Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

12.
KİTAPLA
Cep telefonlarının benzin istasyonlarında kullanılması
ölümle sonuçlanabilecek felaketlere yol açabilir. En bü-
yük tehlike, telefon pillerinin petrol ürünlerini tutuşturma
olasılığıdır. Başka bir tehlike de radyo frekans sinyalinin
çevredeki metallerde elektrik akımı yaratmasıdır. Çünkü
bir cep telefonunun ürettiği 5 vatlık sinyal, buharlaşmış
yakıtı tutuşturmaya yetebilir. Şunu da ekleyelim: Benzin
pompalarının üzerindeki sayaçlar, cep telefonlarından et-
kilenerek yavaşlayabilir, bazen de durabilir.
Bu parçada cep telefonlarıyla ilgili olarak aşağıdaki
sorulardan hangisinin yanıtı yoktur?
A) Benzin istasyonlarında niçin kullanılmamalıdır?
B) Benzin istasyonlarında kullanılması tehlikeli midir?
CYayımladığı radyo frekans sinyali neye yol açabilir?
DÜrettiği sinyalin gücü nasıl bir tehlikeye neden olabilir?
E) Benzin pompalarındaki sayaçların hangi bölümünü
bozmaktadır?
(2009-JANA)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12. KİTAPLA Cep telefonlarının benzin istasyonlarında kullanılması ölümle sonuçlanabilecek felaketlere yol açabilir. En bü- yük tehlike, telefon pillerinin petrol ürünlerini tutuşturma olasılığıdır. Başka bir tehlike de radyo frekans sinyalinin çevredeki metallerde elektrik akımı yaratmasıdır. Çünkü bir cep telefonunun ürettiği 5 vatlık sinyal, buharlaşmış yakıtı tutuşturmaya yetebilir. Şunu da ekleyelim: Benzin pompalarının üzerindeki sayaçlar, cep telefonlarından et- kilenerek yavaşlayabilir, bazen de durabilir. Bu parçada cep telefonlarıyla ilgili olarak aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur? A) Benzin istasyonlarında niçin kullanılmamalıdır? B) Benzin istasyonlarında kullanılması tehlikeli midir? CYayımladığı radyo frekans sinyali neye yol açabilir? DÜrettiği sinyalin gücü nasıl bir tehlikeye neden olabilir? E) Benzin pompalarındaki sayaçların hangi bölümünü bozmaktadır? (2009-JANA)
5. Düşsel anlatımın gerçeğin üzerinde ya da gerçe-
ğin üzerine oluşturulduğunu biliyoruz. Gerçeğin
üzerinde de olsa gerçeğin üzerine de olsa sonuç-
ta tümüyle gerçek dışıdır ve tümüyle hayal ürünü
bir şeydir diyemeyiz. Olsa olsa anlatıcının göz-
lemlediği gerçeklerin kendi zihninde oluşturduğu
iz düşümleri, imgeleri yansıtmasıdır. Gerçeğin
kurmaca yoluyla yeniden yaratılması işidir ama
daima bir yönüyle gerçeğe bağlıdır ki O'Cornor
"Bir
şey ancak gerçek olduğu için fantastiktir yani
o kadar gerçektir ki fantastik hâle gelir." diyor.
81
Bu parçanın anlatımını etkili kılmak için kulla-
nılan düşünceyi geliştirme yolları aşağıdaki-
lerden hangisinde verilmiştir?
A) Tanımlama - Tanık gösterme
B) Tanımlama - Örnek gösterme
C) Karşılaştırma - İlişki kurma
D) Tanık gösterme - Örnekleme
E) Örnekleme - Karşılaştırma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Düşsel anlatımın gerçeğin üzerinde ya da gerçe- ğin üzerine oluşturulduğunu biliyoruz. Gerçeğin üzerinde de olsa gerçeğin üzerine de olsa sonuç- ta tümüyle gerçek dışıdır ve tümüyle hayal ürünü bir şeydir diyemeyiz. Olsa olsa anlatıcının göz- lemlediği gerçeklerin kendi zihninde oluşturduğu iz düşümleri, imgeleri yansıtmasıdır. Gerçeğin kurmaca yoluyla yeniden yaratılması işidir ama daima bir yönüyle gerçeğe bağlıdır ki O'Cornor "Bir şey ancak gerçek olduğu için fantastiktir yani o kadar gerçektir ki fantastik hâle gelir." diyor. 81 Bu parçanın anlatımını etkili kılmak için kulla- nılan düşünceyi geliştirme yolları aşağıdaki- lerden hangisinde verilmiştir? A) Tanımlama - Tanık gösterme B) Tanımlama - Örnek gösterme C) Karşılaştırma - İlişki kurma D) Tanık gösterme - Örnekleme E) Örnekleme - Karşılaştırma
m
7.
SAYAÇDENEMELERİ
SAYAÇ DENEMELERİ
Milletlerin birçoğu "evet" derken bir durumu onaylarken
başlarını aşağı doğru eğer ama Ruslar bir şeyi onaylamak
ya da evet demek için başların yukarı kaldırırlar. Ölüm
yeryüzünde tüm uluslar için acıdır. Sevilen bir kişinin ölü-
münün ardından ağlanır, bizim toplumumuzda ağıt söyle-
nir. Oysa Japonlar böyle mi? Onlar biri öldüğünde gülüm-
serler ve bunu sessizlikle karşılarlar.
22 ve 23. sorular yukarıdaki parçaya göre yanıtlandırıla-
caktır.
22. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine varılamaz?
A) Japonlar için ölüm kutlanılacak bir durumdur.
B) Ruslar, bir davranışlarıyla öteki uluslardan farklılık gös-
terirler.
✓
açıdı-
Plüm, tüm uluslar için üzüntü vericie
DY Uluslar aynı durumlara farklı tepkiler geliştirirler.
E Türkler ölenin ardından ağıtlar söylerler.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
m 7. SAYAÇDENEMELERİ SAYAÇ DENEMELERİ Milletlerin birçoğu "evet" derken bir durumu onaylarken başlarını aşağı doğru eğer ama Ruslar bir şeyi onaylamak ya da evet demek için başların yukarı kaldırırlar. Ölüm yeryüzünde tüm uluslar için acıdır. Sevilen bir kişinin ölü- münün ardından ağlanır, bizim toplumumuzda ağıt söyle- nir. Oysa Japonlar böyle mi? Onlar biri öldüğünde gülüm- serler ve bunu sessizlikle karşılarlar. 22 ve 23. sorular yukarıdaki parçaya göre yanıtlandırıla- caktır. 22. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine varılamaz? A) Japonlar için ölüm kutlanılacak bir durumdur. B) Ruslar, bir davranışlarıyla öteki uluslardan farklılık gös- terirler. ✓ açıdı- Plüm, tüm uluslar için üzüntü vericie DY Uluslar aynı durumlara farklı tepkiler geliştirirler. E Türkler ölenin ardından ağıtlar söylerler.
19. Aslında sözün özüne şiir demek lazım yani bilginin, felse-
fenin, sanatın, mananın ve duygunun özü... Bu öz üzerin-
de kimler konuşmamış, kimler düşünmemiştir? Herhâlde
şiir üzerine yazılan yazılar, yazılmış şiirler kadar çoktur.
Okuyucular arasında elbet değerli şairler var. Şiiri ve şai-
ri sevenler var, gerçekte bir söz işitince mest olanlar var,
şiiri aramayı kendine iş edinenler var. Bir kısmı okuyarak
kulağıyla dinleyip diliyle tadarak şiiri bulmak için dolaşıyor
sayfalar arasında geziniyor, bir kısmı da şiir nedir, beyni-
mizde midir, esrarı nerdedir, bunu çözmeye çalışıyor.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisi yoktur?
A) Karşılaştırma
B) ÖzneLifadeler
C) Soru sorma
D) Sayıp dökmeler
E Eksiltill cümleler
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
19. Aslında sözün özüne şiir demek lazım yani bilginin, felse- fenin, sanatın, mananın ve duygunun özü... Bu öz üzerin- de kimler konuşmamış, kimler düşünmemiştir? Herhâlde şiir üzerine yazılan yazılar, yazılmış şiirler kadar çoktur. Okuyucular arasında elbet değerli şairler var. Şiiri ve şai- ri sevenler var, gerçekte bir söz işitince mest olanlar var, şiiri aramayı kendine iş edinenler var. Bir kısmı okuyarak kulağıyla dinleyip diliyle tadarak şiiri bulmak için dolaşıyor sayfalar arasında geziniyor, bir kısmı da şiir nedir, beyni- mizde midir, esrarı nerdedir, bunu çözmeye çalışıyor. Bu parçada aşağıdakilerin hangisi yoktur? A) Karşılaştırma B) ÖzneLifadeler C) Soru sorma D) Sayıp dökmeler E Eksiltill cümleler
. Ahmet Zeki Muslu, romanı tamamlayan olayların geçtiği
dönemin sosyolojisini, dil özelliklerini, efelerle köylüler ara-
sındaki ilişkinin dile yansımış biçimini bütün canlılığıyla ak-
tarıyor eserinde. Bölgeye ait sözcük kadrosunun zenginliği
dikkat çekiyor. Efelerin kendilerine mahsus, yer yer argo
konuşmaları, doğa koşullarına uygun biçimde gelişiyor ve
bunlar hiç sırıtmıyor. Gerektiğinde dipnotlara, açıklamala-
ra, belgelere yer veren yazar; bu eserle aynı zamanda ta-
rihsel bir aralığı da bir kaynak biçimine getirerek kayıt altına
almış oluyor. Kısacası, Mor Cepkenliler romanı, Kurtuluş
Savaşı roman külliyatının ön sayfalarında anılacak nitelik-
lere sahip bir eserdir.
Bu parçaya göre Muslu'nun belirtilen eseri, okuru;
I. gerçekçilik,
II. millî bilinç,
III. sosyal hayat
konularından hangileriyle buluşturur?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve III
E) II ve III
C) Yalnız III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
. Ahmet Zeki Muslu, romanı tamamlayan olayların geçtiği dönemin sosyolojisini, dil özelliklerini, efelerle köylüler ara- sındaki ilişkinin dile yansımış biçimini bütün canlılığıyla ak- tarıyor eserinde. Bölgeye ait sözcük kadrosunun zenginliği dikkat çekiyor. Efelerin kendilerine mahsus, yer yer argo konuşmaları, doğa koşullarına uygun biçimde gelişiyor ve bunlar hiç sırıtmıyor. Gerektiğinde dipnotlara, açıklamala- ra, belgelere yer veren yazar; bu eserle aynı zamanda ta- rihsel bir aralığı da bir kaynak biçimine getirerek kayıt altına almış oluyor. Kısacası, Mor Cepkenliler romanı, Kurtuluş Savaşı roman külliyatının ön sayfalarında anılacak nitelik- lere sahip bir eserdir. Bu parçaya göre Muslu'nun belirtilen eseri, okuru; I. gerçekçilik, II. millî bilinç, III. sosyal hayat konularından hangileriyle buluşturur? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III E) II ve III C) Yalnız III
15. Hayat denen şahsi zaman dilimi, mezar taşındaki do-
ğum ve ölüm tarihlerinin arasında bulunan çizgi kadar-
dır. O kadar kısa... Ama o kadar düz ve pürüzsüz değil.
Her birimiz neler yaşıyoruz, nelere şahit oluyoruz ya
da sabrediyoruz veya ağır kayıpların, hayal kırıklıkları-
nın altında eziliyoruz. Bazen başımızın göğe değdiğini
hissedecek kadar mutluyken bazen de yerin dibinde,
mutsuzluğun pençesinde kıvranıyoruz. İşin ilginç tara-
fı, mutlu zamanlarımızın etkisi sabun köpüğü gibi oysa
----
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşa-
ğıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) insanlar, hayatın bazen acıttığını kabul etmekte zor-
lanıyor
B) acının bizi umutsuzluğa düşürmesine fırsat verme-
memiz gerekiyor
C) pek çoğumuz gerçek duygularını kendine bile itiraf
edemiyor
D) zor zamanların etkisini üzerimizden atmak hiç de
kolay olmuyor
E) tutkularının esiri olanlar, gerçeklerden ve kendi his-
lerinden korkuyor
17
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
15. Hayat denen şahsi zaman dilimi, mezar taşındaki do- ğum ve ölüm tarihlerinin arasında bulunan çizgi kadar- dır. O kadar kısa... Ama o kadar düz ve pürüzsüz değil. Her birimiz neler yaşıyoruz, nelere şahit oluyoruz ya da sabrediyoruz veya ağır kayıpların, hayal kırıklıkları- nın altında eziliyoruz. Bazen başımızın göğe değdiğini hissedecek kadar mutluyken bazen de yerin dibinde, mutsuzluğun pençesinde kıvranıyoruz. İşin ilginç tara- fı, mutlu zamanlarımızın etkisi sabun köpüğü gibi oysa ---- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) insanlar, hayatın bazen acıttığını kabul etmekte zor- lanıyor B) acının bizi umutsuzluğa düşürmesine fırsat verme- memiz gerekiyor C) pek çoğumuz gerçek duygularını kendine bile itiraf edemiyor D) zor zamanların etkisini üzerimizden atmak hiç de kolay olmuyor E) tutkularının esiri olanlar, gerçeklerden ve kendi his- lerinden korkuyor 17
tinde
Or.
nya-
k
Hikaye (Tema-Konu-Çatışma - Dil ve Anlat
1
Hatirliy
deniz
bittiği y
11. Bir kit
karaka
açık d
sunuz
odası
Bu görseli hikâye eden parça aşağıdakilerden han-
gisidir?
Emrah dayımın düğününü dün gibi hatırlarım. Tüm
köy bir araya gelmişti. Kadın erkek, genç yaşlı, çoluk
çocuk herkes ayaktaydı ve sabaha kadar davul
zuma eşliğinde eğlenmiştik.
B) Asker uğurlaması vardı o gece. Duvarda büyük bir
bayrak asılıydı. Teyzemin kızı bağlama, tanımadığım
bir kadınsa tef alıyordu. Çocuklar desen yaramazlık
peşindeydiler. Kimisi oynuyor kimisi halıda yuvarla-
niyordu.
C) lik kez o gün, beş altı yaşlarımda dikkatimi çekmişti
ay yıldızlı bayrağımız. Nermin ablanın kınasıydı
galiba Annemler kına türküsüyle dönelerken ben
hem onlan taklit ediyor hem de onu görmeye çalı-
şiyordum.
D) Bizim oralarda âdettendir. Oğlan evinde "bayrak
yemeği hazırlanır, yemeğin hazırlanmasında nere-
deyse mahallenin tüm kadınlan görev alır ve konu
komşu, yediden yetmişe herkes bu yemeğe davet-
lidir.
Bunca yıldır birçok düğüne katıldım. Meydandaki
şu dört ufaklık kadar güzel ve uyumlu oynayanı
görmedim. Ne yalan söyleyeyim onlara bakmaktan
gelini, kinayı unutmuşum.
2
Open
geçim
gazet
günü
IV. Artik
nun i
ilkele
şıkla
V. Sani
geni
man
mek
Numara
farklı bi
A) 1
3. -Allah
Çavuş
- Ne o
-lik de
-Yana
- Vay
-Bizde
-Abov
- Gem
yer bur
- Niyer
- Odu
sandin
Bu pa
hangi
AC
BY
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
tinde Or. nya- k Hikaye (Tema-Konu-Çatışma - Dil ve Anlat 1 Hatirliy deniz bittiği y 11. Bir kit karaka açık d sunuz odası Bu görseli hikâye eden parça aşağıdakilerden han- gisidir? Emrah dayımın düğününü dün gibi hatırlarım. Tüm köy bir araya gelmişti. Kadın erkek, genç yaşlı, çoluk çocuk herkes ayaktaydı ve sabaha kadar davul zuma eşliğinde eğlenmiştik. B) Asker uğurlaması vardı o gece. Duvarda büyük bir bayrak asılıydı. Teyzemin kızı bağlama, tanımadığım bir kadınsa tef alıyordu. Çocuklar desen yaramazlık peşindeydiler. Kimisi oynuyor kimisi halıda yuvarla- niyordu. C) lik kez o gün, beş altı yaşlarımda dikkatimi çekmişti ay yıldızlı bayrağımız. Nermin ablanın kınasıydı galiba Annemler kına türküsüyle dönelerken ben hem onlan taklit ediyor hem de onu görmeye çalı- şiyordum. D) Bizim oralarda âdettendir. Oğlan evinde "bayrak yemeği hazırlanır, yemeğin hazırlanmasında nere- deyse mahallenin tüm kadınlan görev alır ve konu komşu, yediden yetmişe herkes bu yemeğe davet- lidir. Bunca yıldır birçok düğüne katıldım. Meydandaki şu dört ufaklık kadar güzel ve uyumlu oynayanı görmedim. Ne yalan söyleyeyim onlara bakmaktan gelini, kinayı unutmuşum. 2 Open geçim gazet günü IV. Artik nun i ilkele şıkla V. Sani geni man mek Numara farklı bi A) 1 3. -Allah Çavuş - Ne o -lik de -Yana - Vay -Bizde -Abov - Gem yer bur - Niyer - Odu sandin Bu pa hangi AC BY
31. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Norveç ve İtalya'da
çocuklardaki diş çürümesinde belirgin bir azalma
gözlenmiştir. Buna karşılık, savaş yıllarındaki
yetersiz beslenme sonucu iskorbüt ve beriberi gibi
hastalıklarda artış kaydedilmiştir. Savaşın bitimiyle
Norveç ve İtalya'ya yapılan dış yardımlar sayesinde
lüks sayılabilecek şeker, çikolata ve nişastalı besinlerin
tüketimi savaş öncesindeki düzeye ulaşınca diş
çürüğü oldukça yaygınlaşmış ve bugün birçok Avrupa
ülkesinde belli başlı hastalıklardan biri hâline gelmiştir.
1. Savaş yıllarında lüks sayılabilecek nişastalı ve
şekerli tüketim maddeleri ortadan kalkmıştır.
II. Savaş yıllarında yeterli besin alınmadığı için
beriberi ve iskorbüt gibi hastalıklar artmıştır.
III. Diş çürümesinin, alınan besin türleriyle çok
yakından ilgisi vardır.
V
Yukarıdakilerden hangileri bu parçadan
çıkarılabilir?
A) Yalnız I
D) II ve III
B) Yalnız III
C) I ve III
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
31. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Norveç ve İtalya'da çocuklardaki diş çürümesinde belirgin bir azalma gözlenmiştir. Buna karşılık, savaş yıllarındaki yetersiz beslenme sonucu iskorbüt ve beriberi gibi hastalıklarda artış kaydedilmiştir. Savaşın bitimiyle Norveç ve İtalya'ya yapılan dış yardımlar sayesinde lüks sayılabilecek şeker, çikolata ve nişastalı besinlerin tüketimi savaş öncesindeki düzeye ulaşınca diş çürüğü oldukça yaygınlaşmış ve bugün birçok Avrupa ülkesinde belli başlı hastalıklardan biri hâline gelmiştir. 1. Savaş yıllarında lüks sayılabilecek nişastalı ve şekerli tüketim maddeleri ortadan kalkmıştır. II. Savaş yıllarında yeterli besin alınmadığı için beriberi ve iskorbüt gibi hastalıklar artmıştır. III. Diş çürümesinin, alınan besin türleriyle çok yakından ilgisi vardır. V Yukarıdakilerden hangileri bu parçadan çıkarılabilir? A) Yalnız I D) II ve III B) Yalnız III C) I ve III E) I, II ve III
H
I
Z
V
E
RENK
N
4.
(1) Çağdaş anlamda çocuk edebiyatının asıl işlevi
çocukları eğitmek değildir. (1) Doğrudan eğitme
ders kitaplarına özgü bir iştir. (III) İyi bir çocuk kitabl
nın yaşlara göre belirlenmiş değişik nitelikleri vardır.
(IV) Yazınsal çocuk kitaplarında yazar, çocuğa ilet-
mek istediklerini doğrudan değil, dolaylı olarak verir.
(V) Bu tür kitaplar sezdirme, duyumsatma yoluy-
la çocuğun doğruya, iyiye, güzele karşı duyarlılık
kazanmasını sağlar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangi-
si düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I.
B) II
C) III.
D) IV.
EW.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
H I Z V E RENK N 4. (1) Çağdaş anlamda çocuk edebiyatının asıl işlevi çocukları eğitmek değildir. (1) Doğrudan eğitme ders kitaplarına özgü bir iştir. (III) İyi bir çocuk kitabl nın yaşlara göre belirlenmiş değişik nitelikleri vardır. (IV) Yazınsal çocuk kitaplarında yazar, çocuğa ilet- mek istediklerini doğrudan değil, dolaylı olarak verir. (V) Bu tür kitaplar sezdirme, duyumsatma yoluy- la çocuğun doğruya, iyiye, güzele karşı duyarlılık kazanmasını sağlar. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangi- si düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I. B) II C) III. D) IV. EW.
aat sonra her yer bembeyaz oldu. Rüzgar slik çalıyordu kulaklarımıza. Ilginçtir soğuktan önce
kalma tehlikesi olacağım kuşlar anlamış, bağırarak uçmaya başlamp farm
Ulice erik çiçeği sandim. Sonra ilk kez gördüm kar
uşumuyorduk.
Bu parçanın anlatımmda aşağıdakilerden hangisi yoktur?
Algözlemden yararlanma
C)tartışma ortamı
Bjkişileştirme
D)değişik duyulardan yararlanma
2-Koca yayla gözlerinin önünde ölü, hareketsiz, sessiz biri gibi duruyordu. Tepeden bakınca renk renk
lekelerinden başka şeyi görünmeyen çam ağaçları da öylece bembeyaz karlarla örtülü, tahta evlerde ölü Ünlü
bir müzisyenin bestesi gibi. Güneşin işıkları karlarda gözlerimizi kamaştırıyor.
A) örneklendirme
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
B)betimleme C)tartışma Djaçıklama
3-Biz ziyafete katılmak için gitmiştik. Arkadaşım bana köyü gezdirmek istediğini söyleyince
sevinmiştim. Çünkü köyü, köylüyü, köy yaşamını merak ediyordum. Gezmeye başladık. Çamurlu
yollarda her tarafımız kirlendi. Şurası muhtarın evi, burası çobanin... peki de masallara konu olan
köy kuşları ve güzelliği neredeydi?
Bu parçada kullanılan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
AJÖyküleme
B)betimleme C)benzetme
D)tartışma
4-Evdeki çöpleri poşetlere itinayla yerleştirildi. Poşetlerin ağzını bağlayarak onlara indirdi ve Kapini
önündeki çöp kutusuna attı. Kapıcı henüz uyanmamıştı. Çocuklar koşarak okula giderken şarkılar
söylüyorlardı. Hava aydınlanmıştı ama caddedeki lambalarının ışıkları IŞIKLARI yanıyordu. Hanf bir
yağmur yağmaya başladı.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
aat sonra her yer bembeyaz oldu. Rüzgar slik çalıyordu kulaklarımıza. Ilginçtir soğuktan önce kalma tehlikesi olacağım kuşlar anlamış, bağırarak uçmaya başlamp farm Ulice erik çiçeği sandim. Sonra ilk kez gördüm kar uşumuyorduk. Bu parçanın anlatımmda aşağıdakilerden hangisi yoktur? Algözlemden yararlanma C)tartışma ortamı Bjkişileştirme D)değişik duyulardan yararlanma 2-Koca yayla gözlerinin önünde ölü, hareketsiz, sessiz biri gibi duruyordu. Tepeden bakınca renk renk lekelerinden başka şeyi görünmeyen çam ağaçları da öylece bembeyaz karlarla örtülü, tahta evlerde ölü Ünlü bir müzisyenin bestesi gibi. Güneşin işıkları karlarda gözlerimizi kamaştırıyor. A) örneklendirme Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? B)betimleme C)tartışma Djaçıklama 3-Biz ziyafete katılmak için gitmiştik. Arkadaşım bana köyü gezdirmek istediğini söyleyince sevinmiştim. Çünkü köyü, köylüyü, köy yaşamını merak ediyordum. Gezmeye başladık. Çamurlu yollarda her tarafımız kirlendi. Şurası muhtarın evi, burası çobanin... peki de masallara konu olan köy kuşları ve güzelliği neredeydi? Bu parçada kullanılan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? AJÖyküleme B)betimleme C)benzetme D)tartışma 4-Evdeki çöpleri poşetlere itinayla yerleştirildi. Poşetlerin ağzını bağlayarak onlara indirdi ve Kapini önündeki çöp kutusuna attı. Kapıcı henüz uyanmamıştı. Çocuklar koşarak okula giderken şarkılar söylüyorlardı. Hava aydınlanmıştı ama caddedeki lambalarının ışıkları IŞIKLARI yanıyordu. Hanf bir yağmur yağmaya başladı.
KURTULUS
Bu başlık ve görselden hareketle oluşturulacak bir metnin konusu aşağıdakilerden hangisi
olamaz?
A) Milli birlik ve beraberlik
C: Hosgory
8 Dayanisma
Di Karamanlık
Aşağıdaki tabloda bazi şehristizin harleher kutuda
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
KURTULUS Bu başlık ve görselden hareketle oluşturulacak bir metnin konusu aşağıdakilerden hangisi olamaz? A) Milli birlik ve beraberlik C: Hosgory 8 Dayanisma Di Karamanlık Aşağıdaki tabloda bazi şehristizin harleher kutuda
29. Bugünün şairleri pek özenmiyorlar aşk şiiri yazmaya; du-
dak büküyorlar o konuya. Aşk konusunu beğenmedikleri
için mi? Değil elbette. Onlar da sever, onlar da sevgiyi
en büyük mutluluk sayarlar. İnsan yaşar da sevmez olur
mu? Ama korkuyorlar aşk şiiri yazmaktan. Çünkü yüzyıl-
lardan beri bunca şair gelmiş, aşk şiiri söylemiş; tüket-
mişler o konuyu.
Bu parçada aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla-
maz?
A) Aşk konusunda söylenecek bir şey kalmamıştır.
B) Günümüz şiirinde aşk konusu çok az işlenmektedir.
C) Aşk üzerine çok şiir yazılmıştır.
D) Aşk konusu, günümüz şairlerince beğenilmiyor.
E) Günümüz şairleri özgün olma çabasındadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
29. Bugünün şairleri pek özenmiyorlar aşk şiiri yazmaya; du- dak büküyorlar o konuya. Aşk konusunu beğenmedikleri için mi? Değil elbette. Onlar da sever, onlar da sevgiyi en büyük mutluluk sayarlar. İnsan yaşar da sevmez olur mu? Ama korkuyorlar aşk şiiri yazmaktan. Çünkü yüzyıl- lardan beri bunca şair gelmiş, aşk şiiri söylemiş; tüket- mişler o konuyu. Bu parçada aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla- maz? A) Aşk konusunda söylenecek bir şey kalmamıştır. B) Günümüz şiirinde aşk konusu çok az işlenmektedir. C) Aşk üzerine çok şiir yazılmıştır. D) Aşk konusu, günümüz şairlerince beğenilmiyor. E) Günümüz şairleri özgün olma çabasındadır.
AV22D11S029
3. (1) Japon geleneğine göre bir fincan çay, ev sahibi ile ko-
nuklarının ruhsal bir birliktelik ile evrendeki uyumu hisset-
mek için paylaştıkları barış dolu bir başlangıç olarak kabul
ediliyor. (II) Japon çay seremonisi, geleneksel Japon felse-
fesini ve estetik ögelerini dört ana prensip çerçevesinde
sergiliyor: uyum, saygı, arılık ve huzur. (III) Çay seremoni-
si özel konuklar onuruna ya da kiraz ağaçlarının çiçek aç-
ması, baharın gelişi, dolunayı birlikte seyretmek gibi olay-
lar nedeniyle düzenlenebiliyor. (IV) Seremoni, ruhsal ve duy-
gusal ögelerin zarif bir biçimde harmanlanmasını gerektir-
diği için Japonlar seremoni başkanı olabilmek için yıllarca
eğitim görüyorlar. (V) Her seremoni orada hazır bulunanla-
rı, gelenek zincirinin halkaları ile 885 yıllık bir çay seremo-
nisi geçmişine bağlıyor.
Japon çay seremonisinin anlatıldığı bu parçadaki nu-
maralanmış cümlelerle ilgili aşağıda verilenlerden han-
gisi yanlıştır?
A) I. cümlede, çayın her kültürde farklı çağrışımlar yaptığı
üzerinde durulmuştur.
B) II. cümlede, çay seremonisinin hangi ilkeler çerçeve-
sinde yapıldığı belirtilmiştir.
C) III. cümlede, çay seremonisinin yapılma nedenlerine
değinilmiştir.
D) IV. cümlede, seremoni başkanının neden eğitim görme-
si gerektiği açıklanmıştır.
E) V. cümlede, çay seremonisinin Japon kültüründe bir
gelenek hâline geldiğinden söz edilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
AV22D11S029 3. (1) Japon geleneğine göre bir fincan çay, ev sahibi ile ko- nuklarının ruhsal bir birliktelik ile evrendeki uyumu hisset- mek için paylaştıkları barış dolu bir başlangıç olarak kabul ediliyor. (II) Japon çay seremonisi, geleneksel Japon felse- fesini ve estetik ögelerini dört ana prensip çerçevesinde sergiliyor: uyum, saygı, arılık ve huzur. (III) Çay seremoni- si özel konuklar onuruna ya da kiraz ağaçlarının çiçek aç- ması, baharın gelişi, dolunayı birlikte seyretmek gibi olay- lar nedeniyle düzenlenebiliyor. (IV) Seremoni, ruhsal ve duy- gusal ögelerin zarif bir biçimde harmanlanmasını gerektir- diği için Japonlar seremoni başkanı olabilmek için yıllarca eğitim görüyorlar. (V) Her seremoni orada hazır bulunanla- rı, gelenek zincirinin halkaları ile 885 yıllık bir çay seremo- nisi geçmişine bağlıyor. Japon çay seremonisinin anlatıldığı bu parçadaki nu- maralanmış cümlelerle ilgili aşağıda verilenlerden han- gisi yanlıştır? A) I. cümlede, çayın her kültürde farklı çağrışımlar yaptığı üzerinde durulmuştur. B) II. cümlede, çay seremonisinin hangi ilkeler çerçeve- sinde yapıldığı belirtilmiştir. C) III. cümlede, çay seremonisinin yapılma nedenlerine değinilmiştir. D) IV. cümlede, seremoni başkanının neden eğitim görme- si gerektiği açıklanmıştır. E) V. cümlede, çay seremonisinin Japon kültüründe bir gelenek hâline geldiğinden söz edilmiştir.
Yaşanılanı, başka bir deyişle yaşam gerçeğini değiş
tirmeden yansıtmak sanat olsaydı yargılama tutanak-
tannin en soylu romanlar olması gerekirdi.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede vurgulanan dú-
şünceyi içermez?
A) Yaşam, edebiyatı besleyen bir kaynaktır; bu kaynak
edebiyata kurgulanarak girer.
B) En gerçekçi olduğu iddia edilen edebî eserler dahi
yaşanmış olanın kendisini değil, yaşanabilir olanı an-
latır.
C) Edebiyat, sanat dalları arasında en geniş alana sa-
hiptir; yaşamda karşılaşılan her şey, edebî eseriere
konu olabilir.
D) Edebî metindeki olay, tarihi ve yaşanmış olandan
farklıdır; hiçbir romanın, tarihi ve yaşanmış olayı ol
duğu gibi sunduğu iddia edilemez.
E) Gerçekler, değişikliğe uğrayarak edebi eserin dün-
yasına girer; bundan dolayıdır ki hayatın gerçeği ile
sanatın gerçeği birbirinden farklıdır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Yaşanılanı, başka bir deyişle yaşam gerçeğini değiş tirmeden yansıtmak sanat olsaydı yargılama tutanak- tannin en soylu romanlar olması gerekirdi. Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede vurgulanan dú- şünceyi içermez? A) Yaşam, edebiyatı besleyen bir kaynaktır; bu kaynak edebiyata kurgulanarak girer. B) En gerçekçi olduğu iddia edilen edebî eserler dahi yaşanmış olanın kendisini değil, yaşanabilir olanı an- latır. C) Edebiyat, sanat dalları arasında en geniş alana sa- hiptir; yaşamda karşılaşılan her şey, edebî eseriere konu olabilir. D) Edebî metindeki olay, tarihi ve yaşanmış olandan farklıdır; hiçbir romanın, tarihi ve yaşanmış olayı ol duğu gibi sunduğu iddia edilemez. E) Gerçekler, değişikliğe uğrayarak edebi eserin dün- yasına girer; bundan dolayıdır ki hayatın gerçeği ile sanatın gerçeği birbirinden farklıdır.
A) Korkuyu Yenmek
B) Insan bleden Korkar?
C) Korku-Nedir?
D) Korkularımızla Yüzleşmek
E) Korkan insanlar
23. Kendimi roman yazarı olarak görüyorum. Gençlik
yıllarımda sinema yazarı olmayı hayal etmezdim,
roman yazmayı düşünürdüm hep. Zaten üniversite-
de Türk Dili ve Edebiyatı okudum. Bu süreçte hep
roman okudum, hâlâ da okuyorum. Aslında sinema
yazarlığı bir anlamda beklemediğim bir şeydi. Sine-
mayı sevdiğim için sinema yazarlığına da devam
ediyorum.
Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisine kar-
şılık söylenmiş olabilir?
A) Sinemayı mı yoksa romanı mı daha çok sevi-
yorsunuz?
B) Neden Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü okudu-
nuz?
C) Romanla ilgilenmeyi hâlâ sürdürüyor musu-
nuz?
D) Kendinizi bir edebiyatçı olarak mı yoksa sinema
yazarı olarak mı görüyorsunuz?
E) Sizce sinema yazarlığı mı yoksa romancılık mi
daha zor?
tam mat
JAME
cilik.
tammat
8
SI
A)
a B)
88
E
26. (L
le
Va
V
la
ta
d
rü
e
E
a
A
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A) Korkuyu Yenmek B) Insan bleden Korkar? C) Korku-Nedir? D) Korkularımızla Yüzleşmek E) Korkan insanlar 23. Kendimi roman yazarı olarak görüyorum. Gençlik yıllarımda sinema yazarı olmayı hayal etmezdim, roman yazmayı düşünürdüm hep. Zaten üniversite- de Türk Dili ve Edebiyatı okudum. Bu süreçte hep roman okudum, hâlâ da okuyorum. Aslında sinema yazarlığı bir anlamda beklemediğim bir şeydi. Sine- mayı sevdiğim için sinema yazarlığına da devam ediyorum. Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisine kar- şılık söylenmiş olabilir? A) Sinemayı mı yoksa romanı mı daha çok sevi- yorsunuz? B) Neden Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü okudu- nuz? C) Romanla ilgilenmeyi hâlâ sürdürüyor musu- nuz? D) Kendinizi bir edebiyatçı olarak mı yoksa sinema yazarı olarak mı görüyorsunuz? E) Sizce sinema yazarlığı mı yoksa romancılık mi daha zor? tam mat JAME cilik. tammat 8 SI A) a B) 88 E 26. (L le Va V la ta d rü e E a A
4. Yazarlık sadece dil işçiliği değil. Dil işçiliği olsaydı,
bu bir teknisyenlik, mühendislik olurdu. Söz mü-
hendisliği olurdu. Önemli olan ikincisi. Bir yaşamı
anlatabilmek, bir hikâyeyi anlatabilmek ama tabli
hikâyeyi anlatırken de o hikâyeye uygun bir dil
geliştirmek. Bu anlamda dil işçiliği yazarlık için
olmazsa olmaz koşullardan biridir.
Bu sözleri söyleyen biri aşağıdakilerden hangi-
sini söylerse kendisiyle çelişir?
A) Salt üslup iyi bir yazar olmak için yeterli değildir.
Yazar için hikâye etme, eserin özü önceliklidir.
C) İçeriğe uygun bir üslup yazar İçin
vazgeçilmezdir.
D) İyi bir yazar için biçem her zaman özden önce
gelir.
E) Yazarın anlatacağı bir hikâyesi ve ona uygun bir
dili olmalıdır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Yazarlık sadece dil işçiliği değil. Dil işçiliği olsaydı, bu bir teknisyenlik, mühendislik olurdu. Söz mü- hendisliği olurdu. Önemli olan ikincisi. Bir yaşamı anlatabilmek, bir hikâyeyi anlatabilmek ama tabli hikâyeyi anlatırken de o hikâyeye uygun bir dil geliştirmek. Bu anlamda dil işçiliği yazarlık için olmazsa olmaz koşullardan biridir. Bu sözleri söyleyen biri aşağıdakilerden hangi- sini söylerse kendisiyle çelişir? A) Salt üslup iyi bir yazar olmak için yeterli değildir. Yazar için hikâye etme, eserin özü önceliklidir. C) İçeriğe uygun bir üslup yazar İçin vazgeçilmezdir. D) İyi bir yazar için biçem her zaman özden önce gelir. E) Yazarın anlatacağı bir hikâyesi ve ona uygun bir dili olmalıdır.