Anlatım Biçimleri Soruları

ta 'nin os- mi- a- min k 3. Klâsik şiirimizde sevgili her yönüyle idealize edilmiş olmakla birlikte, zaman zaman bu ölçülerin dışında, alınmış sevgililere de rastlanılmıştır. XVIII. yüzyıldan ---- edebiya- tımızda, özellikle Nedim sonrası dönemde, gelenekselleşmiş "sevgili" tipi değişmiş Dede Korkut Hikâyeleri'nde sözü edilen "solduran sop", sözüyle de bayağı, olum- suz kadın tipleriyle karşılaşılmıştır. Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıy la aşağıdakilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?.. A) halk edebiyatından - günümüze B) seçkin ortamdan - önce C) gerçek hayattan - itibaren D) sanat ortamından - başlanarak E) romanlardan - beri 6. Öy Sig zar iste tirn yar uyg Alt aşa A) B) C) D) 0

Asli, Begüm, Cemil, Dilara ve Ertan adlı kişilerin bir kitabevinden yaptıkları alış- verişle ilgili olarak şunlar bilinmektedir: ● Dört CD, üç kitap, iki dergi ve bir gazete alınmıştır. Her üründen en çok bir tane almak koşuluyla herkes ikişer tane ürün almıştır. Cemil CD almamıştır. Kitap alan herkes CD de almıştır. Aslı ve Dilara aynı ürünlerden almıştır. 28. Bu bilgilere göre, aşağıdakilerden hangisi kesin olarak yanlıştır? Asli CD almıştır. B) Begüm dergi almıştır. Dilara dergi almıştır. D) Cemil gazete almıştır. Ertan kitap almıştır. A PEC 29. Bu bilgilere göre, asağıdakilerden A) B) D) E) " cr AS. Wil Be

duyarlık duyarlılık 11. Sanatçı, romanlarında kadın duyarlığının incelmiş, rafineleş- miş örneklerini verir. Ne kaba bir erkek eleştirisi ne de kadın yüceltmesi yapar. Peşin kabullerle bir tarafı mahkûm etme peşinde değildir. Bu parçada geçen "Peşin kabullerle bir tarafı mahkûm etme peşinde değildir." sözüyle sanatçının hangi özelliği anlatılmak istenmiştir? A) İçtenliği B) Ulusallığı D) Yalınlığı C) Nesnelliği E) Akıcılığ!

apil. cekâ ağı- 2. (1) Okulların tatile girmesiyle birlikte yayla sezonu da gün- den güne canlanır. (II) Yaylaya göç etmek için başlayan hazırlıklar göz açıp kapayıncaya kadar tamamlanır ve göç başlar. (III) Şehir merkezindeki caddeler tenhalaşır, şehir âdeta boşalır. (IV) Yayla, kendi doğal ortamında yetişen meyveler ve sebzeler sunar insana. (V) Tertemiz hayatıy- la iki aylık yayla hayatı, şehrin bir yılından daha güzeldir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? 1. cümlede, aşamalı bir durum belictmiştir. C II. cümlede, bir eylemin amacına yer verilmiştir. III. cümlede, bir durumun sonucu anlatmıştır. D) IV. cümlede, eylemin gerekçesi söylenmiştir. E) V. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır. HIZ VE RENK YAYINLARI

ANA DÜŞÜNCE ve yeni Görsel şiir türünün varlık nedeni görselliktir. Görsel iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin geleneksel şiirin benimseyen şairler, değişen toplumsal şartlar var olduğu şekliyle sürdürülmesine engel olduğu ve bu yüzden şiirin çağın şartlarıyla uyumlu hâle gelmesi gerektiği inancındadırlar. Görselliğin başat olduğu bir özelliklerini öne çıkarmalıdır. Böylelikle görsellik şiirde çağda şiir de sadece kelimelerle sınırlı kalmayıp görsel merkezileşerek çağın ruhu yakalanmış olur. Biçim bu şiirde anlamın kendisi olmuştur. 7. şiiri Bu parçada görsel şiir ile ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yaşamsallığını ve biricikliğini günümüz koşullarına dayandırdığı Klasik şiir anlayışına tepkisel olarak doğduğu C) Görsel teknikleri yoğun olarak kullandığı D) Sanal alemde yaygınlık kazandığı E) Genç kuşakların duygularına karşılık geldiği

Çıkmış Sorular E 5. 2017/LYS3 Yüzlerce yıllık ormanın kuytularında öylece duruyordu işte, dimdik ve mağrur. Gümüş renkli kabuklarla kaplanmış, ormanın bütün ağaçlarından çok daha uzun boylu bir ağaç. Bursa'nın ünlü kumaşları gibi yeşil yapraklarının arasından ateş topu gibi patlayan zakkum, pembemsi çiçekleriyle oracikta duruyor ve kışın kapanmış bir havuzun sessiz hüznüyle "Ben buradayım." diye ünlemsiz çığlıklar atıyordu. Sonra arduvaz grisi yağmurlar yağdı. Gelin böceklerinin mekân tuttuğu yapraklar hüzünlü hüzünlü sararmaya başladı. "Perde!" deyip yavaşça yerlere döküldüler. Sonra meyveler birer birer uc verdi. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? Mae A) Kişileştirme yapılmıştır. B) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. C) Benzetmelere yer verilmiştir. Porneklemeye başvurulmuştur. E) Betimleyici ögeler kullanılmıştır.

8. Bayramlardan bir gece önce, içimdeki küçük kız çıkıveriyor ortaya. Yatağının baş ucuna koymak için, kabarık, kısa bir etek, narçiçeği renkli bir gömlek, altına siyah rugan ayakkabı ve kıvırcık saçlarını iki yandan tutturacak parlak taşlı tokalar istiyor benden. Sürekli yanımda olmasını isteyip de bulamadığım o küçük kızın gönlünü etmek, bu tek başına geçirilen günlerde öylesine zor geliyor ki bana... Benim gibi daha niceleri var üstelik. Çocukluğumdaki bayramları özlüyorum! O bayramları anımsamak, o günleri aramak eskimiş olmak mı, diye düşünüyorum sık sık. Gelenekleri yadsımanın neredeyse erdem sayıldığı günümüzde, bayramları bile eskiten biz değil miyiz aslında? Geçmişten bugüne neler değişti de bayramları bayram gibi yaşayamaz olduk? Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi soylenemez? A) Karşılaştırma yapılmıştır. B) ikileme kullanılmıştır. C) Benzetmeden yararlanılmıştır. D) Tahminde bulunulmuştur. E) Betimleme yapılmıştır.

2. (1) Bir çığlık duyduğumuzda içimizi korku ve üzüntüyle karışık olum- suz bir his kaplar. (II) Araştırmalara göre çığlığın bize bunları his- settirmesinin nedeni, o sırada çıkan sesin şiddetindeki hızlı deği- şimdir. (III) Normal bir konuşmada sesin şiddeti saniyede yalnızca üç dört kez değişirken çığlık söz konusu olduğunda bu değer 30 ile 150 arasındadır. (IV) Bu dalgalanmalar, durumu sesin yükselip alçaldığı şeklinde yorumlayamayacağımız kadar hızlıdır. (V) Sesin çok inişli çıkışlı olması da beynin korku merkezi olan amigdalayı harekete geçirir. (VI) Korku, beynin işlediği en kompleks durum- lardan biridir. (VII) Korkunun beyinde oluşmasında rol oynayan mekanizmaların yapısı hâlen tam olarak aydınlatılmış değil. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf han- gi cümleyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI

3. Başucundaki sandalyeye oturdum. Ak kılların çerçevelediği bu sapsarı yüze, bu gevşemiş, sarkmış çizgilere, bu yorgun ve dal- gin gözlere bakıyorum. Zaman denen şeyin kudretini, hayat de- nen efsanenin sırrını bilmek istiyorum; sonra, yavaşça soruyorum: - Özledin mi bizi üstat? Dudaklarını hiç kıpırdatmasaydı, hiç ses çıkarmasaydı bile bu ze- hir gibi gülümsemesiyle her şeyi söylemiş olurdu: - Özlemek mi oğlum? Özlemek mi? Bu acının büyüklüğünü bir daha kendi içinde görmek ister gibi gözlerini yumdu, sonra, kesik kesik konuştu: - Mısır'dan üç gecede geldim. Bu üç gece, otuz asır sürdü. Ora- da on bir yıl kaldım. Fakat bir an oldu ki on bir gün daha kalsay- dım çıldırırdım. Bu parçada, I. abartmaya başvurma r II. örneklerle düşünceyi somutlaştırma III. birden fazla duyuya seslenme IV. yinelemelere yer verme r V. pekiştirmeye başvurma özelliklerinden hangisi yoktur? A) I B) II C) III D) IV Prf Yayınları 5. 34

evde William Faulkner, ünlü Emily İçin Bir Gül öyküsünü hayalet lerin dolaştığı, insanların girmesine izin verilmeyen bir yastığın üzerinde gördüğü saç telinin kendisinde bırakt izlenimden yola çıkarak yazdığını söyler. Bu cümleden yola çıkılarak öykücülerle ilgili aşağıdak genellemelerden hangisine ulaşılabilir? A) Öykülerini gerçekle düşü sentezleyerek oluştururlar. B) Gizemli konulardan öykü çıkarmada ustalık gösterirler C) Küçük ve sıradan bir ayrıntıyı öyküye dönüştürme yete neğine sahiptirler D) Öykülerinde eşyaları değil, eşyaların kendilerinde bıraktığ izlenimleri aktarırlar. Okurun ilgisini çekebilecek konular üzerinde yoğunlaşır. lar.

23. Vautrin, Balzac'ın roman kahramanlarından biridir hem de birkaç romanında ortaya çıkar. Bu adam ile ilgili gü- zel bir şaka vardır: Bir gün dostları, Balzac'ın çalışma odasına girmişler, azizlik olsun diye, dalgın ve yorgun yazara: "Mösyö Vautrin aşağıda bekliyor." demişler. Balzac telaşla yerinden kalkmış, "Buyursun!" demiş. Bu parçada anlatılan olay, Balzac'ın hangi yönü ile ilgili bir kanıt olabilir? A) Düşle gerçek arasındaki ayrımı iyi yapamaması B) Gerçekçi roman kişileri yaratmayı başarması C) Romanlarında çoğunlukla benzer temaları işlemesi D) Çevresindekiler tarafından örnek alınması Yoğun çalışma temposunun algılarını etkilemesi

1. Paragraf 1. metin Ona sevgiyle sarıldım. Teşekkür ettim. Sonra eğilip kırmızıya boyanmış çoraplarımı çıkardım. Şaşkınlıktan ne diyeceklerini bilemediler. 2. metin Güvercinlerin hepsi, kendilerini toplayıp kanat birliği yaptılar. Birdenbire ağı da taşıyarak gökyü- züne doğru yükseldiler. Yukarıdaki metinlerde anlatımın kaçıncı kişi ağzıy- la yapıldığı hangi seçenekte doğru verilmiştir? A) 1.kişi ağzından B) 3.kişi ağzından C) 3.kişi ağzından 1.kişi ağzından 1. kişi ağzından 3. kişi ağzından 1. kişi ağzından 3. kişi ağzından

ALS eykel yer mulu dan gör. al- lyla eyi- da 31. Infa 7. Genç kuşağın yabancısı olduğu kartpostalların geçmişini anlatmaya kalkarsam yüz kırk beş yıl öncesine gitmem gerekir. Çünkü ilk kartpostal, 1865 yılında Avusturya'da posta müdürü Heinrich von Stephan'ın bir önerisiyle ha- zırlanır. Avrupa'daki savaşlar sırasında kartpostalların, çabuk, kısa ve öz haberleşme aracı olacağı düşünülür. Öneriden dört yıl sonra ilk kartlar postaya verilir. Bir yıl sonra da matbaacı Augustin Schwarz tarafından bir kart üstüne basılan asker resmi, o kartpostalın ilk resimli kart- postal olarak tarihe geçmesini sağlar. Bu parçada kartpostallarla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Kaç yıllık bir geçmişinin olduğuna B) Hangi amaçla oluşturulduğuna C) Nerede, kimin önerisiyle hazırlandığına D) Ne zaman kullanılmaya başlandığına Günümüzde yeni işlevler kazandığına (2010/ALS) -1 9 [29

7. A) II B) III C) IV D) V E) VI Türkiye'de de bizim derinlikli bir kültür ve sinema biriki- mimiz var ama biz, bu birikimin dışına fırlatılmış durum- dayız. Böyle bir ülke kaçınılmaz olarak yetenekli insanlar mezarlığına dönüşür. Bu ülkede sinema, çok ihmal edildi. Sinemanın bütün sanat, düşünce ve ifade biçimlerinin sen- tezi ve soyutlaması olduğu düşünülürse sinemada yapıla- cak büyük bir atılım, hayatın, sanatın ve düşüncenin bütün alanlarında da çarpan etkisi yapar ve o toplumun hakikat arayışına, medeniyet yolculuğuna derin ve çok yönlü bir kapı açar. O yüzden sinemada varlık göstermenin yolları üzerinde derinlemesine kafa patlatmanın zamanı geldi de geçiyor bile. Güçlü bir sinema yapabilmenin yolu, köklü bir kültürün, medeniyetin oluşturduğu vasatın sinemaya esaslı bir ruh üfleyebilmesinden geçer. Yani sinema yapılan ülkenin kültür ve medeniyet vasatı ne kadar güçlü, köklü ve yaratıcı ise orada yapılan sinema da o ölçüde güçlü ve yaratıcı olur. listes Bu parçaya göre altı çizili ifadenin yaşanmaması için aşağıdakilerden hangisi yapılmalıdır? 0000 0000 00000 A) Sinemaya hak ettiği ölçüde değer verilmelidir. B) Yeni girişimlerle sinemada boy gösterilmelidir. C) Sinemaya daha çok maddi kaynak ayrılmalıdır. D) Seyircinin bilinçlenmesi için reklamlara yer verilmelidir. E) Gişe başarısı olan filmlerin devamını çekilmelidir. ! Cevaplarını Raunt'a gir, "Eksiklerim" bölümünü

11. İnşa ettikleri siteler sayesinde "rüya gibi hayat" pazarlayanlar hız kesmiyor. "Rüya gibi hayat" pazarlayan sistemin daha müşterisi olmadık, o yüzden sistemin ek yerini bilmiyoruz. Tek bildiğimiz bu hayatların şehir merkezine uzaklıkları bir de bunları yapan müteahhitlerin, kurdukları "Rüya Gibi Siteler'e isim bulmakta müthiş zorlandıkları. Bu sitelerden daire alacaklara "İngiltere kraliçesinin at uşağı ile komşu olacakları" hissini verip ortama asalet katmak istiyorlar ya! O yüzden seçilen isimlerin yarısından fazlası İngilizce. Kendini yabancı dilde ifade eden garip bir anlayış. EN SULTAN Bu parçada yazarın yakındığı durum aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Kurulan sitelerin istenilen özelliklere sahip olmaması B) Sitelere yabancı isimler verilmesinin daha güzel olduğunun düşünülmesi Türkçe olmayan sözcüklerin dilimize yer etmesi Emlakların satışlarında verilen sözlerin yerine getirilmemesi Sitelere verilen yabancı adların dilimizde karşılığının olmaması 2. Eski çağlarda yacomin

2 Sözü güzel söyleme sanatı olan retoriğe kendini kaptı- ran sanatçı, özellikle kendi sesine vurgundur. Cümle- lerde aynı anlama gelen sıfatları üst üste kullanmaktan çekinmez. Neyi niçin yaptığının bilincinde olmadan hiçbir dudağa değmemiş, yadırgatıcı, yepyeni benzetmelere, simgeleştirmelere başvurma sevdasındadır. Bu parçaya göre, kendini retoriğe kaptırmış bir sanat- çının tutumu aşağıdakilerin hangisiyle bağdaşmaz? A) Anlatımda yoğunluk aramaz. B) İçi boş, süslü püslü sözcükler kullanmaktan kaçınmaz. Ahşılmış söyleyişlerin dışına çıkmaya çalışır. D) Şalrane bir anlatımı sever. E) Anlatımda doğallığı yeğler. (2012-LYS)