Anlatım Biçimleri Soruları

Dort 4. in erbabl ourüstü E) edebiyata sırt çevirmiş lığı Bazı insanlar, güçlükler karşısında hemen yelkenteri suya indirirler. En küçük bir eksiklik veya engel baş gösterdiğinde yılgınlığa kapılırlar. Hâlbuki insan, tek başına kaldığında bile birçok zorluğun üstesinden gelebilecek bir potansiyele sahiptir. Yeter ki içinde taşıdığı gücün farkında olsun. Fakat şu da bir gerçek ki pek az kişi, sahip olduğu kabiliyetlerin ayırdındadır. Çünkü çoğumuz; engellere mikroskoptan, imkânlarımıza dürbünden bakarız. Bu parçadaki "engellere mikroskoptan, imkânlara dürbünden bakmak" ifadesiyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sahip olunan imkanlardan tüm detaylarıyla yararlanarak zorlukları aşmak B) Sahip olunan potansiyeli abartarak engelleri küçük ve önemsiz görmek C) Her engelin çözümünün farklı yöntemlerle mümkün olduğunu kavramak Sorunları olduğundan küçük görüp imkânları elverişli sanmak (0 E) Karşılaşılan zorlukları büyütürken sahip olunan olanakları yetersiz görmek 6. E

28. Ne kadar istemiyor görünürse görünsün sanatçı; başkaları okusun, görsün, dinlesin diye uğraşıda bulunur. Kendisi için değil, kendisi dışındakiler için sanata sarılır. Yaratma dediğimiz mucizevi eylem, sanatçının kendisini dile ge- tirmesidir. Eksik görülen, haksız bulunan, zevk veren her şeyi ortaya koyma isteğidir sanat. Öyleyse ___ Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A) sanatçının başkalarını hesaba katmama gücünü elin- den almamak gerekir. ad res B) sanattan beklenmesi gereken temel ilke, olumsuzluğu olumluya çevirmek olmalıdır. C) sanatçı, sanatın geliştirilmesi için her türlü yola baş- vurmalıdır. 11 D) bu yönüyle de sanatçının ödüller almasını doğal kar- şılamak gerekir. E) sanatçı, olumluyu ve olumsuzu dile getirme gönüllüsü olan kişidir.

29. Antik Çağ ressamlarından Apelles, bir at resmi yapıyor- muş. Bu resim için aylarca çalışmış, atın ağzındaki kö- nes püksü teri çizme aşamasına kadar her şey yolunda gitmiş. pure Apelles, bu köpüksü teri çizebilmek için pek çok teknik de- pomenemiş ancak hiçbirinin sonucundan tatmin olmamış. So- nunda, resim yapmayı bırakmış. Tam o anda bıkkınlıkla, brofırçalarını temizlediği süngeri alıp resme fırlatmış öfkeyle. Sünger, atın burnuna çarpıp yere düşmüş hem de arka- 8sında muhteşem bir köpük izi bırakarak. Foal Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmak is- 15 tenmiştir? 193 izsmilby nolin, bab mürán A) Sanat yapıtını oluşturma sürecindeki sancılar, yaratı- egi Luso. cısını yılgınlığa sürükleyebilir. 20helt bymiedlich B) Sanatta başarıya giden yol, herkesçe aynı sürede ge- çilemez. hutud C) Başarıyı, kimi zaman tesadüfler getirir. nebe D) İzlenimleri bire bir resme dökmek olanaksızdır. E) Sanatsal yaratı süreci, kimi sıkıntılara gebedir.

ZAFER YAYIN 34. Üzerinde çok düşünmeyi gerektirmeyen bazı bilgiler in- sanı rahatlatır. Özellikle de geleceğin neler getireceği ko- nusunda gerginlik yaşayan, kimi işleri bir an önce bitirmek için acele eden bazı sanatçıları, bilim insanlarını... Henüz gerçekleştirilmemiş hayaller, tamamlanmayı bekleyen işler, becerileri yitirme korkusu gibi bir yığın kaygı, insa- nın nabzında atar durur. Bir kitapta karşıma çıkan bilgileri benzer telaş ve kaygılar duyan kişileri yatıştırır umuduyla paylaşmak istedim: Verdi, "Othello" operasını bestelerken 75 yaşında imiş. Mimar Sinan "Süleymaniye Camisi'ni 70 yaşında bitirmiş. Galileo, Dünya'nın Güneş'in etrafında döndüğünü 73 yaşında keşfetmiş. Goethe, en büyük yapıtı "Faust"u 83 yaşında yazmış. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? 35. A) Bazı başarıları elde edebilmek için belli bir yaşa ve olgunluğa ulaşmak gerekir. B) Yaratıcılık ve başarı tüm sanatçılar için doğuştan ge- len bir yetenektir. C) İnsan, kişilikçe olgunlaşmadan olgun eserler yarata- maz. D) Bazı sanatçılar, becerilerini yitirme kaygısı taşır. E) Yeteneğin yarınlara kalabilecek sanat yapıtlarına dö- nüşmesi uzun bir süreci gerektirir. C

4. 1. Fuzüli, çok yönlü ve üretken bir söz ustasıdır. II. Türk edebiyatının en lirik ve etki alanı en geniş şairi olarak dikkati çekmiştir. Aşağıdakilerden hangisi, bu iki cümlede ifade edilenleri doğru bir biçimde birleştirmiştir? A) Fuzûlî, sürekli yapıt vermiş ve yazdığı öğretici şiirleriyle Türk dünyasında adını sonsuzluğa taşımayı başarmış bir sanatçıdır. B) Çeşitleri vasıfları kendinde barındıran Fuzuli, bu nitelikleriyle Türk edebiyatında birçok kesime sesini duyurabilmiş bir şairdir. C) Amacı sadece çok yapıt ortaya koymak olan şairin yazdığı şiirler Türk toplumunun gerçekle- rini yansıtan duygusal şiirlerdir. D) Şiirleriyle geniş kitlelere seslenebilen şairin en önemli özelliği şiir yazmasının yanında düzyazı türünde de başarılı ürün vermesidir. Söz sanatlarını ustaca kullanan Fuzüli, duygu yüklü şiirlerinde herkesin ortak acılarına yer verdiğinden kalıcılığı yakalamıştır.

17. Özdeşleşme, kişinin çevresinde bulunan kimselere bakıp onları model alarak veya taklit ederek bilincinde olmadan sosyal davranış kuralları kazanması sürecidir. Kişi, beğendiği veya etkisi altında kaldığı bir modelin davranışlarını örnek alarak kendi davranış dağarcığına katmaktadır. Yani özdeşleşme, beğenilen kişinin özelliklerinin benimsenmesidir. Özdeşim kurma, savunma mekanizmalarından biridir. Bireyin, bir başka bireyin çok fazla etkisi altında kalarak kendini onun yerine koyması, onun gibi olmayı istemesi demektir. Benzemeye çalışılan kişi veya grubun çekiciliği ve değeri özdeşleşmeyi belirler. Kişi veya grubun çekiciliği ile özdeşleşme arasında doğru bir orantı vardır. Ancak çekicilik düşerse veya başka çekici grup veya kişi bulunursa özdeşleşme yön değiştirebilir.. Bu parçadan yola çıkılarak özdeşleşme ile ilgili; I. Beğeniye bağlıdır. 11. Kişi davranışlarını, doğru ve mantıklı olduğu için yapar. III. Özdeşleşilen kişi değerini kaybedince yön değiştirme gerçekleşebilir. IV. Bireysel başarıyı, bununla birlikte örgütsel başarıyı dolaylı veya doğrudan önemli ölçüde etkilemektedir. yargılarından hangileri söylenemez?) A) Yalnız II B) Yalnız III D) I ve IV E) II ve IV C) I ve III tonguç kampus 1 1 1 1 1 18.

larla paylaş- or. (II) Vefa, rılabilir, tar- diki zaman- karşılayan eşeli, açık dükçe öğ- elmez, du- en bir şey- gisi söy- T. Prf Yayınları Türkçe 8 12. Çizgi roman söz sanatlarını kullanmakla birlikte, bir ma kale, bir roman ya da hikâye değildir; gücünü kendine özgü anlatım dilinden alır. Tek bir sözcük kullanmadan da anlatacağınızı anlatabilirsiniz. Çizgi romana itibar ka zandırmak isteyenlerin ortaya çıkardığı yazı ise zaman- la daha çok yazıya kapı açıyor. Çizgi romanda yazı bu kadar çok olunca bir noktadan sonra yazıyla görsellik arasında bağ kurulamaz hâle geliyor. Resimle yazı ara- sındaki bağ kopunca görselin gücü azalıyor. Çizgi ro- man kendi olmaktan çıkarak metnin kölesi oluyor. Bu parçada çizgi romanla ilgili olarak anlatılmak is tenen aşağıdakilerden hangisidir? STOLAR Ke A) Yazının görsette dengeli biçimde bulunması ge- rektiği B) Konunun anlatımı için yazıya hiç ihtiyacının olmadığı C) Hikâyede, romanda işlenen konuları ele alırsa daha itibarlı olacağı D) Resimlere uygun yazı bulmanın önemli olduğu E) Kendi başına bir tür olarak değerlendirilmesi ge- rektiği TYT (1 13. (1) or gi A b m k

31. Anılarını yazanlar çoğaldı. Bana da anılarımı yaz- mamı söyleyenler oldu. Onlara, "Hiçbir zaman top- lumun belleğine kazandırılacak anılarım olduğunu düşünmedim." diye yanıt verdim. Gerçi bir yazar, bir gazeteci olarak belirli olayları, kişileri çeşitli ya- zılarımda anlattım ama kişiliklere, özel yaşantılara girmedim. Bana göre anılarını yazacak kişinin hem kendine hem de gelecek kuşaklara karşı sorumluluk taşıması gerekir. O kişi, çok şey görmüş, pek çok insan tanımış, pek çok olayın tanığı olmuş olsa da bunları dıştan bakan biri gibi anlatmalıdır. Bunun yanı sıra kendini önemsememeli, öne çıkarmama- lıdır. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, ani- larını yazacak kişilerde aranacak özelliklerden biridir? A) Yazdıklarının doğruluğuna inanma B) Farklı anlatım tekniklerinden yararlanma C) Bilinen, tanınan bir sanatçı olma D) Tanıklıklarının anlatımında öznellikten kaçınma E) Başkalarının gözlem ve yaşantılarından yarar- lanma

avranmasi klemesi Besh dan irlenmesi bol Takımı sina dar, 2021 uncu" t kere SI 51 şi 12 18. Bu sabah yüzüm düşük. Evim, elbiselerim, kitaplarım, parfümlerim yerinde ama gözümü sildikçe eşyalarım dağılıyor. Bir kır tenhalığında kalıyorum. Soğuk bir yalnızlığa düşüyorum. Keşke diyorum, keşke öyle yapmasaydım, bağırıp çağırmasaydım. Lavaboya geçiyorum, serin suyu yüzüme çarptıkça kendimi yeniden toparlıyor, çok geçmiyor yine dağılıyorum. Evimle cebelleşiyorum sonra. Duvarlar genişliyor, tavan yükseliyor. Perdeler büzüşüp kenara çekiliyor. Bütün eşya somurtkan yüzünü açıyor. Her sabah başka bir otel odasında gözünü açanların yurtsuzluğunu, sevinçsizliğini, devingenliğini yaşıyorum yine. Bu sözleri söyleyen roman kahramanının içinde bulunduğu ruhsal durumu en iyi anlatan sözcük çifti aşağıdakilerden hangisidir? A) Sinirli - kaygılı B) Kirgin - bezgin C) Pişman - mutsuz D) Sabırsız-kızgın E) Umutsuz - telaşlı

BIYAT O. Aşağıdakilerden hangisi türkünün özelliklerinden biri değildir? A) Türküler 8'li veya 1li hece ölçüsüyle söylenir. B) Türkülerde aşk, tabiat, güzellik vb. konular işlenir. C) Türkülerde asıl sözler bentlerde dile getirilir. D) Her bendin sonunda kavuştak denen bölümler vardır. E) Türküler söylendikleri yere göre değişiklik göstermez.

329. Küçük bir çocukken dünya benim için burası demek- ti. Biriktirdiğim para elimde, buradaki kitapçılara ko- şardım. Hani nerede onlar? Ben, hep bu kaldırımlar üzerinde, bu dükkânlar arasında, bu sokağın havası içinde büyümemiş miydim? Bu kaldırımlar üzerinde bütün düşlerimi dolaştırmamış mıydım? Onlar, bütün dileklerim bu cadde üzerindeki yaşamda toplanmı- yordu muydu? Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulan- maktadır? A) Çocukluk günlerine duyulan özlem B) Düş kırıklıklarını hatırlamanın gereksizliği C) Çocukken elde edilemeyen şeylere duyulan istek D) Çocukluk anılarını düşünerek yaşanılan mutlu- luk E) Eski yaşama biçiminin değişmesine karşı tepki (1987-ÖYS)

ww ÖZDEBİR GB YAYINLARI EBİYATI - SOSYAL BİLİMLER-1 TESTİ Sosyal Bilimler-1; Tarih (25-34), Coğrafya-1 (35-40) alanlarına ait toplam 40 soru atı - Sosyal Bilimler-1 Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. ğu kitabı da derin yüzden. eri, çay ari, cad- Wes kuduğu or, bun- cakmış adım- ymun şırtıcı ama Idir? BV leri de gu- ek AIL B 3. Son yıllarda yapay zekâ ile çalışan makinelerin insan beyni ile karşılaştırıldığına şahit oluyoruz. Bazı araştırmacılar bu konuyu şöyle açıklığa kavuşturmak istedi: Çince odası (Chi- nese room), makine ve insan ilişkisi üzerine kurgulanan bir değerler dizisi. Bir kişi, penceresi olan bir odada oturuyor. Bu kişi, Çince bilmiyor ama elinde, her Çince tümcenin Çince yanıtı bulunan bir sözlük ya da kurallar kitabı var. Kendisine, Çince tümceler veriliyor. Kişi, bu tümceleri alı- yor ve yanıtlarını kendisine verilen yönlendirmeler doğrul- tusunda yazılı olarak iletiyor. Bu kişi, her tümceye doğru yanıt vermek gibi uygun bir davranış gösterse de iletilen- ler konusunda hiçbir şey anlayamıyor. Bu parçada sözü edilen araştırmanın amacıyla ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A Makinenin insan gibi anlayıp yorum yapabileceği yo- lundaki yapay zekâ kuramlarını çürütmek B) Yapay zekânın yorum yapabileceğini ancak bir söz di- zimi meydana getiremeyeceğini kanıtlamak Çincenin geniş teknolojik olanaklarla bile olsa öğreni- lemeyeceğini ortaya koymak D) Makineleşmenin insanların düşünme becerilerini kö- reltmesine olan etkisini belirlemek E) İnsanların makinelerin hızlı gelişimi karşısındaki yeter- sizliğini ortaya koymak 4. Türk edebiyatının kimi ürünleri nazım nesir karışımı olarak

2. C Gürsel Korat, yeni romanı Yine Doğdu Tanyıldızı'nda, önceki romanlarında olduğu gibi yine zaman - mekân ve kahraman sac ayağı üzerine oturtuyor hikâyesini. Bu yöntem, Korat'ın romanlarını bilinegelen "tarihî roman" nitelemesinden uzakta tutuyor. Başka bir deyişle, Korat'ın bu romanını da bir "tarihî roman" beklentisi ile okuyamazsınız. Tersine; Çünkü insan zamansızdır; tarihin bilinmeyen döneminden bugüne, insanlığın değişmeyenleri, değişenlerinden baskındır, hâlâ onun insan olma vasfını belirler. Güçlü yanları, zaafları, çevresiyle ilişkileri tarihin her döneminde insanı var eden ya da yok eden etmenlerdir. ====. tarihi ramon Özelliği tad secenev tar Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) yazarın tarihin gelecek kuşaklar üzerindeki etkisini irdelediği söylenebilir B) yazarın insan kaynaklı olmayan olaylara yaklaşımı olarak görülebilir C) yazarın insana yönelen bakışının sözcük sözcük derinleştirilmesi biçiminde tanımlanabilir (6) D)) yazarın insan - tarih ilişkisinin boyutlarını sezdirmeye çalışması şeklinde değerlendirilebilir. E) yazarın insanla ilgili farklılıklara dair yorumu olarak tanımlanabilir

24. (1) Sürekli heyecan ardından koşmak, insanı tutku oyun- larına sürükler (1) Boylece, bütün insanlık, pervanenin ışığa koştuğu gibi tutkuyu izler. (III) Fakat pervanenin bazen kanatlarını yaktığı gibi, insan da tutkuların fela- ketli etkileriyle ezilir. (IV) Tutkuların tehlikeli olabilecek yönlerini savuşturarak onların hazlarını verir. (V) Sanat, insanda yapma tutkular meydana getirerek hem onu meşgul eder hem de gerçek acılardan korur. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "İşte, sanatın kurtarıcı rolü, bu anda görünür.” cümlesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV E) V

20. Sanayi Devrimi'yle birlikte dünya, hiç olmadığı kadar bir çevre kirliliğine maruz kalmıştır. Bu durum çevreyi koruma fikirlerinin gelişimini başlatmıştır. Çevrenin ko- runması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi adına yapılan çalışmalar insanların daha sağlıklı ve güvenli bir çevre- de yaşamaları içindir. Bunu sağlayacak olan da insanın kendisidir. Çünkü 1. ==== çevre her canlının yaşaması için bulunması gereken ilk şarttır II. çevreye zarar veren, çeyreyi koruyan aynı zamanda geliştirecek olan yine insandır III. çevreyi oluşturan ve bu çevrede bulunan başlıca canlılardan biri olarak insan vardır X Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre nu- maralanmış ifadelerden hangileri getirilebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II b) II ve III E) I, II ve III

E Limit Dünyanın en yaşanılır yerlerini ele geçirmek için nice savaş yapıldı, nice cinayet işlendi. Kimi deniz ticaretine uygundu bu yerlerin, kiminin toprağı bereketliydi bazısı da güzel- liğiyle göz kamaştırıyordu. Ancak Lidya, hüküm sürdüğü ğından orman bakımından zengindi. Ülkede deniz ve çok biriydin Verimli bir coğrafyadaydı evvela. Bol yağış aldı- topraklar bakımından dünyanın en şanslı devletlerinden fazla nehir bulunması balıkçılığı geliştirmiş, balık halkın en önemli besin kaynağı olmuş. Ancak Lidya'yı şanslı yapan altın yatağının üzerine kurulmasıydı. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Ekonominin savaşların nedenlerinden biri olduğuna BY Lidya'nın önemli bir yerleşim alanında bulunduğuna C) Lidya'nın en önemli yanının altın rezervleri olduğuna D) Ceşitli sebeplerden dolayı dünyanın yaşanılır yerleri için savaşlar yapıldığına E) Altın yataklarının Lidya halkına refah getirdiğine 6. A B C) (DE Yazı hisse dene düze elbe kim ok Limit Yayınları iç 12