Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

i aç!
da izleyici açı-
er tarafından
Tiyatroda-
Dolayısıyla
m geliştir-
ce açma-
görebile-
veni dü-
Helene-
su de-
ütün
um-
en
D-
Çözdüğün süreyi not et.
su,
di.
Bilim ve sanat tarihl olmaksızın Mısır piramitlerl, Ayasofya gibi
muhteşem yapıların nasıl ve neden yapıldığı anlaşılamaz. Kepp-
ler dünya yörüngesinin yuvarlak değil de eliptik olduğunu kanıt-
lamamış olsaydı Rönesanslı Mimar Bramante'nin eliptik kubbe-
eliptik barok üslup oluşmazdı. Claude Manet'in tren garı tablo-
si, Michelangelo'nun Sistina Şapell'ndeki son yargı freskindeki
Ingiliz romantik ressam William Turner'in lokomotifi olamaz-
Bu parçada sözü edilen değişik sanatçılara ait yapıtların başa-
rısının temelini aşağıdakilerden hangisi oluşturmaktadır?
Sanatçıların engin hayal gücünü yansıtan eserler ortaya koy-
B) Dünya yörüngesinin eliptik olmasının sanatçılara ilham ver.
mesi
28
9.
masi
Sanatçıların üstün sanat yeteneğine sahip olması
Bilim ve sanat tarihinin varlığı
Mısır piramitlerinin ve Ayasofya gibi yapıtların sanatçılara
esin kaynağı olması
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
i aç! da izleyici açı- er tarafından Tiyatroda- Dolayısıyla m geliştir- ce açma- görebile- veni dü- Helene- su de- ütün um- en D- Çözdüğün süreyi not et. su, di. Bilim ve sanat tarihl olmaksızın Mısır piramitlerl, Ayasofya gibi muhteşem yapıların nasıl ve neden yapıldığı anlaşılamaz. Kepp- ler dünya yörüngesinin yuvarlak değil de eliptik olduğunu kanıt- lamamış olsaydı Rönesanslı Mimar Bramante'nin eliptik kubbe- eliptik barok üslup oluşmazdı. Claude Manet'in tren garı tablo- si, Michelangelo'nun Sistina Şapell'ndeki son yargı freskindeki Ingiliz romantik ressam William Turner'in lokomotifi olamaz- Bu parçada sözü edilen değişik sanatçılara ait yapıtların başa- rısının temelini aşağıdakilerden hangisi oluşturmaktadır? Sanatçıların engin hayal gücünü yansıtan eserler ortaya koy- B) Dünya yörüngesinin eliptik olmasının sanatçılara ilham ver. mesi 28 9. masi Sanatçıların üstün sanat yeteneğine sahip olması Bilim ve sanat tarihinin varlığı Mısır piramitlerinin ve Ayasofya gibi yapıtların sanatçılara esin kaynağı olması
4.
Yazınsal eleştirinin azlığı, çokluğu, niteliği kitaba bakış
tarzıyla doğrudan ilgilidir. Çünkü yazınsal eleştirinin
malzemesi kitaptır. Yazınsal yapıt metalaştıkça
bir pazarlama nesnesi olarak dolaşıma katılıyor.
Meta-kitap, daha çok kitabın sanat ürünü oluşuna,
okunmasına değil, tüketilmesine odaklanan bir
anlayışla piyasaya sunuluyor. O noktada eserin
yazınsal ölçütlerle nesnel olarak değerlendirilmesi de
önemsenmiyor. Kısacası
----
Bu parça anlam akışına göre aşağıdakilerden
hangisiyle tamamlanamaz?
A) edebî kitap sayısındaki azalma, yazınsal eleştiri-
nin böyle çoraklaşmasına sebep oluyor
yazınsal eleştiri de dar bir alana çekilmek zorunda
kalıyor
yazınsal eleştirinin yapılmıyor oluşu, kitapların
niteliksizleşmesinin sebebi değil olsa olsa sonucu-
dur
D) bir alandaki yozlaşma, bir başka alana yansıyor
E) edebiyat ürünleri, yazınsal eleştirinin olumlu de-
ğerlendirmelerine konu olamıyor
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Yazınsal eleştirinin azlığı, çokluğu, niteliği kitaba bakış tarzıyla doğrudan ilgilidir. Çünkü yazınsal eleştirinin malzemesi kitaptır. Yazınsal yapıt metalaştıkça bir pazarlama nesnesi olarak dolaşıma katılıyor. Meta-kitap, daha çok kitabın sanat ürünü oluşuna, okunmasına değil, tüketilmesine odaklanan bir anlayışla piyasaya sunuluyor. O noktada eserin yazınsal ölçütlerle nesnel olarak değerlendirilmesi de önemsenmiyor. Kısacası ---- Bu parça anlam akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanamaz? A) edebî kitap sayısındaki azalma, yazınsal eleştiri- nin böyle çoraklaşmasına sebep oluyor yazınsal eleştiri de dar bir alana çekilmek zorunda kalıyor yazınsal eleştirinin yapılmıyor oluşu, kitapların niteliksizleşmesinin sebebi değil olsa olsa sonucu- dur D) bir alandaki yozlaşma, bir başka alana yansıyor E) edebiyat ürünleri, yazınsal eleştirinin olumlu de- ğerlendirmelerine konu olamıyor
süre ök-
i kaydı.
doğrul-
işti tu-
n dur-
uldu.
rin-
Hikâye
TÜRK DİLİ VE EDEBIYAT
10. Beyoğlu'nun arka sokaklarında eski bir evdi. Damının b
şesi akar, akmak da ne söz, yıldızlara açılırdı. Kim bilir
gi konağın gelin odasından çıkmış oymalı yatak, beka
min yoksul görünümüyle tam bir çelişki yaratırdı.
1.
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım biçimle
den hangisine başvurulmuştur?
A) Betimleme
B) Açıklama
D) Öyküleme
TÜRK D
C) Karşılaşt
E) Tartışma
Aşağıdaki c
rak kullanı
A) Arkac
B) Ona
C) Yan
D) E
E)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
süre ök- i kaydı. doğrul- işti tu- n dur- uldu. rin- Hikâye TÜRK DİLİ VE EDEBIYAT 10. Beyoğlu'nun arka sokaklarında eski bir evdi. Damının b şesi akar, akmak da ne söz, yıldızlara açılırdı. Kim bilir gi konağın gelin odasından çıkmış oymalı yatak, beka min yoksul görünümüyle tam bir çelişki yaratırdı. 1. Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım biçimle den hangisine başvurulmuştur? A) Betimleme B) Açıklama D) Öyküleme TÜRK D C) Karşılaşt E) Tartışma Aşağıdaki c rak kullanı A) Arkac B) Ona C) Yan D) E E)
27. Dıranas'a ait Serenad şiiri, adını Batı dillerinde kullanılan
bir müzik teriminden almıştır. Serenat; gece, sevgilinin
penceresi altında verilen küçük konser anlamına gelir.
Dünya edebiyatında olduğu gibi Türk edebiyatında da
bu adı taşıyan çok sayıda aşk şiiri bulunmaktadır. Ahmet
Muhip Dıranas'ın Serenad adlı şiiri bunlar arasında en
bilinenlerden olmakla birlikte Faruk Nafiz Çamlıbel, Cahit
Sıtkı Tarancı, Celal Silay, Ercümend Behzat Lav, Feyzi
Halıcı gibi birçok şairin de bu başlıkta şiirleri vardır.
Geleneksel şiirle çağdaş şiir arasında bir köprü olarak
kabul edilen Ahmet Muhip Dıranas; halk şiiri, divan şiiri
ve Fransız şiirinden etkiler taşıyan şiirleriyle saf şiir
anlayışının önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Bir dil
ustası olan Dıranas, bu şiirle yaşayan sözcükleri kullanarak
yeni bir şiir dili oluşturmaya çalışmıştır.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
olarak söylenmiş olabilir?
A) "Serenad" şiirinin biçim, dil ve anlatım özelliklerinden
bahseder misiniz?
B) "Serenad" adını başka şairler de şiirlerinde kullanmış
mıdır?
C) Ahmet Muhip Dıranas'ın şairliği ile ilgili bilgi verir
misiniz?
D) Ahmet Muhip Dıranas'ın "Serenad" adlı şiirinde
anlatılanlar nelerdir?
E) Ahmet Muhip Dıranas'ın "Serenad" şiiri hakkında bilgi
verir misiniz?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
27. Dıranas'a ait Serenad şiiri, adını Batı dillerinde kullanılan bir müzik teriminden almıştır. Serenat; gece, sevgilinin penceresi altında verilen küçük konser anlamına gelir. Dünya edebiyatında olduğu gibi Türk edebiyatında da bu adı taşıyan çok sayıda aşk şiiri bulunmaktadır. Ahmet Muhip Dıranas'ın Serenad adlı şiiri bunlar arasında en bilinenlerden olmakla birlikte Faruk Nafiz Çamlıbel, Cahit Sıtkı Tarancı, Celal Silay, Ercümend Behzat Lav, Feyzi Halıcı gibi birçok şairin de bu başlıkta şiirleri vardır. Geleneksel şiirle çağdaş şiir arasında bir köprü olarak kabul edilen Ahmet Muhip Dıranas; halk şiiri, divan şiiri ve Fransız şiirinden etkiler taşıyan şiirleriyle saf şiir anlayışının önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Bir dil ustası olan Dıranas, bu şiirle yaşayan sözcükleri kullanarak yeni bir şiir dili oluşturmaya çalışmıştır. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) "Serenad" şiirinin biçim, dil ve anlatım özelliklerinden bahseder misiniz? B) "Serenad" adını başka şairler de şiirlerinde kullanmış mıdır? C) Ahmet Muhip Dıranas'ın şairliği ile ilgili bilgi verir misiniz? D) Ahmet Muhip Dıranas'ın "Serenad" adlı şiirinde anlatılanlar nelerdir? E) Ahmet Muhip Dıranas'ın "Serenad" şiiri hakkında bilgi verir misiniz?
40.-42. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE
CEVAPLAYINIZ.
(1) Mantık, doğru düşünme ve akıl yürütme biçimlerini
araştıran bir bilim dalı olarak tüm diğer bilimlerin yarar-
landığı bir alandır. (II) Çünkü her bilim dalı doğrulara
varmak için yanlışları elemek, bunu yapabilmek için de
mantığa başvurmak zorundadır. (III) Doğru bilgi ve
düşünce üretmek için mantık gereklidir. (IV) Matematik
bilimi, mantığın sembolik dilini ve ispat yöntemlerini kul-
Tanır. (V) Böylece mantık ve matematik, olgusal dünya-
nın doğrularıyla değil ideal dünyanın doğrularıyla uğra-
şarak kesin doğruları bulur. (VI) Doğa bilimleri ise ger-
çek ve olgusal dünyada kendi doğrularına ulaşırken
deney ve gözlem yöntemlerini kullanır. (VII) Fakat bu
yöntemler mantıksal düşünmeyle daha güvenilir hâle
geldiğinden doğa bilimleri de mantığı güvenilir ve nes-
nel olmak için kullanır. (VIII) Günlük yaşamda ise man-
tık bilen insan, bilgilerini daha bilinçli kullanır. (IX) Tar-
tışmalarda daha geçerli çıkarımlar, önermeler ve varsa-
yımlar öne sürer. (X) Öyleyse mantık, her çeşit tartış-
manın ve eleştirel düşüncenin de temelini oluşturur.
00000000
41. Bu parçadan mantıkla ilgili olarak aşağıdaki yargı-
ların hangisine varılamaz?
A) Mantık bilimi, insan ilişkilerini düzenlemede tek
başına yetersiz kalır.
B) Bilim olarak mantığın ve matematiğin ortak bir
simgesel dili vardır.
Mantık da matematik bilimi gibi ulaşılmak istenen
üstün niteliklere sahip dünyanın gerçeklerini
araştırır.
D) Mantık, insanlara tutarlı düşünmede ve doğru
çıkarımlar yapabilmede yardımcı olur.
Gerçek dünyanın olgu ve bilgilerini araştıran doğa
bilimleri de mantıktan yararlanır.
anlatılmak istenen aşağıdakilerden
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
40.-42. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. (1) Mantık, doğru düşünme ve akıl yürütme biçimlerini araştıran bir bilim dalı olarak tüm diğer bilimlerin yarar- landığı bir alandır. (II) Çünkü her bilim dalı doğrulara varmak için yanlışları elemek, bunu yapabilmek için de mantığa başvurmak zorundadır. (III) Doğru bilgi ve düşünce üretmek için mantık gereklidir. (IV) Matematik bilimi, mantığın sembolik dilini ve ispat yöntemlerini kul- Tanır. (V) Böylece mantık ve matematik, olgusal dünya- nın doğrularıyla değil ideal dünyanın doğrularıyla uğra- şarak kesin doğruları bulur. (VI) Doğa bilimleri ise ger- çek ve olgusal dünyada kendi doğrularına ulaşırken deney ve gözlem yöntemlerini kullanır. (VII) Fakat bu yöntemler mantıksal düşünmeyle daha güvenilir hâle geldiğinden doğa bilimleri de mantığı güvenilir ve nes- nel olmak için kullanır. (VIII) Günlük yaşamda ise man- tık bilen insan, bilgilerini daha bilinçli kullanır. (IX) Tar- tışmalarda daha geçerli çıkarımlar, önermeler ve varsa- yımlar öne sürer. (X) Öyleyse mantık, her çeşit tartış- manın ve eleştirel düşüncenin de temelini oluşturur. 00000000 41. Bu parçadan mantıkla ilgili olarak aşağıdaki yargı- ların hangisine varılamaz? A) Mantık bilimi, insan ilişkilerini düzenlemede tek başına yetersiz kalır. B) Bilim olarak mantığın ve matematiğin ortak bir simgesel dili vardır. Mantık da matematik bilimi gibi ulaşılmak istenen üstün niteliklere sahip dünyanın gerçeklerini araştırır. D) Mantık, insanlara tutarlı düşünmede ve doğru çıkarımlar yapabilmede yardımcı olur. Gerçek dünyanın olgu ve bilgilerini araştıran doğa bilimleri de mantıktan yararlanır. anlatılmak istenen aşağıdakilerden
KUTU
PLARI
18. Geçmişten günümüze kalan büyük yapıtları düşünelim.
Manastiri, Dostoyevski'nin Budala'sı çağlarının birer ta-
Örneğin Tolstoy'un Savaş ve Barış'ı, Stendhal'ın Parma
yazılmamıştır. Yaratıcılarının amacı bu değildir. Zaten bu
nığıdır. Ama bu yapıtlar çağlarının tanığı olma dileğiyle
amaçla yazılmış olsalardı bu başarıyı kazanmaları söz N
konusu olmayabilirdi.
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı- N
dakilerden hangisi getirilebilir?
A) Bir yazarın, bir sanatçının çağını yansıtması, çağının
tanığı olması çok emek ister
B) Sanatçılar, çağlarının havasını kendi kişiliklerinde eri-
tirler
Çağına tanıklık etme, sanatçının dünyayı algılayışı,
yansıtışı, onu yeniden biçimlendirmesiyle ilgilidir
D) Bir yapıtın öteki yapıtlardan üstün olması o yapıtın ka-
lıcılığını sağlar
EÇağına tanıklık etme, ancak sanata özgü yasalara ve
kurallara göre yapılırsa anlamlı olur
(2009-İç Denetçi)
(
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
KUTU PLARI 18. Geçmişten günümüze kalan büyük yapıtları düşünelim. Manastiri, Dostoyevski'nin Budala'sı çağlarının birer ta- Örneğin Tolstoy'un Savaş ve Barış'ı, Stendhal'ın Parma yazılmamıştır. Yaratıcılarının amacı bu değildir. Zaten bu nığıdır. Ama bu yapıtlar çağlarının tanığı olma dileğiyle amaçla yazılmış olsalardı bu başarıyı kazanmaları söz N konusu olmayabilirdi. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı- N dakilerden hangisi getirilebilir? A) Bir yazarın, bir sanatçının çağını yansıtması, çağının tanığı olması çok emek ister B) Sanatçılar, çağlarının havasını kendi kişiliklerinde eri- tirler Çağına tanıklık etme, sanatçının dünyayı algılayışı, yansıtışı, onu yeniden biçimlendirmesiyle ilgilidir D) Bir yapıtın öteki yapıtlardan üstün olması o yapıtın ka- lıcılığını sağlar EÇağına tanıklık etme, ancak sanata özgü yasalara ve kurallara göre yapılırsa anlamlı olur (2009-İç Denetçi) (
Y
1
Örneğin siz bayılarak yediğiniz o ince kabuklu,
şeker gibi tatlı Finike portakalını bahçenize diktiği-
nizi sanırken karşınızda acı meyveli turunç ağacını
bulmanız muhtemel. Çekirdekten leziz bir portakal
türü de elde etme ihtimaliniz mevcut. Bunun sebebi
de tohumların içinde biri normal döllenmeyle diğeri
besin dokusundan oluşan iki embriyo bulunması.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı-
şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Antik çağlardan bu yana her türlü olumsuzluğa
rağmen çeşitlenebilmiş turunçgillerin zaman
içindeki yolculuğu, insanlık tarihiyle birlikte şekil-
lenmiştir
Finike çevresinde yoğunlaşan endüstriyel faa-
liyetler, mikroorganizmaları olumsuz etkilediği
gibi portakal bahçelerini de beklenmedik bir so-
runla karşı karşıya bıraktı
C) Bugün çok çekirdekli olmasından ötürü ekono-
mik değeri olmayanlarla karıştırılmaması gere-
ken Finike portakalı, Finike'de ekilen bir çekir-
dekten çıkmıştır
D) Eğer bir kez olsun yolunuz Finike'ye düşmüşse
yollar boyu sıralanan portakal ağacı görünümlü
turunç ağaçlarını mutlaka görmüşsünüzdür
E) Turunçgillerden yediğiniz bir meyveden çıkar-
dığınız çekirdek, içinden çıktığı meyveyi inkâr
edercesine farklı bir bitkinin varoluşuna kaynak-
lık edebilir
23.
[
E
400
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Y 1 Örneğin siz bayılarak yediğiniz o ince kabuklu, şeker gibi tatlı Finike portakalını bahçenize diktiği- nizi sanırken karşınızda acı meyveli turunç ağacını bulmanız muhtemel. Çekirdekten leziz bir portakal türü de elde etme ihtimaliniz mevcut. Bunun sebebi de tohumların içinde biri normal döllenmeyle diğeri besin dokusundan oluşan iki embriyo bulunması. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı- şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Antik çağlardan bu yana her türlü olumsuzluğa rağmen çeşitlenebilmiş turunçgillerin zaman içindeki yolculuğu, insanlık tarihiyle birlikte şekil- lenmiştir Finike çevresinde yoğunlaşan endüstriyel faa- liyetler, mikroorganizmaları olumsuz etkilediği gibi portakal bahçelerini de beklenmedik bir so- runla karşı karşıya bıraktı C) Bugün çok çekirdekli olmasından ötürü ekono- mik değeri olmayanlarla karıştırılmaması gere- ken Finike portakalı, Finike'de ekilen bir çekir- dekten çıkmıştır D) Eğer bir kez olsun yolunuz Finike'ye düşmüşse yollar boyu sıralanan portakal ağacı görünümlü turunç ağaçlarını mutlaka görmüşsünüzdür E) Turunçgillerden yediğiniz bir meyveden çıkar- dığınız çekirdek, içinden çıktığı meyveyi inkâr edercesine farklı bir bitkinin varoluşuna kaynak- lık edebilir 23. [ E 400
6.
Japon çimi, oluşturduğu yüksek kalitedeki çim dokusuyla
dünyanın pek çok ülkesinde bahçeler, parklar ve spor
sahalarında kullanılabilen çim türüdür. Sıcak iklimde
yetişen çim bitkileri arasında kışın düşük sıcaklıklara
toleransı en iyi tür olan Japon çimi, sıfırın altındaki
Sıcaklıklarda bile yaşamını sürdürebilmektedir. Bu
bakımdan Japon çimi, ülkemizin sadece güneydeki sahil
bölgeleri için değil geçiş iklim bölgelerinde tesis edilecek
yeşil alanlar için de oldukça önemli bir potansiyele
sahiptir. Serin iklim çim türleriyle kıyaslandığında yüksek
sıcaklıklara, yabancı otlara, hastalıklara, zararlılara ve
basılmaya olan dayanıklılığı nedeniyle Japon çimi, bakımı
kolay olan bir çim türüdür. Japon çimi, fazla güneş
alamayan çim sahalar için de mükemmel bir seçimdir.
Bu parçada Japon çimi ile ilgili olarak
U Kullanım alanının oldukça yaygın olduğu,
II. Sıcaklığa, hastalık ve çeşitli zararlı etkenlere karşı
dayanıklı kabul edildiği,
III. Gelişmiş ülkelerde en çok tercih edilen çim türü
olarak bilindiği,
IV. Kimyasal bileşenlerle sağlamlığının artırılabileceği
bilgilerinden hangisine ulaşılamaz?
A) I ile ill
B) Yalnız II
D) III ile IV
Cll ile III
EXalnız IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Japon çimi, oluşturduğu yüksek kalitedeki çim dokusuyla dünyanın pek çok ülkesinde bahçeler, parklar ve spor sahalarında kullanılabilen çim türüdür. Sıcak iklimde yetişen çim bitkileri arasında kışın düşük sıcaklıklara toleransı en iyi tür olan Japon çimi, sıfırın altındaki Sıcaklıklarda bile yaşamını sürdürebilmektedir. Bu bakımdan Japon çimi, ülkemizin sadece güneydeki sahil bölgeleri için değil geçiş iklim bölgelerinde tesis edilecek yeşil alanlar için de oldukça önemli bir potansiyele sahiptir. Serin iklim çim türleriyle kıyaslandığında yüksek sıcaklıklara, yabancı otlara, hastalıklara, zararlılara ve basılmaya olan dayanıklılığı nedeniyle Japon çimi, bakımı kolay olan bir çim türüdür. Japon çimi, fazla güneş alamayan çim sahalar için de mükemmel bir seçimdir. Bu parçada Japon çimi ile ilgili olarak U Kullanım alanının oldukça yaygın olduğu, II. Sıcaklığa, hastalık ve çeşitli zararlı etkenlere karşı dayanıklı kabul edildiği, III. Gelişmiş ülkelerde en çok tercih edilen çim türü olarak bilindiği, IV. Kimyasal bileşenlerle sağlamlığının artırılabileceği bilgilerinden hangisine ulaşılamaz? A) I ile ill B) Yalnız II D) III ile IV Cll ile III EXalnız IV
9.
Aslıhan Lodi, Nesin ailesinin kapsamlı ve yoğun arşivini Ali
Nesin özelinde pekiştirmek yerine, bizzat onun belleğinde
yer edinen anıların ve başarısının sırrının peşine düşüyor.
Lodi, zaten gözünü budaktan sakınmayan bir tavrı olan Ali
Nesin'le yaptığı bu çalışmayı, çok daha sansasyonel bir
hâle çekebilecek zemine sahipken böyle bir amaç gütme-
yip Ali Nesin'i ve çalışmalarını iyi niyetiyle irdelemiş sorula-
rinda. Yanlış anlaşılmasın, bu demek değil ki kitapta suya
sabuna dokunulmadan yol alınıyor. Yeri geldiğinde eleştiri-
lerini, hedefe yollamayı biliyor her iki isim de.
Bu parçadan
bali
I. Kendisiyle konuşulan kişi cesur biridir.
Yazar, ustaca sorularla özellikle Ali Nesin üzerinde
yoğunlaşmıştır.
slov
III. Okurlar için doyurucu, keyif veren, zevkli bir çalışma
ortaya çıkmıştır.
USI.
TV. Yazar ve mülakat yaptığı kişi, yanlışları da dile getir-
miştir.
ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir?
A) I ve IV
D) III ve IV
B) ve IV
C) Yalnız I
E) II, III, ve IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Aslıhan Lodi, Nesin ailesinin kapsamlı ve yoğun arşivini Ali Nesin özelinde pekiştirmek yerine, bizzat onun belleğinde yer edinen anıların ve başarısının sırrının peşine düşüyor. Lodi, zaten gözünü budaktan sakınmayan bir tavrı olan Ali Nesin'le yaptığı bu çalışmayı, çok daha sansasyonel bir hâle çekebilecek zemine sahipken böyle bir amaç gütme- yip Ali Nesin'i ve çalışmalarını iyi niyetiyle irdelemiş sorula- rinda. Yanlış anlaşılmasın, bu demek değil ki kitapta suya sabuna dokunulmadan yol alınıyor. Yeri geldiğinde eleştiri- lerini, hedefe yollamayı biliyor her iki isim de. Bu parçadan bali I. Kendisiyle konuşulan kişi cesur biridir. Yazar, ustaca sorularla özellikle Ali Nesin üzerinde yoğunlaşmıştır. slov III. Okurlar için doyurucu, keyif veren, zevkli bir çalışma ortaya çıkmıştır. USI. TV. Yazar ve mülakat yaptığı kişi, yanlışları da dile getir- miştir. ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir? A) I ve IV D) III ve IV B) ve IV C) Yalnız I E) II, III, ve IV
2. Aşağıdakilerin hangisindeki bağlaç yapı bakımından
ötekilerden farklıdır?
A) Sen bilirsin, ister evde kal ister benimle gel.
B) Türk'ün yaşam parolası: "Ya istiklal ya ölüm.”dür.
C) Bu bölümü çok istiyorsun ama kazanmak için de bir
şey yapmıyorsun.
D) Çok vefasızmış ne kendi ailesini ne bizleri arıyor.
E) Gerek okulda gerek evde her daim disiplin lazım.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Aşağıdakilerin hangisindeki bağlaç yapı bakımından ötekilerden farklıdır? A) Sen bilirsin, ister evde kal ister benimle gel. B) Türk'ün yaşam parolası: "Ya istiklal ya ölüm.”dür. C) Bu bölümü çok istiyorsun ama kazanmak için de bir şey yapmıyorsun. D) Çok vefasızmış ne kendi ailesini ne bizleri arıyor. E) Gerek okulda gerek evde her daim disiplin lazım.
Aksiyon
PARAGRAF
19-20. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Biyo-ekolojik yaklaşımlar açısından bazı
araştırmacılara göre zekânın genetik bir ak-
tarımı söz konusudur. Hernnstein ve Murray
tarafından yazılan Çan Eğrisi kitabı genetik
aktarım, irklar arasındaki zekâ farklılıklarını
çevre ve genetik aktarıma bağlamış; bununla
birlikte Amerika'da ciddi bir tartışma konusu
olmuştur. Ayrıca bu kitabın zekâyı %40-80
oranında genetik aktarıma bağlaması, tar-
tışmaların ve araştırmaların hâlâ sürmesini
sağladığı söylenebilir. İlgili kitabın diğer bir
tartışma yaratan sonucu ise Afro-Amerikan-
ların zekâ olarak diğerlerine göre %60, %70
oranında düşük puanları aldığını belirtmesi
ve bu sonucun genetik aktarımın bir sonucu Y
A
olduğunu söylemesidir. Bu durum, benzer R
şekilde yaratıcılık konusunda da incelen- G
mekte ve zekâ ile benzerlik göstermektedir.
Son yıllarda teknoloji konusunda gelişmeleri y
takiben yapılan beyin temelli araştırmalarda A
genetik aktarım ve bireyin fizyolojik yapısında
farklılıkların yaratıcılık ve üstün zekâya bağlı N
olduğu belirtilmektedir.
Y
1
L
DENEME 3
19. Bu parçanın anlatımında aşağıda verilen-
lerden hangisi yoktur?
Açıklayıcı anlatım
Nesnel yargılar
Sayısal veriler
D) Farklı anlam özellikleri taşıyan cümleler
EX Tartışmacı anlatım
A
R 30 Bu parçada sözü edilen eserle ilgili a
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Aksiyon PARAGRAF 19-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Biyo-ekolojik yaklaşımlar açısından bazı araştırmacılara göre zekânın genetik bir ak- tarımı söz konusudur. Hernnstein ve Murray tarafından yazılan Çan Eğrisi kitabı genetik aktarım, irklar arasındaki zekâ farklılıklarını çevre ve genetik aktarıma bağlamış; bununla birlikte Amerika'da ciddi bir tartışma konusu olmuştur. Ayrıca bu kitabın zekâyı %40-80 oranında genetik aktarıma bağlaması, tar- tışmaların ve araştırmaların hâlâ sürmesini sağladığı söylenebilir. İlgili kitabın diğer bir tartışma yaratan sonucu ise Afro-Amerikan- ların zekâ olarak diğerlerine göre %60, %70 oranında düşük puanları aldığını belirtmesi ve bu sonucun genetik aktarımın bir sonucu Y A olduğunu söylemesidir. Bu durum, benzer R şekilde yaratıcılık konusunda da incelen- G mekte ve zekâ ile benzerlik göstermektedir. Son yıllarda teknoloji konusunda gelişmeleri y takiben yapılan beyin temelli araştırmalarda A genetik aktarım ve bireyin fizyolojik yapısında farklılıkların yaratıcılık ve üstün zekâya bağlı N olduğu belirtilmektedir. Y 1 L DENEME 3 19. Bu parçanın anlatımında aşağıda verilen- lerden hangisi yoktur? Açıklayıcı anlatım Nesnel yargılar Sayısal veriler D) Farklı anlam özellikleri taşıyan cümleler EX Tartışmacı anlatım A R 30 Bu parçada sözü edilen eserle ilgili a
16. I. Üniversiteden beri tanıdığım yazar dostum, iyi derece-
de İngilizce bilirdi fakat her zaman İstanbul ağzıyla ko-
nuşmayı tercih ederdi.
II. Ancak bir dili öğrendiğimizi iddia ediyorsak onu her
yerde aynı güzellikte kullanabilmeliyiz.
III. Amacımız, İngiliz edebiyatının leylaklarıyla, yediveren
gülleriyle, erguvanlarıyla dolu bahçelerinde sakin, hu-
zurlu yürüyüşlere çıkmaksa aksanımızın bize herhan-
gi bir zararı olamaz.
IV. Buna defalarca şahit olmuştum ve ben de başlarda pek
anlam verememiştim ama bir yazısında "Beni bir İngiliz
gibi konuşmuyorum diye neden eleştiriyorlar, ben bir
casus değilim ki..." diye kaleme aldığı cümleleri fark et-
tiğimde her şeyi daha iyi anlamıştım artık.
V. Yani birilerini kendimizin İngiliz olduğuna inandıracak-
sak o zaman bir İngiliz gibi konuşmak zorundayız.
Bu parçada anlam bütünlüğünün sağlanması için yer
değiştirmesi gereken cümleler aşağıdakilerin hangi-
sinde verilmiştir?
A) I ve III
D) III ve IV
B) I ve IV
E) III ve V
Cake
C) II ve IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
16. I. Üniversiteden beri tanıdığım yazar dostum, iyi derece- de İngilizce bilirdi fakat her zaman İstanbul ağzıyla ko- nuşmayı tercih ederdi. II. Ancak bir dili öğrendiğimizi iddia ediyorsak onu her yerde aynı güzellikte kullanabilmeliyiz. III. Amacımız, İngiliz edebiyatının leylaklarıyla, yediveren gülleriyle, erguvanlarıyla dolu bahçelerinde sakin, hu- zurlu yürüyüşlere çıkmaksa aksanımızın bize herhan- gi bir zararı olamaz. IV. Buna defalarca şahit olmuştum ve ben de başlarda pek anlam verememiştim ama bir yazısında "Beni bir İngiliz gibi konuşmuyorum diye neden eleştiriyorlar, ben bir casus değilim ki..." diye kaleme aldığı cümleleri fark et- tiğimde her şeyi daha iyi anlamıştım artık. V. Yani birilerini kendimizin İngiliz olduğuna inandıracak- sak o zaman bir İngiliz gibi konuşmak zorundayız. Bu parçada anlam bütünlüğünün sağlanması için yer değiştirmesi gereken cümleler aşağıdakilerin hangi- sinde verilmiştir? A) I ve III D) III ve IV B) I ve IV E) III ve V Cake C) II ve IV
ī
3. Baki Divanı daha çok gazellerle dikkat çeker. Nitekim Baki de
özellikle bir "gazel şairi" olduğunu ileri sürer, gazellerinin ben.
zerinin bulunmadığını iddia eder. Kendisini "Osmanlı ülkesinin
yüzsuyu" diye tanımlar.
Bu parçada geçen "Osmanlı ülkesinin yüzsuyu” sözüyle an.
latılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Osmanlı topraklarında özel bir yer edindiği
Şiirlerinin Osmanlı'yı onurlandırdığı
C) Şiirlerinin su gibi kolay okunduğu
D) Şiirlerinin derin anlamlar taşıdığı
E) Şiirlerinin Osmanlı'ya yenilik getirdiği
1B
A)
noa
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ī 3. Baki Divanı daha çok gazellerle dikkat çeker. Nitekim Baki de özellikle bir "gazel şairi" olduğunu ileri sürer, gazellerinin ben. zerinin bulunmadığını iddia eder. Kendisini "Osmanlı ülkesinin yüzsuyu" diye tanımlar. Bu parçada geçen "Osmanlı ülkesinin yüzsuyu” sözüyle an. latılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Osmanlı topraklarında özel bir yer edindiği Şiirlerinin Osmanlı'yı onurlandırdığı C) Şiirlerinin su gibi kolay okunduğu D) Şiirlerinin derin anlamlar taşıdığı E) Şiirlerinin Osmanlı'ya yenilik getirdiği 1B A) noa
27. Bernd Brunner'in tarihsel ve kültürel yönleriyle enine
boyuna incelediği "Uzanma Sanatı", yatay pozisyon-
da zaman geçirmenin farklı biçimlerine odaklanan ke-
yifli bir çalışma. Günümüzde çoğu zaman tembelli-
ğin, ifadesi olarak yorumlanmakta. Bu nedenle uzan-
manın kıymeti pek bilinmese de, varoluşumuza içkin
bir hareket aslında uzanmak. Hepimiz uzanırız ne de
olsa. Yine de uzanmak
1111
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşa-
ğıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) zamanı boşa tüketmektir.
B) herkesin her zaman yapmaması gereken bir et-
kinliktir.
C) yalnızca zamanı uygun insanlarla sınırlı kalmalı
D) yapıla yapıla sıradanlaşmış geresiz bir eylemdir.
E) kötü şöhretli bir eylem olarak bilinir hatta eylem
bile sayılmaz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
27. Bernd Brunner'in tarihsel ve kültürel yönleriyle enine boyuna incelediği "Uzanma Sanatı", yatay pozisyon- da zaman geçirmenin farklı biçimlerine odaklanan ke- yifli bir çalışma. Günümüzde çoğu zaman tembelli- ğin, ifadesi olarak yorumlanmakta. Bu nedenle uzan- manın kıymeti pek bilinmese de, varoluşumuza içkin bir hareket aslında uzanmak. Hepimiz uzanırız ne de olsa. Yine de uzanmak 1111 Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) zamanı boşa tüketmektir. B) herkesin her zaman yapmaması gereken bir et- kinliktir. C) yalnızca zamanı uygun insanlarla sınırlı kalmalı D) yapıla yapıla sıradanlaşmış geresiz bir eylemdir. E) kötü şöhretli bir eylem olarak bilinir hatta eylem bile sayılmaz.
den gör!
am Söyleyin Kuşlar yapıtında,
la gideren ortaokul çağların-
ğüne tanık oluyoruz. Bu kız
lükler ile onun duygularını,
daki tepkilerini öğreniyoruz
ndıran yapıtta duygu seline
alın dili, sağlam kurgusu ve
Tik çağı okura seslenen bu
tmekte, onlara hayata bir
Ortamı sağlamaktadır Ya-
ne çıkıp kendini hissettir-
gözlerinizde biriken yaş-
Flenler arasında aşağı-
SPOILER
ğe sahip olma
en oluşma
esinden bakmayı içer-
aşıma
elini'ni gerçek bir
Kitapta 1950'ler-
en mayınlar, ro-
Delâl'in de yaşa-
e sevgilisini kay-
deşi Diyar'la ev-
Sı yaşarken bir
yüz; umudun,
toplumsal ya-
Sılır bir dil kul-
ilerden han-
uğuna
alındığına
ET PARAGRAF
16. Muhabir:
Sınav soru
Öykücü:
Yeni öyküler yazarken eskilerinin gerisinde kalmaların-
dan hep korkarım. Bu korku daha çok kendi okur gözüm-
den.kin ben yerden yere vuruyorum yazdıklarımı. Beğe-
nilmeyecek diye korkmuyorum çünkü nihayetinde her öy-
küyü beğenmeyen çıkar. Her okurun beğenisi okuma se-
rüvenine göre değiştiği için. Eh, bir öykücü de geniş kit-
Tülere hitap etmediğini bilir zaten. Ödülden sonra da ikinci
kitaptan sonra da bu geriye düşme korkusu" sürdü. Ama
yazmaya devam ettim.
Muhabir:
Öykücü:
- Bu düşünce söz konusu öykümün kurgusu için ayrıca
önemli ama öyküye bakışım da böyle. Eksiklik, öykünün
her okurda ve her okumada okurun tamamladıklarıyla ye-
niden ve başka türlü yazılması için gerekli. Bence bir öykü
söylediklerinden çok söylemedikleriyle estetik haz verir.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han-
gisi sırasıyla getirilmelidir?
A) I. Ödüllerin özellikle genç yazarları kamçıladığını dü-
şünüyor musunuz?
Öykü anlayışınızla ilgili neler söylemek istersiniz?
1. Her kitabınızda "Okur acaba nasıl karşılar?" tedir-
ginliğini yaşıyor musunuz?
II. Öykülerinizin kapalı metinler olarak değerlendirilme-
si ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
C) I. Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'ne değer görülmeniz
bu kitabınızı yazarken sizi nasıl etkiledi?
AVANTAJ YAYINLARI
II. Bir öykünüzde "Eksik bir yanı hep olmalı hikâyenin."
diyorsunuz. Bu düşüncenin öykü anlayışınızdaki ye-
ri nedir?
D) 1. Böyle bir ödüle layık görülmeniz öykü anlayışınızda
ne gibi değişiklikler doğurdu?
II. Öykülerinizde olayın tamamını anlatmıyorsunuz. Ne-
denini öğrenebilir miyiz?
E) 1. Ödüllerin bir yazarın yazma serüvenine ne gibi kat-
kıları vardır?
II. Kendinize en yakın hissettiğiniz öykü anlayışı han-
gisidir?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
den gör! am Söyleyin Kuşlar yapıtında, la gideren ortaokul çağların- ğüne tanık oluyoruz. Bu kız lükler ile onun duygularını, daki tepkilerini öğreniyoruz ndıran yapıtta duygu seline alın dili, sağlam kurgusu ve Tik çağı okura seslenen bu tmekte, onlara hayata bir Ortamı sağlamaktadır Ya- ne çıkıp kendini hissettir- gözlerinizde biriken yaş- Flenler arasında aşağı- SPOILER ğe sahip olma en oluşma esinden bakmayı içer- aşıma elini'ni gerçek bir Kitapta 1950'ler- en mayınlar, ro- Delâl'in de yaşa- e sevgilisini kay- deşi Diyar'la ev- Sı yaşarken bir yüz; umudun, toplumsal ya- Sılır bir dil kul- ilerden han- uğuna alındığına ET PARAGRAF 16. Muhabir: Sınav soru Öykücü: Yeni öyküler yazarken eskilerinin gerisinde kalmaların- dan hep korkarım. Bu korku daha çok kendi okur gözüm- den.kin ben yerden yere vuruyorum yazdıklarımı. Beğe- nilmeyecek diye korkmuyorum çünkü nihayetinde her öy- küyü beğenmeyen çıkar. Her okurun beğenisi okuma se- rüvenine göre değiştiği için. Eh, bir öykücü de geniş kit- Tülere hitap etmediğini bilir zaten. Ödülden sonra da ikinci kitaptan sonra da bu geriye düşme korkusu" sürdü. Ama yazmaya devam ettim. Muhabir: Öykücü: - Bu düşünce söz konusu öykümün kurgusu için ayrıca önemli ama öyküye bakışım da böyle. Eksiklik, öykünün her okurda ve her okumada okurun tamamladıklarıyla ye- niden ve başka türlü yazılması için gerekli. Bence bir öykü söylediklerinden çok söylemedikleriyle estetik haz verir. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han- gisi sırasıyla getirilmelidir? A) I. Ödüllerin özellikle genç yazarları kamçıladığını dü- şünüyor musunuz? Öykü anlayışınızla ilgili neler söylemek istersiniz? 1. Her kitabınızda "Okur acaba nasıl karşılar?" tedir- ginliğini yaşıyor musunuz? II. Öykülerinizin kapalı metinler olarak değerlendirilme- si ile ilgili ne düşünüyorsunuz? C) I. Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'ne değer görülmeniz bu kitabınızı yazarken sizi nasıl etkiledi? AVANTAJ YAYINLARI II. Bir öykünüzde "Eksik bir yanı hep olmalı hikâyenin." diyorsunuz. Bu düşüncenin öykü anlayışınızdaki ye- ri nedir? D) 1. Böyle bir ödüle layık görülmeniz öykü anlayışınızda ne gibi değişiklikler doğurdu? II. Öykülerinizde olayın tamamını anlatmıyorsunuz. Ne- denini öğrenebilir miyiz? E) 1. Ödüllerin bir yazarın yazma serüvenine ne gibi kat- kıları vardır? II. Kendinize en yakın hissettiğiniz öykü anlayışı han- gisidir?
9.
TÜRKÇE TE
(1) Berna Moran'ın deyişiyle "huzursuzluğun roma-
ni", Fethi Naci'ye göre de "Türkçenin en güzel aşk
romanı" olan Huzur'un yayımlanışının üzerinden
yaklaşık elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir
ağustos günü başlar ve radyodan İkinci Dünya Sa-
vaşı'nın başladığını haber veren bir anonsla biter.
(III) Her ne kadar ilk bakışta aşk romanı gibi görünse
de günahın ve kavuşmanın değil, Doğu'yla Batı'nın,
huzursuzluğun, zaman ve müziğin romanı olarak
kabul edilir. (IV) Huzur, hiçbir zaman Madam Bo-
vary'nin yarattığı etkiye benzer bir etki yaratmamış-
tır. (V) Madam Bovary gibi can sıkıcı taşranın roma-
nı değildir Huzur; tam tersine çok eski, çok köklü bir
kentin, İstanbul'un, Boğaziçi'nin romanıdır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sinde değerlendirme söz konusu değildir?
A) I.
B) II.
C) HI. D) IV.
E)V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. TÜRKÇE TE (1) Berna Moran'ın deyişiyle "huzursuzluğun roma- ni", Fethi Naci'ye göre de "Türkçenin en güzel aşk romanı" olan Huzur'un yayımlanışının üzerinden yaklaşık elli yıl geçti. (II) Bu romanda olaylar, bir ağustos günü başlar ve radyodan İkinci Dünya Sa- vaşı'nın başladığını haber veren bir anonsla biter. (III) Her ne kadar ilk bakışta aşk romanı gibi görünse de günahın ve kavuşmanın değil, Doğu'yla Batı'nın, huzursuzluğun, zaman ve müziğin romanı olarak kabul edilir. (IV) Huzur, hiçbir zaman Madam Bo- vary'nin yarattığı etkiye benzer bir etki yaratmamış- tır. (V) Madam Bovary gibi can sıkıcı taşranın roma- nı değildir Huzur; tam tersine çok eski, çok köklü bir kentin, İstanbul'un, Boğaziçi'nin romanıdır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- sinde değerlendirme söz konusu değildir? A) I. B) II. C) HI. D) IV. E)V.