Anlatım Biçimleri Soruları

13 Türkçe oka- çlar ve sce Llin- ani- zalt 40. Qykülerde iç içe iki katman var: Gerçek ve kurgu. Ger- kek ile kurmacanın, metnin içinde buluşarak birbiri için- de sürmesi, kendine özgü bir kurgusal deney ya da kur- gu oyunu olarak ilgi uyandırıyor. Yazar yer yer kendi ani- larından yola çıkarak onları yepyeni bir gerçekliğe dö- nüştürüyor. Yaşamın kırılma noktalarındaki insani dram- ları önceleyen yazar, kısa öykünün bir gereği olarak söz- cükleri birkaç fırça darbesiyle canlı, çarpıcı ve işlevsel hâle getirdiği betimlemeler kullanıyor: "Sabahın çok er- ken saatleri. Kasaba, soğuk havada yatağından çıkmak istemeyen, uykusuna doymamış bir çocuk gibi mahmur." Betimlemeler konusundaki tutumunu kitabındaki tüm öy- külerde sürdürüyor. nis- sek ini KÜ- lu- ok- Bu parçada sözü edilen öykülerle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisine değinilmemiştir? At Otobiyografik özellikler gösterdiğine B) Yapısal bakımdan özgün olduğuna St Anlatımda ayrıntıların önemsendiğine DJ Bazı acıklı olayların ön plana çıkarıldığına E) Kisa ama etkili sözcüklerle tasvirler yapıldığına Prf Yayınları tasvir ?

TYT Deneme 21. Montaigne, yalnızlık üzerine bir denemesinde bir dükkân- dan söz eder. Gündelik hayatın gürültüleriyle dolu, alış- verişlerle yüklü bir dükkân... Biz oradan oraya bir müş- teriden ötekine koşan, işi başından aşkin bir tezgâhtar ya da dükkân sahibiyizdir. Ama yalnızca bu telaşlı hayat, gün boyu o dükkân bizim saadetimiz olabilir mi? Hayır! Dükkânın arkasında tamamen bizim, küçük bir odamız olmalı. Zaman zaman oraya sığınmalı, gerçek hürriyeti- mize, o kısa aralıklarda orada kavuşmalıyız. Bu parçadan çıkarılabilecek sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Günlük işlerin hareketliliği insanı yorgun düşürür. B) Ticaretle uğraşan kişiler daha çok yorulur. C) iyi bir zaman planlamasıyla sorunlar kolayca aşılabi- lir. D) insan, zaman zaman yalnız kalmalı ve kendini dinle- melidir. E) İnsanın dinlenmek için uzun zamana ihtiyacı yoktur.

20. b. sanatıyla ilgili önemli olduğuna inandığı her haberi, bilgiyi toplayıp saklayan bir sanatçımızdı. Gazete ve dergiler, mektuplar, notlar, çizimler, resimler... Kendi yaşamını da kimi zaman notlar halinde kağıda dökerdi. Günlük tutmak gibi sistematik bir şey değildi yaptığı. Kimi zaman el yazısıyla kimi zaman da daktiloyla yazdığı ya da yazdırdığı, bellek akışı olarak nitelendirilebilecek notlardi bunlar. Bu notları yakınları bir halk kitaplığına bağışlamıştı. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Sanatçımızı bilinmeyen özellikleriyle tanıtma düşüncesi nasıl ortaya çıktı? B) Sanatçının yaşamına ve sanatına ilişkin bu kadar ayrıntılı bilgiyi nereden edindiniz? C) Kitapta sanatçının özel yaşamından çok sanata olan ilgisi, sanat aşkı özellikle mi ön plana çıkarıldı? D) Topladığı belgeler, bilgiler sanatçının yapıtlarına zaman zaman kaynaklık etmiş midir? E) Unutmak istemediği kimi anılarını yazması onun ani yazarı olarak nitelendirilmesi için yeterli mi?

4. Romancı, toplum gerçeklerini süzer, ayrıştırır, birlestirir ve "roman gerçekliği"ni yaratır. Bu yüzden kişileriyle, olaylarıyla, çevresiyle "roman gerçekliği , toplum gerçeğini bire bir değil topluca aktarır. Bu arada romanci toplum kesimlerinin ve bireylerin tavırlarini islerken, istemese de, kendi tavrını da belli eder. Bu özellikleriyle "roman gerçekliği” kavramı romancının, kendisine yöneltilen eleştirilere karşı kalkanı ve sığınağıdır. Bunu eleştiri amacıyla söylemiyorum. Bu sığınma olmasa roman yazılamaz zaten. Parçadan, aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? 00 Romandaki gerçek ile toplum gerçekleri arasında ayrıntılarda farklar olması doğaldır. By Romancı, gözlemleriyle elde ettiklerini birtakım işlemlerden geçirerek "roman gerçekliği"ni yaratır. e Romancının nesnel davranması beklenemez. D) Toplumu aynen yansıtan roman yazılması imkânsız gibidir. E) Roman gerçekliği” ile toplum gerçekleri arasında paralellik yoktur. sorular.com

T X. Bu özellikleriyle eser, Türkçenin uzak geçmişine dair kıymetli bilgiler sunan çok yönlü bir yapıt er el G sayılmaktadır. 28 II. Tanıtmakla da kalmaz, kaleme alındığı dönemin Türk dünyasını gösteren bir haritayı da gözler önüne in serer. detaylı bir şekilde tanıtır. III. Buna ilaveten eser, Türklerin yaşadığı coğrafyalan IV. Dîvânu Lugâti't-Türk, “Türk Dilleri Sözlüğü olarak günümüze tercüme edilebilir. Q Eseri değerli kılan tek yönü, sözlük oluşu değildir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) Y BV GIV D) III El

I. Çünkü boyanın duvara yedirilmesi için oyuk yüzeylerin içinin kalın bir boya tabakasıyla doldurulması gerekiyordu. II. Eski Mısır'da duvar resimleri kayaların yüzeyleri üzerine yapılıyordu. III. Bu yöntemde ressamlar girintili çıkıntılı olan yüzeyi hafifçe düzledikten sonra kalın bir kil tabakasıyla sıvıyorlar ve üzerine ince bir alçı tabakası sürdükten sonra resim yapmaya elverişli yeni bir yüzey elde ediyorlardı. IV. Ressamların kaya üzerinde oyuk bir yüzey meydana getirmeleri başlangıçta güçtü. V. Ama sonraları kaya yüzeyi üzerinde böyle bir işlemi gerektirmeyecek bir yöntem bulundu. 24. Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda üçüncü cümle aşağıdakilerden hangisi olur? A)N. B) II. C) III. D) IV. E) V 11 - IV+I+V-!!! 1.de

Arjantin'de doğan ve Arjantinli mizacı taşıyan ama dünya edebiyatıyla büyüyen Borges'in manevi bir yurdu yoktur. Bu nedenle zaman ve mekânın dışında, hayalî ve sembo lik dünyalar yaratır. Bu parçadaki altı çizili sözle Borges'le ilgili olarak an- latılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Eserlerinin alışılmışın dışında olduğu B) Belli bir sanat anlayışını benimsemediği C) imge dünyasının yerel bir kaynaktan beslenmediği D) Dünya edebiyatının önemli isimlerini takip ettiği E) Sanatını duygu ve hayalden arındırdığı

2. Bölüm 13. Yazı insaniyim ben. Yazıdan başka bir şey du- şünmern. Geçimimi de yazarak sağlıyorum. Te- levizyon haberciliği bana, açık, kısa cümlelerle yazmayı öğretti. Bir buçuk dakikalık haberde bütün gün izlediğin olayı anlatmak zorundasın. Zaten televizyonda uzun cümleler dikkati dağıtır. Eline gazete alıp okumak gibi değildir. Basında röportajlar, diziler hazırlarken yerim genişti. Yine de kisa, anlaşılır yazmaya özen gösterirdim. Reklam için metin yazmak ise bambaşkadır. Kirk beş saniyelik reklamlara metin sığdıracaksın. Ki- sacası yazıyı, yaptığım işe uydurmayı öğrendim. Aşağıdakilerden hangisi böyle diyen bir yaza- rin özelliği değildir? At Yaşamını yazmaya adama B) Okurların ilgisini değerli yapıtlara yönlendirme Anlatımını yoğunlaştırma D) Bir işle ilgili değişik ürünler üretme E) Yaziyi türsel özelliklerine göre oluşturma (2006 - ÖSS)

Koto Marcanm bir zaman Dile bosa harcanmishio bir seyle bir zamandan daha lidir. Çünkü o zamana geri dönáp hata diye kabul ettigimiz poy lerden ders gikarlir ve gelecek zamanlarda o hata lan yapmamaya özen gösterim Aga dakilerden hangisi, bu palara anlatılan) aynı doğrultudadır? n n 1 an na ug Bosa akıp giden zamanın her insanda uyandır dio duvau avardu Hata yapmaktan korkan insan orijinal düşünce- lerin yaratici olamaz, C) Padanli olmak için zamanı ekonomik bir şekilde kullanmalm, Zamanın dooru kullanılmamasından daha kötü- 60, onu bora kullanmaktir Yerinde kullanmayan zaman bile Jnsana çepit I deneyimler kavandinn gian OOOO Amityayinlari

20-Masum bir çocuk yüzü... Yumrukları çenesinde, gozleri derin bir rüyaya dalmış gibi. Bir gençlik fotografi Yüzünde ergenlik rüzgârlari. Delikanlı bir gülümseyiş. Omitler, kararsizliklar... Pencerede parmaklıklar ardında bir kadın başı. Sokağa sarkan sarmaşıklar, hanimelleri ve gökyüzünü bulut gibi kaplayan martı çığlıkları. Şehrin kokularını dağıtan ilk bir lodos... Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) işitsel öğelere yer verme B) Koklama duyusundan yararlanma C) Betimleyici anlatima başvurma D) Dokunma duyusundan yararlanma E) Oykülemeye yer verme

hangi- binin oldu mera lar ki yaza lerin raha yor A) mel ögelerden biri de masallardir. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına gö- re aşağıdakilerden hangisi getirilebilin Phasallardan ait oldukları toplumun yaşam gerçeğine B) masalların dilin öğretilmesine ve gelişmesine katkıları göz ardı edilmemiş olur. c) masalların, çocukları olduğu kadar yetişkinleri de eğit- tiği görülür. D) masallarda uluslar ve dinler üstü bir yan olduğu ger- çeği anlaşılır. E) masalların düş gücünü geliştirici olduğu ortaya çıkar. ulaşılabilir . yakın- Ker aşa ndan A) E 32. () Bana göre şiir bir gizemdir. (II) Bu yüzden sözcükler şiirdeki duygu ve düşünceleri apaçık vermeliler. (II) Okurlara düşen de şiirde açığa vurulmak istenmeyenin anahtarını bulmaktır. (IV) Şiirin saklısını yakalamak için, okurların, her şeyden ön- ce, şairin yaratma çabasına eş bir çaba göstermeleri gerekir. (1) Bu çabayı gösteremeyenlerin şiirdeki tada ulaşmaları güçtür (VI) Yürekleri estetik hazlara kapalı olan kişiler şii- rin gizemini hiç mi hiç sezemezler. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? AS II B) III C) IV D) V E) VI 11

parçaya göre cevaplayınız. a- şi SI si 7- Sanat, bir duyguyu yaşayan insanın, o duyguyu bilerek ve isteyerek başkalarına aktarma olayıdır. Bu, Bernard Shaw'ın ifadesiyle çok basit bir ger- çektir: "Sanata gerçekten aşinalık gösteren insan, kendini yalnızca sanatkârın sesinde bulur." En ge- nel ve en yaygın sanat tanımı, sanatın maddi bir faydayı değil, insanlara haz vermeyi amaçlayan özel bir faaliyet olduğudur. Haz, insan ruhunu yü- celtir ve yükseltir. Sanat, bizde en derin varlık bi- linciyle en yüce duyguları ve en asil düşünceleri uyandıran, makul ve bilinçli bir yaşamın ifade edil- mesidir. Sanat, insanı kişisel yaşam düzeyinden sosyal, evrensel yaşam düzeyine taşır. an in ni ak bir 37. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi sana- tın özelliklerinden degildir? A) Zevk verme amacı taşıması B) Duygusal aktarımsaglaması C) Bireyi toplumla bütünleştirmesi D Toplumsal sorunlara bakışını değiştirmesi E) Maddi çıkarlann üstünde olması 38. Bu parçadan sanatla ilgili olarak aşağıdaki yar gilardan hangisine ulaşılabilir? A) Sanatla ilgilenen bir insan, kendi gerçeğini sa- dece sanat aynasında görür. B) Sanatın gizemi, insan ruhunun en derin yerle- rinde gizlidir. Sanat, farklılığı, özgün bir duygu ve estetik dünyasını yakalamaktır. D) Insanın yaşamdan zevk almasını sağlayan yegane araç sanattır. E) Sanatı yüzeysel bir şekilde değerlendirmek, ruhlari olgunlaşmamış insanların işidir. 15

Okumak, haz duymaya, zihnimizi süslemeye ve yetkinliğimizi artırmaya yarar. Haz duyurmayla ilgili faydası, insan bir köşeye çekilip tek başına kaldı- ğı zaman kendini gösterir. Zihnimizi süslemesinin, konuşurken; yetkinliğimizi artırmasının da bir iş hakkında hüküm verirken, o işi başarırken fayda- si dokunur. Tecrübeyle yetişmiş kimseler, tek tek bazı işler yapar, onlar hakkında birer hüküm ve- rebilirse de meseleyi her bakımdan göz önünde tutan öğütler vermek, planlar yapmak, nizamlar kurmak, bilhassa bilgi sahibi kimselerin elinden ge- lir. Bununla birlikte okumaya fazla vakit harcamak, uyuşukluktur. Okunan kitaplardan süs olsun diye fazla faydalanmak gösteriş, bir hüküm verirken sa- dece kitaptaki kaidelere uymak da ukalalıktır YAYIN DENİZİ 0 Bu parçadan hareketle okumayla ilgili olarak 1. Kitap okumanın birçok faydası vardır. II. Kimileri kitapları gösteriş için okur. III. İnsanın ruhsal sıkıntılarının çözümüdür. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız! B) Yalnız II C) Yalnız III E) II ve III D) I ve II

14 12. Bir sinema oyuncusu çok cesur rollere çıkıyor ama gün- lük hayatta onun korkak olmasını yadırgamıyoruz. Gün- delik hayatta yaptıkları ve bize garip gelen davranışları- ni görmezden geliyoruz. Filmdeki rolü ile gerçek yaşam- daki sanatçıyı birbirinden rahatça ayırıyoruz. Ama ede- biyatta öyle değil, yazılanla yazanı çok fazla özdeşleştir- meye çalışıyoruz. Bir yazarın söylem ve eylem tutarsız- lığından kaynaklanan davranışları okur üzerinde hayal kırıklığı oluşturuyor. Sahici olan ve kurmaca olan arasın- daki gerilim, okuma denen büyülü dünyayı inciten bir durum. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi anlatılmak is- tenmektedir? A) Yazarlar yapıtlarında gerçek yönlerini bütünüyle or- taya dökmezler. B) Sinema aktörleri ve yazarlar edebiyat dünyasında aynı amaca hizmet eden sanatçılardır. C) Okur, kitabın yazarını ve kişisel düşüncelerini bütün yönleriyle bilmek ister. D) Okur, okuduğu yapıtların yazarını kafasında erişil- mez bir kişilik olarak canlandırmaktadır. E) Bir yazarı yakından tanımak edebiyatın büyüsünü ki- ran bir durumdur. Prf Yayınları

1. Oğuz Atay, külliyatı içindeki bütün kitaplarda insan tekinin yalnızlığını çok boyutlu ve ironik bir dille alır. Kendi insaninin trajedisinin Batı insanının trajedisinden farklı olduğunu en çok ironi öğelerinin ön plana çıktığı pasajlarda okuruna hissettir. Yayımladığı kitaplar sıcağı sıcağına ödüle değer görülmüş olsa da uzun süre anlaşılamamıştır. Kurduğu dünyaların biricikliği belki de ortalama edebiyat okurunun ondan uzak kalmasına neden olmuştur. Öyle ki bir kitabında incinmiş, sitemkâr bir dille, "Ben buradayım sevgili okur, sen neredesin?" diye sorma gereği duymuştur. Özellikle Tutunamayanlar gibi çağdaş ede- biyatımızın klasikleri arasına giren romanında, roman sanatina verdiği önemi açıkça hissettirmiştir. Çünkü o geniş oylumlu romanini, biçimsel ve içerik açısından büyük bir hassasiyet ve dikkatle ele almıştır. İnce ince işlenmiş, dupduru bir Türkçe üzerine kurduğu anlatim, okuru roman boyunca kendi içinde bir yolculuğa davet eder niteliktedir. 1. Popülerlik II.) Yerellik HH. Özgünlük IV) Titizlik Bu parçada Oğuz Atay'ın romancılığının yukarıdaki kavramlardan hangisi ya da hangileriyle ilişkisinden söz edilmemiştir? A) Yalnız B) Yalnız B) Yalnız III E) I. ve III. D) II. ve IV a Palme Yaymevi

Kızıltoprak'taki eski evdeyim. Babaannem yanımda. Çocuğum ben, çocuk. Ne kadar çok seviyorum bu eski tahta köşkü. Bahçe kocaman. Dut ağacı, tavuklar, horozlar var. Havuzda balıklar yüzüyor. Sağ yanda Hacı Arif Bey'in köşkü var. Hacı Arif Bey bahçeye çok meraklı. Namaz seccadesi kestane ağacının gövdesine asılı. Onların arka bahçesindeki ufak kulübede sağır, dilsiz bir kadın oturuyor. Arka bahçeye gidip tele dayanıyorum; sağır, dilsiz kadın kulübeden çıkıp yanıma geliyor. 103.Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kısa cümleler tercih edilmiştir. B) Devrik cümle kullanılmıştır. C) Betimleyici anlatım kullanılmıştır. D) Anlaşılır, sade bir dille yazılmıştır. E) İzlenimler üçüncü kişi ağzıyla anlatılmıştır.