Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

D
23. 1. Bu sanatçılar ya hayal gücüne aşırı derecede
yer vermişler ya da izlenimlerini birinci plana
almışlar ya sanatı tamamen toplumsal, siyasî,
millî meselelerin emrine vermişler ya da "halk
için edebiyat" yapmaya çalışmışlardır.
II. Ancak bu şuursuz ve ölçüsüz isyan, romantiz-
mi yanlış görüşlere sürüklemiştir.
III. Ali Canip'e göre klasik edebiyatlar, daha önce
yaratılmış şaheserlerden çıkarılmış "dogmatik
estetiğe" dayandığı için "taklidi"dir,
IV. Sanatçı bundan dolayi dogmatik kurallara
isyan etmiş ve bu tepkiden romantik edebiyat
doğmuştur.
V. Mizaçlar, zaman, mekân, her şey değişim
hâlindeyken "taklit'e başvurmak da başarısız
liği getirmiştir.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı
bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında
hangisi baştan üçüncü olur?
A) I.
y
B)
C) III.
D) IV E) V.
at this
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
D 23. 1. Bu sanatçılar ya hayal gücüne aşırı derecede yer vermişler ya da izlenimlerini birinci plana almışlar ya sanatı tamamen toplumsal, siyasî, millî meselelerin emrine vermişler ya da "halk için edebiyat" yapmaya çalışmışlardır. II. Ancak bu şuursuz ve ölçüsüz isyan, romantiz- mi yanlış görüşlere sürüklemiştir. III. Ali Canip'e göre klasik edebiyatlar, daha önce yaratılmış şaheserlerden çıkarılmış "dogmatik estetiğe" dayandığı için "taklidi"dir, IV. Sanatçı bundan dolayi dogmatik kurallara isyan etmiş ve bu tepkiden romantik edebiyat doğmuştur. V. Mizaçlar, zaman, mekân, her şey değişim hâlindeyken "taklit'e başvurmak da başarısız liği getirmiştir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I. y B) C) III. D) IV E) V. at this
6.
Bilim insanları Lyell ve Hutton, jeolojik süreçlerin çok
büyük bir kısmının fark edilemeyecek kadar yavaş
olduğunu düşünüyordu.
● Gezegenin yaşamsal verilerinin doğrudan gözlene-
mez olduğuna inanan jeologlar da on yıllar boyunca
bu görüşe destek verdiler.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir
biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisi-
dir?
A) Lyell ve Hutton gibi bilim insanlarının, gezegenin je-
olojik süreçlerinin fark edilemeyecek kadar yavaş
olduğu düşüncesi, yaşamsal verilerin doğrudan göz-
lenemez olduğuna inanan jeologlar tarafından da on
yıllar boyunca desteklenmiştir.
B) Jeolojik süreçlerin çok büyük bir kısmının fark edile-
meyecek kadar yavaş olduğunu düşünen jeologlara,
gezegenin yaşamsal verilerinin on yıllar boyunca
doğrudan gözlenemez olduğuna inanan Lyell ve
Hutton da destek verdiler.
Gezegenin yaşamsal verilerinin doğrudan gözlene-
mez olduğuna inanan jeologlar, bilim insanları Lyell
ve Hutton'in jeolojik süreçlerin çok büyük bir kısmı-
nın fark edilemeyecek kadar yavaş olduğu düşünce-
sine on yıllar boyunca destek verdiler.
D) Lyell ve Hutton gibi bilim insanlarının, jeolojik sü-
reçlerin çok büyük bir kısmının fark edilemeyecek
kadar yavaş olduğu ve gezegenin yaşamsal verileri-
nin doğrudan gözlenemez olduğu düşüncesine jeo-
loglar da on yıllar boyunca destek verdiler.
E Jeologlar, gezegenin yaşamsal verilerinin doğrudan
gözlenemez olduğuna inanan Lyell-ve Hutton'in je-
olojik süreçlerin çok büyük bir kısmının fark edile-
meyecek kadar yavaş olduğu düşüncesine, on yıllar
boyunca destek vermiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Bilim insanları Lyell ve Hutton, jeolojik süreçlerin çok büyük bir kısmının fark edilemeyecek kadar yavaş olduğunu düşünüyordu. ● Gezegenin yaşamsal verilerinin doğrudan gözlene- mez olduğuna inanan jeologlar da on yıllar boyunca bu görüşe destek verdiler. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Lyell ve Hutton gibi bilim insanlarının, gezegenin je- olojik süreçlerinin fark edilemeyecek kadar yavaş olduğu düşüncesi, yaşamsal verilerin doğrudan göz- lenemez olduğuna inanan jeologlar tarafından da on yıllar boyunca desteklenmiştir. B) Jeolojik süreçlerin çok büyük bir kısmının fark edile- meyecek kadar yavaş olduğunu düşünen jeologlara, gezegenin yaşamsal verilerinin on yıllar boyunca doğrudan gözlenemez olduğuna inanan Lyell ve Hutton da destek verdiler. Gezegenin yaşamsal verilerinin doğrudan gözlene- mez olduğuna inanan jeologlar, bilim insanları Lyell ve Hutton'in jeolojik süreçlerin çok büyük bir kısmı- nın fark edilemeyecek kadar yavaş olduğu düşünce- sine on yıllar boyunca destek verdiler. D) Lyell ve Hutton gibi bilim insanlarının, jeolojik sü- reçlerin çok büyük bir kısmının fark edilemeyecek kadar yavaş olduğu ve gezegenin yaşamsal verileri- nin doğrudan gözlenemez olduğu düşüncesine jeo- loglar da on yıllar boyunca destek verdiler. E Jeologlar, gezegenin yaşamsal verilerinin doğrudan gözlenemez olduğuna inanan Lyell-ve Hutton'in je- olojik süreçlerin çok büyük bir kısmının fark edile- meyecek kadar yavaş olduğu düşüncesine, on yıllar boyunca destek vermiştir.
NL
5. I. İstanbul, Osmanlı kültür ve mimarisi içinde önemli yer
tutan birçok çeşme ve sebille doludur.
R
IL
SI
NE 2 III.
3
IV.
V.
Bir yıkıntının altında kalmış, iki çirkin duvar arasına
sıkışmış pek çok çeşme ve sebi...
Ömeğin herkesin hayranlıkla süzdüğü
Ahmet Çeşmesi bunlardan bindir.
Ama çoğu kimsenin bilmediği çeşme ve sebiller de
bulunmaktadır.
VI.
Bunların hemen hepsi birer sanat eseri olarak değer-
lendirilebilir
A) I ile j
D) illi ve TV
EMILY
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
NL 5. I. İstanbul, Osmanlı kültür ve mimarisi içinde önemli yer tutan birçok çeşme ve sebille doludur. R IL SI NE 2 III. 3 IV. V. Bir yıkıntının altında kalmış, iki çirkin duvar arasına sıkışmış pek çok çeşme ve sebi... Ömeğin herkesin hayranlıkla süzdüğü Ahmet Çeşmesi bunlardan bindir. Ama çoğu kimsenin bilmediği çeşme ve sebiller de bulunmaktadır. VI. Bunların hemen hepsi birer sanat eseri olarak değer- lendirilebilir A) I ile j D) illi ve TV EMILY
?
1. I. O hâlde bir yandan yetişkinlikte zaman yöne-
timiyle ilgili becerileri geliştirmeye devam eder-
ken diğer yandan henüz hayatın başındaki ço-
cuklar için neler yapılabileceğine kulak ver-
mekte fayda var.
II. Onlar böyle diyor ama aslında zamanı iyi yö-
netme konusunda çocukluk çağı, altın değe-
rinde.
III. Daha hiçbir işi yapamadan günü bitirenlerin
ortaya attığı "Ben hep böyleydim." bahanesi
yaygın bir durum.
IV. Böylelerinin gerekçesi de hazır: "Oldum olası
dağınık yaşadım. Küçükken de böyleydim."
V. Eğer bu dönemde vakti verimli kullanabilme
beceriniz geliştiyse ileriki yaşlarda rahatsınız
demektir.
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün olarak sıralandığında cümlelerden han-
gisi baştan ikinci olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
SEM
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
? 1. I. O hâlde bir yandan yetişkinlikte zaman yöne- timiyle ilgili becerileri geliştirmeye devam eder- ken diğer yandan henüz hayatın başındaki ço- cuklar için neler yapılabileceğine kulak ver- mekte fayda var. II. Onlar böyle diyor ama aslında zamanı iyi yö- netme konusunda çocukluk çağı, altın değe- rinde. III. Daha hiçbir işi yapamadan günü bitirenlerin ortaya attığı "Ben hep böyleydim." bahanesi yaygın bir durum. IV. Böylelerinin gerekçesi de hazır: "Oldum olası dağınık yaşadım. Küçükken de böyleydim." V. Eğer bu dönemde vakti verimli kullanabilme beceriniz geliştiyse ileriki yaşlarda rahatsınız demektir. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün olarak sıralandığında cümlelerden han- gisi baştan ikinci olur? A) I B) II C) III D) IV E) V SEM
z olduğuna inana
bütünüyle kavranamaz
s Yaklaşık 5000 yıl önce Mezopotamya'daki (günümü-
3zün Irak'ı) tüccarlar ve sıradan halk, ticari etkinliklerinde
1 çeşitli takas yöntemlerini geride bırakmış ve alışveriş-
lerinde gümüş parçalarını kullanmaya başlamıştır. Bu
gümüş parçalarının değeri üzerinde bir anlaşmaya var-
dıklarında, en azından o siyasi yönetim bölgesi sınırları
içinde, daha karmaşık ticari gelişmeler yaşanmıştır. De-
ğiş tokuş aracı, değeri bakımından standartlaştırıldıktan
sonra, belirli bir miktarda ve belirli bir süre için para bi-
riktirmek, borç almak ve vermek daha kolaylaşmıştır. Bu
sürede bazı tüccarlar para ile ilgili iş yapmaya başlamış
ve böylece bankacılık doğmuştur.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A) Para kullanımının, ilk zamanlarda ekonomik hayatta
ciddi birtakım belirsizlikler ve karışıklıklara yol açtı-
ğına
***
DIL
r
B) Bir alım satım aracının etkin kullanımının, onun de-
ğeri üzerinde uzlaşmayla mümkün olduğuna
C) Bir ekonomik gelişmenin, yeni iş alanlarının ve sek-
törlerin ortaya çıkmasının yolunu açabildiğine
HO
D) İnsanlık tarihi boyunca ticaret hayatında birbirinden
farklı takas yöntemlerinin uygulandığına
E) Para kullanımının, çok yönlü ekonomik faaliyetler
daha önceki alım satım yöntemlerine kıyasla daha
da kolaylaştırdığına
hirazda uy-
in aklına sokuyor?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
z olduğuna inana bütünüyle kavranamaz s Yaklaşık 5000 yıl önce Mezopotamya'daki (günümü- 3zün Irak'ı) tüccarlar ve sıradan halk, ticari etkinliklerinde 1 çeşitli takas yöntemlerini geride bırakmış ve alışveriş- lerinde gümüş parçalarını kullanmaya başlamıştır. Bu gümüş parçalarının değeri üzerinde bir anlaşmaya var- dıklarında, en azından o siyasi yönetim bölgesi sınırları içinde, daha karmaşık ticari gelişmeler yaşanmıştır. De- ğiş tokuş aracı, değeri bakımından standartlaştırıldıktan sonra, belirli bir miktarda ve belirli bir süre için para bi- riktirmek, borç almak ve vermek daha kolaylaşmıştır. Bu sürede bazı tüccarlar para ile ilgili iş yapmaya başlamış ve böylece bankacılık doğmuştur. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Para kullanımının, ilk zamanlarda ekonomik hayatta ciddi birtakım belirsizlikler ve karışıklıklara yol açtı- ğına *** DIL r B) Bir alım satım aracının etkin kullanımının, onun de- ğeri üzerinde uzlaşmayla mümkün olduğuna C) Bir ekonomik gelişmenin, yeni iş alanlarının ve sek- törlerin ortaya çıkmasının yolunu açabildiğine HO D) İnsanlık tarihi boyunca ticaret hayatında birbirinden farklı takas yöntemlerinin uygulandığına E) Para kullanımının, çok yönlü ekonomik faaliyetler daha önceki alım satım yöntemlerine kıyasla daha da kolaylaştırdığına hirazda uy- in aklına sokuyor?
Öykülerde yarattığım karakterlerin gerçek yaşam-
dan seçildiğini açıkça söylerim ve bunun sorun
yaratacağını da düşünmem. Kaldı ki bir yazar ola-
rak sanatınızı, başkalarının alınganlıklarını hesap
ederek geliştiremezsiniz.
Bunları söyleyen sanatçıyla ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisi çıkarılabilir?
A) Her yazarın birbirinden farklı nitelikler taşıdığı-
ni düşünmektedir.
(B))Öykü yazma yönteminin doğruluğunu savun-
maktadır.
C) Öykülerinin hak ettiği değeri görmediğine inan-
maktadır.
D) Alingan insanlara karşı ön yargılıdır.
E) Kendi yaşantısının irdelenmesinden hoşlan-
mamaktadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Öykülerde yarattığım karakterlerin gerçek yaşam- dan seçildiğini açıkça söylerim ve bunun sorun yaratacağını da düşünmem. Kaldı ki bir yazar ola- rak sanatınızı, başkalarının alınganlıklarını hesap ederek geliştiremezsiniz. Bunları söyleyen sanatçıyla ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi çıkarılabilir? A) Her yazarın birbirinden farklı nitelikler taşıdığı- ni düşünmektedir. (B))Öykü yazma yönteminin doğruluğunu savun- maktadır. C) Öykülerinin hak ettiği değeri görmediğine inan- maktadır. D) Alingan insanlara karşı ön yargılıdır. E) Kendi yaşantısının irdelenmesinden hoşlan- mamaktadır.
10. Sürekli göz ucuyla, bana pis pis bakan o sinsi kara
gözleri kollamak biraz randımanımı düşürdü. Yine
de bana bayıldılar. Hatta ilginin bu kadar üzerimde
toplanması adamdan biraz rol çalmama neden oldu.
Gerçi bundan şikâyetçi olduğunu sanmıyorum. Öyle
pek dikkat çekmeyi seven bir tip değil. Eve ilk girişi-
miz çok komikti. Bir tür düğüm olayı yaşandı. Adam,
âdeti olduğu üzere yeni gittiği evin tüm ihtiyaçlarını
karşılama içgüdüsüyle bin tane paketle gelmişti. Bir
eliyle de benim kutumu taşıyordu. Kadın bizi içeri
alıp ailesine takdim ettikten sonra aceleyle torbaları
almaya çalıştı. Ancak parmakları naylonlara sıkıştı,
ikisi bir ara düğüm olup ayrılamadılar.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han-
gisi yoktur?
A) Öznellik bildiren yargılara yer verilmiştir.
B) Gözleme dayalı ayrıntılara başvurulmuştur.
C) Olayların oluş sırasıyla anlatımına başvurul-
muştur.
D) Deyimlere yer verilmiştir.
E) Örneklerle anlatım zenginleştirilmiştir.
HIN
VE
12.
BEZK
157
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
10. Sürekli göz ucuyla, bana pis pis bakan o sinsi kara gözleri kollamak biraz randımanımı düşürdü. Yine de bana bayıldılar. Hatta ilginin bu kadar üzerimde toplanması adamdan biraz rol çalmama neden oldu. Gerçi bundan şikâyetçi olduğunu sanmıyorum. Öyle pek dikkat çekmeyi seven bir tip değil. Eve ilk girişi- miz çok komikti. Bir tür düğüm olayı yaşandı. Adam, âdeti olduğu üzere yeni gittiği evin tüm ihtiyaçlarını karşılama içgüdüsüyle bin tane paketle gelmişti. Bir eliyle de benim kutumu taşıyordu. Kadın bizi içeri alıp ailesine takdim ettikten sonra aceleyle torbaları almaya çalıştı. Ancak parmakları naylonlara sıkıştı, ikisi bir ara düğüm olup ayrılamadılar. Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han- gisi yoktur? A) Öznellik bildiren yargılara yer verilmiştir. B) Gözleme dayalı ayrıntılara başvurulmuştur. C) Olayların oluş sırasıyla anlatımına başvurul- muştur. D) Deyimlere yer verilmiştir. E) Örneklerle anlatım zenginleştirilmiştir. HIN VE 12. BEZK 157
Gece sol tarafına yatmışsa Popinga olmayacak rüyalar görür,
The
nefesi daralır, sayıklar, solur, inler durur; böylece Madam
Piginda'yı uyandırmış olur, o da kocasını sağına döndürür, tekrar
eski güzel rüyalarına döner, mışıl mışıl uyurdu. Bu gece de sol
tarafına yatmıştı ama hiç de fena rüyalar görmemişti. Aksine!
En tuhafı sabahları kolay kolay uyanamaz kendine gelemezken
o sabah hem de sol tarafına yattığı hâlde, çabuk uyanmış ve
dakikasında da kendini toplayabilmişti. Onu uyandıran hafif bir
somya gıcırtısı olmuştu. Daha gözlerini açmadan aklı başında idi.
Hâlbuki her sabah o bu saatte uyansa bile şöyle bir döner, kendi
kendine daha yarım saatim var, diye düşünür, gene dalardı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır bas-
maktadır?
A) Öyküleme
C) Açıklama
E) Tartışma
B) Betimleme
D) Kişileştirme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Gece sol tarafına yatmışsa Popinga olmayacak rüyalar görür, The nefesi daralır, sayıklar, solur, inler durur; böylece Madam Piginda'yı uyandırmış olur, o da kocasını sağına döndürür, tekrar eski güzel rüyalarına döner, mışıl mışıl uyurdu. Bu gece de sol tarafına yatmıştı ama hiç de fena rüyalar görmemişti. Aksine! En tuhafı sabahları kolay kolay uyanamaz kendine gelemezken o sabah hem de sol tarafına yattığı hâlde, çabuk uyanmış ve dakikasında da kendini toplayabilmişti. Onu uyandıran hafif bir somya gıcırtısı olmuştu. Daha gözlerini açmadan aklı başında idi. Hâlbuki her sabah o bu saatte uyansa bile şöyle bir döner, kendi kendine daha yarım saatim var, diye düşünür, gene dalardı. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır bas- maktadır? A) Öyküleme C) Açıklama E) Tartışma B) Betimleme D) Kişileştirme
CABILO Swing
cool
PARAGRAFTA ANLATIM BİÇİMLERİ
nedeniyle ara ver-
uşumları çok özel.
rdığı sahilde bir do-
kayalıkların içleri-
iz ortasında kendi-
e seyir keyfi sunu-
yüledi ve gece bu-
va kararınca bir fe-
arında hızla yürü-
ni fark ettim. Uzun
m. Eşine az rast-
in.
dakilerden han-
B) Benzetme
D) Soyutlama
ara girdik. Bu-
ekipman yok-
z. Onun yeri-
Sy meydanın-
ehane bulu-
kkaldan ala-
s köy kahval-
ndinizi deniz
mutlaka sıkı
onra denize
lin
APOIEMI
7. Türkiye'de düzenlenen kitap fuarlarının geçmişi
birkaç yıllık değildir, biraz eskiye dayanır. Ülkemiz-
de ilk kitap sergisi, ta 1929 yılında Türk Ocağı ta-
rafından açılan Türk Matbaacılığının İki Yüzüncü
Yıl Dönümü adlı bir sergiydi. Selim Nüzhet Ger-
çek 1932 yılında Kitap Panayırı adıyla İstanbul Üni-
versitesi Meydanı'nda bir kitap sergi açmıştı. Sa-
dece 20 standın olduğu sergiye ilgi büyük olmuş-
tu. 1933 yılında Ankara'da İsmet Paşa Kız Ensti-
tüsü ile Ticaret Lisesi mekânlarında Maarif Vekâ-
leti tarafından bir Maarif Sergisi açıldı. Bu sergi
kapsamında Ticaret Lisesinin bahçesinde bir de
** kitap fuarı düzenlendi. İstanbul'da 15 Ocak 1938
tarihinde Beyoğlu Halkevi tarafından açılan kitap
sergisi 1936 ve 1937 yıllarına ait kitapları bir ara-
ya getirdi. O dönemden sonra kitap fuarları önem-
li bir ihtiyacı karşıladığı için her yıl düzenlenmeye
başlar.
8.
Bu parçada yazar ilk cümlesindeki savını inan-
dırıcı kılmak için aşağıdakilerden hangisine
başvurmuştur?
A) Farklı düşünceleri öne çıkarma
B) Okurun duygu dünyasına seslenme
C) Konuyla ilgili alıntılar yapma
Örneklere yer verme
E) Tarihî güzellikleri vurgulama
Bu camiyi
daki, mir
kiye'd
ğa r
Sturmas
tek far
in der
çatı kirişleri
şap işçiliğir
irkaç cam
niz. Burar
dönem
ür-
ustali-
geniş al
n kişini
düşün
Mihrap,
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
CABILO Swing cool PARAGRAFTA ANLATIM BİÇİMLERİ nedeniyle ara ver- uşumları çok özel. rdığı sahilde bir do- kayalıkların içleri- iz ortasında kendi- e seyir keyfi sunu- yüledi ve gece bu- va kararınca bir fe- arında hızla yürü- ni fark ettim. Uzun m. Eşine az rast- in. dakilerden han- B) Benzetme D) Soyutlama ara girdik. Bu- ekipman yok- z. Onun yeri- Sy meydanın- ehane bulu- kkaldan ala- s köy kahval- ndinizi deniz mutlaka sıkı onra denize lin APOIEMI 7. Türkiye'de düzenlenen kitap fuarlarının geçmişi birkaç yıllık değildir, biraz eskiye dayanır. Ülkemiz- de ilk kitap sergisi, ta 1929 yılında Türk Ocağı ta- rafından açılan Türk Matbaacılığının İki Yüzüncü Yıl Dönümü adlı bir sergiydi. Selim Nüzhet Ger- çek 1932 yılında Kitap Panayırı adıyla İstanbul Üni- versitesi Meydanı'nda bir kitap sergi açmıştı. Sa- dece 20 standın olduğu sergiye ilgi büyük olmuş- tu. 1933 yılında Ankara'da İsmet Paşa Kız Ensti- tüsü ile Ticaret Lisesi mekânlarında Maarif Vekâ- leti tarafından bir Maarif Sergisi açıldı. Bu sergi kapsamında Ticaret Lisesinin bahçesinde bir de ** kitap fuarı düzenlendi. İstanbul'da 15 Ocak 1938 tarihinde Beyoğlu Halkevi tarafından açılan kitap sergisi 1936 ve 1937 yıllarına ait kitapları bir ara- ya getirdi. O dönemden sonra kitap fuarları önem- li bir ihtiyacı karşıladığı için her yıl düzenlenmeye başlar. 8. Bu parçada yazar ilk cümlesindeki savını inan- dırıcı kılmak için aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur? A) Farklı düşünceleri öne çıkarma B) Okurun duygu dünyasına seslenme C) Konuyla ilgili alıntılar yapma Örneklere yer verme E) Tarihî güzellikleri vurgulama Bu camiyi daki, mir kiye'd ğa r Sturmas tek far in der çatı kirişleri şap işçiliğir irkaç cam niz. Burar dönem ür- ustali- geniş al n kişini düşün Mihrap,
6.
A
TYT / Türkçe
Şiir koşusuna 1966'da Geceleyin Bir Koşu adlı şiir
kitabıyla başlayan sosyalist dünya görüşünü yansıttığı
bu şiirlerini 1969'da Evet Isyan ile geliştiren Ismet
Özel, 1974'ten sonra İslamcı bir dünya görüşüyle şiirler
yazmaya başlar ve Celladıma Gülümserken, Erbain ile bu
çizgiyi devam ettirir.
Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden hangisine
kesinlikle ulaşılamaz?
A) Ismet Özel'in ilk şiir kitabı belli bir dünya görüşüne
dayanmaktadır.
B) Ismet Özel'in dünyaya bakışında farklı dönemler
olmuş, bu da şiirine yansımıştır.
C) 1974'ten sonra Ismet Özel, önceki şiir üslubunu
tamamen terk eder.
D) Evet Isyan adlı şiir kitabı, ilk şiir kitabının öz
bakımından ileri taşınmış şeklidir.
E) Sanatçının, Celladıma Gülümserken ile Evet Isyan
adlı şiir kitapları, farklı dünya görüşlerini yansıtmıştır.
7. Hayatım boyunca yazdım ve hayatım boyunca nasıl
yazmak gerektiğini anlatan kitapları okumaktan kaçındım
çünkü yazmak insanın içinden akıp gelen bir nehir olup
bu nehir, akışı değiştiren müdahaleleri kaldırmaz.
Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Sanatçıların kendilerini başkalarıyla kıyaslamaları,
başarılarının önündeki en büyük engeldir.
A
B) Yazarlıkta sürekliliği yakalamak, insanın sadece
kendi içindeki güce inanıp başkalarının önerilerinden
kaçmakla olur.
C) Insanlar kendi sınırlarını bildiklerinde hiçbir alanda
gereksiz çabaya girmezler.
D) Başarılı olmak isteyen sanatçı, başkalarının izinden
giderse özgünlüğünden uzaklaşır.
E) Başkalarından alınan fikirlerle sanata adım atanlar,
edebiyatta kalıcı olamaz.
8.
Palme Yayınevi
5
PLM/011/21
İşte kurşun kubbeler şehri Istanbul'dasın
Havada kaçan bulutların hışırtısı
Karaköy çarşısından geçen tramvaylanın camlanna yağmur yağıyor
Yenicami Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler
Hiç kımıldamıyorlar
Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor
0-
A
Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi
yoktur?
A) Ünsüz türemesi
B) Ünlü daralması
C) Ünsüz değişimi
D) Kaynaştırma ünsüzü
E) Ünly düşmesi
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. A TYT / Türkçe Şiir koşusuna 1966'da Geceleyin Bir Koşu adlı şiir kitabıyla başlayan sosyalist dünya görüşünü yansıttığı bu şiirlerini 1969'da Evet Isyan ile geliştiren Ismet Özel, 1974'ten sonra İslamcı bir dünya görüşüyle şiirler yazmaya başlar ve Celladıma Gülümserken, Erbain ile bu çizgiyi devam ettirir. Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden hangisine kesinlikle ulaşılamaz? A) Ismet Özel'in ilk şiir kitabı belli bir dünya görüşüne dayanmaktadır. B) Ismet Özel'in dünyaya bakışında farklı dönemler olmuş, bu da şiirine yansımıştır. C) 1974'ten sonra Ismet Özel, önceki şiir üslubunu tamamen terk eder. D) Evet Isyan adlı şiir kitabı, ilk şiir kitabının öz bakımından ileri taşınmış şeklidir. E) Sanatçının, Celladıma Gülümserken ile Evet Isyan adlı şiir kitapları, farklı dünya görüşlerini yansıtmıştır. 7. Hayatım boyunca yazdım ve hayatım boyunca nasıl yazmak gerektiğini anlatan kitapları okumaktan kaçındım çünkü yazmak insanın içinden akıp gelen bir nehir olup bu nehir, akışı değiştiren müdahaleleri kaldırmaz. Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sanatçıların kendilerini başkalarıyla kıyaslamaları, başarılarının önündeki en büyük engeldir. A B) Yazarlıkta sürekliliği yakalamak, insanın sadece kendi içindeki güce inanıp başkalarının önerilerinden kaçmakla olur. C) Insanlar kendi sınırlarını bildiklerinde hiçbir alanda gereksiz çabaya girmezler. D) Başarılı olmak isteyen sanatçı, başkalarının izinden giderse özgünlüğünden uzaklaşır. E) Başkalarından alınan fikirlerle sanata adım atanlar, edebiyatta kalıcı olamaz. 8. Palme Yayınevi 5 PLM/011/21 İşte kurşun kubbeler şehri Istanbul'dasın Havada kaçan bulutların hışırtısı Karaköy çarşısından geçen tramvaylanın camlanna yağmur yağıyor Yenicami Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler Hiç kımıldamıyorlar Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor 0- A Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur? A) Ünsüz türemesi B) Ünlü daralması C) Ünsüz değişimi D) Kaynaştırma ünsüzü E) Ünly düşmesi Diğer sayfaya geçiniz.
anatkâr ile
hapsetmiş
sanatkârın
ğlarsanız
ecburiye-
nilmeyen
setmek"
hangi-
ata hiz-
emeye
masını
amen
mak
8.
Kendini aydın zanneden birçok kişi gibi yaptıklan
söyledikleri ile çelişmez onun. Yaşayışı düşüncele-
rini tamamlar. Görevinin sadece doğruyu göstermek
değil aynı zamanda doğru olmayan ile savaşmak, iyiyi
ve güzeli korumak olduğunun bilincindedir. Gözünü
budaktan hiç sakınmaz. Kötümserliğe ve umutsuzluğa
hiç kapılmaz.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenen-
ler aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Düşünceleriyle hareket etmekten vazgeçmemek -
hiçbir şeyden çekinmemek
B) Fikirleriyle yaşamayı tercih etmek - atacağı adım-
lardan hiçbir şekilde vazgeçmemek
Yaşantı biçimi, düşünceleriyle uyumlu olmak - teh-
likeli işlere atılmaktan çekinmemek
Yaşam biçimini düşüncelerine göre ayarlamak -
hayatında çekinecek hiçbir şeyi olmamak
E) Yaşadıklarından hiç kimseye hesap vermemek -
korkusuzca her tehlikeye atılmak
V. E
Yuka
birbi
mışt
A) I
3. Öyle
ğımı
Bu c
rin
A)
B)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
anatkâr ile hapsetmiş sanatkârın ğlarsanız ecburiye- nilmeyen setmek" hangi- ata hiz- emeye masını amen mak 8. Kendini aydın zanneden birçok kişi gibi yaptıklan söyledikleri ile çelişmez onun. Yaşayışı düşüncele- rini tamamlar. Görevinin sadece doğruyu göstermek değil aynı zamanda doğru olmayan ile savaşmak, iyiyi ve güzeli korumak olduğunun bilincindedir. Gözünü budaktan hiç sakınmaz. Kötümserliğe ve umutsuzluğa hiç kapılmaz. Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenen- ler aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir? A) Düşünceleriyle hareket etmekten vazgeçmemek - hiçbir şeyden çekinmemek B) Fikirleriyle yaşamayı tercih etmek - atacağı adım- lardan hiçbir şekilde vazgeçmemek Yaşantı biçimi, düşünceleriyle uyumlu olmak - teh- likeli işlere atılmaktan çekinmemek Yaşam biçimini düşüncelerine göre ayarlamak - hayatında çekinecek hiçbir şeyi olmamak E) Yaşadıklarından hiç kimseye hesap vermemek - korkusuzca her tehlikeye atılmak V. E Yuka birbi mışt A) I 3. Öyle ğımı Bu c rin A) B)
3. Acemi olmadan şiir yazılmaz. Şair, o ilk günkü acemiliğini
hep bir köşede saklamalıdır. Şair önce usta, sonra çırak
olur. İyi şiir, şairin kendini kasmadan yazması hâlinde el-
de edilebilir. Burada sözünü ettiğim "acemilik", becerik-
sizce yazmak demek değil; yeni bir şiir dilini yakalaması,
ortaya farklı şeyler koyabilmesi, bundan asla korkmaması,
çekinmemesi demektir. Dolayısıyla sözünü ettiğim acemi-
lik, elbette "ilk günkü acemilik" değildir. Açılımlar yapmak-
tan, denenmemişi denemekten korkmamak; şiirini tazele-
me imkân ve gücüne sahip olmak demektir.
Bu parçada yazarın "acemilik" sözüyle şairlerle ilgili
olarak anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiirlerde düzeltmeler yapmak
B) Duyguları olduğu gibi yansıtmak
C) Şiirde içerikle biçimi bir potada eritmek
D) Daha büyük şairlerin olduğunu unutmamak
E) Yeni ve özgün şiirler yazma çabası içinde olmak
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Acemi olmadan şiir yazılmaz. Şair, o ilk günkü acemiliğini hep bir köşede saklamalıdır. Şair önce usta, sonra çırak olur. İyi şiir, şairin kendini kasmadan yazması hâlinde el- de edilebilir. Burada sözünü ettiğim "acemilik", becerik- sizce yazmak demek değil; yeni bir şiir dilini yakalaması, ortaya farklı şeyler koyabilmesi, bundan asla korkmaması, çekinmemesi demektir. Dolayısıyla sözünü ettiğim acemi- lik, elbette "ilk günkü acemilik" değildir. Açılımlar yapmak- tan, denenmemişi denemekten korkmamak; şiirini tazele- me imkân ve gücüne sahip olmak demektir. Bu parçada yazarın "acemilik" sözüyle şairlerle ilgili olarak anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiirlerde düzeltmeler yapmak B) Duyguları olduğu gibi yansıtmak C) Şiirde içerikle biçimi bir potada eritmek D) Daha büyük şairlerin olduğunu unutmamak E) Yeni ve özgün şiirler yazma çabası içinde olmak
1. Felsefe tarihini, düşünürleri, felsefenin gelişimini konuş-
tuğumuz zaman bilgi aktarımında bulunduğumuz kesin.
Ne var ki benim şu anda uyguladığım felsefe, bilgi akta-
rimından çok farklı, buradaki aktarım soru sormaktan alı-
nan zevkin aktarımı. Gün görmemiş savlar üretme, akıl yü-
rütme ve kendi eleştirel aklını oluşturma yolunda alınan
zevki aktarma. Okul dediğimiz şey, belki hepsi değil ama
büyük çoğunluğu bir formatlama merkezine dönüşmüş,
yetişkinle kurulan ilişkinin tamamen dikey olduğu bir yer
hâline gelmiş. Felsefi sorgulama ya da tartışma ise tama-
men yatay, herkesin aynı düzeyde olduğu bir iletişim bi-
çimidir.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Yepyeni düşünceler öne sürme
B) Sorgulayıcı bir bakış açısı kazanma
C) Belli bir hiyerarşiye dayanma
D) Kişisel farklılığı ortadan kaldırma
E) İnsanlara eşit yaşam koşulları sunma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Felsefe tarihini, düşünürleri, felsefenin gelişimini konuş- tuğumuz zaman bilgi aktarımında bulunduğumuz kesin. Ne var ki benim şu anda uyguladığım felsefe, bilgi akta- rimından çok farklı, buradaki aktarım soru sormaktan alı- nan zevkin aktarımı. Gün görmemiş savlar üretme, akıl yü- rütme ve kendi eleştirel aklını oluşturma yolunda alınan zevki aktarma. Okul dediğimiz şey, belki hepsi değil ama büyük çoğunluğu bir formatlama merkezine dönüşmüş, yetişkinle kurulan ilişkinin tamamen dikey olduğu bir yer hâline gelmiş. Felsefi sorgulama ya da tartışma ise tama- men yatay, herkesin aynı düzeyde olduğu bir iletişim bi- çimidir. Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Yepyeni düşünceler öne sürme B) Sorgulayıcı bir bakış açısı kazanma C) Belli bir hiyerarşiye dayanma D) Kişisel farklılığı ortadan kaldırma E) İnsanlara eşit yaşam koşulları sunma
EDENEN
9. Canlı ya da cansız varlıkların yaydığı enerji fotoğ
lenebilmektedir. Bu enteresan makine, tamamen
rafları kirliyan tekniği denilen bir teknikle görüntü-
bir tesadüf sonucu Rus mühendis Semyon Davi-
tarafından bulunmuştu. 1939 yılında Ukrayna'nın
dovich Kirlian ve eşi Valentina Khrisanova Kirlian
Krasnodar kentindeki laboratuvarında elektrote-
rapi makinesini tamir etmeye çalışırken dalgın-
bir şok yaşadı. Şokla birlikte büyük bir elektrik
lıkla elini bir elektroda fazla yaklaştıran Kirliyan,
olayı araştıran Kirliyan, kıvılcımın hizasına ışığa
duyarlı bir malzeme koymaya karar verdi. İkinci
kıvılcımı ve parlak bir ışık gördü. Meraklanıp
denemesinde bu işığın görüntüsünün fotoğrafını
hale halinde bir ışık demeti gören Kirliyan, her izin
üzerinde izi kalan parmak uçlarının çevresinde de
çekmeyi başarmıştı. Filmi banyo ederken kâğıdın
değişik bir modeli olduğunu fark etti. Bu konuy-
la çok ilgilendiği için bundan sonraki 40 yılını
bu makine ile çalışmalarına verdi. Bir gün yine
makinesi ile çalışmalar yaparken her zamanki
normal sonuçları alamadığını gördü. Bozuk oldu-
ğunu düşünerek makineyi söktü, makinede bir
hata ya da bozukluk aradı ama bulamadı. Daha
sonra karısını çağırıp denemeyi onun üzerinde
yapınca normal sonuçlar almaya başladı. Olayın
nedenleri birkaç saat sonra meydana çıkmıştı.
Kirliyan kendi üzerinde denemeler yaptığı sırada
henüz belirtileri ortaya çıkmamasına karşın gribe
yakalanmış durumdaydı.
PARAGRAF DENEMELERİ
----
böl
ça
Bu parçanın sonuna getirilecek,
1. Kirliyan makinesi hastalıkları haber veriyordu.
II. Makinenin verdiği değişik sonuçlar hastalığın
habercisiydi.
III. Daha sonra hasta ve sağlıklı bitkilerle çeşitli
denemeler yaptılar.
10. Ber
yargılarının doğru sıralaması aşağıdakilerden
hangisinde verilmiştir?
A) II, III, I
B) II, I, III
C) II, II, I
D) III, I, II
E) I, III, III
lev
gü
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
EDENEN 9. Canlı ya da cansız varlıkların yaydığı enerji fotoğ lenebilmektedir. Bu enteresan makine, tamamen rafları kirliyan tekniği denilen bir teknikle görüntü- bir tesadüf sonucu Rus mühendis Semyon Davi- tarafından bulunmuştu. 1939 yılında Ukrayna'nın dovich Kirlian ve eşi Valentina Khrisanova Kirlian Krasnodar kentindeki laboratuvarında elektrote- rapi makinesini tamir etmeye çalışırken dalgın- bir şok yaşadı. Şokla birlikte büyük bir elektrik lıkla elini bir elektroda fazla yaklaştıran Kirliyan, olayı araştıran Kirliyan, kıvılcımın hizasına ışığa duyarlı bir malzeme koymaya karar verdi. İkinci kıvılcımı ve parlak bir ışık gördü. Meraklanıp denemesinde bu işığın görüntüsünün fotoğrafını hale halinde bir ışık demeti gören Kirliyan, her izin üzerinde izi kalan parmak uçlarının çevresinde de çekmeyi başarmıştı. Filmi banyo ederken kâğıdın değişik bir modeli olduğunu fark etti. Bu konuy- la çok ilgilendiği için bundan sonraki 40 yılını bu makine ile çalışmalarına verdi. Bir gün yine makinesi ile çalışmalar yaparken her zamanki normal sonuçları alamadığını gördü. Bozuk oldu- ğunu düşünerek makineyi söktü, makinede bir hata ya da bozukluk aradı ama bulamadı. Daha sonra karısını çağırıp denemeyi onun üzerinde yapınca normal sonuçlar almaya başladı. Olayın nedenleri birkaç saat sonra meydana çıkmıştı. Kirliyan kendi üzerinde denemeler yaptığı sırada henüz belirtileri ortaya çıkmamasına karşın gribe yakalanmış durumdaydı. PARAGRAF DENEMELERİ ---- böl ça Bu parçanın sonuna getirilecek, 1. Kirliyan makinesi hastalıkları haber veriyordu. II. Makinenin verdiği değişik sonuçlar hastalığın habercisiydi. III. Daha sonra hasta ve sağlıklı bitkilerle çeşitli denemeler yaptılar. 10. Ber yargılarının doğru sıralaması aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir? A) II, III, I B) II, I, III C) II, II, I D) III, I, II E) I, III, III lev gü
A
Türkçe
rdım
verlik
görül
A
25. Uzun vadede tüm toplumun ve gelecek nesillerin dün-
yada rahat bir yaşam sürdürebilmesi için yapılması ge-
reken, çocuklarımıza değerler eğitimini hakkıyla öğret-
mektir. Lüks hırsına gem vurmayı öğrenen çocuk, daha
azıyla da mutlu olmayı öğreniry Elindekini başkasıyla
bölüşmeyi öğrenirse hem kendisinin hem karşısındaki-
nim memnun olduğuna tanık olur Farklı düşünce ve an-
layıştakilerle ortak paydalarını çoğaltması telkin edilen
çocuk, saygın bir konuma yerleşir. Cezalandırılmaktan
korkmadan doğruları söyleyebilen çocuk, kendisini gü- →
vende hisseder/ Dünya ne kadar hızlı bir değişim yaşar-
sa yaşasın bu've buna benzer değerler çocuklarımızın
yolunu aydınlatan birer kandil olmayı sürdürecektir.
Bu parçanın yazarı, çocuklara kazandırılması gere-
ken değerlerle ilgili aşağıdakilerin hangisine doğru-
dan gönderme yapmamıştır?
A) Hoşgörülülük
C) Yardımseverlik
Sorumluluk
D) Sadelik
Dürüstlük
A
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A Türkçe rdım verlik görül A 25. Uzun vadede tüm toplumun ve gelecek nesillerin dün- yada rahat bir yaşam sürdürebilmesi için yapılması ge- reken, çocuklarımıza değerler eğitimini hakkıyla öğret- mektir. Lüks hırsına gem vurmayı öğrenen çocuk, daha azıyla da mutlu olmayı öğreniry Elindekini başkasıyla bölüşmeyi öğrenirse hem kendisinin hem karşısındaki- nim memnun olduğuna tanık olur Farklı düşünce ve an- layıştakilerle ortak paydalarını çoğaltması telkin edilen çocuk, saygın bir konuma yerleşir. Cezalandırılmaktan korkmadan doğruları söyleyebilen çocuk, kendisini gü- → vende hisseder/ Dünya ne kadar hızlı bir değişim yaşar- sa yaşasın bu've buna benzer değerler çocuklarımızın yolunu aydınlatan birer kandil olmayı sürdürecektir. Bu parçanın yazarı, çocuklara kazandırılması gere- ken değerlerle ilgili aşağıdakilerin hangisine doğru- dan gönderme yapmamıştır? A) Hoşgörülülük C) Yardımseverlik Sorumluluk D) Sadelik Dürüstlük A
TYT/ Türkçe
27. Fakir Baykurt'un bütün romanlarında konular, Yaşar Ke-
mal'den farklı olarak büyük toprak sahipleri ve onlara
bağımlı köylüler arasındaki çatışmalarla ilgili değildir.
Yazar, tersine köy halkı arasındaki çatışmaların tahrip
edici etkilerini ele almaktadır. Söz gelimi Yılanların Öcü,
Irazcanın Dirliği ve Kara Ahmet Destanı'nda konunun çe-
kirdeğini; onlara aktarılan namus ve kin düşünceleriyle
sürüklenen, birbirlerinin yaşamlarını güçleştiren, fakir
yaşam koşullarını iyileştirmelerinde birbirlerini karşılıklı
olarak engelleyen, köydeki iki aile arasındaki acımasız
düşmanlık oluşturmaktadır. Uzun yıllar öğretmenlik yap-
mış olan yazar, düşmanlığın ve zalimliğin temel nedeni
olarak köylülerin bilgisizliğini ve cahilliğini görmekte ve
yaşam koşullarının düzeltilmesi için her şeyden önce
aydınlatılma ve eğitimi şart koşmaktadır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Açıklama
C) Örneklendirme
By Tanık gösterme
Janik
D) Karşılaştırma
E) Sessel yineleme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/ Türkçe 27. Fakir Baykurt'un bütün romanlarında konular, Yaşar Ke- mal'den farklı olarak büyük toprak sahipleri ve onlara bağımlı köylüler arasındaki çatışmalarla ilgili değildir. Yazar, tersine köy halkı arasındaki çatışmaların tahrip edici etkilerini ele almaktadır. Söz gelimi Yılanların Öcü, Irazcanın Dirliği ve Kara Ahmet Destanı'nda konunun çe- kirdeğini; onlara aktarılan namus ve kin düşünceleriyle sürüklenen, birbirlerinin yaşamlarını güçleştiren, fakir yaşam koşullarını iyileştirmelerinde birbirlerini karşılıklı olarak engelleyen, köydeki iki aile arasındaki acımasız düşmanlık oluşturmaktadır. Uzun yıllar öğretmenlik yap- mış olan yazar, düşmanlığın ve zalimliğin temel nedeni olarak köylülerin bilgisizliğini ve cahilliğini görmekte ve yaşam koşullarının düzeltilmesi için her şeyden önce aydınlatılma ve eğitimi şart koşmaktadır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Açıklama C) Örneklendirme By Tanık gösterme Janik D) Karşılaştırma E) Sessel yineleme