Anlatım Biçimleri Soruları
![33. Kimi sanatçılar eserlerini günlük dilin söz değerleriyle
oluşturmakla övünüp durur. Bizim gündelik iletişim ara-
ci olarak kullandığımız dildir günlük dil. Sözcükler be-
lirli bağlamlar içinde kullanılır. Anlamsal değerlilik çok
ön planda değildir. Sözcüklerin gönderdiği kavramları
gerçek yaşamda bulabiliriz. Ancak edebiyat ürünlerin-
de bu böyle olmamalı. Günlük yaşamda kullandığımız
sözcükler ve sözcüklerle kurulan kavramlar örgüsünün
gerçek yaşamda tek karşılığı bulunmamalı. Okuyanlar
ondan değişik anlamlar çıkarmalı, onlara değişik kar-
şılıklar düşünmeli.
Bu parçada sanatçılar ve eserleriyle ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisi eleştirilmektedir?
A) Dildeki sözcükleri günlük yaşamdaki anlamlarından
farklı anlamlara gelecek şekilde kullanmaları
B) Yapıtlarını günlük olaylardan seçtikleri konularla
sinirlandırmaları
C) Dil bilgisi kurallarına gereğince özen göstermeme-
leri
D Dunyayı anlatmak için dilin kendilerine sundukları
olanakları yeterince kullanmamaları
E) Kullandıkları dilin yazınsal bir eseri taşıyacak edebî
niteliklere sahip olmaması,](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503192252578664-3555141_KQjr5oMvT.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri33. Kimi sanatçılar eserlerini günlük dilin söz değerleriyle
oluşturmakla övünüp durur. Bizim gündelik iletişim ara-
ci olarak kullandığımız dildir günlük dil. Sözcükler be-
lirli bağlamlar içinde kullanılır. Anlamsal değerlilik çok
ön planda değildir. Sözcüklerin gönderdiği kavramları
gerçek yaşamda bulabiliriz. Ancak edebiyat ürünlerin-
de bu böyle olmamalı. Günlük yaşamda kullandığımız
sözcükler ve sözcüklerle kurulan kavramlar örgüsünün
gerçek yaşamda tek karşılığı bulunmamalı. Okuyanlar
ondan değişik anlamlar çıkarmalı, onlara değişik kar-
şılıklar düşünmeli.
Bu parçada sanatçılar ve eserleriyle ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisi eleştirilmektedir?
A) Dildeki sözcükleri günlük yaşamdaki anlamlarından
farklı anlamlara gelecek şekilde kullanmaları
B) Yapıtlarını günlük olaylardan seçtikleri konularla
sinirlandırmaları
C) Dil bilgisi kurallarına gereğince özen göstermeme-
leri
D Dunyayı anlatmak için dilin kendilerine sundukları
olanakları yeterince kullanmamaları
E) Kullandıkları dilin yazınsal bir eseri taşıyacak edebî
niteliklere sahip olmaması,
![TYT 2020
- yönte-
ama ve
ni kap-
min ilk
nesne
n içine
renk,
Erlenir.
bunla-
çıka-
Bütün
kilan
kkin-
23. Bir antropolog olarak antropolojinin yöntemlerini, kendi
kültürüme bakıp içinde yaşadığım dünyayı incelemek için
kullanmaya karar verdim. Sayıları gittikçe artan şirket
antropologlarından biri oldum. Zaten, egzotik bir şeyler
bulmak için çok da uzaklara gitmeye gerek yok. Yapma-
mız gereken, bu betondan ormanda insanların iş dünya-
sında ayakta kalmak için hangi rekabet içgüdülerine
güvendiklerine, bireysel ve örgütsel hareketlerinde ne tür
davranış kalıplarını benimsediklerine odaklanmak.
1. Sanayileşmemiş bölgelerdeki yerli halkların kültürle-
riyle şehir kültürü arasındaki farklar
4
II. Kurumsallaşmış şirketlerdeki çalışanların bireysel
başarı elde etmek ve grup içinde yükselmek için ge-
liştirdiği stratejiler
bir
ular-
III. Belli bir sektörde çalışanların bir grup kültürü geliştir-
mesini sağlayan kişisel ve sosyal dinamikler
ulla-
Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişi-
nin çalışma alanına girer?
yo-
A) Yalnız!
B) Yalnız II
C) I ve III
D) Il ve III
E) I, II ve III
ted](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503171548034329-2053354_Sf3lPMOCL.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriTYT 2020
- yönte-
ama ve
ni kap-
min ilk
nesne
n içine
renk,
Erlenir.
bunla-
çıka-
Bütün
kilan
kkin-
23. Bir antropolog olarak antropolojinin yöntemlerini, kendi
kültürüme bakıp içinde yaşadığım dünyayı incelemek için
kullanmaya karar verdim. Sayıları gittikçe artan şirket
antropologlarından biri oldum. Zaten, egzotik bir şeyler
bulmak için çok da uzaklara gitmeye gerek yok. Yapma-
mız gereken, bu betondan ormanda insanların iş dünya-
sında ayakta kalmak için hangi rekabet içgüdülerine
güvendiklerine, bireysel ve örgütsel hareketlerinde ne tür
davranış kalıplarını benimsediklerine odaklanmak.
1. Sanayileşmemiş bölgelerdeki yerli halkların kültürle-
riyle şehir kültürü arasındaki farklar
4
II. Kurumsallaşmış şirketlerdeki çalışanların bireysel
başarı elde etmek ve grup içinde yükselmek için ge-
liştirdiği stratejiler
bir
ular-
III. Belli bir sektörde çalışanların bir grup kültürü geliştir-
mesini sağlayan kişisel ve sosyal dinamikler
ulla-
Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişi-
nin çalışma alanına girer?
yo-
A) Yalnız!
B) Yalnız II
C) I ve III
D) Il ve III
E) I, II ve III
ted
![w
Türk edebiyatının en büyük trajedisi henüz klasiğini üret-
memiş olmasıdır bence. Klasik olanı şayet üretebilseydik
zaten dünya çapında bir roman yazmış olurduk. Yani kla-
sik üretmek demek, zaten romancılığın en üst düzeyine
varabilmek demektir. Mesela Balzac'ın kahramanları birer
“tip"tir
. Thomas Mann'ın kahramanları çağının bütün ger-
çeklerini kendisinde toplamış olan "tip'lerdir. Yani bizde
henüz klasik bir tip yoktur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden
(yararlanılmıştır?
-
A) Açıklama - Talk Gösterme
B) Tartışma - Tanımlama
C) Açıklama - Örnekleme
D) Tartışma - Benzetme
E) Tartışma - Örnekleme
-
be](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503192115997826-4164833_ZRLoP4sgQ.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleriw
Türk edebiyatının en büyük trajedisi henüz klasiğini üret-
memiş olmasıdır bence. Klasik olanı şayet üretebilseydik
zaten dünya çapında bir roman yazmış olurduk. Yani kla-
sik üretmek demek, zaten romancılığın en üst düzeyine
varabilmek demektir. Mesela Balzac'ın kahramanları birer
“tip"tir
. Thomas Mann'ın kahramanları çağının bütün ger-
çeklerini kendisinde toplamış olan "tip'lerdir. Yani bizde
henüz klasik bir tip yoktur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden
(yararlanılmıştır?
-
A) Açıklama - Talk Gösterme
B) Tartışma - Tanımlama
C) Açıklama - Örnekleme
D) Tartışma - Benzetme
E) Tartışma - Örnekleme
-
be
![10. Bir nesri türlü şekillerle hatırlayıp tekrar edebileceğimiz
hâlde, bir şiiri ancak yazıldığı biçimde hatırlarız. Durum bu
olunca, yani söyleyiş değişir değişmez, şiirden bir eser
kalmazsa, yabancı bir dilde yazılmış bir şiiri başka bir di-
le çevirmek olanağı var mıdır? Daha geçenlerde Fransız
Akademisi üyeliğine seçilen Jean Cocteau, "Bir şiir hiçbir
dile çevrilemez, yazılmış olduğu dile bile." diyerek bu ola-
naksızlığa değinmiştir
.
"
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerinden
yararlanılmıştır?
-
A) Karşılaştırma - Açıklama v
B) Örnekleme - Karşılaştırma
Karşılaştırma – Tanımlama v
omone
D) Açıklama - Tartışma
E) Tartışma - Tanık
Gösterme](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503192136806954-4164833_xSKpUKed1.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri10. Bir nesri türlü şekillerle hatırlayıp tekrar edebileceğimiz
hâlde, bir şiiri ancak yazıldığı biçimde hatırlarız. Durum bu
olunca, yani söyleyiş değişir değişmez, şiirden bir eser
kalmazsa, yabancı bir dilde yazılmış bir şiiri başka bir di-
le çevirmek olanağı var mıdır? Daha geçenlerde Fransız
Akademisi üyeliğine seçilen Jean Cocteau, "Bir şiir hiçbir
dile çevrilemez, yazılmış olduğu dile bile." diyerek bu ola-
naksızlığa değinmiştir
.
"
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerinden
yararlanılmıştır?
-
A) Karşılaştırma - Açıklama v
B) Örnekleme - Karşılaştırma
Karşılaştırma – Tanımlama v
omone
D) Açıklama - Tartışma
E) Tartışma - Tanık
Gösterme
![2. (1) Aydınlanma Çağı boyunca şans, si-
radan insanların boş inancı olarak gö-
rüldü. (II) Bu dönemde şans; bayağılık,
akıl dışılık ve bilgisizlikle bir tutuldu.
(III) Ancak dünyadaki düzenin her za-
man evrensel doğa yasalarına bağ-
li kalmayabileceğinin anlaşılmasıyla
şansa yer açıldı. (IV) Bilginin üstünlü-
ğüne inanan Aydınlanma Çağı insani,
tesadüf ve kaosu dahi mutlak doğa
yasalarıyla açıklayabilirdi. (V) Dünya-
nin insana gelişigüzel görünmesinin
nedeni, şans değil, iç mekanizmasının
kaçınılmaz işleyişinin anlaşılamamış
olmasıydı.
Bu parçada numaralandırılmış cüm-
lelerden hangisi düşüncenin akışını
bozmaktadır?
A) I
B) II C) III D) IV E) V
YEDIIK](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503184602775418-4089410_Fm8DJgvPH.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri2. (1) Aydınlanma Çağı boyunca şans, si-
radan insanların boş inancı olarak gö-
rüldü. (II) Bu dönemde şans; bayağılık,
akıl dışılık ve bilgisizlikle bir tutuldu.
(III) Ancak dünyadaki düzenin her za-
man evrensel doğa yasalarına bağ-
li kalmayabileceğinin anlaşılmasıyla
şansa yer açıldı. (IV) Bilginin üstünlü-
ğüne inanan Aydınlanma Çağı insani,
tesadüf ve kaosu dahi mutlak doğa
yasalarıyla açıklayabilirdi. (V) Dünya-
nin insana gelişigüzel görünmesinin
nedeni, şans değil, iç mekanizmasının
kaçınılmaz işleyişinin anlaşılamamış
olmasıydı.
Bu parçada numaralandırılmış cüm-
lelerden hangisi düşüncenin akışını
bozmaktadır?
A) I
B) II C) III D) IV E) V
YEDIIK
![38. Çoğu zaman bilgiçlik arzusu bilgisiz görünmek endi-
sesinden meydana gelir. Bilgilerinin çokluğunu gös-
termek, anlatmak için fazla konuşanlar bilgilerinden
memnun olmayanlardır. Aşırılığa kaçan her şeyde
gizlenmek, saklanmak istenen bir şey vardır. Anor-
mal olan her şey normal olmayan bir nedene dayan-
maktadır.
Bu parçanın asıl yazılış amacı aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Okuru olay içinde yaşatmak
B) İzlenim kazandırmak
C) Aşırılıklarımızın arkasındaki nedeni göstermek
o 'Bilgi vermek
ET Topluma yön vermek](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503180711914425-1593047_3iuyAuqXn.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri38. Çoğu zaman bilgiçlik arzusu bilgisiz görünmek endi-
sesinden meydana gelir. Bilgilerinin çokluğunu gös-
termek, anlatmak için fazla konuşanlar bilgilerinden
memnun olmayanlardır. Aşırılığa kaçan her şeyde
gizlenmek, saklanmak istenen bir şey vardır. Anor-
mal olan her şey normal olmayan bir nedene dayan-
maktadır.
Bu parçanın asıl yazılış amacı aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Okuru olay içinde yaşatmak
B) İzlenim kazandırmak
C) Aşırılıklarımızın arkasındaki nedeni göstermek
o 'Bilgi vermek
ET Topluma yön vermek
![35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Bu yazımda neyi anlatmaya çalışacağım? Sait Faik'i mi?
Buna pek lüzum yok sanıyorum. Öyle ya, adı sanı
duyulmadık bir yazar değil ki. Onu Yaprak dergisi
okuyucularının hepsi tanır. Bu yazım, olsa olsa onun
yeni çıkmış bir kitabından haber vermeye yarayacak.
"İşte söyledin söyleyeceğini; bir de kitabın adını ver,
yeter!" diyeceksiniz. Haksız da sayılmazsınız. Bu
kitaptaki hikâyelerinin özellikleri de eski
hikâyelerindekinden pek farklı değil. Ama ne yapalım ki
âdet olmuş, yeni bir kitap çıkınca birkaç söz söylemek
gerek. Yalnız bu, Sait Faik söz konusuysa tehlikeli bir iş
olabilir. Güçtür çünkü onun hakkında konuşmak.
Hoşlanmayabilir. Kendisi de bir hikâyesinde
yazmıştı: "Hikâyelerimi beğenmezler üzülürüm;
beğenirler kızarım." diye.
35. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) kileme kullanılmıştır.
B) Karşılaştırma yapılmıştır.
Sohbet havasındadır.
D) Açıklamaya yer verilmiştir.
E) Benzetmeye başvurulmuştur.
36. Bu parçada Sait Faik'le ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Hikâyelerinin benzer yönler taşıdığına
B) Tanınmış bir yazar olduğuna
Eleştiriye karşı takındığı tutuma
DYeni kitabının özelliklerine
E) Yaprak dergisiyle üne kavuştuğuna](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503005001665478-4564253_NWpG0XbCI.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Bu yazımda neyi anlatmaya çalışacağım? Sait Faik'i mi?
Buna pek lüzum yok sanıyorum. Öyle ya, adı sanı
duyulmadık bir yazar değil ki. Onu Yaprak dergisi
okuyucularının hepsi tanır. Bu yazım, olsa olsa onun
yeni çıkmış bir kitabından haber vermeye yarayacak.
"İşte söyledin söyleyeceğini; bir de kitabın adını ver,
yeter!" diyeceksiniz. Haksız da sayılmazsınız. Bu
kitaptaki hikâyelerinin özellikleri de eski
hikâyelerindekinden pek farklı değil. Ama ne yapalım ki
âdet olmuş, yeni bir kitap çıkınca birkaç söz söylemek
gerek. Yalnız bu, Sait Faik söz konusuysa tehlikeli bir iş
olabilir. Güçtür çünkü onun hakkında konuşmak.
Hoşlanmayabilir. Kendisi de bir hikâyesinde
yazmıştı: "Hikâyelerimi beğenmezler üzülürüm;
beğenirler kızarım." diye.
35. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) kileme kullanılmıştır.
B) Karşılaştırma yapılmıştır.
Sohbet havasındadır.
D) Açıklamaya yer verilmiştir.
E) Benzetmeye başvurulmuştur.
36. Bu parçada Sait Faik'le ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Hikâyelerinin benzer yönler taşıdığına
B) Tanınmış bir yazar olduğuna
Eleştiriye karşı takındığı tutuma
DYeni kitabının özelliklerine
E) Yaprak dergisiyle üne kavuştuğuna
![- NASA'nın 1977'de fırlatılan Voyager uzay araçlarından
Voyager-2 Güneş sistemini aşmak üzere ve şimdiden
yıldızlar arası bölgeye adım atmış oldu. Yaklaşık 41 yillik
uzay yolculuğu macerasının ardından kendisinden 6 yıl
önce bunu başaran Voyager-1'i takiben buraya ulaşa-
bilen ikinci araç o. Aslında amacı Jüpiter ve Satürn'den
görüntü elde edip Dünya'ya yollamaktı ama nükleer güç
ile çalıştığı için görevi sona erince yolculuğuna devam
edeceği biliniyordu. Artik üzerindeki kameralar kapalı,
yani görsel veri iletebilecek durumda değil. Fakat üzerin-
de taşıdığı meşhur altın plakta gezegenimize ve burada-
ki yaşama dair değerli bilgiler mevcut. Bize veri yollaya-
masa da belki bu bilgileri ulaştırabileceği başka canlılar
bu amansız yolculuğunun devamında bir gün onu fark
edebilir.
Bu parçada Voyager uzay araçları ile ilgili aşağıdaki-
lerden hangisine değinilmemiştir?
A) Uzaya gönderilmekteki asıl amaçlarımın ne olduğuna
B) Bu araçların uzay çalışmalarına kazandırdıklarına
C Bu kadar uzun mesafeleri nasıl aşabildiklerine
D) Uzayda şu anki durumlarının ne olduğuna
E) Taşıdıkları altın plakta hangi verilerin olduğuna](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503172028784382-3559445_SBIaW4bRm.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri- NASA'nın 1977'de fırlatılan Voyager uzay araçlarından
Voyager-2 Güneş sistemini aşmak üzere ve şimdiden
yıldızlar arası bölgeye adım atmış oldu. Yaklaşık 41 yillik
uzay yolculuğu macerasının ardından kendisinden 6 yıl
önce bunu başaran Voyager-1'i takiben buraya ulaşa-
bilen ikinci araç o. Aslında amacı Jüpiter ve Satürn'den
görüntü elde edip Dünya'ya yollamaktı ama nükleer güç
ile çalıştığı için görevi sona erince yolculuğuna devam
edeceği biliniyordu. Artik üzerindeki kameralar kapalı,
yani görsel veri iletebilecek durumda değil. Fakat üzerin-
de taşıdığı meşhur altın plakta gezegenimize ve burada-
ki yaşama dair değerli bilgiler mevcut. Bize veri yollaya-
masa da belki bu bilgileri ulaştırabileceği başka canlılar
bu amansız yolculuğunun devamında bir gün onu fark
edebilir.
Bu parçada Voyager uzay araçları ile ilgili aşağıdaki-
lerden hangisine değinilmemiştir?
A) Uzaya gönderilmekteki asıl amaçlarımın ne olduğuna
B) Bu araçların uzay çalışmalarına kazandırdıklarına
C Bu kadar uzun mesafeleri nasıl aşabildiklerine
D) Uzayda şu anki durumlarının ne olduğuna
E) Taşıdıkları altın plakta hangi verilerin olduğuna
![4.
insan ruhundaki dalgalanmalan, bulutlanmalan
güzel bir duygusal söylemle yansıtmayan bir yazın-
sal yaratının kalıcı olması zordur Dünden bugüne
kalan, zamanın aşındıncı, yok edici rüzgarlarına
dayanmış yapıtların tümünde bu özelliği görebiliriz.
insana odaklanmayan bizi değişik yaşamlara yüz
yüze getirmeyen düşler kurdurmayan dilsel ürün-
ler, yazıldığı günlerde ne denli yankı uyandırsa
uyandırsın, çok geçmeden yazın gömütlüğünün
malı olmaktan kurtulamayacakid Çünkü yazının
işlevi, insanı ve insanlık durumlarını anlatmaktır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil-
memiştir?
Kimi yapıtların yalnızca yazıldığı dönemde be-
genildiğine
B) Anlatılarda insanın temel öge olması gerektiği-
ne
C) Yazarların, insan yaşamını değişik boyutlanyla
yansıtması gerektiğine
D) Başanlı yazarların dili kendine özgü biçimde
kullandığına
) Insanın iç dünyasını yansıtmayan yaratıların
etkili olamayacağına
(2007 - ÖSS)
4. B](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503171256604333-3490646_fMOqYYaAz.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri4.
insan ruhundaki dalgalanmalan, bulutlanmalan
güzel bir duygusal söylemle yansıtmayan bir yazın-
sal yaratının kalıcı olması zordur Dünden bugüne
kalan, zamanın aşındıncı, yok edici rüzgarlarına
dayanmış yapıtların tümünde bu özelliği görebiliriz.
insana odaklanmayan bizi değişik yaşamlara yüz
yüze getirmeyen düşler kurdurmayan dilsel ürün-
ler, yazıldığı günlerde ne denli yankı uyandırsa
uyandırsın, çok geçmeden yazın gömütlüğünün
malı olmaktan kurtulamayacakid Çünkü yazının
işlevi, insanı ve insanlık durumlarını anlatmaktır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil-
memiştir?
Kimi yapıtların yalnızca yazıldığı dönemde be-
genildiğine
B) Anlatılarda insanın temel öge olması gerektiği-
ne
C) Yazarların, insan yaşamını değişik boyutlanyla
yansıtması gerektiğine
D) Başanlı yazarların dili kendine özgü biçimde
kullandığına
) Insanın iç dünyasını yansıtmayan yaratıların
etkili olamayacağına
(2007 - ÖSS)
4. B
![4.
Gazeteci:
(1) ----?
Yazar:
Yazdığım zaman her gün yazanm. Bunu yapabildiğimde
çok sevinirim. Bir günüm otekine uyup gider. Bazen haftanın
hangi gününde olduğumu fark etmem. Bunu yapamadigim
zamanlarda, yani eskiden, hayatımda tek bir kelime yazma-
mışım gibi olurdu. Hemen kötü alışkanlıklar edinir, çok geç
yatıp çok fazla uyurdum. Şimdiki ritmimi kazandığımdan beri
masada çok zaman harcıyorum. Bir oturuşta on on beş saat
çalıştığım oluyor. Bu zamanın çoğu, gözden geçirme ve ye-
niden yazmaya gidiyor.
Gazeteci:
(11) ----
Yazar:
lik taslağı çabucak yazıyorum. Bunu genelde el yazısıyla
yaparim Sayfalan mümkün olduğunca hızlı bir şekilde dol-
dururum. Bazen kısaltmalar kullanınm, notlar alırım. Bunlar,
üstünde titizlikle çalışılması gereken sahnelerdir. İlk taslakta
mesele, hikâyenin iskeletini oluşturmaktır. Sonraki düzelt-
melerde geri kalan yerleri hallederim. El yazması bitince
hikâyeyi daktiloya çekerim. Bu hâli gözüme daha iyi görü-
nür.
Gazetecinin bir yazara yönelttiği aşağıdaki sorulardan
hangileri, yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla geti-
rilmelidir?
A) (W) Yazmak için belli gün ve saatleriniz var mi
(II) Hikâyelerinizi bir oturuşta mi, zamana yayarak mi
yazarsınız
B) (0) Düzenli çalışma alışkanlığını nasıl edindiniz
(II) Yazarken daha önce aldığınız notlardan yararlanır
misiniz
el (0) Çalışamadığınızda kendinizi nasıl hissediyorsunuz
(II) Bir hikâye üzerinde uzun süre çalışmak yorucu ol-
muyor mu
DI (1) Çalışma alışkanlığını nasıl ve ne zaman kazandınız
(II) Hikâyelerinizi el yazısıyla mi yoksa daktiloyla mı ya-
ziyorsunuz
E) (1) Kendinize özgü bir yazma alışkanlığınız var mı, nasıl
çalışırsınız
(II) Bir hikâye yazarken neler yaparsınız
G
S
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
E
çakoz
Mayba](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503165710650548-3821479_cfBzkwmVj.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri4.
Gazeteci:
(1) ----?
Yazar:
Yazdığım zaman her gün yazanm. Bunu yapabildiğimde
çok sevinirim. Bir günüm otekine uyup gider. Bazen haftanın
hangi gününde olduğumu fark etmem. Bunu yapamadigim
zamanlarda, yani eskiden, hayatımda tek bir kelime yazma-
mışım gibi olurdu. Hemen kötü alışkanlıklar edinir, çok geç
yatıp çok fazla uyurdum. Şimdiki ritmimi kazandığımdan beri
masada çok zaman harcıyorum. Bir oturuşta on on beş saat
çalıştığım oluyor. Bu zamanın çoğu, gözden geçirme ve ye-
niden yazmaya gidiyor.
Gazeteci:
(11) ----
Yazar:
lik taslağı çabucak yazıyorum. Bunu genelde el yazısıyla
yaparim Sayfalan mümkün olduğunca hızlı bir şekilde dol-
dururum. Bazen kısaltmalar kullanınm, notlar alırım. Bunlar,
üstünde titizlikle çalışılması gereken sahnelerdir. İlk taslakta
mesele, hikâyenin iskeletini oluşturmaktır. Sonraki düzelt-
melerde geri kalan yerleri hallederim. El yazması bitince
hikâyeyi daktiloya çekerim. Bu hâli gözüme daha iyi görü-
nür.
Gazetecinin bir yazara yönelttiği aşağıdaki sorulardan
hangileri, yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla geti-
rilmelidir?
A) (W) Yazmak için belli gün ve saatleriniz var mi
(II) Hikâyelerinizi bir oturuşta mi, zamana yayarak mi
yazarsınız
B) (0) Düzenli çalışma alışkanlığını nasıl edindiniz
(II) Yazarken daha önce aldığınız notlardan yararlanır
misiniz
el (0) Çalışamadığınızda kendinizi nasıl hissediyorsunuz
(II) Bir hikâye üzerinde uzun süre çalışmak yorucu ol-
muyor mu
DI (1) Çalışma alışkanlığını nasıl ve ne zaman kazandınız
(II) Hikâyelerinizi el yazısıyla mi yoksa daktiloyla mı ya-
ziyorsunuz
E) (1) Kendinize özgü bir yazma alışkanlığınız var mı, nasıl
çalışırsınız
(II) Bir hikâye yazarken neler yaparsınız
G
S
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
E
çakoz
Mayba
![25. Bir adam, Picasso'un resimlerini uzun uzun inceledikten
sonra yanına gelir ve "Resimlerinizi inceledim. Sanırım
renkleri birbirine karıştırmak ve iç içe bir sürü çizgi çiz-
mekten başka bir şey yapmıyorsunuz. Herhâlde resim
yapma yeteneğiniz çok zayıf." der. Picasso adama hiçbir
şey söylemez. Eline fırçayı alır ve yere bir buğday resmi
çizer. Resim o kadar gerçekçi olmuştur ki etraftaki tavuk-
lar buğday resmini gerçek buğday zannederek yemeye
çalışır. Bunu gören adam hayret içinde, “Peki ama
madem bu kadar güzel resim yapabiliyorsanız neden
böyle gerçek resimler yapmıyorsunuz?" diye sorar.
Picasso, “Ben tavuklar için resim yapmıyorum da ondan."
der.
Bu parçada Picasso, verdiği cevapla sanat ile ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisini vurgular?
Resmin hitap ettiği kesime göre anlamlar barındıran
bir sanat olduğunu
B) Gerceğe çok yakın çizimlerin herkesçe beğenilmedi-
gini
Ressamin, sanatını kazanç sağlamak için yapmadı-
ğini
D) Sanata, onu anlama amacıyla yaklaşılmaması ge-
rektiğini
E) Toplumun gelişmişlik düzeyinin sanatçıya verilen de-
ğerle doğru orantılı olduğunu](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503153632982979-960235_nKsB7rtwf.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri25. Bir adam, Picasso'un resimlerini uzun uzun inceledikten
sonra yanına gelir ve "Resimlerinizi inceledim. Sanırım
renkleri birbirine karıştırmak ve iç içe bir sürü çizgi çiz-
mekten başka bir şey yapmıyorsunuz. Herhâlde resim
yapma yeteneğiniz çok zayıf." der. Picasso adama hiçbir
şey söylemez. Eline fırçayı alır ve yere bir buğday resmi
çizer. Resim o kadar gerçekçi olmuştur ki etraftaki tavuk-
lar buğday resmini gerçek buğday zannederek yemeye
çalışır. Bunu gören adam hayret içinde, “Peki ama
madem bu kadar güzel resim yapabiliyorsanız neden
böyle gerçek resimler yapmıyorsunuz?" diye sorar.
Picasso, “Ben tavuklar için resim yapmıyorum da ondan."
der.
Bu parçada Picasso, verdiği cevapla sanat ile ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisini vurgular?
Resmin hitap ettiği kesime göre anlamlar barındıran
bir sanat olduğunu
B) Gerceğe çok yakın çizimlerin herkesçe beğenilmedi-
gini
Ressamin, sanatını kazanç sağlamak için yapmadı-
ğini
D) Sanata, onu anlama amacıyla yaklaşılmaması ge-
rektiğini
E) Toplumun gelişmişlik düzeyinin sanatçıya verilen de-
ğerle doğru orantılı olduğunu
![3
----
22. Don Kişot, iyi bir romandı ve 1605'te ilk kez
yayımlandığında çok satmıştı. O günden bugüne dek çok
satmayı sürdürdü. Başarılı bir roman olan Absolom adii
yapıtının zayıf satışını, aynı yılın çok satan romanı olan
Mayıs Akşamları adlı niteliksiz eseri gördüğünde
açıklamakta zorlanmıştır William Faulkner. Bu da demektir
ki Son sözü zaman söylese bile. Cervantes'in çağıyla
uyum içinde olduğu, buna karşılık Stendhal'in bilinçli bir
biçimde “mutlu azınlık” için yazdığı ve sağlığında pek az
sattığı, ölümünden önce Balzac'ın övgüsüyle
ödüllendirildiği ve ancak 20. yüzyılda bazı eleştirmenlerin
çabalarıyla değerini bulduğu görülmüştür. Yani bu önemli
yazarların durumu da gösteriyor ki çok satmak için iyi
yazmak da yetmiyor.
1
. çok satmanın kabul gören bir ölçütü yoktur
II. az satmayla çok satmayı yazarın kendisi
belirlemektedir
III. nitelikli yapıtların çok satmama gibi bir kaderi vardır
IV. çok satmanın çok okunmak olmadığı apaçık bir
gerçektir
Bu parçada boş bırakılan yere, numaralanmış
yargılardan hangileri getirilebilir?
A) Yalniz
B) Yalnız III
c) II ve IV
MAGASS
Dt, H ve TV
E) I, III ve IV](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503161833327460-1718406_D4MNw30M9.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri3
----
22. Don Kişot, iyi bir romandı ve 1605'te ilk kez
yayımlandığında çok satmıştı. O günden bugüne dek çok
satmayı sürdürdü. Başarılı bir roman olan Absolom adii
yapıtının zayıf satışını, aynı yılın çok satan romanı olan
Mayıs Akşamları adlı niteliksiz eseri gördüğünde
açıklamakta zorlanmıştır William Faulkner. Bu da demektir
ki Son sözü zaman söylese bile. Cervantes'in çağıyla
uyum içinde olduğu, buna karşılık Stendhal'in bilinçli bir
biçimde “mutlu azınlık” için yazdığı ve sağlığında pek az
sattığı, ölümünden önce Balzac'ın övgüsüyle
ödüllendirildiği ve ancak 20. yüzyılda bazı eleştirmenlerin
çabalarıyla değerini bulduğu görülmüştür. Yani bu önemli
yazarların durumu da gösteriyor ki çok satmak için iyi
yazmak da yetmiyor.
1
. çok satmanın kabul gören bir ölçütü yoktur
II. az satmayla çok satmayı yazarın kendisi
belirlemektedir
III. nitelikli yapıtların çok satmama gibi bir kaderi vardır
IV. çok satmanın çok okunmak olmadığı apaçık bir
gerçektir
Bu parçada boş bırakılan yere, numaralanmış
yargılardan hangileri getirilebilir?
A) Yalniz
B) Yalnız III
c) II ve IV
MAGASS
Dt, H ve TV
E) I, III ve IV
![4.
Aşklar da ayakkabılara benzer. Bazıları yağmur çamur, toz toprak,
kar buz gibi her türlü kötü hava koşullarına dayanıklıdır. Bazıları
ise ummadığınız kadar kısa zamanda çabucak yarulur. İlk yağ-
murlu havada altı açılır veya güzel havalarda bile iki günde bozu-
lur. Aşkları da ayakkabılar kadar itinayla seçmezseniz tipkı ayağl-
nızda olduğu gibi yüreğinizde de nasır oluşur. Evet, aşk ayakkabı
gibidir. Bakım yapmayıp hor kullandığınız zaman kolayca ayakka-
binızı eskittiğiniz gibi, dikkatli davranmayıp özen göstermediğiniz
zaman aşkınızı da kısa sürede eskitirsiniz.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Berizetmeye başvurma
B) Koşul ileri sürme
C) Tahmin nitelikli cümleler kullanma
Demelere yer verme
Anlatıma duyguları katma](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503161647257797-281008_CEkbpMWDN.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri4.
Aşklar da ayakkabılara benzer. Bazıları yağmur çamur, toz toprak,
kar buz gibi her türlü kötü hava koşullarına dayanıklıdır. Bazıları
ise ummadığınız kadar kısa zamanda çabucak yarulur. İlk yağ-
murlu havada altı açılır veya güzel havalarda bile iki günde bozu-
lur. Aşkları da ayakkabılar kadar itinayla seçmezseniz tipkı ayağl-
nızda olduğu gibi yüreğinizde de nasır oluşur. Evet, aşk ayakkabı
gibidir. Bakım yapmayıp hor kullandığınız zaman kolayca ayakka-
binızı eskittiğiniz gibi, dikkatli davranmayıp özen göstermediğiniz
zaman aşkınızı da kısa sürede eskitirsiniz.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Berizetmeye başvurma
B) Koşul ileri sürme
C) Tahmin nitelikli cümleler kullanma
Demelere yer verme
Anlatıma duyguları katma
![TYT
---. Bizi he-
23. Roman her türlü abartmadan ve çirkinlikten kaçınarak
bize inanacağımız bir hikâye anlatmalı,
yecanlandırmalı, bize ilham vermeli, bizi ağlatmalı
, gül-
dürmeli, umutlandırmalı, kuşkulandırmalı ama sonunda
aydınlanmış ve bilgilenmiş olduğumuz duygusunu bize
tattırmalıdır.
Boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre hangisi
getirilmelidir?
) At kısacası romancı çağın tablosunu çizmeli
B) hayal gücümüze ve kalbimize seslenmeli
okura kolaylık sağlamalı
D) geleneksel tutumun dışına çıkmalı
E) değişik yorumlara yol açacak konulara değinmeli](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503160012699037-3450204_X5uyD1j5J.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriTYT
---. Bizi he-
23. Roman her türlü abartmadan ve çirkinlikten kaçınarak
bize inanacağımız bir hikâye anlatmalı,
yecanlandırmalı, bize ilham vermeli, bizi ağlatmalı
, gül-
dürmeli, umutlandırmalı, kuşkulandırmalı ama sonunda
aydınlanmış ve bilgilenmiş olduğumuz duygusunu bize
tattırmalıdır.
Boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre hangisi
getirilmelidir?
) At kısacası romancı çağın tablosunu çizmeli
B) hayal gücümüze ve kalbimize seslenmeli
okura kolaylık sağlamalı
D) geleneksel tutumun dışına çıkmalı
E) değişik yorumlara yol açacak konulara değinmeli
![22. (1) Bütün dünyada akınlar olmuştur ve türlü ekonomik se-
beplerden topraktan kopmuş köylü, şehirleri doldurmuş-
tur. (II) Ya bunlara şehirlerde iş bulunmuş ya da toprak-
tan kopan halkın, niçin toprağından ayrıldığı araştırılmış,
bunun önüne geçilmiş. (III) Bu önüne geçiş de hukuki
yollarla yapılmış. (IV) Şimdilerde Anadolu halki niçin top-
rağından kopuyor? (V) Anadolu halkının yaşayışını bilen
bilir ki, onun evini barkını bırakması, başka yerlere gitme-
si ölümden de beter bir iştir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503155922854266-3450204_Xcj0YH1lH.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri22. (1) Bütün dünyada akınlar olmuştur ve türlü ekonomik se-
beplerden topraktan kopmuş köylü, şehirleri doldurmuş-
tur. (II) Ya bunlara şehirlerde iş bulunmuş ya da toprak-
tan kopan halkın, niçin toprağından ayrıldığı araştırılmış,
bunun önüne geçilmiş. (III) Bu önüne geçiş de hukuki
yollarla yapılmış. (IV) Şimdilerde Anadolu halki niçin top-
rağından kopuyor? (V) Anadolu halkının yaşayışını bilen
bilir ki, onun evini barkını bırakması, başka yerlere gitme-
si ölümden de beter bir iştir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
![Paragrafta Konu ve
5.
Bir Hüzünlo Haz kitabının başlarında baskıdan kaynak-
li sandığınız yazım hataları, eksik harfler ve cümleleri,
yazarın kitabi tamamlayacak olan okura bıraktığını anli-
yorsunuz. Kitap bu nedenle kolay hazmedilecek türden
değil, her okumada farklı bir yönünü keşfettiğiniz bir eser.
Başı ve sonu olmayan bir arayışın anlatıldığı hikâyede her
okuyucu kendi finalini oluşturabilir. Bir paket dolusu rengin
olduğu ve ortaya harika bir tablonun çıktığı bir eser.
Bu parçada bahsedilen yapıt aşağıdakilerden hangisiy-
le nitelendirilemez?
A) Anlatımsal farklılığı olan
B) Anlamca noktalanmayan
C) Kendini hemen ele vermeyen
D) Dokusal zenginliği içeren
E) Farklı tamamlamalara açık olan
Yayinlar](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220503135427968509-3595979_Jx6ZXxhmS.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriParagrafta Konu ve
5.
Bir Hüzünlo Haz kitabının başlarında baskıdan kaynak-
li sandığınız yazım hataları, eksik harfler ve cümleleri,
yazarın kitabi tamamlayacak olan okura bıraktığını anli-
yorsunuz. Kitap bu nedenle kolay hazmedilecek türden
değil, her okumada farklı bir yönünü keşfettiğiniz bir eser.
Başı ve sonu olmayan bir arayışın anlatıldığı hikâyede her
okuyucu kendi finalini oluşturabilir. Bir paket dolusu rengin
olduğu ve ortaya harika bir tablonun çıktığı bir eser.
Bu parçada bahsedilen yapıt aşağıdakilerden hangisiy-
le nitelendirilemez?
A) Anlatımsal farklılığı olan
B) Anlamca noktalanmayan
C) Kendini hemen ele vermeyen
D) Dokusal zenginliği içeren
E) Farklı tamamlamalara açık olan
Yayinlar