Anlatım Biçimleri Soruları

1. TİKA, Türkiye'nin resmî kalkınma yardımı kuruluşu. 5 kitada 54 ülkede bulunan ofislerimizle Türkiye'nin tecrübesini, zenginliğini, birikimini dünya insanları ile paylaşıyoruz. Ülkelerin kalkınmasındaki en önemli etkenlerden birini de kültürel kalkınma oluşturuyor. Türk irfan ve kültür dünyasının zenginliğini yansıtan, ülkelerle ortak tarihî bağlarımızı ifade eden kaynak eserler yayınlamaya çalışıyoruz. Örneğin Moğolistan'da yüzyıllarca millî değerlerini koruyan, Hoton Türkleri ile ilgili yayınladığımız kitap ve belgesel, Türkiye'de alanında ilk ve tek eser. Kudüs'teki Osmanlı varlığının 100 yıllık serencamını Abdülhamit Han'ın fotoğraf mu koleksiyonu ile ortaya koyan Fotoğraflarla Dünden Bugüne Kudüs kitabımız yine aynı şekilde or için kaynak bir eser nitel araştırmacılar için kaynak bir eser niteliğindedir. Bu parçada tanıtılan "TIKA" adlı kuruluş ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Kurum daha çok Orta Asya'da çalışmalar yapmaktadır. B) Türk kültürünü yansıtan eserler yayınlamaktadır. C) Dünyanın birçok ülkesinde faaliyet göstermektedir D) Etkin olduğu ülkelerde kalkınmaya yardımcı olmaktadır. Devlet desteğiyle çalışmalarını sürdürmektedir.

3- Dört TYT/Türkçe Ülkemizde üretilen dondurmalar arasında eşsiz tadı, farklı kıvamı ve sunumu ile Maraş dondurmasının yeri bir başkadır. Maraş dondurmasını diğerlerinden ayıran özellikleri arasında kendine has lezzeti ve aroması, çiğ- nenebilen elastik yapısı, parlak beyaz rengi, erimeye karşı dayanıklı olması ve düşük sıcaklıkta uzun süre muhafaza edilebilmesi sayılabilir. Maraş dondurması- nın yapımında, karoten içermediği için inek sütüne göre daha beyaz olan keçi sütü ile kıvamında ve aromasında etkin olan salep kullanılır. Bu parçada Maraş dondurmasıyla ilgili olarak; 1. Yapılış biçimi, II. Ticari önemi, III. İçeriği, IV. Özgün özellikleri bilgilerinden hangilerine değinilmiştir? 7. A) Yalnız III A B) I ve II D) Il ve IV E C) Ive III E) III ve TV 9. e endemik-

35. Sanat, hem insanın yaratıcı yönünü biçimlendirir hem de onun toplumsal varlığının bir parçasını oluşturur. Bu nedenle sanatçılar kimi zaman toplumda kimsenin söylemeye cesaret edemediklerini söylemiş, kimi zaman kitleleri provoke etmiş, kimi zaman da toplumu eğitici rol üstlenmişlerdir. Buna karşın devletler de kimi zaman sanatı kendi lehlerinde kullanmışlar, kimi zaman da sınırlamışlardır. Ancak yine de sanat özgürlüğü bir insan hakkı olarak anayasalarda tanınmıştır. Sanat özgürlüğünün, sanatın anlamı ve işlevi gereği sınırsız bir özgürlük olması gerekmektedir. Sanat özgürlüğü- -phenün tek sınırı başkalarının kişilik hakları ile insan onuru olmalıdır. Ancak bu durumda dahi, somut olaya özgü olarak karar verilmelidir. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- meinU mez? A) Sanatçılar farklı dönemlerde sanatı farklı şekilde kullanmışlardır. B) Devletlerin sanata bakış açısı, dönemlere göre farklılık göstermiştir. C) Sanatçılar, kalıcılığı yakalamak için sanatı bilgilen- dirme amacıyla kullanmışlardır. D) Sanatsal özgürlük, insan haysiyeti konusunda sınır- landırılabilir. E) Sanat özgürlüğü, kanun güvencesi altına alınmıştır.

ili ki ar 1, IZ Ü en en 1- n 1- INLARI TÜRKÇE TESTİ 24. (1) Konuşma, zihinde başlayan ve düşüncelerin sözle ifade edilmesiyle tamamlanan bir süreçtir. (II) Diğer bir deyişle duygu ve düşüncelerin söz aracılı- ğıyla ifade edilmesidir. (III) Konuşma, bilgi birikiminin artması ve nesilden nesile aktarılmasında; bilimin, uygarlığın, sanatın ve kültürün gelişmesinde etkin bir araçtır. (IV) Konuşmanın gerçekleşebilmesi için insan zihninde bir mesajın olması gerekir. (V) Bu da zihinsel becerilerle doğrudan ilişkilidir. (VI) Düşün- me, anlama, sıralama, sınıflama, çıkarım yapma gibi zihinsel becerilerin işe koşulması sonucunda beyin- de şekillenen mesaj, konuşma uzuvları aracılığıyla ses titreşimleri olarak alıcıya iletilir. (VII) Böylece ko- nuşma eylemi gerçekleşmiş olur. Bu parçada, numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II B) III C) IV D) V E) VI

22. Son zamanlarda filmlerin hepsinin birbirine benzeme- sinde 3D (üç boyutlu sinema) kurnazlığı oldukça etkili oldu. Filmlerin sinematografik derinliklerini ne yazık ki bir kenara bıraktılar. Devrim dedikleri, perdeden üze- rinize uçan kuş ve sizin de kafanızı eğmeniz. O kadar güzel renkleri, güzel insanları, inanılmaz sekansları, muazzam mimikleri gözümüzün üstündeki anlamsız bir gözlükle izlemeye gerçekten gerek yok. Çünkü 3D dediğimiz; oturmamış, perde sistemi kullanıldığı müddetçe tam olarak oturmayacak bir teknoloji. O gözlükler yüzünden filmi izleyemiyoruz. Gerçekten günümüzde bize sunulan 3D, sinema zevkini öldüren bir uygulama ve yapımcıların "Film sinemada izlenir." kurnazlığının sonucu olarak doğan bir para tuzağı. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınıl- maktadır? A) Son yapımların birbirinin aynı özellikleri taşımasından B) Üç boyutlu sinemanın, filmden alınan zevki azalt- masından C) Üç boyutlu sinema filmlerinin içeriklerinin zayıf ol- masından D) Nitelikli üç boyutlu sinema filmlerinin sayıca az olmasından E) Yapımcıların üç boyutlu sinemayı daha fazla gelir elde etmek için kullanmasından dü YAYINLARI 24. (1) ROBERT Söz Dig giy art uy bin ins ZI Z a S r

şekil 34. Elbette yanlış da bulunuyor. Yanlış düzeltilir, çok değil- id se tercümenin değerini pek düşürmez. Önemli olan, bazı kimselerin tercümelerinin tatsız, duygusuz, s Bingkaygısı belirmemiş, gelişmemiş oluşudur. Onlar bir Voltaire, bir Goethe ne demek istemiş, yalnız ona bakı- Gyorlar ama nasıl söylemiş hiç aldırdıkları yok. Unutulmamalı ki Voltaire'nin, Goethe'nin yazıları her a omşeyden önce birer sanat eseridir. 1616) sloy Bu sözleri söyleyen kişi, tercümeyle ilgili aşağıdaki- lerden hangisine tepki göstermektedir? 21A) Çevirmenin, çeviri yaptığı dili iyi bilmemesine uhlov B) Çevirmenin, üsluba yönelik özellikleri dikkate alma- Sminst 18V 09! masina emasliuxeltrup, ilitiea C) Çeviri yapılan sanatçının edebiyattaki yerinin önemsenmemesine plüosce lolyeletil D) Çevirmenlerin, sadece Goethe ve Voltaire'den çeviri yapmasına iveluly E) Çevirmenlerin objektif davranmamasına

2. Sokaktan bir asfalt delme makinesinin dayanılmaz gürültüsü geliyor. Matkabının asfaltı parçaladığı gibi gürültüsü de sabırlı sessizliği paramparca ediyor. Her somşey hızla değişiyorken yeni durumlara iyi kötü ayak uydurmaya çalışıyor olsam da biraz geride kalıyorum. Hayata karşı gerektiği kadar tutumlu davranamadı- ğını, bir zaman karar kılıp bir yere ait olmadığımı, giriştiğim işlerin sonunu önceden hesaplama yetimin pek gelişmemiş olduğunu ve önceliklerimin değişip durduğunu biliyorum. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A Duyguları yansıtma B) Benzetmeye başvurma İşitsel öğelerden yararlanma D)) Kişileştirmeden yararlanma E) Örneklerden yararlanma 4.

l'in an elt- 1) a Yanıt Yayınları 11. (1) İlk filminden beri ilgiyle izlediğim ve beğendiğim bir yö- netmendi o. (II) Sinema dilindeki Çehov'u andıran ögeleri filmlerinde gözlemlemem ona olan ilgimi artırmıştı. (III) Hayata bakışındaki yalınlık, gerçekçilik duygusunu vermedeki say- damlık beni yüreğimden yakaladı. (IV) Ünlü yönetmen, adım adım ilerledi sinemada. (V) Her yeni filminde, bir öncekini aşarak yol aldı. (VI) Acele etmeden, sabırla, bilgiyle, bilerek yürüdü sinema yolunda. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi çıka- rılırsa parçanın anlamında büyük bir değişme olmaz? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) VI tagi edir. 2 cm gimd

bir kokusu ve tinisiol- n insan, onu hiç böyle Cinür. Yaz bereketi, her ara daha önce hiç bu ınızdır.. cenin akışına göre ilebilir? büşü içindedir. inin tadı her zaman yıl kendini. zelliğindendir. hiç sevmem. i, insan olmanın uvarları arasında in, çirkinliklerin, ramaz. Kendine giden zamanın sayamaz. Gün- un, devinimsiz. anışmamış bir BYS KAFASI 8. Gazeteci: (1)---- Aktör: k- Ş- - Bazı insanlar mükemmeliyetçidir. Bunun için başarılı olur, iyi işler çıkarırlar. Evet, aktörlüğe yönelişimin ar nedeni kimi zorunluluklardı. Ama mademki bu işi hal yapıyorum, en iyisini yapmalıyım dedim kendi ken- dime. Yıllar boyunca da bunun için çaba gösterdim. Böyle olmasam bu konuma gelemezdim.-Ustalığı, şunu bunu kimse önemsemez. İşini iyi yaparsan bir sonraki filmde de rolü sen alırsın. Gazeteci: ve a ak (II)---- Aktör: - Aktör olmak gibi bir düşüncem yoktu. Öyle gidip iş falan da istemedim. Yönetmen, bir aktör arıyormuş. Bir arkadaşım da onunla birlikte çalışıyordu. Kendisine benden bahsetmiş, ben de gittim. Böylelikle o ekipte yer aldım. iş yi ir. le jik Gazetecinin bir aktöre yönelttiği aşağıdaki söz- Jerden hangisi yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla getirilmelidir? (1) Bu işin eğitimini almadınız, buna karşın usta aktörler arasında gösteriliyorsunuz. u e en (II) Planlı hareket etmemek hep tercih ettiğiniz bir yol mudur peki? B) (1) Titizlikten ödün vermeyen tutumunuzun sa- natınıza yansımasını nasıl özetlersiniz? 3- (II) Bu rol için biçilmiş kaftan olarak düşünüldü- ğünüz doğru mu? (1) Rol aldığınız filmlerin bu kadar ilgi görmesinin nedeni nedir sizce? (II) Yalnızca bu yönetmenle çalışmanızın bir ne- deni var mı? D) (1) Aktörlüğe isteyerek başlamasanız da kısa zamanda büyük yol kat ettiniz. (II) Yolunuz bu yönetmenle nasıl kesişti? E)) (1) Hayatınızdaki kimi değişiklikler sonunda büyük bir heyecanla çalışma hayatına atıldınız. (II) Roller size mi teklif edilir yoksa siz mi gidip yönetmenlerden rol istersiniz? ol

LEME VE ÇIKARMA 7, ) K 10. (1) Şimdilerde seyirci, tiyatroya eskisi kadar ilgi göstermiyor yazık ki ((II) insanlar, teknolojiden yararlanarak farklı bir görsel dünya sunan sinemayı tiyatrodan daha çok tercih ediyor. (III) Ekonomik sıkıntılar yüzünden kaliteli oyunlar sergileyemeyen tiyatrolar, bir yönüyle kendi sonlarını hazırlıyor. (IV) Seyircinin ilgisini çekebilecek nitelikli oyunlar da azalıyor. (V) Bunun sonucu olarak da tiyatro, insanların gündeminden düşmeye başlıyor bugün. (VI) Buna en çok da yıllarını tiyatroya vermiş emektar tiyatro oyuncuları üzülüyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi çıka- rılırsa parçanın anlamında önemli bir değişme olmaz? A) I. B) II, C) III. ne D) IV. E) VI. da IZ

Shinsinunde nuhumulqbi hir 31. Büyük bir kedi, kuyruğuyla oynayan küçük bir kediye -ilen sormuş: "Neden kuyruğunu kovalıyorsun?" Yavru kedi eden yanıt vermiş: "Bir kedi için en önemli şeyin mutluluk, mutluluğun da kuyruğum olduğunu öğrendim. Bu nedenle onu kovalıyorum, yakaladığımda mutluluğa kavuşacağım." Bunun üzerine yaşlı kedi şöyle demiş: "Gençken ben de mutluluğun kuyruğum olduğuna -qa karar vermiştim. Ama şimdi fark ettim ki ne zaman -zimlide CONTEN kuyruğumu kovalasam benden uzaklaşıyor ne zaman kendi yoluma gitsem kuyruğum hep peşimden geli- sbreyor." -128l whispay sd s/sltum Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda veri- bapt -200 lenlerden hangisi yanlıştır? busy uloy ermet A) Benzetmelerden yararlanılmıştır. -180 inoms, s ms sblo Up,egibne B) Doğrudan anlatım cümlelerine yer verilmiştir. nebeC) Karşılaştırmalardan yararlanılmıştır. el 88 8 @ leona blabxümünd Amse siismes helleone blebs D) Neden-sonuç ifadesine yer verilmiştir. E) Söyleşmeye bağlı anlatımdan yararlanılmıştır.

in ayrılan kısma işaretleyiniz. n Kadın olaylar- tadırlar. en top- hurafe- k iste- AYINLARI 3. 1. Popüler tür filmleri yinelemelere dayanır ve ko- lay anlaşılır; soyut kavramları irdelemez, hakika- tin sorgulanmasına yer vermez. II. Bu özellikler, popüler tür filmlerini sinemanın iti- barını kazanmasından sonra bile ciddiyetle de- ğerlendirilmekten mahrum bırakmıştır. Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümlede dile getirilen durumun zamanla değiş- tiği vurgulanmaktadır. B) I. cümlede belirtilen olgunun altında yatan gerek- çe açıklanmaktadır. C) J. cümlede belirtilen durumun neden olduğu bir olumsuzluktan söz edilmektedir. D) I. cümlede belirtilen olgunun, her dönemde ge- çerli olduğu ortaya konmaktadır. E) I. cümlede ifade edilen durumla çelişen bir geliş- meden söz edilmektedir.

nisenthibnehebab evrnis: 21. Kısa ve özlü cümlelerle, anlaşılması kolay bir üslubu var ustanın. Gazetelerin fotoğraf servisinin karanlık -Bodasında, arşivinde, dizgisinde çalışarak, işi uzun etmeden, kısa yoldan kesip atma alışkanlığını oralar- Kerygtermop Christ dan kazanmış olmalı. bibilite slyö hitzel3 (A 1000 Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili aşağıdakiler- nigi den hangisi söylenemez? ce ihogob equutunu siner air ebezöxl sbianox A) Açık ve anlaşılır yazılar yazmaktadır. vnd siste nammiteel (O B) Gazeteciliğin farklı alanlarında çalışmıştır. riteimtio qu gitasy nop C) Kendine has bir anlatım biçimi ortaya koymuştur. inevib tommaxlüm ifge13 (3 olid unpob vararlanmistir. D) Kısa ve özlü bir anlatımı tercih eder. E) Mesleğinde başarılı bir kişidir. BVIOTE faya geriniz.

7 12. Sanat eseri, sanatsal değer taşıyan ürünlerdir. Sanatçı sanat eserini ortaya çıkarırken ona kendince anlamlar (ro) Yükler. Sanatçı ortaya koyduğu ürünün toplum için, in- sanlar için yararlı olup olmadığını düşünmez. Yalnızca kendi düşüncelerini ve duygularını sanat eseri yoluyla anlatmak ister. Ancak endüstriyel ürünler insanların ya- şamlarına katkıda bulunmak için yapılmış eserlerdir. Bu tür eserlerin öncelikle gerekliliği ve yararlılığı, amaca uy- gunluğu sorgulanır. Bu parçada anlatılanlardan yola çıkılarak sanat ve endüstri eserleriyle ilgili olarak, I. Endüstriyel ürünlerde estetik ögeler kesinlikle aran- maz. Türkçe II. Sanat eseri ortaya koymanın hiçbir amacı yoktur. +III. Duygu ve düşünceleri ortaya koymada sanat en et- kili araçtır. IV. Endüstriyel ürünlerde işlevsellik ön plandadır. yargılarından hangileri söylenebilir? A) Yalnız 1 B) Yalniz II D) I yell e C) Yalnız III E) Yalniz IV

LARI 3. Türkçe karşılığı olduğu hâlde yabancı sözcük kullananlar ka- dar bilerek ya da bilmeyerek bu sözcüklerin Türkçe karşılığını yanlış kullananlar da dile zarar vermektedir. Ayrıca iletişim or- ganlarındaki özensiz diziler ve yetersiz Türkçeleştirilmiş sinema filmleri yüzünden yanlış kullanımlar topluma sunulmakta ve bun- lar hızla toplum içinde yayılmaktadır: "Kafayı yemek, acayip gü- zel, dehşet güzel, kendine iyi bak, mesele nedir, umarım..., üz- günüm..., korkarım..." ile başlayan cümleler ve "banyo almak, duş almak, start almak" gibi örnekler bunlardan bazılarıdır. MI Bu parçada özellikle aşağıdakilerin hangisinden yakınılmak- tadır? Türkçe A Türkçe karşılığı olduğu hâlde yabançı sözcüklerin kullanıl- maya devam edilmesinden Yabancı sözcüğün karşılığı olarak belirlenen Türkçe sözcü- ğe farklı farklı anlamlar yüklenmesinden C) Yabancı sözcüklerin Türkçeye doğru ve özenli bir şekilde çevrilmemesinden D) İletişim organlarında yabancı sözcüklere ve bunların Türk- çedeki yanlış karşılıklarına sıkça yer verilmesinden E Yabancı sözcükler Türkçeye çevrilirken ana dildeki anlam- larının göz önünde bulundurulmamasından

S 1. Oğrencinin yararına bir şeyi ceza adı altında su- narsanız öğrenci için ödev, kesinlikle yanına bile yaklaşılmaması gereken bir kavram hâlini alır. II. Bundan sonra da öğrencilerden ödev yapmalarını bekleyemezsiniz. III. Şimdi gelin, bu durumu değerlendirelim: Ödev, 2 öğrencinin gelişmesini sağlayan en güçlü unsur- lardandır. 2. 1 V. IV. Ödül ve ceza kavramlarının birbirleriyle karıştırıl- dığı ortamlarda başarının gelmesi imkânsızdır. Mesela bir sınıf düşünelim: Öğretmen olası bir olumsuz duruma karşı öğrencilere ödev vererek ceza vereceğini söylüyor. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi sonuncu olur? (A) BY CHI DXIV EX Neyin Desindesin?