Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

2018-TYT/Türkçe
/
30. "Bir ülkenin uygarlık düzeyi o ülkenin kâğıt tüketimi ile
ölçülür." diye bir söz hatırlıyorum. Bana göre bu düşünce
artık geçerliliğini kaybetti. Çünkü bugün kitap yazmak ve
yayımlamak kâğıt kullanmadan da mümkün. İleride ne
olacağı bilinmez ama şimdilik basılı ve elektronik kitaplar
varlığını birlikte devam ettiriyor.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılabilir?
A) Uygarlık üretme ve yayma aracı olan kâğıt, işlevini
günümüzün teknolojik imkânlarıyla paylaşarak
sürdürmektedir.
B) Uygarlığın önemli ögelerinden olan kâğıdın tüketimi ile
üretimi arasındaki denge gelişmişlik göstergesidir.
C) Uygarlığın gelişimi ve yayılımı ile kâğıt tüketimini
ilişkilendirmenin ne kadar doğru olduğu bugün açıkça
görülmektedir.
D) Uygarlığı yalnız kâğıt üzerinden ölçmeye çalışmanın
ne denli sığ bir düşünce olduğu yaygın olarak
bilinmektedir.
Toygarlığın günümüzde ulaştığı nokta, elektronik kitap
çağının kapılarını sonuna kadar açmaktadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2018-TYT/Türkçe / 30. "Bir ülkenin uygarlık düzeyi o ülkenin kâğıt tüketimi ile ölçülür." diye bir söz hatırlıyorum. Bana göre bu düşünce artık geçerliliğini kaybetti. Çünkü bugün kitap yazmak ve yayımlamak kâğıt kullanmadan da mümkün. İleride ne olacağı bilinmez ama şimdilik basılı ve elektronik kitaplar varlığını birlikte devam ettiriyor. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) Uygarlık üretme ve yayma aracı olan kâğıt, işlevini günümüzün teknolojik imkânlarıyla paylaşarak sürdürmektedir. B) Uygarlığın önemli ögelerinden olan kâğıdın tüketimi ile üretimi arasındaki denge gelişmişlik göstergesidir. C) Uygarlığın gelişimi ve yayılımı ile kâğıt tüketimini ilişkilendirmenin ne kadar doğru olduğu bugün açıkça görülmektedir. D) Uygarlığı yalnız kâğıt üzerinden ölçmeye çalışmanın ne denli sığ bir düşünce olduğu yaygın olarak bilinmektedir. Toygarlığın günümüzde ulaştığı nokta, elektronik kitap çağının kapılarını sonuna kadar açmaktadır.
Depresyon dunyada 121 milyon kişiyi etkiliyor ve en yay-
gin görülen hastalıklar arasında 4. sırada yer alıyor. Dün-
ya Sağlık Örgütünün tahminlerine göre de gelecek 10 yil
içinde en çok görülen ikinci hastalık olacak.
A) Depresyonla ilgili araştırmalar Dünya Sağlık Örgütün
ce yürütülmektedir
B) Depresyon sadece yetişkinlerde degil çocuklarda da
görülebilmektedir.
C) Depresyona yakalanan kişi sayısı her geçen yıl art-
maktadır
D) Dünya Sağlık Orgütünün yaptığı araştırmalarda dep-
resyonun en tehlikeli hastalık olduğuyla ilgili kesin bul
gulara ulaşılmistir
G) Dunyada karşılaşılan en yaygın hastalik depresyondur.
(2013-DGS)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Depresyon dunyada 121 milyon kişiyi etkiliyor ve en yay- gin görülen hastalıklar arasında 4. sırada yer alıyor. Dün- ya Sağlık Örgütünün tahminlerine göre de gelecek 10 yil içinde en çok görülen ikinci hastalık olacak. A) Depresyonla ilgili araştırmalar Dünya Sağlık Örgütün ce yürütülmektedir B) Depresyon sadece yetişkinlerde degil çocuklarda da görülebilmektedir. C) Depresyona yakalanan kişi sayısı her geçen yıl art- maktadır D) Dünya Sağlık Orgütünün yaptığı araştırmalarda dep- resyonun en tehlikeli hastalık olduğuyla ilgili kesin bul gulara ulaşılmistir G) Dunyada karşılaşılan en yaygın hastalik depresyondur. (2013-DGS)
UĞUR
35. Çevirdiği eseri seven ve kendisine saygısı olan her
çevirmen, çevirisinin çok nadir durumlar dışında- asıl
metnin estetik yetkinliğine ulaşamayacağını bilmelidir.
Ama iyinin daha iyisi, ya da kötünün daha az kötüsü
her zaman mümkündür. Aradaki seviye farkını azaltma
olanağını bulduğunda hiç duraksamadan müdahalesini
yapmalıdır. Çevirisinden emin olan, daha iyisinin yapı-
lamayacağına inanan çevirmen ise kendini sorgulama-
lidir.
Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini
söylemesi beklenemez?
A) Yazdıklarımı tekrar tekrar düzeltiyor, içime sindire-
mediğim metinleri çöpe atıp yeniden başlıyorum.
B) Şiirin başka bir dile çevrilemeyeceğine, sadece
yeniden yazılabileceğine inanıyorum.
C) Nâzım Hikmet, Lorca gibi devleri çevirirken çevirinin
aslına eş değer olabileceğini düşünmek safdilliktir.
D Yetenekli ve duyarlı bir sanatçının bütün ömrünü
tüketerek ana dilinde damıttığı ruhunun özünü,
olduğu gibi başka bir dile çevirmek mümkün değildir.
E) Çeviri üzerinde çalışırken okurların beğenisini
kazanmak için devrik cümleler kurar, onların beğe-
nilerine uymak için duygusal kelimeler kullanırdım.
10
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
UĞUR 35. Çevirdiği eseri seven ve kendisine saygısı olan her çevirmen, çevirisinin çok nadir durumlar dışında- asıl metnin estetik yetkinliğine ulaşamayacağını bilmelidir. Ama iyinin daha iyisi, ya da kötünün daha az kötüsü her zaman mümkündür. Aradaki seviye farkını azaltma olanağını bulduğunda hiç duraksamadan müdahalesini yapmalıdır. Çevirisinden emin olan, daha iyisinin yapı- lamayacağına inanan çevirmen ise kendini sorgulama- lidir. Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenemez? A) Yazdıklarımı tekrar tekrar düzeltiyor, içime sindire- mediğim metinleri çöpe atıp yeniden başlıyorum. B) Şiirin başka bir dile çevrilemeyeceğine, sadece yeniden yazılabileceğine inanıyorum. C) Nâzım Hikmet, Lorca gibi devleri çevirirken çevirinin aslına eş değer olabileceğini düşünmek safdilliktir. D Yetenekli ve duyarlı bir sanatçının bütün ömrünü tüketerek ana dilinde damıttığı ruhunun özünü, olduğu gibi başka bir dile çevirmek mümkün değildir. E) Çeviri üzerinde çalışırken okurların beğenisini kazanmak için devrik cümleler kurar, onların beğe- nilerine uymak için duygusal kelimeler kullanırdım. 10
Stephen Fears'ın 2006 yapımı etkileyici filmi Kraliçe,
Prens Charles'tan boşandıktan sonra tüm Ingiliz
aristokrasisine sırtını dönen Prenses Diana'nın
ölümünü anlatıyor. Filmin esas odağı, Prenses
Diana'nın şaibeli bir trafik kazasında hayatını
kaybetmesinden hemen sonra kraliyet ailesinde
yaşananlar. Pek çok yazılı ve görsel malzemeyle
desteklenen bir belgesel gibi çekilmesine rağmen film,
senaryosu fazlasıyla içeriden yazıldığı gerekçesiyle
eleştirilmiştir
. Bununla birlikte film, tipik Ingiliz mizahı
ile bu mizahla atbaşı giden hüzün duygusunu her
karesinde birleştirmeyi başarmıştır.
Bu parçada söz edilen filmin senaryosunun
eleştirilme nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Prenses Diana'nın
özel hayatıyla ilgili sırlara yer
vermesi
B) Üzücü bir olayı sinemaya aktarırken mizahi ögeler
kullanması
C) Olayları daha çok kraliyet ailesinin bakış açısıyla
sunması
D) Hayatını belgeselleştirerek Prenses Diana'yı
ideleştirmesi
E) İçeriğinin kazanın hemen ertesinde olanlarla sınırlı
kalmas
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Stephen Fears'ın 2006 yapımı etkileyici filmi Kraliçe, Prens Charles'tan boşandıktan sonra tüm Ingiliz aristokrasisine sırtını dönen Prenses Diana'nın ölümünü anlatıyor. Filmin esas odağı, Prenses Diana'nın şaibeli bir trafik kazasında hayatını kaybetmesinden hemen sonra kraliyet ailesinde yaşananlar. Pek çok yazılı ve görsel malzemeyle desteklenen bir belgesel gibi çekilmesine rağmen film, senaryosu fazlasıyla içeriden yazıldığı gerekçesiyle eleştirilmiştir . Bununla birlikte film, tipik Ingiliz mizahı ile bu mizahla atbaşı giden hüzün duygusunu her karesinde birleştirmeyi başarmıştır. Bu parçada söz edilen filmin senaryosunun eleştirilme nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Prenses Diana'nın özel hayatıyla ilgili sırlara yer vermesi B) Üzücü bir olayı sinemaya aktarırken mizahi ögeler kullanması C) Olayları daha çok kraliyet ailesinin bakış açısıyla sunması D) Hayatını belgeselleştirerek Prenses Diana'yı ideleştirmesi E) İçeriğinin kazanın hemen ertesinde olanlarla sınırlı kalmas
C
el
ş
-
-
a
ir
n
ol
26. Türklerin İslamiyet'ten önceki dönemlerdeki inanç sis-
temi üzerine bugüne kadar bilim insanları tarafından
pek çok şey söylenmiştir. Türklerin en eski ve en köklü
inanç sistemi ortaya konulmaya çalışılırken Gök Tan-
ricilik, tabiat ve atalar kültü, Şamanizm gibi kavramlar
ön plana çıkarılmıştır. Pek çok Batılı araştırmacı ve
onların Türk kökenli takipçilerinin ileri sürdüğü çok tan-
rili inanç sisteminde yaşanan değişimler neticesinde
tek tanrılı inanç sistemine geçiş görüşü, Türklerin dinî
tarihini inceleme çalışmalarında genellikle hâkim bir
görüş olarak ortaya çıkmıştır. Birtakım Türk araştır-
macılar, Türkler arasında en eski ve millî olma vasfına
sahip inanç sisteminin Gök Tanrıcılık olduğunu ortaya
koymuştur. Bunun yanı sıra tabiat ve atalar kültleri de
bu inanç sistemini çevreler bir durumda Türkler ara-
sinda son derece yaygın bir şekilde var olagelmiştir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Açıklama
B) Benzetme
C) Karsileştirma
D) Nesnelik
E) İlişkilendirme
1.
It
-
p
ş
p
VAF
k
n
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
C el ş - - a ir n ol 26. Türklerin İslamiyet'ten önceki dönemlerdeki inanç sis- temi üzerine bugüne kadar bilim insanları tarafından pek çok şey söylenmiştir. Türklerin en eski ve en köklü inanç sistemi ortaya konulmaya çalışılırken Gök Tan- ricilik, tabiat ve atalar kültü, Şamanizm gibi kavramlar ön plana çıkarılmıştır. Pek çok Batılı araştırmacı ve onların Türk kökenli takipçilerinin ileri sürdüğü çok tan- rili inanç sisteminde yaşanan değişimler neticesinde tek tanrılı inanç sistemine geçiş görüşü, Türklerin dinî tarihini inceleme çalışmalarında genellikle hâkim bir görüş olarak ortaya çıkmıştır. Birtakım Türk araştır- macılar, Türkler arasında en eski ve millî olma vasfına sahip inanç sisteminin Gök Tanrıcılık olduğunu ortaya koymuştur. Bunun yanı sıra tabiat ve atalar kültleri de bu inanç sistemini çevreler bir durumda Türkler ara- sinda son derece yaygın bir şekilde var olagelmiştir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Açıklama B) Benzetme C) Karsileştirma D) Nesnelik E) İlişkilendirme 1. It - p ş p VAF k n
DENEME-1
22. - 23. soruları aşağıdaki parçaya göre ce.
wa göre ce-
vaplayınız.
yükselme-
iz gercekci
Je, bir insan
hak ettiği-
siyle birlikte
rahat hisse-
cor gelse de
ularla karsi
er insanlara
aşlar.
Denedim yaşamayı... Aslında denemeyi denedim
bunca zaman... Yaşamaya fırsat bırakmadı sevdik.
lerim... Ya ben ramak kaldım hatıralara ya da ha
tıralar zaman dilimimde hiç olmadı. Bilmiyorum...
Sadece denedim, işte o kadar. Yer edinmiş acıla
rima, dertlerime bakıyorum da... Her biri ayrı kesti
ruhumdaki benliği... Benim olmayan ama beni ben-
den alan yaralarımda bu kaçıncı vuslattır, bileme-
dim. Hiç de hesaplayamazdım aslında, dört işlemle
dönse de dünya. Kaç beden önce hissetmek gere
kirdi ruhundaki ve ruhumdaki çıkmazları?..
olarak;
22. Bu sözleri söyleyen kişide aşağıdakilerden
hangisi ağır basmaktadır?
adığı
A) karamsar
B) umutsuz
C) mutsuz
D) içine kapanik
ilir?
E) azimli
ell
©06
O@
ise my ayincilik
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
DENEME-1 22. - 23. soruları aşağıdaki parçaya göre ce. wa göre ce- vaplayınız. yükselme- iz gercekci Je, bir insan hak ettiği- siyle birlikte rahat hisse- cor gelse de ularla karsi er insanlara aşlar. Denedim yaşamayı... Aslında denemeyi denedim bunca zaman... Yaşamaya fırsat bırakmadı sevdik. lerim... Ya ben ramak kaldım hatıralara ya da ha tıralar zaman dilimimde hiç olmadı. Bilmiyorum... Sadece denedim, işte o kadar. Yer edinmiş acıla rima, dertlerime bakıyorum da... Her biri ayrı kesti ruhumdaki benliği... Benim olmayan ama beni ben- den alan yaralarımda bu kaçıncı vuslattır, bileme- dim. Hiç de hesaplayamazdım aslında, dört işlemle dönse de dünya. Kaç beden önce hissetmek gere kirdi ruhundaki ve ruhumdaki çıkmazları?.. olarak; 22. Bu sözleri söyleyen kişide aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? adığı A) karamsar B) umutsuz C) mutsuz D) içine kapanik ilir? E) azimli ell ©06 O@ ise my ayincilik
8.
kelimesi bulunduğu hâlde, Arap dilinde bu rengin ton
Türkçede devenin rengini gösteren bir tek "devetüyü
farklarını gösteren, birçok hatta yüze yakın kelimenin
varlığından söz edilmektedir.
• Eskimolarda, "kar"ın yaşama düzeni bakımından ta-
şıdığı önem dolayısıyla, yavaş yavaş yağan kar, kuru
rüzgârla savrulan kar, toz hâlinde uçuşan kar, islak
olarak buzlanmış kar, üstü buz tutmuş kar, ev yap-
makta kullanılan ve kalıp hâlinde kesilebilen kuru kar
türleri için hep aynı ayrı kelimeler bulunmaktadır.
Bu iki cümle aşağıda verilen yargılardan hangisine ör
nek oluşturmaktadır?
A) Dil
, anlatıma alacağı varlık, duygu ve düşünceleri ifa-
de edecek kelimeleri kendi imkânları ile bulamayınca
başka dillerden kelime alır fakat bunları kendi mantik
ve ses yapısına göre değiştirir, millîleştirir.
B) Diller, toplumların duygu ve düşünce tarzına, sosyal
durumlarına, oturdukları yerlere ve iklim şartlarına, ta-
rihteki geçmişlerine, zaman içinde uğradıkları değişi-
me ve gelişmelere göre, şekil ve işleyiş bakımından
birbirinden ayrı birer biçimlenmeye uğramışlardır.
C) Dil, bizim onu öğrenebilme hızımızdan daha hızlı de-
ğişmez, değişecek olsa ne konuşabilir ne yazabilir ne
de toplumla geniş ölçüde rahatlıkla anlaşabiliriz.
D) Dil; dışardan gelen zorlamaları hiç kabul etmez, bün-
yesine zorla sokulan unsurları da bu hareketlilik saye-
sinde kolaylıkla atabilme, değiştirme kabiliyetini her
zaman gösterir veya onları kendi yapısına uydurur.
E) Dil, olmuş bitmiş, sona ermiş, son şeklini almış, belli
bir kalıba dökülmüş ve donmuş bir varlık değildir; ken-
di kuralları içinde, başlangıçtan beri, kesintisiz bir şe-
kilde devam etmiş, bu devamlılık içinde, kendini ye-
nileyerek bazı değişikliklere uğramıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. kelimesi bulunduğu hâlde, Arap dilinde bu rengin ton Türkçede devenin rengini gösteren bir tek "devetüyü farklarını gösteren, birçok hatta yüze yakın kelimenin varlığından söz edilmektedir. • Eskimolarda, "kar"ın yaşama düzeni bakımından ta- şıdığı önem dolayısıyla, yavaş yavaş yağan kar, kuru rüzgârla savrulan kar, toz hâlinde uçuşan kar, islak olarak buzlanmış kar, üstü buz tutmuş kar, ev yap- makta kullanılan ve kalıp hâlinde kesilebilen kuru kar türleri için hep aynı ayrı kelimeler bulunmaktadır. Bu iki cümle aşağıda verilen yargılardan hangisine ör nek oluşturmaktadır? A) Dil , anlatıma alacağı varlık, duygu ve düşünceleri ifa- de edecek kelimeleri kendi imkânları ile bulamayınca başka dillerden kelime alır fakat bunları kendi mantik ve ses yapısına göre değiştirir, millîleştirir. B) Diller, toplumların duygu ve düşünce tarzına, sosyal durumlarına, oturdukları yerlere ve iklim şartlarına, ta- rihteki geçmişlerine, zaman içinde uğradıkları değişi- me ve gelişmelere göre, şekil ve işleyiş bakımından birbirinden ayrı birer biçimlenmeye uğramışlardır. C) Dil, bizim onu öğrenebilme hızımızdan daha hızlı de- ğişmez, değişecek olsa ne konuşabilir ne yazabilir ne de toplumla geniş ölçüde rahatlıkla anlaşabiliriz. D) Dil; dışardan gelen zorlamaları hiç kabul etmez, bün- yesine zorla sokulan unsurları da bu hareketlilik saye- sinde kolaylıkla atabilme, değiştirme kabiliyetini her zaman gösterir veya onları kendi yapısına uydurur. E) Dil, olmuş bitmiş, sona ermiş, son şeklini almış, belli bir kalıba dökülmüş ve donmuş bir varlık değildir; ken- di kuralları içinde, başlangıçtan beri, kesintisiz bir şe- kilde devam etmiş, bu devamlılık içinde, kendini ye- nileyerek bazı değişikliklere uğramıştır.
7.
Norveç'te açık denizde yengeç avi yapan
kaptanların yengeçlerle ilgili fark ettiği ibret-
lik bir olay var: Yengeç avcılığı, deniz taba-
nina bırakılan kafesler ile yapılır. Yengeçler
yüzmez doğal olarak. Deniz tabanında yürür
ve kafeslerin içine konulan balik parçalarını
görüp kafese girer. Kafesten çıkmak zordur.
Yengeç tutsak olduğunu anlayınca pes edi-
yor. Üstelik eğer kendi cinsinden bir yengeç
çıkmaya çabalarsa onu tutuyor hatta ona za-
rar veriyor. Bu olay, tabii ki bilim insanlarına
dert oluyor ve bilim insanları bu davranışları
laboratuvarda da inceliyorlar. Görülüyor ki tut-
sak olan yengeçler kaçmak isteyen yengeçle-
rin kolunu bacağını koparıyor.
Bu metinde anlatılan yengeçlerin tavrını aşağı-
dakilerin hangisi en iyi açıklar?
A) Kıskançlık eden insan, kıskançlık ettiğine kö-
tülükte sınır tanımaz.
B) Kıskançlık, başkasının balını kendi ağzına ze-
hir etmektir.
C) Dizginlenemeyen nefret, sahibinin gönlünde
başka duyguya yer bırakmaz.
D) Kıskanç birine beddua etme, onun peşindeki
kıskançlık gibi bir düşman zaten ona yeter.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
7. Norveç'te açık denizde yengeç avi yapan kaptanların yengeçlerle ilgili fark ettiği ibret- lik bir olay var: Yengeç avcılığı, deniz taba- nina bırakılan kafesler ile yapılır. Yengeçler yüzmez doğal olarak. Deniz tabanında yürür ve kafeslerin içine konulan balik parçalarını görüp kafese girer. Kafesten çıkmak zordur. Yengeç tutsak olduğunu anlayınca pes edi- yor. Üstelik eğer kendi cinsinden bir yengeç çıkmaya çabalarsa onu tutuyor hatta ona za- rar veriyor. Bu olay, tabii ki bilim insanlarına dert oluyor ve bilim insanları bu davranışları laboratuvarda da inceliyorlar. Görülüyor ki tut- sak olan yengeçler kaçmak isteyen yengeçle- rin kolunu bacağını koparıyor. Bu metinde anlatılan yengeçlerin tavrını aşağı- dakilerin hangisi en iyi açıklar? A) Kıskançlık eden insan, kıskançlık ettiğine kö- tülükte sınır tanımaz. B) Kıskançlık, başkasının balını kendi ağzına ze- hir etmektir. C) Dizginlenemeyen nefret, sahibinin gönlünde başka duyguya yer bırakmaz. D) Kıskanç birine beddua etme, onun peşindeki kıskançlık gibi bir düşman zaten ona yeter.
29. Saklanmanın en iyi yolu fazla görünmektir, biliyor musun?
Herkes seni gördüğünü sanır, sen de rahat edersin. Kasada
oturan kız gibi! Herkes kasadaki kızı görür ama
Bu cümlenin anlam akışına göre aşağıdakilerden hangi-
siyle tamamlanması gerekir?
A) kimse konuşmaz.
B) kimse tanımaz.
C) kimse laf atmaz.
D) kimse değer vermez.
E) kimse nasıl olduğunu sormaz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
29. Saklanmanın en iyi yolu fazla görünmektir, biliyor musun? Herkes seni gördüğünü sanır, sen de rahat edersin. Kasada oturan kız gibi! Herkes kasadaki kızı görür ama Bu cümlenin anlam akışına göre aşağıdakilerden hangi- siyle tamamlanması gerekir? A) kimse konuşmaz. B) kimse tanımaz. C) kimse laf atmaz. D) kimse değer vermez. E) kimse nasıl olduğunu sormaz.
7. 1. Hititler Dönemi'ndeyse bu bitkilerin
sınıflandırılması konusunda çalışmalar
başlatılmış.
II. Hemen her derde iyi gelen bu karışımlar
çoğunlukla bir sır gibi gizli tutulmuştur.
III. Kızılderililer ve eski Ön Asya yerlileri de
hastalarını tedavi etmek için çeşitli bitkilerden
yararlanmışlardır.
IV. Günümüzde doğal olarak yetişen veya süs
amaçlı yetiştirilen birçok bitki türü zehirli kabul
edilir.
V. Eski Yunan ve Roma uygarlıklarından beri bu
tip özelliklere sahip bitkiler dikkat çekmiştir.
Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerle
anlamli paragraf oluşturulmak istenirse
bastan ikinci cümle
asağıdakilerden
hangisidir?
A) 1
B) II
C) III
D) IV
Dav
8. () Sofra tuzunun en önemli görevi yücut siyisinin
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. 1. Hititler Dönemi'ndeyse bu bitkilerin sınıflandırılması konusunda çalışmalar başlatılmış. II. Hemen her derde iyi gelen bu karışımlar çoğunlukla bir sır gibi gizli tutulmuştur. III. Kızılderililer ve eski Ön Asya yerlileri de hastalarını tedavi etmek için çeşitli bitkilerden yararlanmışlardır. IV. Günümüzde doğal olarak yetişen veya süs amaçlı yetiştirilen birçok bitki türü zehirli kabul edilir. V. Eski Yunan ve Roma uygarlıklarından beri bu tip özelliklere sahip bitkiler dikkat çekmiştir. Yukarıdaki numaralandırılmış cümlelerle anlamli paragraf oluşturulmak istenirse bastan ikinci cümle asağıdakilerden hangisidir? A) 1 B) II C) III D) IV Dav 8. () Sofra tuzunun en önemli görevi yücut siyisinin
A
39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
cal,
bir
Hığı Beni cezbeden yerlerdendir) Tuz Gölü, Bu ağaçsız, geniş
dir. düzlükte sıcaktan korunma imkânı olmadığından havanın
henüz isinmadığı sabahın erken saatlerinde gezmeyi tercih
ederim. Ne de olsa, tuzla kaplı geniş düzlüklerde yürümek
ağı her yerde yaşayabileceğiniz bir deneyim değildir. Gölün 3
ebî milyon yıl önce başlayan ve yüz binlerce yıl boyunca süren
ün depremler sonucunda oluştuğu düşünülüyor. Her tuz gölü
ifli gibi burası da kapalı havza özelliği gösteriyor. Göl, yer altı
bu sularıyla besleniyor ancak su çıkışı yok. Yaz kuraklığında
o, suyun buharlaşarak yok olurken geride bıraktığı tuz, bugün
vla Anadolu'nun sofra tuzu ihtiyacının büyük bir kısmını karşılıyor,
eri büyük bir gelir oluşturuyor. Toprakları bu kadar tuzlu olunca
en bölgede yetişebilen tuzcul bitkiler de Tuz Gölü'nü ayrıca
önemli kılıyor.
in
Erir
39. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi doğru değildir?
SI
n
A) Bilgilendirme amacı vardır.
B) Nesnellik ağır basmaktadır.
s Gerekçeli yargıya yer verilmiştir.
D) Tahmin anlamı içeren cümle kullanılmıştır.
E) Yanımlamaya başvurulmuştur.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
A 39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. cal, bir Hığı Beni cezbeden yerlerdendir) Tuz Gölü, Bu ağaçsız, geniş dir. düzlükte sıcaktan korunma imkânı olmadığından havanın henüz isinmadığı sabahın erken saatlerinde gezmeyi tercih ederim. Ne de olsa, tuzla kaplı geniş düzlüklerde yürümek ağı her yerde yaşayabileceğiniz bir deneyim değildir. Gölün 3 ebî milyon yıl önce başlayan ve yüz binlerce yıl boyunca süren ün depremler sonucunda oluştuğu düşünülüyor. Her tuz gölü ifli gibi burası da kapalı havza özelliği gösteriyor. Göl, yer altı bu sularıyla besleniyor ancak su çıkışı yok. Yaz kuraklığında o, suyun buharlaşarak yok olurken geride bıraktığı tuz, bugün vla Anadolu'nun sofra tuzu ihtiyacının büyük bir kısmını karşılıyor, eri büyük bir gelir oluşturuyor. Toprakları bu kadar tuzlu olunca en bölgede yetişebilen tuzcul bitkiler de Tuz Gölü'nü ayrıca önemli kılıyor. in Erir 39. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğru değildir? SI n A) Bilgilendirme amacı vardır. B) Nesnellik ağır basmaktadır. s Gerekçeli yargıya yer verilmiştir. D) Tahmin anlamı içeren cümle kullanılmıştır. E) Yanımlamaya başvurulmuştur.
du
7.
Bu
1.
İzmir Alsancak'taki bir sanat merkezinin Aralık 2016 tarihi-
ne kadar kendi mekânında hizmete sunduğu “Anadolu Se-
yahatleri-19. Yüzyıl" adlı sergi, arkeologlardan sosyologlara,
tarihçilerden ressamlara birçok Batılı gezginin arkalarında bi-
raktığı belgeleri günümüze taşıyor ve ziyaretçilerini 19. yüz-
yıldaki Anadolu'ya götürüyor.
III.
Bu cümleden Anadolu Seyahatleri-19. Yüzyıl adlı sergi
ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi kesin olarak çı-
karılabilir?
W.
t.
ifad
A) Batılı gezginler tarafından açılmıştır.
B) Bir sanat merkezi, ev sahipliğini yapmaktadır.
C) Sanatsal nitelik ön plana çıkarılarak hazırlanmıştır.
D) Benzer etkinliklerden farklı yönleri vardır.
E) Anadolu'nun Orta Çağ tarihine ışık tutmaktadır.
+
A)
-8.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
du 7. Bu 1. İzmir Alsancak'taki bir sanat merkezinin Aralık 2016 tarihi- ne kadar kendi mekânında hizmete sunduğu “Anadolu Se- yahatleri-19. Yüzyıl" adlı sergi, arkeologlardan sosyologlara, tarihçilerden ressamlara birçok Batılı gezginin arkalarında bi- raktığı belgeleri günümüze taşıyor ve ziyaretçilerini 19. yüz- yıldaki Anadolu'ya götürüyor. III. Bu cümleden Anadolu Seyahatleri-19. Yüzyıl adlı sergi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi kesin olarak çı- karılabilir? W. t. ifad A) Batılı gezginler tarafından açılmıştır. B) Bir sanat merkezi, ev sahipliğini yapmaktadır. C) Sanatsal nitelik ön plana çıkarılarak hazırlanmıştır. D) Benzer etkinliklerden farklı yönleri vardır. E) Anadolu'nun Orta Çağ tarihine ışık tutmaktadır. + A) -8.
UTU
ARI
Test-7
4. 1. imajlarla izleyiciye ve oynayana
II. dil yoluyla veya görsel
III. semboller, anlatılmak isteneni
IV. için etkin bir biçimde
NI
V. aktarır ve anlamı pekiştirmek
VI. yaratıcı dramada kullanılır
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluştu-
racak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördün-
cü olur?
AI
B) II
C) IN
D) IV
EV
(2017-ALES)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
UTU ARI Test-7 4. 1. imajlarla izleyiciye ve oynayana II. dil yoluyla veya görsel III. semboller, anlatılmak isteneni IV. için etkin bir biçimde NI V. aktarır ve anlamı pekiştirmek VI. yaratıcı dramada kullanılır Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluştu- racak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördün- cü olur? AI B) II C) IN D) IV EV (2017-ALES)
20.
Nereden sorarsanız cevaba giden yola oradan
başlarsınız. Hikâyede bahsedilir ya, körlerden bir filin
nasıl olduğunu anlatmalarını isterler. Biri kuyruğunu tu-
tar, halata benzetir. Diğeri dişlerini tutar, mızrağa ben-
zetir. Öbürü kulağını tutar, yelpazeye benzetir. Bu nük-
te misali; felsefe, nörobilim, sosyoloji, psikoloji, antro-
poloji... nereden tutarsanız oradan başlarsınız anlat-
maya.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa-
ğıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) İnsanların olay veya durumlara yaklaşım tarzı bir-
birinden bağımsız değildir
B) İnsanın nasıl insan olduğuyla ilgili farklı sorular fark-
li cevaplara gebedir
C) Olaylara bütüncül yaklaşmak her insanın üstesin-
den gelebileceği bir durum değildir
D Her insan, yaklaşımıyla büyük resmi tamamlama-
ya katkıda bulunur
EY Kişinin durduğu nokta olayları anlamlandırma ve
yorumlamada etkilidir
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
20. Nereden sorarsanız cevaba giden yola oradan başlarsınız. Hikâyede bahsedilir ya, körlerden bir filin nasıl olduğunu anlatmalarını isterler. Biri kuyruğunu tu- tar, halata benzetir. Diğeri dişlerini tutar, mızrağa ben- zetir. Öbürü kulağını tutar, yelpazeye benzetir. Bu nük- te misali; felsefe, nörobilim, sosyoloji, psikoloji, antro- poloji... nereden tutarsanız oradan başlarsınız anlat- maya. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) İnsanların olay veya durumlara yaklaşım tarzı bir- birinden bağımsız değildir B) İnsanın nasıl insan olduğuyla ilgili farklı sorular fark- li cevaplara gebedir C) Olaylara bütüncül yaklaşmak her insanın üstesin- den gelebileceği bir durum değildir D Her insan, yaklaşımıyla büyük resmi tamamlama- ya katkıda bulunur EY Kişinin durduğu nokta olayları anlamlandırma ve yorumlamada etkilidir
8.
6. Hayat, tek başına bir anlam ifade etmez sanatta. Bu
umu yüzden bir sanat eserini var eden en önemli şey hayat
değil, sanatçının hayata sürdüğü ciladır. Eğer sanatçı
bunu yapmasa ortaya eser diyebileceğimiz bir şey çık-
mayacaktır. Çünkü insanlar zaten çok sıkıldıkları hayatın
kendisini yaşıyorlar ve sanat eseri dedikleri bir üründe
bunun aynısını okumak istemiyorlar.
Yazar, bu metindeki altı çizili ifadeyle aşağıdakiler-
biden hangisini anlatmak istemiştir?
A) Hayatı olduğundan çok daha canlı, çok daha farklı
göstermek
B) İnsanlara ders çıkarabilecekleri bir hayat manzarası
sunmak
C) Hayatın sıradan olaylarını eserlerde konu olarak seç-
mek
Stibiotice
D) Sanat eserlerinde gerçeklikten çok uzak konuları iş-
lemek
E) Sıradan hayat manzaralarını okurlara ibret olacak bi-
çimde aktarmak
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. 6. Hayat, tek başına bir anlam ifade etmez sanatta. Bu umu yüzden bir sanat eserini var eden en önemli şey hayat değil, sanatçının hayata sürdüğü ciladır. Eğer sanatçı bunu yapmasa ortaya eser diyebileceğimiz bir şey çık- mayacaktır. Çünkü insanlar zaten çok sıkıldıkları hayatın kendisini yaşıyorlar ve sanat eseri dedikleri bir üründe bunun aynısını okumak istemiyorlar. Yazar, bu metindeki altı çizili ifadeyle aşağıdakiler- biden hangisini anlatmak istemiştir? A) Hayatı olduğundan çok daha canlı, çok daha farklı göstermek B) İnsanlara ders çıkarabilecekleri bir hayat manzarası sunmak C) Hayatın sıradan olaylarını eserlerde konu olarak seç- mek Stibiotice D) Sanat eserlerinde gerçeklikten çok uzak konuları iş- lemek E) Sıradan hayat manzaralarını okurlara ibret olacak bi- çimde aktarmak
7.
5. İş hayatında gün geçtikçe başarısı artıyordu. Çok daha
iyi makamlarda iş teklifleri almaya başlamıştı. Herkes
kendisinden övgüyle söz ederken o, bunları tevazu ile
karşılıyor; yalnızca işine odaklanmaya çalışıyordu. Bu
tavri onu insanların gözünde daha da kıymetli hâle geti-
riyordu.
Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılayabile-
cek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Günlük hayatımızda çok kullandığımız ancak farkına
bile varmadığımız aletler bulunmaktadır.
B) Çalışma arkadaşlarının hatalarından hiç hoşlanmaz,
onları küçük görmekten rahatsız olmazdı.
C) kazandığı tüm başarılara rağmen alçak gönüllü tav-
rindan hiçbir zaman ödün vermezdi.
D) Arkadaşlarının düzenlediği doğum günü partisini şaş-
kınlıkla karşıladı ve buna çok sevindi.
E) Yapılan çalışmalar, tarihimizle ilgili hayretler uyandı-
ran keşifleri ortaya çıkarmıştı.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. 5. İş hayatında gün geçtikçe başarısı artıyordu. Çok daha iyi makamlarda iş teklifleri almaya başlamıştı. Herkes kendisinden övgüyle söz ederken o, bunları tevazu ile karşılıyor; yalnızca işine odaklanmaya çalışıyordu. Bu tavri onu insanların gözünde daha da kıymetli hâle geti- riyordu. Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılayabile- cek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Günlük hayatımızda çok kullandığımız ancak farkına bile varmadığımız aletler bulunmaktadır. B) Çalışma arkadaşlarının hatalarından hiç hoşlanmaz, onları küçük görmekten rahatsız olmazdı. C) kazandığı tüm başarılara rağmen alçak gönüllü tav- rindan hiçbir zaman ödün vermezdi. D) Arkadaşlarının düzenlediği doğum günü partisini şaş- kınlıkla karşıladı ve buna çok sevindi. E) Yapılan çalışmalar, tarihimizle ilgili hayretler uyandı- ran keşifleri ortaya çıkarmıştı.