Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

20
2.
Mağaraların insanların ortaklaşa çabasıyla yaşam alanı
haline geldiği
E) Insan dışında, kapalı alana ihtiyaç duyan canlının olmadığı
"Tante Rosa" Sevgi Soysal'ın alışılmışın dışında özellikleriy-
le edebiyat çevrelerinde şaşkınlıkla karşılanmış bir romanı.
Rosa adlı bir kadının hayat hikâyeciklerini içeren roman,
evliliğe alaycı bir eleştiridir aslında. Soysal'ın yapıtlarına
bakıldığında ön plandaki kadın karakterlerin, birbirlerine
oldukça benzer niteliklerde kurgulanmış oldukları görülür.
Türk edebiyatına gerek psikolojik yapısı gerekse yaşama
bakışıyla farklı, yeni bir kadın tipini kazandıran Soysal, top-
lumsal kurumları da kaşlarını çatmadan eleştirir. Romanda
çoluk çocuğa karışan insanın yalnızlığının asla bitmediğini,
insanın yalnızlığından sadece kendisinin sorumlu olduğunu
düşündürür okuyucuya.
Yukarıdaki bilgilerin ışığında, sözü edilen yazar ve eser-
leriyle ilgili olarak
Palme Yayınevi
A. Yazarın, yapıtlarının ağırlık merkezine benzer nitelikte
karakterleri yerleştirdiği
II. Tante Rosa adlı yapıtın kendine özgü niteliklerinin bu-
lunduğu
III. Söz konusu romanın edebiyat çevrelerince anlaşılmadığı
V. Yazarın, toplumsal kurumları sert bir dille eleştirdiği
V. Yazarın, romanda okuyucusuna yalnızlık olgusunu sor-
gulattığı
belirlemelerinden hangilerine ulaşılamaz?
A) I. ve II.
B) II. ve III.
D) IV. ve V.
E) III. ve V.
C) III. ve IV.
5.
ta bur
da ya
yorlar
geliyc
Bu p
tirdiğ
gisin
A) Y
C) E
(1)
dır.
hâl
da
yıl
Bi
ne
S:
h:
n
ta
I
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
20 2. Mağaraların insanların ortaklaşa çabasıyla yaşam alanı haline geldiği E) Insan dışında, kapalı alana ihtiyaç duyan canlının olmadığı "Tante Rosa" Sevgi Soysal'ın alışılmışın dışında özellikleriy- le edebiyat çevrelerinde şaşkınlıkla karşılanmış bir romanı. Rosa adlı bir kadının hayat hikâyeciklerini içeren roman, evliliğe alaycı bir eleştiridir aslında. Soysal'ın yapıtlarına bakıldığında ön plandaki kadın karakterlerin, birbirlerine oldukça benzer niteliklerde kurgulanmış oldukları görülür. Türk edebiyatına gerek psikolojik yapısı gerekse yaşama bakışıyla farklı, yeni bir kadın tipini kazandıran Soysal, top- lumsal kurumları da kaşlarını çatmadan eleştirir. Romanda çoluk çocuğa karışan insanın yalnızlığının asla bitmediğini, insanın yalnızlığından sadece kendisinin sorumlu olduğunu düşündürür okuyucuya. Yukarıdaki bilgilerin ışığında, sözü edilen yazar ve eser- leriyle ilgili olarak Palme Yayınevi A. Yazarın, yapıtlarının ağırlık merkezine benzer nitelikte karakterleri yerleştirdiği II. Tante Rosa adlı yapıtın kendine özgü niteliklerinin bu- lunduğu III. Söz konusu romanın edebiyat çevrelerince anlaşılmadığı V. Yazarın, toplumsal kurumları sert bir dille eleştirdiği V. Yazarın, romanda okuyucusuna yalnızlık olgusunu sor- gulattığı belirlemelerinden hangilerine ulaşılamaz? A) I. ve II. B) II. ve III. D) IV. ve V. E) III. ve V. C) III. ve IV. 5. ta bur da ya yorlar geliyc Bu p tirdiğ gisin A) Y C) E (1) dır. hâl da yıl Bi ne S: h: n ta I
28. Cemil Meriç, düşünce yaşamımızın önemli
simalarındandır. Başta sosyoloji olmak üzere insan ve
toplum yaşamına dokunan pek çok ilim dalı ile ilgili özgün
görüşler ortaya atmıştır. Dolayısıyla Cemil Meriç'in
düşünce yönü öne çıkan bir kalem erbabı olduğu
söylenebilir.
Aşağıdakilerden hangisi, Cemil Meriç'in yazarlık
görüşünü örnekler nitelikte bir yargıdır?
A) Sait Faik Abasıyanık'ın öykülerinde gündelik yaşamdan
kesitler ağır basmaktadır.
B) Tanzimat edebiyatının öncü isimlerinden Şinasi,
edebiyatımızda özellikle ilklerin adamı olarak
tanınmıştır.
C) Suut Kemal Yetkin; edebiyat, sanat, felsefe, psikoloji ve
toplum bilimi gibi alanlarda fikir beyan edip eser veren
bir yazardır.
D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, roman ve hikâyelerinde
realizmin etkilerini duyurmuş bir yazardır.
E) 1980 sonrası edebiyatımızın önemli şairlerinden
Hüseyin Atlansoy, yer yer imgesel ve çağrışımsal bir dil
tercih etmiştir.
25
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
28. Cemil Meriç, düşünce yaşamımızın önemli simalarındandır. Başta sosyoloji olmak üzere insan ve toplum yaşamına dokunan pek çok ilim dalı ile ilgili özgün görüşler ortaya atmıştır. Dolayısıyla Cemil Meriç'in düşünce yönü öne çıkan bir kalem erbabı olduğu söylenebilir. Aşağıdakilerden hangisi, Cemil Meriç'in yazarlık görüşünü örnekler nitelikte bir yargıdır? A) Sait Faik Abasıyanık'ın öykülerinde gündelik yaşamdan kesitler ağır basmaktadır. B) Tanzimat edebiyatının öncü isimlerinden Şinasi, edebiyatımızda özellikle ilklerin adamı olarak tanınmıştır. C) Suut Kemal Yetkin; edebiyat, sanat, felsefe, psikoloji ve toplum bilimi gibi alanlarda fikir beyan edip eser veren bir yazardır. D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, roman ve hikâyelerinde realizmin etkilerini duyurmuş bir yazardır. E) 1980 sonrası edebiyatımızın önemli şairlerinden Hüseyin Atlansoy, yer yer imgesel ve çağrışımsal bir dil tercih etmiştir. 25
iş gibi gös-
yaşamaya
erçek ihti-
ilmeyi bile
betonlar
üstümüz
hayaliyle
yerlerde
ebilmek
kariyer
dealleri
algıla-
ya da
yoruz
üzey-
mut-
eğini
sizli-
kla-
en
O
1-
36. Dünyadaki tek ortak dil olan müzik, her insanı farklı bir
biçimde etkilemekle birlikte, hayatın önemli bir parçasıdır.
Bir annenin söylediği ninni, doğadaki kuşun sesi, dalgala-
rin kıyıya vuruşu, rüzgârın uğultusu, gök gürültüsü...
Müzik sınırlı bir beyin alanı ile değil tüm beyinle etkileşe-
bilir, farklı beyin alanlarında aktivasyon, senkronizasyon
ve ritmik kenetlenme örüntüleri oluşturabilir. Hem çalınır-
ken hem de dinlenirken nöral etkileşimler yaratır. Müzik
beyindeki fonksiyonel bağlantıları değiştirebilir ki buna da
nöroplastisite denir. Müzik insan üzerinde bazı fizyolojik
etkiler oluşturabilir. Kalp hızı, solunum ritmi, kan basınc
cildin nem düzeyi, kas gerginlik düzeyi, kan kimyası ve
hormonal aktiviteleri değişebilir. İleri nöro-görüntüleme
yöntemleri, özellikle de fonksiyonel MR aracılığı ile her-
hangi bir işlevi yerine getirirken beynimizdeki kan akışının
ne yönde değiştiğini, yani, aktivasyonun artıp azaldığını
görebiliriz.
Bu parçaya göre müziğin insan fizyolojisine etkileri
ile ilgili,
Jarata-
1. beynin fonksiyonel bağlantılarında değişiklik yarata-
bilir,
II. kaslardaki gerginlik seviyesini değiştirebilir,
III. kalp ve solunum ritmini değiştirebilir,
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Xalnız I
B) ve II
s
D) Yalnız II
E) II ve I
I've
C) I ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
iş gibi gös- yaşamaya erçek ihti- ilmeyi bile betonlar üstümüz hayaliyle yerlerde ebilmek kariyer dealleri algıla- ya da yoruz üzey- mut- eğini sizli- kla- en O 1- 36. Dünyadaki tek ortak dil olan müzik, her insanı farklı bir biçimde etkilemekle birlikte, hayatın önemli bir parçasıdır. Bir annenin söylediği ninni, doğadaki kuşun sesi, dalgala- rin kıyıya vuruşu, rüzgârın uğultusu, gök gürültüsü... Müzik sınırlı bir beyin alanı ile değil tüm beyinle etkileşe- bilir, farklı beyin alanlarında aktivasyon, senkronizasyon ve ritmik kenetlenme örüntüleri oluşturabilir. Hem çalınır- ken hem de dinlenirken nöral etkileşimler yaratır. Müzik beyindeki fonksiyonel bağlantıları değiştirebilir ki buna da nöroplastisite denir. Müzik insan üzerinde bazı fizyolojik etkiler oluşturabilir. Kalp hızı, solunum ritmi, kan basınc cildin nem düzeyi, kas gerginlik düzeyi, kan kimyası ve hormonal aktiviteleri değişebilir. İleri nöro-görüntüleme yöntemleri, özellikle de fonksiyonel MR aracılığı ile her- hangi bir işlevi yerine getirirken beynimizdeki kan akışının ne yönde değiştiğini, yani, aktivasyonun artıp azaldığını görebiliriz. Bu parçaya göre müziğin insan fizyolojisine etkileri ile ilgili, Jarata- 1. beynin fonksiyonel bağlantılarında değişiklik yarata- bilir, II. kaslardaki gerginlik seviyesini değiştirebilir, III. kalp ve solunum ritmini değiştirebilir, yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Xalnız I B) ve II s D) Yalnız II E) II ve I I've C) I ve III
22. Önce evimizi aradım elbet, daha doğrusu evlerimizi. Doğ-
duğum demeyeceğim ama -çünkü Gaziantep'te doğdum-
tanıdık dünyaya, yani anımsadığım ilk mekâna gözlerimi
açtığım Meral Apartmanı'nı, Emek Sineması'nın bitişiğin-
de elimle koymuş gibi buldum. Çocukluğumda sarı bada-
nalı, üç katlı bir yapıydı. Biz ikinci katı kiralamıştık yanlış
anımsamıyorsam. Oysa şimdi kimse oturmuyordu içinde.
Camları kırılmış, sıvası dökülmüş, balkon demirleri pas-
lanıp çürümüştü, yıkıldı yıkılacak gibi durmuyordu, hayır.
Terk edilmişti, giriş kapısı da kapalıydı. İçeriye giremedim.
Girip ikinci kata çıkamadım. Orada, gıcırdayan döşemeyle
çökmeye ramak kalmış tavanın arasında bir süre durup
sessizliği dinleyemedim. Dinleseydim annemin sofayı
yanık bir türkü gibi dolduran sesini duyardım herhalde:
"Yemek hazır çocuklar. Haydi sofraya!"
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
Ankara Yayınce
immobler.
A) Doğrudan anlatım kullanılmıştır.
B) Anlatıcı birinci kişidir.
C) İçerik yönüyle otobiyografi türü özelliği göstermektedir.
D Edebî sanata yer verilmemiştir.
E) Oğretici metin türüne örnektir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
22. Önce evimizi aradım elbet, daha doğrusu evlerimizi. Doğ- duğum demeyeceğim ama -çünkü Gaziantep'te doğdum- tanıdık dünyaya, yani anımsadığım ilk mekâna gözlerimi açtığım Meral Apartmanı'nı, Emek Sineması'nın bitişiğin- de elimle koymuş gibi buldum. Çocukluğumda sarı bada- nalı, üç katlı bir yapıydı. Biz ikinci katı kiralamıştık yanlış anımsamıyorsam. Oysa şimdi kimse oturmuyordu içinde. Camları kırılmış, sıvası dökülmüş, balkon demirleri pas- lanıp çürümüştü, yıkıldı yıkılacak gibi durmuyordu, hayır. Terk edilmişti, giriş kapısı da kapalıydı. İçeriye giremedim. Girip ikinci kata çıkamadım. Orada, gıcırdayan döşemeyle çökmeye ramak kalmış tavanın arasında bir süre durup sessizliği dinleyemedim. Dinleseydim annemin sofayı yanık bir türkü gibi dolduran sesini duyardım herhalde: "Yemek hazır çocuklar. Haydi sofraya!" Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? Ankara Yayınce immobler. A) Doğrudan anlatım kullanılmıştır. B) Anlatıcı birinci kişidir. C) İçerik yönüyle otobiyografi türü özelliği göstermektedir. D Edebî sanata yer verilmemiştir. E) Oğretici metin türüne örnektir.
rimiz-
e ilgi
erek
kirse
Sıza
vanı
knik
re-
bir
ar-
il-
mi
TÜRKÇE SYM
7. Doğaya tipatıp uygun! -amma da yalan:
Sığdırılabilir mi doğa küçücük bir resme?
Doğanın en ufak parçası bile sonsuzdur!
Öyleyse ressam neyi çizer? Doğada görüp sevdiğini.
Peki ya neyi sever? Resmedebildiğini!
Bu misraların bir bütün olarak içerdiği anlam aşa-
ğıdaki cümlelerden hangisiyle ifade edilemez?
A) Ressamlar aslında eserlerinde kendi seçtikleri
ögeleri resmederler.
B) İki ayrı ressamın aynı yere odaklanıp aynı resim-
leri üretmeleri beklenemez.
C) Ressamlar gördükleri yeri kendi tarz ve ruh hâlle-
rinin süzgecinden geçirerek kâğıda aktarırlar.
D) Ressamların görsel dünyayı birebir tuvale aktar-
dıkları tartışma götürmez.
y
E) Ressamın kendi yaptığı resmi beğenme nedeni,
resim için seçtiği ögeleri sevmesidir.
(2016-YGS)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
rimiz- e ilgi erek kirse Sıza vanı knik re- bir ar- il- mi TÜRKÇE SYM 7. Doğaya tipatıp uygun! -amma da yalan: Sığdırılabilir mi doğa küçücük bir resme? Doğanın en ufak parçası bile sonsuzdur! Öyleyse ressam neyi çizer? Doğada görüp sevdiğini. Peki ya neyi sever? Resmedebildiğini! Bu misraların bir bütün olarak içerdiği anlam aşa- ğıdaki cümlelerden hangisiyle ifade edilemez? A) Ressamlar aslında eserlerinde kendi seçtikleri ögeleri resmederler. B) İki ayrı ressamın aynı yere odaklanıp aynı resim- leri üretmeleri beklenemez. C) Ressamlar gördükleri yeri kendi tarz ve ruh hâlle- rinin süzgecinden geçirerek kâğıda aktarırlar. D) Ressamların görsel dünyayı birebir tuvale aktar- dıkları tartışma götürmez. y E) Ressamın kendi yaptığı resmi beğenme nedeni, resim için seçtiği ögeleri sevmesidir. (2016-YGS)
ruti-
ine
du.
em
şi-
si-
3.1. Yıllar sonra anladım sebebini.
Babamın aldığı kitaplar arasında şövalye romanları
büyük yer tutardı.
III. Babam, tek kelime bile nasihat etmeden bize şöval-
yeliğin temel kurallarını öğretmişti bu kitaplarla.
IV. Alexandre Dumaslar, Michel Zevacolar bu yüzden evi-
mizden hiç eksik olmazdı.
. Paraya, pula, unvana önem vermemek; kazandığını
paylaşmak, düşman dahi olsa kadınlara karşı saygılı
davranmak, düşündüğünü açıkça söylemek...
V. Yani anlayacağınız babam, bize vereceği tüm terbi-
yeyi kitaplara emanet etmişti, nasihat vermenin kuru
ve sıkıcı şeklini değil eğlenceli şeklini tercih etmişti.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
ikinci olur?
A) I
B) II
2-37-
C) III
D) IV
E) V
-1-6-5
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ruti- ine du. em şi- si- 3.1. Yıllar sonra anladım sebebini. Babamın aldığı kitaplar arasında şövalye romanları büyük yer tutardı. III. Babam, tek kelime bile nasihat etmeden bize şöval- yeliğin temel kurallarını öğretmişti bu kitaplarla. IV. Alexandre Dumaslar, Michel Zevacolar bu yüzden evi- mizden hiç eksik olmazdı. . Paraya, pula, unvana önem vermemek; kazandığını paylaşmak, düşman dahi olsa kadınlara karşı saygılı davranmak, düşündüğünü açıkça söylemek... V. Yani anlayacağınız babam, bize vereceği tüm terbi- yeyi kitaplara emanet etmişti, nasihat vermenin kuru ve sıkıcı şeklini değil eğlenceli şeklini tercih etmişti. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur? A) I B) II 2-37- C) III D) IV E) V -1-6-5
33.
(1) Yıllara meydan okuyan filmlerini izlediğimizde, çok
sevdiğimiz bir yakınımızın hatırası gibi gelir ve yerleşir
zihnimize; kuzucuklarının "Masalcı Teyze"sidir o, "Fazilet
Abla'dır, "Hafize Ana"dır; ağadır, hizmetlidir, öğretmendir.
(II) Hafızalara kazınmış kahkahası, ağlamakla gülmek
arasında sürekli gidip gelen bir devinimdir âdeta; belki
ailesinden gelen oyunculuğun verdiği bir yetenektir bu
belki de büründüğü rollerin arkasına gizlediği duygu yüklü
bir hayata açılan küçük bir penceredir (U) Adile Naşit tek
kanallı televizyonlardan ya da yazlık sinemaların sıcacık
ortamlarından çıkıp yanımıza oturan, hiç kimsenin yakla-
şamadığı noktalara gelip yerleşendir ve kesinlikle aileden
biridir. (IV) "Uykudan Once" programındaki performansı ve
filmlerinde canlandırdığı anne karakterleri neticesinde de
1985 yılında Türkiye'de "Yılın Annesi" seçilen Adile Naşit
için çocuklardan başlayarak tüm topluma ulaşmak en
önemli gayeydi. (V) Gazanfer Özcan'ın dediği gibi doğdu-
ğu günden vefatına kadar sıkıntılar yakasını bir türlü bırak-
madı ama o tüm bunlara kahkahası ve toplumu geliştirme-
yi görev edindiği tiyatrosuyla karşılık verdi. (VI) Ve bunu da
başardığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
34. Bugünk
büyük
kat da
ileri
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
olum
daki
okul
geti
ve
ke
lan
m
S
C
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
33. (1) Yıllara meydan okuyan filmlerini izlediğimizde, çok sevdiğimiz bir yakınımızın hatırası gibi gelir ve yerleşir zihnimize; kuzucuklarının "Masalcı Teyze"sidir o, "Fazilet Abla'dır, "Hafize Ana"dır; ağadır, hizmetlidir, öğretmendir. (II) Hafızalara kazınmış kahkahası, ağlamakla gülmek arasında sürekli gidip gelen bir devinimdir âdeta; belki ailesinden gelen oyunculuğun verdiği bir yetenektir bu belki de büründüğü rollerin arkasına gizlediği duygu yüklü bir hayata açılan küçük bir penceredir (U) Adile Naşit tek kanallı televizyonlardan ya da yazlık sinemaların sıcacık ortamlarından çıkıp yanımıza oturan, hiç kimsenin yakla- şamadığı noktalara gelip yerleşendir ve kesinlikle aileden biridir. (IV) "Uykudan Once" programındaki performansı ve filmlerinde canlandırdığı anne karakterleri neticesinde de 1985 yılında Türkiye'de "Yılın Annesi" seçilen Adile Naşit için çocuklardan başlayarak tüm topluma ulaşmak en önemli gayeydi. (V) Gazanfer Özcan'ın dediği gibi doğdu- ğu günden vefatına kadar sıkıntılar yakasını bir türlü bırak- madı ama o tüm bunlara kahkahası ve toplumu geliştirme- yi görev edindiği tiyatrosuyla karşılık verdi. (VI) Ve bunu da başardığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. 34. Bugünk büyük kat da ileri Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI olum daki okul geti ve ke lan m S C C
26. Fantastik edebiyatın çocukların en sevdiği türler arasında ol-
duğunu biliyor ve bu romanların gözle görünür tırmanışını iz-
liyoruz. (1) Fantastik sözcüğü Yunanca "phantasia"dan geli-
yor ve neredeyse her dilde "tuhaf, acayip, mantıksız, hayali,
gerçekten uzak" gibi anlamlar taşıyor. (II) Oysaki o yapıtlarda
başka bir dünya kuruluyor. (III) Gerçekten her şeyiyle tıkır ti-
kır işleyen bir dünya var o büyülü sayfalar arasında. (M) Ebe-
veynler acaba çocukları Hobbit okuyunca onların Hobbit ol-
ma tehlikesi mi taşıyacaklarını düşünüyorlar? (V) Ebeveynler
keşke fantastik eserlerde hayal gücüyle oluşturulan kurma-
ca dünyaların, çocukların çevrelerinde yaşananları ve ken-
di duygularını derinlemesine anlamalarını sağladığını bilse.
Yanıt Yayınları
Düşüncenin akışına göre "Bunları bilen birçok yetişkin bi-
rey, nedense duraksıyor ve böylesine hayal gücüne dayalı
dünyalardan çocukları adına tedirginlik duyuyor." sözlerinin
numaralanmış yerlerden hangisine getirilmesi gerekir?
Toy
BY H
PDV
A) I
C) IIV
EYV
28.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
26. Fantastik edebiyatın çocukların en sevdiği türler arasında ol- duğunu biliyor ve bu romanların gözle görünür tırmanışını iz- liyoruz. (1) Fantastik sözcüğü Yunanca "phantasia"dan geli- yor ve neredeyse her dilde "tuhaf, acayip, mantıksız, hayali, gerçekten uzak" gibi anlamlar taşıyor. (II) Oysaki o yapıtlarda başka bir dünya kuruluyor. (III) Gerçekten her şeyiyle tıkır ti- kır işleyen bir dünya var o büyülü sayfalar arasında. (M) Ebe- veynler acaba çocukları Hobbit okuyunca onların Hobbit ol- ma tehlikesi mi taşıyacaklarını düşünüyorlar? (V) Ebeveynler keşke fantastik eserlerde hayal gücüyle oluşturulan kurma- ca dünyaların, çocukların çevrelerinde yaşananları ve ken- di duygularını derinlemesine anlamalarını sağladığını bilse. Yanıt Yayınları Düşüncenin akışına göre "Bunları bilen birçok yetişkin bi- rey, nedense duraksıyor ve böylesine hayal gücüne dayalı dünyalardan çocukları adına tedirginlik duyuyor." sözlerinin numaralanmış yerlerden hangisine getirilmesi gerekir? Toy BY H PDV A) I C) IIV EYV 28.
E TESTI
34 D 6Y
1.32. 50 net
DENEME-15
Bilge Garnal
3. (1) Don Kişot edebiyat tarihinin en ünlü birkaç kahrama-
nından biridir. (11) Hamlet, Pollyanna, Odysseus, Küçük
Prens gibi diğer ünlü kurgu kahramanlardan daha çok ta-
nınır ve belki hepsinden daha fazla sevilir. (III) Don Kişot,
okuduğu şövalye romanlarının hayal dünyasında yaşar.
(IV) Onu Cervantes'in romanından tanıdığını bile unutur insan.
(V) Ideallerinin peşinde koşmasına saygı duyar, dünyanın
acı gerçeklerinin onu yenmesine üzülür, zayıfların güçlüler
karşısında ezilmelerine karşı duyduğu heyecar
(VI) Ama bir yandan da bu yaşlı şövalyenin çaresizliğine ay-
destekler.
kırılığına güler.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
E TESTI 34 D 6Y 1.32. 50 net DENEME-15 Bilge Garnal 3. (1) Don Kişot edebiyat tarihinin en ünlü birkaç kahrama- nından biridir. (11) Hamlet, Pollyanna, Odysseus, Küçük Prens gibi diğer ünlü kurgu kahramanlardan daha çok ta- nınır ve belki hepsinden daha fazla sevilir. (III) Don Kişot, okuduğu şövalye romanlarının hayal dünyasında yaşar. (IV) Onu Cervantes'in romanından tanıdığını bile unutur insan. (V) Ideallerinin peşinde koşmasına saygı duyar, dünyanın acı gerçeklerinin onu yenmesine üzülür, zayıfların güçlüler karşısında ezilmelerine karşı duyduğu heyecar (VI) Ama bir yandan da bu yaşlı şövalyenin çaresizliğine ay- destekler. kırılığına güler. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) II B) III C) IV D) V E) VI
4. Heredotos'un hayatı üzerine bilinenler azdır. Suidas'ın
kısa tanıtma yazısı ve Byzans'li Stephanos'un sakladığı
mezar taşı yazıtı, Eusebios'un bir yazısı ve dağınık birkaç
belge Eski Çağlardan kalanlar bunlardan ibarettir. Bunla-
rın üzerinde çalışan bilginlerin çıkardıkları sonuçlar, bize
kendinden başka her şeyi anlatmaya çalışmış olan tarihin
babası için tasarlanan hayat hikayesine kaynak olmuşlar-
dır. Kitabına kendisini bu kadar çok ve bu kadar az koyan
bir yazar daha yoktur. Bu kadar çok çünkü Bu kadar
az, çünkü konusu araya kendisini de katmasına yer bi-
rakmaz, zaten eski çağların yazarları kendi özel gizlilerini
açmaya alışkın değillerdir.
A) Sevimli saflığı ve anlattığı konuya kendini kaptırışı,
onun zevklerini, kişiliğini ve düşünce yolunu da yansıt-
maktadır.
B) hem otokontrölünü sağlayabilen hem de bu kadar ken-
dini beğenen bir yazar daha yoktur.
C) Heredot tarih yazımının hem bireye bağlı hem de bi-
reyden bağımsız olduğunun bilincindedir.
D) Tarih yazıcısı diyebileceğimiz ilk kişi Heredot'tur.
E) Tarih'i heredot anlatırsa değişik bir üslupla anlatır
Diğer Sayfaya Geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Heredotos'un hayatı üzerine bilinenler azdır. Suidas'ın kısa tanıtma yazısı ve Byzans'li Stephanos'un sakladığı mezar taşı yazıtı, Eusebios'un bir yazısı ve dağınık birkaç belge Eski Çağlardan kalanlar bunlardan ibarettir. Bunla- rın üzerinde çalışan bilginlerin çıkardıkları sonuçlar, bize kendinden başka her şeyi anlatmaya çalışmış olan tarihin babası için tasarlanan hayat hikayesine kaynak olmuşlar- dır. Kitabına kendisini bu kadar çok ve bu kadar az koyan bir yazar daha yoktur. Bu kadar çok çünkü Bu kadar az, çünkü konusu araya kendisini de katmasına yer bi- rakmaz, zaten eski çağların yazarları kendi özel gizlilerini açmaya alışkın değillerdir. A) Sevimli saflığı ve anlattığı konuya kendini kaptırışı, onun zevklerini, kişiliğini ve düşünce yolunu da yansıt- maktadır. B) hem otokontrölünü sağlayabilen hem de bu kadar ken- dini beğenen bir yazar daha yoktur. C) Heredot tarih yazımının hem bireye bağlı hem de bi- reyden bağımsız olduğunun bilincindedir. D) Tarih yazıcısı diyebileceğimiz ilk kişi Heredot'tur. E) Tarih'i heredot anlatırsa değişik bir üslupla anlatır Diğer Sayfaya Geçiniz.
Ben gönlümce yazabilmek için evime çekiliyorum.
Kimsenin bana el uzatamayacağı, söz edemeyeceği
yabancı bir memlekette oturuyorum. Öyle bir yer ki ta-
nıdığım hiç kimse okuduğu duanın Latincesini bilmez,
hele Fransızcasını hiç anlamaz. Başka yerde yazsam
daha iyi yazardım ama yazdığım şey, daha az benim
olurdu. Oysaki benim, yazımda asıl aradığım yazımın
tam anlamıyla kendimin olmasıdır.
Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden
hangisiyle nitelendirilebilir?
A) Çalışmalarında bireyselliği ön plana çıkarmaya
çalışan
Insanlarla doğru bir iletişim kurmaya özen gös-
teren
C) Sanat yapıtının etkileşimle ortaya çıkacağına
inanan
D)
B)
Başka sanatçıların düşüncelerinden etkilenen
Yaratma sürecinde etki altında kalmak istemeyen
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Ben gönlümce yazabilmek için evime çekiliyorum. Kimsenin bana el uzatamayacağı, söz edemeyeceği yabancı bir memlekette oturuyorum. Öyle bir yer ki ta- nıdığım hiç kimse okuduğu duanın Latincesini bilmez, hele Fransızcasını hiç anlamaz. Başka yerde yazsam daha iyi yazardım ama yazdığım şey, daha az benim olurdu. Oysaki benim, yazımda asıl aradığım yazımın tam anlamıyla kendimin olmasıdır. Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir? A) Çalışmalarında bireyselliği ön plana çıkarmaya çalışan Insanlarla doğru bir iletişim kurmaya özen gös- teren C) Sanat yapıtının etkileşimle ortaya çıkacağına inanan D) B) Başka sanatçıların düşüncelerinden etkilenen Yaratma sürecinde etki altında kalmak istemeyen
21. Sara birkaç senedir paşa babasını görmemektedir. Ona
devamlı mektuplar yazarak özlemini belirtir. Yanına çok
gitmek istese de Erzurum'da kış mevsimi çok çetin geç-
mektedir. Bundan dolayı babası uygun görmez. Yaz
mevsimi geldiğinde annesi ile yanına aldıracağını belirt-
mektedir. Yaz geldiğinde Sara ne kadar da babasının ya-
nına gitmek istiyormuş gibi görünse de o, dayısı Rıza
3....
Bey'in kızı Vesime'nin düğününe gitmek istemektedir.
Düğün Marmara'nın küçük bir köyündedir. Babasına yaz-
dığı mektuplarda mutlaka geleceğini anlatsa da babasını
endişelendirecek sıhhati ile ilgili asılsız bilgileri de verme-
yi ihmal etmez.
Bu parça aşağıdaki anlatım türlerinden hangisinden
faydalanılarak yazılmıştır?
A) Açıklama
B) Betimleme
D) Öyküleme
C) Tanımlama
E) Tartışma
AYUN2
di ki
çene
kada
şürr
vini
ratn
sina
za
Bu
me
A)
B)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
21. Sara birkaç senedir paşa babasını görmemektedir. Ona devamlı mektuplar yazarak özlemini belirtir. Yanına çok gitmek istese de Erzurum'da kış mevsimi çok çetin geç- mektedir. Bundan dolayı babası uygun görmez. Yaz mevsimi geldiğinde annesi ile yanına aldıracağını belirt- mektedir. Yaz geldiğinde Sara ne kadar da babasının ya- nına gitmek istiyormuş gibi görünse de o, dayısı Rıza 3.... Bey'in kızı Vesime'nin düğününe gitmek istemektedir. Düğün Marmara'nın küçük bir köyündedir. Babasına yaz- dığı mektuplarda mutlaka geleceğini anlatsa da babasını endişelendirecek sıhhati ile ilgili asılsız bilgileri de verme- yi ihmal etmez. Bu parça aşağıdaki anlatım türlerinden hangisinden faydalanılarak yazılmıştır? A) Açıklama B) Betimleme D) Öyküleme C) Tanımlama E) Tartışma AYUN2 di ki çene kada şürr vini ratn sina za Bu me A) B)
mak istense ikinci pa-
erin hangisiyle başlar?
E) VII
D) VI
ayenelerinde de
olmamaktadır.
bi gelir ama çoğu
2.
1.
PRATİK İSEM
PARAGRAF
Gülhane Hatt-i Hümayunu'ndan önce Osmanlı İm-
paratorluğu'nda yapıldığı görülen bütün düzenleme
çalışmalarının ağırlık noktası, askerlik maddesidir. Bu
çalışmaların genel amacı, Osmanlı ordusunu Avrupa
ordularıyla savaşacak seviyeye getirmektir. I. Mahmut
Dönemi'nden III. Selim Dönemi'ne kadar Batılı ordu-
ların silahlarından bazıları ile bu orduların yetiştirilme-
sinde başvurulan eğitim usullerinin Osmanlı ordusuna
alınması için çalışılmıştı. Yeniçerilerin Batılı silahlarla
eğitim usullerine karşı gösterdikleri mukavemet, III.
Selim'i Yeniçeri Ocağı'nın yanında Nizam-ı Cedit or-
dusunu kurmaya zorlamıştı.
Bu parçaya göre, Yeniçeri Ocağı'nın Osmanlı İm-
paratorluğu için yetersiz kalmasının asıl nedeni
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yeniçerilerin savaşçı ruhlarını kaybederek impa-
ratorluğu önemsememesi
B) Avrupalı devletlerin birçok savaşta Osmanlı İmpa-
ratorluğu'nu yenilgiye uğratması
C) Yeniçerilerin yeterli teçhizata sahip olmamasının
yarattığı olumsuz ortam
D) Yeniçerilerin Avrupalıların kullandığı silahlarla eği-
tilmeyi kabul etmemesi
www.isemkitap.com
E) Yeniçeri Ocağı'nın kurulduğu yıllarda yetişmiş tec-
rübeli asker sayısının azalması
Ben otursam da boyuna bülbülü, gülü anlatsam, çe-
3.
+
Bilim insanlarını tek
sorusunu sorarsanız
hayatın yansıdığı te
aşağı yukarı, "Kitap
almaya benzer: Kita
analiz ediyoruz, ha
mürekkeple basıldı
de gerçekte ne old
leri için de geçerlic
hiçbir bilim insanı
anlama geldiğini b
Bu parçada asıl
dakilerden hang
A) Bilim insanla
nımlamak ko
dememiştir.
B) Insanlar ara
melli olmam
leceğe etki
C) Yaşam teo
olmasına ra
D) Edebiyatır
lanılmalıdı
nın atlann
E) Düşüncel
ların prat
yarattığı
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
mak istense ikinci pa- erin hangisiyle başlar? E) VII D) VI ayenelerinde de olmamaktadır. bi gelir ama çoğu 2. 1. PRATİK İSEM PARAGRAF Gülhane Hatt-i Hümayunu'ndan önce Osmanlı İm- paratorluğu'nda yapıldığı görülen bütün düzenleme çalışmalarının ağırlık noktası, askerlik maddesidir. Bu çalışmaların genel amacı, Osmanlı ordusunu Avrupa ordularıyla savaşacak seviyeye getirmektir. I. Mahmut Dönemi'nden III. Selim Dönemi'ne kadar Batılı ordu- ların silahlarından bazıları ile bu orduların yetiştirilme- sinde başvurulan eğitim usullerinin Osmanlı ordusuna alınması için çalışılmıştı. Yeniçerilerin Batılı silahlarla eğitim usullerine karşı gösterdikleri mukavemet, III. Selim'i Yeniçeri Ocağı'nın yanında Nizam-ı Cedit or- dusunu kurmaya zorlamıştı. Bu parçaya göre, Yeniçeri Ocağı'nın Osmanlı İm- paratorluğu için yetersiz kalmasının asıl nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Yeniçerilerin savaşçı ruhlarını kaybederek impa- ratorluğu önemsememesi B) Avrupalı devletlerin birçok savaşta Osmanlı İmpa- ratorluğu'nu yenilgiye uğratması C) Yeniçerilerin yeterli teçhizata sahip olmamasının yarattığı olumsuz ortam D) Yeniçerilerin Avrupalıların kullandığı silahlarla eği- tilmeyi kabul etmemesi www.isemkitap.com E) Yeniçeri Ocağı'nın kurulduğu yıllarda yetişmiş tec- rübeli asker sayısının azalması Ben otursam da boyuna bülbülü, gülü anlatsam, çe- 3. + Bilim insanlarını tek sorusunu sorarsanız hayatın yansıdığı te aşağı yukarı, "Kitap almaya benzer: Kita analiz ediyoruz, ha mürekkeple basıldı de gerçekte ne old leri için de geçerlic hiçbir bilim insanı anlama geldiğini b Bu parçada asıl dakilerden hang A) Bilim insanla nımlamak ko dememiştir. B) Insanlar ara melli olmam leceğe etki C) Yaşam teo olmasına ra D) Edebiyatır lanılmalıdı nın atlann E) Düşüncel ların prat yarattığı
5. Dil, ona getirilen bakış açılarının farklılığı oranında çok
değişik yönleri ile ele alınıp yorumlanmaktadır. Sosyolo-
jik açıdan bakınca dilin, toplum hâlinde yaşayışımızın bir
sonucu olduğu yargısına ulaşılmaktadır. O nedenle de bir
tanım yapılmak istendiğinde de "Dil, insanlar arasında
anlaşma aracıdır." denilmektedir. Ancak insanın toplum-
la birlikte yaşamasının bir başka sonucu toplumun ortak
davranış kalıpları olan kültürün en başat ögesi de yine
dildir. Çünkü dilin, kültürü hem yarattığı hem de yaşattığı
var sayılır. O bakımdan dil öğrenme aynı zamanda kültür
edinmedir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine
başvurulmuştur?
A) Tartışma
C) Betimleme
E) Kişileştirme
B) Öyküleme
D) Örnekleme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Dil, ona getirilen bakış açılarının farklılığı oranında çok değişik yönleri ile ele alınıp yorumlanmaktadır. Sosyolo- jik açıdan bakınca dilin, toplum hâlinde yaşayışımızın bir sonucu olduğu yargısına ulaşılmaktadır. O nedenle de bir tanım yapılmak istendiğinde de "Dil, insanlar arasında anlaşma aracıdır." denilmektedir. Ancak insanın toplum- la birlikte yaşamasının bir başka sonucu toplumun ortak davranış kalıpları olan kültürün en başat ögesi de yine dildir. Çünkü dilin, kültürü hem yarattığı hem de yaşattığı var sayılır. O bakımdan dil öğrenme aynı zamanda kültür edinmedir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmuştur? A) Tartışma C) Betimleme E) Kişileştirme B) Öyküleme D) Örnekleme
22. (1) Edebiyatın içindeki çocuk kahramanlar kalıcı izler ar
bırakır çoğumuzda. (II) "Parasız Yatılı" içindeki kız
çocuklar; "Haraç" öyküsündeki besleme kız çocukların,
genç kızların yoksulluk, aşağılanma ve
değersizleştirmeyle geçen hayatları, yıllar boyu va
çektikleri çileler büyük bir insanlık acısı olarak
yansımıştır yüreğime. (III) "Kirpikli çocuk gözleri" vardır
kiminin. (Kimi, rengi ağarmış, eprimiş eski okul
önlüğü yüzünden hor görülüp okulun temizlik koluna
layık görülür. Kimi de okulu değil, oyunu sevdiği için
öğretmenleri tarafından azarlanır.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine
düşüncenin akışına göre, "Füruzan'ın, öykülerinde
canlandırdığı kız çocuklar da beni derinden
etkilemiştir." cümlesi getirilmelidir?
C) III
Bell
DYIV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
22. (1) Edebiyatın içindeki çocuk kahramanlar kalıcı izler ar bırakır çoğumuzda. (II) "Parasız Yatılı" içindeki kız çocuklar; "Haraç" öyküsündeki besleme kız çocukların, genç kızların yoksulluk, aşağılanma ve değersizleştirmeyle geçen hayatları, yıllar boyu va çektikleri çileler büyük bir insanlık acısı olarak yansımıştır yüreğime. (III) "Kirpikli çocuk gözleri" vardır kiminin. (Kimi, rengi ağarmış, eprimiş eski okul önlüğü yüzünden hor görülüp okulun temizlik koluna layık görülür. Kimi de okulu değil, oyunu sevdiği için öğretmenleri tarafından azarlanır. Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine düşüncenin akışına göre, "Füruzan'ın, öykülerinde canlandırdığı kız çocuklar da beni derinden etkilemiştir." cümlesi getirilmelidir? C) III Bell DYIV
-ir
YAYINLARI
7.
Yazınsal metinlerin yazarlarca okunmasıyla okurlarca
okunması arasında belirgin bir ayrım çıkıyor ortaya.
Edebiyat dünyasından olan kişilerce, ilkelere, biçimlere,
kalıplara uygun olarak okunması, yazınsal metnin
anlaşılmasından çok, konumlandırılmasını sağlıyor. Bir
metin, okurlar tarafından okunduğunda onun nasıl bir
metin olduğu daha iyi ortaya çıkabiliyor. Eğer yazar,
yapıtıyla okuru arasına girmezse okur metni daha
objektif yorumlayabiliyor. Dolayısıyla yazarın, yazdığı
metni açıklamasına gerek kalmıyor. Okurların da bunu
yazardan beklemeleri gerekmiyor.
1. Bir yazının okur tarafından tarafsız bir biçimde
değerlendirilebilmesi için yazarı okurun
yönlendirmesi gerekir.
II. Bir metnin farklı bakış açılarıyla okunmasından farklı
sonuçlar ortaya çıkar.
III. Okurların yaptığı yorumlar, bir metnin içeriğinin
değerlendirilmesine yöneliktir.
IV. Yazılan bir metnin önce yazarı tarafından
yorumlanması, yapıt üzerinde ortak bir görüş
oluşmasını sağlar.
V Bir metni belirli ilkelere göre okumak ancak o
metnin önceden belirlenmiş niteliklere uygun olup
olmadığını ortaya çıkarabilir.
VI. Gerçek bir edebî metnin değerini ancak zaman
denen sınav ortaya çıkarır.
Yukarıdaki parçadan numaralandırılarak verilen
yargıların hangileri çıkarılamaz?
A ve III
B) I, IV ve VI
D) II, IV ve V
C) II, III ve V
EIII, V ve VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
-ir YAYINLARI 7. Yazınsal metinlerin yazarlarca okunmasıyla okurlarca okunması arasında belirgin bir ayrım çıkıyor ortaya. Edebiyat dünyasından olan kişilerce, ilkelere, biçimlere, kalıplara uygun olarak okunması, yazınsal metnin anlaşılmasından çok, konumlandırılmasını sağlıyor. Bir metin, okurlar tarafından okunduğunda onun nasıl bir metin olduğu daha iyi ortaya çıkabiliyor. Eğer yazar, yapıtıyla okuru arasına girmezse okur metni daha objektif yorumlayabiliyor. Dolayısıyla yazarın, yazdığı metni açıklamasına gerek kalmıyor. Okurların da bunu yazardan beklemeleri gerekmiyor. 1. Bir yazının okur tarafından tarafsız bir biçimde değerlendirilebilmesi için yazarı okurun yönlendirmesi gerekir. II. Bir metnin farklı bakış açılarıyla okunmasından farklı sonuçlar ortaya çıkar. III. Okurların yaptığı yorumlar, bir metnin içeriğinin değerlendirilmesine yöneliktir. IV. Yazılan bir metnin önce yazarı tarafından yorumlanması, yapıt üzerinde ortak bir görüş oluşmasını sağlar. V Bir metni belirli ilkelere göre okumak ancak o metnin önceden belirlenmiş niteliklere uygun olup olmadığını ortaya çıkarabilir. VI. Gerçek bir edebî metnin değerini ancak zaman denen sınav ortaya çıkarır. Yukarıdaki parçadan numaralandırılarak verilen yargıların hangileri çıkarılamaz? A ve III B) I, IV ve VI D) II, IV ve V C) II, III ve V EIII, V ve VI