Anlatım Biçimleri Soruları

2 Edebiyatın diğer bilim dallarıyla ilişkili olması olağandır. Edebiyat özellikle tip, psikoloji, sosyoloji, tarih gibi bilim dallarının verilerinden yararlanır. Peyami Safa'nın "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu"... Bu roman, edebiyatımızın en tanınmış ve önemli psikolojik romanlarındandır. Peyami Safa; kültürel, bilimsel, felsefi ve sanatsal konulara meraklı olan çok yönlü bir yazardır. Onun bu donanımının bir uzantısı olarak "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" ortaya çıkmıştır. Yazar bu romanda, kahramanın ruh hâlini başarılı bir şekilde analiz etmiştir. Okuyucu, kahramanın yaşadıklarını tüm çıplaklığıyla görebilmiştir. Peyami Safa bu başarısını psikolojinin sunduğu imkanları roman tekniği içerisinde harmanlayabilmesiyle sağlamıştır. Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisi ağır basmaktadır? A) Benzetme B) Sayısal verilerden yararlanma C) Alintilama D) Karşılaştırma E) Örneklendirme

i birço 5. Çok yoğun bir biçimde olmasa da edebiyatın, azından bazı edebî metinlerin okur üzerinde şöy bir sonucu olduğu söylenebilir: Hafızada kalan B resim. Bir kitabı okuduktan sonra, eğer tekrar te rar ona geri dönmüyorsa insan, geçen zaman şeyi alır götürür, okunan öykü unutulur, silikleşir ha 7. İspanya'daki ta önemsizleşir. Geriye kalan şey ise bir resimd re dayanmakt Artık bundan ayırt edilmeyen bir duygu. Kitabın oku sa'dan Roman üzerindeki etkisi de bu resimle kurduğu ilişkiye, 6 marisi eserler resmin onda harekete geçirdiği yaşantıya bağlı des kontrastlan, mi çoğu zaman? az pencereli mimaride öz Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazılı amacı olabilir? Bu parçada rak ulaşıla! A) Edebiyat ile resim arasındaki ilişkiyi ayrıntılı bi şekilde irdelemek A) İspanya alanda ( Zamanın edebiyat ve resim sanatı üzerindeki e B) Mimari kilerini incelemek mek C) Bazı metinlerin zaman içinde okurda yarattığı or C) İspan tak etkiyi açıklamak göre D) Okumanın kişinin hayal gücünü nasıl harekete geçirdiğini kanıtlamak leri k E) Edebiyat okurlarının zaman içinde ne derece E) Mağ benzeştiğini göstermek çika Dispar

1. Gezegenimize mavi rengini veren, yaşamin kaynağı 2. sudur. LUI 11. Bedenimizdeki oranında meydana gelebilecek en küçük eksilme yaşamımızı tehlikeye atıyor. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Bedenimizdeki oranında meydana gelebilecek en küçük eksilmenin yaşamımızı tehlikeye attığı su, hem gezegenimize mavi rengini veren hem de yaşamın tek kaynağıdır. B) Gezegenimize mavi rengini veren, yaşamın kaynağı olan suyun bedenimizdeki oranında bazı zamanlarda oluşabilecek en küçük azalma yaşamımızı tehlikeye atıyor. C) Gezegenimize mavi rengini veren, yaşamın kaynağı olan suyun bedenimizdeki oranında oluşabilecek en küçük azalma yaşamımız için risk oluşturuyor. D) Gezegenimize mavi rengini veren de yaşamın kaynağı da olan suyun bedenimizdeki oranında meydana gelebilecek en küçük eksilme yaşamımızı büyük tehlikeye atıyor. EL Gezegenimize hem mavi rengini veren hem de yaşamın çoğu zaman kaynağı olan suyun bedenimizdeki oranında oluşabilecek en küçük eksilme yaşamımız için risk oluşturuyor.

11. doc kesimdeki kişinin bize baktığını düşünmemi- zin sebebi ressamın optik bir yanılsama yarat- masıdır. III. Ressamlar iki boyutlu nesneleri üç boyutlu hâle getirmek için bazı teknikler kullanırlar. Bu lat A) yargılarının hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız! B) Yalnız II Yalnız III D) I ve II E) II ve III B 24. Bununla birlikte edebî eserde üslup, estetik zevk önemli olduğu için esere, yazarın üslubu, estetik zevk anlayışı yansımakta ve yazarın şahsiyeti eserde bulun- maktadır. Felsefi eserde ise amaç estetik zevk olmadığı için kullanılan dil soyut ve kuru bir dildir. Dolayısıyla da akıl yürütme ve mantıksal çözümlemelerle doludur. Edebiyat, kavram analizlerinden uzaklaşarak olayları somut bir hâle sokmak suretiyle felsefenin soyutluğunu ve kuruluğunu giderir. Bir felsefi eser de filozofun eseri olmasına rağmen, bireyselliği aşan bir konuma sahiptir. Ancak bireyseliğin aşılması, o eseri başka bir filozofun da yazabileceği anlamına gelmez. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Hem edebî eser hem de felsefi eser bireysel bir ça- banın ürünüdür. B) Edebiyat ve felsefenin anlatım aracı olarak kelime- leri kullanmaları, bu iki alanın ortak yönüdür. C) Edebiyat, pek çok kişiye hitap eder ve hitap ettiği kişilere estetik bir zevk vermeyi amaçlar. D) Felsefe tarihine bakıldığında, pek çok filozofun aynı zamanda edebî bir tarzı kullandıkları görülür. E) Insan hayatı, onun varoluşu ve özgürlüğü gibi konu- lar, felsefenin soyut diliyle anlaşılır kılınamaz.

2. "İnsan kendini herkese açmamalı, tam tersine farklı göstermelidir." sözünü ben mi söylemişim? Bu, doğru değil. Çünkü zannımca doğallık her zaman kazanır. Beni bu söz cesaretlendirdi. Doğal görününce ve doğal davranınca her şey olurmuş. Hayaller gerçekleşir, isteklere kavuşulurmuş. Her zaman kendin olup içinden geldiği gibi yazmak gerekirmiş. Gerçeklerden de uzak kalmak insanı bazen rahatlatırmış. Benim de amacım gerçeklere bağlı kalmayıp havada uçmak oldu. Bazen sonsuzlukta süzülmek kalemimle birlikte, bazen de bir bulut oluşturmak yazdıklarımla. Belki de o bulutlar kitaba dönüşecek zamanla. Bu parçanın anlatımıyla ilgili 1. Hayıflanma bildiren yargı vardır. II. Tanım cümlesine yer verilmiştir. III. Yadsıma anlamlı yargı bulunmaktadır. TV. Plasılık bildiren yargı kullanılmıştır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalniz B) Yalnız IV Clivell D) III ve IV E) I, I ve IV

13) ormeren 1. Verimlilik, zihinde başlar ve zihinde bolice dusuncelerin uygulamaya aktarimasıyla gerçekler. Bu soreçte zihinset ve fizikset kaynaktanny değerlendirerek üretim yapmak önemlidir. Verimin gerçekleşmesi; sorgulama, karar verme, planlama, kaynaklan yönetme, uygulama, değerlendirme, sorun çözme gibi becerilere bağlıdır. Bu becerilerin geliştirilmesi ve hayat boyu sürdürülmesi ise çağdaş bir eğitim gerektirir. Şartlanmış ve kalıplaşmış zihinler Üreten geleneksel eğitim anlayışlan, günümüz gelişmeleri karşısında yetersiz kalmaktadır. Geleneksel anlayışla yetişen bireyler, üretim ve verimliliğin gerektirdiği becerileri geliştiremez, yeniliklere uyum sağlayamaz ve ülke kalkınmasına katkıda bulunamaz. Bunu fark eden ülkeler, eğitimde şartlandırma yerine, düşünen, anlayan, sorgulayan ve sorun çözen bireyler yetiştirmeye ağırlık vermektedir. Bu parçada verimlilik ile ilgili olarak aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur? A) Verimlilik hangi durumlarda gerçekleşir? B) Verimliliği oluşturan durumlar insanin zekâsına me bağlıdır? C) Verimliliğin seviyesi kişinin içinde bulunduğu eğitim ortamına göre değişir mi? D) Verimlilik için hangi kaynaklardan yararlanmak gerekir? E) Verimlilik için nasıl bir eğitim anlayışı gereklidir?

7. Ağaçtan ağaca serilmiş beyaz çamaşırlar bu kadar durgun, güneşsiz, ıslak bir şekilde ilık havada hiç kurumayacaklar. Tahta masanın üstüne çıkmış bu kedi, köpeğime durmadan homurdanacak mı? Sandalyenin üstündeki vişneçürüğü rengindeki delik çoraplar... Asmanın yaprakları daha yemyeşil. Bizim bahçedeki kurudu bile. Deniz, Bozburun'a doğru başını almış gidiyor. Uzaklarda görünen, İstanbul'un neresi kim bilir? Sesler neden gelmiyor? Bu düşünceler içinde giderken geçmişi düşünmeden de edemiyordu. Yaşadığı bunca olaya bir anlam vermeye çalışıyordu. İstanbul ona birçok güzelliğin yanında bilinmezlikler de sunmuştu. Hayatının hem en güzel hem de en karmaşık günlerini yedi tepeli şehirde yaşamıştı. Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Farklı duyular ile ilgili ayrıntılara yer verilmiştir. B) Konu tartışma havasında ele alınmıştır. C) Betimleyici sözcükler kullanılmıştır. D) Eksiltili cümleye yer verilmiştir. E) Pekiştirmeli sözcük vardır.

11 35. 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız eğitim cost T!) aralığında kastare = COS X Katip Çelebi. çok yönlü ve donanımlı kişiliği ile 17. asır Osman 2 var. Bu, çok normal ve bürokrasisine ve sosyal hayatına damgasını vurmuş ender şahsiyetlerden biridir. Yazdıklarıyla yalnızca 17. asırda değil, Ne bileyim, doğruyu Siniz soru üzeriode kendisinden çok sonraları da bahsedilmeyi başarmıştır. Daha Bir şiiki tek bir anlam doğru bir tabirle, kendisi"-" şeklinde tabir edebileceğimiz bir klerine ters düşmektir payeye yükselmeyi sonuna kadar hak etmektedir. Aldığı e el dayanağı var: dolayısıyla ilmi birikimi yüksek ve kendisini çok iyi yetiştirmiş nge. Bunların ikisi de olması hasebiyle muhakeme ve idrak kuvveti, çağdaşlarına Dediğiniz gibi bir şiir nazaran fevkalade bir seviyededir. Bunu nereden çıkarıyoruz? geye sirtimi dönmem Elbette yazdigi eserlerinden. Nitekim zamanında çok tartışılan pikan ürün şiir degil, bir mevzulara getirmiş olduğu bakış açıları, onun her konuda eştirmek için eşitliğin aşırılığa karşı olduğunu gösterir. Bu noktada bir hususu formülü uygulayalım belirtmekte fayda var: Kâtip Çelebi, akli ilimlerde ileri olduğu gibi nakli ilimlerde de söz sahibi biridir. Bunu söylemekteki amacımız şu: Aslında Kâtip Çelebi etrafında dönüp dolaşan 4x -- 2x 2 yaklaşımlar, onun sadece eğitim konusunda bahsettiği birkaç Huğumdan değil. Zaten görüşten öteye geçmiyor. Şu ana kadar bize anlatılan Çelebi, Sünülemez bile. Şiir eğitim sistemine esaslı bir eleştiri getirmiş olmasından ibarettir e kalarak Ne var ki aslında manzara, hiç de gösterildiği ve zannedildiği layı sadece şiir a sadeleştirme yapılmaz. Sade gibi seyretmemektedir. Kâtip Çelebi'nin eserlerinin hemen larda kök kaybına sebep olur 7. Söz gelimi bayıla hemen hepsi matematik, coğrafya, tarih ve bibliyografi üzerine yi eşitliğin bir tarafına toplaya bina edilmiştir. Fakat bunun yanında onun devrin genel aşağıdakilerden manzarasını bir tablo şeklinde resmettiği eserleri de ki bu eserlerin en önemlileri Düsturu'l-Amel ve Mizanü'l-Hak'tır - mevcuttur. COSX COS X = COS X OSX-COSx = 0 13x-1) = 0 ) veya 2.sin3x-1 = 001 x= 0 denklemi (0, 1) ara kilde anlaşılan bir için sağlanır. 35. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi Katip Çelebi'nin bir özelliği değildir? sin 3x-1=0 şiir yazılabilir mi? 1 sin 3x = 2 i nitelikli At Yaşadığı çağı ana hatlarıyla gözler önüne sermek By Kavrayış yönünden devirdaşlarından ileride olmak C) Sanıldığından daha derinlikli bir bilim insanı D) Etkileri uzun soluklu olan bir yazar E) Bazı eserleriyle tartışma oluşturmus ilim adamı kleminin çözüm küm zümü grafik metodla SXSn soruda iste okumazsınız? manızın sebebi ) <3 <31, sin 3x = aralığı olur. O halde grafikte o yapalım. Yani malar nelerdir? poje: deper sunuz? opin 20. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki kavramlardan hangisinin getirilmesi en uygundur? A) entelektüel B) özgün C) klasik sin 3x D) aydın E) evrensel 2. bölgey O halde dolayıt Dort s 14 UcDört Bes Diğer saylaya geçiniz

Prf 18 () Türk edebiyatı denilince şiirin ön plana çıkması, şiirin yüzyıllardır bu topraklarda var olagelen en eski tür olma- sindan kaynaklanmaktadır. Edebiyatımızda en çok de- ğişim geçiren türlerin başında şiir gelir. (III) Öyle ki insa- nimız ister sarayda ister en ücra köyde yaşasın kendi ruh güzelliğini şiirle yansıtmıştır. (IV) Türk halkının yaşadığı hemen her şey, estetik katılarak şiirlerde yerini almıştır. W Bunda şiirin biçimsel özelliklerinin, ahenkli oluşunun, yazi- ya değil söze dayalı olmasının da önemli etkisi vardır. (VI) Söylenmesinin bir eğitim gerektirmemesi, kolayca akılda kalışı ve insan duygularını yansıtışındaki kolaylıktan ötürü, şiir kültürümüzün başat ögelerinden bir hâline gelmiştir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) || B)HT RTV BH DT E) VI 8

1. Yazar, yaratma sürecinde, estetik ölçütleri ve sanatın vazgeçilmez kurallarını göz önüne almak zorundadır.) Yazar; bildiği, var olduğuna inandığı bir varlığı, farklı bir duyguyu yeni bir biçimle okura aktarma peşin- dedir. Hem soyutlamanın hem de bedenleştirmenin gerilimini yaşayan yazar, bir yandan karşılaşmadığı duygularla okuru karşılaştırmak isterken diğer yandan da onu yabancılaştırmak ister. İçinde olduğu şeyin dışında olduğunu metinde gösterme çabasındadır. Bu parçada geçen "içinde olduğu şeyin dışında olduğunu metinde gösterme çabasında olma" sözūy- le yazara ilişkin anlatılmak istenen nedir? Al Yaratma sürecinde özgür olma B) Anlatımında nesnel olmaya çalışma Ch Yazınsal niteliğe dikkat etme D) Yaratma sürecinde değerler bütününü/göz önün- de bulundurma E) Canlı karakterler oluşturmaya çalışma + B Ar

TYT / TÜRKÇE 28. - 29. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. "Dili "ins diye ğin ati yıl İktisatta "deflate etmek" diye bir terim var: Yürürlükteki para ve kredi hacmini daraltmak ya da parasal değerleri enflas- yonla gelen fazlalıklardan arındırmak için yapılan işlemlerin adı bu. “Şişkinliklerden arındırmak” da diyebiliriz. Son dö- nemlerde roman alanında da böyle bir “deflate etme” işle- mine gerek duyulduğu anlaşılıyor. Durumun iktisadi terimleri çağrıştırması çok da uzaktan dolaşmak sayılmamalı çünkü tartışmanın başlıca ögelerinden birini kitap satışlarının rek- lamla artırılması, edebiyatın, daha doğrusu romanın gitgide daha çok metalaşması oluşturuyor. Oysa edebiyat metelaş- tırılmamalı, edebiyatın sanat dalı olduğu unutulmamalıdır. şi da b b 30 28. Bu parçadan aşağıdaki sonuçlardan hangisine ulaşıla- bilir? A) Roman türündeki yapıtların diğer türlere göre daha fazla basılması okur talebiyle ilgilidir. B) Son dönemlerde çok roman yayımlanması bunların hep- sinin satıldığı anlamına gelmez. C) Roman türündeki yapıtların çok yayımlanması okurun bu türe ilgisini gösterir. D) İktisat ile edebiyat arasında sıkı bir ilişki bulunur. . E) Edebiyat dünyasını daha sağlıklı kılmanın koşulu reklam ürünü eserleri bu dünyadan dışlamaktır.

29. Genlerimizde kayıtlı olan göz ve saç rengi gibi özelliklerin kodlan kesindir. Herhangi bir travma veya sikint halinde yakalanma riskine sahip olduğumuz rahatsızlıklar da genlerimizde yer alır. Ömeğin aynı olay karşısında kimimiz kalp krizi geçirme riskine sahipken kimimiz depresyona girme eğilimindedir . Burada dikkat edilmesi gereken, genlerimizde kayıtlı olan şeyin "risk" veya "eğilim" olup olmadığıdır . Yani mutlaka kalp krizi geçirilecek diye genlerimizde kesin bir kod yoktur. Yaşadığımız herhangi bir olumsuzluk sonrasında yakınlanmızdan göreceğimiz destek, peşi sıra gelen güzel bir olay, bakış açımızın değişmesiyle olaya yüklediğimiz yeni anlam; bizi karamsarlıktan uzaklaştırarak farklı bir tarafa da yönlendirebilir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine y ulasılamaz? L A) Bazı fiziksel özellikleri taşıyan genlerin değişmeyen kodları bulunabilir. B) Benzer durum karşısında kişilerin yaşayacakları olumsuzluklar farklılık gösterebilir. Genlerde risk olarak kodlanan özellikler, çevre etkileşimi sonucunda değişebilir. D) Üzücü olaylar sonucunda oluşabilecek durumlar, genlerden kaynaklanabilir. E) Genlerde yer alan risk faktörleri insanların olaylara bakışını etkileyebilir.

1 TYTITOR 33. Iata por bo ind or b 32. Toplum yaşamında, bazı mesleklerin zaman içinde zayıfladığına tanık olmaktayız. Sosyal değişim, beraberinde iş hayatini etkiliyor; ihtiyaçlarımız eski meslekleri ortadan kaldın yerine yenilerini getiriyor. Ashinda tamamen bitmese de bu değişime maruz kalan be meslektir terzilik. Günümüzde terziler elbette var, birçok insan geçimini bu zanaatla sağlıyor. Ancak eskisi kadar yaygın mi terzilik? Hiç değil. Çünkü mağazalar artti, alışveriş merkezleri yükselmeye başladı ve hazır kıyafetler yaygınlaştı. Çocukluğunuzu hatırlayın. Terziye gidilir, beden ölçüleri alınırdı . Tabi kumaşı önceden alırdık ve kaliteli kumaşların pahalılığından şikayet ederdik. Bezirganlar vardı bu kumaşları aldığımız. Şimdi ne kumaştan anlayan var ne de terziye giden. Özellikle kalabalık kentlerde terziye rastlamak artık çok güç bir durum Bu parçayla ilgili olarak 1. Yazar, yer yer okuyucuyla konuşan bir üslup kullanmıştır. Anlatımda devrik cümlelere yer verilmiştir. 111. Anlatıcı, bir olgu karşısında yansız söylemlerini aktarmıştır. IV. Tartışmacı anlatımın özellikleri görülmektedir. yargılarından hangileri söylenemez? A) Yalnız! B) Yalnız 11 C) Yalnız III DI ve III E) M ve IV

şoför arkadaş larını anlatmıştı şiir üstüne bir ştim. (III) Şofö- dizginsiz lirizm, siirimizin anlat- :) Bu arada bir isrası da yeni en beri edebi- u coşkunluğu- önülden yana a sevincimizi an ileri gelmi- 23. Yeğenim Maya ile eve dönerken kapıya az bir mesafe kala bir yarışma hevesimiz tutar. Elimi bırakır koşmaya hazırlanır, üçe kadar sayıp koşmaya başlarız. Biraz hi- le yaparak Maya'nın kapıya önce varmasına izin veririm. Kritik nokta bu hilenin göze çok batmamasıdır. Aksi hâlde kazanmanın anlamı ve keyfi kaçacaktır. Ben hileyi çaktir- mamayı ne kadar başarıyorum diye düşünürken bir gün Maya'dan bir teklif geldi: "Eve kadar yarışalım ama ikinci olan kazanır." Belli ki Maya benim kandıramayacağım ka- dar büyüdü. Bu paragraf, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanmalıdır? A) Bu kez o- benim birinci olmamı istiyor hangisi dü- B) Yarışmayrilla kendi becerisiyle kazanmayı istiyor C) Kurallarını koyduğu yeni bir yarışma düzenlemek istiyor E) V D) Bugüne kadar onu kandırdığımı düşünüp güldüm E) Demek onu küçük görmemin intikamını almak istiyor benden

4. Hikayelerimi kendimle konuşmalar olarak tarif edebi- lirim. Kendimi yazmıyorum fakat yazdıklanm benden bir şeyler taşıyor. Insan, bir toplumda yaşar. Bu klişe cümleye başka bir yön ekliyorum ben. Yazar, sadece bir toplumun içinde yaşamaz, aynı zamanda bir top- lumu da içinde yaşatır. İçinde yaşadığım bu toplum ile içimde yaşattığım toplum arasında geçişkenlikler olduğu gibi farklılıklar da vardır. Hikâyelerim buradan doğuyor. Bu parçada konuşan yazarı asıl söylemek istedi- ği aşağıdakilerden hangisidir? Al Hikâyelerini içsel serüvenlerini yansıtmak için yaz- be B) Hikayelerinin sadece toplumsallık barındırmadığı Hikâyelerinin var olanla olması gereken arasındaki çatışmalardan doğduğu Dy Hikâyelerinin düşünsel nitelikler taşıdığı 5 Her yazarın iki dünyaya sahip olduğu

genç www.kartezyen.com.tr yata anin dü- nde bir ara, 29. Geçici bir heves değilse şairliği, kendinden öncekis irleri tanımaması, ülkesinin şiirini bilmemesi, bir şair için bağışlanması güç bir suç olmaktan öte işi- ni ciddiye almadığının kesin bir kanıtıdır. Orhan Ve- li, yadsıdığı, karşı çıktığı şiiri çok iyi bildiği, uyguladi- ği, bir anlamda onu aştığı, eskittiği için o kadar güçlü oldu çıkışı. Türk şiirinin akış yatağını değiştirdi. Yah ya Kemal, divan şiirini özümsediği için yirminci yüz: yil şiirine bir köprü olabildi. Edip Cansever, Turgut Uyar, Birinci Yeni'nin koridorlarında az mi volta at- mışlardı , şiirlerini yenileştirmeden önce? Cemal Sü- reya, şiir sezgisi, şiir bilgisi bu kadar sağlam olma. saydı, o genç yaşında ikinci Yeni'nin en özgün şairi olabilir miydi? Tabii ki bununla beraber yeteneği de unutmamak gerekir. Bu parçadan hareketle aşağıdaki çıkarımlardan hangisinin doğru olduğu söylenemez? şık ur, Dy- iy- gi e- NP A) Şiir yazan birinin kendinden önceki şairleri tani- maması onun yaptığ işin geçici bir heves oldu- gunu gösterir. B) Şiirde yeni bir yol açabilmenin yolu kendinden inceki şairleri özümsemekten geçer. Yahya Kemal, divan şiirinden aldığı söyleyiş gü- cünü yeni Türk şiirine aktarabilmiştir. D) Orhan Veli, serbest şirden önce aruz ve hece öl- çüsüyle de şiirler yaz ıştır. Şiirde başarılı olmarlin yolu kendinden önceki sa- natçıları aşmakla nümkündür. 8 Diğer sayfaya geçiniz.