüz ifadesi veya pozlama, hafızadaki görüntüden
farklı olabilir. Bu nedenle, yüz tanıma özelliği, kişinin
yüzündeki soyut özellikleri dikkate alıyor. Bu da akıllı
telefonlarda veri saklama güvenliği konusunda tehdit
oluşturuyor.
L
A
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) A konuda birbiriyle çelişen farklı görüşler dile geti-
rilmiştir.
B) II. parçada anlatılanlarla I. parçadaki açıklamaya karşı
çıkılmaktadır.
C) Aynı konuyu pekiştirmeye yönelik farklı açıklamalar
içermektedirler.
M
36.
L
D) Biçemsel yönden farklılık gösterse de ikisi de aynı ko-
nuyu anlatmaktadırlar.
Habere konu olan araştırmayı farkh bakış açılarıyla
anlatmaktadırlar.
açm
Bu
as
A
37
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
35. O II. 1. alıp kendi bahçesine dikiyordu. apıyor, şiir fidanlarının fidelerini on- deydi. Şiir güllerinin Hollanda Tüketiciler Derneği tarafından yapılan araş- tırmalara göre, piyasadaki akıllı telefonların yüzde 40'ı, "yüz tanıma" özelliği sayesinde başkaları tara- fından kolayca açılabiliyor. Araştırmayı yapan Prof. Dr. R. Veldhuis yüz tanıma programının, kaliteli bir vesikalık fotoğrafla kolayca kandırılabileceğini, İnter- net'ten indirilen bir fotoğrafla istenilen kişinin telefo- nuna girilebileceğini vurguluyor. 8 Telefonlar yüz tanıma hafızasındaki fotoğraf ile sa- hibinin herhangi bir görüntüsü arasında yüzde 100 bir eşleşme aramıyor. Çünkü yüzlerimiz zaman için- de değişiyor. Örneğin yavaş yavaş yaşlanıyoruz. Ya da yüz ifadesi veya pozlama, hafızadaki görüntüden farklı olabilir. Bu nedenle, yüz tanıma özelliği, kişinin yüzündeki soyut özellikleri dikkate alıyor. Bu da akıllı telefonlarda veri saklama güvenliği konusunda tehdit oluşturuyor. L A Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) A konuda birbiriyle çelişen farklı görüşler dile geti- rilmiştir. B) II. parçada anlatılanlarla I. parçadaki açıklamaya karşı çıkılmaktadır. C) Aynı konuyu pekiştirmeye yönelik farklı açıklamalar içermektedirler. M 36. L D) Biçemsel yönden farklılık gösterse de ikisi de aynı ko- nuyu anlatmaktadırlar. Habere konu olan araştırmayı farkh bakış açılarıyla anlatmaktadırlar. açm Bu as A 37
37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Yapay zekâ alanındaki yeni gelişmeler, ünlü bilim kurgu
yazarı Isaac Asimov'un eserlerinde geçen üç robot
yasasını tekrar gündeme getirdi: "Bir robot, bir insana
zarar veremez veya onun zarar görmesine seyirci
kalamaz. Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir
insanın emirlerine uymak zorundadır. Bir robot, birinci
ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını
korumakla mükelleftir." Ancak makinaların gelişerek
başlarına buyruk hareket etmesi, kuralları ihlal edip
insanlarla, bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi, savaşa
girmesi uzak bir ihtimal olarak durmuyor. Yapay zekâ
üzerine araştırma yapan kişiler, robotların istenmeyen
davranışlar sergilediğinde durdurulmasını sağlayan bir
"kırmızı düğme" oluşturmaktan söz ediyor. Fakat
abai robotların uzun vadede öğrendikleri sayesinde bu
düğmenin kendi çıkarına olmadığını anlayıp bunu devre
dışı bırakma olasılığını göz önüne almıyorlar.
Epobrueno smlo hidea d bons nepils (3
bellemany
37. Bu parçada söz edilen Asimov yasalarına göre bir
robot;
1. Birisinin hayatına son vermesi istenirse bu emri
yerine getirir.
II. Kendisinin yok olacağını fark ettiği durumda
insanlara zarar verebilir.
+
III. Başkaları tarafından kötü muamele gören kişilere
yardım eder.
işlemlerinden hangilerini yerine getirir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
O"
I ve ll
Yalnız III
E) Il ve Ill
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Yapay zekâ alanındaki yeni gelişmeler, ünlü bilim kurgu yazarı Isaac Asimov'un eserlerinde geçen üç robot yasasını tekrar gündeme getirdi: "Bir robot, bir insana zarar veremez veya onun zarar görmesine seyirci kalamaz. Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır. Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla mükelleftir." Ancak makinaların gelişerek başlarına buyruk hareket etmesi, kuralları ihlal edip insanlarla, bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi, savaşa girmesi uzak bir ihtimal olarak durmuyor. Yapay zekâ üzerine araştırma yapan kişiler, robotların istenmeyen davranışlar sergilediğinde durdurulmasını sağlayan bir "kırmızı düğme" oluşturmaktan söz ediyor. Fakat abai robotların uzun vadede öğrendikleri sayesinde bu düğmenin kendi çıkarına olmadığını anlayıp bunu devre dışı bırakma olasılığını göz önüne almıyorlar. Epobrueno smlo hidea d bons nepils (3 bellemany 37. Bu parçada söz edilen Asimov yasalarına göre bir robot; 1. Birisinin hayatına son vermesi istenirse bu emri yerine getirir. II. Kendisinin yok olacağını fark ettiği durumda insanlara zarar verebilir. + III. Başkaları tarafından kötü muamele gören kişilere yardım eder. işlemlerinden hangilerini yerine getirir? A) Yalnız I B) Yalnız II O" I ve ll Yalnız III E) Il ve Ill