Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

23. Büyük şehirlerde yaşayan insanlar trafik,
gürültü, hava kirliliği ve kalabalıktan şikâyet
ederler. Fırsat bulunca sessiz, sakin bir yere
tatile giden bu insanlar birkaç gün sonra ses-
sizlikten, hareketsizlikten sıkılmaya başlar ve
alıştıkları şehir hayatına dönmek isterler. Kır-
sal kesimde yaşayanlar için ise bu durumun
tam tersi geçerlidir. Büyük şehirlere gelen bu
insanlar bir süre sonra gürültüden, kalabalık-
tan, trafikten bunalır ve sessiz, sakin kasaba-
larına dönmeyi arzularlar.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin
hangisine başvurulmuştur?
A) Betimleme
B) Örneklendirme
C) Tanık Gösterme
D) Karşılaştırma
E) Tartışma
final dergisi
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
23. Büyük şehirlerde yaşayan insanlar trafik, gürültü, hava kirliliği ve kalabalıktan şikâyet ederler. Fırsat bulunca sessiz, sakin bir yere tatile giden bu insanlar birkaç gün sonra ses- sizlikten, hareketsizlikten sıkılmaya başlar ve alıştıkları şehir hayatına dönmek isterler. Kır- sal kesimde yaşayanlar için ise bu durumun tam tersi geçerlidir. Büyük şehirlere gelen bu insanlar bir süre sonra gürültüden, kalabalık- tan, trafikten bunalır ve sessiz, sakin kasaba- larına dönmeyi arzularlar. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmuştur? A) Betimleme B) Örneklendirme C) Tanık Gösterme D) Karşılaştırma E) Tartışma final dergisi
8. İzmir'in burnunun dibindedir Seferihisar. Baharda
yağmur yağmış, yolu çamurmuş ne fark eder!
Çeşme otobanına girmenle çıkman bir olur, son-
ra pat diye Seferihisar'ın kucağındasın! İzmir'e bu
kadar yakın olup da bu denli "uzak” kalmış tek il-
çedir. Bu durum, geçmiş yıllarda İzmir'e doğru-
dan bağlanamayacak kadar uzak ve sapa kalma-
sından kaynaklanıyor olsa gerek.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda
verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) Konuşma üslubuyla yazılmıştır.
B) Olaylar oluş sırasıyla verilmiştir.
C) Deyim kullanılmıştır.
D) Tahminde bulunulmuştur.
VE) Devrik cümleye yer verilmiştir.
L
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. İzmir'in burnunun dibindedir Seferihisar. Baharda yağmur yağmış, yolu çamurmuş ne fark eder! Çeşme otobanına girmenle çıkman bir olur, son- ra pat diye Seferihisar'ın kucağındasın! İzmir'e bu kadar yakın olup da bu denli "uzak” kalmış tek il- çedir. Bu durum, geçmiş yıllarda İzmir'e doğru- dan bağlanamayacak kadar uzak ve sapa kalma- sından kaynaklanıyor olsa gerek. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) Konuşma üslubuyla yazılmıştır. B) Olaylar oluş sırasıyla verilmiştir. C) Deyim kullanılmıştır. D) Tahminde bulunulmuştur. VE) Devrik cümleye yer verilmiştir. L
0
Parag
10.1 Afrikalılar Avrupalı enstrümanlarla tanıştırıldılar.
ABD'ye göç eden -daha doğrusu zorla göç
ettirilen- Afrikalılar müziklerini de beraberlerinde
getirdiler ve müzikleri o topraklarda büyüdü.
can Partiler ve pikniklerde çaldılar, nota okumayı
öğrendiler, beyaz müzisyenlerle çalıştılar,
"blues”u yarattılar, cenazelerde yürüdüler,
düğünlere katıldılar ve bugün müzik denince akla
gelen ilk insanlar oldular.
(1) Ancak bu enstrümanların geleneksel
kısıtlamalarından memnun kalmayınca,
üflemeliler ile yaylıların eski kurallarını yerle bir
ettiler.
~ Beyazların azar azar özümsedikleri bu müzik
Protestan ilahileri, Fransız kadrilleri, marşları,
polkaları gibi özgün ögelerle buluştu.
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
baştan dördüncü cümle olur?
B) IV.
E) I
C) III.
A) V.
D) II.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
0 Parag 10.1 Afrikalılar Avrupalı enstrümanlarla tanıştırıldılar. ABD'ye göç eden -daha doğrusu zorla göç ettirilen- Afrikalılar müziklerini de beraberlerinde getirdiler ve müzikleri o topraklarda büyüdü. can Partiler ve pikniklerde çaldılar, nota okumayı öğrendiler, beyaz müzisyenlerle çalıştılar, "blues”u yarattılar, cenazelerde yürüdüler, düğünlere katıldılar ve bugün müzik denince akla gelen ilk insanlar oldular. (1) Ancak bu enstrümanların geleneksel kısıtlamalarından memnun kalmayınca, üflemeliler ile yaylıların eski kurallarını yerle bir ettiler. ~ Beyazların azar azar özümsedikleri bu müzik Protestan ilahileri, Fransız kadrilleri, marşları, polkaları gibi özgün ögelerle buluştu. bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir baştan dördüncü cümle olur? B) IV. E) I C) III. A) V. D) II.
33 ve 34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
35.
boyunları, iri
zülürler Gör
masım sağla
koşabilecek
boyutlarda !
olduğu gözle
ğular perdel
ğuduğunda
bir hat şekli
rüzgâr akım
formül çok
madan iler
gölcüklerin
bulmak için
(1) Sanat hayatı boyunca çok sayıda dizi, sinema ve tiyat-
ro eserinde rol alan başarılı oyuncu Haluk Bilginer, kariyerini
Emmy Ödülü ile taçlandırdı. (11) Sanatçı, "Şahsiyet" dizisindeki
performansıyla Uluslararası Televizyon Sanatları ve Bilimle-
ri Akademisi tarafından düzenlenen "47. Uluslararası Emmy
Ödülleri töreninde "En Iyi Erkek Oyuncu Ödülü"ne layık gö-
rüldü. (1) ABD dışında yayınlanan televizyon yapımlarının en
iyilerinin ödüllendirildiği söz konusu etkinlikte 11 kategoride bu
yil, 21 ülkeden 44 aday ödüller için yarıştı. (IV) Bilginer'in dizi-
deki "Agah Beyoğlu" karakteriyle aday gösterildiği kategoride
ise Ingiltere'de yayınlanan "Come Home" dizisinden Christop-
her Eccleston, Brezilya'da yayınlanan "In Impuros” dizisinden
Raphael Logam ve Almanya'da yayınlanan "Bad Banks" di-
zisinden Jannis Niewöhner yer aldı.((V) Tiyatro yönetmenliği
yapan sanatçı, kendisiyle yapılan bir röportajda, oyuncu için er
meydanifun tiyatro sahnesi olduğunun altını çizerek Aktörün
müdür mü ya da aktör mü olduğunu ancak tiyatro sahnesinde
öğrenebilirsinid" ifadelerini kullanmysti. (VI) Sanatçı, 1999'da
Zuhal Olcay ile birlikte kurdukları "Oyun Atölyesi" ile klasik ve
çağdaş pek çok tiyatro eserinin sahnede hayat bulmasını sağ-
lamaktadır.
33. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
Bu parçac
sine değir
A) Yaşam
na
B) Bir Da
ğına
C) Bitki
ğuna
D) Hem
A) II
B) III
C) IV
D)
Toprak Yayu
36. Kuşaklat
leştirici
umutla
duruşur
kalan ya
umutlar
miş kus
her ifad
dönüşü
büyükl
leri öze
coğraf
yolojik
deyişle
sağlay
34. Aşağıdaki cümlelerden hangisi birlikte verilen sözün bu
parçadaki anlamını içermemektedir?
Bu pa
rak d
1. G
b:
n
0 XE
II. K
n
A) Taçlandırmak: Halk, kendisi için çalışanı her zaman başarı-
li bularak değerlendirmiştir.
✓
B) Layık görülmek: Bana bu payın düşmesini uygun bulanları
anlamış değilim.
Yarışmak: Tüm bunları arkadaşını yenmek için yaptığını
hepimiz geç de olsa anladık.
D) Er meydanr: Kibirli bir tavırla kendisiyle boy ölçüşecek kim-
senin olmadığını belirtti.
E) Hayat bulmak: Yerli bir eserin seyirciyle buluşması, canlan-
dırılması gurur vericidir.
III. E
1
özel
A) Y
10
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
33 ve 34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 35. boyunları, iri zülürler Gör masım sağla koşabilecek boyutlarda ! olduğu gözle ğular perdel ğuduğunda bir hat şekli rüzgâr akım formül çok madan iler gölcüklerin bulmak için (1) Sanat hayatı boyunca çok sayıda dizi, sinema ve tiyat- ro eserinde rol alan başarılı oyuncu Haluk Bilginer, kariyerini Emmy Ödülü ile taçlandırdı. (11) Sanatçı, "Şahsiyet" dizisindeki performansıyla Uluslararası Televizyon Sanatları ve Bilimle- ri Akademisi tarafından düzenlenen "47. Uluslararası Emmy Ödülleri töreninde "En Iyi Erkek Oyuncu Ödülü"ne layık gö- rüldü. (1) ABD dışında yayınlanan televizyon yapımlarının en iyilerinin ödüllendirildiği söz konusu etkinlikte 11 kategoride bu yil, 21 ülkeden 44 aday ödüller için yarıştı. (IV) Bilginer'in dizi- deki "Agah Beyoğlu" karakteriyle aday gösterildiği kategoride ise Ingiltere'de yayınlanan "Come Home" dizisinden Christop- her Eccleston, Brezilya'da yayınlanan "In Impuros” dizisinden Raphael Logam ve Almanya'da yayınlanan "Bad Banks" di- zisinden Jannis Niewöhner yer aldı.((V) Tiyatro yönetmenliği yapan sanatçı, kendisiyle yapılan bir röportajda, oyuncu için er meydanifun tiyatro sahnesi olduğunun altını çizerek Aktörün müdür mü ya da aktör mü olduğunu ancak tiyatro sahnesinde öğrenebilirsinid" ifadelerini kullanmysti. (VI) Sanatçı, 1999'da Zuhal Olcay ile birlikte kurdukları "Oyun Atölyesi" ile klasik ve çağdaş pek çok tiyatro eserinin sahnede hayat bulmasını sağ- lamaktadır. 33. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf Bu parçac sine değir A) Yaşam na B) Bir Da ğına C) Bitki ğuna D) Hem A) II B) III C) IV D) Toprak Yayu 36. Kuşaklat leştirici umutla duruşur kalan ya umutlar miş kus her ifad dönüşü büyükl leri öze coğraf yolojik deyişle sağlay 34. Aşağıdaki cümlelerden hangisi birlikte verilen sözün bu parçadaki anlamını içermemektedir? Bu pa rak d 1. G b: n 0 XE II. K n A) Taçlandırmak: Halk, kendisi için çalışanı her zaman başarı- li bularak değerlendirmiştir. ✓ B) Layık görülmek: Bana bu payın düşmesini uygun bulanları anlamış değilim. Yarışmak: Tüm bunları arkadaşını yenmek için yaptığını hepimiz geç de olsa anladık. D) Er meydanr: Kibirli bir tavırla kendisiyle boy ölçüşecek kim- senin olmadığını belirtti. E) Hayat bulmak: Yerli bir eserin seyirciyle buluşması, canlan- dırılması gurur vericidir. III. E 1 özel A) Y 10
11. Seegrotte Mağarası'nı gördükten sonra ikinci durağımız Ma-
yerling Av Köşkü'ydü. Bu köşkü, Hofburg imparatoru Franz
Joseph ve imparatoriçesi Elizabeth Sisi'nin oğlu Rudolf, av
merakı nedeniyle 1886'da yaptumış. Bu noktada bir ara ve-
tip Hofburglardan bahsetmem gerekiyor. Çünkü Hofburg
Hanedanlığı'nın izleri Viyana ve çevresinde hâlâ derinden
hissedilmekte. Franz Joseph ve Elizabeth Sisi hâlâ her yer-
de karşımıza çıkıyor: afişlerde, duvarlarda, saraylarda, so-
kaklarda... Elizabeth'in hüzünlü bir öyküsü var. Avusturya İm-
paratoriçesi olsa da mutsuz bir hayat yaşıyor. Üç çocuğunun
da ölümünü görüyor. 60 yaşlarındayken de bir anarşist tara-
findan amaçsız ve manasız bir şekilde öldürülüyor. Belki de
bu yüzden çok seviliyor. Bugün Viyana için Sisi, sanki bir tu-
rizm elçisi, tek başına bir marka.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
Ad Hofburgların av merakının yoğun olduğuna
B) Hofburgların Viyana ve çevresinde yaşadıklarına
C) Hanedanlık prensesi Elizabeth'in çok da mutlu bir hayat
yaşayamadığına
D Günümüz Avusturya'sında da Hofburg Hanedanlığı üye-
lerinin çok sevildiğine
E) Avusturyalıların ünlü tarihî şahsiyetlere önem verdiklerine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. Seegrotte Mağarası'nı gördükten sonra ikinci durağımız Ma- yerling Av Köşkü'ydü. Bu köşkü, Hofburg imparatoru Franz Joseph ve imparatoriçesi Elizabeth Sisi'nin oğlu Rudolf, av merakı nedeniyle 1886'da yaptumış. Bu noktada bir ara ve- tip Hofburglardan bahsetmem gerekiyor. Çünkü Hofburg Hanedanlığı'nın izleri Viyana ve çevresinde hâlâ derinden hissedilmekte. Franz Joseph ve Elizabeth Sisi hâlâ her yer- de karşımıza çıkıyor: afişlerde, duvarlarda, saraylarda, so- kaklarda... Elizabeth'in hüzünlü bir öyküsü var. Avusturya İm- paratoriçesi olsa da mutsuz bir hayat yaşıyor. Üç çocuğunun da ölümünü görüyor. 60 yaşlarındayken de bir anarşist tara- findan amaçsız ve manasız bir şekilde öldürülüyor. Belki de bu yüzden çok seviliyor. Bugün Viyana için Sisi, sanki bir tu- rizm elçisi, tek başına bir marka. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? Ad Hofburgların av merakının yoğun olduğuna B) Hofburgların Viyana ve çevresinde yaşadıklarına C) Hanedanlık prensesi Elizabeth'in çok da mutlu bir hayat yaşayamadığına D Günümüz Avusturya'sında da Hofburg Hanedanlığı üye- lerinin çok sevildiğine E) Avusturyalıların ünlü tarihî şahsiyetlere önem verdiklerine
20. Sonbaharla birlikte ağaç yaprakları sararmaya başla-
dı. Eylülde birçok ağacın yaprakları tek tek sarı renge
bürünecek, sonra kıvrılacak ve rüzgârla savrulup yere
düşecek. Yaşayan birer organizma olarak bitkiler, yap-
rakların sağladığı organik maddelerden yararlanarak
beslenmek zorunda. Yaprak dökme zamanı geldiğin-
de ağaç, yapraklarda bulunan tüm yararlı maddeleri
özümser ve geriye kalan işe yaramaz maddeleri yap-
raklarıyla birlikte döker. İşte yaprağa sırası ile sarı, kah-
verengi ve kırmızı rengi veren de budur insanlar için
düşsel bir zenginlik yaratan bu doğa olayı, ağaçların
hayatlarını sürdürebilmeleri için en önemli doğal devi-
nimlerinden biridir.
Bu parçanın yazılış amacı aşağıdakilerden hangi-
sidir?
A) Aliciya bilgi vermek
B) Sözcüklerle resim çizmek
C) Okuru olay içinde yaşatmak
D) Bir konuda örnekleme yapmak
E) Bir konudaki kanıları değiştirmek
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
20. Sonbaharla birlikte ağaç yaprakları sararmaya başla- dı. Eylülde birçok ağacın yaprakları tek tek sarı renge bürünecek, sonra kıvrılacak ve rüzgârla savrulup yere düşecek. Yaşayan birer organizma olarak bitkiler, yap- rakların sağladığı organik maddelerden yararlanarak beslenmek zorunda. Yaprak dökme zamanı geldiğin- de ağaç, yapraklarda bulunan tüm yararlı maddeleri özümser ve geriye kalan işe yaramaz maddeleri yap- raklarıyla birlikte döker. İşte yaprağa sırası ile sarı, kah- verengi ve kırmızı rengi veren de budur insanlar için düşsel bir zenginlik yaratan bu doğa olayı, ağaçların hayatlarını sürdürebilmeleri için en önemli doğal devi- nimlerinden biridir. Bu parçanın yazılış amacı aşağıdakilerden hangi- sidir? A) Aliciya bilgi vermek B) Sözcüklerle resim çizmek C) Okuru olay içinde yaşatmak D) Bir konuda örnekleme yapmak E) Bir konudaki kanıları değiştirmek
5. Bu eleştirmen her yıl veni ve farklL yazarların ro-
manlarını eleştirmedeki tutarlılığını, bu yıl da okur-
ların beğenisine sunduğu eseriyle sürdürdü.
Yukarıdaki cümleden çıkarılabilecek kesin yar-
gi aşağıdakilerden hangisidir?
Al Gittikçe yeni ve farklı yapıtlar bulmada zorlan-
maktadır.
Her yıl farklı yazarların eserleri okurla buluş-
maktadır. 7
C) Okur tarafından beğenileceğine inanılan yapıt-
lar tercih edilmektedir.
D) Bu yıl yapılan eleştiri daha önce okurlara sunul-
mamıştır.
E) Her sezon beklenenden çok eser yazılmaktadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Bu eleştirmen her yıl veni ve farklL yazarların ro- manlarını eleştirmedeki tutarlılığını, bu yıl da okur- ların beğenisine sunduğu eseriyle sürdürdü. Yukarıdaki cümleden çıkarılabilecek kesin yar- gi aşağıdakilerden hangisidir? Al Gittikçe yeni ve farklı yapıtlar bulmada zorlan- maktadır. Her yıl farklı yazarların eserleri okurla buluş- maktadır. 7 C) Okur tarafından beğenileceğine inanılan yapıt- lar tercih edilmektedir. D) Bu yıl yapılan eleştiri daha önce okurlara sunul- mamıştır. E) Her sezon beklenenden çok eser yazılmaktadır.
Gediz Deltası'nın içlerine doğru ilerliyoruz. Hepsi bir anda
çıkıyor karşımıza. İşte flamingolar! O da ne? Küçük kara-
bataklar, kırlangıçlar, küçük ve büyük akbalıkçıllar... Iste
bir karaleylek! Tek başına, bizi görür görmez havalanıyor.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilen-
lerden hangisi yanlıştır?
LAJ Farklı cümle türleri kullanılmıştır.
BX Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır.
C) Bkilemeye yer verilmiştir.
D) Konuşma havası taşımaktadır.
E) Kanıtlanabilir veriler kullanılmıştır.
(2012-DGS)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Gediz Deltası'nın içlerine doğru ilerliyoruz. Hepsi bir anda çıkıyor karşımıza. İşte flamingolar! O da ne? Küçük kara- bataklar, kırlangıçlar, küçük ve büyük akbalıkçıllar... Iste bir karaleylek! Tek başına, bizi görür görmez havalanıyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilen- lerden hangisi yanlıştır? LAJ Farklı cümle türleri kullanılmıştır. BX Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır. C) Bkilemeye yer verilmiştir. D) Konuşma havası taşımaktadır. E) Kanıtlanabilir veriler kullanılmıştır. (2012-DGS)
15. Karamazov kardeşlerin her biri, temsil ettikleri dü-
şünce dünyasıyla 19. yüzyıl Rus toplumunun fakat
aynı zamanda evrensel düşünce tarihinin unutul-
maz tipleri olmuştur. İvan, Dimitri ve Alyoşa güçlü
sesleriyle romanın sayfalarına sığmadılar; bugün
hâlâ yaşıyorlar. On dokuzuncu yüzyılın verimli dü-
şünsel coğrafyası başka edebiyat ve kültürlerde
de benzer tipler ortaya çıkmasına sebep olur. W.
Shakespeare'den beri edebiyat tarihinde benzer
tipler zaten vardı. Nesilleri etkileyen roman kahra-
manlarının birçoğu, Shakespeare kahramanlarına
yapılan yerel eklemelerle zenginleşmiştir.
Bu parçada aşağıdaki anlatım yollarından han-
gisine özellikle başvurulmuştur?
A) Betimleme
B) Örnekleme
C) Tanık gösterme
D) Tanımlama
E) Benzetme
PA
PRO
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
15. Karamazov kardeşlerin her biri, temsil ettikleri dü- şünce dünyasıyla 19. yüzyıl Rus toplumunun fakat aynı zamanda evrensel düşünce tarihinin unutul- maz tipleri olmuştur. İvan, Dimitri ve Alyoşa güçlü sesleriyle romanın sayfalarına sığmadılar; bugün hâlâ yaşıyorlar. On dokuzuncu yüzyılın verimli dü- şünsel coğrafyası başka edebiyat ve kültürlerde de benzer tipler ortaya çıkmasına sebep olur. W. Shakespeare'den beri edebiyat tarihinde benzer tipler zaten vardı. Nesilleri etkileyen roman kahra- manlarının birçoğu, Shakespeare kahramanlarına yapılan yerel eklemelerle zenginleşmiştir. Bu parçada aşağıdaki anlatım yollarından han- gisine özellikle başvurulmuştur? A) Betimleme B) Örnekleme C) Tanık gösterme D) Tanımlama E) Benzetme PA PRO
B
21. Faraday'a endüksiyonu bulduğunda pek çok kişi sorar:
"Peki, bu neye yarar?" diye. Faraday da "Yeni doğmuş
bir bebek neye yarar?" diye cevap verir. Bugün elektrik
enerjisi üretimi, elektrik motorları gibi sıklıkla
kullandığımız teknolojilerin çok büyük kısmı Faraday'ın
bu kanununa dayanır. Ona göre bazı şeylerin yalnızca
entelektüel merakların tatmini için yapılması değerli
olmakla birlikte, bir öngörüler çöplüğü olan bilim tarihinin
tabulaştırılmamasına da dikkat etmek gerekir. İşte tam
da bu nedenle bilimin "kıymeti kendinden menkul"dür.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Insanlığın hizmetine sunulmak için planlanmış her
buluşun başlangıçta fayda gösterme ihtimali düşüktür.
B) Yazara göre bilimin var oluş amacı ve öncelikli hedefi
topluma pratik anlamda fayda sağlamak olmalıdır.
C) Yazar, bilimin yalnızca pragmatik bir bakışla
değerlendirilerek kısıtlanmasına karşı çıkmaktadır.
D) Yazar, yeni bir buluşun faydasının zaman içinde ortaya
çıkacağını düşünmektedir.
E) Yazar sadece entelektüel merakların tatmin edilmesini
değil
, bilim yoluyla ortaya çıkarılabilecek buluşları da
önernsemektedir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
B 21. Faraday'a endüksiyonu bulduğunda pek çok kişi sorar: "Peki, bu neye yarar?" diye. Faraday da "Yeni doğmuş bir bebek neye yarar?" diye cevap verir. Bugün elektrik enerjisi üretimi, elektrik motorları gibi sıklıkla kullandığımız teknolojilerin çok büyük kısmı Faraday'ın bu kanununa dayanır. Ona göre bazı şeylerin yalnızca entelektüel merakların tatmini için yapılması değerli olmakla birlikte, bir öngörüler çöplüğü olan bilim tarihinin tabulaştırılmamasına da dikkat etmek gerekir. İşte tam da bu nedenle bilimin "kıymeti kendinden menkul"dür. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Insanlığın hizmetine sunulmak için planlanmış her buluşun başlangıçta fayda gösterme ihtimali düşüktür. B) Yazara göre bilimin var oluş amacı ve öncelikli hedefi topluma pratik anlamda fayda sağlamak olmalıdır. C) Yazar, bilimin yalnızca pragmatik bir bakışla değerlendirilerek kısıtlanmasına karşı çıkmaktadır. D) Yazar, yeni bir buluşun faydasının zaman içinde ortaya çıkacağını düşünmektedir. E) Yazar sadece entelektüel merakların tatmin edilmesini değil , bilim yoluyla ortaya çıkarılabilecek buluşları da önernsemektedir.
12.
I. Güzel bir bina nasıl olmalı?
il. Zaten modern dünyada güzelliğin kendisi de, her
zaman sonuçsuz kalacak çocukça tartışmaları
tetiklediği varsayılan bir kavram hâline geldi.
III. Bir zamanlar mimarın görevi olarak kabul edilen
güzellik yaratma işi günümüzde ancak kişisel
tercihler bağlamında ele alınabiliyor.
IV. Modern bakış açısına göre bu soru saçma, hatta
yanıtlanması olanaksız bir soru.
V. Bireyin tercihlerinin öne çıkarılması ise bu
tercihlerin meşruiyeti sorununu doğuruyor.
Bu cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde
sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur?
A) I.
B) II.
C).
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12. I. Güzel bir bina nasıl olmalı? il. Zaten modern dünyada güzelliğin kendisi de, her zaman sonuçsuz kalacak çocukça tartışmaları tetiklediği varsayılan bir kavram hâline geldi. III. Bir zamanlar mimarın görevi olarak kabul edilen güzellik yaratma işi günümüzde ancak kişisel tercihler bağlamında ele alınabiliyor. IV. Modern bakış açısına göre bu soru saçma, hatta yanıtlanması olanaksız bir soru. V. Bireyin tercihlerinin öne çıkarılması ise bu tercihlerin meşruiyeti sorununu doğuruyor. Bu cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I. B) II. C). D) IV. E) V.
9- Denizli'nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü'nde yaşayan "sırsız seramik" ustasını bu sanatın meraklıları tanır. Usta,(I)
derme çatma köy evinde yumurta kabuğu inceliğinde seramikler üretir, bunların üzerine desenler çizer sonra ...(11)
Bu desenlerin büyüleyiciliği nereden geliyor?(III) Besbelli tarihten şüzülmüş türlü hayatlardan ... (IV) Ya yolu Tavas'a
düşürüp görmeliyiz onları ya da Türkiye'nin çeşitli müzelerini dolaşıp raflara daha dikkatli bakmalıyız.(V)
Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır?
AT
B) II
O
gall
D)
IV
EXV
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
9- Denizli'nin Tavas ilçesine bağlı Medet Köyü'nde yaşayan "sırsız seramik" ustasını bu sanatın meraklıları tanır. Usta,(I) derme çatma köy evinde yumurta kabuğu inceliğinde seramikler üretir, bunların üzerine desenler çizer sonra ...(11) Bu desenlerin büyüleyiciliği nereden geliyor?(III) Besbelli tarihten şüzülmüş türlü hayatlardan ... (IV) Ya yolu Tavas'a düşürüp görmeliyiz onları ya da Türkiye'nin çeşitli müzelerini dolaşıp raflara daha dikkatli bakmalıyız.(V) Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır? AT B) II O gall D) IV EXV
23. Gençken, yazdıklarına daha bir güvenir, onları önemser şair, ayıklamak değil çoğaltmak ister dizelerini: "Biraz daha
yazmalıyım... Daha, daha..." diye düşünür. Sanır ki ne kadar çok yazarsa o kadar ağırlıkla kanıtlayacaktır kendisini. Şiinni
önemserken kendini önemsemektedir aslında: Bütün güzel dizeleri o yazmıştır! Oysa yaşlandıkça yazdıklarını daha fazla
irdeleyip onlar üzerinde daha çok düşünür.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şair olgunlaştıkça daha titiz ve seçici bir kimliğe bürünür.
B) Şairler kendi şiirleriyle ilgili gerçekçi değerlendirmeler yapamazlar.
C) Şairi şiir yazmaya iten asıl neden kendini benimsetme düşüncesidir.
D) Gençlik döneminde yazılan şiirlerin kalıcılık oranı yüksektir.
E) Şairlerin okur kitleleri dönemsel olarak değişmektedir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. Gençken, yazdıklarına daha bir güvenir, onları önemser şair, ayıklamak değil çoğaltmak ister dizelerini: "Biraz daha yazmalıyım... Daha, daha..." diye düşünür. Sanır ki ne kadar çok yazarsa o kadar ağırlıkla kanıtlayacaktır kendisini. Şiinni önemserken kendini önemsemektedir aslında: Bütün güzel dizeleri o yazmıştır! Oysa yaşlandıkça yazdıklarını daha fazla irdeleyip onlar üzerinde daha çok düşünür. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Şair olgunlaştıkça daha titiz ve seçici bir kimliğe bürünür. B) Şairler kendi şiirleriyle ilgili gerçekçi değerlendirmeler yapamazlar. C) Şairi şiir yazmaya iten asıl neden kendini benimsetme düşüncesidir. D) Gençlik döneminde yazılan şiirlerin kalıcılık oranı yüksektir. E) Şairlerin okur kitleleri dönemsel olarak değişmektedir.
Hayatımızın hiç unutulmayacak anlarına, unutulma-
yacak besteleriyle imza atan usta sanatçı, çok kü-
çükken kaybettiği annesinin boşluğunu doldurmak
için başlamıştı müziğe. Babasının ona aldığı orgla
sabahtan akşama dertleşerek... Melih Kibar, ilk pro-
fesyonel çalışmasına da lisenin orkestrasıyla ger-
çekleştirdiği besteyle imza attı. Bu besteyle 1969'da
Liseler Arası Hafif Müzik Yarışması'nda birinci oldu.
İlhan Şeşen'in solistlik yaptığı bu orkestrayla, henüz
14 - 15 yaşındaki genç müzisyenler para bile ka-
zanıyorlardı artık. Takvimler 1974'ü gösterdiğinde
değerli sanatkâr Timur Selçuk'la çalışmaya başla-
yacaktı Melih Kibar. Bir süre sonra da Selçuk'un or-
kestrasının çıkardığı albümde besteleri yer alacaktı:
"Gençlik Şarkısı", "Kelebek" ve "Panayır Günü"...
Bir gün Selçuk, Türkiye'nin ilk kez katılacağı Eu-
rovision Şarkı Yarışması'nın Türkiye elemelerinde
yayınlanacak sinyal müziği için öğrencilerinden
beste yazmalarını istedi. Sınıftaki hiç kimse dersine
çalışmamıştı. Bir kişi hariç: Melih Kibar. Bir çırpıda
bestelediği "Çoban Yıldızı" artık onun göstericisiydi
müzik hayatı boyunca.
Bu parçada Melih Kibar'la ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Müziğe nasıl başladığına
B) Başarılarına
C) Kimlerle çalıştığına
D) Hangi enstümanları çaldığına
E) Sorumluluk sahibi olduğuna
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Hayatımızın hiç unutulmayacak anlarına, unutulma- yacak besteleriyle imza atan usta sanatçı, çok kü- çükken kaybettiği annesinin boşluğunu doldurmak için başlamıştı müziğe. Babasının ona aldığı orgla sabahtan akşama dertleşerek... Melih Kibar, ilk pro- fesyonel çalışmasına da lisenin orkestrasıyla ger- çekleştirdiği besteyle imza attı. Bu besteyle 1969'da Liseler Arası Hafif Müzik Yarışması'nda birinci oldu. İlhan Şeşen'in solistlik yaptığı bu orkestrayla, henüz 14 - 15 yaşındaki genç müzisyenler para bile ka- zanıyorlardı artık. Takvimler 1974'ü gösterdiğinde değerli sanatkâr Timur Selçuk'la çalışmaya başla- yacaktı Melih Kibar. Bir süre sonra da Selçuk'un or- kestrasının çıkardığı albümde besteleri yer alacaktı: "Gençlik Şarkısı", "Kelebek" ve "Panayır Günü"... Bir gün Selçuk, Türkiye'nin ilk kez katılacağı Eu- rovision Şarkı Yarışması'nın Türkiye elemelerinde yayınlanacak sinyal müziği için öğrencilerinden beste yazmalarını istedi. Sınıftaki hiç kimse dersine çalışmamıştı. Bir kişi hariç: Melih Kibar. Bir çırpıda bestelediği "Çoban Yıldızı" artık onun göstericisiydi müzik hayatı boyunca. Bu parçada Melih Kibar'la ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Müziğe nasıl başladığına B) Başarılarına C) Kimlerle çalıştığına D) Hangi enstümanları çaldığına E) Sorumluluk sahibi olduğuna
19. - 20. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
20. Bu parçada sözü edilen yazar ve yapıtıyla
ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
VA) Özgün bir kurgu ortaya koyduğu
B) Yaşamın hemen her kesiminden insana yer
verdiği
C) Yapıtlarını insan sorunsalı üzerinde
temellendirdiği
D) Gerçeklerden hareketle yazdığı
E) Yapmacıksız bir anlatım benimsediği
Yaşar Kemal'in romanlarının bir tek amacı var:
Okuru, insanın özüyle yüz yüze getirmek. Bir
dönem boyunca yaptığı gazete röportajları da
aynı amacı taşıyor. Anadolu'daki yaşamın
özünü gösteriyor okura. Onun yazılarında asla
taklit edilemeyecek unsur, işte bu yaşamdan
besleniyor olması. Öyle ki sanatçı, gündelik
hayattan öykü çıkartan röportajlar, her
manzarada, her portrede, her anda, çıplak
gözle görünmeyen insan ögesini görünür
kiliyor. Söyleştiği insanlar ünlüler değil; sadece
biri yakın dostu Sait Faik, diğeri ünlü seramik
sanatçısı Füreya Koray. Bunlar dışında kaçakçı,
balıkçı, depremzede, işsiz, yoksul ve
göçmenleri anlatıyor. Diyarbakır, Urfa, Muğla ve
Anadolu'nun her yerinde, insanlarla birlikte
yaşayarak, onların acılarını paylaşarak,
yaşadıkları yerlerde yatıp, sofralarında yiyerek
ve en önemlisi onları dinleyerek oluşturuyor bu
röportajları. Bunları da sade, zorlamasız,
ulaşılabilir dille ortaya koyuyor. Böylece bilgi,
araştırılmış ya da incelenmiş hissi vermeden
yansıyor metinlere.
tonguç kampüs
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
19. - 20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 20. Bu parçada sözü edilen yazar ve yapıtıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? VA) Özgün bir kurgu ortaya koyduğu B) Yaşamın hemen her kesiminden insana yer verdiği C) Yapıtlarını insan sorunsalı üzerinde temellendirdiği D) Gerçeklerden hareketle yazdığı E) Yapmacıksız bir anlatım benimsediği Yaşar Kemal'in romanlarının bir tek amacı var: Okuru, insanın özüyle yüz yüze getirmek. Bir dönem boyunca yaptığı gazete röportajları da aynı amacı taşıyor. Anadolu'daki yaşamın özünü gösteriyor okura. Onun yazılarında asla taklit edilemeyecek unsur, işte bu yaşamdan besleniyor olması. Öyle ki sanatçı, gündelik hayattan öykü çıkartan röportajlar, her manzarada, her portrede, her anda, çıplak gözle görünmeyen insan ögesini görünür kiliyor. Söyleştiği insanlar ünlüler değil; sadece biri yakın dostu Sait Faik, diğeri ünlü seramik sanatçısı Füreya Koray. Bunlar dışında kaçakçı, balıkçı, depremzede, işsiz, yoksul ve göçmenleri anlatıyor. Diyarbakır, Urfa, Muğla ve Anadolu'nun her yerinde, insanlarla birlikte yaşayarak, onların acılarını paylaşarak, yaşadıkları yerlerde yatıp, sofralarında yiyerek ve en önemlisi onları dinleyerek oluşturuyor bu röportajları. Bunları da sade, zorlamasız, ulaşılabilir dille ortaya koyuyor. Böylece bilgi, araştırılmış ya da incelenmiş hissi vermeden yansıyor metinlere. tonguç kampüs
B
G
16. Bir tarihçi, tarihin işlevi konusunda çok güzel bir saptamada
bulunmuştu ve “Bir kişinin hafızası ne kadar zenginse o kişi
geçmişi o kadar iyi kavrar ve kişisel geleceğini sağlam te-
mellere oturtur çünkü onun aldığı kararlarda romantik bir
idealizm değil, realist bir rasyonalizm vardır. Bu durum top-
lumlara da uyarlanabilir. Bir toplumun tarihi de onun kolektif
hafızasıdır ve kolektif hafızası zayıf olan toplumlar da dal-
gali denizdeki çöp parçaları gibi oraya buraya savrulmakta-
dır." demişti.
S
A
M
H
Bu parçada konuşması aktarılan tarihçi, bu sözüyle aşa-
ğıdakilerden hangisini söylemek istemiştir?
A) Tarihsel bilginin ve bilincin yaygın olmadığı toplumların
geleceğe yönelik istikrarlı bir çizgileri olamaz.
B) Tarihine yabancılaşmış insan topluluğu, toplum değil yi-
ğındır.
C) Geçmişini bilmeyen insanların oluşturduğu toplumun bi-
reyleri ya geçmişi körü körüne yüceltir ya da peşin hü-
kümlü bir şekilde reddeder.
D) Bir toplumun gücünün kaynağı olan tarih yanlış bilini-
yorsa güçsüzlüğünün de kaynağıdır.
E) Insanları ortak idealler uğrunda birleştirmek konusunda
tarihçilere çok büyük görev düşmektedir
.
Riğer Sayfaya Geçiniz.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
B G 16. Bir tarihçi, tarihin işlevi konusunda çok güzel bir saptamada bulunmuştu ve “Bir kişinin hafızası ne kadar zenginse o kişi geçmişi o kadar iyi kavrar ve kişisel geleceğini sağlam te- mellere oturtur çünkü onun aldığı kararlarda romantik bir idealizm değil, realist bir rasyonalizm vardır. Bu durum top- lumlara da uyarlanabilir. Bir toplumun tarihi de onun kolektif hafızasıdır ve kolektif hafızası zayıf olan toplumlar da dal- gali denizdeki çöp parçaları gibi oraya buraya savrulmakta- dır." demişti. S A M H Bu parçada konuşması aktarılan tarihçi, bu sözüyle aşa- ğıdakilerden hangisini söylemek istemiştir? A) Tarihsel bilginin ve bilincin yaygın olmadığı toplumların geleceğe yönelik istikrarlı bir çizgileri olamaz. B) Tarihine yabancılaşmış insan topluluğu, toplum değil yi- ğındır. C) Geçmişini bilmeyen insanların oluşturduğu toplumun bi- reyleri ya geçmişi körü körüne yüceltir ya da peşin hü- kümlü bir şekilde reddeder. D) Bir toplumun gücünün kaynağı olan tarih yanlış bilini- yorsa güçsüzlüğünün de kaynağıdır. E) Insanları ortak idealler uğrunda birleştirmek konusunda tarihçilere çok büyük görev düşmektedir . Riğer Sayfaya Geçiniz.