Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

26. Almanya'nın
başkenti
Berlin'in
yeni
havaalanına İstanbul ve İzmir'den karşılıklı
seferler önümüzdeki ay
doğrudan
başlayacak.
A) Berlin'in yeni havaalanı henüz tam olarak
faaliyete geçmemiştir.
B) Berlin'in yeni havaalanıyla Türkiye arasındaki bu
uçuşlar çift yönlü olarak planlanmıştır.
C) Berlin'in yeni havaalanına Avrupa'nın diğer
kentlerinden olan uçuşlar daha önceden
başlamıştır.
D) Berlin'de uluslararası yolcu taşımacılığına açık
en az iki havaalanı vardır.
E) Berlin'deki diğer havaalanı, Avrupa'nın diğer
kentlerinden yapılan uçuşlar için
kullanılmaktadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
26. Almanya'nın başkenti Berlin'in yeni havaalanına İstanbul ve İzmir'den karşılıklı seferler önümüzdeki ay doğrudan başlayacak. A) Berlin'in yeni havaalanı henüz tam olarak faaliyete geçmemiştir. B) Berlin'in yeni havaalanıyla Türkiye arasındaki bu uçuşlar çift yönlü olarak planlanmıştır. C) Berlin'in yeni havaalanına Avrupa'nın diğer kentlerinden olan uçuşlar daha önceden başlamıştır. D) Berlin'de uluslararası yolcu taşımacılığına açık en az iki havaalanı vardır. E) Berlin'deki diğer havaalanı, Avrupa'nın diğer kentlerinden yapılan uçuşlar için kullanılmaktadır.
2
Tracy
Letts'in
kendi
oyunundan
senaryolaştırdığı Katil Joe adlı film, hem
Amerikan taşrasında geçen kanlı bir aile
komedyası hem de alabildiğine absürt bir
gerilim filmi olarak keyifle izleniyor.
A) Yazan ve yöneten aynı kişidir.
B) Dönemin tarihsel olayları yansıtılmıştır.
C) Teknolojinin imkânlarından olabildiğince
yararlanılmıştır.
D) Birden fazla türe ait özellik taşımaktadır.
E) Sanatçıların performansı, olayların farklı
anlaşılmasını sağlamıştır..
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2 Tracy Letts'in kendi oyunundan senaryolaştırdığı Katil Joe adlı film, hem Amerikan taşrasında geçen kanlı bir aile komedyası hem de alabildiğine absürt bir gerilim filmi olarak keyifle izleniyor. A) Yazan ve yöneten aynı kişidir. B) Dönemin tarihsel olayları yansıtılmıştır. C) Teknolojinin imkânlarından olabildiğince yararlanılmıştır. D) Birden fazla türe ait özellik taşımaktadır. E) Sanatçıların performansı, olayların farklı anlaşılmasını sağlamıştır..
1. Kendini sürekli geliştirme, devingenlik içinde tutmak
zorunda olması gereken insan, çiçeğin derinlerindeki
bal özünü algılayan arı gibi onun çevresinde dolanıp
gereksinimi olan besine ulaşmanın yolunu yordami-
ni bulabilecek bilince erişmedikçe kendi içinde kendi
varlığının tüketicisi olur.
Bu cümlede asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Yaşamdan kopuk yaşayan sanatçı zaman içerisin-
de yeni eser verme kaygısını yitirir.
B) Çevreyle etkileşime girip arayış içinde olmayan
sanatçı kazanımları ölçüsünde eser verebilir.
C) Her sanatçı sürekli yenilik peşinde koşarsa sana-
tin gelişimine katkıda bulunabilir.
D) Doğanın zenginliklerinin farkında olmanın en etkili
yolu, sanatın olanaklarını kullanmaktır.
E) İnsanın temel gereksinimlerini karşılamak için sa-
natın olanakları sonuna kadar kullanılmalıdır.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
1. Kendini sürekli geliştirme, devingenlik içinde tutmak zorunda olması gereken insan, çiçeğin derinlerindeki bal özünü algılayan arı gibi onun çevresinde dolanıp gereksinimi olan besine ulaşmanın yolunu yordami- ni bulabilecek bilince erişmedikçe kendi içinde kendi varlığının tüketicisi olur. Bu cümlede asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Yaşamdan kopuk yaşayan sanatçı zaman içerisin- de yeni eser verme kaygısını yitirir. B) Çevreyle etkileşime girip arayış içinde olmayan sanatçı kazanımları ölçüsünde eser verebilir. C) Her sanatçı sürekli yenilik peşinde koşarsa sana- tin gelişimine katkıda bulunabilir. D) Doğanın zenginliklerinin farkında olmanın en etkili yolu, sanatın olanaklarını kullanmaktır. E) İnsanın temel gereksinimlerini karşılamak için sa- natın olanakları sonuna kadar kullanılmalıdır.
(1) Eğitim, gerçekler dünyasını doğru tanıyan, doğ-
ru adlandıran, doğru yargılayan, hakikati arama ih-
tiyacı duyarak sorularına cevaplar arayan insanlar
yetiştirme sürecidir, (II) Eğitimin temeli ise ana dili
eğitimi ve öğretimi ile atılır. (III) Bunun içindir ki dil
konusunda, onun çok özel bir sahası olan kelime-
ler konusunda yapılan araştırmalar çok önem arz
etmektedir. (IV) Bireyin gelişimindeki basamaklar
dikkate alınarak düzenlenen, hedeflenen toplumun
niteliklerini kazandırmaya yönelik menzilleri de
bünyesinde bulunduran temel kelime araştırmaları;
neyin, ne kadar, nasıl öğretileceğini ortaya koymuş
olacaktır. (V) Eğitim ve öğretim daha çok zihni faali-
yetlerden oluşan bir süreçtir. (VI) Bu süreçte işe ne-
reden başlanacağını bilmenin büyük önemi vardır.
(VII) İşte seviyelere göre hazırlanmış yöntemler, bu
başlangıç noktalarını oluşturmaktadır.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf kaçıncı cürpleyle başlar?
A) II.
B) III
CN
D) V.
E) VI.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
(1) Eğitim, gerçekler dünyasını doğru tanıyan, doğ- ru adlandıran, doğru yargılayan, hakikati arama ih- tiyacı duyarak sorularına cevaplar arayan insanlar yetiştirme sürecidir, (II) Eğitimin temeli ise ana dili eğitimi ve öğretimi ile atılır. (III) Bunun içindir ki dil konusunda, onun çok özel bir sahası olan kelime- ler konusunda yapılan araştırmalar çok önem arz etmektedir. (IV) Bireyin gelişimindeki basamaklar dikkate alınarak düzenlenen, hedeflenen toplumun niteliklerini kazandırmaya yönelik menzilleri de bünyesinde bulunduran temel kelime araştırmaları; neyin, ne kadar, nasıl öğretileceğini ortaya koymuş olacaktır. (V) Eğitim ve öğretim daha çok zihni faali- yetlerden oluşan bir süreçtir. (VI) Bu süreçte işe ne- reden başlanacağını bilmenin büyük önemi vardır. (VII) İşte seviyelere göre hazırlanmış yöntemler, bu başlangıç noktalarını oluşturmaktadır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf kaçıncı cürpleyle başlar? A) II. B) III CN D) V. E) VI.
Türkçe
7. (1) Mallarme "Şiir, düşüncelerle değil, sözcüklerle yazılır." der.
418 (II) Sözcükleri şiir yapan, sözcüklerin ifade ettiği düşünce de-
ğil, sözcüklerin oluşturduğu estetik yapıdırl) Siir, düşünceden
ibaret olsaydı filozofların şair olması gerekirdi. (IV) Şiir düşünce-
400 yi disiplin altına almakla yazılmaz. (V) Hatta sözcükleri kuru ku-
ruya yan yana getirmekle hiçbir sanat yapılmaz. (VI) Sanat bir
duygu, tasarı ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemler
veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan yaratıcılıktır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisinde bir kav-
ram açıklamasıyla verilmiştir?
A) II.
B) III.
C) IV.
D) V.
E) VI.
?
VİP Yayınları
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
Türkçe 7. (1) Mallarme "Şiir, düşüncelerle değil, sözcüklerle yazılır." der. 418 (II) Sözcükleri şiir yapan, sözcüklerin ifade ettiği düşünce de- ğil, sözcüklerin oluşturduğu estetik yapıdırl) Siir, düşünceden ibaret olsaydı filozofların şair olması gerekirdi. (IV) Şiir düşünce- 400 yi disiplin altına almakla yazılmaz. (V) Hatta sözcükleri kuru ku- ruya yan yana getirmekle hiçbir sanat yapılmaz. (VI) Sanat bir duygu, tasarı ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemler veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan yaratıcılıktır. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisinde bir kav- ram açıklamasıyla verilmiştir? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. ? VİP Yayınları
27. Amerikan otomobil üreticisi Chevrolet'nin büyük satış
beklentisiyle çıkardığı Nova modeli, en yakın pazar
olan Latin Amerika'da istenen satış miktarına bir tür-
lü ulaşamamıştı. Acaba Latinler otomobilin şeklini mi
beğenmediler, yoksa fiyatı mı fazla geldi diye araştırı-
lırken gerçek ortaya çıktı: “Nova” sözü İspanyolca'da
"gitmiyor" (no va) anlamına geliyormuş.
Bu parçada anlatılan durum, pazarlamada aşağıda-
kilerden hangisinin önemini gösteren bir örnektir?
A) Yabancı dildeki ürün adlarının doğru yazılması-
nin
B) Ürünün pazarlanacağı ülkenin kültürel özellikle-
rinin
C) Pazarlanacak ürünün benzerlerinden üstün olan
niteliklerinin
D) Ürünün beklenen satış miktarının gerçekçi biçim-
de tahmin edilmesinin
E Pazarlanacak ürünün tanıtımının iyi yapılmasının
APEGEM AKADEMİ -
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
27. Amerikan otomobil üreticisi Chevrolet'nin büyük satış beklentisiyle çıkardığı Nova modeli, en yakın pazar olan Latin Amerika'da istenen satış miktarına bir tür- lü ulaşamamıştı. Acaba Latinler otomobilin şeklini mi beğenmediler, yoksa fiyatı mı fazla geldi diye araştırı- lırken gerçek ortaya çıktı: “Nova” sözü İspanyolca'da "gitmiyor" (no va) anlamına geliyormuş. Bu parçada anlatılan durum, pazarlamada aşağıda- kilerden hangisinin önemini gösteren bir örnektir? A) Yabancı dildeki ürün adlarının doğru yazılması- nin B) Ürünün pazarlanacağı ülkenin kültürel özellikle- rinin C) Pazarlanacak ürünün benzerlerinden üstün olan niteliklerinin D) Ürünün beklenen satış miktarının gerçekçi biçim- de tahmin edilmesinin E Pazarlanacak ürünün tanıtımının iyi yapılmasının APEGEM AKADEMİ -
1. I. Televizyonun ve internetin toplum hayatına girmesiyle
birlikte insanlar, savaşları canlı yayında izlemeye baş-
ladı.
II. Eski çağlarda büyük kumandanlar, savaşa giderken
yanlarında dönemin ünlü yazar ve şairlerini de götü-
rürdü.
III. Daha sonraki çağlarda şair, yazar ve tarihçilerin yanın-
da savaş muhabirleri de savaş meydanlarına gitmeye
başladı.
IV. Savaş meydanı, sadece devlet kayıtlarını tutan resmi
tarihçiler tarafından değil, yazar ve şairler tarafından da
kâğıda dökülürdü.
V. Özellikle Birinci ve İkinci dünya savaşlarında toplum,
muhabirlerin savaş meydanlarından gazetelere yazdık-
ları haberler sayesinde savaşlar hakkında bilgi sahibi
oldu.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dör-
düncü olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
1. I. Televizyonun ve internetin toplum hayatına girmesiyle birlikte insanlar, savaşları canlı yayında izlemeye baş- ladı. II. Eski çağlarda büyük kumandanlar, savaşa giderken yanlarında dönemin ünlü yazar ve şairlerini de götü- rürdü. III. Daha sonraki çağlarda şair, yazar ve tarihçilerin yanın- da savaş muhabirleri de savaş meydanlarına gitmeye başladı. IV. Savaş meydanı, sadece devlet kayıtlarını tutan resmi tarihçiler tarafından değil, yazar ve şairler tarafından da kâğıda dökülürdü. V. Özellikle Birinci ve İkinci dünya savaşlarında toplum, muhabirlerin savaş meydanlarından gazetelere yazdık- ları haberler sayesinde savaşlar hakkında bilgi sahibi oldu. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dör- düncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V
Test - 3
1.
Osmanlı Devleti'nde toplum, yönetenler (askeri) ve yöne-
tilenler (reaya) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Askeri sınıf,
padişahın kendilerine dinî ya da idari yetki tanıdığı devlet
görevlilerinden oluşuyordu. Yönetenlerle, yönetilenler ara-
sındaki en önemli fark, yönetenlerin devlete vergi verme-
mesi, yönetilenlerin vergi vermesidir. Yönetenler, gördükleri
vazife ve eğitime göre üç gruba ayrılmıştır:
Seyfiye sınıfı: Osmanlı toplumunda yönetim görevde olan
askerî zümreyi ifade eder. Sadrazam, vezirler, beylerbeyleri,
sancakbeyleri, kapıkulu zabitleri ve neferleri ile tımarlı sipa-
hiler ve deniz askerleri bu gruptandı.
İlmiye sınıfı: İlmiye, ilimle meşgul olanlar topluluğu demek-
tir. Kazaskerler, şeyhülislam, müderrisler ve kadılar bu grup-
tandı. İlmiye sınıfı eğitim, adalet, yargıçlık, noterlik, fetva ve
mahallî yönetim işlerine bakarlardı.
Kalemiye sınıfı: Büro veya daire anlamına gelen, devlet
kalemlerinde çalışan her düzeydeki idari memurların oluş-
turduğu gruptur. Nişancılar, reisülküttaplar ve divan kâtipleri
bu gruptandı. Kalemiye sınıfı, devletin yazışma, maliye ve
dış işlerine bakarlardı.
Bu parçaya göre Osmanlının yönetenler sınıfı ile ilgili
olarak,
C Hizmetleri karşılığında devlete vergi vermekle yükümlü
değildir.
Devletin askerî, ilmî ve idari işlerini yürütmekle görevlen-
dirilmişlerdir.
III. Toplumun her kesiminden insan, bu görevlere getirilebilir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve II
E) II ve III
Zamanın kıvrımlarında
2.
3.
4.
Şu E
ski'c
okur
zelli
plar
hiçb
ski'n
tara
büy
sihi
Bu
gis
A)
B)
et
D)
He
dir
ge
şiir
hiç
da
bir
be
Bu
ais
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Test - 3 1. Osmanlı Devleti'nde toplum, yönetenler (askeri) ve yöne- tilenler (reaya) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Askeri sınıf, padişahın kendilerine dinî ya da idari yetki tanıdığı devlet görevlilerinden oluşuyordu. Yönetenlerle, yönetilenler ara- sındaki en önemli fark, yönetenlerin devlete vergi verme- mesi, yönetilenlerin vergi vermesidir. Yönetenler, gördükleri vazife ve eğitime göre üç gruba ayrılmıştır: Seyfiye sınıfı: Osmanlı toplumunda yönetim görevde olan askerî zümreyi ifade eder. Sadrazam, vezirler, beylerbeyleri, sancakbeyleri, kapıkulu zabitleri ve neferleri ile tımarlı sipa- hiler ve deniz askerleri bu gruptandı. İlmiye sınıfı: İlmiye, ilimle meşgul olanlar topluluğu demek- tir. Kazaskerler, şeyhülislam, müderrisler ve kadılar bu grup- tandı. İlmiye sınıfı eğitim, adalet, yargıçlık, noterlik, fetva ve mahallî yönetim işlerine bakarlardı. Kalemiye sınıfı: Büro veya daire anlamına gelen, devlet kalemlerinde çalışan her düzeydeki idari memurların oluş- turduğu gruptur. Nişancılar, reisülküttaplar ve divan kâtipleri bu gruptandı. Kalemiye sınıfı, devletin yazışma, maliye ve dış işlerine bakarlardı. Bu parçaya göre Osmanlının yönetenler sınıfı ile ilgili olarak, C Hizmetleri karşılığında devlete vergi vermekle yükümlü değildir. Devletin askerî, ilmî ve idari işlerini yürütmekle görevlen- dirilmişlerdir. III. Toplumun her kesiminden insan, bu görevlere getirilebilir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III Zamanın kıvrımlarında 2. 3. 4. Şu E ski'c okur zelli plar hiçb ski'n tara büy sihi Bu gis A) B) et D) He dir ge şiir hiç da bir be Bu ais
Sıvı yalıtkanlar ya da yalıtkan yağlar, bir yalıtımın die-
lektirik sertliğini artırmak ve ayrıca çevre devrelerde-
ki elektriksel ve manyetik kayıplardan kaynaklanan
ısıyı dışarı atmak amacıyla kullanılır. Bu sıvılar ya
petrol türevi mineral yağlar ya da bireşim ürünü tu-
tuşmaz yağlardır. Bunlar günümüzde transformatör-
lerde, indüktanslarda, kondansatörlerde, kablolarda
ve disjonktörlerde yaygın olarak kullanılır. Katı yalıt-
kanlar arasında ise mineral yalıtkanlar ya da sentetik
yalıtkanlar sayılabilir. Tüm bu yalıtkanlar, iletkenlere
mekanik destek görevi yapar. Dolayısıyla bunlar yal-
nız dielektrik bir gerilmenin etkisinde değildir ve bunun
yanı sıra elektromanyetik güçleri de iletmek ve aygı-
tın içinde açığa çıkan ısıya dayanmak zorundadır. Isıl
yalıtkanlar ise genellikle hafif malzemelerdir. Çoğun-
lukla 100 kg/metreküpün altında olan özgül kütleleri
300 kg/metreküpü ender olarak aşar. Yalıtkanların
hücre yapısı ısı yayımı için bir engel oluşturur. Her biri
havayla ya da daha yalıtıcı bir gazla dolu olan hücre-
ler, yalıtkanın iskeletini oluşturan organik ya da anor-
ganik katılardan çok daha az iletkendir.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
Isıl yalıtkanların özgül kütlelerinin 300 kg/m³ü geç-
tiği bir ana rastlanmıştır.
Anorganik katılar, yalıtıcı bir gazla dolu olan hücre-
lerden daha fazla iletkendir.
Sıvı ve katı yalıtkanlar, işlem sırasında çıkabilecek
ısıya karşı koymak durumundadır.
D) Isı yayımı sırasında oluşacak zorluklarda yalıtkan-
ların hücre yapısı etkilidir.
İletkenlerin mekanik olarak desteklenmesi için ısıl
yalıtkanlar daha hafif malzemelerdir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Sıvı yalıtkanlar ya da yalıtkan yağlar, bir yalıtımın die- lektirik sertliğini artırmak ve ayrıca çevre devrelerde- ki elektriksel ve manyetik kayıplardan kaynaklanan ısıyı dışarı atmak amacıyla kullanılır. Bu sıvılar ya petrol türevi mineral yağlar ya da bireşim ürünü tu- tuşmaz yağlardır. Bunlar günümüzde transformatör- lerde, indüktanslarda, kondansatörlerde, kablolarda ve disjonktörlerde yaygın olarak kullanılır. Katı yalıt- kanlar arasında ise mineral yalıtkanlar ya da sentetik yalıtkanlar sayılabilir. Tüm bu yalıtkanlar, iletkenlere mekanik destek görevi yapar. Dolayısıyla bunlar yal- nız dielektrik bir gerilmenin etkisinde değildir ve bunun yanı sıra elektromanyetik güçleri de iletmek ve aygı- tın içinde açığa çıkan ısıya dayanmak zorundadır. Isıl yalıtkanlar ise genellikle hafif malzemelerdir. Çoğun- lukla 100 kg/metreküpün altında olan özgül kütleleri 300 kg/metreküpü ender olarak aşar. Yalıtkanların hücre yapısı ısı yayımı için bir engel oluşturur. Her biri havayla ya da daha yalıtıcı bir gazla dolu olan hücre- ler, yalıtkanın iskeletini oluşturan organik ya da anor- ganik katılardan çok daha az iletkendir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? Isıl yalıtkanların özgül kütlelerinin 300 kg/m³ü geç- tiği bir ana rastlanmıştır. Anorganik katılar, yalıtıcı bir gazla dolu olan hücre- lerden daha fazla iletkendir. Sıvı ve katı yalıtkanlar, işlem sırasında çıkabilecek ısıya karşı koymak durumundadır. D) Isı yayımı sırasında oluşacak zorluklarda yalıtkan- ların hücre yapısı etkilidir. İletkenlerin mekanik olarak desteklenmesi için ısıl yalıtkanlar daha hafif malzemelerdir.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ankara adlı romanında
Ankara'nın Kurtuluş Savaşı yıllarını, savaş sonrasında
yönetici sınıfın Milli Mücadele ruhunu yitirişini, daha
sonra da buna tepki olarak idealist bir kuşağın çalış-
masını anlatmıştır. Savaş sırasında heyecansız ve ür-
kek bir banka memurunun karısı olan Selma Hanım,
eşinde bulamadığı kişiliği ve coşkuyu Binbaşı Hakkı
Bey'de bulur ve onunla evlenir. Ancak yeni kurulan
devlette yozlaşmayı anlatan ikinci bölümde Hakkı Bey
de yazarın bir karikatür diye adlandırdığı başkentte
asıl kişiliğinden uzaklaşmış, ticaret ve komisyon işle-
ri peşinde koşan, yaşamını çay partileri ve balolarda
geçiren yeni bir sınıfın adamı olmuştur. Selma Hanım
ondan da soğur. Halk yararının gözetildiği geleceğin
Ankara'sını bir ütopya biçiminde anlatan son bölümde
Selma Hanım, Neşet Sabit ile evlidir ve ikisi de idealist
bir insan görüntüsü çizer.
Bu parçada Ankara romanıyla ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Yazarın son bölümde gerçekleşmesi oldukça güç
bir Ankara'yı anlattığına
B Romanın bir bölümünde yazarın başkent için kul-
landığı bir ifadenin diğer bölümlerde yer almadığı-
na
C) Selma Hanım'ın yeni bir evlilik yapmasında etkili
olan duygunun coşku olduğuna
DYönetici sınıfın kaybolan anlayışını yerine getirmek
için bir grubun harekete geçtiğine
Ikinci bölümde daha önce görülmemiş bir insan
topluluğunun ele alındığına
28-
Sa pelikonkitabevi.com.tr
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ankara adlı romanında Ankara'nın Kurtuluş Savaşı yıllarını, savaş sonrasında yönetici sınıfın Milli Mücadele ruhunu yitirişini, daha sonra da buna tepki olarak idealist bir kuşağın çalış- masını anlatmıştır. Savaş sırasında heyecansız ve ür- kek bir banka memurunun karısı olan Selma Hanım, eşinde bulamadığı kişiliği ve coşkuyu Binbaşı Hakkı Bey'de bulur ve onunla evlenir. Ancak yeni kurulan devlette yozlaşmayı anlatan ikinci bölümde Hakkı Bey de yazarın bir karikatür diye adlandırdığı başkentte asıl kişiliğinden uzaklaşmış, ticaret ve komisyon işle- ri peşinde koşan, yaşamını çay partileri ve balolarda geçiren yeni bir sınıfın adamı olmuştur. Selma Hanım ondan da soğur. Halk yararının gözetildiği geleceğin Ankara'sını bir ütopya biçiminde anlatan son bölümde Selma Hanım, Neşet Sabit ile evlidir ve ikisi de idealist bir insan görüntüsü çizer. Bu parçada Ankara romanıyla ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisine değinilmemiştir? A) Yazarın son bölümde gerçekleşmesi oldukça güç bir Ankara'yı anlattığına B Romanın bir bölümünde yazarın başkent için kul- landığı bir ifadenin diğer bölümlerde yer almadığı- na C) Selma Hanım'ın yeni bir evlilik yapmasında etkili olan duygunun coşku olduğuna DYönetici sınıfın kaybolan anlayışını yerine getirmek için bir grubun harekete geçtiğine Ikinci bölümde daha önce görülmemiş bir insan topluluğunun ele alındığına 28- Sa pelikonkitabevi.com.tr
16. Aşağıda verilen cümlelerden hangisi ayraç içindeki
kavramla ilgili değildir?
A) Size bu soruyu sorarak asıl gerçekleri bulmanıza
yardım etmek istiyorum. (amaç)
B) Okul da hayattaki kadar geniş uygulama alanlarına
sahip değildir. (benzerlik)
C) Öğrencileri tahtaya kaldırdığında daha iyi tanırsın.
(koşul)
D) Romanın başlangıcındaki dağınıklık, sonlara doğru
yerini görkemli bir anlatıma bırakıyordu. (karşıtlık)
E) Dışarıda dolaşmak en sevdiğim şeydir.
(karşılaştırma)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
16. Aşağıda verilen cümlelerden hangisi ayraç içindeki kavramla ilgili değildir? A) Size bu soruyu sorarak asıl gerçekleri bulmanıza yardım etmek istiyorum. (amaç) B) Okul da hayattaki kadar geniş uygulama alanlarına sahip değildir. (benzerlik) C) Öğrencileri tahtaya kaldırdığında daha iyi tanırsın. (koşul) D) Romanın başlangıcındaki dağınıklık, sonlara doğru yerini görkemli bir anlatıma bırakıyordu. (karşıtlık) E) Dışarıda dolaşmak en sevdiğim şeydir. (karşılaştırma)
10.
11.
04
***
Yine günlerden bir gün Ay Kağan'ın gözü parladı.
Doğum sancıları başladı ve bir erkek çocuğu oldu.
Bu çocuğun yüzü gök, ağzı ateş gibi kızıl, gözleri ela,
saçları ve kaşları kara idi. Perilerden daha güzeldi.
Bu çocuk anasının göğsünden ilk sütü emdi ve bir daha
emmedi. Çiğ et ve çorba istedi. Dile gelmeye başladı.
Kırk gün sonra büyüdü, yürüdü ve oynadı. Ayağı öküz
ayağı gibi, beli kurt beli gibi...
Oğuz Kağan Destanindan alınan bu metinle ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kahramanı ruhsal derinlikleriyle tasvir edilmiştir.
B) Gerçek ve hayalî unsurlar bir arada verilmiştir.
C) Tasvirlerde tabiat unsurlarına başvurulmuştur.
D) Zamanla ilgili unsurlar gerçeküstüdür.
Kat
E) Kahramanı olağanüstü özellikler taşımaktadır.
P
Eser
Yazar
İskendername
1
Hayrábåd
Nabi
Şeyh Galip
Yüzyıl
14. yüzyıl
II
18. yüzyıl
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
10. 11. 04 *** Yine günlerden bir gün Ay Kağan'ın gözü parladı. Doğum sancıları başladı ve bir erkek çocuğu oldu. Bu çocuğun yüzü gök, ağzı ateş gibi kızıl, gözleri ela, saçları ve kaşları kara idi. Perilerden daha güzeldi. Bu çocuk anasının göğsünden ilk sütü emdi ve bir daha emmedi. Çiğ et ve çorba istedi. Dile gelmeye başladı. Kırk gün sonra büyüdü, yürüdü ve oynadı. Ayağı öküz ayağı gibi, beli kurt beli gibi... Oğuz Kağan Destanindan alınan bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kahramanı ruhsal derinlikleriyle tasvir edilmiştir. B) Gerçek ve hayalî unsurlar bir arada verilmiştir. C) Tasvirlerde tabiat unsurlarına başvurulmuştur. D) Zamanla ilgili unsurlar gerçeküstüdür. Kat E) Kahramanı olağanüstü özellikler taşımaktadır. P Eser Yazar İskendername 1 Hayrábåd Nabi Şeyh Galip Yüzyıl 14. yüzyıl II 18. yüzyıl
8. Ağır adımlarla kahveye girdi Hasan. Olanları düşündü
bir süre. Otursam moturmasam mı diye bir tereddüt
geçirdi. Sonra oturdu bir köşeye isteksiz. Babadan kal-
ma tespihini çıkardı, sallamaya başladı. Öyle dalmıştı
ki masasına konan çay bardağının sesi bile dikkatini
çekmemişti.
Bir hikâyeden alınan bu parça ile ilgili aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
A) Görme ve işitme duyularına ait ayrıntılara yer veril-
miştir.
N
B Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.
C) Olaylar, oluş sırasına göre verilmiştir
D Duyular arası aktarmaya başvurulmuştur.
E) Öyküleyici anlatımla oluşturulmuştur.
E
r
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. Ağır adımlarla kahveye girdi Hasan. Olanları düşündü bir süre. Otursam moturmasam mı diye bir tereddüt geçirdi. Sonra oturdu bir köşeye isteksiz. Babadan kal- ma tespihini çıkardı, sallamaya başladı. Öyle dalmıştı ki masasına konan çay bardağının sesi bile dikkatini çekmemişti. Bir hikâyeden alınan bu parça ile ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Görme ve işitme duyularına ait ayrıntılara yer veril- miştir. N B Niteleyici sözcükler kullanılmıştır. C) Olaylar, oluş sırasına göre verilmiştir D Duyular arası aktarmaya başvurulmuştur. E) Öyküleyici anlatımla oluşturulmuştur. E r
4. Attila İlhan, her şeyden önce aşk ve yalnızlık şairidir.
İlk gençlik yıllarında aşkları bir hayli platonik olsa da
hayalleri ve yaşadıklarıyla dünyevi aşkı yansıtan bir
şair olmuştur "Ayrılığın sevdaya dâhil olduğunu sa-
vunan bir aşk ve yalnızlık şairi..." Onun şiirlerindeki
aşk ve yalnızlık, divan şairlerinin kurguladıkları so-
yut, gerçek olmayan kurgulardan ibaret tasavvurlar
değildir.
Bu parçaya göre Attila İlhan'ın aşk ve yalnızlık
konularıyla ilgili en belirgin özelliği aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Hemen her eserinde bir şekilde bu konuları ele
alması
BY Bu konulara kendi ruh dünyasından bakabilmesi
C) Toplumsal konularla bu konuları harmanlayabil-
mesi
D) Bu ferdî konuları gerçekçi bir şekilde işlemesi
E) Aşkı ve ızdırabı birlikte ele alması
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Attila İlhan, her şeyden önce aşk ve yalnızlık şairidir. İlk gençlik yıllarında aşkları bir hayli platonik olsa da hayalleri ve yaşadıklarıyla dünyevi aşkı yansıtan bir şair olmuştur "Ayrılığın sevdaya dâhil olduğunu sa- vunan bir aşk ve yalnızlık şairi..." Onun şiirlerindeki aşk ve yalnızlık, divan şairlerinin kurguladıkları so- yut, gerçek olmayan kurgulardan ibaret tasavvurlar değildir. Bu parçaya göre Attila İlhan'ın aşk ve yalnızlık konularıyla ilgili en belirgin özelliği aşağıdakiler- den hangisidir? A) Hemen her eserinde bir şekilde bu konuları ele alması BY Bu konulara kendi ruh dünyasından bakabilmesi C) Toplumsal konularla bu konuları harmanlayabil- mesi D) Bu ferdî konuları gerçekçi bir şekilde işlemesi E) Aşkı ve ızdırabı birlikte ele alması Diğer sayfaya geçiniz.
3. Yazılış tarihleri açısından oldukça geniş bir zamana yayılan hikâ-
yelerim arasında acemice olanlar var, daha oturmuş olanlar
da. Teknik olarak farklı yöntemler denediğim hikâyelerim de
bulunuyor. Yalnız hepsi için söyleyebileceğim, otuz yıl önce de
bugün de dikkat etmeye çalıştığım temel ölçü ise şu: Dili eğip
bükmeden okurlara "Beni anlatıyor." dedirtmek yani kendile-
rini net olarak görebilecekleri bir ayna sunmaktır.
Bu parçada altı çizili sözle yazar, hikâyeleriyle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir?
A) Sadece tanık olduklarını anlattığını
B) Okura yakın gelen yaşantıları ele aldığını
C) Biçemi okurun beklentilerine göre şekillendirdiğini
D) İnsanların güncel eğilimlerini ele aldığını
E) Okuru toplumsal sorunlarla gerçekçi bir biçimde yüzleştir-
diğini
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Yazılış tarihleri açısından oldukça geniş bir zamana yayılan hikâ- yelerim arasında acemice olanlar var, daha oturmuş olanlar da. Teknik olarak farklı yöntemler denediğim hikâyelerim de bulunuyor. Yalnız hepsi için söyleyebileceğim, otuz yıl önce de bugün de dikkat etmeye çalıştığım temel ölçü ise şu: Dili eğip bükmeden okurlara "Beni anlatıyor." dedirtmek yani kendile- rini net olarak görebilecekleri bir ayna sunmaktır. Bu parçada altı çizili sözle yazar, hikâyeleriyle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisini anlatmak istemiştir? A) Sadece tanık olduklarını anlattığını B) Okura yakın gelen yaşantıları ele aldığını C) Biçemi okurun beklentilerine göre şekillendirdiğini D) İnsanların güncel eğilimlerini ele aldığını E) Okuru toplumsal sorunlarla gerçekçi bir biçimde yüzleştir- diğini
1.
Ben hep öykü yazdım, öykü yazmak istiyorum. Bu anlamda bir
yazarın kendisini en iyi ifade ettiği tür apaçık ortadayken ve
kimliği bir türle (öykücülük) belirginleşmişken başka türlere
sapmasını, arayış içerisine girmesini bir türlü anlayamıyorum.
Öykü galiba daha zor geliyor yazarlara. Her zaman kısa yazmak
daha zordur. Çünkü yazardan daha çok dikkat, özen ve çaba is-
ter. Öykünün gerektirdiği ritim, sıkı örgü, dil özeni yazara bu
çabayı dayatır. Son günlerde kimi öykücülerin öyküden kaçış-
larının arkasında yeterince yoğunlaşamama, zora katlanama-
ma olabilir mi, diye düşünüyorum.
Bu parçaya göre öykünün hangi özelliği, bazı yazarların öykü
türüne mesafeli durmasına neden olmaktadır?
A) Dar bir okur kitlesi tarafından okunması
B) Bilgi ve birikime dayalı bir tür olması
C) Yoğun ve titiz bir anlatım gerektirmesi
D) Diğer türlere göre daha uzun zamanda yazılması
E) Yazarın, kendisini ifade etmesine yeterince olanak tanıma-
ması
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Ben hep öykü yazdım, öykü yazmak istiyorum. Bu anlamda bir yazarın kendisini en iyi ifade ettiği tür apaçık ortadayken ve kimliği bir türle (öykücülük) belirginleşmişken başka türlere sapmasını, arayış içerisine girmesini bir türlü anlayamıyorum. Öykü galiba daha zor geliyor yazarlara. Her zaman kısa yazmak daha zordur. Çünkü yazardan daha çok dikkat, özen ve çaba is- ter. Öykünün gerektirdiği ritim, sıkı örgü, dil özeni yazara bu çabayı dayatır. Son günlerde kimi öykücülerin öyküden kaçış- larının arkasında yeterince yoğunlaşamama, zora katlanama- ma olabilir mi, diye düşünüyorum. Bu parçaya göre öykünün hangi özelliği, bazı yazarların öykü türüne mesafeli durmasına neden olmaktadır? A) Dar bir okur kitlesi tarafından okunması B) Bilgi ve birikime dayalı bir tür olması C) Yoğun ve titiz bir anlatım gerektirmesi D) Diğer türlere göre daha uzun zamanda yazılması E) Yazarın, kendisini ifade etmesine yeterince olanak tanıma- ması