Anlatım Biçimleri Soruları

TYT 1. 2. AD SOYAD Bu parçada aşağıdaki anlatım ilkelerinden hangisine değinilmemiştir? A) Özgünlük B) Yalınlık D) Açıklık STARO 2 Güzel yazı, süsten ve zorlamadan uzak; hayatın akışına, gerçekliğine uygun olmalıdır. Anlatılmak istenen düşünce, berrak olmalı ve insanın kafasını allak bullak etmediği gibi her satırında okuyucuyu düşündürebilmelidir de. Eğer bir yazıda bunlar varsa o yazı güzeldir. EnYoğunluk EhYoğur 3 4 5 CÜMLEDE KAVRAMLAR VE A 3. A B Steinbeck, insan gerçeğini en iyi yakalamış C C) Doğallık D

depicte ak ri - gial vardir? A) Açıklama B) Betimle D) Örnekleme ->A E) Karşılaşt Vapur Doğu Akdeniz limanlarından birine yaklaştı. ğı zaman ortalık kararmaya başlamıştı. Güneşin bi. raz evvel battığı, denizle bulutların birbirine karış tiği yerde katmer katmer turuncu yığınlar, bunun karşısında, Torosların üzerinde ise, karlı tepeleri sa- ran al al tüller vardı. Vapur kisa, kalın bir şeydi. K çı pek suya batmış, burnu pek havaya kalkmış gi bi yürüyordu. Elli beş yaşındaki makine, kendisiyle aynı yaşta olan tekneyi, sıtmaya tutulmuş gibi zan- gır zangır titretiyordu. Yarım asırdan beri fırçalanıp silinmekten yarı yarıya incelmiş ve aralarındaki zit. ti dökülmüş olan güverte tahtaları, sıcakta yan ya- tıp hızlı hızlı soluk alan sıska bir köpeğin kaburga- ları gibi kımıldayıp duruyordu. SC Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han- gisi yoktur? A) Söz tekrarlarıyla ahenk sağlama BFarklı duyulara hitap eden unsurlara yer verme Ce Benzetme yapma D) Soyut kavramlari somutlaştırma E) Öyküleyici bir anlatım benimseme 17 A) Tartışma - Açı B) Karşılaştırma C) Tanımlama - D) Öyküleme - H E) Örnekleme - meler y Bu parçanın anla lerine başvurulm 7. Neden eskisi g ediyor musunu 30-40 yıl içerisin mik değişiklikle olarak yetişkinl neslin daha çok mik bağımsızlık lerinde Goeil

8. Bir eleştirmen, ele alacağı sanatçıyı ve eseri iyi tanıma- lidir. Bunun için, incelediklerine kendini aşarak yaklaş- malıdır. İncelediği ögeyi basamak yaparak içini dökmek- ten, kendi özel duygu ve düşüncelerini, ön yargılarını belirtmekten kaçınmalı; kendi görgü ve yaşantılarını an- latmaktan sakınmalıdır. Okurlara sanatçının gücü yeri- ne kendi gücünü göstermekten çekinmeli; duygu, sez- gi ve akıl gücünü eleştiri ögesini anlamaya, çözümle- meye ve ayrıntılara inerek açıklamaya vermelidir. 88 Bu parçaya göre eleştirmenlerden beklenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Eleştirilerinde evrensel nitelikler içeren zevk anlayı- şını esas alması B) Yaptığı işin sanat eseri ortaya koymak değil, bir de- ğer belirleme olduğunu unutmaması Cy Düşüncelerini süslemeden, olduğu gibi ve açık bir şekilde ortaya koyması D) Ortaya koyduğu değerlendirmeleri mutlaka gerek- çelendirmesi E) Eleştirinin sadece eserin olumsuzluklarını ortaya koymak olmadığının bilincinde olması PARAGRAF

n i S 0 Şimdi sizinle basit bir oyun oynayalım. Bir dakika boyun- şın... Hay aksi, hiçbir zaman aklınıza gelmeyecek olan o ca hiçbir biçimde beyaz bir ayıyı düşünmemeye çalı-( beyaz ayı şu an gözünüzün önünde mi yoksa? Bu oyunu sizden önce Rus edebiyatının ünlü ismi Dostoyevski de oynamış olmalı ki Yaz İzlenimleri üzerine "Kış Notları" adlı kitabında şunları yazmış: "Kendine görev ver. Kutup ayısını düşünmemeye çalış. Göreceksin ki her dakika aklına gelmeye başlayacak." Dostoyevski'nin bu sözüyle 25 yıl önce karşılaşan sosyal psikolog Profesör Daniel Wegner, bu konu hakkında bir deney yapmaya karar vermiş. Deneyin bir bölümünde katılımcılara şu direktifi vermiş: "Lütfen daha önce olduğu gibi aklınız- dan ne geçtiğini söyleyin ama bir istisna dışında. Bu kez beyaz bir ayıyı aklınıza getirmemeye çalışın. Ne zaman beyaz ayı derseniz, ya da ne zaman aklınıza beyaz ayı gelirse önünüzdeki zile basın." Deneyin devamında deneklerden birinin bile beyaz ayıyı düşünmeden dura- madığı sonucuna ulaşmış. Neden beyaz ayı derseniz, aslında herhangi bir nedeni yok. Sonuçta beyaz ayı zaten normalde hiç kimsenin düşüneceği bir şey değil. II. Beyaz ayı burada aslında istenmeyen düşünceleri temsil ediyor. Kendimizi belirli bir şey hakkında düşün- memeye şartladığınızda yemek, sigara, alkol ya da eski sevgiliniz, her ne olursa olsun, o şey hakkında tuhaf bir biçimde daha çok düşünmeye başlıyoruz. 24. I. Bu iki parçanın birbiriyle ilişkisiyle ilgili olarak aşağı- daki yargılardan hangisi doğru değildir? A) I. parça, II. parçada belirtilen ana düşünceyi söylemek için bir ön hazırlık niteliğindedir. B) II. parça, I. parçada anlatılanları toparlayan bir temel düşünceyi içermektedir. II) parça, I. parçada anlatılanların kanıtlanmış sonuçla- rını içermektedir. D) I. parça, II. parçada ifade edilen düşüncenin ilk kim tarafından ortaya konduğunu anlatmaktadır. E) I. parça, II. parçada ifade edilen düşüncenin edebiya dünyasındaki yansımalarından söz etmektedir.

koşullara temas edilmektedir. Sanat, varlığı ve olayları değiştirmeksizin yansıtmaktan kaçınmalı, Bu cümle, aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülemez? ---- A) olanı biteni kurgulayarak aktarmalıdır. B) nesneleri eğip bükerek esere konu etmelidir. C her şeyi fotoğraf makinesinin objektifinden görmelidir. D) varlıkları, sanatçının hayal aynasından yansıtmalıdır. E) yaşananları idealize ederek eserde işlemelidir.

1. I. Tarihsel köken ve mirasa dayanmayan, ortak bir şuur ve kültür oluşturma yoluyla toplumsal düzeni ve millî onuru korumaya çalışmayan modernleşme iddiası yok olmaya ya da gelenek hâline gelmeye mahkûmdur. II. Toplumu bir arada tutan ortak değerler olan tarih, kültür, din, dil gibi unsurların yok sayılması, modernleşmenin bizzat kendisinin bir gelenek hâline gelmesi veya yeni bir gelenek kurması demektir. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Aynı düşünce farklı ifadelerle yinelenerek ortaya konulmuştur. B) Farklı düşüncelerin farklı sonuçları üzerinde durulmuştur. C) Farklı görüşler farklı sözcüklerle ifade edilmiştir. D) Aynı nedenlerin her zaman aynı sonucu doğurmadığı vurgulanmıştır. E) Farklı örnekler sunarak farklı düşünceler dile getirilmiştir. Modüler Soru Bankası

7. (1) Bir yazınsal yaratının kalitesi, okuyucu sayısıyla değil yıllar sonra yaşayıp yaşamamasıyla ölçülür. (11) Satış re- korları kıran romanlara bakıyorsunuz iki üç yıl sonra adı anılmaz oluyor. (III) Trübünlere oynayan bu yapıtlara ger- çek bir sanat yapıtı diyemeyiz. (IV) Kimsenin ilgi göster- mediği yer altı ırmağı gibi sessiz sedasız akıp giden eser- ler vardır. (V) Yüzyıllık bir yer altı yolculuğundan sonra bir güçlü su olarak fışkıran yapıtlara ise haksızlık yapılmış gibi gelir bana. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi par- çanın ana düşüncesidir? A) IN. B) I. C) IV. D) II. E) V.

32. Antik Yunan filozofları güzel ve faydalı olma problemini tartışmışlar, güzeli faydalı ve kullanışlı olma ile tanım- lamışlardır. Faydalı olan güzel, güzel olan iyi ve aynı zamanda faydalıdır. Oysa Kant, güzel ve iyiyi birbi- rinden ayırınca güzel ile faydalı arasındaki bağlar da kopmuştur. Su faydalıdır ama suyun güzel ve faydalı olduğu durumlar aynı değildir. Bir yerde gördüğümüz güzel bir çocuğun bize faydası yoktur. İçi sebze ve meyvelerle dolu bir bahçe faydalı ama içinde sebze ve meyve olmayan bir park daha güzeldir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılanları destekler nitelikte bir örnektir? Tipta kullanılan ilaçlar ve bazı tedavi yöntemleri faydalıdır ama güzeldir denemez. B) Güzel eserler hoştur, kişiye haz ve keyif verir ama bu her zaman böyle olmaz. Yüce olan bazı şeyler güzellik taşır ama bazıları taşımaz. CAP D) Hem güzel hem yüce olan bazı sanat eserleri vardır ama her zaman güzel olan kesinlikle yüce olmaz. E Herkes güzellikler üzerinde birleşebilir ama iyilikler genellikle çıkarlara ve durumlara göre değişir. 11

B B ÇAP/TYT-0/ Türkçe Testi 26. Gençliğimde kültür sözcüğünün tanımını yapmak bana kolay gelirdi, bugünse bu terim beni tedirgin edi- yor. İçinde bulunduğumuz yüzyılın başında kültür; dil bilim, edebiyat, felsefe, bilim, tarih, sanat, hukuk ile il- gilenmekti. Bu dallar değişikti ama hepsi aynı anlayış akımına bağlıydı. Oysa şimdi yeni bir döneme girmiş bulunuyoruz. Günümüzde kültür yalnız bilim, biyolo- ji, sosyoloji, iktisat vb.nin çeşitli yanlarını kapsamakla kalmıyor, aynı zamanda teknik bilimleri de elde etmek uğraşını sürdürüyor. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Kültür sözcüğü yüzyılın başında sosyal alanlarla il- u gilenmek anlamında kullanılırken bugün fen ve tek- noloji alanlarını da kapsamaktadır. B) Yüzyılın başında dil bilim, edebiyat, felsefe, bilim, tarih, sanat, hukuk ile ilgilenmek kültürlü olmak için yeterliydi. C) İçinde bulunulan yüzyılın başında "kültür" kavramı aynı zamanda "kültürlü olmak" kavramıyla aynı an- lamı içermekteydi. D) Bugün kültür kavramı bilim, biyoloji, sosyoloji, ikti- sat vb.nin çeşitli yanlarını da kapsamaktadır. BGünümüzde teknik bilimler de kültür kavramının kapsamında değerlendirilmektedir. CAP 27. Bir H içeri may ettiğ koyu kısın şun IV. ise Hac Beş duğ Bu ulas LAY B) (D))

6. Burada mavi deniz, mavi gök birbiriyle kucaklaşırdı. Ba- zen nazlıca, bazen de suları yok denecek kadar azalan bir derenin aktığı yol, o dantel görünüşlü tarihî köşke, bayram yerine; ıhlamur, erguvan, çitlembik, keçiboy- nuzu, çınar gibi daha birçok görkemli ağaca ulaşırdı. Yolu çevreleyen girdili çıktılı sokaklar, küçük iki katlı ev- leri bahçeleriyle birlikte koruyordu. Bostanları, arsaları, tahta perdeleri, çeşmeleriyle insana ferahlık veriyordu burası. Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Sayıp dökmelere yer verilmiştir. B) Benzetmeden yararlanılmıştır. Farklı duyulara ait ayrıntılardan yararlanılmıştır. Dy Betimleyici anlatımdan yararlanılmıştır. E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.

iz 7, bi 91 Paraf Yayınları 4. Görsel sanatlarda doğalcılık, doğanın olduğu gibi betimlen- mesi biçiminde ortaya çıkmıştı. Gerçekte ilk doğalcı yapıtla- ri, Eski Yunanistan'da, klasik dönem sanatçılarının verdiği söylenebilir. Rönesans sanatçıları, bir bakıma bu anlayışı yeniden canlandırmışlardır. 17. yüzyılda yaşayan doğalcı ressamlar doğayı, güzelliği ve çirkinliğiyle olduğu gibi yan- sıtmakta birleşiyorlardı. Doğalcı terimi de ilk kez bu yüzyılda kullanıldı. İngiliz manzara ressamı John Constable, 1830'larda doğanın tüm yönleriyle, olduğu gibi betimlenmesi gerektiğini savundu. Constable'ın etkisinde kalan Fransız ressamlar, yeni Avrupa'daki doğalcılığın manzara resmindeki temsilcileriydi. Bu parçada başvurulan anlatım türü aşağıdakilerden hangisidir? A) Öğretici anlatım B) Sanatsal anlatım C) İzlenimsel anlatım D) Öyküleyici anlatım E) Destansı anlatım

9. Arapçada devenin renk çeşitlerini anlatan yüze yakın kelime vardır. Bunun sebebi Arapların hayatında devenin önemli bir yer tutmasıdır. Bizde ise devenin rengi ile ilgili "devetüyü" şeklinde tek bir kelime vardır. Çünkü Türkler tarihleri boyunca deveyle ha- şır neşir olmayan bir millettir. Bu metinde vurgulanan düşünce aşağıda- kilerden hangisidir? A) Toplumların yaşayışıyla dili arasında sıkı bir ilişki vardır. B) Bir düşünce birden fazla sözcükle ifade edilebilir. C) Arapça ile Türkçenin dil bilgisi kuralları farklıdır. D) Bir dilin niteliğini kelime sayısının çokluğu belirler.

B ÇAP / TYT - 0 B 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına TÜRKÇE I. Hayatın her safhasında olabilmesi için insanlığın uzun tecrübeler sonunda elde ettiği düstur şudur: İyiye başlamak, iyi başlamak ve iyi bir yoldan devam edip onu bitirmek: ---- ne olursa olsun, eser sahibi olabilmek için bundan başka çare yoktur. ---- - Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıda- kilerden hangisi getirilmelidir? (A) rahat - türü B başarılı - kıymeti C) yetkin- fiyatı D) iyi insan sayısı E) akıllı konusu 26.S S 3.

ait 16. Bir kahvehane işletmecisi, çayın fiyat tarifesini, müşterilerinin isteme biçimine göre uygulamak istemiştir. Dükkânın duvarına asılan; -Çay ver: 3 lira, - Çay gönder: 2,50 lira, - Çay versene: 2 lira, - Çay verir misin?: 50 kuruş" yazan liste ilgi görüyor. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Mesaj ne kadar vurgulu ise dönüt o kadar güçlü olur. B) Sözden çok sözün söyleniş biçimi önemlidir. C) Türkçede aynı cümle çok farklı biçimlerde ifade edilebilir. D) İşletmede farklı yollara başvurmak işletmenin kârını arttırır. E) Sözün söyleniş biçimi, dönütü doğrudan etkilemez. "

2. Eee! Ne yapalım? Fikir adamıyım, bilim adamıyım ben; derin derin düşüncelerimden çıkıp da süslenmeye, dış güzelliklerle uğraşmaya ayıracak vaktim mi var benim? Okuyup okuyup da içimi bezeyeyim, kafamı donatayım, yeter bana. Ama görenler beni beğenmeyeceklermiş, varsınlar beğenmesinler! Öyle görünüş düşkünü kimselerin diyeceklerinden bana ne? Ben geçici şeylerle, istedik mi çıkarıp atabileceğimiz şeylerle değil, bizim ta içimize işleyen, benliğimizi yoğuran meziyetlerle övünen insanlardanım; onlarla yetinmeyip bir de dışa bakanlar uzak olsunlar benden, onlarla düşüp kalkmayı ister miyim ben? Bu parça aşağıdaki edebî türlerden hangisine örnek verilebilir? A) Deneme D) Sohbet B) Makale C) Fıkra E) Otobiyografi

ımlı an- ca- rın eri- an n- za a T@stokul 5. Bir romancının eserlerini kendi kişiliğiyle beslemesi ge- rektiğini düşünürüm. Karakteri resmederken kendi kişili- ğimin de bir haritasını çıkarırım. Kötü ve iyiyi hem ken- dime hem de okuyucuya göstermek daha kolay olur bu haritayla. Bu parçayla ilgili olarak, I. Öznel yargılar içeren cümleler vardır. II. Karşılaştırma yapılmıştır. III. Öneri anlamı söz konusudur. yargılarından hangileri söylenebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II E) II ve III C) Yalnız III gini ami- ) Her ordu. lisi de isi an- ozuld ek or li ola