Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

TYT ODAK - TÜRKÇE
29. Kalabalık caddenin tam ortasında, dıştan görüntüsüyle
ilk görenlerin hemen dikkatini çeken heybetli ve gizemli
bir yapı... Kanatlı kapısı, kapının nakışları, tokmağı,
kapının gıcırdayarak açılışı, içeri girer girmez insanın
yüzüne değen serinlik... Tam ortada büyük bir havuz...
Fiskiyeli. Birkaç yerinde bakırdan çeşmeler, havuzun
şırıltısı, kuşların civiltısı... Bütün bunların arasından dar
odaları bir bir selamlayarak yürürken her oda, tarihten
süzülen bir ışık hüzmesi gibi... Yazmacılar, ahşaptan
oyma baskılarıyla tarihi canlı tutmaya çalışarak etrafına
toplananlara, baskı ile yazma yapan usta... Dilinde bil-
dik bir türkü “Başındaki yazmayı da sarıya mi boyadın?”
Bu parçanın anlatımında;
1.
Niteleme,
IL Benzetme,
III. Yineleme,
IV Sayıp dökme,
V. Devrik cümle
özelliklerinden hangisine yer verilmemiştir?
HER
BYI.
D)
W.
ALT.
C) II.
EX.
Cu
g.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT ODAK - TÜRKÇE 29. Kalabalık caddenin tam ortasında, dıştan görüntüsüyle ilk görenlerin hemen dikkatini çeken heybetli ve gizemli bir yapı... Kanatlı kapısı, kapının nakışları, tokmağı, kapının gıcırdayarak açılışı, içeri girer girmez insanın yüzüne değen serinlik... Tam ortada büyük bir havuz... Fiskiyeli. Birkaç yerinde bakırdan çeşmeler, havuzun şırıltısı, kuşların civiltısı... Bütün bunların arasından dar odaları bir bir selamlayarak yürürken her oda, tarihten süzülen bir ışık hüzmesi gibi... Yazmacılar, ahşaptan oyma baskılarıyla tarihi canlı tutmaya çalışarak etrafına toplananlara, baskı ile yazma yapan usta... Dilinde bil- dik bir türkü “Başındaki yazmayı da sarıya mi boyadın?” Bu parçanın anlatımında; 1. Niteleme, IL Benzetme, III. Yineleme, IV Sayıp dökme, V. Devrik cümle özelliklerinden hangisine yer verilmemiştir? HER BYI. D) W. ALT. C) II. EX. Cu g.
22.
I. Günümüzde bilişim teknolojilerindeki hızlı değişim ve
bu teknolojileri kullanabilen genç ve dinamik nüfusun
fazla olması, ticarete bambaşka bir boyut
kazandırarak "elektronik ticaret (e-ticaret)” kavramını
oluşturmuştur. E-ticaret, özel oluşturulmuş sistemler
yoluyla genel ağ üzerinden verilen veya alınan
siparişler ile mal ve hizmetleri alıp satma işlemidir.
E-ticaret ile birlikte Anadolu'nun ücra bir köyünde
oturduğunuz yerden internet aracılığıyla gida, uçak
bileti, tekstil ürünü, elektronik eşya vb. ihtiyaç
duyduğunuz herhangi bir ürünü kolayca sipariş
edebilirsiniz.
II. Ticaret; dürüstlük ve güvene dayalı olmalıdır.
Özellikle sanal ortamda gerçekleşen alışverişlerde
sipariş edilen ürünle karşılaşılan ürün aynı
olmayabilir
. Bu durum, e-ticaret müşterisini mağdur
edebilir. Böyle durumlarla karşılaşmamak için
alışverişler devletin onayladığı ve güvenli altyapıya
sahip sitelerden yapılmalıdır.
Il numaralı parçanın I numaralı parçayla ilişkisini
aşağıdakilerin hangisi açıklamaktadır?
A) Aktarılanları farklı örneklerle desteklemek
B) Gerekçeleri açıklayarak ana düşünceyi vurgulamak
ile benzer sonuçlarını göstermek
D) Anlatılanların olumsuz taraflarına dikkat çekmek
E) Değişik bakış açılarıyla tespitleri genelleştirmek
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
22. I. Günümüzde bilişim teknolojilerindeki hızlı değişim ve bu teknolojileri kullanabilen genç ve dinamik nüfusun fazla olması, ticarete bambaşka bir boyut kazandırarak "elektronik ticaret (e-ticaret)” kavramını oluşturmuştur. E-ticaret, özel oluşturulmuş sistemler yoluyla genel ağ üzerinden verilen veya alınan siparişler ile mal ve hizmetleri alıp satma işlemidir. E-ticaret ile birlikte Anadolu'nun ücra bir köyünde oturduğunuz yerden internet aracılığıyla gida, uçak bileti, tekstil ürünü, elektronik eşya vb. ihtiyaç duyduğunuz herhangi bir ürünü kolayca sipariş edebilirsiniz. II. Ticaret; dürüstlük ve güvene dayalı olmalıdır. Özellikle sanal ortamda gerçekleşen alışverişlerde sipariş edilen ürünle karşılaşılan ürün aynı olmayabilir . Bu durum, e-ticaret müşterisini mağdur edebilir. Böyle durumlarla karşılaşmamak için alışverişler devletin onayladığı ve güvenli altyapıya sahip sitelerden yapılmalıdır. Il numaralı parçanın I numaralı parçayla ilişkisini aşağıdakilerin hangisi açıklamaktadır? A) Aktarılanları farklı örneklerle desteklemek B) Gerekçeleri açıklayarak ana düşünceyi vurgulamak ile benzer sonuçlarını göstermek D) Anlatılanların olumsuz taraflarına dikkat çekmek E) Değişik bakış açılarıyla tespitleri genelleştirmek
1. - 3. sorularda, numaralanmış cümlelerden
hangisinin parçanın anlam bütünlüğünü
bozduğunu bulunuz.
4.
1. (1) Firtina Vadisi ormanları, dünyada korumada öncelikli
ilk yüz alandan biri. (11) Bölge öyle bir biyolojik çeşitliliğe
sahip ki Kaçkar Dağları ile birlikte 537 odunsu bitki,
136 kuş, 30 memeli, 21 sürüngen ve 116 endemik bitki
türüne ev sahipliği yapıyor. (III) Firtina Vadisi'nin Doğu
Karadeniz turizminde özel bir yeri var. (IV) Bölge doğal
sit alanı yani dokunulmaz. (V) Başka bir deyişle,
bölgede yapılaşma olamaz, inşaat yapılamaz, yol
açılamaz.
A) 1.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. - 3. sorularda, numaralanmış cümlelerden hangisinin parçanın anlam bütünlüğünü bozduğunu bulunuz. 4. 1. (1) Firtina Vadisi ormanları, dünyada korumada öncelikli ilk yüz alandan biri. (11) Bölge öyle bir biyolojik çeşitliliğe sahip ki Kaçkar Dağları ile birlikte 537 odunsu bitki, 136 kuş, 30 memeli, 21 sürüngen ve 116 endemik bitki türüne ev sahipliği yapıyor. (III) Firtina Vadisi'nin Doğu Karadeniz turizminde özel bir yeri var. (IV) Bölge doğal sit alanı yani dokunulmaz. (V) Başka bir deyişle, bölgede yapılaşma olamaz, inşaat yapılamaz, yol açılamaz. A) 1. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Bir milletin edebiyatı, milli ruhu ve millî hayatı gösterme
için en samimi ayna sayılabilir. "Bir millet, hayatı nas
görüyor, nasıl düşünüyor, nasıl hissediyor?” Biz, bunu e
doğru ve en canlı olarak o milletin düşünce ve kaler
ürünlerinde bulabiliriz. Edebiyat, toplumun bir kurum
olmasından dolayı kendisini oluşturan toplumun diğe
kurumlarıyla bağlı ve onlarla uyumludur. Geçmiş zaman
lara ait bir edebî eseri layıkıyla ve ----
manasıyla anlamak
için, önce o devrin genel hayatını, yaşayış ve düşünüş
tarzlarini, o devir insanlarının hayat ve evren hakkında
neler bildiklerini öğrenmemiz gerekir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangi-
si getirilmelidir?
A) psikolojik
B)
felser
C) tarihi
C
sosyolojik
askeri
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Bir milletin edebiyatı, milli ruhu ve millî hayatı gösterme için en samimi ayna sayılabilir. "Bir millet, hayatı nas görüyor, nasıl düşünüyor, nasıl hissediyor?” Biz, bunu e doğru ve en canlı olarak o milletin düşünce ve kaler ürünlerinde bulabiliriz. Edebiyat, toplumun bir kurum olmasından dolayı kendisini oluşturan toplumun diğe kurumlarıyla bağlı ve onlarla uyumludur. Geçmiş zaman lara ait bir edebî eseri layıkıyla ve ---- manasıyla anlamak için, önce o devrin genel hayatını, yaşayış ve düşünüş tarzlarini, o devir insanlarının hayat ve evren hakkında neler bildiklerini öğrenmemiz gerekir. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangi- si getirilmelidir? A) psikolojik B) felser C) tarihi C sosyolojik askeri
www.mubayayin
10. 1. Berna Moran, ortaöğrenimini Darüşşafaka ve Işık Lisesi'nde
tamamladıktan sonra 1941'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümüne girdi.
II. 1950-51 yılları arasında İngiltere'de Cambridge Universite-
sinde doçentlik çalışması yaptı.
III. Sonradan 3 cilde ulaşan söz konusu inceleme kitabını ve
çok sayıda eseri Türk edebiyatına kazandıran Moran 1993'te
aramızdan ayrıldı.
IV. 1945'te mezun olarak aynı bölümde asistanlığa başladı.
V. Moran, bu eserini Türk Romanina Eleştirel Bir Bakış adlı in-
celeme kitabını oluştururken de esas aldı.
VI. Moran, 1972'de yayımlanan Edebiyat Kuramları ve Eleştiri
adlı eseriyle büyük ilgi görmüş ve 1973 Türk Dil Kurumu Bi-
lim Ödülü'nü kazanmıştı.
Yukarıda numaralanmış cümlelerden anlamlı bir bütün
oluşturmak için yapılacak doğru sıralama aşağıdakilerden
hangisinde verilmiştir?
B) I-IV-II-VI-V-III
A) I-III-II-IV-V-VI
C) II-V-IV-III-I-VI
D) III-11-V-I-IV-VI
E) III-IV-V-I-II-VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
www.mubayayin 10. 1. Berna Moran, ortaöğrenimini Darüşşafaka ve Işık Lisesi'nde tamamladıktan sonra 1941'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümüne girdi. II. 1950-51 yılları arasında İngiltere'de Cambridge Universite- sinde doçentlik çalışması yaptı. III. Sonradan 3 cilde ulaşan söz konusu inceleme kitabını ve çok sayıda eseri Türk edebiyatına kazandıran Moran 1993'te aramızdan ayrıldı. IV. 1945'te mezun olarak aynı bölümde asistanlığa başladı. V. Moran, bu eserini Türk Romanina Eleştirel Bir Bakış adlı in- celeme kitabını oluştururken de esas aldı. VI. Moran, 1972'de yayımlanan Edebiyat Kuramları ve Eleştiri adlı eseriyle büyük ilgi görmüş ve 1973 Türk Dil Kurumu Bi- lim Ödülü'nü kazanmıştı. Yukarıda numaralanmış cümlelerden anlamlı bir bütün oluşturmak için yapılacak doğru sıralama aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir? B) I-IV-II-VI-V-III A) I-III-II-IV-V-VI C) II-V-IV-III-I-VI D) III-11-V-I-IV-VI E) III-IV-V-I-II-VI
"Onur" ve "gurur” sözcüklerini birbirinin yerine kullanmak di-
lin olanaklarından yararlanmayı bilmemekten kaynaklanan
bir sorundur. Çünkü bu sözcükler arasında milyonlarca kilo-
metre hatta işık yılları kadar fark vardır. Onur; sadece kendini
gerçekleştirebilmiş insanlarla yaşar, nefes alır, insan olmanın
bir getirisi olarak doğal alanına kendiliğinden yerleşir. Onurlu
insanlar, empati yapabildikleri gibi yeri geldiğinde muhakeme
güçleriyle hata yaptıklarını kabul edebilen dürüst insanlar ola-
rak çevrelerince sevilir. Gururla birlikte yaşayamaz zira gurur
kapıdan girdiğinde onur çoktan yolu yarılamıştır. Gurur, içi
boş bir kovadır; düşünmeyi, tartmayı, değerlendirmeyi bilmez.
Kendi öz doğası gereği direkt tepki verir. Etkinin kardeşidir,
kibirlidir, kimi zaman şiddeti de doğurur. Özetle -
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdaki-
lerden hangisinin getirilmesi uygun olur?
A)) onur, nesnel kıstaslarla tanımlanabilen bir kavramken gu-
rur olabildiğince özneldir.
B) gurur belli zamanda oluşan bir bakış açısı, onur ise varo-
luştan getirilen özelliktir.
C) gurur, gösterişi ve üstünlüğü yeğlerken onur duygudaşlığı
ve kabulü benimser.
D) gururun onurdan farkı meseleyi gereğinden fazla şahsileş-
tiriyor olmasıdır.
E) gururunu her şeyin üstünde tutan, hiçbir zaman olgunlaşa-
maz.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
"Onur" ve "gurur” sözcüklerini birbirinin yerine kullanmak di- lin olanaklarından yararlanmayı bilmemekten kaynaklanan bir sorundur. Çünkü bu sözcükler arasında milyonlarca kilo- metre hatta işık yılları kadar fark vardır. Onur; sadece kendini gerçekleştirebilmiş insanlarla yaşar, nefes alır, insan olmanın bir getirisi olarak doğal alanına kendiliğinden yerleşir. Onurlu insanlar, empati yapabildikleri gibi yeri geldiğinde muhakeme güçleriyle hata yaptıklarını kabul edebilen dürüst insanlar ola- rak çevrelerince sevilir. Gururla birlikte yaşayamaz zira gurur kapıdan girdiğinde onur çoktan yolu yarılamıştır. Gurur, içi boş bir kovadır; düşünmeyi, tartmayı, değerlendirmeyi bilmez. Kendi öz doğası gereği direkt tepki verir. Etkinin kardeşidir, kibirlidir, kimi zaman şiddeti de doğurur. Özetle - Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdaki- lerden hangisinin getirilmesi uygun olur? A)) onur, nesnel kıstaslarla tanımlanabilen bir kavramken gu- rur olabildiğince özneldir. B) gurur belli zamanda oluşan bir bakış açısı, onur ise varo- luştan getirilen özelliktir. C) gurur, gösterişi ve üstünlüğü yeğlerken onur duygudaşlığı ve kabulü benimser. D) gururun onurdan farkı meseleyi gereğinden fazla şahsileş- tiriyor olmasıdır. E) gururunu her şeyin üstünde tutan, hiçbir zaman olgunlaşa- maz.
39. ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplandırınız.
40. Bu parçada söz konusu yazarla ilgili
aşağıdakilerden hangisi Soylenemez
At Onü, ülke sınırlarını aşmiştir.
Yirminci yüzyılda etkisini sürdürmüştür.
C) Edebiyat tarihinde yer etmiş bir yazardır.
D) Suç ve Ceza romanında soyut temalan işlemiştir.
E) Genellikle sosyal sorunlara değinmiştir.
B)
Dostoyevski, sadece Rus edebiyatının değil, bütün dünya
edebiyatının önemli bir ismidir. On dokuzuncu yüzyılda eserler
akımının oluşumuna da eserleriyle yön vermiştir. Dostoyevski'nin
veren yazar, yirminci yüzyılı derinden etkileyen varoluşçuluk
en nitelikli yapıtlarından biri "Yeraltından Notlar" adlı kitabıdır. Bu
romanda toplum karşısında yabancılaşmış bireyin sıkıntılarını
anlatır. Diğer önemli yapıtı "Suç ve Ceza" adlı romanıdır. Kitabın
başkahramanı olan Raskolnikov, Rusya'nın Saint Petersburg
şehrinde hukuk fakültesinde okuyan başarılı bir öğrencidir. Fakir
olduğu için hayatını ve öğretimini devam ettirmekte oldukça
zorlanır. Bu sebeple de öğrenimini yarıda bırakmaya mecbur
kalır
. Yaşadığı hayat, iç dünyasında kalıcı zararlar vermeye
başlar ve kendi içinde
birçok çelişki yaşamaya başlar. Okumak
için geldiği Saint Petersburg'da kirasını ödeyemez hale gelir
ve yakınlarda bulunan, hiç kimsenin sevmediği tefeci kadına
giderek saatini satar. Bunu yaparken bir yandan da düşüncelere
dalar/Fakirler ve zenginler arasındaki ayrıma bir türlü anlam
veremez. Kendi içinde bu çatışmaları yaşayan Raskolnikov,
daha fazla dayanamaz ve insanların sırtından geçinen bir
parazit olarak gördüğü tefeci kadını öldürür. Işlediği cinayet
sonrası Raskolnikov'un durumu daha da kötüye gider. Duyduğu
pişmanlıklar ve iç çekişler onu iyice bitkin düşürür ve bunun
sonucunda Raskolnikov hastalanır. Suç ve ceza kavramlarını
düşünmek, somut olarak açıklamaya çalışmak onu bu
hastalığın kucağına atar. Bundan sonra yaşamı asla eskisi gibi
olmayacaktır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
39. ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplandırınız. 40. Bu parçada söz konusu yazarla ilgili aşağıdakilerden hangisi Soylenemez At Onü, ülke sınırlarını aşmiştir. Yirminci yüzyılda etkisini sürdürmüştür. C) Edebiyat tarihinde yer etmiş bir yazardır. D) Suç ve Ceza romanında soyut temalan işlemiştir. E) Genellikle sosyal sorunlara değinmiştir. B) Dostoyevski, sadece Rus edebiyatının değil, bütün dünya edebiyatının önemli bir ismidir. On dokuzuncu yüzyılda eserler akımının oluşumuna da eserleriyle yön vermiştir. Dostoyevski'nin veren yazar, yirminci yüzyılı derinden etkileyen varoluşçuluk en nitelikli yapıtlarından biri "Yeraltından Notlar" adlı kitabıdır. Bu romanda toplum karşısında yabancılaşmış bireyin sıkıntılarını anlatır. Diğer önemli yapıtı "Suç ve Ceza" adlı romanıdır. Kitabın başkahramanı olan Raskolnikov, Rusya'nın Saint Petersburg şehrinde hukuk fakültesinde okuyan başarılı bir öğrencidir. Fakir olduğu için hayatını ve öğretimini devam ettirmekte oldukça zorlanır. Bu sebeple de öğrenimini yarıda bırakmaya mecbur kalır . Yaşadığı hayat, iç dünyasında kalıcı zararlar vermeye başlar ve kendi içinde birçok çelişki yaşamaya başlar. Okumak için geldiği Saint Petersburg'da kirasını ödeyemez hale gelir ve yakınlarda bulunan, hiç kimsenin sevmediği tefeci kadına giderek saatini satar. Bunu yaparken bir yandan da düşüncelere dalar/Fakirler ve zenginler arasındaki ayrıma bir türlü anlam veremez. Kendi içinde bu çatışmaları yaşayan Raskolnikov, daha fazla dayanamaz ve insanların sırtından geçinen bir parazit olarak gördüğü tefeci kadını öldürür. Işlediği cinayet sonrası Raskolnikov'un durumu daha da kötüye gider. Duyduğu pişmanlıklar ve iç çekişler onu iyice bitkin düşürür ve bunun sonucunda Raskolnikov hastalanır. Suç ve ceza kavramlarını düşünmek, somut olarak açıklamaya çalışmak onu bu hastalığın kucağına atar. Bundan sonra yaşamı asla eskisi gibi olmayacaktır.
8.
2.
39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayiniz.
enler,
asi,
umu
su
gunu
iz
amak
eni
San
iz
n
an
Ibn Rüşd 1153 yılında Marakeş'e gider. Astronomi alanında
çalışmalar yapmayı amaçlar. Bu alanda araştırma yaparken
Aristo'nun De Caelo Et Mundo adlı eseri ile karşılaşır ve ona bir
şerh yazar. Bu şerhten çok kısa bir süre sonra 1169 yılında,
döneminin en ünlü âlimlerinden olan Ibn Tufeyl ile yolları kesişir
Ibn Rüşd'un. Ibn Tufeyl, Merini Hükümdarı Sultan Ebu Yakup
Yusuf'un güvendiği âlimlerdendir. Merini Hükümdarı Yusuf,
hayatının çok büyük bir kısmını Endülüs'te geçirmiş,
Endülüs'ün ilim hayatına hayran olmuştur. İlgi alani felsefe ve
tıptır. Ilme ve fenne olan alakası, onu, o zamanlar Batı
dünyasında popüler olan Aristoteles'e yönlendirmiştir. Fakat
Aristo'nun anlatımı ve dili Sultan Yusuf için ağırdır. O da
çevresinde en çok güvendiği âlim olan İbn Tufeyl'den Aristo'nun
şerhini yapmasını ister. Lakin İbn Tufeyl 60 yaşını aşmıştır ve
artık bu kadar ağır bir işle uğraşmaya niyeti yoktur. Aklına,
daha önce Aristo şerhi yapmış olan Ibn Rüşd gelir ve hem
sultana hem de İbn Rüşd'e bunu teklif eder. Sultan Yusuf önce
Ibn Rüşd ile görüşmek istediğini belirtir. İbn Rüşd, tabir
yerindeyse Sultan tarafından felsefi soru yağmuruna tutulur. İbn
Rüşd, Sultan Yusuf'u tatmin edecek cevapları verir. Sultan, İbn
Rüşd'e çeşitli hediyeler ve ödüller vererek ondan Aristo'yu şerh
etmesini ister. Böylelikle İbn Rüşd, Arap dünyasını Aristo ile
tanıştırmış olur.
di
der.
bul
39. Bu parçadan hareketle İbn Rüşd"le ilgili olarak
1. Marakeş'te Ibn Tufeyl ile karşılaşmıştır.
II. Merini Hükümdarı Yusuf'un felsefi sorularıyla
muhatap olmuştur.
iği
III. Çeşitli ödüllere ve saygınlığa ulaşmak için Aristo'yu
Arap dünyasına tanıtmıştır.
IV. Başka bir bilginin vesilesiyle Merini Hükümdarı
Yusuf'la bir araya gelmiştir.
C) Yalnız tv
ne
yargılarından hangisi söylenemez?
A Yalnız! Blive Ti
Eltve IV
ve II
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. 2. 39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayiniz. enler, asi, umu su gunu iz amak eni San iz n an Ibn Rüşd 1153 yılında Marakeş'e gider. Astronomi alanında çalışmalar yapmayı amaçlar. Bu alanda araştırma yaparken Aristo'nun De Caelo Et Mundo adlı eseri ile karşılaşır ve ona bir şerh yazar. Bu şerhten çok kısa bir süre sonra 1169 yılında, döneminin en ünlü âlimlerinden olan Ibn Tufeyl ile yolları kesişir Ibn Rüşd'un. Ibn Tufeyl, Merini Hükümdarı Sultan Ebu Yakup Yusuf'un güvendiği âlimlerdendir. Merini Hükümdarı Yusuf, hayatının çok büyük bir kısmını Endülüs'te geçirmiş, Endülüs'ün ilim hayatına hayran olmuştur. İlgi alani felsefe ve tıptır. Ilme ve fenne olan alakası, onu, o zamanlar Batı dünyasında popüler olan Aristoteles'e yönlendirmiştir. Fakat Aristo'nun anlatımı ve dili Sultan Yusuf için ağırdır. O da çevresinde en çok güvendiği âlim olan İbn Tufeyl'den Aristo'nun şerhini yapmasını ister. Lakin İbn Tufeyl 60 yaşını aşmıştır ve artık bu kadar ağır bir işle uğraşmaya niyeti yoktur. Aklına, daha önce Aristo şerhi yapmış olan Ibn Rüşd gelir ve hem sultana hem de İbn Rüşd'e bunu teklif eder. Sultan Yusuf önce Ibn Rüşd ile görüşmek istediğini belirtir. İbn Rüşd, tabir yerindeyse Sultan tarafından felsefi soru yağmuruna tutulur. İbn Rüşd, Sultan Yusuf'u tatmin edecek cevapları verir. Sultan, İbn Rüşd'e çeşitli hediyeler ve ödüller vererek ondan Aristo'yu şerh etmesini ister. Böylelikle İbn Rüşd, Arap dünyasını Aristo ile tanıştırmış olur. di der. bul 39. Bu parçadan hareketle İbn Rüşd"le ilgili olarak 1. Marakeş'te Ibn Tufeyl ile karşılaşmıştır. II. Merini Hükümdarı Yusuf'un felsefi sorularıyla muhatap olmuştur. iği III. Çeşitli ödüllere ve saygınlığa ulaşmak için Aristo'yu Arap dünyasına tanıtmıştır. IV. Başka bir bilginin vesilesiyle Merini Hükümdarı Yusuf'la bir araya gelmiştir. C) Yalnız tv ne yargılarından hangisi söylenemez? A Yalnız! Blive Ti Eltve IV ve II
12. Zaman, dur artık geçme, bahtiyar saatler, siz
Akmaz olunuz artık!
En güzel günümüzün tadalim o süreksiz
Hazlarını azıcık
Bu misraların bir bütün olarak içerdiği anlam aşağıdaki
cümlelerden hangisiyle ifade edilemez?
A) Yaşadığımız anlardan zevk almalıyız.
Yaşamdan alınan hazlar süreklilik arz etmeli.
Yaşamaktan tat almak gerekir.
Haz alınmayan bir yaşam, mutsuzluğun temel
kaynağıdır.
E) Yaşam, her durumuyla insana daima mutluluk
vermelidir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12. Zaman, dur artık geçme, bahtiyar saatler, siz Akmaz olunuz artık! En güzel günümüzün tadalim o süreksiz Hazlarını azıcık Bu misraların bir bütün olarak içerdiği anlam aşağıdaki cümlelerden hangisiyle ifade edilemez? A) Yaşadığımız anlardan zevk almalıyız. Yaşamdan alınan hazlar süreklilik arz etmeli. Yaşamaktan tat almak gerekir. Haz alınmayan bir yaşam, mutsuzluğun temel kaynağıdır. E) Yaşam, her durumuyla insana daima mutluluk vermelidir.
tur.
☺
(1) Şiirin başta gelen unsurlarından biri kabul edilen imajlar,
şairin hayal gücünü ve eserinin orijinalliğini ortaya koyar.
(II) Şiir, işlevsel konulara yer verdikçe imajı güçlenen bir
yazın türüdür. (III) Eleştirmenler ve edebiyat tarihçileri,
şairin edebî şahsiyetini ve diğer sanatçılar içindeki yerini
belirlerken onun özellikle imajları kullanabilme becerisine
bakarlar. (IV) Edebî eserlerde özellikle de şiirde dile
getirilmek isteneni daha canlı, daha etkili, duyumsanabilir,
göz önüne getirilebilir bir biçimde anlatmak için zihinde
canlandırılabilen yeni biçimlere imaj denir. (V) Imajin
türediği Fransızca "imaginer" fili ise hayal etmek, tasavvur
etmek, düşünmek anlamlarına gelmektedir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) IV
B) 11
C) V
D) 1
E) III
120
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
tur. ☺ (1) Şiirin başta gelen unsurlarından biri kabul edilen imajlar, şairin hayal gücünü ve eserinin orijinalliğini ortaya koyar. (II) Şiir, işlevsel konulara yer verdikçe imajı güçlenen bir yazın türüdür. (III) Eleştirmenler ve edebiyat tarihçileri, şairin edebî şahsiyetini ve diğer sanatçılar içindeki yerini belirlerken onun özellikle imajları kullanabilme becerisine bakarlar. (IV) Edebî eserlerde özellikle de şiirde dile getirilmek isteneni daha canlı, daha etkili, duyumsanabilir, göz önüne getirilebilir bir biçimde anlatmak için zihinde canlandırılabilen yeni biçimlere imaj denir. (V) Imajin türediği Fransızca "imaginer" fili ise hayal etmek, tasavvur etmek, düşünmek anlamlarına gelmektedir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) IV B) 11 C) V D) 1 E) III 120
TYT/Türkçe
25.
24. Şair, günlük konusma dilinin
olanaklarını beğenmez;
her zaman yeni anlamlar arar. Bu anlamlar için yeni
sözcük türetme yoluna gidemez. Bu nedenle eldeki
kelimelerle yeni anlamlar meydana getirir. Mecaz ve imge
böyle ortaya çıkar. Sözcüğün gerçek anlamı dışında akla
getirdiği çağrışımlar, imgeyle ve mecazla sağlanır. Bunu
en iyi yapabilenler de şairlerdir. Şair, dilin ifade imkânını
genişleten, geliştiren kişidir.
Bu parçanın başına
1. Edebî eserlerde tema, farklı işlevlerde kullanılır
II. Sanatçının yorumu, kullandığı malzemeye göre
değişir
G
W. Siirle uğraşanlar, dilde farkli
ifadelerin peşindedir
yargılarından hangileri getirilebilir?
A Yalnız!
B) Yalnız 11
Yalnız III
Dye III
) ve III
UV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/Türkçe 25. 24. Şair, günlük konusma dilinin olanaklarını beğenmez; her zaman yeni anlamlar arar. Bu anlamlar için yeni sözcük türetme yoluna gidemez. Bu nedenle eldeki kelimelerle yeni anlamlar meydana getirir. Mecaz ve imge böyle ortaya çıkar. Sözcüğün gerçek anlamı dışında akla getirdiği çağrışımlar, imgeyle ve mecazla sağlanır. Bunu en iyi yapabilenler de şairlerdir. Şair, dilin ifade imkânını genişleten, geliştiren kişidir. Bu parçanın başına 1. Edebî eserlerde tema, farklı işlevlerde kullanılır II. Sanatçının yorumu, kullandığı malzemeye göre değişir G W. Siirle uğraşanlar, dilde farkli ifadelerin peşindedir yargılarından hangileri getirilebilir? A Yalnız! B) Yalnız 11 Yalnız III Dye III ) ve III UV
TYT TÜRKÇE 01
.
O zamanlarda Türkiye sıkıntılı bir dönemden geçtiği için
ister istemez ortaya bu sıkıntılara değinen Şiirler çıktı, barış
temalı şiirler yazdık; duyarlı insanlardık, ülkemizde ne olu-
yorsa onu yazıyorduk.
Bu cümlede sözü edilen edebiyatçı ile ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A Sanat kaygısını ön plana almadığı
B Şiirlerinde evrenselliğe önem verdiği
c) Toplumsal problemlere kayıtsız kalamadığı
D) Güncelin dışına çıkmadığı
E) Faydacı sanat anlayışına sahip olduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT TÜRKÇE 01 . O zamanlarda Türkiye sıkıntılı bir dönemden geçtiği için ister istemez ortaya bu sıkıntılara değinen Şiirler çıktı, barış temalı şiirler yazdık; duyarlı insanlardık, ülkemizde ne olu- yorsa onu yazıyorduk. Bu cümlede sözü edilen edebiyatçı ile ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? A Sanat kaygısını ön plana almadığı B Şiirlerinde evrenselliğe önem verdiği c) Toplumsal problemlere kayıtsız kalamadığı D) Güncelin dışına çıkmadığı E) Faydacı sanat anlayışına sahip olduğu
AGRAF ÇIKMIŞ SORULAR
KARAK
KİTAPL
KI) Bundan birkaç yıl önce üç boyutlu fotoğraf çekmek için
yan yana iki objektif barındıran cep telefonlarıyla karşılaş-
mıştık. (II) Yeni modelde normal lensin yanına bir de siyah
beyaz lens yerleştirilmiş. (III) Şimdi fotoğraf alanında üs-
tünlük kurmaya çalışan cep telefonu üreticilerinin yeniden
bu alana yöneldiğini görüyoruz. (IV) Akıllı telefon üreticisi
firmalardan biri, bunun ilginç örneklerinden birini duyurdu
(V) Ancak üç boyut furyasının kısa sürmesiyle bunların da
ömrü pek uzun olmamıştı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bü-
tün oluşturabilmesi için hangilerinin birbiriyle yerde-
ğiştirmesi gerekir?
A) I ile III
B) I ile IV
IV
D) Il ile V
E) III ile v
Calinen
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
AGRAF ÇIKMIŞ SORULAR KARAK KİTAPL KI) Bundan birkaç yıl önce üç boyutlu fotoğraf çekmek için yan yana iki objektif barındıran cep telefonlarıyla karşılaş- mıştık. (II) Yeni modelde normal lensin yanına bir de siyah beyaz lens yerleştirilmiş. (III) Şimdi fotoğraf alanında üs- tünlük kurmaya çalışan cep telefonu üreticilerinin yeniden bu alana yöneldiğini görüyoruz. (IV) Akıllı telefon üreticisi firmalardan biri, bunun ilginç örneklerinden birini duyurdu (V) Ancak üç boyut furyasının kısa sürmesiyle bunların da ömrü pek uzun olmamıştı. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bü- tün oluşturabilmesi için hangilerinin birbiriyle yerde- ğiştirmesi gerekir? A) I ile III B) I ile IV IV D) Il ile V E) III ile v Calinen
18.
Telefon, hiç kuşkusuz insanların geçmişten günümüze
en önemli haberleşme kaynağıdır. Annesi işitme engelli
olan ve ömrünü işitme engelli bireylerin sessizliğini
ortadan kaldırmaya adayan Graham Bell'in, bu konu
hakkında çalışmalar yaparken farkında olmadan ilk
telefonu icat etmesiyle başlayan bu haberleşme serüveni
günümüze kadar oldukça hızlı bir değişim süreci
geçirmiştir.
Bell'in geliştirdiği ve "Radyofon" adını verdiği
ilk telefonun hemen ardından, büyük bir
yenilik olarak dinleme ve konuşma için farklı
mekanizmaları olan ilk ahizeli telefon piyasa-
C
ya sürülür.
1894 yılında Marconi adh italyan mucidin
radyoyu bulmasıyla başlayan süreç kısa
sürede tüm dünyaya yayılmış; radyo frekansi-
nin tüm kara ve denizlerde kablosuz haberleş-
me imkânı sağlamasından yararlanılarak
kullanılan bu telefon çeşidine "telsiz" adı
verilmiştir.
60'li yılların başında elektronik teknolojisinde
büyük bir patlama yaşanır. Önceleri çevirmeli
olarak üretilse de daha sonra ergonomik
olması dolayısıyla tuşlu olarak üretilen ve kısa
sürede neredeyse her eve giren tuşlu
telefonların hemen ardından ekranlı ev
telefonlan ve araç telefonları üretilmiştir.
1983 yılında ise yaklaşık 850 gr ağırlığında
olan ilk cep telefonu piyasaya sürülmüştür. Alti
yıl sonra ise dünyada büyük ses getiren,
ekranı sayesinde yapılan aramaları gösteren
ve bu konuda ilk olma özelliği taşıyan kapaklı
model cep telefonu üretilmiştir.
Telefon ile ilgili son teknoloji ise günümüzde
7'den 77'ye neredeyse herkes tarafından
kullanılan ve yalnızca iletişim amaçlı
kullanımla sınırlı olmayan akıll telefonlardır.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumlardan
hangisi yapılamaz?
ABuluşlar tarihine bakıldığında bazı icatların bir
diğerinin bulunmasına öncülük ettiği söylenebilir.
B) Hayatında belli başlı problemler yaşayan kişiler, bu
problemleri aşmaya çalışırken hiç beklemedikleri
durumlara imza atabilirler.
C) Telefon teknolojisinde bir dönem çok hizh
gelişmelere şahit olunmuş ve bu gelişmelerde
kullanıcıların konforu ön planda tutulmuştur.
D) Graham Bell tarafından geliştirilen "Radyofon" adlı
cihazda dinleme ve konuşma aynı mekanizma
üzerinde yapılmaktadır.
E) Üretilen ilk cep telefonu, kullanıcılarına üzerinde
bulunan ekran sayesinde aramalarını görebilme
imkânt sağlamıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
18. Telefon, hiç kuşkusuz insanların geçmişten günümüze en önemli haberleşme kaynağıdır. Annesi işitme engelli olan ve ömrünü işitme engelli bireylerin sessizliğini ortadan kaldırmaya adayan Graham Bell'in, bu konu hakkında çalışmalar yaparken farkında olmadan ilk telefonu icat etmesiyle başlayan bu haberleşme serüveni günümüze kadar oldukça hızlı bir değişim süreci geçirmiştir. Bell'in geliştirdiği ve "Radyofon" adını verdiği ilk telefonun hemen ardından, büyük bir yenilik olarak dinleme ve konuşma için farklı mekanizmaları olan ilk ahizeli telefon piyasa- C ya sürülür. 1894 yılında Marconi adh italyan mucidin radyoyu bulmasıyla başlayan süreç kısa sürede tüm dünyaya yayılmış; radyo frekansi- nin tüm kara ve denizlerde kablosuz haberleş- me imkânı sağlamasından yararlanılarak kullanılan bu telefon çeşidine "telsiz" adı verilmiştir. 60'li yılların başında elektronik teknolojisinde büyük bir patlama yaşanır. Önceleri çevirmeli olarak üretilse de daha sonra ergonomik olması dolayısıyla tuşlu olarak üretilen ve kısa sürede neredeyse her eve giren tuşlu telefonların hemen ardından ekranlı ev telefonlan ve araç telefonları üretilmiştir. 1983 yılında ise yaklaşık 850 gr ağırlığında olan ilk cep telefonu piyasaya sürülmüştür. Alti yıl sonra ise dünyada büyük ses getiren, ekranı sayesinde yapılan aramaları gösteren ve bu konuda ilk olma özelliği taşıyan kapaklı model cep telefonu üretilmiştir. Telefon ile ilgili son teknoloji ise günümüzde 7'den 77'ye neredeyse herkes tarafından kullanılan ve yalnızca iletişim amaçlı kullanımla sınırlı olmayan akıll telefonlardır. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumlardan hangisi yapılamaz? ABuluşlar tarihine bakıldığında bazı icatların bir diğerinin bulunmasına öncülük ettiği söylenebilir. B) Hayatında belli başlı problemler yaşayan kişiler, bu problemleri aşmaya çalışırken hiç beklemedikleri durumlara imza atabilirler. C) Telefon teknolojisinde bir dönem çok hizh gelişmelere şahit olunmuş ve bu gelişmelerde kullanıcıların konforu ön planda tutulmuştur. D) Graham Bell tarafından geliştirilen "Radyofon" adlı cihazda dinleme ve konuşma aynı mekanizma üzerinde yapılmaktadır. E) Üretilen ilk cep telefonu, kullanıcılarına üzerinde bulunan ekran sayesinde aramalarını görebilme imkânt sağlamıştır.
30. Dil gelişiminde anlam bilgisi, konuşanın cümlele-
ri anlamak zorunda olduğu ve onları kişinin kendi
dağarcığı ile ilişkilendirdiği bilgidir. Diğer bir deyişle
sözcüklerin belirli bir anlamı ifade etmek için kullanıl-
masıdır. Anlam bilgisi, nesnelerle semboller arasında
nasıl bir ilişki kurulduğunu ifade etmektedir. Çocuk,
dili anlamlı kullanmaya başladığında belirli durumlar
ve nesnelerle kendi düşünceleri arasında anlamlı
ilişkiler kurar. Sözcük ve cümlelerini belli anlamlar
oluşturmak üzere ortaya koyar. Çocuklar, büyüdükçe
yalnız sözcük dağarcıklarını yeni sözcüklerle zengin-
leştirmekle kalmazlar; aynı zamanda eski sözcükle-
rin yeni ve değişik anlamları olduğunu da öğrenirler.
Sözcük dağarcığının gelişimi, tek başına bize anlam
bilgisi hakkında fazla bilgi vermez.
Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
B) Tanim cümlesi vardır.
C) Amaç - sonuç cümlesi kullanılmıştır.
D) Aşamalı durum cümlesi vardır.
E) Koşul cümlesi vardır.
E
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
30. Dil gelişiminde anlam bilgisi, konuşanın cümlele- ri anlamak zorunda olduğu ve onları kişinin kendi dağarcığı ile ilişkilendirdiği bilgidir. Diğer bir deyişle sözcüklerin belirli bir anlamı ifade etmek için kullanıl- masıdır. Anlam bilgisi, nesnelerle semboller arasında nasıl bir ilişki kurulduğunu ifade etmektedir. Çocuk, dili anlamlı kullanmaya başladığında belirli durumlar ve nesnelerle kendi düşünceleri arasında anlamlı ilişkiler kurar. Sözcük ve cümlelerini belli anlamlar oluşturmak üzere ortaya koyar. Çocuklar, büyüdükçe yalnız sözcük dağarcıklarını yeni sözcüklerle zengin- leştirmekle kalmazlar; aynı zamanda eski sözcükle- rin yeni ve değişik anlamları olduğunu da öğrenirler. Sözcük dağarcığının gelişimi, tek başına bize anlam bilgisi hakkında fazla bilgi vermez. Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Karşılaştırmaya başvurulmuştur. B) Tanim cümlesi vardır. C) Amaç - sonuç cümlesi kullanılmıştır. D) Aşamalı durum cümlesi vardır. E) Koşul cümlesi vardır. E
TYT / Türkçe
21. Kagir bir konağın saçak altında yağmurun dinmesini bek-
lerken, kılavuzumuz Faysal, ellerimizden tutup eski bir
kapıdan içeri sürüklüyor bizi. Marangozlar Çarşısı'ndaki
atölyelerin arasında, giriş kapısı zar zor fark edilen bir es-
naf kahvesi burası. Genellikle yaşlıların müdavimi olduğu
kahvenin duvarlarında, Meryem Ana tasvirleri ve Arap-
ça ayetler bir arada. Sabah saatlerinde taş duvarları saf-
ran sarısı bir ışıkla yıkanan mekânın içinde, tahta masa
ve sandalyelerde oturan müdavimler, hoşkin oynayıp tat-
li sohbetlere dalıyor bütün gün. Derken, 'güm güm' adı
verilen geleneksel cezvelerden minicik fincanlara dolu-
yor yörenin geleneksel acı kahvesi olan 'mirra'larımız...
Teraslarda uçurulan paçalı Mardin güvercinlerine daliyor
gözlerimiz bir ara. Hızla yere dalan, daha sonra da takla-
lar atarak yeniden minare boyu yükselen barışın simgesi
güvercinler, masmavi göğe karışırken, güneş uçsuz bu-
caksız Mardin Ovası'nı mora boyuyor ağır ağır...
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki hangisi kullanıl-
mamıştır?
Öyküleme
B) Betimleme
& Açıklama
D) Kişileştirme
E)
♡
IUVI
E) Karşılaştırma , Gizdigim yerde?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT / Türkçe 21. Kagir bir konağın saçak altında yağmurun dinmesini bek- lerken, kılavuzumuz Faysal, ellerimizden tutup eski bir kapıdan içeri sürüklüyor bizi. Marangozlar Çarşısı'ndaki atölyelerin arasında, giriş kapısı zar zor fark edilen bir es- naf kahvesi burası. Genellikle yaşlıların müdavimi olduğu kahvenin duvarlarında, Meryem Ana tasvirleri ve Arap- ça ayetler bir arada. Sabah saatlerinde taş duvarları saf- ran sarısı bir ışıkla yıkanan mekânın içinde, tahta masa ve sandalyelerde oturan müdavimler, hoşkin oynayıp tat- li sohbetlere dalıyor bütün gün. Derken, 'güm güm' adı verilen geleneksel cezvelerden minicik fincanlara dolu- yor yörenin geleneksel acı kahvesi olan 'mirra'larımız... Teraslarda uçurulan paçalı Mardin güvercinlerine daliyor gözlerimiz bir ara. Hızla yere dalan, daha sonra da takla- lar atarak yeniden minare boyu yükselen barışın simgesi güvercinler, masmavi göğe karışırken, güneş uçsuz bu- caksız Mardin Ovası'nı mora boyuyor ağır ağır... Bu parçanın anlatımında aşağıdaki hangisi kullanıl- mamıştır? Öyküleme B) Betimleme & Açıklama D) Kişileştirme E) ♡ IUVI E) Karşılaştırma , Gizdigim yerde?