Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

DENEME-2 HT
20 Turgut, ertesi sabah çok erken uyandı. Güneşin ilk ışıkları
odaya yeni doluyordu. Sıkıntılı rüyalar görmüştü. Neler gör-
düğünü toparlamaya çalıştı. Selimle ilgili bir olay hatırlaya-
madı. Bütün gece uğraşmış olduğu bir konunun rüyasına
girmemesi garip geldi ona. Yanında yatan karısına baktı.
Nermin'in vücudu, yorganın kıvrımları arasında kaybolmuştu
yalnız saçları görünüyordu. Yorgan hafifçe inip kalkmasa
yatakta canlı bir varlık olduğunu anlamak zordu. Belki de
gerçekten yoktur. Yanımda yatan, bir saç demetinden ibaret-
tir. Yorganın altından elini uzatarak karısının tenine dokun-
du. Yazık, insanlar düşüncelerimize uygun biçimler almıyor.
Karısına sırtını döndü, kolunu yataktan aşağı sarkıttı. Hayat,
düşünceleri tutan bir hapishanedir. İnsan, can sıkıcı bir saç
demetidir, ben de akılsız bir robotum. Uyuyakaldı.
Bu parça aşağıdaki romanların hangisinden alınmıştır?
A) Tutunamayanlar - Oğuz Atay
B) Aylak Adam - Yusuf Atılgan
C) Kara Kitap Orhan Pamuk
D)
E)
Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar
Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
DENEME-2 HT 20 Turgut, ertesi sabah çok erken uyandı. Güneşin ilk ışıkları odaya yeni doluyordu. Sıkıntılı rüyalar görmüştü. Neler gör- düğünü toparlamaya çalıştı. Selimle ilgili bir olay hatırlaya- madı. Bütün gece uğraşmış olduğu bir konunun rüyasına girmemesi garip geldi ona. Yanında yatan karısına baktı. Nermin'in vücudu, yorganın kıvrımları arasında kaybolmuştu yalnız saçları görünüyordu. Yorgan hafifçe inip kalkmasa yatakta canlı bir varlık olduğunu anlamak zordu. Belki de gerçekten yoktur. Yanımda yatan, bir saç demetinden ibaret- tir. Yorganın altından elini uzatarak karısının tenine dokun- du. Yazık, insanlar düşüncelerimize uygun biçimler almıyor. Karısına sırtını döndü, kolunu yataktan aşağı sarkıttı. Hayat, düşünceleri tutan bir hapishanedir. İnsan, can sıkıcı bir saç demetidir, ben de akılsız bir robotum. Uyuyakaldı. Bu parça aşağıdaki romanların hangisinden alınmıştır? A) Tutunamayanlar - Oğuz Atay B) Aylak Adam - Yusuf Atılgan C) Kara Kitap Orhan Pamuk D) E) Huzur - Ahmet Hamdi Tanpınar Yaban-Yakup Kadri Karaosmanoğlu
12. Fatih'in vezirlerindendir. Özellikle gazel, kaside ve murab-
balarıyla ün kazanmıştır. Beşeri aşk, dünyevi zevkler gibi din
dışı şiirler yazan şair, tasavvufi konularla pek ilgilenmemiş-
tir. Türk edebiyatında nazire yazma geleneğinin öncüsü ve
önemli temsilcisidir. Eserlerinde tarih düşürme sanatına ilk
başvuran sanatçılardandır.
Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangi-
sidir?
A) Necati
B) Fuzuli
C) Nabi
D) Ahmedi Dai
E) Ahmet Paşa
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
12. Fatih'in vezirlerindendir. Özellikle gazel, kaside ve murab- balarıyla ün kazanmıştır. Beşeri aşk, dünyevi zevkler gibi din dışı şiirler yazan şair, tasavvufi konularla pek ilgilenmemiş- tir. Türk edebiyatında nazire yazma geleneğinin öncüsü ve önemli temsilcisidir. Eserlerinde tarih düşürme sanatına ilk başvuran sanatçılardandır. Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangi- sidir? A) Necati B) Fuzuli C) Nabi D) Ahmedi Dai E) Ahmet Paşa
DENEME - 15
29. 19. yüzyıl, romantizm çağıydı. Romantizmin başarılı olduğu
edebiyat türü ise tiyatro değil, şiirdi. Bununla birlikte, Alman-
ya'da daha 18. yüzyılın sonlarından başlayarak oldukça id-
dialı bir romantik tiyatro ortaya çıktı. Yeni tarzın en başarılı
değilse bile en sevilen örneklerini Friedrich Schiller verdi.
Goethe de başlangıçta bu akım içinde yer almış ve ilk oyunu
Demir Elli Şövalye Von Berlichingen ile romantizm akımının,
yeni ruh hâlini yansıtan en güçlü belgelerden birini ortaya
koymuştu. Kleist'in Prinz Fiedrich von Homburgu da Alman
romantik tiyatrosunun tipik ürünlerinden biriydi. Romantizm,
tiyatroda güncel konuların, orta sınıf yaşamına özgü konu-
ların yerini tarihin almasına yol açtı.
Bu parçada anlatılanlardan hareketle "romantik tiyatro"
akımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşıla-
bilir?
A) En başarılı örneklerini Alman sanatçılar ortaya koymuştur.
B) Geothe de önceleri bu akım içinde yer alabilecek yapıtlar
vermiştir.
C) Kleist, bir eserinde bu akımla ilgili düşüncelerini anlattı.
D) Romantik tiyatronun diğer Avrupa ülkelerine yayılması
kolay olmamıştır.
E) Avrupalı sanatçıların çoğu, romantik tiyatroda Alman ya-
zarları taklit etmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
DENEME - 15 29. 19. yüzyıl, romantizm çağıydı. Romantizmin başarılı olduğu edebiyat türü ise tiyatro değil, şiirdi. Bununla birlikte, Alman- ya'da daha 18. yüzyılın sonlarından başlayarak oldukça id- dialı bir romantik tiyatro ortaya çıktı. Yeni tarzın en başarılı değilse bile en sevilen örneklerini Friedrich Schiller verdi. Goethe de başlangıçta bu akım içinde yer almış ve ilk oyunu Demir Elli Şövalye Von Berlichingen ile romantizm akımının, yeni ruh hâlini yansıtan en güçlü belgelerden birini ortaya koymuştu. Kleist'in Prinz Fiedrich von Homburgu da Alman romantik tiyatrosunun tipik ürünlerinden biriydi. Romantizm, tiyatroda güncel konuların, orta sınıf yaşamına özgü konu- ların yerini tarihin almasına yol açtı. Bu parçada anlatılanlardan hareketle "romantik tiyatro" akımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşıla- bilir? A) En başarılı örneklerini Alman sanatçılar ortaya koymuştur. B) Geothe de önceleri bu akım içinde yer alabilecek yapıtlar vermiştir. C) Kleist, bir eserinde bu akımla ilgili düşüncelerini anlattı. D) Romantik tiyatronun diğer Avrupa ülkelerine yayılması kolay olmamıştır. E) Avrupalı sanatçıların çoğu, romantik tiyatroda Alman ya- zarları taklit etmiştir.
KİTAPLARI
9.
4
12
Bazı eserler tanıklıklara dayanır. Bu yazarımız da ünlü
bir şairin eşinin anlattıklarını temel almış. O şairi, eşinin
sözlerine dayanarak okurlara tanıtıyor. Eşi, aralarındaki
sevgiyi, bağlılığı öyle coşkulu anlatmış ki yazar, bundan
çok etkilenmiş ve dinlediklerini dupduru yüreğiyle okur-
larına aktarmış. Bu kitapta da olduğu gibi bazen ölümler-
den sonra sevgiler, anılarda özlemle birleşerek büyüyor
ve bambaşka kılıklara giriveriyor.
Bu parçadaki altı çizili cümleyle, şairin eşinin anlat-
tıklarında aşağıdakilerden hangisinin varlığı sezdiril-
mek istenmiştir?
A Abartının
B) Alçak gönüllülüğün
C) Geçmişe sığınmanın
DJ Gerçekçiliğin
E) Deneyimin öneminin
(2013-ALES)
TU YAYIN
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
KİTAPLARI 9. 4 12 Bazı eserler tanıklıklara dayanır. Bu yazarımız da ünlü bir şairin eşinin anlattıklarını temel almış. O şairi, eşinin sözlerine dayanarak okurlara tanıtıyor. Eşi, aralarındaki sevgiyi, bağlılığı öyle coşkulu anlatmış ki yazar, bundan çok etkilenmiş ve dinlediklerini dupduru yüreğiyle okur- larına aktarmış. Bu kitapta da olduğu gibi bazen ölümler- den sonra sevgiler, anılarda özlemle birleşerek büyüyor ve bambaşka kılıklara giriveriyor. Bu parçadaki altı çizili cümleyle, şairin eşinin anlat- tıklarında aşağıdakilerden hangisinin varlığı sezdiril- mek istenmiştir? A Abartının B) Alçak gönüllülüğün C) Geçmişe sığınmanın DJ Gerçekçiliğin E) Deneyimin öneminin (2013-ALES) TU YAYIN
X
31
Bir yazar, sadece kendine odaklanmalı ve bu zor görevi sa-
kin, acelesiz bir ruh hâliyle, kimseyi kendine hayran bıraktır-
ma telaşına düşmeden yerine getirmeye çalışmalıdır. Sade,
süssüz, edebî oyunlardan uzak bir dil benimseyip okurun,
metnin kollarına kendini rahatlıkla bırakabilmesini sağlama-
Ii. Okur kitap boyunca kendisini, çok eski bir dostunun gün-
lüğünü okuyormuşcasına yazara yakın hissedebilmeli. Oku-
ra metnin ötesine kendisinin geçebilmesi için yeterince boş-
luk birakmalı.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
Sanatçı, hakkındaki övgülere ve yergilere aldırış etme-
den sanatın gerektirdiği yolda eser verir.
B) Sanatsal bir anlatım, söyleyecek sözü olmayan yazarla-
rin başvurduğu bir kaçış yoludur.
Couple
Yazarın yazdıklarını yorumlamayan, edilgen bir okurun
etkin okuma yaptığı söylenemez.
D) Bir sanatçı sahip olduğu söz varlığıyla yetinmemeli, sü-
rekli bir arayış içinde olmalıdır.
Anlatılanların doğal olması okurun kendisini yazara da-
ha yakın hissetmesini sağlar.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
X 31 Bir yazar, sadece kendine odaklanmalı ve bu zor görevi sa- kin, acelesiz bir ruh hâliyle, kimseyi kendine hayran bıraktır- ma telaşına düşmeden yerine getirmeye çalışmalıdır. Sade, süssüz, edebî oyunlardan uzak bir dil benimseyip okurun, metnin kollarına kendini rahatlıkla bırakabilmesini sağlama- Ii. Okur kitap boyunca kendisini, çok eski bir dostunun gün- lüğünü okuyormuşcasına yazara yakın hissedebilmeli. Oku- ra metnin ötesine kendisinin geçebilmesi için yeterince boş- luk birakmalı. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? Sanatçı, hakkındaki övgülere ve yergilere aldırış etme- den sanatın gerektirdiği yolda eser verir. B) Sanatsal bir anlatım, söyleyecek sözü olmayan yazarla- rin başvurduğu bir kaçış yoludur. Couple Yazarın yazdıklarını yorumlamayan, edilgen bir okurun etkin okuma yaptığı söylenemez. D) Bir sanatçı sahip olduğu söz varlığıyla yetinmemeli, sü- rekli bir arayış içinde olmalıdır. Anlatılanların doğal olması okurun kendisini yazara da- ha yakın hissetmesini sağlar.
E) Tahminde bulunulmuştur.
YGS - 2016 ÖSYM
4.
Za
LİMİT YAYINLARI
se
gi
yi
de
2. Sinema, sadece hikâyeyi veya durumu perdeye
taşımakla ilgili bir süreç değildir bence. Sinemayı on
adımlik bir süreç olarak düşünecek olursak belki
sadece iki adımı, kamera çekimleri ve kurgu ile ilgilidir.
Oysa pek çok festival sinemacısı, bu iki adımın bütün
sürecin ta kendisi olduğunu düşünmektedir. Bu,
yaratıcı üretimi doğrudan doğruya olumsuz etkileyen
bir yaklaşımdır. Geriye kalan sekiz adım bizim nasıl
olduğumuzla ilgilidir; ne okuduğumuz, neye
inandığımız, nereleri gördüğümüz, ne yaşadığımız, ne
yaşamak istemediğimiz...
yo
b
LC
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Öznellik söz konusudur.
B) Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur.
C) Koşul dile getirilmiştir.
D) Açıklamadan yararlanılmıştır.
E) Örneklemeye yer verilmiştir.
LYS - 2016 ÖSYM
105
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
E) Tahminde bulunulmuştur. YGS - 2016 ÖSYM 4. Za LİMİT YAYINLARI se gi yi de 2. Sinema, sadece hikâyeyi veya durumu perdeye taşımakla ilgili bir süreç değildir bence. Sinemayı on adımlik bir süreç olarak düşünecek olursak belki sadece iki adımı, kamera çekimleri ve kurgu ile ilgilidir. Oysa pek çok festival sinemacısı, bu iki adımın bütün sürecin ta kendisi olduğunu düşünmektedir. Bu, yaratıcı üretimi doğrudan doğruya olumsuz etkileyen bir yaklaşımdır. Geriye kalan sekiz adım bizim nasıl olduğumuzla ilgilidir; ne okuduğumuz, neye inandığımız, nereleri gördüğümüz, ne yaşadığımız, ne yaşamak istemediğimiz... yo b LC Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Öznellik söz konusudur. B) Neden-sonuç ilişkisi kurulmuştur. C) Koşul dile getirilmiştir. D) Açıklamadan yararlanılmıştır. E) Örneklemeye yer verilmiştir. LYS - 2016 ÖSYM 105
13. (1) Dil, bir milletin kültürel değerlerinin başında gelir.
(II) Bundan dolayı ona büyük önem vermek gerekir.
(III) Aynı dili konuşan insanlar "millet" denen sosyal
varlığın temelini oluşturur. V Dil; duygu ve düşün-
ceyi insana aktaran bir vasıta olduğu için, insan top-
luluklarını bir yığın veya kitle olmaktan kurtararak
aralarında "duygu ve düşünce birliği” olan cemiyet
yani “millet" hâline getirir. (V) Diğer bir ifade ile top-
lum, ortak değerlerine aslında dil ile ulaşır.
Bu parça iki paragrafa bölünürse ikinci paragraf
numaralanmış cümlelerden hangisi ile başlar?
A)
B) ||
ONIO
D) IV
E) V
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
13. (1) Dil, bir milletin kültürel değerlerinin başında gelir. (II) Bundan dolayı ona büyük önem vermek gerekir. (III) Aynı dili konuşan insanlar "millet" denen sosyal varlığın temelini oluşturur. V Dil; duygu ve düşün- ceyi insana aktaran bir vasıta olduğu için, insan top- luluklarını bir yığın veya kitle olmaktan kurtararak aralarında "duygu ve düşünce birliği” olan cemiyet yani “millet" hâline getirir. (V) Diğer bir ifade ile top- lum, ortak değerlerine aslında dil ile ulaşır. Bu parça iki paragrafa bölünürse ikinci paragraf numaralanmış cümlelerden hangisi ile başlar? A) B) || ONIO D) IV E) V
4. Aşırı özgeciler ve psikopatlar en iyicil ve en kötücül
içgüdülerimize örnek oluşturur. Ahlak ibresinin
bir ucunda iyi olarak tanımladığımız fedakârlık,
cömertlik ve diğer asil özellikler; diğer ucunda ise
kötü gördüğümüz bencillik, şiddet ve yıkıcı dürtüler
var. Araştırmacılar, her iki davranış tarzının köke-
ninde de evrimsel geçmişimizin yattığını söylüyor.
Varsayımlarına göre insanlar ve daha az olmak-
la beraber diğer birçok tür-birbirlerine yardım
etme arzusuyla evrimleşti çünkü büyük toplumsal
gruplar arasında işbirliği hayatta kalmak için şarttı.
Ancak grupların, kaynaklar için birbiriyle mücadele
etmek zorunda olması nedeniyle rakibini yaralama-
ya ve öldürmeye istekli olmak da elzemdi. Şikago
Üniversitesinden Sosyal Nörolog Jean Decety,
"Yeryüzünün en sosyal türüyüz, aynı zamanda da
en vahşisi." diyor.
Paragratis
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak
1. Karşılaştırma yapılmıştır.
II. Tanik göstermeye başvurulmuştur.
III. İzlenim yaratma amacı taşır.
W.Çoğullaştırmaya yer verilmiştir.
yargılarından hangileri söylenemez?
C) Yalnız III
B) Yalnız II
A) Yalnız
E) III ve IV
D) I, II ve IV
Metot Anlatımlı Soru Bankası
219
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Aşırı özgeciler ve psikopatlar en iyicil ve en kötücül içgüdülerimize örnek oluşturur. Ahlak ibresinin bir ucunda iyi olarak tanımladığımız fedakârlık, cömertlik ve diğer asil özellikler; diğer ucunda ise kötü gördüğümüz bencillik, şiddet ve yıkıcı dürtüler var. Araştırmacılar, her iki davranış tarzının köke- ninde de evrimsel geçmişimizin yattığını söylüyor. Varsayımlarına göre insanlar ve daha az olmak- la beraber diğer birçok tür-birbirlerine yardım etme arzusuyla evrimleşti çünkü büyük toplumsal gruplar arasında işbirliği hayatta kalmak için şarttı. Ancak grupların, kaynaklar için birbiriyle mücadele etmek zorunda olması nedeniyle rakibini yaralama- ya ve öldürmeye istekli olmak da elzemdi. Şikago Üniversitesinden Sosyal Nörolog Jean Decety, "Yeryüzünün en sosyal türüyüz, aynı zamanda da en vahşisi." diyor. Paragratis Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak 1. Karşılaştırma yapılmıştır. II. Tanik göstermeye başvurulmuştur. III. İzlenim yaratma amacı taşır. W.Çoğullaştırmaya yer verilmiştir. yargılarından hangileri söylenemez? C) Yalnız III B) Yalnız II A) Yalnız E) III ve IV D) I, II ve IV Metot Anlatımlı Soru Bankası 219
TYTIT
14 Oc
bir
m
uy
13. Edip Cansever, “Umutsuzlar Parkı" adlı şiirinde
psikanalizin en önemli unsurlarından bilinçaltına geniş yer
verir. Çağrışım zenginliği bakımından büyük önem taşıyan
bu şiirde şair, insanın dünyaya gelişinden itibaren dünyayı
tanıma çabasını dile getirir. Şair "Binlerce ama binlerce
yıldır yaşıyorum - Bunu göklerden anlıyorum, kendimden
anlıyorum biraz - Insan, insan, insandan; ne iyi ne de kött
-Kolumu sallıyorum yürürken, kötüysem yüzümü
buruşturuyorum." dizeleriyle bilinçaltındaki karamsar yapıyı
ortaya koyar. Bu karamsar yapı, Cansever şiirinde sıradan
bir izlek midir? Elbette hayır. Zira şair, modern kent
insanının açmazlarına ve buhranlarına da temas eden bir
şiir inşa etmiştir
Bu parçada aşağıdaki noktalama İşaretlerinden
hangisi yanlış kullanılmıştır?
KI
Öz
ya
ya
ya
sa
ve
d
ta
S
o
m
A) Kısa çizgi
B) Nokta
C) Virgül
D) Seru işareti
E
f
E) Timak işareti
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYTIT 14 Oc bir m uy 13. Edip Cansever, “Umutsuzlar Parkı" adlı şiirinde psikanalizin en önemli unsurlarından bilinçaltına geniş yer verir. Çağrışım zenginliği bakımından büyük önem taşıyan bu şiirde şair, insanın dünyaya gelişinden itibaren dünyayı tanıma çabasını dile getirir. Şair "Binlerce ama binlerce yıldır yaşıyorum - Bunu göklerden anlıyorum, kendimden anlıyorum biraz - Insan, insan, insandan; ne iyi ne de kött -Kolumu sallıyorum yürürken, kötüysem yüzümü buruşturuyorum." dizeleriyle bilinçaltındaki karamsar yapıyı ortaya koyar. Bu karamsar yapı, Cansever şiirinde sıradan bir izlek midir? Elbette hayır. Zira şair, modern kent insanının açmazlarına ve buhranlarına da temas eden bir şiir inşa etmiştir Bu parçada aşağıdaki noktalama İşaretlerinden hangisi yanlış kullanılmıştır? KI Öz ya ya ya sa ve d ta S o m A) Kısa çizgi B) Nokta C) Virgül D) Seru işareti E f E) Timak işareti
25. ABD ile SSCB arasında 1961'de başlayan "Ay yarışı" tam
98 ay sürdü. Yarışın başında her iki ülkenin de uzay konu-
sundaki deneyimleri ve bilgi birikimleri çok azdı. İki tarafın
da bir uzay aracını Ay'a götürecek güçte roketi yoktu. Hatta
böylesi bir uzay aracının nasıl bir şey olacağına ilişkin bir
düşüncesi de yoktu. Ay hakkındaki bilgileri çok azdı ve daha
hiçbir insan uzaya bile çıkmamıştı. Ancak bu 98 ay içinde iki
ülke de tam bir seferberlik havası içinde tüm eksiklerini bir
bir giderdi. Uzay araçlarını tasarladı ve yaptı. Güçlü roketler
üretti, astronot ve kozmonotlarını eğitti, uzaya çıkardı. Ay'a
40'a yakın insansız uzay aracı gönderdi ve bunlar sayesinde
Ay'a ilişkin eksik bilgilerini tamamladı. Sonunda 20 Tem-
muz 1969'da insanoğlu, 384 bin kilometre ötedeki Ay'a ayak
bastı. Yarışı kazanan ABD oldu ama yarış her iki tarafı da
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A öteki ulusların yapamadıklarını yaptıkları için mutlu etti
B) uzay çalışmaları konusunda büyük bütçeler oluşturma-
sına neden oldu
C) uzay çalışmalarında özgün buluşlara imza atıldı
D) uzay çalışmaları alanında dünyanın öteki uluslarının çok
ilerisine taşıdı
E) uzay çalışmaları konusunda bir müddet beklemeye sevk
etti
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
25. ABD ile SSCB arasında 1961'de başlayan "Ay yarışı" tam 98 ay sürdü. Yarışın başında her iki ülkenin de uzay konu- sundaki deneyimleri ve bilgi birikimleri çok azdı. İki tarafın da bir uzay aracını Ay'a götürecek güçte roketi yoktu. Hatta böylesi bir uzay aracının nasıl bir şey olacağına ilişkin bir düşüncesi de yoktu. Ay hakkındaki bilgileri çok azdı ve daha hiçbir insan uzaya bile çıkmamıştı. Ancak bu 98 ay içinde iki ülke de tam bir seferberlik havası içinde tüm eksiklerini bir bir giderdi. Uzay araçlarını tasarladı ve yaptı. Güçlü roketler üretti, astronot ve kozmonotlarını eğitti, uzaya çıkardı. Ay'a 40'a yakın insansız uzay aracı gönderdi ve bunlar sayesinde Ay'a ilişkin eksik bilgilerini tamamladı. Sonunda 20 Tem- muz 1969'da insanoğlu, 384 bin kilometre ötedeki Ay'a ayak bastı. Yarışı kazanan ABD oldu ama yarış her iki tarafı da Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A öteki ulusların yapamadıklarını yaptıkları için mutlu etti B) uzay çalışmaları konusunda büyük bütçeler oluşturma- sına neden oldu C) uzay çalışmalarında özgün buluşlara imza atıldı D) uzay çalışmaları alanında dünyanın öteki uluslarının çok ilerisine taşıdı E) uzay çalışmaları konusunda bir müddet beklemeye sevk etti
TYT/Türkçe
5.
(1) Şiir Türkiye'de sadece edebiyatın değil, yaşamın bir
parçasıdil (11) Bu yüzden de şiir
, edebiyat dergilerinin
neredeyse üçte ikisini kaplar. (III) 19. asra gelindiğinde
Türk edebiyatının romanını, tiyatrosunu ve halk edebiyatını
saymazsak hikâyesi de yoktur. (IV) Fakat şiiri önceki
asırlarda olduğu gibi hep vardır. (V) Öyle ki olmaması
gereken yerlerde, söz gelimi bir kozmoğrafya kitabında
bile vardır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki
yargılardan hangisi yanlıştı
V. cümlede, şiirin ilgisiz kaynaklarda bile bulunduğu
ifade edilmiştir.
III. cümlede 19. yüzyılda edebiyatımızda türlerin
durumu hakkında saptamada bulunulmuştur.
CYT. cümleden, şiirin
hayatla ilişkili olduğu anlaşılmaktadır.
D) J. cümleden, Türk edebiyatında şiirin daima var olduğu
anlaşılmaktadır.
B1. cümlede, şiirin genelde edebiyat dergilerinde
yayımlandığı belirtilmiştir.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
TYT/Türkçe 5. (1) Şiir Türkiye'de sadece edebiyatın değil, yaşamın bir parçasıdil (11) Bu yüzden de şiir , edebiyat dergilerinin neredeyse üçte ikisini kaplar. (III) 19. asra gelindiğinde Türk edebiyatının romanını, tiyatrosunu ve halk edebiyatını saymazsak hikâyesi de yoktur. (IV) Fakat şiiri önceki asırlarda olduğu gibi hep vardır. (V) Öyle ki olmaması gereken yerlerde, söz gelimi bir kozmoğrafya kitabında bile vardır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştı V. cümlede, şiirin ilgisiz kaynaklarda bile bulunduğu ifade edilmiştir. III. cümlede 19. yüzyılda edebiyatımızda türlerin durumu hakkında saptamada bulunulmuştur. CYT. cümleden, şiirin hayatla ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. D) J. cümleden, Türk edebiyatında şiirin daima var olduğu anlaşılmaktadır. B1. cümlede, şiirin genelde edebiyat dergilerinde yayımlandığı belirtilmiştir.
PESE
99. Son zamanlarda yeniden okuduğum romanlardan biri
de Gonçarov'un (1812-1891) Oblomov adlı eseri. O
dönemin ünlü bir eleştirmeni bu eser için şöyle demiş:
“Bu kitapta önemli olan, romanın başkişisi Oblomov
değil, Oblomovluktur."
Bu parçada eleştirmenin roman karakteriyle ilgili
olarak belirtmek istediği aşağıdakilerden hangisi-
dir?
Gerçek yaşamdaki bir karakter özelliğine adını
verdiği
B) Konuşmalarından çok, davranışlarıyla belirginlik
kazandığı
SY Oluşturmanın, romanın bütününü yazmaktan
daha zor olduğu
D Öbür kişilerle olan ilişkileri çerçevesinde yansı-
tıldığı
E) Anlaşılabilmesi için karşılaştırmalı olarak ince-
lenmesi gerektiği
g
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
PESE 99. Son zamanlarda yeniden okuduğum romanlardan biri de Gonçarov'un (1812-1891) Oblomov adlı eseri. O dönemin ünlü bir eleştirmeni bu eser için şöyle demiş: “Bu kitapta önemli olan, romanın başkişisi Oblomov değil, Oblomovluktur." Bu parçada eleştirmenin roman karakteriyle ilgili olarak belirtmek istediği aşağıdakilerden hangisi- dir? Gerçek yaşamdaki bir karakter özelliğine adını verdiği B) Konuşmalarından çok, davranışlarıyla belirginlik kazandığı SY Oluşturmanın, romanın bütününü yazmaktan daha zor olduğu D Öbür kişilerle olan ilişkileri çerçevesinde yansı- tıldığı E) Anlaşılabilmesi için karşılaştırmalı olarak ince- lenmesi gerektiği g
87. Yazarlık, genellikle, en yalın hâliyle kendini ifade etme
gereksinimidir. Jean Paul Sartre, “Yazma Nedir?" baş-
liklı yazısında, kendini ifade etme konusuna “sözü ol-
mak” ile “yazısı olmak” bağlamında net bir ayrım geti-
rir: "Yazış diye bir şey vardır ortada. Birtakım şeyleri
seçtiği için değil, birtakım şeyleri şu ya da bu biçimde
söylemeyi seçtiği için yazar olur insan. Evet, düzyazı-
ya değerini veren yazıştır."
Jean Paul Sartre bu sözleriyle neyin önemini vur-
gulamak istemiştir?
A) Üslubun
B) Konunun
C) Türlerin
D) Yazma sürecinin
E)
Düzyazının üstünlüğünün
104
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
87. Yazarlık, genellikle, en yalın hâliyle kendini ifade etme gereksinimidir. Jean Paul Sartre, “Yazma Nedir?" baş- liklı yazısında, kendini ifade etme konusuna “sözü ol- mak” ile “yazısı olmak” bağlamında net bir ayrım geti- rir: "Yazış diye bir şey vardır ortada. Birtakım şeyleri seçtiği için değil, birtakım şeyleri şu ya da bu biçimde söylemeyi seçtiği için yazar olur insan. Evet, düzyazı- ya değerini veren yazıştır." Jean Paul Sartre bu sözleriyle neyin önemini vur- gulamak istemiştir? A) Üslubun B) Konunun C) Türlerin D) Yazma sürecinin E) Düzyazının üstünlüğünün 104
Türkçe
28. Muhabir:
Yönetmen:
Çocukken bayılırdım hikâye anlatmaya Kukla da oynats
dım. Oniversiteye hazırlik yillannda nedense mühendis oma-
yi kafama taktim. Oldum da. Ama mühendislikten mezun ol-
duğumda artık bir tiyatro oyuncusuydum aynı zamanda, Yari
aslinda sinemaya değil, hikâyelere tutkumla başladı her sey.
Sinema, bir anlatici için çalışma alanlarından yalnızca biri.
Muhabir:
(11) --
Yönetmen:
Aslında filmleri çekerken ve çektikten sonra fark ettim ki
evet, ben "Nasıl hikâye anlatmalı?" konusuna tiyatro eğitimim
sırasında karar vermişim. Neredeyse üç sinema filmimde de
denediğim anlatı dili, bu kararın etkisinde. "Gerçekçilikten nef-
ret eden, seyirciye göz kırpmayı seven bir dill" diyebiliriz bu-
na.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han-
gisi sırasıyla getirilmelidir?
A) I. Farklr alanlarda çalışmalarınız var. Dengeyi nasıl sağlı-
yorsunuz?
II. Tiyatrocu kimliğinizin sinemacılığınıza ne gibi katkıları
oldu?
B) I. Çocukluğunuzda günün birinde film çekme hayalini sik-
ça kurar mıydınız?
II. Filmlerinizin anlatım tarzını belirlerken nelere önem ve-
rirsiniz?
C) I. Sinemaya ve filmlere olan merakınız nasıl başladı?
II. Sinemanızın ayırt edilebilecek bir anlatım tarzı var. Bu
tarzı nasıl kurguladınız?
D) I. Hikâye anlatmak sizinle özdeşleşmiş âdeta. Nasıl ba-
şardınız
bunu?
II. “Seyirciye göz kırpmayı seviyorum." diyorsunuz. Ne an-
lamalıyız bundan?
E) I. Hikâye anlatma tutkunuzda hiç azalma oldu mu?
II. Her filminizde farklı bir dil kullanıyorsunuz. Niçin?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Türkçe 28. Muhabir: Yönetmen: Çocukken bayılırdım hikâye anlatmaya Kukla da oynats dım. Oniversiteye hazırlik yillannda nedense mühendis oma- yi kafama taktim. Oldum da. Ama mühendislikten mezun ol- duğumda artık bir tiyatro oyuncusuydum aynı zamanda, Yari aslinda sinemaya değil, hikâyelere tutkumla başladı her sey. Sinema, bir anlatici için çalışma alanlarından yalnızca biri. Muhabir: (11) -- Yönetmen: Aslında filmleri çekerken ve çektikten sonra fark ettim ki evet, ben "Nasıl hikâye anlatmalı?" konusuna tiyatro eğitimim sırasında karar vermişim. Neredeyse üç sinema filmimde de denediğim anlatı dili, bu kararın etkisinde. "Gerçekçilikten nef- ret eden, seyirciye göz kırpmayı seven bir dill" diyebiliriz bu- na. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han- gisi sırasıyla getirilmelidir? A) I. Farklr alanlarda çalışmalarınız var. Dengeyi nasıl sağlı- yorsunuz? II. Tiyatrocu kimliğinizin sinemacılığınıza ne gibi katkıları oldu? B) I. Çocukluğunuzda günün birinde film çekme hayalini sik- ça kurar mıydınız? II. Filmlerinizin anlatım tarzını belirlerken nelere önem ve- rirsiniz? C) I. Sinemaya ve filmlere olan merakınız nasıl başladı? II. Sinemanızın ayırt edilebilecek bir anlatım tarzı var. Bu tarzı nasıl kurguladınız? D) I. Hikâye anlatmak sizinle özdeşleşmiş âdeta. Nasıl ba- şardınız bunu? II. “Seyirciye göz kırpmayı seviyorum." diyorsunuz. Ne an- lamalıyız bundan? E) I. Hikâye anlatma tutkunuzda hiç azalma oldu mu? II. Her filminizde farklı bir dil kullanıyorsunuz. Niçin?
ALES SONBAHAR - 2015
8.
1. Şiirin oluştuğu duyum tarzı dilin içindedir ama ona
kaynaklık eden temel fikir, dileri aşan bir alana
sahiptir.
1. Bir dil içinde oluşmuş şiir geleneğini bir katman
olarak düşünürsek dil içindeki bütün edebiyat
değerlerinin anlamını bulduğu uygarlık alanı da
ikinci bir anlam katmanı olur.
IR. Farkh uygarlıklara mensup büyük şairlerin ortaya
koyduklan çalışmalarda benzer özellikler, ortak
temalar bulunması ve bunların birbirini beslemesi.
de benzeri bir sebeplendir.
IV. Diller ve şiir gelenekleri arasında görülen bu
ilişkiler nihayetinde şiir yorumu için iki farklı anlam
katmaninin göz önünde bulundurulmasını
gerektirir.
V. Aynı uygarlık değerlerinin değişik dillerdeki şiir
geleneklerine kaynakiik edebilmesi - Iran şiirinin
ya da Fransız şiirinin Türk şiirine etkilerini
düşünelim - işte bu alan yüzündendir.
A) lile li.
B) IL ile 1
C) ll. ile V.
D) III. ile IV.
E) I. ile IV.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
ALES SONBAHAR - 2015 8. 1. Şiirin oluştuğu duyum tarzı dilin içindedir ama ona kaynaklık eden temel fikir, dileri aşan bir alana sahiptir. 1. Bir dil içinde oluşmuş şiir geleneğini bir katman olarak düşünürsek dil içindeki bütün edebiyat değerlerinin anlamını bulduğu uygarlık alanı da ikinci bir anlam katmanı olur. IR. Farkh uygarlıklara mensup büyük şairlerin ortaya koyduklan çalışmalarda benzer özellikler, ortak temalar bulunması ve bunların birbirini beslemesi. de benzeri bir sebeplendir. IV. Diller ve şiir gelenekleri arasında görülen bu ilişkiler nihayetinde şiir yorumu için iki farklı anlam katmaninin göz önünde bulundurulmasını gerektirir. V. Aynı uygarlık değerlerinin değişik dillerdeki şiir geleneklerine kaynakiik edebilmesi - Iran şiirinin ya da Fransız şiirinin Türk şiirine etkilerini düşünelim - işte bu alan yüzündendir. A) lile li. B) IL ile 1 C) ll. ile V. D) III. ile IV. E) I. ile IV.
Paragraf
for
8.
Bilim dünyasında paradigma kavramı, tek bir bilim insanı
veya bir grup bilim insanı tarafından insanı, evreni, doğayı
ve bilime konu olan diğer kavram ve olguları incelemek
üzere kullanılan veya esas alınan temel bakış açılarını
ifade eder. Diğer bir ifadeyle bilimsel paradigmalar bilime
ve gerçeğe açılan pencereler olarak tanımlanabilir. ----
"Evren nasıl oluşmuştur?". "Yeryüzünde hayat nasıl ortaya
çıkmıştır?" gibi sorular farklı bilim insanları tarafından farklı
şekillerde cevaplanır. Bu farklı bakış açıları ve açıklamaların
her biri bir paradigmadır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
getirilmelidir?
A) Bu nedenle bilimsel bilgi kısmen özneldir.
B) Bilimsel bilginin bir kısmı çıkarım yoluyla elde edilir.
Bilim insanları, bulgularını bilimsel makalelerle
duyururlar.
D) Bilimsel bilgi üretilirken tümdengelim tümevarim
yaklaşımları kullanılır.
5) Bilimsel çalışmalar toplumu dolaylı olarak etkiler.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Paragraf for 8. Bilim dünyasında paradigma kavramı, tek bir bilim insanı veya bir grup bilim insanı tarafından insanı, evreni, doğayı ve bilime konu olan diğer kavram ve olguları incelemek üzere kullanılan veya esas alınan temel bakış açılarını ifade eder. Diğer bir ifadeyle bilimsel paradigmalar bilime ve gerçeğe açılan pencereler olarak tanımlanabilir. ---- "Evren nasıl oluşmuştur?". "Yeryüzünde hayat nasıl ortaya çıkmıştır?" gibi sorular farklı bilim insanları tarafından farklı şekillerde cevaplanır. Bu farklı bakış açıları ve açıklamaların her biri bir paradigmadır. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Bu nedenle bilimsel bilgi kısmen özneldir. B) Bilimsel bilginin bir kısmı çıkarım yoluyla elde edilir. Bilim insanları, bulgularını bilimsel makalelerle duyururlar. D) Bilimsel bilgi üretilirken tümdengelim tümevarim yaklaşımları kullanılır. 5) Bilimsel çalışmalar toplumu dolaylı olarak etkiler.