Anlatım Biçimleri Soruları
![D
23. 1. Bu sanatçılar ya hayal gücüne aşırı derecede
yer vermişler ya da izlenimlerini birinci plana
almışlar ya sanatı tamamen toplumsal, siyasî,
millî meselelerin emrine vermişler ya da "halk
için edebiyat" yapmaya çalışmışlardır.
II. Ancak bu şuursuz ve ölçüsüz isyan, romantiz-
mi yanlış görüşlere sürüklemiştir.
III. Ali Canip'e göre klasik edebiyatlar, daha önce
yaratılmış şaheserlerden çıkarılmış "dogmatik
estetiğe" dayandığı için "taklidi"dir,
IV. Sanatçı bundan dolayi dogmatik kurallara
isyan etmiş ve bu tepkiden romantik edebiyat
doğmuştur.
V. Mizaçlar, zaman, mekân, her şey değişim
hâlindeyken "taklit'e başvurmak da başarısız
liği getirmiştir.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı
bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında
hangisi baştan üçüncü olur?
A) I.
y
B)
C) III.
D) IV E) V.
at this](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221004063223886993-881840.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriD
23. 1. Bu sanatçılar ya hayal gücüne aşırı derecede
yer vermişler ya da izlenimlerini birinci plana
almışlar ya sanatı tamamen toplumsal, siyasî,
millî meselelerin emrine vermişler ya da "halk
için edebiyat" yapmaya çalışmışlardır.
II. Ancak bu şuursuz ve ölçüsüz isyan, romantiz-
mi yanlış görüşlere sürüklemiştir.
III. Ali Canip'e göre klasik edebiyatlar, daha önce
yaratılmış şaheserlerden çıkarılmış "dogmatik
estetiğe" dayandığı için "taklidi"dir,
IV. Sanatçı bundan dolayi dogmatik kurallara
isyan etmiş ve bu tepkiden romantik edebiyat
doğmuştur.
V. Mizaçlar, zaman, mekân, her şey değişim
hâlindeyken "taklit'e başvurmak da başarısız
liği getirmiştir.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı
bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında
hangisi baştan üçüncü olur?
A) I.
y
B)
C) III.
D) IV E) V.
at this
![6.
Bilim insanları Lyell ve Hutton, jeolojik süreçlerin çok
büyük bir kısmının fark edilemeyecek kadar yavaş
olduğunu düşünüyordu.
● Gezegenin yaşamsal verilerinin doğrudan gözlene-
mez olduğuna inanan jeologlar da on yıllar boyunca
bu görüşe destek verdiler.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir
biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisi-
dir?
A) Lyell ve Hutton gibi bilim insanlarının, gezegenin je-
olojik süreçlerinin fark edilemeyecek kadar yavaş
olduğu düşüncesi, yaşamsal verilerin doğrudan göz-
lenemez olduğuna inanan jeologlar tarafından da on
yıllar boyunca desteklenmiştir.
B) Jeolojik süreçlerin çok büyük bir kısmının fark edile-
meyecek kadar yavaş olduğunu düşünen jeologlara,
gezegenin yaşamsal verilerinin on yıllar boyunca
doğrudan gözlenemez olduğuna inanan Lyell ve
Hutton da destek verdiler.
Gezegenin yaşamsal verilerinin doğrudan gözlene-
mez olduğuna inanan jeologlar, bilim insanları Lyell
ve Hutton'in jeolojik süreçlerin çok büyük bir kısmı-
nın fark edilemeyecek kadar yavaş olduğu düşünce-
sine on yıllar boyunca destek verdiler.
D) Lyell ve Hutton gibi bilim insanlarının, jeolojik sü-
reçlerin çok büyük bir kısmının fark edilemeyecek
kadar yavaş olduğu ve gezegenin yaşamsal verileri-
nin doğrudan gözlenemez olduğu düşüncesine jeo-
loglar da on yıllar boyunca destek verdiler.
E Jeologlar, gezegenin yaşamsal verilerinin doğrudan
gözlenemez olduğuna inanan Lyell-ve Hutton'in je-
olojik süreçlerin çok büyük bir kısmının fark edile-
meyecek kadar yavaş olduğu düşüncesine, on yıllar
boyunca destek vermiştir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221004050457149646-4830192.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri6.
Bilim insanları Lyell ve Hutton, jeolojik süreçlerin çok
büyük bir kısmının fark edilemeyecek kadar yavaş
olduğunu düşünüyordu.
● Gezegenin yaşamsal verilerinin doğrudan gözlene-
mez olduğuna inanan jeologlar da on yıllar boyunca
bu görüşe destek verdiler.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir
biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisi-
dir?
A) Lyell ve Hutton gibi bilim insanlarının, gezegenin je-
olojik süreçlerinin fark edilemeyecek kadar yavaş
olduğu düşüncesi, yaşamsal verilerin doğrudan göz-
lenemez olduğuna inanan jeologlar tarafından da on
yıllar boyunca desteklenmiştir.
B) Jeolojik süreçlerin çok büyük bir kısmının fark edile-
meyecek kadar yavaş olduğunu düşünen jeologlara,
gezegenin yaşamsal verilerinin on yıllar boyunca
doğrudan gözlenemez olduğuna inanan Lyell ve
Hutton da destek verdiler.
Gezegenin yaşamsal verilerinin doğrudan gözlene-
mez olduğuna inanan jeologlar, bilim insanları Lyell
ve Hutton'in jeolojik süreçlerin çok büyük bir kısmı-
nın fark edilemeyecek kadar yavaş olduğu düşünce-
sine on yıllar boyunca destek verdiler.
D) Lyell ve Hutton gibi bilim insanlarının, jeolojik sü-
reçlerin çok büyük bir kısmının fark edilemeyecek
kadar yavaş olduğu ve gezegenin yaşamsal verileri-
nin doğrudan gözlenemez olduğu düşüncesine jeo-
loglar da on yıllar boyunca destek verdiler.
E Jeologlar, gezegenin yaşamsal verilerinin doğrudan
gözlenemez olduğuna inanan Lyell-ve Hutton'in je-
olojik süreçlerin çok büyük bir kısmının fark edile-
meyecek kadar yavaş olduğu düşüncesine, on yıllar
boyunca destek vermiştir.
![NL
5. I. İstanbul, Osmanlı kültür ve mimarisi içinde önemli yer
tutan birçok çeşme ve sebille doludur.
R
IL
SI
NE 2 III.
3
IV.
V.
Bir yıkıntının altında kalmış, iki çirkin duvar arasına
sıkışmış pek çok çeşme ve sebi...
Ömeğin herkesin hayranlıkla süzdüğü
Ahmet Çeşmesi bunlardan bindir.
Ama çoğu kimsenin bilmediği çeşme ve sebiller de
bulunmaktadır.
VI.
Bunların hemen hepsi birer sanat eseri olarak değer-
lendirilebilir
A) I ile j
D) illi ve TV
EMILY](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221004063446986211-4146625.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriNL
5. I. İstanbul, Osmanlı kültür ve mimarisi içinde önemli yer
tutan birçok çeşme ve sebille doludur.
R
IL
SI
NE 2 III.
3
IV.
V.
Bir yıkıntının altında kalmış, iki çirkin duvar arasına
sıkışmış pek çok çeşme ve sebi...
Ömeğin herkesin hayranlıkla süzdüğü
Ahmet Çeşmesi bunlardan bindir.
Ama çoğu kimsenin bilmediği çeşme ve sebiller de
bulunmaktadır.
VI.
Bunların hemen hepsi birer sanat eseri olarak değer-
lendirilebilir
A) I ile j
D) illi ve TV
EMILY
![?
1. I. O hâlde bir yandan yetişkinlikte zaman yöne-
timiyle ilgili becerileri geliştirmeye devam eder-
ken diğer yandan henüz hayatın başındaki ço-
cuklar için neler yapılabileceğine kulak ver-
mekte fayda var.
II. Onlar böyle diyor ama aslında zamanı iyi yö-
netme konusunda çocukluk çağı, altın değe-
rinde.
III. Daha hiçbir işi yapamadan günü bitirenlerin
ortaya attığı "Ben hep böyleydim." bahanesi
yaygın bir durum.
IV. Böylelerinin gerekçesi de hazır: "Oldum olası
dağınık yaşadım. Küçükken de böyleydim."
V. Eğer bu dönemde vakti verimli kullanabilme
beceriniz geliştiyse ileriki yaşlarda rahatsınız
demektir.
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün olarak sıralandığında cümlelerden han-
gisi baştan ikinci olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
SEM](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221004063036423709-772052.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri?
1. I. O hâlde bir yandan yetişkinlikte zaman yöne-
timiyle ilgili becerileri geliştirmeye devam eder-
ken diğer yandan henüz hayatın başındaki ço-
cuklar için neler yapılabileceğine kulak ver-
mekte fayda var.
II. Onlar böyle diyor ama aslında zamanı iyi yö-
netme konusunda çocukluk çağı, altın değe-
rinde.
III. Daha hiçbir işi yapamadan günü bitirenlerin
ortaya attığı "Ben hep böyleydim." bahanesi
yaygın bir durum.
IV. Böylelerinin gerekçesi de hazır: "Oldum olası
dağınık yaşadım. Küçükken de böyleydim."
V. Eğer bu dönemde vakti verimli kullanabilme
beceriniz geliştiyse ileriki yaşlarda rahatsınız
demektir.
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün olarak sıralandığında cümlelerden han-
gisi baştan ikinci olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
SEM
![z olduğuna inana
bütünüyle kavranamaz
s Yaklaşık 5000 yıl önce Mezopotamya'daki (günümü-
3zün Irak'ı) tüccarlar ve sıradan halk, ticari etkinliklerinde
1 çeşitli takas yöntemlerini geride bırakmış ve alışveriş-
lerinde gümüş parçalarını kullanmaya başlamıştır. Bu
gümüş parçalarının değeri üzerinde bir anlaşmaya var-
dıklarında, en azından o siyasi yönetim bölgesi sınırları
içinde, daha karmaşık ticari gelişmeler yaşanmıştır. De-
ğiş tokuş aracı, değeri bakımından standartlaştırıldıktan
sonra, belirli bir miktarda ve belirli bir süre için para bi-
riktirmek, borç almak ve vermek daha kolaylaşmıştır. Bu
sürede bazı tüccarlar para ile ilgili iş yapmaya başlamış
ve böylece bankacılık doğmuştur.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) Para kullanımının, ilk zamanlarda ekonomik hayatta
ciddi birtakım belirsizlikler ve karışıklıklara yol açtı-
ğına
***
DIL
r
B) Bir alım satım aracının etkin kullanımının, onun de-
ğeri üzerinde uzlaşmayla mümkün olduğuna
C) Bir ekonomik gelişmenin, yeni iş alanlarının ve sek-
törlerin ortaya çıkmasının yolunu açabildiğine
HO
D) İnsanlık tarihi boyunca ticaret hayatında birbirinden
farklı takas yöntemlerinin uygulandığına
E) Para kullanımının, çok yönlü ekonomik faaliyetler
daha önceki alım satım yöntemlerine kıyasla daha
da kolaylaştırdığına
hirazda uy-
in aklına sokuyor?](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221004050216023741-4830192.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleriz olduğuna inana
bütünüyle kavranamaz
s Yaklaşık 5000 yıl önce Mezopotamya'daki (günümü-
3zün Irak'ı) tüccarlar ve sıradan halk, ticari etkinliklerinde
1 çeşitli takas yöntemlerini geride bırakmış ve alışveriş-
lerinde gümüş parçalarını kullanmaya başlamıştır. Bu
gümüş parçalarının değeri üzerinde bir anlaşmaya var-
dıklarında, en azından o siyasi yönetim bölgesi sınırları
içinde, daha karmaşık ticari gelişmeler yaşanmıştır. De-
ğiş tokuş aracı, değeri bakımından standartlaştırıldıktan
sonra, belirli bir miktarda ve belirli bir süre için para bi-
riktirmek, borç almak ve vermek daha kolaylaşmıştır. Bu
sürede bazı tüccarlar para ile ilgili iş yapmaya başlamış
ve böylece bankacılık doğmuştur.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) Para kullanımının, ilk zamanlarda ekonomik hayatta
ciddi birtakım belirsizlikler ve karışıklıklara yol açtı-
ğına
***
DIL
r
B) Bir alım satım aracının etkin kullanımının, onun de-
ğeri üzerinde uzlaşmayla mümkün olduğuna
C) Bir ekonomik gelişmenin, yeni iş alanlarının ve sek-
törlerin ortaya çıkmasının yolunu açabildiğine
HO
D) İnsanlık tarihi boyunca ticaret hayatında birbirinden
farklı takas yöntemlerinin uygulandığına
E) Para kullanımının, çok yönlü ekonomik faaliyetler
daha önceki alım satım yöntemlerine kıyasla daha
da kolaylaştırdığına
hirazda uy-
in aklına sokuyor?
![Öykülerde yarattığım karakterlerin gerçek yaşam-
dan seçildiğini açıkça söylerim ve bunun sorun
yaratacağını da düşünmem. Kaldı ki bir yazar ola-
rak sanatınızı, başkalarının alınganlıklarını hesap
ederek geliştiremezsiniz.
Bunları söyleyen sanatçıyla ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) Her yazarın birbirinden farklı nitelikler taşıdığı-
ni düşünmektedir.
(B))Öykü yazma yönteminin doğruluğunu savun-
maktadır.
C) Öykülerinin hak ettiği değeri görmediğine inan-
maktadır.
D) Alingan insanlara karşı ön yargılıdır.
E) Kendi yaşantısının irdelenmesinden hoşlan-
mamaktadır.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221004062807648248-772052.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriÖykülerde yarattığım karakterlerin gerçek yaşam-
dan seçildiğini açıkça söylerim ve bunun sorun
yaratacağını da düşünmem. Kaldı ki bir yazar ola-
rak sanatınızı, başkalarının alınganlıklarını hesap
ederek geliştiremezsiniz.
Bunları söyleyen sanatçıyla ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) Her yazarın birbirinden farklı nitelikler taşıdığı-
ni düşünmektedir.
(B))Öykü yazma yönteminin doğruluğunu savun-
maktadır.
C) Öykülerinin hak ettiği değeri görmediğine inan-
maktadır.
D) Alingan insanlara karşı ön yargılıdır.
E) Kendi yaşantısının irdelenmesinden hoşlan-
mamaktadır.
![10. Sürekli göz ucuyla, bana pis pis bakan o sinsi kara
gözleri kollamak biraz randımanımı düşürdü. Yine
de bana bayıldılar. Hatta ilginin bu kadar üzerimde
toplanması adamdan biraz rol çalmama neden oldu.
Gerçi bundan şikâyetçi olduğunu sanmıyorum. Öyle
pek dikkat çekmeyi seven bir tip değil. Eve ilk girişi-
miz çok komikti. Bir tür düğüm olayı yaşandı. Adam,
âdeti olduğu üzere yeni gittiği evin tüm ihtiyaçlarını
karşılama içgüdüsüyle bin tane paketle gelmişti. Bir
eliyle de benim kutumu taşıyordu. Kadın bizi içeri
alıp ailesine takdim ettikten sonra aceleyle torbaları
almaya çalıştı. Ancak parmakları naylonlara sıkıştı,
ikisi bir ara düğüm olup ayrılamadılar.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han-
gisi yoktur?
A) Öznellik bildiren yargılara yer verilmiştir.
B) Gözleme dayalı ayrıntılara başvurulmuştur.
C) Olayların oluş sırasıyla anlatımına başvurul-
muştur.
D) Deyimlere yer verilmiştir.
E) Örneklerle anlatım zenginleştirilmiştir.
HIN
VE
12.
BEZK
157](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221003181226785672-3551486.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri10. Sürekli göz ucuyla, bana pis pis bakan o sinsi kara
gözleri kollamak biraz randımanımı düşürdü. Yine
de bana bayıldılar. Hatta ilginin bu kadar üzerimde
toplanması adamdan biraz rol çalmama neden oldu.
Gerçi bundan şikâyetçi olduğunu sanmıyorum. Öyle
pek dikkat çekmeyi seven bir tip değil. Eve ilk girişi-
miz çok komikti. Bir tür düğüm olayı yaşandı. Adam,
âdeti olduğu üzere yeni gittiği evin tüm ihtiyaçlarını
karşılama içgüdüsüyle bin tane paketle gelmişti. Bir
eliyle de benim kutumu taşıyordu. Kadın bizi içeri
alıp ailesine takdim ettikten sonra aceleyle torbaları
almaya çalıştı. Ancak parmakları naylonlara sıkıştı,
ikisi bir ara düğüm olup ayrılamadılar.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han-
gisi yoktur?
A) Öznellik bildiren yargılara yer verilmiştir.
B) Gözleme dayalı ayrıntılara başvurulmuştur.
C) Olayların oluş sırasıyla anlatımına başvurul-
muştur.
D) Deyimlere yer verilmiştir.
E) Örneklerle anlatım zenginleştirilmiştir.
HIN
VE
12.
BEZK
157
![Gece sol tarafına yatmışsa Popinga olmayacak rüyalar görür,
The
nefesi daralır, sayıklar, solur, inler durur; böylece Madam
Piginda'yı uyandırmış olur, o da kocasını sağına döndürür, tekrar
eski güzel rüyalarına döner, mışıl mışıl uyurdu. Bu gece de sol
tarafına yatmıştı ama hiç de fena rüyalar görmemişti. Aksine!
En tuhafı sabahları kolay kolay uyanamaz kendine gelemezken
o sabah hem de sol tarafına yattığı hâlde, çabuk uyanmış ve
dakikasında da kendini toplayabilmişti. Onu uyandıran hafif bir
somya gıcırtısı olmuştu. Daha gözlerini açmadan aklı başında idi.
Hâlbuki her sabah o bu saatte uyansa bile şöyle bir döner, kendi
kendine daha yarım saatim var, diye düşünür, gene dalardı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır bas-
maktadır?
A) Öyküleme
C) Açıklama
E) Tartışma
B) Betimleme
D) Kişileştirme](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221004051306703452-3538641.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriGece sol tarafına yatmışsa Popinga olmayacak rüyalar görür,
The
nefesi daralır, sayıklar, solur, inler durur; böylece Madam
Piginda'yı uyandırmış olur, o da kocasını sağına döndürür, tekrar
eski güzel rüyalarına döner, mışıl mışıl uyurdu. Bu gece de sol
tarafına yatmıştı ama hiç de fena rüyalar görmemişti. Aksine!
En tuhafı sabahları kolay kolay uyanamaz kendine gelemezken
o sabah hem de sol tarafına yattığı hâlde, çabuk uyanmış ve
dakikasında da kendini toplayabilmişti. Onu uyandıran hafif bir
somya gıcırtısı olmuştu. Daha gözlerini açmadan aklı başında idi.
Hâlbuki her sabah o bu saatte uyansa bile şöyle bir döner, kendi
kendine daha yarım saatim var, diye düşünür, gene dalardı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır bas-
maktadır?
A) Öyküleme
C) Açıklama
E) Tartışma
B) Betimleme
D) Kişileştirme
![CABILO Swing
cool
PARAGRAFTA ANLATIM BİÇİMLERİ
nedeniyle ara ver-
uşumları çok özel.
rdığı sahilde bir do-
kayalıkların içleri-
iz ortasında kendi-
e seyir keyfi sunu-
yüledi ve gece bu-
va kararınca bir fe-
arında hızla yürü-
ni fark ettim. Uzun
m. Eşine az rast-
in.
dakilerden han-
B) Benzetme
D) Soyutlama
ara girdik. Bu-
ekipman yok-
z. Onun yeri-
Sy meydanın-
ehane bulu-
kkaldan ala-
s köy kahval-
ndinizi deniz
mutlaka sıkı
onra denize
lin
APOIEMI
7. Türkiye'de düzenlenen kitap fuarlarının geçmişi
birkaç yıllık değildir, biraz eskiye dayanır. Ülkemiz-
de ilk kitap sergisi, ta 1929 yılında Türk Ocağı ta-
rafından açılan Türk Matbaacılığının İki Yüzüncü
Yıl Dönümü adlı bir sergiydi. Selim Nüzhet Ger-
çek 1932 yılında Kitap Panayırı adıyla İstanbul Üni-
versitesi Meydanı'nda bir kitap sergi açmıştı. Sa-
dece 20 standın olduğu sergiye ilgi büyük olmuş-
tu. 1933 yılında Ankara'da İsmet Paşa Kız Ensti-
tüsü ile Ticaret Lisesi mekânlarında Maarif Vekâ-
leti tarafından bir Maarif Sergisi açıldı. Bu sergi
kapsamında Ticaret Lisesinin bahçesinde bir de
** kitap fuarı düzenlendi. İstanbul'da 15 Ocak 1938
tarihinde Beyoğlu Halkevi tarafından açılan kitap
sergisi 1936 ve 1937 yıllarına ait kitapları bir ara-
ya getirdi. O dönemden sonra kitap fuarları önem-
li bir ihtiyacı karşıladığı için her yıl düzenlenmeye
başlar.
8.
Bu parçada yazar ilk cümlesindeki savını inan-
dırıcı kılmak için aşağıdakilerden hangisine
başvurmuştur?
A) Farklı düşünceleri öne çıkarma
B) Okurun duygu dünyasına seslenme
C) Konuyla ilgili alıntılar yapma
Örneklere yer verme
E) Tarihî güzellikleri vurgulama
Bu camiyi
daki, mir
kiye'd
ğa r
Sturmas
tek far
in der
çatı kirişleri
şap işçiliğir
irkaç cam
niz. Burar
dönem
ür-
ustali-
geniş al
n kişini
düşün
Mihrap,](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221004050649086933-807499.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriCABILO Swing
cool
PARAGRAFTA ANLATIM BİÇİMLERİ
nedeniyle ara ver-
uşumları çok özel.
rdığı sahilde bir do-
kayalıkların içleri-
iz ortasında kendi-
e seyir keyfi sunu-
yüledi ve gece bu-
va kararınca bir fe-
arında hızla yürü-
ni fark ettim. Uzun
m. Eşine az rast-
in.
dakilerden han-
B) Benzetme
D) Soyutlama
ara girdik. Bu-
ekipman yok-
z. Onun yeri-
Sy meydanın-
ehane bulu-
kkaldan ala-
s köy kahval-
ndinizi deniz
mutlaka sıkı
onra denize
lin
APOIEMI
7. Türkiye'de düzenlenen kitap fuarlarının geçmişi
birkaç yıllık değildir, biraz eskiye dayanır. Ülkemiz-
de ilk kitap sergisi, ta 1929 yılında Türk Ocağı ta-
rafından açılan Türk Matbaacılığının İki Yüzüncü
Yıl Dönümü adlı bir sergiydi. Selim Nüzhet Ger-
çek 1932 yılında Kitap Panayırı adıyla İstanbul Üni-
versitesi Meydanı'nda bir kitap sergi açmıştı. Sa-
dece 20 standın olduğu sergiye ilgi büyük olmuş-
tu. 1933 yılında Ankara'da İsmet Paşa Kız Ensti-
tüsü ile Ticaret Lisesi mekânlarında Maarif Vekâ-
leti tarafından bir Maarif Sergisi açıldı. Bu sergi
kapsamında Ticaret Lisesinin bahçesinde bir de
** kitap fuarı düzenlendi. İstanbul'da 15 Ocak 1938
tarihinde Beyoğlu Halkevi tarafından açılan kitap
sergisi 1936 ve 1937 yıllarına ait kitapları bir ara-
ya getirdi. O dönemden sonra kitap fuarları önem-
li bir ihtiyacı karşıladığı için her yıl düzenlenmeye
başlar.
8.
Bu parçada yazar ilk cümlesindeki savını inan-
dırıcı kılmak için aşağıdakilerden hangisine
başvurmuştur?
A) Farklı düşünceleri öne çıkarma
B) Okurun duygu dünyasına seslenme
C) Konuyla ilgili alıntılar yapma
Örneklere yer verme
E) Tarihî güzellikleri vurgulama
Bu camiyi
daki, mir
kiye'd
ğa r
Sturmas
tek far
in der
çatı kirişleri
şap işçiliğir
irkaç cam
niz. Burar
dönem
ür-
ustali-
geniş al
n kişini
düşün
Mihrap,
![6.
A
TYT / Türkçe
Şiir koşusuna 1966'da Geceleyin Bir Koşu adlı şiir
kitabıyla başlayan sosyalist dünya görüşünü yansıttığı
bu şiirlerini 1969'da Evet Isyan ile geliştiren Ismet
Özel, 1974'ten sonra İslamcı bir dünya görüşüyle şiirler
yazmaya başlar ve Celladıma Gülümserken, Erbain ile bu
çizgiyi devam ettirir.
Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden hangisine
kesinlikle ulaşılamaz?
A) Ismet Özel'in ilk şiir kitabı belli bir dünya görüşüne
dayanmaktadır.
B) Ismet Özel'in dünyaya bakışında farklı dönemler
olmuş, bu da şiirine yansımıştır.
C) 1974'ten sonra Ismet Özel, önceki şiir üslubunu
tamamen terk eder.
D) Evet Isyan adlı şiir kitabı, ilk şiir kitabının öz
bakımından ileri taşınmış şeklidir.
E) Sanatçının, Celladıma Gülümserken ile Evet Isyan
adlı şiir kitapları, farklı dünya görüşlerini yansıtmıştır.
7. Hayatım boyunca yazdım ve hayatım boyunca nasıl
yazmak gerektiğini anlatan kitapları okumaktan kaçındım
çünkü yazmak insanın içinden akıp gelen bir nehir olup
bu nehir, akışı değiştiren müdahaleleri kaldırmaz.
Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Sanatçıların kendilerini başkalarıyla kıyaslamaları,
başarılarının önündeki en büyük engeldir.
A
B) Yazarlıkta sürekliliği yakalamak, insanın sadece
kendi içindeki güce inanıp başkalarının önerilerinden
kaçmakla olur.
C) Insanlar kendi sınırlarını bildiklerinde hiçbir alanda
gereksiz çabaya girmezler.
D) Başarılı olmak isteyen sanatçı, başkalarının izinden
giderse özgünlüğünden uzaklaşır.
E) Başkalarından alınan fikirlerle sanata adım atanlar,
edebiyatta kalıcı olamaz.
8.
Palme Yayınevi
5
PLM/011/21
İşte kurşun kubbeler şehri Istanbul'dasın
Havada kaçan bulutların hışırtısı
Karaköy çarşısından geçen tramvaylanın camlanna yağmur yağıyor
Yenicami Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler
Hiç kımıldamıyorlar
Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor
0-
A
Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi
yoktur?
A) Ünsüz türemesi
B) Ünlü daralması
C) Ünsüz değişimi
D) Kaynaştırma ünsüzü
E) Ünly düşmesi
Diğer sayfaya geçiniz.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221004035436426100-334156.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri6.
A
TYT / Türkçe
Şiir koşusuna 1966'da Geceleyin Bir Koşu adlı şiir
kitabıyla başlayan sosyalist dünya görüşünü yansıttığı
bu şiirlerini 1969'da Evet Isyan ile geliştiren Ismet
Özel, 1974'ten sonra İslamcı bir dünya görüşüyle şiirler
yazmaya başlar ve Celladıma Gülümserken, Erbain ile bu
çizgiyi devam ettirir.
Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden hangisine
kesinlikle ulaşılamaz?
A) Ismet Özel'in ilk şiir kitabı belli bir dünya görüşüne
dayanmaktadır.
B) Ismet Özel'in dünyaya bakışında farklı dönemler
olmuş, bu da şiirine yansımıştır.
C) 1974'ten sonra Ismet Özel, önceki şiir üslubunu
tamamen terk eder.
D) Evet Isyan adlı şiir kitabı, ilk şiir kitabının öz
bakımından ileri taşınmış şeklidir.
E) Sanatçının, Celladıma Gülümserken ile Evet Isyan
adlı şiir kitapları, farklı dünya görüşlerini yansıtmıştır.
7. Hayatım boyunca yazdım ve hayatım boyunca nasıl
yazmak gerektiğini anlatan kitapları okumaktan kaçındım
çünkü yazmak insanın içinden akıp gelen bir nehir olup
bu nehir, akışı değiştiren müdahaleleri kaldırmaz.
Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Sanatçıların kendilerini başkalarıyla kıyaslamaları,
başarılarının önündeki en büyük engeldir.
A
B) Yazarlıkta sürekliliği yakalamak, insanın sadece
kendi içindeki güce inanıp başkalarının önerilerinden
kaçmakla olur.
C) Insanlar kendi sınırlarını bildiklerinde hiçbir alanda
gereksiz çabaya girmezler.
D) Başarılı olmak isteyen sanatçı, başkalarının izinden
giderse özgünlüğünden uzaklaşır.
E) Başkalarından alınan fikirlerle sanata adım atanlar,
edebiyatta kalıcı olamaz.
8.
Palme Yayınevi
5
PLM/011/21
İşte kurşun kubbeler şehri Istanbul'dasın
Havada kaçan bulutların hışırtısı
Karaköy çarşısından geçen tramvaylanın camlanna yağmur yağıyor
Yenicami Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler
Hiç kımıldamıyorlar
Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor
0-
A
Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi
yoktur?
A) Ünsüz türemesi
B) Ünlü daralması
C) Ünsüz değişimi
D) Kaynaştırma ünsüzü
E) Ünly düşmesi
Diğer sayfaya geçiniz.
![anatkâr ile
hapsetmiş
sanatkârın
ğlarsanız
ecburiye-
nilmeyen
setmek"
hangi-
ata hiz-
emeye
masını
amen
mak
8.
Kendini aydın zanneden birçok kişi gibi yaptıklan
söyledikleri ile çelişmez onun. Yaşayışı düşüncele-
rini tamamlar. Görevinin sadece doğruyu göstermek
değil aynı zamanda doğru olmayan ile savaşmak, iyiyi
ve güzeli korumak olduğunun bilincindedir. Gözünü
budaktan hiç sakınmaz. Kötümserliğe ve umutsuzluğa
hiç kapılmaz.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenen-
ler aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Düşünceleriyle hareket etmekten vazgeçmemek -
hiçbir şeyden çekinmemek
B) Fikirleriyle yaşamayı tercih etmek - atacağı adım-
lardan hiçbir şekilde vazgeçmemek
Yaşantı biçimi, düşünceleriyle uyumlu olmak - teh-
likeli işlere atılmaktan çekinmemek
Yaşam biçimini düşüncelerine göre ayarlamak -
hayatında çekinecek hiçbir şeyi olmamak
E) Yaşadıklarından hiç kimseye hesap vermemek -
korkusuzca her tehlikeye atılmak
V. E
Yuka
birbi
mışt
A) I
3. Öyle
ğımı
Bu c
rin
A)
B)](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221004024911499055-460114.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimlerianatkâr ile
hapsetmiş
sanatkârın
ğlarsanız
ecburiye-
nilmeyen
setmek"
hangi-
ata hiz-
emeye
masını
amen
mak
8.
Kendini aydın zanneden birçok kişi gibi yaptıklan
söyledikleri ile çelişmez onun. Yaşayışı düşüncele-
rini tamamlar. Görevinin sadece doğruyu göstermek
değil aynı zamanda doğru olmayan ile savaşmak, iyiyi
ve güzeli korumak olduğunun bilincindedir. Gözünü
budaktan hiç sakınmaz. Kötümserliğe ve umutsuzluğa
hiç kapılmaz.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenen-
ler aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Düşünceleriyle hareket etmekten vazgeçmemek -
hiçbir şeyden çekinmemek
B) Fikirleriyle yaşamayı tercih etmek - atacağı adım-
lardan hiçbir şekilde vazgeçmemek
Yaşantı biçimi, düşünceleriyle uyumlu olmak - teh-
likeli işlere atılmaktan çekinmemek
Yaşam biçimini düşüncelerine göre ayarlamak -
hayatında çekinecek hiçbir şeyi olmamak
E) Yaşadıklarından hiç kimseye hesap vermemek -
korkusuzca her tehlikeye atılmak
V. E
Yuka
birbi
mışt
A) I
3. Öyle
ğımı
Bu c
rin
A)
B)
![3. Acemi olmadan şiir yazılmaz. Şair, o ilk günkü acemiliğini
hep bir köşede saklamalıdır. Şair önce usta, sonra çırak
olur. İyi şiir, şairin kendini kasmadan yazması hâlinde el-
de edilebilir. Burada sözünü ettiğim "acemilik", becerik-
sizce yazmak demek değil; yeni bir şiir dilini yakalaması,
ortaya farklı şeyler koyabilmesi, bundan asla korkmaması,
çekinmemesi demektir. Dolayısıyla sözünü ettiğim acemi-
lik, elbette "ilk günkü acemilik" değildir. Açılımlar yapmak-
tan, denenmemişi denemekten korkmamak; şiirini tazele-
me imkân ve gücüne sahip olmak demektir.
Bu parçada yazarın "acemilik" sözüyle şairlerle ilgili
olarak anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiirlerde düzeltmeler yapmak
B) Duyguları olduğu gibi yansıtmak
C) Şiirde içerikle biçimi bir potada eritmek
D) Daha büyük şairlerin olduğunu unutmamak
E) Yeni ve özgün şiirler yazma çabası içinde olmak](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221004000108035548-4829261.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri3. Acemi olmadan şiir yazılmaz. Şair, o ilk günkü acemiliğini
hep bir köşede saklamalıdır. Şair önce usta, sonra çırak
olur. İyi şiir, şairin kendini kasmadan yazması hâlinde el-
de edilebilir. Burada sözünü ettiğim "acemilik", becerik-
sizce yazmak demek değil; yeni bir şiir dilini yakalaması,
ortaya farklı şeyler koyabilmesi, bundan asla korkmaması,
çekinmemesi demektir. Dolayısıyla sözünü ettiğim acemi-
lik, elbette "ilk günkü acemilik" değildir. Açılımlar yapmak-
tan, denenmemişi denemekten korkmamak; şiirini tazele-
me imkân ve gücüne sahip olmak demektir.
Bu parçada yazarın "acemilik" sözüyle şairlerle ilgili
olarak anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiirlerde düzeltmeler yapmak
B) Duyguları olduğu gibi yansıtmak
C) Şiirde içerikle biçimi bir potada eritmek
D) Daha büyük şairlerin olduğunu unutmamak
E) Yeni ve özgün şiirler yazma çabası içinde olmak
![1. Felsefe tarihini, düşünürleri, felsefenin gelişimini konuş-
tuğumuz zaman bilgi aktarımında bulunduğumuz kesin.
Ne var ki benim şu anda uyguladığım felsefe, bilgi akta-
rimından çok farklı, buradaki aktarım soru sormaktan alı-
nan zevkin aktarımı. Gün görmemiş savlar üretme, akıl yü-
rütme ve kendi eleştirel aklını oluşturma yolunda alınan
zevki aktarma. Okul dediğimiz şey, belki hepsi değil ama
büyük çoğunluğu bir formatlama merkezine dönüşmüş,
yetişkinle kurulan ilişkinin tamamen dikey olduğu bir yer
hâline gelmiş. Felsefi sorgulama ya da tartışma ise tama-
men yatay, herkesin aynı düzeyde olduğu bir iletişim bi-
çimidir.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Yepyeni düşünceler öne sürme
B) Sorgulayıcı bir bakış açısı kazanma
C) Belli bir hiyerarşiye dayanma
D) Kişisel farklılığı ortadan kaldırma
E) İnsanlara eşit yaşam koşulları sunma](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221003231808248409-4829261.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri1. Felsefe tarihini, düşünürleri, felsefenin gelişimini konuş-
tuğumuz zaman bilgi aktarımında bulunduğumuz kesin.
Ne var ki benim şu anda uyguladığım felsefe, bilgi akta-
rimından çok farklı, buradaki aktarım soru sormaktan alı-
nan zevkin aktarımı. Gün görmemiş savlar üretme, akıl yü-
rütme ve kendi eleştirel aklını oluşturma yolunda alınan
zevki aktarma. Okul dediğimiz şey, belki hepsi değil ama
büyük çoğunluğu bir formatlama merkezine dönüşmüş,
yetişkinle kurulan ilişkinin tamamen dikey olduğu bir yer
hâline gelmiş. Felsefi sorgulama ya da tartışma ise tama-
men yatay, herkesin aynı düzeyde olduğu bir iletişim bi-
çimidir.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Yepyeni düşünceler öne sürme
B) Sorgulayıcı bir bakış açısı kazanma
C) Belli bir hiyerarşiye dayanma
D) Kişisel farklılığı ortadan kaldırma
E) İnsanlara eşit yaşam koşulları sunma
![EDENEN
9. Canlı ya da cansız varlıkların yaydığı enerji fotoğ
lenebilmektedir. Bu enteresan makine, tamamen
rafları kirliyan tekniği denilen bir teknikle görüntü-
bir tesadüf sonucu Rus mühendis Semyon Davi-
tarafından bulunmuştu. 1939 yılında Ukrayna'nın
dovich Kirlian ve eşi Valentina Khrisanova Kirlian
Krasnodar kentindeki laboratuvarında elektrote-
rapi makinesini tamir etmeye çalışırken dalgın-
bir şok yaşadı. Şokla birlikte büyük bir elektrik
lıkla elini bir elektroda fazla yaklaştıran Kirliyan,
olayı araştıran Kirliyan, kıvılcımın hizasına ışığa
duyarlı bir malzeme koymaya karar verdi. İkinci
kıvılcımı ve parlak bir ışık gördü. Meraklanıp
denemesinde bu işığın görüntüsünün fotoğrafını
hale halinde bir ışık demeti gören Kirliyan, her izin
üzerinde izi kalan parmak uçlarının çevresinde de
çekmeyi başarmıştı. Filmi banyo ederken kâğıdın
değişik bir modeli olduğunu fark etti. Bu konuy-
la çok ilgilendiği için bundan sonraki 40 yılını
bu makine ile çalışmalarına verdi. Bir gün yine
makinesi ile çalışmalar yaparken her zamanki
normal sonuçları alamadığını gördü. Bozuk oldu-
ğunu düşünerek makineyi söktü, makinede bir
hata ya da bozukluk aradı ama bulamadı. Daha
sonra karısını çağırıp denemeyi onun üzerinde
yapınca normal sonuçlar almaya başladı. Olayın
nedenleri birkaç saat sonra meydana çıkmıştı.
Kirliyan kendi üzerinde denemeler yaptığı sırada
henüz belirtileri ortaya çıkmamasına karşın gribe
yakalanmış durumdaydı.
PARAGRAF DENEMELERİ
----
böl
ça
Bu parçanın sonuna getirilecek,
1. Kirliyan makinesi hastalıkları haber veriyordu.
II. Makinenin verdiği değişik sonuçlar hastalığın
habercisiydi.
III. Daha sonra hasta ve sağlıklı bitkilerle çeşitli
denemeler yaptılar.
10. Ber
yargılarının doğru sıralaması aşağıdakilerden
hangisinde verilmiştir?
A) II, III, I
B) II, I, III
C) II, II, I
D) III, I, II
E) I, III, III
lev
gü](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221003194723397834-4725472.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriEDENEN
9. Canlı ya da cansız varlıkların yaydığı enerji fotoğ
lenebilmektedir. Bu enteresan makine, tamamen
rafları kirliyan tekniği denilen bir teknikle görüntü-
bir tesadüf sonucu Rus mühendis Semyon Davi-
tarafından bulunmuştu. 1939 yılında Ukrayna'nın
dovich Kirlian ve eşi Valentina Khrisanova Kirlian
Krasnodar kentindeki laboratuvarında elektrote-
rapi makinesini tamir etmeye çalışırken dalgın-
bir şok yaşadı. Şokla birlikte büyük bir elektrik
lıkla elini bir elektroda fazla yaklaştıran Kirliyan,
olayı araştıran Kirliyan, kıvılcımın hizasına ışığa
duyarlı bir malzeme koymaya karar verdi. İkinci
kıvılcımı ve parlak bir ışık gördü. Meraklanıp
denemesinde bu işığın görüntüsünün fotoğrafını
hale halinde bir ışık demeti gören Kirliyan, her izin
üzerinde izi kalan parmak uçlarının çevresinde de
çekmeyi başarmıştı. Filmi banyo ederken kâğıdın
değişik bir modeli olduğunu fark etti. Bu konuy-
la çok ilgilendiği için bundan sonraki 40 yılını
bu makine ile çalışmalarına verdi. Bir gün yine
makinesi ile çalışmalar yaparken her zamanki
normal sonuçları alamadığını gördü. Bozuk oldu-
ğunu düşünerek makineyi söktü, makinede bir
hata ya da bozukluk aradı ama bulamadı. Daha
sonra karısını çağırıp denemeyi onun üzerinde
yapınca normal sonuçlar almaya başladı. Olayın
nedenleri birkaç saat sonra meydana çıkmıştı.
Kirliyan kendi üzerinde denemeler yaptığı sırada
henüz belirtileri ortaya çıkmamasına karşın gribe
yakalanmış durumdaydı.
PARAGRAF DENEMELERİ
----
böl
ça
Bu parçanın sonuna getirilecek,
1. Kirliyan makinesi hastalıkları haber veriyordu.
II. Makinenin verdiği değişik sonuçlar hastalığın
habercisiydi.
III. Daha sonra hasta ve sağlıklı bitkilerle çeşitli
denemeler yaptılar.
10. Ber
yargılarının doğru sıralaması aşağıdakilerden
hangisinde verilmiştir?
A) II, III, I
B) II, I, III
C) II, II, I
D) III, I, II
E) I, III, III
lev
gü
![A
Türkçe
rdım
verlik
görül
A
25. Uzun vadede tüm toplumun ve gelecek nesillerin dün-
yada rahat bir yaşam sürdürebilmesi için yapılması ge-
reken, çocuklarımıza değerler eğitimini hakkıyla öğret-
mektir. Lüks hırsına gem vurmayı öğrenen çocuk, daha
azıyla da mutlu olmayı öğreniry Elindekini başkasıyla
bölüşmeyi öğrenirse hem kendisinin hem karşısındaki-
nim memnun olduğuna tanık olur Farklı düşünce ve an-
layıştakilerle ortak paydalarını çoğaltması telkin edilen
çocuk, saygın bir konuma yerleşir. Cezalandırılmaktan
korkmadan doğruları söyleyebilen çocuk, kendisini gü- →
vende hisseder/ Dünya ne kadar hızlı bir değişim yaşar-
sa yaşasın bu've buna benzer değerler çocuklarımızın
yolunu aydınlatan birer kandil olmayı sürdürecektir.
Bu parçanın yazarı, çocuklara kazandırılması gere-
ken değerlerle ilgili aşağıdakilerin hangisine doğru-
dan gönderme yapmamıştır?
A) Hoşgörülülük
C) Yardımseverlik
Sorumluluk
D) Sadelik
Dürüstlük
A](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221003200651004505-4785966.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriA
Türkçe
rdım
verlik
görül
A
25. Uzun vadede tüm toplumun ve gelecek nesillerin dün-
yada rahat bir yaşam sürdürebilmesi için yapılması ge-
reken, çocuklarımıza değerler eğitimini hakkıyla öğret-
mektir. Lüks hırsına gem vurmayı öğrenen çocuk, daha
azıyla da mutlu olmayı öğreniry Elindekini başkasıyla
bölüşmeyi öğrenirse hem kendisinin hem karşısındaki-
nim memnun olduğuna tanık olur Farklı düşünce ve an-
layıştakilerle ortak paydalarını çoğaltması telkin edilen
çocuk, saygın bir konuma yerleşir. Cezalandırılmaktan
korkmadan doğruları söyleyebilen çocuk, kendisini gü- →
vende hisseder/ Dünya ne kadar hızlı bir değişim yaşar-
sa yaşasın bu've buna benzer değerler çocuklarımızın
yolunu aydınlatan birer kandil olmayı sürdürecektir.
Bu parçanın yazarı, çocuklara kazandırılması gere-
ken değerlerle ilgili aşağıdakilerin hangisine doğru-
dan gönderme yapmamıştır?
A) Hoşgörülülük
C) Yardımseverlik
Sorumluluk
D) Sadelik
Dürüstlük
A
![TYT/ Türkçe
27. Fakir Baykurt'un bütün romanlarında konular, Yaşar Ke-
mal'den farklı olarak büyük toprak sahipleri ve onlara
bağımlı köylüler arasındaki çatışmalarla ilgili değildir.
Yazar, tersine köy halkı arasındaki çatışmaların tahrip
edici etkilerini ele almaktadır. Söz gelimi Yılanların Öcü,
Irazcanın Dirliği ve Kara Ahmet Destanı'nda konunun çe-
kirdeğini; onlara aktarılan namus ve kin düşünceleriyle
sürüklenen, birbirlerinin yaşamlarını güçleştiren, fakir
yaşam koşullarını iyileştirmelerinde birbirlerini karşılıklı
olarak engelleyen, köydeki iki aile arasındaki acımasız
düşmanlık oluşturmaktadır. Uzun yıllar öğretmenlik yap-
mış olan yazar, düşmanlığın ve zalimliğin temel nedeni
olarak köylülerin bilgisizliğini ve cahilliğini görmekte ve
yaşam koşullarının düzeltilmesi için her şeyden önce
aydınlatılma ve eğitimi şart koşmaktadır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Açıklama
C) Örneklendirme
By Tanık gösterme
Janik
D) Karşılaştırma
E) Sessel yineleme](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221003192347769543-3567737.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriTYT/ Türkçe
27. Fakir Baykurt'un bütün romanlarında konular, Yaşar Ke-
mal'den farklı olarak büyük toprak sahipleri ve onlara
bağımlı köylüler arasındaki çatışmalarla ilgili değildir.
Yazar, tersine köy halkı arasındaki çatışmaların tahrip
edici etkilerini ele almaktadır. Söz gelimi Yılanların Öcü,
Irazcanın Dirliği ve Kara Ahmet Destanı'nda konunun çe-
kirdeğini; onlara aktarılan namus ve kin düşünceleriyle
sürüklenen, birbirlerinin yaşamlarını güçleştiren, fakir
yaşam koşullarını iyileştirmelerinde birbirlerini karşılıklı
olarak engelleyen, köydeki iki aile arasındaki acımasız
düşmanlık oluşturmaktadır. Uzun yıllar öğretmenlik yap-
mış olan yazar, düşmanlığın ve zalimliğin temel nedeni
olarak köylülerin bilgisizliğini ve cahilliğini görmekte ve
yaşam koşullarının düzeltilmesi için her şeyden önce
aydınlatılma ve eğitimi şart koşmaktadır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Açıklama
C) Örneklendirme
By Tanık gösterme
Janik
D) Karşılaştırma
E) Sessel yineleme