Anlatım Biçimleri Soruları

19-20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Göbeklitepe'de bilinen en eski ve anıtsal mimari yapılar ortaya çıkarıldı. Yapılarla birlikte onları ortaya çıkaran, inşa eden avci - toplayıcı grupların sıra dışı hikâyesi de ortaya çıktı. Görünen o ki Göbeklitepe'de binlerce yıl önce bu insanlar ortak bir amaç için bir araya gelmiş, inşaat için örgütlenmiş, soyut ve teknik düşünerek hayranlık uyandıran özgün bir mimari ve sembol dili ortaya koymuş. Bu hikâyenin en can alıcı noktası, modern yerleşik yaşam tarzımızın burada başladığını görmemiz. Göbeklitepe üretime ve yerleşik yaşama geçişin yaşandığı büyük dönüşümün kalbinde yer alıyor ve bu hâliyle medeniyetimiz için kilometre tası. Avcıların burada kalabalıklar hâlinde bir araya gelmeleri insanlığın kaderini değiştirdi, 19. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi "Göbeklitepe'nin bir özelliği değildir? A) Çağdaş bir aradalığın başladığı yer olması B) Bilihen en kadim dinî yapılar özelliği göstermesi x C) Inşa edilmesinde avcı - toplayıcıların katkısının olmasil D) Bir araya gelen insanların ortak bir gayesinin olmast E) Ortaya konan mimari yapının benzerinin olmaması 20. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçadaki altı çizili söz öbekleriyle anlamca aynı doğrultudadır? A) Mhenk taşıl B) Akil kâri Lokomotif olma DV Can evi E) Kilit nokta

6) Coğrafi keşiflerle birlikte gerçekleşen sömürgecilik faaliyet leri sırasında İspanyolları, yerliler karşısında farklı ve üstün kılan özelliklerden biri de, şövalye romanlarına tutkulu yaklaşımlarıdır. Bu romanlar, gerek yeni kitaya çok uygun düşen büyülü ve efsanevi nitelikleriyle gerekse ölümüne savaş ve buna bağlı bir şeref anlayışına yaptıkları gönder- melerle, sömürgeci mantığı etkilemiş ve beslemiştir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? E A) Şövalye romanlarında, ölümüne savaşmanın şerefli bir davranış olarak yüceltildiği B) Şövalye romanlarının sömüren-sömürülen ilişkisinin uzağında okunması gerektiği C) Sömürgecilik faaliyetlerinin şövalye romanlarının içe- riğini belirlediği D) Sömürülen toplumların gizemli ritüellerinin şövalye romanlarında karşılık bulduğu E) Sömürgeci kimliğin inşasında şövalye romanlarının pay sahibi olduğu

2017 İLKBAHAR 2017 İLKBAHAR 22. Batı Avrupa'nın Ren Vadisi'nde açılıyor. Ren Ne kivimli bölümi satolar XII. yü biri de hiç jeopolitik, niş döne- an ikinci Uçler ola- a Birleşik idir. Yak- bir nük- m; günü- Kendisine n biridir. aşağıda savunma amal yapıların içinde Çağ'dan kalm küçük müzele li yapılarda k 24 interneti etkili kullanıyor olsaydım ben de indirimli uçak bileti ve otel rezervasyonu yolu ile daha ekono- Fnik geziler yapabilirdim. Bunu yapamayınca bir tur satın alıp onun otel ve uçak imkânlarını kullanmak ama gittiğin yerde tur programından bağımsız do- laşmak bana uygun geliyor. Bu kez de aynı niyetle Balkanlar'a düzenlenen bir tur programına katıldım. Ne var ki bu gezi, pazarlama kaygısıyla şişirilmiş programı nedeniyle katilimcilara-nefes alacak vakit bırakmıyordu. Hatta yarım gün yol gidip ulaştığımız Arnavutluk'un başkenti Tiran'da hiçbir şey görmeden sadece öğle yemeği yiyip sonrasında yine yollara düştük. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yazarın interneti kullanamadığı için gezi turlar- na mahkum olduğu B) Yazarın otel ve ulaşım kolaylığından dolayı gezi turlarına katıldığı c) Daha çok rağbet görmesi için turlara gereksiz ay- Antilar eklendiği D) Yazarin Balkanlar gezisinde planladığı gibi hare- ket edemediği Balkanlarda gezilecek yerlerin diğer bölgelere hissedebilirsi Bu parçada ğıdakilerder A) Coğrafi B) Fiziksel C) Kullanın Stirmalar- Sine daki mu- dönem D) Yapım Inşa ed Sen diya- mildiğine pen her-Y A R in günü- 23.-24. 1 göre daha çok olduğu Y A Don Kiş ve psika liğinde me kon Ispanya arkada N E manlarıy. bir sis önce bir bilgiye birlikte olsa da ulaşıla- 21. Sosyoloji ve psikoloji gibi yeterince gelişmiş iki sos yal bilim dalı varken, sosyal psikolojiye niçin gereksi- nim olduğu sorusu akla gelebilir. Bu sorunun cevabi- ni şöyle verebiliriz: Sosyal psikoloji, çalışma nesne șine sosyoloji ve psikolojide kolayca geliştirilemeyen yeni bir görüş açısı getirir. Şöyle ki, kişi ile toplumun ilişkisi söz konusu olduğunda Silbers kin ark den bil öğreni başlar minn Tum T bir şey

1. Sait Faik, kücük insanları anlatırken mevcut düzene eleştirel ve muhalif bir tutum sergiler. Ama bu muhalefeti bir teklife dönüşmez. Yani sadece tespit eder, okura bir ideolojik görüş dayatmaz. Çünkü ---- İnsanların hayallerinin gerçek olduğu, herkesin mutlu olduğu, haksızlıkların olmadığı özgür bir dünyayı arzuladığını vurgulamakla birlikte, bu beklentilerini bir siyasi hareketle irtibatlandırmaz. Örneğin Sabahattin Ali'deki özgürlük anlayışı "toplumsal" bir görüşün yansımasıyken Sait Faik'te bu sadece “bireysel” bir projedir. Başka bir deyişle o, insanın her istediğini yapabildiği, toplumsal baskıları hissetmediği özgür bir ortamı savunur. Durduğu yer de "hümanist" bir bakış açısıdır. Bu tavrıyla da kendisine öykücülüğümüzün ana damarları olan Ömer Seyfettin, Sabahattin Ali çizgisinden ayrı, yepyeni bir alan yaratmıştır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A o sanat yaşamı boyunca peşinde olduğu özgürlük temalarini yansıtır B) o artık dünyaya, insanlara.coşkuyla bakmamaktadır & onun peşinde olduğu, adı konmuş toplumsal bir proje yoktur Claskusie YAYINLARI D) hayatla ölüm arasında gidip gelen Sait Faik, iyiden iyiye adaya, balıkçılara, denize odaklanmıştır E) öykülerinde büyük düşünsel ve felsefi arayışlar içerisinde varoluşsal sancılar çeken insanların yalnızlığı yoktur LIMIT

K KARA KUT Yol; gidilmesi istenen yere ulaşılmasını sağlayan en uygun, en kestirme gidiş geliş şerididir. II. Ondan olacak ki, insanoğlu becerilmesi zor ve uzun zaman alacak işlerini anlatırken hep "dağ”a benzete rek anlatmıştır. III. Dağ ise yeryüzünün; deniz suyu seviyesinden çok daha yüksekte kalan, eğimli, genellikle çok büyük taş- larla kaplı, çıkılması ve inilmesi zor yerlerine verilen addır. IV. Bu amaçla sözlüklere bakıldığında dağla ilgili pek çok atasözü, deyim vb. birleşik sözcük görülecektir. V. Eğer uygun bir yol yoksa buralarda yürüyerek ve bura- lardan geçerek bir yerlere ulaşmak çok zordur. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan üçüncü olur? A) 7. B) II. C) III. D) IV. E) V.

34. Aşağıdakilerin hangisinde, cümlenin dil ve an- latım yönünden değerlendirildiği ayraç içindeki yargı yanlıştır? A) bizim âdet ve göreneklerimizle Italyanlarınki bir- birine hiç benzemiyor. (Aynı anlama gelen söz- cükler birlikte kullanıldığı için anlatımın duruluk ilkesine uyulmamıştır.) B) Senin şiir yazmanı fakat şairliği meslek olarak seçmeni istemiyorum. (Yüklem eksikliği bağla- şthğı bozmuştur.) C) Olayın yehametini kavrayınca yüreğimin yağlan erid. (Deyimin yanlış kullanılması bağdaşıklığı bozmuştur.) Dj Sorular çok zordu yalnız benim sınavım çok iyi gesti . (Yanlış sözcük seçimi anlatımın açıklık il- kesini bozmuştur.) bing, nerede, ne zaman, nasıl davranacağını biliyor ama çıkarlan söz konusu olunca cin bi oluyor. (Çelişen sözlerin kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır.

1 3. 1. Hâlbuki insanlar kaçınılmaz olarak hayatını bir sosyal grup içinde geçirir; farklı yönlerden etkiler, etkilenir, şekillendirir ve şekillenir. II. Gündelik yaşamımızda da aynı kanının üzerimiz- deki hâkimiyeti devam eder. III. Çoğumuz geçmiş yaşantılarımızın ve çevremiz- deki insanların kişiliklerimizin oluşmasına ne de- rece etki ettiğini düşünmeyiz. IV. Normal bir günde yaptığımız tercihlerin şekillen- mesinde dâhil olduğumuz sosyal grupların etkisi- ni göz ardı ederiz. V. Hâlihazırdaki kimlik ve kişiliğimizle doğduğumuz; çevremizdekilerin, mesela aile ve arkadaşlarımı- zin üzerimizde hiçbir etkisinin bulunmadığı kani- sinda oluruz. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bü- tün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur? A) B) || C) III C) III DIVE) V Y A R. G 1

A X N - A Günümüzde, hizmet sektöründen iş dünyasına, ço- cuk yetiştirmeden sanat üretimine kadar her alan- da tatmine, sorunsuz biçimde varabilme yollarının arayışı içindeyiz. Everest'e tırmananlar, maraton koşanlar, yoğun ve disiplinli bir çalışmanın sonunda alanlarında ustalaşanlar ise yolun sonunda hisset- tikleri mutluluk kadar, yol boyunca yaşadıkları belir- sizliklerden ve aştıkları engellerden de coşkuyla söz ederler. Belki de ilk bakışta çelişkili gibi görünen bu durum, çoğu zaman gayet iyi giden bir işte veya iliş- kide, farkında olmadan pürüzler yaratmamızı açık- layabilir. . Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Sonucu değerli kılan, süreç içindeki öngörüle- meyen güçlüklerin üstesinden gelmektir. By isteklere kolayca ve fazla emek harcamadan ulaşmak, mutluluğun ön koşuludur. Bilinç dışı dürtülerle, ortada sebep yokken sorun çıkarmak, başarıyı tetikler. D1 Sonuç kadar sürece odaklanarak engelleri aş- mak da doyuma ulaşmada önemlidir. Çeşitli düzeylerde güçlüklerle mücadele etmek, sorun çözme gücünü artırır.

21. Güneş'in doğudan batıya doğru hareket ettiğini söyleriz, de- ğil mi? Aslında hareket eden Güneş değil de Dünya'mızdır. Dünya'mız kendi ekseni etrafından döndüğünden yıldızlar da gece boyu bu hizada dönüyor gibi görünür. Kutup Yildi- zı ise hemen hemen Dünya'mızla aynı doğrultuda bulundu- ğundan sabitmiş gibi görünür. Aslında Kutup Yıldızı sabit değildir ama Dünya'nın ekseni ile kendi konumu arasında çok az bir fark olduğundan önemli bir fark oluşturmaz ve bi- ze yine sürekli kuzeyi göstermeye devam eder. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Kanılan değiştirme amacrgütme B) Neenel bilgiler verme c C) terimlerden yararlanma D) Dili göndergesel işleviyle kullanma E) Gerekçeli yargılara yer verme

TÜRKÇ Yazarın ve şairin yapması gereken yalnızca gerçeğe ayna tutmak değildir, gerçeğe aynı zamanda gerçek dışı bir ana kara eklemektir. Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak isteneni örneklendirir? AT Hikâyelerinde duygu yönü zayıf olan bir hikâyecinin akla ve mantığa hitap etmesi nurtuluş Savaşı sırasındaki gözlemlerini şiirlestiren bir şairin gerçek kişi ve olaylara yer vermesi St 6 Ozaylıların dünyayı istilasını anlatan bir yazarın bunu korku unsurlarından yararlanarak yapması D) Romanında çocukluk anılarından yola çıkan bir ro- mancinin yaşadıklarını yeniden kurgulayarak ele alması EX Tanıdığı şairlerin biyografisini hazırlayan bir sanat- çının nesnel bir dil kullanması

12. 10. Yine günlerden bir gün Ay Kağan'ın gözü parladı. Do- ğum sancıları başladı ve bir erkek çocuğu oldu. Bu ço- cuğun yüzü gök, ağzı ateş gibi kızıl, gözleri ela, saçları ve kaşları kara idi. Perilerden daha güzeldi. Bu çocuk anasının göğsünden ilk sütü emdi ve bir daha emmedi. Çiğ et ve çorba istedi. Dile gelmeye başladı. Kırk gün sonra büyüdü, yürüdü ve oynadı. Ayağı öküz ayağı gibi, beli kurt beli gibi... Oğuz kağan Destanı'ndan alınan bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 90" Al Kahramanīruhsal derinlikleriyle tasvir edilmiştir. BY Gerçek ve hayalî unsurlar bir arada verilmiştir. Tasvirlerde tabiat unsurlarına başvurulmuştur. Zamanla ilgili unsurlar gerçeküstüdür. Kahramanı olağanüstü özellikler taşımaktadır.

2016-YGS/TÜrkçe 38.-40. soruları aşağıdakl parçaya göre cevaplayınız. Çıkarcı yani reklamcı bir çağda yaşıyoruz. Buzdolaplan ve çamaşır makineleri gibi edebiyat ürünlerinin de sürüm yöntemleri var. Bunların en sahteleri bile gerek televizyon aracılığıyla gerekse okunmadan yazılan tanıtımlarla yaldızlanırsa hele ki bilmem kaçıncı baskıyı yaptıgı abartıyla anlatılırsa satış rekoru kırmalan işten bile değildir. Gerçekler ne kadar çalkantılı ne kadar bulanık ne kadar çıkarcı olursa olsun, insanoğlu gene de düşten vazgeçmiyor. Bakınız, ne güzel ne doğru söylemiş Baudelaire: "Bana gelince, elbet çıkacağım sevinçle Eylemle düşü kardeş saymayan bu dünyadan." Gerçekten de edebiyatın doruklan düşlerden doğmamış midir? 40. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine deginilmemistir A) Edebi eserlerin esin kaynağına ByWoden hayatın edebi eser sunuş biçimine CrEsarin baskı adedinin satış taktiği olarak Kullanılmasına Oxirganligigher ortamda hayale ihtiyaç duymasına E) Sanat eserlerinin gerçeklik ve diş çatışmasından doğmasına

15. 1980'lerden beri tarihimizle barışmaktan söz ediyoruz ama Osmanlı'nın en iyi yüz şairinin divanları dahi henüz yeni harflerle basılmış değil. İhmalimiz büyük. Tuhaf olan, Türkiye'nin ve dünyanın çeşitli Üniversitelerinde detay denebilecek Osmanlı tarihi çalışmaları yürütülür- ken Osmanlı'nın ana aksamını oluşturan âlimlerin, şa- irlerin, devlet adamlarının hayat hikâyeleri, eserleri ve düşünceleri bugün maalesef elimizin altında değil. Bu parçada yazarın yakındığı durum aşağıdakiler- den hangisidir? A) Osmanlı Dönemi'ne ait eserlerin günümüze aslın- dan uzaklaştırılarak gelmesi B) Osmanlı tarihi ile ilgili çalışmaların hızlı ilerlememesi C) Eski dönem şairlerinin şiirlerine karşı bugünkü nes- lin kayıtsız kalması D) Osmanlı devlet adamlarının hayatlarını anlatan eserlerin az olması E) Osmanlı Dönemi'ne ait yapıtların günümüzde yeni yazıya aktarılmamış olması

TYT - Türkçe 32. Gerçekliğin ve yarulsamanın birbirine kangigi modern zamanlarda insan gerçeğin mi yoksa bir düşün içinde mi yaşadığını tam olarak kavrayamaz. Çünkü egemen güçlerin dolaylı ya da dolaysız emrinde olan politikacılar, yazarlar ve aydınlar durmaksızın basmakalıp ifadelerle konuşmakta ve yazmaktadir, gerçeğin algilanmasında sıkıntılar, sorunlar yaşanmakta, onların çıkardigi bu gürültü yüzünden sözler netlikle duyulamamakta ve gerçekler görülememektedir. Her yerde olduğu gibi insan beyinlerinde de yanılsama zincirleri oluşturulmuştur; bu zincirler doğruyu ve gerçeği özgürce bulmayı engeller. Bu parçada anlatılmak istenenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? Günümüzde söylemler düpedüz gürültülüdür ve bir uğultu gibidir; bunun yapıcıları da politikacılar, aydınlar ve yazarlardır. + Çağımızda gerçekler gölgelerle karıştırılmıştır. Egemen güçler, algılarımızla sürekli oynadığı için gerçeğin ne olduğu konusunda kuşkular oluşmaktadır. + D) İnsanları gerçeklik ve yanılsama ikilemine düşürenler politikacılar, yazarlar ve entelektüel çevrelerdir. Yalan üreten ya da gerçeği çarpıtanlar arasında medya ve yayıncılık dünyası etkin rol oynamaktadır.

11. Insanoğlunun her eylemi, düşüncesi ve coşkusu, yaşamla ve toplumsal mücadelelerle yani politikayla yakından ilişkilidir. . Bunun bilincinde olmasalar hatta bundan kaçmaya çalışsalar da insanlann eylemleri, döşünceleri ve coşkulan nesnel olarak politikadan çıkar, politikaya doğru gider. II. Gerçekçi yazarlar bu güçla bağı anlatmakla kalmaz, insanla ilgili vazgeçilmez bir gereklilik mertebesine de yükseltirler. IV. Bu nedenle yalnızca gerçekliğin betimleyicileri olarak değil, hümanistler olarak da kapitalist toplumun bu uydurmasına karşı çıkmışlardır. V. Onlar bireyin kişiliğinin özel ve genel olarak parçalanmasının insanın özünün zarar görmesi demek olduğunu bilirler. VI. Bu yazarlar, gerçek insan tiplerini keşfetmek üzere derinlere indikçe tüm insanlığın trajedisini modern toplumun gözleri önüne sermiş olurlar. A) Il ile III B) III ile V C) III ile VI D) IV ile V E) V ile VI Anlamli bir butun olurterabilmesi icin hangiler you depistirilmeli?

Türkçe Denemeleri 7. Okullann kank camlan, dökülmüş sıvaları yazın tarnir edilir, billyorsunuz. Bir okul tamir edillyor olsa, o tami- rat sırasında bir amele benim kitabimi stranin Üzerinde görse, merak edip ilk hikâyeyi okumaya başlasa ve ellnden bırakmadan hikâyeyl bltirse o zaman ben amacima ulaşmış olurum. Çünkü ben, o amelenin anlayacağı kadar ---, o ameleyl galomsetecek kadar - O amelenin kendinden bir şeyler bulabilceği kadar ---- olsun diye dua edlyorum hikâyelerimin. Bu parçada boş bırakılan yere doşüncenin akışına göre birasıyla aşağıdakilerden hangtorgeurlimeli- dir? rahat - Ironik - yalın B duru- sanati - açık C) sade - muzip - yerli sado, yoğun - yerli E) akıo- mizahi - doğal