Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

7. Gençtik, umuda yolculuğumuz yeni başlamıştı. Kâğıttan
şatolar inşa ederdik düşlerimizde. Dünyayı değiştireceği-
mize, daha halkça ve daha yaşanır bir düzen kuracağımıza
adımız gibi emindik.
Bu parçadaki altı çizili söz öbeğinin cümleye kattığı
anlam, aşağıdakilerden hangisidir?
-
A) İnsanları etkileyecek sloganlar
B) Yıkılmaya mahkûm idealler
C) İnsanı mutluluğa götürecek pratik yöntemler
D) Toplumsal kurallara aykırı yaşam tarzı
E) Gerçekleşmesi mümkün tasarılar
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Gençtik, umuda yolculuğumuz yeni başlamıştı. Kâğıttan şatolar inşa ederdik düşlerimizde. Dünyayı değiştireceği- mize, daha halkça ve daha yaşanır bir düzen kuracağımıza adımız gibi emindik. Bu parçadaki altı çizili söz öbeğinin cümleye kattığı anlam, aşağıdakilerden hangisidir? - A) İnsanları etkileyecek sloganlar B) Yıkılmaya mahkûm idealler C) İnsanı mutluluğa götürecek pratik yöntemler D) Toplumsal kurallara aykırı yaşam tarzı E) Gerçekleşmesi mümkün tasarılar
24. Nursel Duruel'i, yıllar önce, o çok sevilen ve öykü sanatı-
nın belleğinde ölümsüzleşen Geyikler, Annem ve Almanya
adlı öyküsüyle tanımıştım. Küçük bir kızın bakış açısıyla
yazılmış olan bu öykü; içtenliği, dilinin ve imgelerinin gü-
zelliğiyle, içindeki sevgi motifleriyle yüreğime kazınmıştı
sanki. Sadece Geyikler, Annem ve Almanya'yı değil, Nur-
sel Duruel'in yayımlanmış bütün öykülerini okuduğunuz-
da metinlerini kılı kırk yararak işleyen, yazdığı dile özgün
üslubuyla inanılmaz zenginlikler kazandıran, güçlü imge-
leriyle metin içi anlamları çoğaltarak öykü sanatını şiirsel
boyutlara ulaştıran değerli bir ustayla karşı karşıya oldu-
ğunuzu fark edersiniz. Bu yazınsal farkındalığı, Nursel Du-
ruel'in öyküye bakışıyla, metni kurgulama tarzıyla bütün-
leştirdiğinizde "nitelikli öykü" hakkında zihninizin netlik,
duruluk ve ışıltıyla dolduğunu görürsünüz.
Bu parçada Nursel Duruel ve eserleriyle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Öykülerinde iyimser karakterlere ağırlıklı olarak yer ver-
diğine
B) Yazdığı bir öykünün, kalıcılığı yakalamasında etkili ol
duğuna
Öykülerini ince bir işçilikle oluşturduğuna
D) Kendine has bir üslupla dili zenginleştirdiğine
Eserlerinin derin ve katmanlı bir yapısının olduğuna
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
24. Nursel Duruel'i, yıllar önce, o çok sevilen ve öykü sanatı- nın belleğinde ölümsüzleşen Geyikler, Annem ve Almanya adlı öyküsüyle tanımıştım. Küçük bir kızın bakış açısıyla yazılmış olan bu öykü; içtenliği, dilinin ve imgelerinin gü- zelliğiyle, içindeki sevgi motifleriyle yüreğime kazınmıştı sanki. Sadece Geyikler, Annem ve Almanya'yı değil, Nur- sel Duruel'in yayımlanmış bütün öykülerini okuduğunuz- da metinlerini kılı kırk yararak işleyen, yazdığı dile özgün üslubuyla inanılmaz zenginlikler kazandıran, güçlü imge- leriyle metin içi anlamları çoğaltarak öykü sanatını şiirsel boyutlara ulaştıran değerli bir ustayla karşı karşıya oldu- ğunuzu fark edersiniz. Bu yazınsal farkındalığı, Nursel Du- ruel'in öyküye bakışıyla, metni kurgulama tarzıyla bütün- leştirdiğinizde "nitelikli öykü" hakkında zihninizin netlik, duruluk ve ışıltıyla dolduğunu görürsünüz. Bu parçada Nursel Duruel ve eserleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Öykülerinde iyimser karakterlere ağırlıklı olarak yer ver- diğine B) Yazdığı bir öykünün, kalıcılığı yakalamasında etkili ol duğuna Öykülerini ince bir işçilikle oluşturduğuna D) Kendine has bir üslupla dili zenginleştirdiğine Eserlerinin derin ve katmanlı bir yapısının olduğuna
arin
i
1845
Melankolikler genellikle yaratıcı kişilerden çıkar diye
düşünülürmüş eskiden. Rönesans melankolinin altın çağı
sayılıyor mesela, göklere çıkartılmış. Bazı dönemlerde
ise yerin dibine batırılıyor, şeytan işidir deniliyor. Insan
ruhunun derin bir çelişkisi ve yarılması söz konusu. Ayın
karanlık ve aydınlık yüzü. Melankolik özne, kendi özünü
arıyor. Insanın bu bitmez arayışı sanatta ve edebiyatta
sayısız güzellik yaratmış. Barok müzik mesela. Hem
müthiş bir sevinç hem koyu bir üzüntü barındırır. Dürer'in
ünlü Melankoli I ve Melankoli II adlı gravürleriyle bu konu
görsel sanata giriyor. Genç ve güzel bir kız olarak tasvir
edilmiş melek figürü, melankoliyi temsil ediyor. Zamanı,
dünyayı, hayatı anlamak ister gibi derin düşüncelere
dalmış, çenesini eline dayamış. Sanat tarihi melankoli
üzerine yorumlarla dolu. Susan Sontag, sürrealizmi
melankoliyi neşelendiren hareket olarak tanımlıyor.
Kendisi, kültürel ayna olan bir kavramdan ve duygu
hâlinden söz ediyor.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi
Sövlenemez?
A) Varlıkları ayırt eden niteleyici özelliklerle tasvirler
yapılmıştır.
B) Deyimlerden yararlanılarak karşıt durumlar
anlatılmıştır.
C) Düşünceyi geliştirmek için örnekleme yapılmıştır.
D) Kavramın tanımsal özelliğine başvurulmuştur.
E) Kimi sözcüklere mecaz anlam yüklenmiştir.
7.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
arin i 1845 Melankolikler genellikle yaratıcı kişilerden çıkar diye düşünülürmüş eskiden. Rönesans melankolinin altın çağı sayılıyor mesela, göklere çıkartılmış. Bazı dönemlerde ise yerin dibine batırılıyor, şeytan işidir deniliyor. Insan ruhunun derin bir çelişkisi ve yarılması söz konusu. Ayın karanlık ve aydınlık yüzü. Melankolik özne, kendi özünü arıyor. Insanın bu bitmez arayışı sanatta ve edebiyatta sayısız güzellik yaratmış. Barok müzik mesela. Hem müthiş bir sevinç hem koyu bir üzüntü barındırır. Dürer'in ünlü Melankoli I ve Melankoli II adlı gravürleriyle bu konu görsel sanata giriyor. Genç ve güzel bir kız olarak tasvir edilmiş melek figürü, melankoliyi temsil ediyor. Zamanı, dünyayı, hayatı anlamak ister gibi derin düşüncelere dalmış, çenesini eline dayamış. Sanat tarihi melankoli üzerine yorumlarla dolu. Susan Sontag, sürrealizmi melankoliyi neşelendiren hareket olarak tanımlıyor. Kendisi, kültürel ayna olan bir kavramdan ve duygu hâlinden söz ediyor. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi Sövlenemez? A) Varlıkları ayırt eden niteleyici özelliklerle tasvirler yapılmıştır. B) Deyimlerden yararlanılarak karşıt durumlar anlatılmıştır. C) Düşünceyi geliştirmek için örnekleme yapılmıştır. D) Kavramın tanımsal özelliğine başvurulmuştur. E) Kimi sözcüklere mecaz anlam yüklenmiştir. 7.
36. Kanuni dönemindeki en önemli olaylardan biri de Fran-
sızlara ayrıcalık tanınmasıdır. Tarihte "kapitülasyonlar"
olarak adlandırılan ve 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan
Antlaşması'yla ortadan kalkan bu ticari, diplomatik ve
hukuki ayrıcalıklar, zamanında hangi amaçla verilmiş
olursa olsun özellikle 19. yüzyılda büyük felaketlere
neden olmuştur.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi iddia
edilemez?
A) Fransızlara tanınan ayrıcalıkların belirli bir süre
devam ettiği
B) Kapitülasyonların sonraki dönemlerde devletin
aleyhine işleyen mekanizmalara dönüştüğü
C) Osmanlıların Fransızlara duyulan sempati ve
yakınlık sebebiyle kapitülasyonlar verdiği
D) Kapitülasyonlarla verilen hakların tek alanla sınırlı
kalmadığı
E) Kanuni dönemiyle 19. yüzyıldaki siyasi koşulların
birbirinden farklı olduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
36. Kanuni dönemindeki en önemli olaylardan biri de Fran- sızlara ayrıcalık tanınmasıdır. Tarihte "kapitülasyonlar" olarak adlandırılan ve 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Antlaşması'yla ortadan kalkan bu ticari, diplomatik ve hukuki ayrıcalıklar, zamanında hangi amaçla verilmiş olursa olsun özellikle 19. yüzyılda büyük felaketlere neden olmuştur. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi iddia edilemez? A) Fransızlara tanınan ayrıcalıkların belirli bir süre devam ettiği B) Kapitülasyonların sonraki dönemlerde devletin aleyhine işleyen mekanizmalara dönüştüğü C) Osmanlıların Fransızlara duyulan sempati ve yakınlık sebebiyle kapitülasyonlar verdiği D) Kapitülasyonlarla verilen hakların tek alanla sınırlı kalmadığı E) Kanuni dönemiyle 19. yüzyıldaki siyasi koşulların birbirinden farklı olduğu
IŞ
k
22. (1) Yaşamım boyunca iyi bir gözlemci olduğumu
söyleyebilirim, ufacık bir çocukken bile öyleydim.
(11) Insanları izter, davranışları, konuşma biçimleri
üzerinde düşünürdüm; tepkileri, söyledikleri ve
bunları söyleme biçimleri kafamda yer ederdi.
(III) Yaş ilerledikçe birtakım nazari bilgiler de
eklendi bunlara yani insanın ardında duran o şey,
adı her ne ise, geçmişi, hikâyesi bana görünür
oldu. (IV) Eskiden çok insanlı evler vardı, ben de
o evlerden birinde büyüdüm; şimdiki çekirdek aile
yapısı yoktu o zamanlar. (V) Evlerden ses, hayat
taşardı; bu zenginliği heybeme doyasıya koydum.
(VI) Artık yalnızlık çağındayım; vakit, bütün bu
izlenimleri dönüştürme vaktidir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle
başlar?
A) II
B) III
C) IV D) V
E) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
IŞ k 22. (1) Yaşamım boyunca iyi bir gözlemci olduğumu söyleyebilirim, ufacık bir çocukken bile öyleydim. (11) Insanları izter, davranışları, konuşma biçimleri üzerinde düşünürdüm; tepkileri, söyledikleri ve bunları söyleme biçimleri kafamda yer ederdi. (III) Yaş ilerledikçe birtakım nazari bilgiler de eklendi bunlara yani insanın ardında duran o şey, adı her ne ise, geçmişi, hikâyesi bana görünür oldu. (IV) Eskiden çok insanlı evler vardı, ben de o evlerden birinde büyüdüm; şimdiki çekirdek aile yapısı yoktu o zamanlar. (V) Evlerden ses, hayat taşardı; bu zenginliği heybeme doyasıya koydum. (VI) Artık yalnızlık çağındayım; vakit, bütün bu izlenimleri dönüştürme vaktidir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI
Köroğlu efsanesi, Doğu Anadolu topraklarına ve komşu
Azeri eyaletlerine yayılmıştır. Bu oluşumu, kahramanın adı
çevresinde gelişen bir serüvenler zinciriyle donatmak iste-
diğimizde iki etken karşımıza çıkar. Öncelikle o bir ozandır.
Celalibaşı olan Ruşen ile Osman Paşa'nın Kafkas sefer-
lerine katılan Köroğlu aynı kişidir. Ozan ve asker Köroğlu,
ardında eşkıyalık serüvenleri yönünden zengin bir geç-
miş bırakarak yaşamının birçok yılını, düşsel ve destansı
yaratmalara oldukça elverişli olan bu ülkede geçirmiştir.
Destan; Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu eyaletlerinden
Azerbaycan'a, Türkçe konuşulan İran topraklarına, Türk-
menistan'a geçerek doğuya doğru dilden dile çoğalarak
yayılmıştır.
35.
Bu parçada Köroğlu'yla ilgili aşağıdakilerin hangisi
vurgulanmaktadır?
A) Komşu topraklarda sürekli dolaşmış, seferlere katılmış-
tır.
B) Gerçek kişiliği giderek düşsel bir kahramana dönüş-
müştür.
C) Ozanlığı, halk kahramanlığının gerisinde kalmıştır.
D) Farklrülkelerde farklı kimliklere büründürülmüştür.
E) Efsanesi yaşadığı ülkenin yaratıcılığına dayanmaktadır.
36.
Bu parçada Azerbaycan, İran, Türkmenistan sayılır-
ken aşağıdakilerin hangisi amaçlanmıştır?
A) Köroğlu efsanesinin seferler aracılığıyla yaygınlık ka-
zandığını ifade etmek
B) Köroğlu efsanesinin, kahramandan çok, doğu ülkeleri-
nin özelliğine dayandığını belirtmek
C) Köroğlu efsanesinin Türkçe konuşulan her yere yayıldı-
ğını belirtmek
D) Bu ülkelerin kültüründe Köroğlu gibi bir kahramanın ol-
madığını vurgulamak
E) Türkçe konuşulan ülkelerde Türk efsanelerine sahip çı-
kıldığını anlatmak
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Köroğlu efsanesi, Doğu Anadolu topraklarına ve komşu Azeri eyaletlerine yayılmıştır. Bu oluşumu, kahramanın adı çevresinde gelişen bir serüvenler zinciriyle donatmak iste- diğimizde iki etken karşımıza çıkar. Öncelikle o bir ozandır. Celalibaşı olan Ruşen ile Osman Paşa'nın Kafkas sefer- lerine katılan Köroğlu aynı kişidir. Ozan ve asker Köroğlu, ardında eşkıyalık serüvenleri yönünden zengin bir geç- miş bırakarak yaşamının birçok yılını, düşsel ve destansı yaratmalara oldukça elverişli olan bu ülkede geçirmiştir. Destan; Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu eyaletlerinden Azerbaycan'a, Türkçe konuşulan İran topraklarına, Türk- menistan'a geçerek doğuya doğru dilden dile çoğalarak yayılmıştır. 35. Bu parçada Köroğlu'yla ilgili aşağıdakilerin hangisi vurgulanmaktadır? A) Komşu topraklarda sürekli dolaşmış, seferlere katılmış- tır. B) Gerçek kişiliği giderek düşsel bir kahramana dönüş- müştür. C) Ozanlığı, halk kahramanlığının gerisinde kalmıştır. D) Farklrülkelerde farklı kimliklere büründürülmüştür. E) Efsanesi yaşadığı ülkenin yaratıcılığına dayanmaktadır. 36. Bu parçada Azerbaycan, İran, Türkmenistan sayılır- ken aşağıdakilerin hangisi amaçlanmıştır? A) Köroğlu efsanesinin seferler aracılığıyla yaygınlık ka- zandığını ifade etmek B) Köroğlu efsanesinin, kahramandan çok, doğu ülkeleri- nin özelliğine dayandığını belirtmek C) Köroğlu efsanesinin Türkçe konuşulan her yere yayıldı- ğını belirtmek D) Bu ülkelerin kültüründe Köroğlu gibi bir kahramanın ol- madığını vurgulamak E) Türkçe konuşulan ülkelerde Türk efsanelerine sahip çı- kıldığını anlatmak
PKöydeki toprak sahiplerinin müdüre arazi satmaları
E) Müdürün. köylülerden kendisine arazi satmasını istemesi
2.Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım biçimlerinden
hangileri kullanılmıştır?
Hacer toprakla oynayan parmağını eteğine silerek
önce bana, sonra ileriye, boşluğa baktı. Ben gözlerimi onun
yandan görünen yüzüne dikmiştim. Hâlâ bakışının tesiri
altındaydım. İnsan ruhlarının ince ve derin kıvrımlarını bütün
karmakarışıklığı ile anlayan ve şaşılacak bir kolaylıkla anlatan
bu genç Yörük kızı sanki birdenbire büyüyüvermişti. Gözlerini
çevirmiş, aşağıya, yeni yeşeren ağaçları, taze ekinleri, koyu
yapraklı zeytinleri, yer yer görünüp tekrar kaybolan dereleri ile
pırıl pırıl yanan ovaya bakıyordu.
A) Öyküleyici-betimleyici
C) Mizahi-epik D) Lirik-fantastik
B) Açıklayıcı-tartışmacı
E) Öğretici-kanıtlayıcı
kolundan çekti. Geric
dibine geçirmek ister
yürümeye başladı.
A) Üzgün
D) Kendini beğenmis
5. Bu parçadan y
anlayışıyla ilgili aşa
Bu ovada
insanlar parça parç
kırışık gözleriyle
söküp almaya uğ
Yalnız, sular Beyş
değil dönüm dö
doyuramaz. Yağr
kurak senelerde
olmayacağını bil
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
PKöydeki toprak sahiplerinin müdüre arazi satmaları E) Müdürün. köylülerden kendisine arazi satmasını istemesi 2.Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangileri kullanılmıştır? Hacer toprakla oynayan parmağını eteğine silerek önce bana, sonra ileriye, boşluğa baktı. Ben gözlerimi onun yandan görünen yüzüne dikmiştim. Hâlâ bakışının tesiri altındaydım. İnsan ruhlarının ince ve derin kıvrımlarını bütün karmakarışıklığı ile anlayan ve şaşılacak bir kolaylıkla anlatan bu genç Yörük kızı sanki birdenbire büyüyüvermişti. Gözlerini çevirmiş, aşağıya, yeni yeşeren ağaçları, taze ekinleri, koyu yapraklı zeytinleri, yer yer görünüp tekrar kaybolan dereleri ile pırıl pırıl yanan ovaya bakıyordu. A) Öyküleyici-betimleyici C) Mizahi-epik D) Lirik-fantastik B) Açıklayıcı-tartışmacı E) Öğretici-kanıtlayıcı kolundan çekti. Geric dibine geçirmek ister yürümeye başladı. A) Üzgün D) Kendini beğenmis 5. Bu parçadan y anlayışıyla ilgili aşa Bu ovada insanlar parça parç kırışık gözleriyle söküp almaya uğ Yalnız, sular Beyş değil dönüm dö doyuramaz. Yağr kurak senelerde olmayacağını bil
4.
1. Antik olimpiyat oyunları ilk kez MÖ 776 yılında Yuna-
nistan'da düzenlenmiş ve MS 392'ye kadar dörder yıl-
lık periyotlarla 292 kez gerçekleştirilen oyunlar sırasın-
da savaşlar durur, birbiriyle savaşan site devletlerinin
sporcuları birlikte yarışırmış.
II. Modern olimpiyatlar döneminde ise insanlık bu kadar
basiretli davranamamış, I. ve II. Dünya Savaşı sırasında
oyunlar birkaç kez kesintiye uğramıştır.
Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak kanıt-
landığı gösterilmektedir.
B) I. cümledeki tarihsel bilginin dayanağı hakkında açıkla-
ma yapılmaktadır.
C) Icümlede belirtilen olimpiyat kurallarının günümüzde
geçerliğini yitirdiğinden söz edilmektedir.
D) I. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir olum-
suzluktan bahsedilmektedir.
E) I. cümlede ifade edilen yaklaşımlarla çelişen olumsuz
bir durumdan söz edilmektedir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. 1. Antik olimpiyat oyunları ilk kez MÖ 776 yılında Yuna- nistan'da düzenlenmiş ve MS 392'ye kadar dörder yıl- lık periyotlarla 292 kez gerçekleştirilen oyunlar sırasın- da savaşlar durur, birbiriyle savaşan site devletlerinin sporcuları birlikte yarışırmış. II. Modern olimpiyatlar döneminde ise insanlık bu kadar basiretli davranamamış, I. ve II. Dünya Savaşı sırasında oyunlar birkaç kez kesintiye uğramıştır. Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak kanıt- landığı gösterilmektedir. B) I. cümledeki tarihsel bilginin dayanağı hakkında açıkla- ma yapılmaktadır. C) Icümlede belirtilen olimpiyat kurallarının günümüzde geçerliğini yitirdiğinden söz edilmektedir. D) I. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir olum- suzluktan bahsedilmektedir. E) I. cümlede ifade edilen yaklaşımlarla çelişen olumsuz bir durumdan söz edilmektedir.
HR
E
N
38. Latince "clasisicus" kelimesinden gelen klasik sözcüğü;
Fransızcada eski, antik anlamlarında kullanılmıştır. Bu
nedenle de örneğin Yunan ve Latin dillerine klasik dendiği R
gibi eski Yunan ve İtalyan edebiyatlarına da klasik edebiyat-
lar denmiştir. Ancak zamanla kelimenin sınıf anlamı ağırlık K
kazanmış ve belirli sanat kurallarına bağlı, üstün nitelikli eser
veren ve kendinden sonrakilere örnek olan sanatçılara ya da
eserlerine klasik denmiştir. Klasik kelimesinin söz konusu
ettiğimiz bu anlamı zamanla genişleyip yaygınlaşarak kelime
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre;
1. sanat bakımından üstün niteliklere sahip eserler için kul-
lanılmıştır
II. edebiyatta Antik Yunan ve Roma sanatını temel alan ta-
rihselci yaklaşım için kullanılmıştır
III. değişmez kurallara sahip eser ve sanatçılar için kullanıl-
mıştır
IV. daha sonraki dönemlerde kendini yenilemeyen sanatçı-
lar ve eserler için kullanılmıştır
yargılarından hangileri getirilemez?
A) I ve II
B) I ve IV
D) Il ve IV
C) II ve III
E) III ve IV
H
I
Z
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
HR E N 38. Latince "clasisicus" kelimesinden gelen klasik sözcüğü; Fransızcada eski, antik anlamlarında kullanılmıştır. Bu nedenle de örneğin Yunan ve Latin dillerine klasik dendiği R gibi eski Yunan ve İtalyan edebiyatlarına da klasik edebiyat- lar denmiştir. Ancak zamanla kelimenin sınıf anlamı ağırlık K kazanmış ve belirli sanat kurallarına bağlı, üstün nitelikli eser veren ve kendinden sonrakilere örnek olan sanatçılara ya da eserlerine klasik denmiştir. Klasik kelimesinin söz konusu ettiğimiz bu anlamı zamanla genişleyip yaygınlaşarak kelime Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre; 1. sanat bakımından üstün niteliklere sahip eserler için kul- lanılmıştır II. edebiyatta Antik Yunan ve Roma sanatını temel alan ta- rihselci yaklaşım için kullanılmıştır III. değişmez kurallara sahip eser ve sanatçılar için kullanıl- mıştır IV. daha sonraki dönemlerde kendini yenilemeyen sanatçı- lar ve eserler için kullanılmıştır yargılarından hangileri getirilemez? A) I ve II B) I ve IV D) Il ve IV C) II ve III E) III ve IV H I Z
A
"Askıda ekmek", ekmek parası olmayan ihtiyaç sahibi
insanların, belirlenen yerlerden para ödemeden ekmek
almasıdır. Fırına gittiğinizde kaç ekmek almışsanız
bir ekmek parası fazladan veriyorsunuz. Diyelim ki
dört ekmek aldınız. Ekmeklerin parasını verirken beş
ekmek parası veriyorsunuz. Almadığınız hâlde parasını
verdiğiniz ekmeği de ihtiyaç sahiplerinin gelip alması
için "askıya" bırakıyorsunuz. İhtiyacı olanlar fırıncıya
"Askıda ekmek var mı?" diye soruyorlar. Eğer daha
önceden parası verilmiş, diğer bir ifadeyle askıya
bırakılmış bir ekmek varsa fırıncı ona ekmeği veriyor.
wie Osmanlı Dönemi'nde yardımseverliğin önemli bir gös-
tergesi olan bu uygulamayı, bir süre unutulmuş olsa da
şimdilerde yeniden bazı yerlerde daha da geliştirilmiş
olarak görmekteyiz. Askıda ekmek, günümüzde sadece
ekmek için uygulanmıyor. Çay ocaklarında "askıda çay",
manavlarda "askıda meyve-sebze" gibi çeşitlerini de
görmek mümkün.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Benzetme
B) Amaç-sonuç ilişkisi
Tanımlama
D) Farklı cümle çeşitleri
E Varsayım cümlesi
YAYIN DENİZİ PRO
(1) Geniş
savunma
ci ve sav
askerlik
tir. (III)
çocuk ay
(IV) Bu
miş bir k
askerler
Bu pa
düşüne
A) I
Av
m
da
P
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A "Askıda ekmek", ekmek parası olmayan ihtiyaç sahibi insanların, belirlenen yerlerden para ödemeden ekmek almasıdır. Fırına gittiğinizde kaç ekmek almışsanız bir ekmek parası fazladan veriyorsunuz. Diyelim ki dört ekmek aldınız. Ekmeklerin parasını verirken beş ekmek parası veriyorsunuz. Almadığınız hâlde parasını verdiğiniz ekmeği de ihtiyaç sahiplerinin gelip alması için "askıya" bırakıyorsunuz. İhtiyacı olanlar fırıncıya "Askıda ekmek var mı?" diye soruyorlar. Eğer daha önceden parası verilmiş, diğer bir ifadeyle askıya bırakılmış bir ekmek varsa fırıncı ona ekmeği veriyor. wie Osmanlı Dönemi'nde yardımseverliğin önemli bir gös- tergesi olan bu uygulamayı, bir süre unutulmuş olsa da şimdilerde yeniden bazı yerlerde daha da geliştirilmiş olarak görmekteyiz. Askıda ekmek, günümüzde sadece ekmek için uygulanmıyor. Çay ocaklarında "askıda çay", manavlarda "askıda meyve-sebze" gibi çeşitlerini de görmek mümkün. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Benzetme B) Amaç-sonuç ilişkisi Tanımlama D) Farklı cümle çeşitleri E Varsayım cümlesi YAYIN DENİZİ PRO (1) Geniş savunma ci ve sav askerlik tir. (III) çocuk ay (IV) Bu miş bir k askerler Bu pa düşüne A) I Av m da P
Test - 7
9. Yinelemekte yarar görüyorum. Çok ucuz bir saldırı bu. Yoktur
böyle bir şey! Ataç bir zamanlar kendi yazdığı şiirlerle alay
etmiştir. Birçok eleştirmen de Ataç gibi yapmıştır zamanında.
İlk neşteri kendi sanat denemelerine vurmuş ve yeteneği
olmadığını gördüğü anda çekilmiştir. Ne olurdu bir yığın ba-
şarısız sanatçı da aynı şeyi yapabilseydi de sanatçı yaratım
alanı böyle toz duman kalabalık, eleştiri alanı ise bu kadar
boş kalmasaydı. O zaman roller de değişmiş olur, eleştiri
alanında kimin iyi kimin kötü olduğu iyi seçilemeyeceği için
herkes bir şeyler yapıyor kabul edilirdi.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine karşı çıkılmaktadır?
so sriso nimal
A) Sanatçının eleştiri türünde başarılı olması diğer türlerde
yetkinleşmesine bağlıdır.
B) Eleştirmenlerin çoğu, eleştiri dışındaki türlerde de yazılar
yazmıştır.
C) Eleştiri alanında çalışan çoğu sanatçı kendi yazdıklarının
niteliğiyle ilgili yorum yapmaktan kaçınır.
D) Bir yazar hangi edebi türle ilgileniyorsa o türün konu alanı
içinde kalmalıdır.
E) Eleştirmenler kişisel duygularla, genellikle iyi yapıtlar
ortaya koyan yazarları eleştirirler.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Test - 7 9. Yinelemekte yarar görüyorum. Çok ucuz bir saldırı bu. Yoktur böyle bir şey! Ataç bir zamanlar kendi yazdığı şiirlerle alay etmiştir. Birçok eleştirmen de Ataç gibi yapmıştır zamanında. İlk neşteri kendi sanat denemelerine vurmuş ve yeteneği olmadığını gördüğü anda çekilmiştir. Ne olurdu bir yığın ba- şarısız sanatçı da aynı şeyi yapabilseydi de sanatçı yaratım alanı böyle toz duman kalabalık, eleştiri alanı ise bu kadar boş kalmasaydı. O zaman roller de değişmiş olur, eleştiri alanında kimin iyi kimin kötü olduğu iyi seçilemeyeceği için herkes bir şeyler yapıyor kabul edilirdi. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine karşı çıkılmaktadır? so sriso nimal A) Sanatçının eleştiri türünde başarılı olması diğer türlerde yetkinleşmesine bağlıdır. B) Eleştirmenlerin çoğu, eleştiri dışındaki türlerde de yazılar yazmıştır. C) Eleştiri alanında çalışan çoğu sanatçı kendi yazdıklarının niteliğiyle ilgili yorum yapmaktan kaçınır. D) Bir yazar hangi edebi türle ilgileniyorsa o türün konu alanı içinde kalmalıdır. E) Eleştirmenler kişisel duygularla, genellikle iyi yapıtlar ortaya koyan yazarları eleştirirler.
(1) Söz ve onunla ilintili olarak süreç içinde varlık bulan söz-
lü gelenek; yazı ve yazılı kültürden çok önce var olmakla be-
raber, insanlık tarihinde en ilkel sosyal yapıdan günümüz mo-
dern dünyasına değin işlevini korur. (II) Ancak günümüzde
sözlü gelenek, artık yazılı kültür ve elektronik kültür ortamıy-
la birlikte yeni bir sürece evrilerek varlık bulur. (III) Küresel-
leşme olgusunun bütün dünyayı kuşattığı bir dönemde ileti-
şim teknolojilerinin gelişmesi ve yeni iletişim kanallarının bi-
reyin kullanımına sunulması mümkün görülür. (IV) Moder-
nizm ve ilintili olarak postmodernizmle birlikte sözlü gelene-
ğin varlığı; yazı-matbaa ve medya teknolojilerine dayanan te-
lefon, radyo, televizyon, internet gibi ögelere borçlu olan elekt-
ronik kültür çağında değişim dönüşüme uğradığı gibi yok ol-
ma tehlikesiyle de karşılaşır. (V) Değişen koşullarla beraber
kentlilik, modernizm ve bilim-teknikteki gerçeklikler, yazılı ve
elektronik kültür lehine olurken sözlü gelenek bundan olum-
suz etkilenir.
6.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
(1) Söz ve onunla ilintili olarak süreç içinde varlık bulan söz- lü gelenek; yazı ve yazılı kültürden çok önce var olmakla be- raber, insanlık tarihinde en ilkel sosyal yapıdan günümüz mo- dern dünyasına değin işlevini korur. (II) Ancak günümüzde sözlü gelenek, artık yazılı kültür ve elektronik kültür ortamıy- la birlikte yeni bir sürece evrilerek varlık bulur. (III) Küresel- leşme olgusunun bütün dünyayı kuşattığı bir dönemde ileti- şim teknolojilerinin gelişmesi ve yeni iletişim kanallarının bi- reyin kullanımına sunulması mümkün görülür. (IV) Moder- nizm ve ilintili olarak postmodernizmle birlikte sözlü gelene- ğin varlığı; yazı-matbaa ve medya teknolojilerine dayanan te- lefon, radyo, televizyon, internet gibi ögelere borçlu olan elekt- ronik kültür çağında değişim dönüşüme uğradığı gibi yok ol- ma tehlikesiyle de karşılaşır. (V) Değişen koşullarla beraber kentlilik, modernizm ve bilim-teknikteki gerçeklikler, yazılı ve elektronik kültür lehine olurken sözlü gelenek bundan olum- suz etkilenir. 6. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır?
izel-
19
Giriş - Edebiyat
Çoğumuz ülkemizdeki güzelliklerin farkında değiliz.
Mesela Karadeniz yaylaları... Yeşilinin farklı tonunu
bir TV programında izlemiştim. Bu defa iyiden iyiye
yakından görmeye karar verdim. Seyrek tahta ev-
lerin, arı kovanlarının, çeşit çeşit ağaçların, köpük-
lenerek akan suların bu kadar güzelini hiçbir yerde
görmemiştim. Zirvelerdeki karların erimesiyle ortaya
çıkan yemyeşil orman... Kar sularının beslediği de-
reler...
Bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından
hangileri kullanılmıştır?
A) Benzetme ve tanımlama
BTanımlama ve örnekleme
C) Örnekleme ve karşılaştırma
D) Tanık gösterme ve benzetme
Temmuz 2019
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
izel- 19 Giriş - Edebiyat Çoğumuz ülkemizdeki güzelliklerin farkında değiliz. Mesela Karadeniz yaylaları... Yeşilinin farklı tonunu bir TV programında izlemiştim. Bu defa iyiden iyiye yakından görmeye karar verdim. Seyrek tahta ev- lerin, arı kovanlarının, çeşit çeşit ağaçların, köpük- lenerek akan suların bu kadar güzelini hiçbir yerde görmemiştim. Zirvelerdeki karların erimesiyle ortaya çıkan yemyeşil orman... Kar sularının beslediği de- reler... Bu parçada düşünceyi geliştirme yollarından hangileri kullanılmıştır? A) Benzetme ve tanımlama BTanımlama ve örnekleme C) Örnekleme ve karşılaştırma D) Tanık gösterme ve benzetme Temmuz 2019
<B>
uğu-
an-
ya-
uğu
ba-
çin
m-
bi-
K-
Kokpit Seri • 01
33. Yel değirmenleri; enerji üretmek için rüzgâr gücünden fay-
dalanarak çalışan büyük pervaneli, çarklı makinelerdir. Çok
eski zamanlardan beri yel değirmenleri, buğday öğütmek
ve su pompalamak gibi işler için mekanik güç elde etmek-
te kullanılmıştır. Elektrik elde etmek için kullanılan ilk yel
değirmeni, 1890'da Danimarka'da yapılmıştır. Bu tarihten
sonra rüzgârla çalışan yel değirmenleri, küçük ev ve çift-
liklere elektrik sağlamak için kullanılmıştır. Yel değirmenle-
ri, rüzgâr hızının ortalama 30-40 km/h olduğu yerlerde ve-
rimli biçimde çalışır. Rüzgâr hızı saatte 8 km/h'dan düşük-
se yel değirmeni çalışamaz. Değirmenin sistemine zarar
vereceği için çok rüzgârlı havalarda da yel değirmeni ça-
lıştırılmaz.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ula-
şılamaz?
A) Rüzgâr hızının ortalama 30-40 km/h olduğu yerlerde
çalıştırılan yel değirmenleri rüzgâr hızının düştüğü za-
manlarda dikkatli çalıştırılmalıdır.
B) Yel değirmenleri, elektrik enerjisi üretilmeden önce buğ-
day öğütmek ve su taşımak için kullanılmaktadır.
C) Yel değirmenleri elektrik enerjisi elde etmek için kuru-
lacaksa verimli bir rüzgâr hızı aranmalıdır.
D) Rüzgârın hız ortalaması belirli düzeyin altına indiğinde
yel değirmenleri çalıştırılmamaktadır.
E) Rüzgârla çalışan yel değirmenleri, elektrik sağlamak
için ilk 1890 yılında Danimarka'da yapılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
<B> uğu- an- ya- uğu ba- çin m- bi- K- Kokpit Seri • 01 33. Yel değirmenleri; enerji üretmek için rüzgâr gücünden fay- dalanarak çalışan büyük pervaneli, çarklı makinelerdir. Çok eski zamanlardan beri yel değirmenleri, buğday öğütmek ve su pompalamak gibi işler için mekanik güç elde etmek- te kullanılmıştır. Elektrik elde etmek için kullanılan ilk yel değirmeni, 1890'da Danimarka'da yapılmıştır. Bu tarihten sonra rüzgârla çalışan yel değirmenleri, küçük ev ve çift- liklere elektrik sağlamak için kullanılmıştır. Yel değirmenle- ri, rüzgâr hızının ortalama 30-40 km/h olduğu yerlerde ve- rimli biçimde çalışır. Rüzgâr hızı saatte 8 km/h'dan düşük- se yel değirmeni çalışamaz. Değirmenin sistemine zarar vereceği için çok rüzgârlı havalarda da yel değirmeni ça- lıştırılmaz. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ula- şılamaz? A) Rüzgâr hızının ortalama 30-40 km/h olduğu yerlerde çalıştırılan yel değirmenleri rüzgâr hızının düştüğü za- manlarda dikkatli çalıştırılmalıdır. B) Yel değirmenleri, elektrik enerjisi üretilmeden önce buğ- day öğütmek ve su taşımak için kullanılmaktadır. C) Yel değirmenleri elektrik enerjisi elde etmek için kuru- lacaksa verimli bir rüzgâr hızı aranmalıdır. D) Rüzgârın hız ortalaması belirli düzeyin altına indiğinde yel değirmenleri çalıştırılmamaktadır. E) Rüzgârla çalışan yel değirmenleri, elektrik sağlamak için ilk 1890 yılında Danimarka'da yapılmıştır.
18. İkinci Yeni, Garip'in tam tersi bir noktadan yola
çıkar. Söyleyişteki rahatlığın şiir dilini zorlamayı,
anlaşılırlık yerine anlamca kapalılığı, somuta kar-
şılık soyutlamayı getirir. Halk şiirine sırt çevrilir.
Öte yandan dize anlayışına, sözcüklerle oynamaya
yönelinerek eski şiirle zayıf da olsa bağlantı kurulur.
Onlar için önce biçim gelir. İkinci Yeni'nin çıkışında
gerçeküstücülüğün etkili olduğu da biliniyor.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi İkinci
Yeni'nin özelliklerinden biri olarak verilmemiş-
tir?
A) Siirde somuttan kaçmış, soyut olana yönelmiş-
lerdir.
B) Anlamda kapalılıktan yana bir tavır almışlar.
C) Şiirde içerik aramaktan uzaktırlar.
D) Halk kültürünün ürünü olan şiiri dışlamışlardır.
E) Aklı dışlamış, mantıkla işleyişse sırt çevirmişler.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
18. İkinci Yeni, Garip'in tam tersi bir noktadan yola çıkar. Söyleyişteki rahatlığın şiir dilini zorlamayı, anlaşılırlık yerine anlamca kapalılığı, somuta kar- şılık soyutlamayı getirir. Halk şiirine sırt çevrilir. Öte yandan dize anlayışına, sözcüklerle oynamaya yönelinerek eski şiirle zayıf da olsa bağlantı kurulur. Onlar için önce biçim gelir. İkinci Yeni'nin çıkışında gerçeküstücülüğün etkili olduğu da biliniyor. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi İkinci Yeni'nin özelliklerinden biri olarak verilmemiş- tir? A) Siirde somuttan kaçmış, soyut olana yönelmiş- lerdir. B) Anlamda kapalılıktan yana bir tavır almışlar. C) Şiirde içerik aramaktan uzaktırlar. D) Halk kültürünün ürünü olan şiiri dışlamışlardır. E) Aklı dışlamış, mantıkla işleyişse sırt çevirmişler.
(1) Ziya Gökalp, uygarlıkla kültürü birbirinden ayır-
mış; uygarlığın evrensel, kültürün ise ulusal oldu-
ğunu ileri sürmüştü.((II) Çünkü öz ile biçim birbi-
rinden ayrı değildir ki birleştirilebilsin. (III) Doğrusu
safça bir öğüttü bu. (IV) Ona göre, Batı uygarlığın-
dan aldığımız biçimleri ulusal özlerle doldurduğu-
muzda özgün, çağdaş ürünler ortaya koyabilirdik.
Bu parçanın anlamlı bir bütün olabilmesi için
numaralanmış cümlelerden hangi ikisinin yeri
değiştirilmelidir?
A) I. ve III.
B) II. ve IV.
D) I.ve IV.
C). ve II.
E) III. ve IV.
karekök
(1) 1980'lerde Cumhuriyet Gazetesinde bilgisayara
geçildiğinde pek çoğumuz kâğıt kalemden kolay
olyan yönetmenimiz
OLUY
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
(1) Ziya Gökalp, uygarlıkla kültürü birbirinden ayır- mış; uygarlığın evrensel, kültürün ise ulusal oldu- ğunu ileri sürmüştü.((II) Çünkü öz ile biçim birbi- rinden ayrı değildir ki birleştirilebilsin. (III) Doğrusu safça bir öğüttü bu. (IV) Ona göre, Batı uygarlığın- dan aldığımız biçimleri ulusal özlerle doldurduğu- muzda özgün, çağdaş ürünler ortaya koyabilirdik. Bu parçanın anlamlı bir bütün olabilmesi için numaralanmış cümlelerden hangi ikisinin yeri değiştirilmelidir? A) I. ve III. B) II. ve IV. D) I.ve IV. C). ve II. E) III. ve IV. karekök (1) 1980'lerde Cumhuriyet Gazetesinde bilgisayara geçildiğinde pek çoğumuz kâğıt kalemden kolay olyan yönetmenimiz OLUY