Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

24
A
3
DUZEY BELIRLEME SINAVI
Bazı aşağılamalara maruz kalmış bir kişi, kendisinin ingiltere Kra-
holduğu yolunda bir kuram benimser ve kendisine bu yüce ko-
numunun gerektirdiği saygı ile davranılmamasını mazur göster-
mek için de zekice işlenmiş bir sürü açıklama icat eder. Komşu-
lanı onun bu hayallerine sıcak bakmazlar ve kendisini bir tımar-
haneye kapatırlar. Fakat aynı kişi, kendi büyüklüğünü değil de
ulusunun veya sınıfının veya mezhebinin büyüklüğünü ileri sü-
rerse, görüşleri dışarıdan bakan tarafsız bir kişiye tımarhanede
karşılaşılanlar kadar abes gelse bile, birçok yandaş kazanır; bir
önder olur. Bu yolla, kişisel delilikle benzer kuralları izleyen bir
toplumsal delilik gelişir. Kendini İngiltere Kralı sanan bir deli ile
tartışmanın tehlikeli olduğunu herkes bilir fakat tek başına ol-
duğu için onun hakkından gelinebilir. Bütün bir ulus bir kurun-
tuya kapıldığı zaman, savlarına karşı gelindiğinde kapıldıkları öf-
ke tek bir delininkiyle aynıdır fakat o ulusla kim karşı karşıya gel-
mek ister ki?
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?
Aşağılanan insanların kendilerini daha üst konumlarda gös-
termek istemelerinin toplumsal yaralara yol açabileceğin-
den
B) Ustünlük iddiasının bireyselken garip karşılanmasına rağmen
toplumsal olunca kabul edilebilir görülmesinden
Çatışma doğuran iddiaların toplumda anlaşmazlıklara zemin
hazırlama kapasitesinden
DAkli melekeleri sorunlu kimselerin toplumdan saygı beklen-
tisi içinde olmalarının saçmalığından
Toplumsal deliliklerin bireysel akıl dışılıklardan beslenmesi-
ne karşı çıkılmasının gereğinden
4.
rinde
diğer
Sinda
yalle
Tere
yenil
rini
olara
da tu
sure
lana
berl
göre
nini
rir.
Bu
ham
-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
24 A 3 DUZEY BELIRLEME SINAVI Bazı aşağılamalara maruz kalmış bir kişi, kendisinin ingiltere Kra- holduğu yolunda bir kuram benimser ve kendisine bu yüce ko- numunun gerektirdiği saygı ile davranılmamasını mazur göster- mek için de zekice işlenmiş bir sürü açıklama icat eder. Komşu- lanı onun bu hayallerine sıcak bakmazlar ve kendisini bir tımar- haneye kapatırlar. Fakat aynı kişi, kendi büyüklüğünü değil de ulusunun veya sınıfının veya mezhebinin büyüklüğünü ileri sü- rerse, görüşleri dışarıdan bakan tarafsız bir kişiye tımarhanede karşılaşılanlar kadar abes gelse bile, birçok yandaş kazanır; bir önder olur. Bu yolla, kişisel delilikle benzer kuralları izleyen bir toplumsal delilik gelişir. Kendini İngiltere Kralı sanan bir deli ile tartışmanın tehlikeli olduğunu herkes bilir fakat tek başına ol- duğu için onun hakkından gelinebilir. Bütün bir ulus bir kurun- tuya kapıldığı zaman, savlarına karşı gelindiğinde kapıldıkları öf- ke tek bir delininkiyle aynıdır fakat o ulusla kim karşı karşıya gel- mek ister ki? Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır? Aşağılanan insanların kendilerini daha üst konumlarda gös- termek istemelerinin toplumsal yaralara yol açabileceğin- den B) Ustünlük iddiasının bireyselken garip karşılanmasına rağmen toplumsal olunca kabul edilebilir görülmesinden Çatışma doğuran iddiaların toplumda anlaşmazlıklara zemin hazırlama kapasitesinden DAkli melekeleri sorunlu kimselerin toplumdan saygı beklen- tisi içinde olmalarının saçmalığından Toplumsal deliliklerin bireysel akıl dışılıklardan beslenmesi- ne karşı çıkılmasının gereğinden 4. rinde diğer Sinda yalle Tere yenil rini olara da tu sure lana berl göre nini rir. Bu ham -
Kitabi Cozmeye
▸ Bu testte 20 soru yer almaktadır.
▸ Bu testi, tek oturumda, 20 dakika süre tutarak çözünüz.
Testi çözmeyi tamamladığınızda sayfa 344'e istenilen bilgileri giri
1. İnsan kendini ve içinde yer aldığı gerçekliği bilmek, anlamak is-
teyen bir varlıktır. Bu nedenle felsefi ve bilimsel araştırmaların
en yüksek ereğinin kendini bilme olduğunu herkesin onayladı-
ğını söyleyebiliriz. Bu erek, ayrı felsefe okulları arasında bütün
çatışmalarda değişmez ve sarsılmaz erek olarak kalmış, bütün
düşüncenin kalkış noktası, belirli ve değişmeyen merkezi oldu-
ğunu kanıtlamıştır. En kuşkucu düşünürler bile kendini bilme ola-
nağını ve zorunluluğunu yadsıyamamışlardır.
Bu parçada felsefe ile ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
Gerçekliğin temellerini enikonu sağlamlaştırmak için yola
çıkması
Kuşkucu düşün akımlarını bir potada tamamen eritmeye ça-
lışması
Düşüncenin somutlanması yolunda tarih boyunca aktif var-
lik göstermesi
Şüpheli olaylardan uzaklaşarak gerçeğin ta kendisinin peşi-
ne düşmesi
E) Kendini bilme amacının bir yansıması olarak kendini göster-
mesi
2.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Kitabi Cozmeye ▸ Bu testte 20 soru yer almaktadır. ▸ Bu testi, tek oturumda, 20 dakika süre tutarak çözünüz. Testi çözmeyi tamamladığınızda sayfa 344'e istenilen bilgileri giri 1. İnsan kendini ve içinde yer aldığı gerçekliği bilmek, anlamak is- teyen bir varlıktır. Bu nedenle felsefi ve bilimsel araştırmaların en yüksek ereğinin kendini bilme olduğunu herkesin onayladı- ğını söyleyebiliriz. Bu erek, ayrı felsefe okulları arasında bütün çatışmalarda değişmez ve sarsılmaz erek olarak kalmış, bütün düşüncenin kalkış noktası, belirli ve değişmeyen merkezi oldu- ğunu kanıtlamıştır. En kuşkucu düşünürler bile kendini bilme ola- nağını ve zorunluluğunu yadsıyamamışlardır. Bu parçada felsefe ile ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşa- ğıdakilerden hangisidir? Gerçekliğin temellerini enikonu sağlamlaştırmak için yola çıkması Kuşkucu düşün akımlarını bir potada tamamen eritmeye ça- lışması Düşüncenin somutlanması yolunda tarih boyunca aktif var- lik göstermesi Şüpheli olaylardan uzaklaşarak gerçeğin ta kendisinin peşi- ne düşmesi E) Kendini bilme amacının bir yansıması olarak kendini göster- mesi 2.
37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Tarkovski, evet, büyük bir arayışın, inanışın yönet-
menidir. Bu, bütüncül bir arayıştır. Onun içindir ki
Tarkovski'yi ele alırken politik, sembolik ve
psikanalitik parantezler açmak onu tam olarak
anlayamamış olmanın göstergesidir. "Neden Tar-
kovski olamıyorum?" diye sorarken
koşulları öne sürmek gibi bir sığlığa düşmek
||
de öyledir. Öte yandan Tarkovski'ye bir
sinema peygamberliği misyonu yüklemek de onu
|||
doğru algılama penceresini kapayan başka
IV
bir arızadır. Tarkovski, bize sunduğu arayış ve bu
arayışın yöntemi açısından sinemada arayış süre-
cinin nasıl olacağına dair işaretler verir. Fakat bu
yöntemi mutlak kabul etmek ve "Sinemayla
V
aramak ancak böyle olur." demek büyük bir çeliş-
kiyi barındırır.
37. Bu parçadaki altı çizili bölümlerin hangisinde
mecazlı bir söyleyişten söz edilemez?
A) I
B)
C) III D) IV
38. Bu parçada Tarkovski'yle ilgili olarak
1. politik ya da sembolik açıdan değerlendirilme-
sinin yanlış olduğu,
II. şiirsel ve felsefi yönü baskın bir sinema dili ge-
liştirdiği
III. sinema anlayışında bir inancın ve arayışın öne
çıktığı
durumlarından hangilerine değinilmemiştir?
C) Yalnız Ill
A) Yalnız I
CB) Yalnız
D) I ve II
E) Ilve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Tarkovski, evet, büyük bir arayışın, inanışın yönet- menidir. Bu, bütüncül bir arayıştır. Onun içindir ki Tarkovski'yi ele alırken politik, sembolik ve psikanalitik parantezler açmak onu tam olarak anlayamamış olmanın göstergesidir. "Neden Tar- kovski olamıyorum?" diye sorarken koşulları öne sürmek gibi bir sığlığa düşmek || de öyledir. Öte yandan Tarkovski'ye bir sinema peygamberliği misyonu yüklemek de onu ||| doğru algılama penceresini kapayan başka IV bir arızadır. Tarkovski, bize sunduğu arayış ve bu arayışın yöntemi açısından sinemada arayış süre- cinin nasıl olacağına dair işaretler verir. Fakat bu yöntemi mutlak kabul etmek ve "Sinemayla V aramak ancak böyle olur." demek büyük bir çeliş- kiyi barındırır. 37. Bu parçadaki altı çizili bölümlerin hangisinde mecazlı bir söyleyişten söz edilemez? A) I B) C) III D) IV 38. Bu parçada Tarkovski'yle ilgili olarak 1. politik ya da sembolik açıdan değerlendirilme- sinin yanlış olduğu, II. şiirsel ve felsefi yönü baskın bir sinema dili ge- liştirdiği III. sinema anlayışında bir inancın ve arayışın öne çıktığı durumlarından hangilerine değinilmemiştir? C) Yalnız Ill A) Yalnız I CB) Yalnız D) I ve II E) Ilve III
bul
magaralarında i
rihçisi "hiyeroglif yaz
mektedir. Bu sebeple çizginin
billir Cizginin anlam kazanması ise her
mümkün olmasından kaynaklanmaktadır. San
değere sahip karikatürler; dili olmaksızın tüm dünyaya
saj verebilen, az çizgiyle çok şey anlatabilen sanat eserleridi
Mizahi yönüyle her türlü çalışmaya eğlenceli bir yaklaşım sağ-
lamaktadırlar.
Bu parçada karikatürle ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
sine değinilmemiştir?
AÇok eski bir geçmişi olduğuna
B-Geniş bir anlatım gücüne sahip olduğuna
Or Evrensel nitelikler taşıdığına
Yazılı kültürün gelişimine katkı sağladığına
Olaylan hoşa giden bir biçimde ele aldığına
6. Seksen yıllık ömründe, durmaksızın üreten ve bunu niteliğin ati-
limlanıyla belirginleştiren sanatçı, soyut bilgiden hayata değil de
hayattan soyut kavrama doğru gider. Ne var ki hiçbir zaman ke-
sin ve keskin sonuçlanı dayatmaz, denemenin ana niteliği olan
özgürlüğe müdahale etmez. Okur adina değil, okurla birlikte dü-
şünür gibidir ve bu hâliyle çok sıcak, samimi ve bir o kadar da
gerçekçidir. İstanbul'da, onun tam da içinde geçen hayatı, Ba-
ti tecrübesi ve yazma yeteneği ile birleşerek tatlı bir eksen oluş-
turur. Seyahat eder, sir paylaşır, şakalaşır, rüya görür, ders için
sıraya oturur ama mutlaka yaşamaktan zevk duyar ve düşünür-
sünüz onunla.
Bu parçada sözü edilen sanatçı ile ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine ulaşılamaz?
A) Yaşamı kendine çıkış noktası olarak aldığına
B) Yargılarında belli bir sonucu dayatmadığına
C) Doğu ve Batı kültürünü kendinde birleştirdiğine
D) Eserlerinde ideolojik yönlendirmeler yaptığına
Eiçten bir söyleyişinin olduğuna
re
8.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
bul magaralarında i rihçisi "hiyeroglif yaz mektedir. Bu sebeple çizginin billir Cizginin anlam kazanması ise her mümkün olmasından kaynaklanmaktadır. San değere sahip karikatürler; dili olmaksızın tüm dünyaya saj verebilen, az çizgiyle çok şey anlatabilen sanat eserleridi Mizahi yönüyle her türlü çalışmaya eğlenceli bir yaklaşım sağ- lamaktadırlar. Bu parçada karikatürle ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- sine değinilmemiştir? AÇok eski bir geçmişi olduğuna B-Geniş bir anlatım gücüne sahip olduğuna Or Evrensel nitelikler taşıdığına Yazılı kültürün gelişimine katkı sağladığına Olaylan hoşa giden bir biçimde ele aldığına 6. Seksen yıllık ömründe, durmaksızın üreten ve bunu niteliğin ati- limlanıyla belirginleştiren sanatçı, soyut bilgiden hayata değil de hayattan soyut kavrama doğru gider. Ne var ki hiçbir zaman ke- sin ve keskin sonuçlanı dayatmaz, denemenin ana niteliği olan özgürlüğe müdahale etmez. Okur adina değil, okurla birlikte dü- şünür gibidir ve bu hâliyle çok sıcak, samimi ve bir o kadar da gerçekçidir. İstanbul'da, onun tam da içinde geçen hayatı, Ba- ti tecrübesi ve yazma yeteneği ile birleşerek tatlı bir eksen oluş- turur. Seyahat eder, sir paylaşır, şakalaşır, rüya görür, ders için sıraya oturur ama mutlaka yaşamaktan zevk duyar ve düşünür- sünüz onunla. Bu parçada sözü edilen sanatçı ile ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A) Yaşamı kendine çıkış noktası olarak aldığına B) Yargılarında belli bir sonucu dayatmadığına C) Doğu ve Batı kültürünü kendinde birleştirdiğine D) Eserlerinde ideolojik yönlendirmeler yaptığına Eiçten bir söyleyişinin olduğuna re 8.
9.
Ve 10. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplandırınız.
(1) Eleştiri, bir edebî eserin başarı ya da başarısızlık dere-
cesini yargılama sanatıdır. (II) Eleştirmen her şeyden önce
sanata düşkün, istekli, bilgili bir okuyucu ve okuduğu eserin
iyi ve kötü yanlarını yazı ile değerlendirebilen bir sanatçıdır.
(III) Bir eleştiri yazısı şiir veya yazıyı estetik açıdan yargıla-
yabileceği gibi kendi zevki veya sanat, tabiat, toplum görüş-
leri bakımından da eleştirebilir. (IV) Eleştiri türündeki eser-
lerden istenen; ele alınan eserin üslubunu, düşünce, duygu,
mecaz yeniliklerini; bunun sebep ve kaynaklarını anlatarak
okuyucuyu sanatçıya yaklaştırmasıdır. (V) Herhangi bir ön
yargıya, sabit fikre güdümlü olan bir eleştirmenden tarafsız
görüşler umulmayacağından yazdıklarının tarafsız olması
da beklenemez.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durulmak-
tadır?
A) Bir eleştirinin ve eleştirmenin nasıl olması gerektiği
B) Eleştirilerin edebi ürünlere katkısı
C) Eleştiriye yazar ve şairlerin nasıl baktığı
D) Okuyucunun eleştiriden ne derece etkilendiği
E) Her eleştirinin eseri tam olarak yansıtamayacağı
10. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi şöylenemez?
A) 1. cümlede eleştiri ile ilgili öznel bir tanım yapılmıştır.
BY 11. cümlede eleştirmen tanımlanırken onun nasıl olması
gerektiği belirtilmiştir.
III. cümlede eleştirinin eseri, farklı açılardan değerlendi-
rebileceği söylenmiştir.
DIV. cümlede eleştirinin, eseri ele alınan sanatçının kişili-
gini dikkate alması gerektiği dile getirilmiştir.
E) V. cümlede bir eleştirmenin esere nesnel yaklaşamaya-
cağı belirtilmiştir.
Fides
******
306
12
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Ve 10. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplandırınız. (1) Eleştiri, bir edebî eserin başarı ya da başarısızlık dere- cesini yargılama sanatıdır. (II) Eleştirmen her şeyden önce sanata düşkün, istekli, bilgili bir okuyucu ve okuduğu eserin iyi ve kötü yanlarını yazı ile değerlendirebilen bir sanatçıdır. (III) Bir eleştiri yazısı şiir veya yazıyı estetik açıdan yargıla- yabileceği gibi kendi zevki veya sanat, tabiat, toplum görüş- leri bakımından da eleştirebilir. (IV) Eleştiri türündeki eser- lerden istenen; ele alınan eserin üslubunu, düşünce, duygu, mecaz yeniliklerini; bunun sebep ve kaynaklarını anlatarak okuyucuyu sanatçıya yaklaştırmasıdır. (V) Herhangi bir ön yargıya, sabit fikre güdümlü olan bir eleştirmenden tarafsız görüşler umulmayacağından yazdıklarının tarafsız olması da beklenemez. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durulmak- tadır? A) Bir eleştirinin ve eleştirmenin nasıl olması gerektiği B) Eleştirilerin edebi ürünlere katkısı C) Eleştiriye yazar ve şairlerin nasıl baktığı D) Okuyucunun eleştiriden ne derece etkilendiği E) Her eleştirinin eseri tam olarak yansıtamayacağı 10. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi şöylenemez? A) 1. cümlede eleştiri ile ilgili öznel bir tanım yapılmıştır. BY 11. cümlede eleştirmen tanımlanırken onun nasıl olması gerektiği belirtilmiştir. III. cümlede eleştirinin eseri, farklı açılardan değerlendi- rebileceği söylenmiştir. DIV. cümlede eleştirinin, eseri ele alınan sanatçının kişili- gini dikkate alması gerektiği dile getirilmiştir. E) V. cümlede bir eleştirmenin esere nesnel yaklaşamaya- cağı belirtilmiştir. Fides ****** 306 12
27. Düşünce, evrensel olduğu halde duygular,
topluma özgüdür Yabancı bir dille düşünmek, o
dille hissetmekten daha kolaydır. Bunun için de
hiçbir sanat, şiir kadar israrlı bir şekilde ulusal
değildir. Bir milletin dili elinden alınabilir, o dilin
konuşulması-yosakianabilir, o-millet-başka dili
kullanmaya mecbur edilebilir. Eğer o millete
yeni bir dille hissetmeyi öğretemezseniz eskiyi
kökünden kazımış sayılmazsınız. Eski dil, sürde
yine ifade aracı olur çünkü duygunun ifade
ortamu odur.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?
A) Şiiri oluşturan hisleri yabancı bir dilde ifade
etmenin zor olduğu
B) Sür gibi ulusal nitelik tagryan pek çok sanat
olduğu
C) Millet olma blincinin ortak bir düşünme
biçimiyle oluştuğu
Bir milleti yönlendirmenin ancak şiirle
mümkün olduğu
Her milletin farklı düşünceler etrafında
oluştuğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
27. Düşünce, evrensel olduğu halde duygular, topluma özgüdür Yabancı bir dille düşünmek, o dille hissetmekten daha kolaydır. Bunun için de hiçbir sanat, şiir kadar israrlı bir şekilde ulusal değildir. Bir milletin dili elinden alınabilir, o dilin konuşulması-yosakianabilir, o-millet-başka dili kullanmaya mecbur edilebilir. Eğer o millete yeni bir dille hissetmeyi öğretemezseniz eskiyi kökünden kazımış sayılmazsınız. Eski dil, sürde yine ifade aracı olur çünkü duygunun ifade ortamu odur. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? A) Şiiri oluşturan hisleri yabancı bir dilde ifade etmenin zor olduğu B) Sür gibi ulusal nitelik tagryan pek çok sanat olduğu C) Millet olma blincinin ortak bir düşünme biçimiyle oluştuğu Bir milleti yönlendirmenin ancak şiirle mümkün olduğu Her milletin farklı düşünceler etrafında oluştuğu
7.
●
●
•
.
Bir yüzme turnuvası kapsamında farklı günlerde yapılan sırtüstü stilde 50, 100 ve 200 metre yarışlarına katılan Hakan, İl-
yas, Kadir, Lemi, Murat ve Nihat adlı sporcularla ilgili şunlar bilinmektedir:
Her yarışa dörder yüzücü katılmıştır.
.
●
Bütün yarışlara katılan yalnızca bir yüzücü vardır.
İlyas 200 metre yarışına katılmıştır.
Lemi yalnızca 100 metre yarışına katılmıştır.
Kadir ve Murat, yalnızca 50 ve 200 metre yarışlarına katılmışlardır.
İlyas, Lemi'yle aynı yarışa katılmıştır.
İlyas sadece 2 yarışa katılmıştır. A
Bu bilgilere göre, aşağıdaki ifadelerden hangisi kesin olarak doğrudur?
A) İlyas, yalnızca bir yarışa katılmıştır.fr, ilgos sonce iki yoruşa katılmıştır diyor,
Herhangi bir bilgi yok
B) Nihat, toplam iki yarışa katılmıştır. →
Bütün yarışlara katılan yüzücü Nihat'tır. Evet (üm yarışlara katılan bili vor
(D) Nihat ve Hakan, 50 ve 100 metre yarışına birlikte katılmıştır.
ama
Nihat
bilmigant
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. ● ● • . Bir yüzme turnuvası kapsamında farklı günlerde yapılan sırtüstü stilde 50, 100 ve 200 metre yarışlarına katılan Hakan, İl- yas, Kadir, Lemi, Murat ve Nihat adlı sporcularla ilgili şunlar bilinmektedir: Her yarışa dörder yüzücü katılmıştır. . ● Bütün yarışlara katılan yalnızca bir yüzücü vardır. İlyas 200 metre yarışına katılmıştır. Lemi yalnızca 100 metre yarışına katılmıştır. Kadir ve Murat, yalnızca 50 ve 200 metre yarışlarına katılmışlardır. İlyas, Lemi'yle aynı yarışa katılmıştır. İlyas sadece 2 yarışa katılmıştır. A Bu bilgilere göre, aşağıdaki ifadelerden hangisi kesin olarak doğrudur? A) İlyas, yalnızca bir yarışa katılmıştır.fr, ilgos sonce iki yoruşa katılmıştır diyor, Herhangi bir bilgi yok B) Nihat, toplam iki yarışa katılmıştır. → Bütün yarışlara katılan yüzücü Nihat'tır. Evet (üm yarışlara katılan bili vor (D) Nihat ve Hakan, 50 ve 100 metre yarışına birlikte katılmıştır. ama Nihat bilmigant
6.
Gözlem:
Sonuç:
Gesell ve Thompson tarafından yapı-
lan bir deneyde; ikiz bebeklerden birine
sekiz hafta boyunca merdiven çıkma
egzersizleri yaptırılmış, diğerine ise
hiçbir egzersiz yaptırılmamıştır. Çalış-
ma sonucunda, egzersiz yapmayan
bebekle egzersiz yapan bebek arasın-
da bir fark görülmememiştir.
Organizmanın, kendinden beklenen
bazı fonksiyonları yerine getirebilmesi
için onun belirli bir olgunluğa ulaşması
gerekir.
Yukarıda verilen bilgilerde aşağıdakilerden han-
gisine vurgu yapılmıştır?
A) Eğitim
B) Cinsiyet
C)
Yaş farkı
D) Uygun şartlar
E) Kültürel çevre
T
F
F
I
F
1
I
1
1
1
1
1
I
1
I
1
1
L
1
1
1
1
I
L
I
1
1
1
1
1
1
1
1
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Gözlem: Sonuç: Gesell ve Thompson tarafından yapı- lan bir deneyde; ikiz bebeklerden birine sekiz hafta boyunca merdiven çıkma egzersizleri yaptırılmış, diğerine ise hiçbir egzersiz yaptırılmamıştır. Çalış- ma sonucunda, egzersiz yapmayan bebekle egzersiz yapan bebek arasın- da bir fark görülmememiştir. Organizmanın, kendinden beklenen bazı fonksiyonları yerine getirebilmesi için onun belirli bir olgunluğa ulaşması gerekir. Yukarıda verilen bilgilerde aşağıdakilerden han- gisine vurgu yapılmıştır? A) Eğitim B) Cinsiyet C) Yaş farkı D) Uygun şartlar E) Kültürel çevre T F F I F 1 I 1 1 1 1 1 I 1 I 1 1 L 1 1 1 1 I L I 1 1 1 1 1 1 1 1
6.
(1) Yanılsama ya da illüzyon, hatalı algılama demek-
tir. (II) Sinemada durağan görüntülerin devingen ola-
rak algılanmasını sağlayan da beynin, duyu organ-
larından gelen verileri algılama sırasındaki bu yanıl-
gısıdır. (III) Gözün anlatılan bu özelliği fotoğrafın
bulunmasından çok önce biliniyordu. (IV) Durağan
görüntüler belirli bir hızın üzerinde gösterildiğinde
beyin, bu görüntüleri ayrı ayrı algılamadığı gibi, kör
noktaya düşen görüntülerin eksik kısımlarını tamam-
lar. (V) Böylece aradaki boşluğu dikkate almayarak
pub bütüne ulaşır. (VI) Yaptıkları gösteriler halk arasında
"el çabukluğu" diye nitelenen illüzyonistler de beynin,
duyu organlarından gelen verileri yorumlarken eksik
alya parçaları tamamlayan bu özelliğinden yararlanırlar.
abrigh
A) II.
Con
me bv
B) II C) IV.
apglo sbriel
D) V.
E) VI.
HIN VE
RENK
8.1
27
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. (1) Yanılsama ya da illüzyon, hatalı algılama demek- tir. (II) Sinemada durağan görüntülerin devingen ola- rak algılanmasını sağlayan da beynin, duyu organ- larından gelen verileri algılama sırasındaki bu yanıl- gısıdır. (III) Gözün anlatılan bu özelliği fotoğrafın bulunmasından çok önce biliniyordu. (IV) Durağan görüntüler belirli bir hızın üzerinde gösterildiğinde beyin, bu görüntüleri ayrı ayrı algılamadığı gibi, kör noktaya düşen görüntülerin eksik kısımlarını tamam- lar. (V) Böylece aradaki boşluğu dikkate almayarak pub bütüne ulaşır. (VI) Yaptıkları gösteriler halk arasında "el çabukluğu" diye nitelenen illüzyonistler de beynin, duyu organlarından gelen verileri yorumlarken eksik alya parçaları tamamlayan bu özelliğinden yararlanırlar. abrigh A) II. Con me bv B) II C) IV. apglo sbriel D) V. E) VI. HIN VE RENK 8.1 27
7 Rivayete göre, tavada patlıcan kızartmalan bir semti yok
edenyangınlara sebep olurmuş. (11) Ahşap, taşlamukayese
edildiğinde deprem için daha uygun ve dayanıklı bir mal-
zeme olsa da ne yazık ki yangın açısından sicili bozuktur.
(III) Semtin yok olmasına rüzgar, yetersiz altyapı gibi et-
kenleri de dahil etmek gerek, (IV) Bilimsel olmasa da,
büyük yangınlanın çıkışının hep "patlican mevsiminde"
olduğu söylenir. (M) Bilhassa Istanbul'daki karakteristik,
önemli, tarihi ahşap konutların birçoğunun yok oluşu da
büyük İstanbul yangınlanı yüzündendir.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi
baştan üçüncü olur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
ENV.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7 Rivayete göre, tavada patlıcan kızartmalan bir semti yok edenyangınlara sebep olurmuş. (11) Ahşap, taşlamukayese edildiğinde deprem için daha uygun ve dayanıklı bir mal- zeme olsa da ne yazık ki yangın açısından sicili bozuktur. (III) Semtin yok olmasına rüzgar, yetersiz altyapı gibi et- kenleri de dahil etmek gerek, (IV) Bilimsel olmasa da, büyük yangınlanın çıkışının hep "patlican mevsiminde" olduğu söylenir. (M) Bilhassa Istanbul'daki karakteristik, önemli, tarihi ahşap konutların birçoğunun yok oluşu da büyük İstanbul yangınlanı yüzündendir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. ENV.
13. Gazetecilik ile edebiyat arasında sıklıkla yad edilen, röportaja
nice isim katkı sağlamıştır: Yaşar Kemal, Sait Faik, Orhan
Kemal ... İşin ilginç yanı röportaj türünün hâlâ soru-cevap
türü olarak biliniyor olmasıdır. Oysa Yaşar Kemal'in röportaj
için "Bal gibi edebiyattır." demesi hiç de boşuna değildir.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisiyle ilgili bir
noktalama yanlışı vardır?
A) Kısa çizgi
B) Üç nokta
C) Tırnak işareti
D) İki nokta
E) Virgül
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
13. Gazetecilik ile edebiyat arasında sıklıkla yad edilen, röportaja nice isim katkı sağlamıştır: Yaşar Kemal, Sait Faik, Orhan Kemal ... İşin ilginç yanı röportaj türünün hâlâ soru-cevap türü olarak biliniyor olmasıdır. Oysa Yaşar Kemal'in röportaj için "Bal gibi edebiyattır." demesi hiç de boşuna değildir. Bu parçada aşağıdakilerden hangisiyle ilgili bir noktalama yanlışı vardır? A) Kısa çizgi B) Üç nokta C) Tırnak işareti D) İki nokta E) Virgül
38
40
verilerden yararlanır. Okuyucu bu şekilde okudu
daha da inanmış olur.
Yağmur yağarken gök gürlerse hiç korkmam. Ses
olsun yeter ki. Kuşlar ötüşerek uçuşsun gökyüzün-
de. Çaylar şekerli olsun ki kaşıklar şıkır şıkır sesler
çıkarsın. Konuşulacak bir şeyler olsun. Dost olsun,
arkadaş olsun; teyzeler, amcalar olsun. Evrenin boş-
luğuna bırakırken kendimizi, avuçlarımızda sımsıcak
kalbimiz olsun... Olsun, her şey olsun ama sessizlik
olmasın.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han-
gisi yoktur?
A) Nesnel bir anlatımdan yararlanma
Birden fazla duyuya seslenme
Pekiştirmeye başvurma
Yinelemelere yer verme
E Devrik cümleye yer verme os crispie
will ins
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
38 40 verilerden yararlanır. Okuyucu bu şekilde okudu daha da inanmış olur. Yağmur yağarken gök gürlerse hiç korkmam. Ses olsun yeter ki. Kuşlar ötüşerek uçuşsun gökyüzün- de. Çaylar şekerli olsun ki kaşıklar şıkır şıkır sesler çıkarsın. Konuşulacak bir şeyler olsun. Dost olsun, arkadaş olsun; teyzeler, amcalar olsun. Evrenin boş- luğuna bırakırken kendimizi, avuçlarımızda sımsıcak kalbimiz olsun... Olsun, her şey olsun ama sessizlik olmasın. Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han- gisi yoktur? A) Nesnel bir anlatımdan yararlanma Birden fazla duyuya seslenme Pekiştirmeye başvurma Yinelemelere yer verme E Devrik cümleye yer verme os crispie will ins
Fransız
etti: Bir
ansı tek
sonuç
araş-
hil etti.
cadığı
ki kişi,
adece
birlikte
unda
ngü-
z ol-
yük-
za-
den
du-
es
ez.
h-
0-
bi
Raunt
B
fans2
21. Ödüller; bir yazar için eserlerinin değer bulması,
takdir edilmek, beğenilmek, kıymet verilmek gibi
birçok iyi nitelik taşır. Hele ödülün maddi bir yönü
varsa ve ödül şiltiyle birlikte bir de yüklüce para
veriliyorsa yazara gelecek için güvence sağlayaca-
ğından daha da değer kazanır. Tüm iyi yanlarının
yanında ödüllerin dezavantajları ve bolca tartışıla-
cak bir sürü niteliği de vardır. Ödülü kabul etmekle
yazar hem o ödüle hem de kendisini ödüllendiren
jüriye değer vermiş olur. Ödülü koyanların da otori-
tesini bir anlamda onaylamıştır. Artık biyografisine o
ödül de eklenecektir. Yani karşılıklı bir alışveriş söz
konusudur. O nedenle -
Temel Vata
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) ne yok saymanın doğru olduğunu ne de ödülün
bir otorite ve edebî zevki temsil ettiğini söyleye-
biliriz
B) okurlar, ödülün yarattığı o büyülü ortamda ken-
disini ödül almış yazarların metinlerini okumaya
mecbur hisseder
C) ödülleri alırken ince eleyip sık dokumak bir ya-
zar için önemlidir
D) ödülün ciddi manada bir reklam çalışması oldu-
ğunu da yadsıyamayız
E) ödüllerin sağladığı fark edilme ve geniş kitlelere
ulaşma küçümsenecek bir ayrıntı değil
pole ninondoub Ingl
t
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Fransız etti: Bir ansı tek sonuç araş- hil etti. cadığı ki kişi, adece birlikte unda ngü- z ol- yük- za- den du- es ez. h- 0- bi Raunt B fans2 21. Ödüller; bir yazar için eserlerinin değer bulması, takdir edilmek, beğenilmek, kıymet verilmek gibi birçok iyi nitelik taşır. Hele ödülün maddi bir yönü varsa ve ödül şiltiyle birlikte bir de yüklüce para veriliyorsa yazara gelecek için güvence sağlayaca- ğından daha da değer kazanır. Tüm iyi yanlarının yanında ödüllerin dezavantajları ve bolca tartışıla- cak bir sürü niteliği de vardır. Ödülü kabul etmekle yazar hem o ödüle hem de kendisini ödüllendiren jüriye değer vermiş olur. Ödülü koyanların da otori- tesini bir anlamda onaylamıştır. Artık biyografisine o ödül de eklenecektir. Yani karşılıklı bir alışveriş söz konusudur. O nedenle - Temel Vata Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) ne yok saymanın doğru olduğunu ne de ödülün bir otorite ve edebî zevki temsil ettiğini söyleye- biliriz B) okurlar, ödülün yarattığı o büyülü ortamda ken- disini ödül almış yazarların metinlerini okumaya mecbur hisseder C) ödülleri alırken ince eleyip sık dokumak bir ya- zar için önemlidir D) ödülün ciddi manada bir reklam çalışması oldu- ğunu da yadsıyamayız E) ödüllerin sağladığı fark edilme ve geniş kitlelere ulaşma küçümsenecek bir ayrıntı değil pole ninondoub Ingl t
7. Neydim ben, ay sanatında yıldız kırıntısı mı?
|
11
Neyse ki önüme geçmiş zaman, neyse ki
|||
Beynimden öğrenmişim taşın ağırlığını
IV
V
Bu dizelerdeki altı çizili sözcüklerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A). sözcük ek fiil alarak yüklem olmuş bir zamir-
dir.
B) II. sözcük isim tamlamasının tamlayanıdır.
of Ill. sözcük, sifat-fiildir.
D) IV. sözcükte farklı çekim ekleri vardır.
E) V. sözcük belirtme durumu eki almıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Neydim ben, ay sanatında yıldız kırıntısı mı? | 11 Neyse ki önüme geçmiş zaman, neyse ki ||| Beynimden öğrenmişim taşın ağırlığını IV V Bu dizelerdeki altı çizili sözcüklerle ilgili ola- rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A). sözcük ek fiil alarak yüklem olmuş bir zamir- dir. B) II. sözcük isim tamlamasının tamlayanıdır. of Ill. sözcük, sifat-fiildir. D) IV. sözcükte farklı çekim ekleri vardır. E) V. sözcük belirtme durumu eki almıştır.
1.
1 ve 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Fransız düşünür Diderot'un çok borcu olduğunu duyan Rus
Imparatoriçesi Katerina, Diderot'nun kütüphanesini satın alır
ve ona 25 yıllık maaşını peşin ödeyip kütüphaneyi kendisine
tekrar hediye eder. Artık Diderot, bütün borçlarından kurtul-
muş ve bir servete sahip olmuştur. Bir gün bir arkadaşı ona
kadife bir sabahlık hediye eder. Filozof, sabahlığıyla çalışma
masasında şevkle çalışırken aniden bu yeni ve gösterişli sa-
bahlığıyla çalışma masasının hiç uyuşmadığını düşünür ve işte
her ne olduysa bundan sonra olur. Hemen, çalışma masası-
ni değiştirip harika bir çalışma masası alır. Artık sabahlık ve
çalışma masası uyumludur. Aynı şekilde halı, koltuklar, san-
dalyeler, masalar, dolaplar, duvar resimleri Diderot'u rahatsız
edince evin bütün eşyalarını değiştirir. Durumu anlaması fazla
zaman almaz ama hırsları yüzünden başladığı noktaya döner.
Bunun üzerine, ünlü eseri "Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık'ta
unutulmayacak şu meşhur sözleri söyler: "Eski sabahlığımın
efendisiyken yenisinin kölesi oldum." Her satın alma kararının
yenisini tetikleyerek başka bir şeyin daha satın alınmasına yol
açtığı tüketim çılgınlığına "Diderot etkisi" denir. Bu etkinin tü-
ketici psikolojisi ve tüketim bağımlılığına dair ortaya çıkardığı
sonuç oldukça önemlidir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi Diderot et-
kisini örnekleyen bir durum değildir?
A) Toplantı için yeni bir elbise alan kişinin elbiseye uygun
ayakkabı, çanta, toka ve küpeler de almasi
ç
BY Spor üyeliğini yenileyen birinin spor giyim mağazasındaki
tüm kıyafet çeşitlerini de satın alması
CYKızına iki tekerlekli bisiklet alan bir babanın kızına kask ve
dizlik de satın alması
D Çocuğuna oyuncak bir bebek alan annenin bebekler için
var olandan daha fazla giysi ve aksesuar satın alması
E) Yeni bir kanepe alan kişinin bir anda salonun tüm halılarını
ve televizyon ünitesini de değiştirmesi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. 1 ve 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Fransız düşünür Diderot'un çok borcu olduğunu duyan Rus Imparatoriçesi Katerina, Diderot'nun kütüphanesini satın alır ve ona 25 yıllık maaşını peşin ödeyip kütüphaneyi kendisine tekrar hediye eder. Artık Diderot, bütün borçlarından kurtul- muş ve bir servete sahip olmuştur. Bir gün bir arkadaşı ona kadife bir sabahlık hediye eder. Filozof, sabahlığıyla çalışma masasında şevkle çalışırken aniden bu yeni ve gösterişli sa- bahlığıyla çalışma masasının hiç uyuşmadığını düşünür ve işte her ne olduysa bundan sonra olur. Hemen, çalışma masası- ni değiştirip harika bir çalışma masası alır. Artık sabahlık ve çalışma masası uyumludur. Aynı şekilde halı, koltuklar, san- dalyeler, masalar, dolaplar, duvar resimleri Diderot'u rahatsız edince evin bütün eşyalarını değiştirir. Durumu anlaması fazla zaman almaz ama hırsları yüzünden başladığı noktaya döner. Bunun üzerine, ünlü eseri "Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık'ta unutulmayacak şu meşhur sözleri söyler: "Eski sabahlığımın efendisiyken yenisinin kölesi oldum." Her satın alma kararının yenisini tetikleyerek başka bir şeyin daha satın alınmasına yol açtığı tüketim çılgınlığına "Diderot etkisi" denir. Bu etkinin tü- ketici psikolojisi ve tüketim bağımlılığına dair ortaya çıkardığı sonuç oldukça önemlidir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi Diderot et- kisini örnekleyen bir durum değildir? A) Toplantı için yeni bir elbise alan kişinin elbiseye uygun ayakkabı, çanta, toka ve küpeler de almasi ç BY Spor üyeliğini yenileyen birinin spor giyim mağazasındaki tüm kıyafet çeşitlerini de satın alması CYKızına iki tekerlekli bisiklet alan bir babanın kızına kask ve dizlik de satın alması D Çocuğuna oyuncak bir bebek alan annenin bebekler için var olandan daha fazla giysi ve aksesuar satın alması E) Yeni bir kanepe alan kişinin bir anda salonun tüm halılarını ve televizyon ünitesini de değiştirmesi
de
şe-
enti
ezi-
ki-
ari
feis
6. Aşağıda verilen parçaların hangisinde değerlendirme
yoktur?
A) "Yüreğiyle bakmasını bilen" bir yazardır Füruzan.
Gelenekselden kopmadan yeninin arayışıyla kurdu
biçimini. Öykü, roman, deneme, şiir ve röportajlarıyla
farklı tatlarda yapıtlara imza attı.
B) Edebiyatın sunduğu olanakları yepyeni noktalara
taşıyan, 2017 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık
görülen yazar Kazvo Ishiguro, katman katman açılan
eserlerinde işlevini yitirmiş toplumsal düzenin birey-
ler üzerindeki yaralayıcı baskısını ustalıkla anlatıyor.
C) Çağdaş dünya edebiyatının önde gelen isimlerinden
biri olan Yaşar Kemal; şaşırtıcı imgelemi, olağanüstü
betimlemeleriyle dikkat çekti Kitapları kırk dile çevril-
di, dünyanın dört bir yanında tanındı.
D) Ağustos 2009'da aramızdan ayrılan, Nezihe Meriç,
"Yazmak yaşamaktır benim için." diyordu. Yazıların-
da, yoksulluğun acılarını yaşayan, hayallerinin peşin-
de koşan kadınların öykülerini anlattı.
E) Gerék yazar gerek okur olmanın profilini değiştiren,
italyan edebiyatının büyük ustası İtalo Calvino, "mo-
dern dünyanın masal anlatıcısı" olarak tanımlanıyor.
Eserleri Calvino'nun kristal bir piramit gibi işlediği di-
liyle hayat buluyor.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
de şe- enti ezi- ki- ari feis 6. Aşağıda verilen parçaların hangisinde değerlendirme yoktur? A) "Yüreğiyle bakmasını bilen" bir yazardır Füruzan. Gelenekselden kopmadan yeninin arayışıyla kurdu biçimini. Öykü, roman, deneme, şiir ve röportajlarıyla farklı tatlarda yapıtlara imza attı. B) Edebiyatın sunduğu olanakları yepyeni noktalara taşıyan, 2017 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen yazar Kazvo Ishiguro, katman katman açılan eserlerinde işlevini yitirmiş toplumsal düzenin birey- ler üzerindeki yaralayıcı baskısını ustalıkla anlatıyor. C) Çağdaş dünya edebiyatının önde gelen isimlerinden biri olan Yaşar Kemal; şaşırtıcı imgelemi, olağanüstü betimlemeleriyle dikkat çekti Kitapları kırk dile çevril- di, dünyanın dört bir yanında tanındı. D) Ağustos 2009'da aramızdan ayrılan, Nezihe Meriç, "Yazmak yaşamaktır benim için." diyordu. Yazıların- da, yoksulluğun acılarını yaşayan, hayallerinin peşin- de koşan kadınların öykülerini anlattı. E) Gerék yazar gerek okur olmanın profilini değiştiren, italyan edebiyatının büyük ustası İtalo Calvino, "mo- dern dünyanın masal anlatıcısı" olarak tanımlanıyor. Eserleri Calvino'nun kristal bir piramit gibi işlediği di- liyle hayat buluyor.