Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

TYT 2020
33. Faust, Don Juan ve Don Kişot emellerinin peşinden sabit
aralığında-
bir fikirle koşar. Bu karakterlerin her biri aslında mükem-
an tercihine
mellik arayışıyla kibrin, istisnai bir yiğitlikle yozlaştırıcı bir
cunda kati-
aşırılığın vücut bulmuş hâlleridir. Söz konusu karakterle-
ğim unvan re dair tespitlerim, aslında çok daha önce yaratılmış olan
Janım yük-
bu imgelerin romantik dönem yorumuna dayanan izle-
1." görüşü-
nimlerimdi. Ancak Faust'un sırf merak duygusu yüzün-
maaşımın
den lanetlendiğini, Don Juan'ın
gerçekten işkence gördü-
bit edilmiş
ğünü artık düşünmüyorum. Hatta Don Kişot'un cömertliği
hâle gelen
bile gerçek mi emin değilim. Fakat bu karakterlerin
obra
nda da şir-
bireyci toplumumuz için hâlâ özel birer tinısı olduğuna
inanıyorum.
gisi söy- Bu parçanın yazarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
um yapıl-
A) Roman kişilerini, onların karakteristik özellikleri üze-
rinden değerlendirmiştir.
ma
B) Roman kahramanlarına ilişkin değerlendirmelerinde
değişim olmuştur.
ri bulun-
a koyul-
Roman kahramanlarına ilişkin analizlerini belirli bir
dönem bağlamında ortaya koymuştur.
inilmek-
C
D) İdealizm ve kontrolsüz eylemlerin kurgusal başarıyı
artırdığına inanmaktadır.
letas malo
EY Roman karakterlerinin toplum üzerinde süregelen bir
etkisi olduğunu düşünmektedir.
rşılaştı-
34. Özgün resimler, yeniden canlandırmanın hiçbir zaman
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT 2020 33. Faust, Don Juan ve Don Kişot emellerinin peşinden sabit aralığında- bir fikirle koşar. Bu karakterlerin her biri aslında mükem- an tercihine mellik arayışıyla kibrin, istisnai bir yiğitlikle yozlaştırıcı bir cunda kati- aşırılığın vücut bulmuş hâlleridir. Söz konusu karakterle- ğim unvan re dair tespitlerim, aslında çok daha önce yaratılmış olan Janım yük- bu imgelerin romantik dönem yorumuna dayanan izle- 1." görüşü- nimlerimdi. Ancak Faust'un sırf merak duygusu yüzün- maaşımın den lanetlendiğini, Don Juan'ın gerçekten işkence gördü- bit edilmiş ğünü artık düşünmüyorum. Hatta Don Kişot'un cömertliği hâle gelen bile gerçek mi emin değilim. Fakat bu karakterlerin obra nda da şir- bireyci toplumumuz için hâlâ özel birer tinısı olduğuna inanıyorum. gisi söy- Bu parçanın yazarıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? um yapıl- A) Roman kişilerini, onların karakteristik özellikleri üze- rinden değerlendirmiştir. ma B) Roman kahramanlarına ilişkin değerlendirmelerinde değişim olmuştur. ri bulun- a koyul- Roman kahramanlarına ilişkin analizlerini belirli bir dönem bağlamında ortaya koymuştur. inilmek- C D) İdealizm ve kontrolsüz eylemlerin kurgusal başarıyı artırdığına inanmaktadır. letas malo EY Roman karakterlerinin toplum üzerinde süregelen bir etkisi olduğunu düşünmektedir. rşılaştı- 34. Özgün resimler, yeniden canlandırmanın hiçbir zaman
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi kar-
şılaştırma bildirmez?
B) I ve III
A) I ve 10
C) II ve III
D) II ve IV
E) III ve v
4. Dostluk... En sevdiği kelime, en sevdiği ve en güven-
diği anlamlı kavram... Ruhunu isitan... Onu çoğaltan...
Bazense yıkıma götüren, hayata küstüren... Boşuna
değildi dostluğu aşktan öte yaşadığını söylemesi...
Dostluğa yüklediği anlamlar aşktan da öteydi, dostluk
onun için sevginin en üst noktasında aşktı gerçekten
de... Dostluk aşkı...Aşk...
Yukarıdaki paragraf için aşağıdakilerden hangisi yan-
lıştır?
A) Soyutlaştırmalara yer verilmiştir.
B) Yazar yorumunu katmıştır.
C) Dolaylı anlatım örneği vardır.
D) Karşılaştırma anlamlı ifadeler içermektedir.
E) Tanım ifade eden yargıya yer verilmiştir.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi kar- şılaştırma bildirmez? B) I ve III A) I ve 10 C) II ve III D) II ve IV E) III ve v 4. Dostluk... En sevdiği kelime, en sevdiği ve en güven- diği anlamlı kavram... Ruhunu isitan... Onu çoğaltan... Bazense yıkıma götüren, hayata küstüren... Boşuna değildi dostluğu aşktan öte yaşadığını söylemesi... Dostluğa yüklediği anlamlar aşktan da öteydi, dostluk onun için sevginin en üst noktasında aşktı gerçekten de... Dostluk aşkı...Aşk... Yukarıdaki paragraf için aşağıdakilerden hangisi yan- lıştır? A) Soyutlaştırmalara yer verilmiştir. B) Yazar yorumunu katmıştır. C) Dolaylı anlatım örneği vardır. D) Karşılaştırma anlamlı ifadeler içermektedir. E) Tanım ifade eden yargıya yer verilmiştir.
26. Hava durumu, maruz kaldigimiz günlük hava şartlarıdır
Iklim ise bir bölgeye uzun süre hükmeden, karakteristik B
özelliğine dönüşen hava durumlarını ifade eder. Uzun süre 5
derken 100 yılı aşkın zaman diliminden söz ediyoruz. Diğer
deyişle bir yerin iklimi, orada ortalama insan ömründen daha
M
uzun sürede görülen hava durumlarının ortalamasıdır. Uzun
2
yılların verisi; birçok aşırı sıcaklığı, soğuk hava dalgasını,
kuraklığı sel ve firtinayı da içerir
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir?
Al Hava durumu ile iklim kavramlarının farklılığına
B) Hava durumunun iklimi etkileyen onemli bir unsur oldu-
guna
CYOzun süreyi kapsayan iklim ile ilgili araştırma yapmanın
güclüklerine
Dj Hava durumunun insanların yaşam sürelerini etkilediğine
E) İklim karakteristiği oluşmuş bölgelerde inceleme yapma-
nin daha kolay olduğuna
1
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
26. Hava durumu, maruz kaldigimiz günlük hava şartlarıdır Iklim ise bir bölgeye uzun süre hükmeden, karakteristik B özelliğine dönüşen hava durumlarını ifade eder. Uzun süre 5 derken 100 yılı aşkın zaman diliminden söz ediyoruz. Diğer deyişle bir yerin iklimi, orada ortalama insan ömründen daha M uzun sürede görülen hava durumlarının ortalamasıdır. Uzun 2 yılların verisi; birçok aşırı sıcaklığı, soğuk hava dalgasını, kuraklığı sel ve firtinayı da içerir Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmiştir? Al Hava durumu ile iklim kavramlarının farklılığına B) Hava durumunun iklimi etkileyen onemli bir unsur oldu- guna CYOzun süreyi kapsayan iklim ile ilgili araştırma yapmanın güclüklerine Dj Hava durumunun insanların yaşam sürelerini etkilediğine E) İklim karakteristiği oluşmuş bölgelerde inceleme yapma- nin daha kolay olduğuna 1
R
1
S
i
6. Yetişkinler kitap okumalı, çocuklara bu konuda rol
modeli olmalıdır. Çünkü çocuklar öykünerek öğre-
nir. (1) Bilinçli öykünme; çocuklarda görerek, farkın-
da olarak öğrenmek ve uygulamak amacıyla yapı-
lan öykünmedir. (II) Bilinçli öykünme, insanlar ara-
sında işbirliğine giden ilk adımdır; çocuklarda açık
seçik görebiliriz bunu (1) Çocuk, bir yetişkinin
davranışlarına salt öykünmek için öykünür ilk ön-
celeri, daha sonra o davranışların hangi amaçla
yapıldığını kavrar. (IV) Öykünmeyi o amaca uygun
olarak geliştirir ve böylece işbirliğinde bulunmayı
öğrenir. (V) Buna bakarak bilinçli öykünme yetisi-
nin gelişmesini, kendiliğinden, işbirliğinin izleyece-
ği ileri sürülür.
“Çocuklar daha küçücükken farkında olmadan bü-
yüklerinin yaptığına öykünerek büyüklerle iletişime
geçip sosyalleşir." cümlesi düşüncenin akışına
göre numaralanmış cümlelerden hangisinin ye-
rine getirilebilir?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
R 1 S i 6. Yetişkinler kitap okumalı, çocuklara bu konuda rol modeli olmalıdır. Çünkü çocuklar öykünerek öğre- nir. (1) Bilinçli öykünme; çocuklarda görerek, farkın- da olarak öğrenmek ve uygulamak amacıyla yapı- lan öykünmedir. (II) Bilinçli öykünme, insanlar ara- sında işbirliğine giden ilk adımdır; çocuklarda açık seçik görebiliriz bunu (1) Çocuk, bir yetişkinin davranışlarına salt öykünmek için öykünür ilk ön- celeri, daha sonra o davranışların hangi amaçla yapıldığını kavrar. (IV) Öykünmeyi o amaca uygun olarak geliştirir ve böylece işbirliğinde bulunmayı öğrenir. (V) Buna bakarak bilinçli öykünme yetisi- nin gelişmesini, kendiliğinden, işbirliğinin izleyece- ği ileri sürülür. “Çocuklar daha küçücükken farkında olmadan bü- yüklerinin yaptığına öykünerek büyüklerle iletişime geçip sosyalleşir." cümlesi düşüncenin akışına göre numaralanmış cümlelerden hangisinin ye- rine getirilebilir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
6. (1) Şimdiki çocuklar daha bebeklik yaşlarında can sıkıntısıyla
tanışıp içli dışlı oluyorlar. (II) Uyum hissinin yatıştırıcı
özelliğini bilip öğrenen çocuklar parmakla sayılacak kadar
azaldı. (III) Bir dakika değil, tek bir saniye bile yerinde
duramayan çocuklar görüyorum; ağzım açık kalıyor.
(IV) Anne babalar bu zor durum karşısında alabildiğine
çaylaklar ve sonunda yenik düşüyorlar. (V) Bazıları özellikle
yaşadıkları sıkıntıyı “Çocuktur, ne yapsa yeridir." tavrını
abartarak aşmaya çalışıyor ama nafile!
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) cümlede saptama yapılmıştır.
B) II. cümlede deyim nitelik bildirmektedir
.
C) III. cümlede şaşkınlık dile getirilmiştir
.
.
D) IV. cümlede bir sonuç ortaya konmuştur.
E) V. cümlede bir savunmanın gereksizliği belirtilmiştir. .
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. (1) Şimdiki çocuklar daha bebeklik yaşlarında can sıkıntısıyla tanışıp içli dışlı oluyorlar. (II) Uyum hissinin yatıştırıcı özelliğini bilip öğrenen çocuklar parmakla sayılacak kadar azaldı. (III) Bir dakika değil, tek bir saniye bile yerinde duramayan çocuklar görüyorum; ağzım açık kalıyor. (IV) Anne babalar bu zor durum karşısında alabildiğine çaylaklar ve sonunda yenik düşüyorlar. (V) Bazıları özellikle yaşadıkları sıkıntıyı “Çocuktur, ne yapsa yeridir." tavrını abartarak aşmaya çalışıyor ama nafile! Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) cümlede saptama yapılmıştır. B) II. cümlede deyim nitelik bildirmektedir . C) III. cümlede şaşkınlık dile getirilmiştir . . D) IV. cümlede bir sonuç ortaya konmuştur. E) V. cümlede bir savunmanın gereksizliği belirtilmiştir. .
23. Küçük salonun fes renginde kalın, ağır perdeli penceresin
den, dışarısı muhteşem, parlak bir sulu boya levhası gibi
görünüyordu. Saf, mavi bir sema.. Çiçekli ağaçlar... Uyur
gibi sessiz duran deniz... Karşı sahilde mor, fark olunmaz
sisler altında dağlar, korular, beyaz yalılar... Bütün bunların
üzerinde bir esatir rüyasının havai hakikati gibi uçan martı
sürüleri!
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi soylenemez?
IA) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
B) öznel ifadeler ağır basmaktadır.
Eksiltili cümleler kullanılmıştır.
D) Benzetmeye başvurulmuştur.
E) Duyular arası aktarım yapılmıştır.
milität
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. Küçük salonun fes renginde kalın, ağır perdeli penceresin den, dışarısı muhteşem, parlak bir sulu boya levhası gibi görünüyordu. Saf, mavi bir sema.. Çiçekli ağaçlar... Uyur gibi sessiz duran deniz... Karşı sahilde mor, fark olunmaz sisler altında dağlar, korular, beyaz yalılar... Bütün bunların üzerinde bir esatir rüyasının havai hakikati gibi uçan martı sürüleri! Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi soylenemez? IA) Betimleyici ögelere yer verilmiştir. B) öznel ifadeler ağır basmaktadır. Eksiltili cümleler kullanılmıştır. D) Benzetmeye başvurulmuştur. E) Duyular arası aktarım yapılmıştır. milität
DENEME - 11
22. (1) Hem tuzlu hem tatlı suda yaşayabilen köpek balıkları
350'den fazla türüyle neredeyse tüm dünya sularına yayıl-
mıştır. (11) En büyük türü olan balina köpek balığı haricindeki
neredeyse tüm türleri etçildir
. (III) Birkaç türü dışında, ha-
reketsiz kaldıklarında solunum yapamayan ve etkisiz hâle
gelen köpek balıkları, bu yüzden devamlı hareket hâlinde
olmak zorundadır. (IV) Köpek balıklarının iskelet sistemleri
tamamen kıkırdaktan oluşur ve kemik barındırmaz, vücutları
çok sağlam ve serttir. (V) Ortalama yaşam süreleri 25 yıl
olan köpek balıklarının gebelik süreleri ise 9-24 ay arasıdır.
(VI) Hava keseleri bulunmadığından suyu ağızlarından ala-
rak vücutlarının yanlarında bulunan sıralı solungaç yarıkla-
rindan pompalar.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
numaralanmıs cümlelerin hangisiyle baslar?
AYT
B)
otv
EXVI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
DENEME - 11 22. (1) Hem tuzlu hem tatlı suda yaşayabilen köpek balıkları 350'den fazla türüyle neredeyse tüm dünya sularına yayıl- mıştır. (11) En büyük türü olan balina köpek balığı haricindeki neredeyse tüm türleri etçildir . (III) Birkaç türü dışında, ha- reketsiz kaldıklarında solunum yapamayan ve etkisiz hâle gelen köpek balıkları, bu yüzden devamlı hareket hâlinde olmak zorundadır. (IV) Köpek balıklarının iskelet sistemleri tamamen kıkırdaktan oluşur ve kemik barındırmaz, vücutları çok sağlam ve serttir. (V) Ortalama yaşam süreleri 25 yıl olan köpek balıklarının gebelik süreleri ise 9-24 ay arasıdır. (VI) Hava keseleri bulunmadığından suyu ağızlarından ala- rak vücutlarının yanlarında bulunan sıralı solungaç yarıkla- rindan pompalar. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmıs cümlelerin hangisiyle baslar? AYT B) otv EXVI
1.
Allah'tan gelen nurların kalpte ortaya çıkması Allah'ın doğada
görünmesi
II. Nefsini terbiye edip olgunluğa ulaşan kimse
II. Allah'ın kusursuz güzelliği
IV. Nefisten vazgeçip, her şeyi unutup varlığını Allah'ın içinde
görmek
V. Nefse uymak, Allah'ı tam anlayamamak
Yukarıdaki öncüllerde bazı tasavvuf terimleri açıklanmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi açıklanan tasavvufi terimlerden biri
değildir?
A) Gaflet
B) Hüsn-i mutlak
C) Tecelli
D) Fenafillah
E) Masiva
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
1. Allah'tan gelen nurların kalpte ortaya çıkması Allah'ın doğada görünmesi II. Nefsini terbiye edip olgunluğa ulaşan kimse II. Allah'ın kusursuz güzelliği IV. Nefisten vazgeçip, her şeyi unutup varlığını Allah'ın içinde görmek V. Nefse uymak, Allah'ı tam anlayamamak Yukarıdaki öncüllerde bazı tasavvuf terimleri açıklanmıştır. Aşağıdakilerden hangisi açıklanan tasavvufi terimlerden biri değildir? A) Gaflet B) Hüsn-i mutlak C) Tecelli D) Fenafillah E) Masiva
5.
Bugün ülkemizde öyle yayınevleri vardır ki dünya yazının-
dan, her türlü yabancı dilden çeviri kitap basmaktadır; oy-
sa yayınevinde yabancı dil bilen kimse yoktur! Ana dilini
iyice bilip denetleyebilmek, en ince tellerde oynayabilmek,
düzeltilerde biçem ve yorumla ilgili en zor kararları vere-
bilmekse, yabancı dil bilgisinin ötesinde başka bir yetkin-
lik gerektirir. Yayınevleri bu gibi sorunları elbette danış-
manlarla, uzmanlarla, kitap seçicilerle, güvendikleri çevir-
menlerle düzeltmenlerle çözmelidirler.
Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisi-
dir?
A) Yayınevleri
, çeviri kitapları yerine ulusal yazarların ki-
taplarını yayımlamalıdır.
B) Ana dilini iyi bilen çevirmenler, yayınevlerinin gözdesi
olmaktadır.
C) Ana dili iyi bilmek, iyi bir çevirmen için yeterli bir ölçüt
değildir.
D) Günümüzde yapıtları edebiyatımıza titizlikle çeviren,
pek yetişmiyor.
E) Dil bilgisi kurallarını tam bilmeyen çevirmenler, yapı-
tin dokusunu bozar.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Bugün ülkemizde öyle yayınevleri vardır ki dünya yazının- dan, her türlü yabancı dilden çeviri kitap basmaktadır; oy- sa yayınevinde yabancı dil bilen kimse yoktur! Ana dilini iyice bilip denetleyebilmek, en ince tellerde oynayabilmek, düzeltilerde biçem ve yorumla ilgili en zor kararları vere- bilmekse, yabancı dil bilgisinin ötesinde başka bir yetkin- lik gerektirir. Yayınevleri bu gibi sorunları elbette danış- manlarla, uzmanlarla, kitap seçicilerle, güvendikleri çevir- menlerle düzeltmenlerle çözmelidirler. Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Yayınevleri , çeviri kitapları yerine ulusal yazarların ki- taplarını yayımlamalıdır. B) Ana dilini iyi bilen çevirmenler, yayınevlerinin gözdesi olmaktadır. C) Ana dili iyi bilmek, iyi bir çevirmen için yeterli bir ölçüt değildir. D) Günümüzde yapıtları edebiyatımıza titizlikle çeviren, pek yetişmiyor. E) Dil bilgisi kurallarını tam bilmeyen çevirmenler, yapı- tin dokusunu bozar.
7.
5. Olayları sözcüklerle anlatmak, o sözcüklerin duyulacağı
ve anlattıkları olayların yargılanacağı umudunu da birlikte
getirir. Tanrı tarafından ya da tarih tarafından yargılanaca-
ğı umudunu. Her iki durumda da yargi uzak gibi görünür.
Oysa hemen yanı başımızda olan ve bazen yanlışlıkla yal-
nizca bir araç sanılan dil, kendisine şiirin seslenmesiyle,
inatçı ve gizemli bir biçimde, yargısını verir. Öyle ki şiir
yoluyla dilin yalnızca bu ayrımı yapmak ve korumak için
yaratıldığını görürüz.
Paragrafta okuyucuya iletilmek istenen asıl mesaj aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) Bir yazılı eserde sözcüklerin önemi ilettikleriyle doğru
orantılıdır.
B) Sözcüklerin yargıyı iletmedeki işlevi konuya göre deği-
şir.
C) Şiir ve yazının ayrılan yönlerinin iyi bilinmesi gerekir.
D) Şiir dilinde sözcükler değiştirilemez bir anlam birimi
hâline getirilir.
E) Şiirin herhangi bir olayı yargılayıp duyurmak için bir
araç olduğu gerçeği göz ardı edilemez.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. 5. Olayları sözcüklerle anlatmak, o sözcüklerin duyulacağı ve anlattıkları olayların yargılanacağı umudunu da birlikte getirir. Tanrı tarafından ya da tarih tarafından yargılanaca- ğı umudunu. Her iki durumda da yargi uzak gibi görünür. Oysa hemen yanı başımızda olan ve bazen yanlışlıkla yal- nizca bir araç sanılan dil, kendisine şiirin seslenmesiyle, inatçı ve gizemli bir biçimde, yargısını verir. Öyle ki şiir yoluyla dilin yalnızca bu ayrımı yapmak ve korumak için yaratıldığını görürüz. Paragrafta okuyucuya iletilmek istenen asıl mesaj aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Bir yazılı eserde sözcüklerin önemi ilettikleriyle doğru orantılıdır. B) Sözcüklerin yargıyı iletmedeki işlevi konuya göre deği- şir. C) Şiir ve yazının ayrılan yönlerinin iyi bilinmesi gerekir. D) Şiir dilinde sözcükler değiştirilemez bir anlam birimi hâline getirilir. E) Şiirin herhangi bir olayı yargılayıp duyurmak için bir araç olduğu gerçeği göz ardı edilemez.
16. (1) Şiirimi besleyen çocukluk, şimdi yaşananlarla
kıyaslanamayacak kadar zengin, evlerde geçmeyen ve
sokaklarda nefes alan bir çocukluktu. (11) Şimdi
"temassızlık" diye adlandırılabilecek yaşamın
bilgisayarlara çakılı olduğu bir çağdan geçiyoruz.
eylemler, neredeyse her şey, ekranın karşısında
(III) Her türlü alışveriş, okuma, iletişim kurma gibi
yapılıyor artık. (IV) Bütün bunları sokaklarda,
dükkânlarda, kahvelerde kısaca yaşamın içinde
geçirdiğimiz dönemlerle kıyaslayın. (V) Büyük bir fark,
büyük bir kopuş görürsünüz, yaşamdan bir kopuş.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
öznel bir yargı yoktur?
ALHO.
B) IV.
C.
011
or
EYV.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
16. (1) Şiirimi besleyen çocukluk, şimdi yaşananlarla kıyaslanamayacak kadar zengin, evlerde geçmeyen ve sokaklarda nefes alan bir çocukluktu. (11) Şimdi "temassızlık" diye adlandırılabilecek yaşamın bilgisayarlara çakılı olduğu bir çağdan geçiyoruz. eylemler, neredeyse her şey, ekranın karşısında (III) Her türlü alışveriş, okuma, iletişim kurma gibi yapılıyor artık. (IV) Bütün bunları sokaklarda, dükkânlarda, kahvelerde kısaca yaşamın içinde geçirdiğimiz dönemlerle kıyaslayın. (V) Büyük bir fark, büyük bir kopuş görürsünüz, yaşamdan bir kopuş. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde öznel bir yargı yoktur? ALHO. B) IV. C. 011 or EYV.
roman
7. Yaşar Kemal dendiğinde akla özgün bir
dili gelir. Okurunu hemen saran, güçlü, carpic
bir dildir bu, gürül gürül akan bir Türkçedir. Esas
olarak halkın konuştuğu dile, sözlü halk
edebiyatına dayanan Yaşar Kemal, bu yerel
malzemeyi sanat yapıtının özgün diline
dönüştürürken “çimgışmak", "döngele", "cikiti-
gibi birçok yerel sözcüğü ortak dile taşır. Okur,
onun Karacaoğlanlığına kapılır; yazdıklarını
kullandığı sözcüklerin, deyimlerin, atasözlerinin
üzerinde durmadan okur. Oysa yazar, o tatlı
anlatısına nice bölgesel sözler, söyleyişler
katmıştır. Bunlar ortak bir dil düzeyine
çıkarıldığından okur, anlamasa bile anladığını
sanır. ----
tonguç kampüs
Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Oysa okur anlamaz, anlayamaz seviyesinin
çok üstüne çıkmış bu derin anlamlar ve
kelimeler yumağını.
B) Ancak anlamış görünmek anlamanın kendisi
değildir, zaten onu tamamen anlamaya
çalışıyorum diye uğraşan da bunu tam
gerçekleştiremeyecektir.
C) Eğer onun dilinin inceliklerini anlamak
isterse bir okur, anlamış görünmez
okuduğunu; tipkı bir dil işçisi gibi başlar
alnındaki terleri akıtmaya.
D) Çünkü bir ırmaktır akan, içindeki taşların,
çakılların, kumların kimileri ilk kez görülmüş
olsa bile bu hiç yadırganmaz.
E) Hâlbuki gözden kaçırdığı başka nice
ayrıntılar da vardır, onlar da bu okuma
akışında fark edilmeden yok olup gider.
1
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
roman 7. Yaşar Kemal dendiğinde akla özgün bir dili gelir. Okurunu hemen saran, güçlü, carpic bir dildir bu, gürül gürül akan bir Türkçedir. Esas olarak halkın konuştuğu dile, sözlü halk edebiyatına dayanan Yaşar Kemal, bu yerel malzemeyi sanat yapıtının özgün diline dönüştürürken “çimgışmak", "döngele", "cikiti- gibi birçok yerel sözcüğü ortak dile taşır. Okur, onun Karacaoğlanlığına kapılır; yazdıklarını kullandığı sözcüklerin, deyimlerin, atasözlerinin üzerinde durmadan okur. Oysa yazar, o tatlı anlatısına nice bölgesel sözler, söyleyişler katmıştır. Bunlar ortak bir dil düzeyine çıkarıldığından okur, anlamasa bile anladığını sanır. ---- tonguç kampüs Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Oysa okur anlamaz, anlayamaz seviyesinin çok üstüne çıkmış bu derin anlamlar ve kelimeler yumağını. B) Ancak anlamış görünmek anlamanın kendisi değildir, zaten onu tamamen anlamaya çalışıyorum diye uğraşan da bunu tam gerçekleştiremeyecektir. C) Eğer onun dilinin inceliklerini anlamak isterse bir okur, anlamış görünmez okuduğunu; tipkı bir dil işçisi gibi başlar alnındaki terleri akıtmaya. D) Çünkü bir ırmaktır akan, içindeki taşların, çakılların, kumların kimileri ilk kez görülmüş olsa bile bu hiç yadırganmaz. E) Hâlbuki gözden kaçırdığı başka nice ayrıntılar da vardır, onlar da bu okuma akışında fark edilmeden yok olup gider. 1
2014 - YGS / TÜR
36. Ayrıntıları ustaca işlemesi, ayrıntılarda dolanarak ele
aldığı konuyu özü ve bütünlüğü bakımından dile
getirmeye yönelmesi, Nermi Uygur'un denemeciliğinin
belirgin özellikleri arasındadır. Uygur'un felsefi
söyleminin okuru da kapsayan bir diyaloğa dönüştüğü
görülür. Başkasıyla ve bir başkası olarak kendisiyle
sürekli bir söyleşi ve diyalog tarzının ön planda olduğu
denemeleri; felsefi ve edebî olanın iç içe geçtiği, özgün
bir biçime büründüğü, döne döne okunacak metinlerdir.
Belki bu diyalog sürecinin bir özelliği olarak ele alıp
işlediği sorunlar ve olgular konusunda kesin bir sonuca
ulaşmaktan çok, sürdürülen bir arayış ve okuru da bu
arayış sürecine yöneltme eğilimi dikkati çeker. Uygur'un
denemeleri böylece, okuru da düşünmeye, araştırmaya
ve denemeye çağırır.
Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi Nermi
Uygur'un denemelerinin bir özelliği değildir?
A) Sorunlar üzerinde düşündürme
B) Ozü yakalamak için detaylara inme
C) Konuları bir bütünlük içinde ele alma
D)) Düşünceleri edebî bir form içinde verme
E) Sorunları söyleşi yoluyla çözüme kavuşturma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2014 - YGS / TÜR 36. Ayrıntıları ustaca işlemesi, ayrıntılarda dolanarak ele aldığı konuyu özü ve bütünlüğü bakımından dile getirmeye yönelmesi, Nermi Uygur'un denemeciliğinin belirgin özellikleri arasındadır. Uygur'un felsefi söyleminin okuru da kapsayan bir diyaloğa dönüştüğü görülür. Başkasıyla ve bir başkası olarak kendisiyle sürekli bir söyleşi ve diyalog tarzının ön planda olduğu denemeleri; felsefi ve edebî olanın iç içe geçtiği, özgün bir biçime büründüğü, döne döne okunacak metinlerdir. Belki bu diyalog sürecinin bir özelliği olarak ele alıp işlediği sorunlar ve olgular konusunda kesin bir sonuca ulaşmaktan çok, sürdürülen bir arayış ve okuru da bu arayış sürecine yöneltme eğilimi dikkati çeker. Uygur'un denemeleri böylece, okuru da düşünmeye, araştırmaya ve denemeye çağırır. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi Nermi Uygur'un denemelerinin bir özelliği değildir? A) Sorunlar üzerinde düşündürme B) Ozü yakalamak için detaylara inme C) Konuları bir bütünlük içinde ele alma D)) Düşünceleri edebî bir form içinde verme E) Sorunları söyleşi yoluyla çözüme kavuşturma
ne yer
4.
Hepimiz, liseyi bitiriyor olmanın heyecanı ve gururunu ya-
şiyorduk. Fuat Köprülü Hoca'nın şu sözlerini hiç unutma-
dim: (1) Liseler soba borusuna benzer; bir ucundan girer
ötekinden duman olur çıkarsınız. (II) Bu geçiş sırasında
her iki anlamda da kurumlanırsınız. (III) Sonra üzerinizden
silkelersiniz bilgi kurumlarını, öteki kurum kalır üzerinizde.
(IV) Gözünüzü dört açın da fırsat geçmişken elinize yüksek
öğrenimde bir şeyler edinmeye bakının. (V) Unutmayın de-
veler de hacca gider ama yalnız devenin üstündeki adam
hacı olur.
ne-
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde dü-
şünceyi kanıtlamak için örnekleme yapılmıştır?
A) B) ||
C) III
D) IV
E) V
kim
ekle
re
klar
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ne yer 4. Hepimiz, liseyi bitiriyor olmanın heyecanı ve gururunu ya- şiyorduk. Fuat Köprülü Hoca'nın şu sözlerini hiç unutma- dim: (1) Liseler soba borusuna benzer; bir ucundan girer ötekinden duman olur çıkarsınız. (II) Bu geçiş sırasında her iki anlamda da kurumlanırsınız. (III) Sonra üzerinizden silkelersiniz bilgi kurumlarını, öteki kurum kalır üzerinizde. (IV) Gözünüzü dört açın da fırsat geçmişken elinize yüksek öğrenimde bir şeyler edinmeye bakının. (V) Unutmayın de- veler de hacca gider ama yalnız devenin üstündeki adam hacı olur. ne- Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde dü- şünceyi kanıtlamak için örnekleme yapılmıştır? A) B) || C) III D) IV E) V kim ekle re klar
3.
Akbabaların çoğunlukla 6500 metreye kadar çıktıkları olur.
Erkekleri dişilerinden büyüktür. Yırtıcı kuşlar içinde
akbabalardan daha büyüğü yoktur. Bu kuşların görme ve
koku alma duyusu çok kuvvetlidir. Gözlerinde biri uzağı,
diğeri yakını görmeye yarayan ayrı iki odak noktası vardır.
Akbaba bıkıp usanmadan çok yükseklerde süzülüp les
arar. Sırtlanlar gibi bunlar da tabiatın sağlığını korumaya
yardımcı olur. Leşleri tüketerek salgın hastalıkları önler.
Bu parçanın yazarı beslenme üzerinden
I. Akbaba - sırtlan
II. Akbaba - les
III. Akbaba - yırtıcı kuşlar
ilişkilerinden hangilerini kurmaktadır?
A) Yalnız II
B) I ve II
C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Akbabaların çoğunlukla 6500 metreye kadar çıktıkları olur. Erkekleri dişilerinden büyüktür. Yırtıcı kuşlar içinde akbabalardan daha büyüğü yoktur. Bu kuşların görme ve koku alma duyusu çok kuvvetlidir. Gözlerinde biri uzağı, diğeri yakını görmeye yarayan ayrı iki odak noktası vardır. Akbaba bıkıp usanmadan çok yükseklerde süzülüp les arar. Sırtlanlar gibi bunlar da tabiatın sağlığını korumaya yardımcı olur. Leşleri tüketerek salgın hastalıkları önler. Bu parçanın yazarı beslenme üzerinden I. Akbaba - sırtlan II. Akbaba - les III. Akbaba - yırtıcı kuşlar ilişkilerinden hangilerini kurmaktadır? A) Yalnız II B) I ve II C) I ve III D) II ve III E) I, II ve III
21. Anthony Burgess'in çağdaş toplumlarda şiddet
eğiliminin çığ gibi artmasını eleştiren romanı Otomatik
Portakal, yönetmen Stanley Kubrick'in elinde etkileyici
bir filme dönüşür. Çünkü romanın ana mesajı filmde de
görkemli biçimde yansıtılır: Şiddet temelde bireysel
değil, toplumsaldır. Toplum şiddeti teşvik eder,
yüreklendirir, ona karşı gibi görünse bile onu besler.
Filmde aileden okula, hastaneden hapishaneye her
yerde şiddetin değişik uygulamaları göze çarpar. Filmin,
çevresindekilere işkence eden ana karakterinin daha
sonra başkalarının şiddetinin kurbanı olması, toplumun
içinde örülmüş bu şiddetin döngüselliğini ortaya koyar.
Şiddeti uygulayanla şiddete maruz kalanın yer
değiştirmesi, bu olgunun hiçbir zaman ortadan
kaldırılamayacağını düşündürür.
Bu parçada anlatılanlarla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Kişisel bir olgu olarak nitelendirilen şiddet, aslında
sosyal yaşamın bir parçasıdır.
B) Film, romanın şiddetle ilgili vermek istediği mesajı
doğru bir şekilde yansıttığı için başarılıdır.
c) Roman ve filmdeki şiddet, okuyucusunu ya da
izleyicisini siddete yönlendirmektedir.
D) Şiddet uygulanan kişilerin daha sonra siddet
uygulayan bireylere dönüşmesi şiddetin önlenmesini
zorlaştırır.
El Farklı boyutlara sahip olan şiddet, toplumun çoğu
kurumunda görülmektedir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
21. Anthony Burgess'in çağdaş toplumlarda şiddet eğiliminin çığ gibi artmasını eleştiren romanı Otomatik Portakal, yönetmen Stanley Kubrick'in elinde etkileyici bir filme dönüşür. Çünkü romanın ana mesajı filmde de görkemli biçimde yansıtılır: Şiddet temelde bireysel değil, toplumsaldır. Toplum şiddeti teşvik eder, yüreklendirir, ona karşı gibi görünse bile onu besler. Filmde aileden okula, hastaneden hapishaneye her yerde şiddetin değişik uygulamaları göze çarpar. Filmin, çevresindekilere işkence eden ana karakterinin daha sonra başkalarının şiddetinin kurbanı olması, toplumun içinde örülmüş bu şiddetin döngüselliğini ortaya koyar. Şiddeti uygulayanla şiddete maruz kalanın yer değiştirmesi, bu olgunun hiçbir zaman ortadan kaldırılamayacağını düşündürür. Bu parçada anlatılanlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Kişisel bir olgu olarak nitelendirilen şiddet, aslında sosyal yaşamın bir parçasıdır. B) Film, romanın şiddetle ilgili vermek istediği mesajı doğru bir şekilde yansıttığı için başarılıdır. c) Roman ve filmdeki şiddet, okuyucusunu ya da izleyicisini siddete yönlendirmektedir. D) Şiddet uygulanan kişilerin daha sonra siddet uygulayan bireylere dönüşmesi şiddetin önlenmesini zorlaştırır. El Farklı boyutlara sahip olan şiddet, toplumun çoğu kurumunda görülmektedir.