Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

7.
Mehmet Rauf'un bu sorusundan, yazılmasını istediği ro-
manların her şeyiyle kendimizi yansıtan romanlar olduğu
anlaşılıyor. Servetifünun Dönemi'nde işte böyle romanlar
yazılmaya çalışılmıştır. Bu dönemin yazarları önceleri do-
ğal olarak romantizmin etkisinde kalmışlarsa da zamanla
gerçekçiliğe yönelerek içinde yaşadıkları toplumun yaşa-
mini romana aktarmayı başarmışlardır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han-
gisi getirilirse Servetifünuncuların romantizmden re-
alizme geçme isteği dile getirilmiş olur?
A) Bütün anlatılar içinde edebiyat anlatıları, bunlar için-
de de kurmaca anlatılar sanat dünyasında nasıl bir
yere sahiptir?
B) Birer okur olarak her birimizin romanlardaki gerçeklik
ögelerini doğru tespit edebilmemiz ne kadar mümkün
olabilir?
C) Kurmaca metinlerde gerçeği aramak ne kadar doğ-
rudur ve bu eserlerde gerçek denen şey ne derece
bulunabilir?
D) Kişileri çevremizde yaşayan insanlara benzeyen,
olayları çevremizde olup bitenlerden oluşan romanlar
ne zaman yazılacak?
E) Gerçekliği metnin bütününde mi yoksa kişiler, zaman,
mekân, tasvir ve teknik ögeler gibi her bir unsurda mi
ayrı ayrı aramalıyız?
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Mehmet Rauf'un bu sorusundan, yazılmasını istediği ro- manların her şeyiyle kendimizi yansıtan romanlar olduğu anlaşılıyor. Servetifünun Dönemi'nde işte böyle romanlar yazılmaya çalışılmıştır. Bu dönemin yazarları önceleri do- ğal olarak romantizmin etkisinde kalmışlarsa da zamanla gerçekçiliğe yönelerek içinde yaşadıkları toplumun yaşa- mini romana aktarmayı başarmışlardır. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- gisi getirilirse Servetifünuncuların romantizmden re- alizme geçme isteği dile getirilmiş olur? A) Bütün anlatılar içinde edebiyat anlatıları, bunlar için- de de kurmaca anlatılar sanat dünyasında nasıl bir yere sahiptir? B) Birer okur olarak her birimizin romanlardaki gerçeklik ögelerini doğru tespit edebilmemiz ne kadar mümkün olabilir? C) Kurmaca metinlerde gerçeği aramak ne kadar doğ- rudur ve bu eserlerde gerçek denen şey ne derece bulunabilir? D) Kişileri çevremizde yaşayan insanlara benzeyen, olayları çevremizde olup bitenlerden oluşan romanlar ne zaman yazılacak? E) Gerçekliği metnin bütününde mi yoksa kişiler, zaman, mekân, tasvir ve teknik ögeler gibi her bir unsurda mi ayrı ayrı aramalıyız? C
1
-
8. İngiltere'de 9 bin yıl önce yaşamış bir insanın iskeleti üze-
rinde yapılan DNA testleri, İngilizlerin atalarının sanıldığı-
nin tersine beyaz tenli olmadığını göstermiş.
Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağı-
dakilerden hangisidir?
A) Ingiltere'de insan yaşamı en çok 9 bin yıl öncesine git-
mektedir.
B) DNA testleri sonucunda, benimsenmiş bazı bilgiler de-
ğişmektedir.
DNA testleri sadece insanlar üzerinde uygulanabilmek-
tedir..
D) Bilimsel gerçeklerle yaygın inanışlar arasında kimi za-
man çelişkiler ortaya çıkmaktadır.
E) İngilizlerin atalarının kim olduğuna dair bilgi kirliliği mey-
cuttur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1 - 8. İngiltere'de 9 bin yıl önce yaşamış bir insanın iskeleti üze- rinde yapılan DNA testleri, İngilizlerin atalarının sanıldığı- nin tersine beyaz tenli olmadığını göstermiş. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağı- dakilerden hangisidir? A) Ingiltere'de insan yaşamı en çok 9 bin yıl öncesine git- mektedir. B) DNA testleri sonucunda, benimsenmiş bazı bilgiler de- ğişmektedir. DNA testleri sadece insanlar üzerinde uygulanabilmek- tedir.. D) Bilimsel gerçeklerle yaygın inanışlar arasında kimi za- man çelişkiler ortaya çıkmaktadır. E) İngilizlerin atalarının kim olduğuna dair bilgi kirliliği mey- cuttur.
35. Haluk Perk, sanat tarihi ve arkeolojik eser
koleksiyonculuğu ile ilgilenenlerin yakından tanıdığı bir
isim. Sahaya geç sayılabilecek bir dönemde, 1980'lerin
ikinci yarısında girmiş olsa da pek çok başlıkta dünya
çapında koleksiyonlar oluşturmuş durumda. Tunç Çağı
silahlarından aydınlatma araçlarına, Neolitik Dönem'den
günümüze mühürlerden tibbi aletlere onlarca başlıkta
paha biçilmez eserler toplayan Perk, bu alanlarda
araştırmacılara kaynak teşkil edecek eserlere de imza
atıyor. 2002 yılında açılan Haluk Perk Müzesi çatısı
altında yayımlanan eser sayısı yirmiyi aşmış durumda. Üç
yeni müze projesi ve onlarca yeni yayın ise kendilerine
sıra gelmesini bekliyor.
Bu parçadan hareketle Haluk Perk'le ilgili olarak
I. Kendi alanında tanınmış, başarılı biridir.
II. Ülkemizde koleksiyonculuğun öncü ismidir.
III. Geçmişten bugüne değişik koleksiyonlar
biriktirmiştir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve III
E) II ve III
C) I ve II
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
35. Haluk Perk, sanat tarihi ve arkeolojik eser koleksiyonculuğu ile ilgilenenlerin yakından tanıdığı bir isim. Sahaya geç sayılabilecek bir dönemde, 1980'lerin ikinci yarısında girmiş olsa da pek çok başlıkta dünya çapında koleksiyonlar oluşturmuş durumda. Tunç Çağı silahlarından aydınlatma araçlarına, Neolitik Dönem'den günümüze mühürlerden tibbi aletlere onlarca başlıkta paha biçilmez eserler toplayan Perk, bu alanlarda araştırmacılara kaynak teşkil edecek eserlere de imza atıyor. 2002 yılında açılan Haluk Perk Müzesi çatısı altında yayımlanan eser sayısı yirmiyi aşmış durumda. Üç yeni müze projesi ve onlarca yeni yayın ise kendilerine sıra gelmesini bekliyor. Bu parçadan hareketle Haluk Perk'le ilgili olarak I. Kendi alanında tanınmış, başarılı biridir. II. Ülkemizde koleksiyonculuğun öncü ismidir. III. Geçmişten bugüne değişik koleksiyonlar biriktirmiştir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III E) II ve III C) I ve II
TYT/PLM / 009/22
0. Yarasalar gececi hayvanlardır. Gündüz karanlık
yerlerde, arka ayaklarının çengelleriyle baş aşağı
sarkarak dinlenirler, gece ise avlanmaya çıkarlar.
Çoğu böcekçildir; meyve, çiçek özü ile beslenenleri de
vardır. 15-20 yıl kadar yaşarlar. Çıkardıkları çok yüksek
frekanslı ses dalgalarının, etraflarındaki cisimlere çarpıp
geri dönmesi sayesinde yönlerini bulurlar. Bu sesler,
çoğunlukla insanlar tarafından duyulamaz. Bütün
yarasaların gözleri görür fakat daha çok radar sistemi
olan his organlarını kullanırlar. 200.000 frekanslı sesleri
rahatlıkla duyarlar. Hâlbuki insan, frekansı azami 20.000
olan titreşimleri ses olarak duyar. Ses-yankı sistemiyle
çalışan radarları sayesinde zifiri bir gecede, gündüz gibi
hiçbir yere çarpmadan rahatlıkla uçarlar.
ME
EVİ
Bu parçadan hareketle yarasalar ile ilgili
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) İnsanlar tarafından duyulamayan sesler sayesinde
uçabildiklerine
B) Görmekten çok, duyarak hayatlarını devam
ettirdiklerine
C) Geceleri avlandıkları için gündüzleri dinlenerek
geçirdiklerine
D) Seslerin nesnelere çarpıp dönmesi ile oluşturdukları
bir radar sistemi ile yönlerini bulduklarına
Memeliler içerisinde kanatlı ve uçabilen tek tür
olduklarına
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/PLM / 009/22 0. Yarasalar gececi hayvanlardır. Gündüz karanlık yerlerde, arka ayaklarının çengelleriyle baş aşağı sarkarak dinlenirler, gece ise avlanmaya çıkarlar. Çoğu böcekçildir; meyve, çiçek özü ile beslenenleri de vardır. 15-20 yıl kadar yaşarlar. Çıkardıkları çok yüksek frekanslı ses dalgalarının, etraflarındaki cisimlere çarpıp geri dönmesi sayesinde yönlerini bulurlar. Bu sesler, çoğunlukla insanlar tarafından duyulamaz. Bütün yarasaların gözleri görür fakat daha çok radar sistemi olan his organlarını kullanırlar. 200.000 frekanslı sesleri rahatlıkla duyarlar. Hâlbuki insan, frekansı azami 20.000 olan titreşimleri ses olarak duyar. Ses-yankı sistemiyle çalışan radarları sayesinde zifiri bir gecede, gündüz gibi hiçbir yere çarpmadan rahatlıkla uçarlar. ME EVİ Bu parçadan hareketle yarasalar ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) İnsanlar tarafından duyulamayan sesler sayesinde uçabildiklerine B) Görmekten çok, duyarak hayatlarını devam ettirdiklerine C) Geceleri avlandıkları için gündüzleri dinlenerek geçirdiklerine D) Seslerin nesnelere çarpıp dönmesi ile oluşturdukları bir radar sistemi ile yönlerini bulduklarına Memeliler içerisinde kanatlı ve uçabilen tek tür olduklarına
32. Avrupa'nın devasa bütçeli yapımlarını aratmayan
bir sette çekildi Ulak. Çağan Irmak'ın gelecek
sezonun gişe hitlerinden biri olmaya aday olan film,
Kemerburgaz yakınlarında özel olarak oluşturu-
lan bir köyde çekiliyor. Anadolu'nun çeşitli kadim
uygarlıklarının bir karması diye tanımlanabilecek,
gerçekte var olmayan bir kültüre ait köy, şaşılası
bir inandırıcılıkla kurulmuş. Her şeyle bizzat ilgile-
nen Çağan Irmak: “İlk kez bir filmden önce kendi
ön sözümü açıklamıyorum; izleyici kendi algılasın
istiyorum." diyor.
Bu parçada sözü edilen film ile ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Harcanan para bakımından Avrupa'nın yüksek
bütçeli filmlerinden farkı olmadığına
B) Gösterime girmeden olumlu öngörülerde bulu-
nulduğuna
C) Çekim için gerçeklikle bağı kopmamış, hayali
bir köy kurulduğuna
D) Sette Anadolu'da daha önce kurulmuş uygarlık-
ların bir sentezinin yapıldığına
E) Kapalı anlatımı nedeniyle her seyircinin farklı
anlamlar çıkarabileceğine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
32. Avrupa'nın devasa bütçeli yapımlarını aratmayan bir sette çekildi Ulak. Çağan Irmak'ın gelecek sezonun gişe hitlerinden biri olmaya aday olan film, Kemerburgaz yakınlarında özel olarak oluşturu- lan bir köyde çekiliyor. Anadolu'nun çeşitli kadim uygarlıklarının bir karması diye tanımlanabilecek, gerçekte var olmayan bir kültüre ait köy, şaşılası bir inandırıcılıkla kurulmuş. Her şeyle bizzat ilgile- nen Çağan Irmak: “İlk kez bir filmden önce kendi ön sözümü açıklamıyorum; izleyici kendi algılasın istiyorum." diyor. Bu parçada sözü edilen film ile ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Harcanan para bakımından Avrupa'nın yüksek bütçeli filmlerinden farkı olmadığına B) Gösterime girmeden olumlu öngörülerde bulu- nulduğuna C) Çekim için gerçeklikle bağı kopmamış, hayali bir köy kurulduğuna D) Sette Anadolu'da daha önce kurulmuş uygarlık- ların bir sentezinin yapıldığına E) Kapalı anlatımı nedeniyle her seyircinin farklı anlamlar çıkarabileceğine
2.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı
parantez () içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır?
A) I
B) II
DENEME-3
C) II
Bir geleneğin, bir birikimin temel taşları olan Türk edebiya-
tinin kıymetli eser ve yazarları, her geçen gün daha çok unu-
tuluyor. (I) Yeni yazar ve okurlar, bırakın bu eserleri okuma-
yı, çoğu kez isimlerini bile duymamış oluyorlar. (II) Özellik-
le de tür olarak öykü, bu unutulanlar listesinde ilk sırada der-
sek yanlış bir şey söylememiş oluruz sanırım. (III) Yazarla-
rin "Bütün Eserleri" başlığı altında tek bir cilde ya da en faz-
la iki cilt kitap arasına sıkışıp kalmış eserlerini sadece çok
meraklı olan okurlarla akademik çalışma yapanlar tozlu raf-
lardan alıp okuyorlar. (IV) Diğer türlü, tekrar baskıları bile
epeyce uzun aralıklarla yapılan bu eserler, yeni nesil oku-
run gündemine girme şansı maalesef bulamıyor. (V) Şans
eseri bu eser ve yazarlarla karşılaşanlar ise bu yapıtlara ön
yargı ile yaklaşıyorlar. (VI)
B) II
D) IV
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine "Çünkü
hiç kimsenin okumadığı, bilmediği ve hacimleriyle göz kor-
kutan bu eserleri okumanın zaman kaybı olacağını düşünü-
yorlar." cümlesi getirilmelidir?
A) VI
(C) V
E) V
D) I
1
E) III
1
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez () içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır? A) I B) II DENEME-3 C) II Bir geleneğin, bir birikimin temel taşları olan Türk edebiya- tinin kıymetli eser ve yazarları, her geçen gün daha çok unu- tuluyor. (I) Yeni yazar ve okurlar, bırakın bu eserleri okuma- yı, çoğu kez isimlerini bile duymamış oluyorlar. (II) Özellik- le de tür olarak öykü, bu unutulanlar listesinde ilk sırada der- sek yanlış bir şey söylememiş oluruz sanırım. (III) Yazarla- rin "Bütün Eserleri" başlığı altında tek bir cilde ya da en faz- la iki cilt kitap arasına sıkışıp kalmış eserlerini sadece çok meraklı olan okurlarla akademik çalışma yapanlar tozlu raf- lardan alıp okuyorlar. (IV) Diğer türlü, tekrar baskıları bile epeyce uzun aralıklarla yapılan bu eserler, yeni nesil oku- run gündemine girme şansı maalesef bulamıyor. (V) Şans eseri bu eser ve yazarlarla karşılaşanlar ise bu yapıtlara ön yargı ile yaklaşıyorlar. (VI) B) II D) IV Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine "Çünkü hiç kimsenin okumadığı, bilmediği ve hacimleriyle göz kor- kutan bu eserleri okumanın zaman kaybı olacağını düşünü- yorlar." cümlesi getirilmelidir? A) VI (C) V E) V D) I 1 E) III 1
Cuklar, lutfen biraz sessiz olun!"
E Ögeleri arasında virgul bulunan sıralı cümleleri birbirin-
den ayırmak için noktali virgül konur.
Yazarlardan Yusuf Atılgan, Oğuz Atay ve Füruzan'ın; şa-
irlerden de Ahmet Telli, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın yapıtla-
n baş ucu kitaplarımdır.
23. Türkiye'de müziğe idealist bir şekilde bakıyorsanız bu idea-
in maddi anlamda bir geri dönüşü çoğu zaman olmaz. Ni-
tekim bu müzisyen de tüm müzik serüveni boyunca bu du-
rumun sıkıntısını çekmiştir. Ancak o, bu durumdan hiç şikâ-
yet etmemiş; samimiyetsiz bir müzik üretmek yerine, inan-
dığı ve beğendiği şarkıların peşine düşmüş; akıntıya kürek
çekmeyi göze almıştır. Gerektiğinde gitar dersi vermiş, ki-
tap çevirmiş ama müziğini basitleştirmemiş, samimiyetinin
kaybolmasına izin vermemiştir. Bugün Türkiye pop müzik
tarihinin mihenk taşlarından biri olan "Benimle Oynar misin"
albümü ilk yayımlandığı dönemde bugün için komik görü-
necek bir satış rakamı yakalamış. Buna rağmen o, çizgisini
bozmadan ve ana akım içerisinde olmadan az ama nitelikli
bir kitleye müzik yapmıştır. Müziğe olan saygısı ve idealist
duruşu sebebiyle, Türkiye'nin bütün kalburüstü müzisyen-
leri onun albümlerinde gönüllü olarak yer almışlar, konser-
lerinde çalmışlar.
Bu parçada sözü edilen müzisyenle ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisi söylenemez?
(A) Müziğin farkir dallarında başarıkazanmıştık
B) Eserleri piyasaya çıktığı dönemde ticari açıdan başarı
kazanamamıştır.
Müzik dünyasında saygın bir yeri vardır
D) Eserlerinin niteliğinden ödün vermemiştir
Sinirli bir kitleye-ulaşmıştır.
DENEME-3
6
25.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Cuklar, lutfen biraz sessiz olun!" E Ögeleri arasında virgul bulunan sıralı cümleleri birbirin- den ayırmak için noktali virgül konur. Yazarlardan Yusuf Atılgan, Oğuz Atay ve Füruzan'ın; şa- irlerden de Ahmet Telli, Ümit Yaşar Oğuzcan'ın yapıtla- n baş ucu kitaplarımdır. 23. Türkiye'de müziğe idealist bir şekilde bakıyorsanız bu idea- in maddi anlamda bir geri dönüşü çoğu zaman olmaz. Ni- tekim bu müzisyen de tüm müzik serüveni boyunca bu du- rumun sıkıntısını çekmiştir. Ancak o, bu durumdan hiç şikâ- yet etmemiş; samimiyetsiz bir müzik üretmek yerine, inan- dığı ve beğendiği şarkıların peşine düşmüş; akıntıya kürek çekmeyi göze almıştır. Gerektiğinde gitar dersi vermiş, ki- tap çevirmiş ama müziğini basitleştirmemiş, samimiyetinin kaybolmasına izin vermemiştir. Bugün Türkiye pop müzik tarihinin mihenk taşlarından biri olan "Benimle Oynar misin" albümü ilk yayımlandığı dönemde bugün için komik görü- necek bir satış rakamı yakalamış. Buna rağmen o, çizgisini bozmadan ve ana akım içerisinde olmadan az ama nitelikli bir kitleye müzik yapmıştır. Müziğe olan saygısı ve idealist duruşu sebebiyle, Türkiye'nin bütün kalburüstü müzisyen- leri onun albümlerinde gönüllü olarak yer almışlar, konser- lerinde çalmışlar. Bu parçada sözü edilen müzisyenle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? (A) Müziğin farkir dallarında başarıkazanmıştık B) Eserleri piyasaya çıktığı dönemde ticari açıdan başarı kazanamamıştır. Müzik dünyasında saygın bir yeri vardır D) Eserlerinin niteliğinden ödün vermemiştir Sinirli bir kitleye-ulaşmıştır. DENEME-3 6 25.
3.
(1) Yazarken kitapları bir yana bırakır, aklımdan çıkarırım;
kendi gidişimi aksatırlar diye. (H) istesem de istemesem de
ilginç bir ruh hâli sarar beni. () Hani bir ressam varmış,
kötü horoz resimleri yapar ve uşaklarına, dükkâna hiç can-
li horoz sokmamalarını sıkı sıkı tembih edermiş; ben de öy-
le. (IV) Hatta çalgıcı Antigenides'in bulduğu çare benim da-
ha işime gelirdi. (V) Bir şey çalacağı zaman, kendinden ön-
ce ve sonra halka doyasıya kötü şarkılar dinletirmiş.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen numaralanmış cüm-
lelerin hangisinde verilmiştir?
C) III
A)
BL
D) M
ENK
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. (1) Yazarken kitapları bir yana bırakır, aklımdan çıkarırım; kendi gidişimi aksatırlar diye. (H) istesem de istemesem de ilginç bir ruh hâli sarar beni. () Hani bir ressam varmış, kötü horoz resimleri yapar ve uşaklarına, dükkâna hiç can- li horoz sokmamalarını sıkı sıkı tembih edermiş; ben de öy- le. (IV) Hatta çalgıcı Antigenides'in bulduğu çare benim da- ha işime gelirdi. (V) Bir şey çalacağı zaman, kendinden ön- ce ve sonra halka doyasıya kötü şarkılar dinletirmiş. Bu parçada asıl anlatılmak istenen numaralanmış cüm- lelerin hangisinde verilmiştir? C) III A) BL D) M ENK
27. NASA uzmanları, Ay yüzeyinde kimyasal yollarla su, bile-
şenleri üretmenin formülünü keşfetti. NASA'dan yapılan
açıklamada, araştırmacıların "Güneş rüzgârı" adı verilen,
uzay boşluğundaki elektron yüklü parçacık akışının Ay'a
belirli bir hızda ulaşması hâlinde, su bileşeni elementlerin
tutunmasına elverişli ortam sağladığı belirtildi. NASA uz-
manları geliştirdikleri bilgisayar simülasyonunda, Güneş
rüzgârının Ay yüzeyine taşıdığı proton parçacıklarının elek-
tronlarla etkileşime girmesiyle hidrojen atomları üreteceği-
ni, bu atomların da daha sonra yüzey boyunca ilerleyerek
"regolit" denilen Ay toprağındaki silis ve diğer moleküllere
bağlı oksijen atomlarına tutunabileceğini kanıtladı. Uzman-
lar, çarpma hızının yarattığı kimyasal tepkimeyle birbirine
tutunan hidrojen ve oksijen moleküllerinin, suyun temel bi-
leşeni olan hidroksili ya da H₂O'yu üreteceğini belirtti.
Bu parçanın yazılış amacı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Regolit maddesinin önemini vurgulamak
B) Ay'da su bileşenleri üretilebileceğini açıklamak
C) NASA'nın teknolojik altyapısını kanıtlamak
D) Uzmanların farklı görüşleri olduğunu göstermek
E) Kimyasal olayların Dünya'ya etkisini belirtmek
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
27. NASA uzmanları, Ay yüzeyinde kimyasal yollarla su, bile- şenleri üretmenin formülünü keşfetti. NASA'dan yapılan açıklamada, araştırmacıların "Güneş rüzgârı" adı verilen, uzay boşluğundaki elektron yüklü parçacık akışının Ay'a belirli bir hızda ulaşması hâlinde, su bileşeni elementlerin tutunmasına elverişli ortam sağladığı belirtildi. NASA uz- manları geliştirdikleri bilgisayar simülasyonunda, Güneş rüzgârının Ay yüzeyine taşıdığı proton parçacıklarının elek- tronlarla etkileşime girmesiyle hidrojen atomları üreteceği- ni, bu atomların da daha sonra yüzey boyunca ilerleyerek "regolit" denilen Ay toprağındaki silis ve diğer moleküllere bağlı oksijen atomlarına tutunabileceğini kanıtladı. Uzman- lar, çarpma hızının yarattığı kimyasal tepkimeyle birbirine tutunan hidrojen ve oksijen moleküllerinin, suyun temel bi- leşeni olan hidroksili ya da H₂O'yu üreteceğini belirtti. Bu parçanın yazılış amacı aşağıdakilerden hangisidir? A) Regolit maddesinin önemini vurgulamak B) Ay'da su bileşenleri üretilebileceğini açıklamak C) NASA'nın teknolojik altyapısını kanıtlamak D) Uzmanların farklı görüşleri olduğunu göstermek E) Kimyasal olayların Dünya'ya etkisini belirtmek
rla-
uz
de
ri
2
da çalışması
İdeal bir yaşam meydana getirmeye dair düşüncesi
C) Ortaya koyduğu prensibiyle günümüzdeki çalışmala-
ra bile kaynaklık etmesi
D) Kendi kendini eğitebilecek bir donanıma sahip olması
E) Çalışmalarını tartışmaların uzağında sürdürmesi
35. Bütün “edebî” yeterliliğine rağmen bu kitabın gücü oradan
gelmiyor ya da sadece oradan gelmiyor. Kendi sözel biri-
kimlerine, sözcüklerine, cümlelerine, paragraflarına kadar
hâkim kaç sanatçı vardır ki? Bu kitabı okurken sözcükle-
rin ve cümlelerin bir geçmişi olduğunu hissediyor insan.
Bu parçada kitap yazarının hangi yönü önemsenmiş-
tir?
A) Sözcükleri seçerken çok titiz davranması
B) Üslubunu etkili ve başarılı bir şekilde oluşturması
C) Eserin edebi yönünü her şeyin üstünde tutması
D Eserini oluştururken anılarından faydalanması
E Eserinde yaşanmışlık hissini gözler önüne sermesi
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
rla- uz de ri 2 da çalışması İdeal bir yaşam meydana getirmeye dair düşüncesi C) Ortaya koyduğu prensibiyle günümüzdeki çalışmala- ra bile kaynaklık etmesi D) Kendi kendini eğitebilecek bir donanıma sahip olması E) Çalışmalarını tartışmaların uzağında sürdürmesi 35. Bütün “edebî” yeterliliğine rağmen bu kitabın gücü oradan gelmiyor ya da sadece oradan gelmiyor. Kendi sözel biri- kimlerine, sözcüklerine, cümlelerine, paragraflarına kadar hâkim kaç sanatçı vardır ki? Bu kitabı okurken sözcükle- rin ve cümlelerin bir geçmişi olduğunu hissediyor insan. Bu parçada kitap yazarının hangi yönü önemsenmiş- tir? A) Sözcükleri seçerken çok titiz davranması B) Üslubunu etkili ve başarılı bir şekilde oluşturması C) Eserin edebi yönünü her şeyin üstünde tutması D Eserini oluştururken anılarından faydalanması E Eserinde yaşanmışlık hissini gözler önüne sermesi Diğer sayfaya geçiniz.
Sinavi Ce
B
9.
Divan şiirinde anlam ve kavramlar bir beyitte ta-
mamlandığı için şair her beyte iki uyak bulmak zo-
runda olduğundan, mesnevi en kolay nazım biçimi
sayılır. Bu nedenle kısa konularda nazım biçimi
olarak mesneviye fazla ilgi gösterilmemiştir. Divan-
larda, kısa mesnevi biçimiyle yazılmış şiirlere pek
az rastlanır. Örneğin Baki, Nef'i, Nedim ve Naili
mesnevi şeklini hiç kullanmamışlardır. Kimi divan
şairleri öteki nazım biçimlerinin yanında mesnevi
biçimini de kullanmışlardır: Şeyhi, Fuzuli, Nabi,
Şeyh Galip gibi.
Bu parçadan yola çıkılarak;
1. Divan edebiyatının tüm şairlerinin mesnevi na-
zım biçimi kullandığı,
II. Uzun anlatımlarda mesnevi nazım biçiminin
tercih edildiği,
B
A) Yalnız I B) Yalnız II
D) I ve II
III. Divan edebiyatında mesnevi nazım biçimini
kullanan şairlerin başka nazım biçimini kullan-
mayı tercih etmekten uzak olduğu
yargılarından hangileri söylenebilir?
C) Yalnız III
E) II ve III
11. Fuzuli, ü
ismidir. Şiirle
natçı, divan-
ve bu duyg
mıştır.
Bu parça
het getirilme
A) rinda
B) hike
C) şub
Das
E) y
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Sinavi Ce B 9. Divan şiirinde anlam ve kavramlar bir beyitte ta- mamlandığı için şair her beyte iki uyak bulmak zo- runda olduğundan, mesnevi en kolay nazım biçimi sayılır. Bu nedenle kısa konularda nazım biçimi olarak mesneviye fazla ilgi gösterilmemiştir. Divan- larda, kısa mesnevi biçimiyle yazılmış şiirlere pek az rastlanır. Örneğin Baki, Nef'i, Nedim ve Naili mesnevi şeklini hiç kullanmamışlardır. Kimi divan şairleri öteki nazım biçimlerinin yanında mesnevi biçimini de kullanmışlardır: Şeyhi, Fuzuli, Nabi, Şeyh Galip gibi. Bu parçadan yola çıkılarak; 1. Divan edebiyatının tüm şairlerinin mesnevi na- zım biçimi kullandığı, II. Uzun anlatımlarda mesnevi nazım biçiminin tercih edildiği, B A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II III. Divan edebiyatında mesnevi nazım biçimini kullanan şairlerin başka nazım biçimini kullan- mayı tercih etmekten uzak olduğu yargılarından hangileri söylenebilir? C) Yalnız III E) II ve III 11. Fuzuli, ü ismidir. Şiirle natçı, divan- ve bu duyg mıştır. Bu parça het getirilme A) rinda B) hike C) şub Das E) y
17. Eskiler "Yazılanlar kadar yazan da önemlidir." demişler.
Bazılarına bakıyorum, bir çırpıda koca bir roman yazıyor.
Bense bir hikaye için bazen aylarca uğraşıyorum. Kağıt-
lara adeta yüreğimi koyuyorum. Benden bir parça kopup
gidiyor sanki. Sonra dönüp bakıyorum, yazdıklarıma ben
de şaşıyorum. Bunları bilmediğim bir mekanda, bilmedi-
ğim bir zamanda yazmışım gibi geliyor.
Bu parçada konuşan kişi aşağıdakilerden hangisin-
den yakınmaktadır?
A) Romanda kalıcılığın sağlanması için uzun zaman ge-
rektiğinden
B Bazı kişilerin yapıtlarını oluştururken özensiz davran-
malarından
C) Yazmak için yazmak yerine okunmak için yazmak
gerektiğinden
D) Farklı mekanlarda yazmanın okuru daha çok etkile-
diğinden
E) Yazarların kendi yapıtlarındaki hataları göremedikle-
rinden
p
liderplus
30
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
17. Eskiler "Yazılanlar kadar yazan da önemlidir." demişler. Bazılarına bakıyorum, bir çırpıda koca bir roman yazıyor. Bense bir hikaye için bazen aylarca uğraşıyorum. Kağıt- lara adeta yüreğimi koyuyorum. Benden bir parça kopup gidiyor sanki. Sonra dönüp bakıyorum, yazdıklarıma ben de şaşıyorum. Bunları bilmediğim bir mekanda, bilmedi- ğim bir zamanda yazmışım gibi geliyor. Bu parçada konuşan kişi aşağıdakilerden hangisin- den yakınmaktadır? A) Romanda kalıcılığın sağlanması için uzun zaman ge- rektiğinden B Bazı kişilerin yapıtlarını oluştururken özensiz davran- malarından C) Yazmak için yazmak yerine okunmak için yazmak gerektiğinden D) Farklı mekanlarda yazmanın okuru daha çok etkile- diğinden E) Yazarların kendi yapıtlarındaki hataları göremedikle- rinden p liderplus 30
kolay-
karşı-
wayım-
klamı"
sikliği,
n. Her
a girip
çıkan
y ka-
sında
liyor.
mii tu-
Si da
ürüst
azarı
rum.
dala-
netni
li bir
mak
kûm
Z.
ilir?
kin-
ebil-
ğu,
etir-
ine
ine
m-
le.
LOA
21. Beyaz tokalı lacivert terlikler girişin hemen yanına
özenle bırakılmıştı, sabah çıkmış da akşam mutlaka
eve dönecekmiş gibi. Aslında öyle de çıkmıştı evden.
"Ben ne ateşleri ne öksürükleri defettim, ballı limonlu
sıcak suyumu içer, ayağa kalkarım ama bırakmıyor-
sunuz ki." demişti. "İki güne torun gelecek, cevizli ku-
rabiyelerden yapacağım, gideyim de çabuk iyileşeyim
madem." diye de eklemişti kendi kendini ikna etmek
için. 35 numaraydı terlikler, öyle her dükkânda bulun-
mazdı da bu şimdi niye aklına geliyordu? İlk defa çıt
çıkmıyordu içeride. Ne kaynayan tencere tıkırtısı ne
televizyondan gelen müzik sesi ne de panjurların sağı-
na soluna yuva yapmaya çalışan sığırcıkların çıtırtısı.
Onca tatlı sesin arasında kendini duyurmayı başaran
saat bile susmuştu. Elektrik düğmesinin çıt sesine
minnet duydu. Hızlıca koşup bütün düğmelere bastı.
Kendi ayak seslerini ve tüm o düğmelerin çıt çıtlarını
dinledi. Bütün ışıklar yanınca sesler tükendi. Ev yine
sessizliğe büründü.
k
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangis
yoktur?
A) Betimleme
B) Duyular arası aktarma
C) Öyküleme
D) Deyim
E) Abartma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
kolay- karşı- wayım- klamı" sikliği, n. Her a girip çıkan y ka- sında liyor. mii tu- Si da ürüst azarı rum. dala- netni li bir mak kûm Z. ilir? kin- ebil- ğu, etir- ine ine m- le. LOA 21. Beyaz tokalı lacivert terlikler girişin hemen yanına özenle bırakılmıştı, sabah çıkmış da akşam mutlaka eve dönecekmiş gibi. Aslında öyle de çıkmıştı evden. "Ben ne ateşleri ne öksürükleri defettim, ballı limonlu sıcak suyumu içer, ayağa kalkarım ama bırakmıyor- sunuz ki." demişti. "İki güne torun gelecek, cevizli ku- rabiyelerden yapacağım, gideyim de çabuk iyileşeyim madem." diye de eklemişti kendi kendini ikna etmek için. 35 numaraydı terlikler, öyle her dükkânda bulun- mazdı da bu şimdi niye aklına geliyordu? İlk defa çıt çıkmıyordu içeride. Ne kaynayan tencere tıkırtısı ne televizyondan gelen müzik sesi ne de panjurların sağı- na soluna yuva yapmaya çalışan sığırcıkların çıtırtısı. Onca tatlı sesin arasında kendini duyurmayı başaran saat bile susmuştu. Elektrik düğmesinin çıt sesine minnet duydu. Hızlıca koşup bütün düğmelere bastı. Kendi ayak seslerini ve tüm o düğmelerin çıt çıtlarını dinledi. Bütün ışıklar yanınca sesler tükendi. Ev yine sessizliğe büründü. k Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangis yoktur? A) Betimleme B) Duyular arası aktarma C) Öyküleme D) Deyim E) Abartma
CAP
32. Edebiyat belli bir ideolojinin aktarılmasının vasıtası ola-
rak görülmüş kimi yazarlarca. Benim için edebiyat bir
amaç, asla bir araç değil. Bu nedenle okurun düşün-
cesi üzerinde bir hâkimiyet kurma gayem yok. Okuru
olduğu yerden başka bir yere taşımayı, hür iradesine
müdahale edip okuru cendereye sokmayı, onu sıkıştı-
rip hakikat bildiğinin yanlış olduğunu yüzüne çarpmayı
hedeflemiyorum.
Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir
yazarın düşüncesi olabilir?
A) Ben sadece duygulandığım, etkilendiğim, dikkatimi
çekmiş bir konuyu anlatma işini üstlenirim.
B) Sadece benim için doğru olanı değil, herkesin doğ-
ru bildiğini roman kişilerimle yansıtırım.
C) Bir toplumun zor zamanlarda birlikte hareket etme-
lerinin gereğini elimden geldiğince sezdirmeye çalı-
şırım.
D) Yazdıklarım, insanlığın gördüğü zulüm karşısında
aymazlığına katlanamadığım yazarlara da bir me-
sajdır aslında.
E) Özellikle çocuklar için yazdığım öykülerde doğanın
ne kadar önemli olduğunu anlatan bir motife mutla-
ka yer veririm.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
CAP 32. Edebiyat belli bir ideolojinin aktarılmasının vasıtası ola- rak görülmüş kimi yazarlarca. Benim için edebiyat bir amaç, asla bir araç değil. Bu nedenle okurun düşün- cesi üzerinde bir hâkimiyet kurma gayem yok. Okuru olduğu yerden başka bir yere taşımayı, hür iradesine müdahale edip okuru cendereye sokmayı, onu sıkıştı- rip hakikat bildiğinin yanlış olduğunu yüzüne çarpmayı hedeflemiyorum. Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir yazarın düşüncesi olabilir? A) Ben sadece duygulandığım, etkilendiğim, dikkatimi çekmiş bir konuyu anlatma işini üstlenirim. B) Sadece benim için doğru olanı değil, herkesin doğ- ru bildiğini roman kişilerimle yansıtırım. C) Bir toplumun zor zamanlarda birlikte hareket etme- lerinin gereğini elimden geldiğince sezdirmeye çalı- şırım. D) Yazdıklarım, insanlığın gördüğü zulüm karşısında aymazlığına katlanamadığım yazarlara da bir me- sajdır aslında. E) Özellikle çocuklar için yazdığım öykülerde doğanın ne kadar önemli olduğunu anlatan bir motife mutla- ka yer veririm.
25. Bir veri bilgisayara kaydedildikten sonra onun üzerinde di-
ğer işlemleri yapmak, genellikle çok kolaydır. Örneğin, nüfus
sayım verileri bilgisayar ortamına aktarıldıktan sonra, verile-
rin üzerinde istenen her türlü analizi kolaylıkla ve kısa süre
içinde gerçekleştirebiliriz. Ancak milyonlarca kişi hakkında-
ki verilerin bilgisayara aktarılması zaman alıcı ve zor bir iştir.
Eğer optik formlar olmasaydı her birinizin cevap kâğıtların-
daki her kodlamanın, özel görevliler tarafından bilgisayara
girilmesi gerekecekti. Günümüzde, bazı özel durumlar için
kullanışlı veri giriş araçları geliştirilmiştir. Örneğin, bir süper-
market kasasındaki barkod okuyucular birer veri giriş aracı-
dır ve satın aldığınız malı anında süpermarketin bilgisayarı-
na kaydeder.
Bu parçanın bütününde aşağıdakilerin hangisinden söz
edilmektedir?
A) Verilerinin kaydedilme zorluğu ve bu zorluğu aşma yön-
temlerinden
B) Kaydedilen veriler üzerinden yapılan analizlerin her za-
man sağlıklı gerçekleştiğinden
C) Kaydedilecek verilerin büyüklüğünün korunmaları adı-
na zorluk oluşturduğundan
D) Optik form kullanımının veri kaydı için en kolay yol oldu-
ğundan
E) Ekonomik verilerin kaydedilme sürecinin daha kolay ol-
duğundan
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
25. Bir veri bilgisayara kaydedildikten sonra onun üzerinde di- ğer işlemleri yapmak, genellikle çok kolaydır. Örneğin, nüfus sayım verileri bilgisayar ortamına aktarıldıktan sonra, verile- rin üzerinde istenen her türlü analizi kolaylıkla ve kısa süre içinde gerçekleştirebiliriz. Ancak milyonlarca kişi hakkında- ki verilerin bilgisayara aktarılması zaman alıcı ve zor bir iştir. Eğer optik formlar olmasaydı her birinizin cevap kâğıtların- daki her kodlamanın, özel görevliler tarafından bilgisayara girilmesi gerekecekti. Günümüzde, bazı özel durumlar için kullanışlı veri giriş araçları geliştirilmiştir. Örneğin, bir süper- market kasasındaki barkod okuyucular birer veri giriş aracı- dır ve satın aldığınız malı anında süpermarketin bilgisayarı- na kaydeder. Bu parçanın bütününde aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir? A) Verilerinin kaydedilme zorluğu ve bu zorluğu aşma yön- temlerinden B) Kaydedilen veriler üzerinden yapılan analizlerin her za- man sağlıklı gerçekleştiğinden C) Kaydedilecek verilerin büyüklüğünün korunmaları adı- na zorluk oluşturduğundan D) Optik form kullanımının veri kaydı için en kolay yol oldu- ğundan E) Ekonomik verilerin kaydedilme sürecinin daha kolay ol- duğundan
12. Dilin günlük yaşamdaki kullanımından uzağa
düşen ürünler daha çok şiir alanında görül.
mektedir. Öyle ki şairler arasında ortak dille
şiir yazılamayacağına inananlar bile vardır. Kimi
şairler zaman zaman sözcüklerin seçimi, bir
araya getirilişi, seslerin uyumu konusunda çok
aşırı davranabiliyorlar. Nitekim bu yolda coşup
şiirde bulunması gereken özellikleri taşımayan
şiirler yazanlar olmuştur. Ama şunu unutmamak
gerekir: Şiirde biçimsel başarının anahtarı, kulla-
nılan malzemeden çok onun işçiliğidir.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisi üzerinde
durulmuştur?
A) Dilin toplumsal yaşamdaki önemi
B) Şiirde öz ve biçim uyumu
C) Şiirin günlük yaşamla ilişkisi
D) Şiir dilinin düz yazı dilinden farklılığı
E) Şiirde dili kullanmanın önemi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12. Dilin günlük yaşamdaki kullanımından uzağa düşen ürünler daha çok şiir alanında görül. mektedir. Öyle ki şairler arasında ortak dille şiir yazılamayacağına inananlar bile vardır. Kimi şairler zaman zaman sözcüklerin seçimi, bir araya getirilişi, seslerin uyumu konusunda çok aşırı davranabiliyorlar. Nitekim bu yolda coşup şiirde bulunması gereken özellikleri taşımayan şiirler yazanlar olmuştur. Ama şunu unutmamak gerekir: Şiirde biçimsel başarının anahtarı, kulla- nılan malzemeden çok onun işçiliğidir. Bu parçada aşağıdakilerin hangisi üzerinde durulmuştur? A) Dilin toplumsal yaşamdaki önemi B) Şiirde öz ve biçim uyumu C) Şiirin günlük yaşamla ilişkisi D) Şiir dilinin düz yazı dilinden farklılığı E) Şiirde dili kullanmanın önemi