%71 Dev İndirimde Son Gün 19 Mayıs! 2025 paketlerinde fiyat artışından etkilenmemek için bugün paketini al.

Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Anlatım Biçimleri Soruları

2.
Yönetim kurulu üyesi, bir toplantıda Türk şirketlerinin
sorunlarına tercüman oldu (sözcü olarak seçilmek).
Toplantıda söz alan üye, konuşması ve sorduğu
sorularla bazı noktaları gündeme getirdi (güncellik
II
kazandırdı). Ayrıca Türk şirketlerine yapılan haksızlığı
dile getirdi. “Mevcut vize uygulamaları kapsamında
Ankara Yayıncılık
(sınırları içinde) sunulanlar Avrupa Birliği'ndeki
ortaklarıyla iş yapmak isteyen Türk kobileri için tarife
dışı bir engeldir. Aynı şekilde ulaştırma kotaları
IV
(sınırları) da malların serbest dolaşımı önünde
bariyerdir. Kobilerin vize problemleri ve ulaştırma
kotaları için bir çalışmanız var mı?" sorusunu yönelterek
Türkiye'ye ve Türk şirketlerine yapılan haksız
V
(adil olmayan) uygulamaları dile getirdi.
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisi-
nin anlamı parantez () içinde verilen açıklamayla
uyuşmamaktadır?
AA
B) II
C) III
D) IV
E) V
20
www.ankarayayincilik.com.tr
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Yönetim kurulu üyesi, bir toplantıda Türk şirketlerinin sorunlarına tercüman oldu (sözcü olarak seçilmek). Toplantıda söz alan üye, konuşması ve sorduğu sorularla bazı noktaları gündeme getirdi (güncellik II kazandırdı). Ayrıca Türk şirketlerine yapılan haksızlığı dile getirdi. “Mevcut vize uygulamaları kapsamında Ankara Yayıncılık (sınırları içinde) sunulanlar Avrupa Birliği'ndeki ortaklarıyla iş yapmak isteyen Türk kobileri için tarife dışı bir engeldir. Aynı şekilde ulaştırma kotaları IV (sınırları) da malların serbest dolaşımı önünde bariyerdir. Kobilerin vize problemleri ve ulaştırma kotaları için bir çalışmanız var mı?" sorusunu yönelterek Türkiye'ye ve Türk şirketlerine yapılan haksız V (adil olmayan) uygulamaları dile getirdi. Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisi- nin anlamı parantez () içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır? AA B) II C) III D) IV E) V 20 www.ankarayayincilik.com.tr
11. Edebiyat Dersleri, Nabokov'un Wellesley ve Cornell
Üniversitelerinde verdiği derslerin notlarından oluş.
maktadır. Bu derslerde Nabokov, öğrencileriyle birlik-
te; birçok önemli yazarın eserlerini okuyor. Bu oku-
malar sonucunda yalnızca Nabokov'un keskin zekâ-
sinin ürünü olan eleştirel metinler ortaya çıkmıyor, ay-
ni zamanda yazar, hem okurlara hem de öğrencilere,
bir edebiyat metninin nasıl okunması gerektiği ve bir
metinden gerçekten nasıl zevk alınacağı konusunda
ipuçları veriyor. Edebiyat Dersleri, dünya edebiyatının
en çok tartışılan başyapıtlarına, yine en çok tartışi-
lan başka bir büyük yazarın yorumlarını ve eleştirileri-
ni göstermekle kalmıyor; aynı zamanda hem nasıl iyi
bir eleştirmen hem de nasıl iyi bir okur olunabileceği-
ne dair Nabokov'un uzun yıllar derslerinde anlattığı
notları, çizimleri ve haritaları da sunuyor.
1. Bir incelemenin sonunda oluşturulduğu
II. Bir edebi eserin nasıl yazılıp okunacağı üzerine
telkinlerde bulunduğu
III. Önemli eserlerin incelemesinde tarafsız yakla-
şimin önemli olduğu
IV. Sadece sözel ifadelerle yetinilmediğini
Bu parçadan "Edebiyat Dersleri" ile ilgili olarak
yukarıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?
A) I. ve II. B) I. ve IV. C) I, II. ve III.
D) II. ve III. E) II, III. ve IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. Edebiyat Dersleri, Nabokov'un Wellesley ve Cornell Üniversitelerinde verdiği derslerin notlarından oluş. maktadır. Bu derslerde Nabokov, öğrencileriyle birlik- te; birçok önemli yazarın eserlerini okuyor. Bu oku- malar sonucunda yalnızca Nabokov'un keskin zekâ- sinin ürünü olan eleştirel metinler ortaya çıkmıyor, ay- ni zamanda yazar, hem okurlara hem de öğrencilere, bir edebiyat metninin nasıl okunması gerektiği ve bir metinden gerçekten nasıl zevk alınacağı konusunda ipuçları veriyor. Edebiyat Dersleri, dünya edebiyatının en çok tartışılan başyapıtlarına, yine en çok tartışi- lan başka bir büyük yazarın yorumlarını ve eleştirileri- ni göstermekle kalmıyor; aynı zamanda hem nasıl iyi bir eleştirmen hem de nasıl iyi bir okur olunabileceği- ne dair Nabokov'un uzun yıllar derslerinde anlattığı notları, çizimleri ve haritaları da sunuyor. 1. Bir incelemenin sonunda oluşturulduğu II. Bir edebi eserin nasıl yazılıp okunacağı üzerine telkinlerde bulunduğu III. Önemli eserlerin incelemesinde tarafsız yakla- şimin önemli olduğu IV. Sadece sözel ifadelerle yetinilmediğini Bu parçadan "Edebiyat Dersleri" ile ilgili olarak yukarıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) I. ve II. B) I. ve IV. C) I, II. ve III. D) II. ve III. E) II, III. ve IV
28
26. Türk edebiyatı, şiir merkezli ve bu nedenle de şiir
ağırlıklı bir edebiyattır. Daha doğrusu, 1980'lere
kadar öyleydi. Yüzyıllar boyu hemen her şeyi şiirle
söyleme geleneği, bir edebiyat türü olup olmadığı
her zaman tartışılan şiire büyük bir güç kazandır-
mış, düzyazının geri planda kalmasına neden ol-
muştur. Bu bir hayıflanma değil. Ancak şunu da be-
lirtmeliyim ki tek tek yazar veya şairleri değil, Türk
edebiyatının genel haritasını, kimliğini hesaba
katarak bakacak olursak ne yazık ki şiirin yüceliği
karşısında düzyazı alanındaki cüceliği görmemek
de mümkün değildir.
YAYINDA TEK BAŞARIDA TEKO
Bu parçanın yazarı aşağıdakilerin hangisinden
yakınmaktadır?
A) Düzyazının şiir kadar gelismemis olmasından
B) 1980 öncesi edebiyatımızın gelişmemesinden
C) Eski Türk edebiyatında şiire gereğinden fazla
önem verilmesinden
Şairlerin şiire sahip çıktığı kadar yazarların
düzyazıya sahip çıkamamasından
E) Şiir Kitaplarının daha fazla okuyucu bulmasın-
dan
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
28 26. Türk edebiyatı, şiir merkezli ve bu nedenle de şiir ağırlıklı bir edebiyattır. Daha doğrusu, 1980'lere kadar öyleydi. Yüzyıllar boyu hemen her şeyi şiirle söyleme geleneği, bir edebiyat türü olup olmadığı her zaman tartışılan şiire büyük bir güç kazandır- mış, düzyazının geri planda kalmasına neden ol- muştur. Bu bir hayıflanma değil. Ancak şunu da be- lirtmeliyim ki tek tek yazar veya şairleri değil, Türk edebiyatının genel haritasını, kimliğini hesaba katarak bakacak olursak ne yazık ki şiirin yüceliği karşısında düzyazı alanındaki cüceliği görmemek de mümkün değildir. YAYINDA TEK BAŞARIDA TEKO Bu parçanın yazarı aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır? A) Düzyazının şiir kadar gelismemis olmasından B) 1980 öncesi edebiyatımızın gelişmemesinden C) Eski Türk edebiyatında şiire gereğinden fazla önem verilmesinden Şairlerin şiire sahip çıktığı kadar yazarların düzyazıya sahip çıkamamasından E) Şiir Kitaplarının daha fazla okuyucu bulmasın- dan
9.
Eskiden havanın kararmasına yakın evin yaşlıları
gaz lambalarını hazırlardı. "Şişe" denilen
bombeli kısımdaki is lekelerini özenle siler,
alttaki hazneye gaz koyarlardı. Erkekler sobaya
atmak için baltalarla odun kirardi. Biz de onları
hayranlıkla seyrederdik. Akşam olunca evin bir
odasında sobalar ve gaz lambaları yanardı. Ev
halkı da komşular da lambanin loş ışığında,
Sicacik sobanın başında toplanır tatlı sohbetler
ederdik. Eskiden ateş de işık da bir "yabanci"
değildi. Oysa bugün yerini bile bilmediğimiz bir
barajda ya da termik santralde üretilen elektrik,
trafolardan geçerek evimize geliyor. Evimizi
isitan peteklerin gazı dış ülkelerden geliyor.
Elektriğin, doğal gazın ne olduğunu tarif
edebilecek kaç komşumuz var? Işığımız
yabancılaşınca komşular da birbirine
yabancılaştı.
Bu parçada
4. Öfke,
II. Özlem,
J.
III. Yakınma
duygularından hangileri belirgindir?
A) Yalniz B Yalniz ir
C) Yalniz III
D) I ve II
E) II ve III
() Sanat en genel anlamıyla, yaratıcılığın ve
hayal gücünün ifadesidir. (II) Bu geniş anlama
zaman içinde kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar
yapılmıştır. (III) "Sanat, bir duyqu veya
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Eskiden havanın kararmasına yakın evin yaşlıları gaz lambalarını hazırlardı. "Şişe" denilen bombeli kısımdaki is lekelerini özenle siler, alttaki hazneye gaz koyarlardı. Erkekler sobaya atmak için baltalarla odun kirardi. Biz de onları hayranlıkla seyrederdik. Akşam olunca evin bir odasında sobalar ve gaz lambaları yanardı. Ev halkı da komşular da lambanin loş ışığında, Sicacik sobanın başında toplanır tatlı sohbetler ederdik. Eskiden ateş de işık da bir "yabanci" değildi. Oysa bugün yerini bile bilmediğimiz bir barajda ya da termik santralde üretilen elektrik, trafolardan geçerek evimize geliyor. Evimizi isitan peteklerin gazı dış ülkelerden geliyor. Elektriğin, doğal gazın ne olduğunu tarif edebilecek kaç komşumuz var? Işığımız yabancılaşınca komşular da birbirine yabancılaştı. Bu parçada 4. Öfke, II. Özlem, J. III. Yakınma duygularından hangileri belirgindir? A) Yalniz B Yalniz ir C) Yalniz III D) I ve II E) II ve III () Sanat en genel anlamıyla, yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesidir. (II) Bu geniş anlama zaman içinde kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yapılmıştır. (III) "Sanat, bir duyqu veya
32
32. Felsefi tartışmalar, okullarda küçük yaşlardan itibaren
yaygın bir pratiğe dönüşmeli. Elbette felsefi tartışma
pratiğini edinmiş, iyi niyetli yetişkinlerin eşliğinde ... Her
hafta, her sınıfta böyle bir tartışma düzenlenmeli ki hem
pedagojik hem de ahlaki yargı ve değerlendirmelerden uzak
bir ifade özgürlüğü alanı yaratılabilsin. Böylece çocuklar
küçük yaşlardan itibaren düşüncelerini ortaya koyabilir,
savlarını öne sürebilir, kendilerini dinleyebilir ve eleştirel
düşünceyi meydana getirebilirler.
Bu parçanın bütününden çıkarılabilecek sonuç
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şüphe ve sorgulama ile donatılmış bir nesil yetişmelidir
okullarda.
B) Okullardaki derslerin ve materyallerin içerikleri felsefi
tartışma pratiğine uygun olmalıdır.
C) Eleştirel düşünme, ancak okullarda özgür tartışma
ortamı yaratıldığında ortaya çıkabilir.
D) İfade özgürlüğü her yaş ve kademede desteklenmelidir.
E) Çocuklar eğitimcilerin gözetiminde özgür olmayı
doğaları gereği öğrenemez, bu da yetişmelerinin
önünde engel olur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
32 32. Felsefi tartışmalar, okullarda küçük yaşlardan itibaren yaygın bir pratiğe dönüşmeli. Elbette felsefi tartışma pratiğini edinmiş, iyi niyetli yetişkinlerin eşliğinde ... Her hafta, her sınıfta böyle bir tartışma düzenlenmeli ki hem pedagojik hem de ahlaki yargı ve değerlendirmelerden uzak bir ifade özgürlüğü alanı yaratılabilsin. Böylece çocuklar küçük yaşlardan itibaren düşüncelerini ortaya koyabilir, savlarını öne sürebilir, kendilerini dinleyebilir ve eleştirel düşünceyi meydana getirebilirler. Bu parçanın bütününden çıkarılabilecek sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Şüphe ve sorgulama ile donatılmış bir nesil yetişmelidir okullarda. B) Okullardaki derslerin ve materyallerin içerikleri felsefi tartışma pratiğine uygun olmalıdır. C) Eleştirel düşünme, ancak okullarda özgür tartışma ortamı yaratıldığında ortaya çıkabilir. D) İfade özgürlüğü her yaş ve kademede desteklenmelidir. E) Çocuklar eğitimcilerin gözetiminde özgür olmayı doğaları gereği öğrenemez, bu da yetişmelerinin önünde engel olur.
TYT/Türkçe
4. 1. Doluyla birlikte görülen hortumlar, bol yağışlı veya klasik
süper hücrelere kıyasla daha zayif yapıdadır.
II. Ayrıca bu uygun ortamın, hortumların diğer süper hücre-
lerde görülenlerden daha kısa ömürlü olmasını sağladığı
görülür.
III, Uzmanların "az yağışlı süper hücre" olarak adlandırdıkları
Shava olayı, genellikle nem oranının düşük olduğu yaz se-
zonunda oluşur.
IV. Zira hava daha düşük nem oranına sahip olduğu için ya-
ğışla beraber buharlaşmadan kaynaklanan ısı kaybı, aşa-
ğı yönlü hava akımlarının gelişmesine elverişlidir.
V. Bu hava olayının kimi zaman hiç yağmur bırakmadan golf
topu büyüklüğünde dolu yağdırdıkları bilinmektedir.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci
olur?
A)
B) II
C) III
D) IV
E) V
v v
L
3
4.2.2
K
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
TYT/Türkçe 4. 1. Doluyla birlikte görülen hortumlar, bol yağışlı veya klasik süper hücrelere kıyasla daha zayif yapıdadır. II. Ayrıca bu uygun ortamın, hortumların diğer süper hücre- lerde görülenlerden daha kısa ömürlü olmasını sağladığı görülür. III, Uzmanların "az yağışlı süper hücre" olarak adlandırdıkları Shava olayı, genellikle nem oranının düşük olduğu yaz se- zonunda oluşur. IV. Zira hava daha düşük nem oranına sahip olduğu için ya- ğışla beraber buharlaşmadan kaynaklanan ısı kaybı, aşa- ğı yönlü hava akımlarının gelişmesine elverişlidir. V. Bu hava olayının kimi zaman hiç yağmur bırakmadan golf topu büyüklüğünde dolu yağdırdıkları bilinmektedir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur? A) B) II C) III D) IV E) V v v L 3 4.2.2 K
Çocuğun düşünce dünyasında nesnelerle onların adları
arasında kopmaz bir bağ vardır. Çocuk, dilin işaretlerini
bir kelime ile kavram arasında gelişigüzel kurulan bir bağ
olarak düşünmez; bizzat nesnenin kendisinin bir niteliği
olarak kavrar. Şeylerin adları onların ayrılmaz nitelikleri-
dir. Şu hâlde çocuk için konuşmak, bir nesneyi onun bir
özelliğiyle yani adıyla temsil etmektir. Çocuğun algılaması
da bu şekildedir. Bir yakınına kendisinin bildiğinden baş-
ka bir adla seslenilmesine ya da bir eşyanın başka bir
adla anılmasına büyük bir tepki gösterir. Ayrıca Piaget'nin
belirttiği gibi özellikle 6 yaşına kadar çocukların oyunları
sırasında iç veya dış monologlarında söz, eylemin bir par-
çası olarak kullanılır, onun tamamlayıcısı, bir temsilcisidir.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Çocuk sözcükler ve kavramlar arasında sistemli bir
bağ kurar.
B) Çocukların adlandırmaları çevrelerindeki nesnelerin
niteliklerine bağlıdır.
C) Dilin işleyişi çocuk ve yetişkinlerde dönemsel farklılık-
lar gösterir.
D) Çocuk zihninde nesnenin adı onu tamamlayan bir nite-
liktir.
E) Çocuklar için söz ile eylem arasında kuvvetli bir ilişki
vardır
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Çocuğun düşünce dünyasında nesnelerle onların adları arasında kopmaz bir bağ vardır. Çocuk, dilin işaretlerini bir kelime ile kavram arasında gelişigüzel kurulan bir bağ olarak düşünmez; bizzat nesnenin kendisinin bir niteliği olarak kavrar. Şeylerin adları onların ayrılmaz nitelikleri- dir. Şu hâlde çocuk için konuşmak, bir nesneyi onun bir özelliğiyle yani adıyla temsil etmektir. Çocuğun algılaması da bu şekildedir. Bir yakınına kendisinin bildiğinden baş- ka bir adla seslenilmesine ya da bir eşyanın başka bir adla anılmasına büyük bir tepki gösterir. Ayrıca Piaget'nin belirttiği gibi özellikle 6 yaşına kadar çocukların oyunları sırasında iç veya dış monologlarında söz, eylemin bir par- çası olarak kullanılır, onun tamamlayıcısı, bir temsilcisidir. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Çocuk sözcükler ve kavramlar arasında sistemli bir bağ kurar. B) Çocukların adlandırmaları çevrelerindeki nesnelerin niteliklerine bağlıdır. C) Dilin işleyişi çocuk ve yetişkinlerde dönemsel farklılık- lar gösterir. D) Çocuk zihninde nesnenin adı onu tamamlayan bir nite- liktir. E) Çocuklar için söz ile eylem arasında kuvvetli bir ilişki vardır
19. Kalabalık caddede, etrafı seyretmenin tadını alarak yavaş
yavaş ilerleyen bir adam... Gençlikle orta yaş arasında.
Orta ile uzun boy arasında. Şehirli bir sureti var ancak
dikkat çekmemeyi başarıyor. Karşıdan gelenlerin, yanından
geçenlerin yüz ifadelerinden, kilik kıyafetlerinden hareketle
tanımadığı bu insanların hayatları hakkında türlü tahminler
yapıp kendi varlığını hissettirmeden, kafasında türlü
romanlar, öyküler, şiirler yazıyor. Bunu her yapışında kendi
varlığını sorgulayıp aldığı nefesi anlamlandırmaya çalışıyor.
Bu tip kişilere Batı edebiyatında flanör deniyor. Yusuf
Atılgan'ın 1950'lerin Beyoğlu'ndan bakıp adeta bugünün
İstiklal Caddesi'ni gördüğü romanı Aylak Adam'daki C. adlı
karakter, Attila İlhan'ın, insanlara baktığında diğer herkesten
çok başka şeyler gören Sokaktaki Adam'ının özgür ruhlu
ama kendisiyle problemli karakteri Kamarot Hasan gibi...
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine örnek verilemez?
A) Tanımlamaya
B) Örneklemelere
) Somutlamaya
D) Açıklayıcı anlatıma
E) Gerçek anlamda kullanılmış kelimelere
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
19. Kalabalık caddede, etrafı seyretmenin tadını alarak yavaş yavaş ilerleyen bir adam... Gençlikle orta yaş arasında. Orta ile uzun boy arasında. Şehirli bir sureti var ancak dikkat çekmemeyi başarıyor. Karşıdan gelenlerin, yanından geçenlerin yüz ifadelerinden, kilik kıyafetlerinden hareketle tanımadığı bu insanların hayatları hakkında türlü tahminler yapıp kendi varlığını hissettirmeden, kafasında türlü romanlar, öyküler, şiirler yazıyor. Bunu her yapışında kendi varlığını sorgulayıp aldığı nefesi anlamlandırmaya çalışıyor. Bu tip kişilere Batı edebiyatında flanör deniyor. Yusuf Atılgan'ın 1950'lerin Beyoğlu'ndan bakıp adeta bugünün İstiklal Caddesi'ni gördüğü romanı Aylak Adam'daki C. adlı karakter, Attila İlhan'ın, insanlara baktığında diğer herkesten çok başka şeyler gören Sokaktaki Adam'ının özgür ruhlu ama kendisiyle problemli karakteri Kamarot Hasan gibi... Bu parçada aşağıdakilerden hangisine örnek verilemez? A) Tanımlamaya B) Örneklemelere ) Somutlamaya D) Açıklayıcı anlatıma E) Gerçek anlamda kullanılmış kelimelere
PA
MA
TYT/Türkçe
10.
1. aynı oranda ihtiyaç duyulmaktadır
II. teknolojinin sürekli gelişmesi ile birlikte
III. programcılık ve yazılım eğitimlerine yer açmaktadır
IV. yenilikçi ve üretim odaklı teknolojilere de
V. eğitim sistemlerinde
VI. ve bu ihtiyacın farkında olan ülkeler
Yukarıda numaralanmış sözler anlamlı ve kurallı bir
cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi
baştan dördüncü olur?
A) 11 B) IV
D) VI E) V
11-V-VI.
V
-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
PA MA TYT/Türkçe 10. 1. aynı oranda ihtiyaç duyulmaktadır II. teknolojinin sürekli gelişmesi ile birlikte III. programcılık ve yazılım eğitimlerine yer açmaktadır IV. yenilikçi ve üretim odaklı teknolojilere de V. eğitim sistemlerinde VI. ve bu ihtiyacın farkında olan ülkeler Yukarıda numaralanmış sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) 11 B) IV D) VI E) V 11-V-VI. V -
25. I. Sıcaktan dili dışarı düşmüş bir köpek sarsak, ağır ve bez-
gin adımlarla meydanı bir baştan ötekine geçip köşede-
ki kasabın önünde durur. Oracikta dikilen kıdemli sokak
kedileri kendilerine benzeyen bu yaşlı köpeği umursa-
maz. Kasap dükkânının gölgeli kapısında naylon şeritler-
den, rengârenk boncuklardan oluşmuş kapkara bir sinek-
lik asılıdır. Sineklik kıpırdamaz. Havada en ufak bir esinti
yoktur.
II. Kasabanın eteğine yaslanıp kurulduğu, dümdüz ovayı göz
yaylımına aldığı tepenin başında bir Seyran Baba yatırı var.
Bir de Ceneviz'den kaldığı söylenen kale kalıntısı... Bu ka-
lede ara sıra çanak çömlek bulunduğu, Ceneviz'den ka-
lan paralara rastlandığı söylenir. Ceneviz Sokağı'nın öbür
köşesinde yüz yıllık eski banka... Bankanın sağ yanında
tertemiz bir sokak...
Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak yönlerinden
biri değildir?
A) Üçüncü kişinin ağzıyla kurulmaları
3) Kişileştirmeye yer vermeleri
Yalın bir dil kullanmaları
Betimleyici bir yol izlemeleri
E) Pekiştirilmiş sözcüklere yer vermeleri
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
25. I. Sıcaktan dili dışarı düşmüş bir köpek sarsak, ağır ve bez- gin adımlarla meydanı bir baştan ötekine geçip köşede- ki kasabın önünde durur. Oracikta dikilen kıdemli sokak kedileri kendilerine benzeyen bu yaşlı köpeği umursa- maz. Kasap dükkânının gölgeli kapısında naylon şeritler- den, rengârenk boncuklardan oluşmuş kapkara bir sinek- lik asılıdır. Sineklik kıpırdamaz. Havada en ufak bir esinti yoktur. II. Kasabanın eteğine yaslanıp kurulduğu, dümdüz ovayı göz yaylımına aldığı tepenin başında bir Seyran Baba yatırı var. Bir de Ceneviz'den kaldığı söylenen kale kalıntısı... Bu ka- lede ara sıra çanak çömlek bulunduğu, Ceneviz'den ka- lan paralara rastlandığı söylenir. Ceneviz Sokağı'nın öbür köşesinde yüz yıllık eski banka... Bankanın sağ yanında tertemiz bir sokak... Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak yönlerinden biri değildir? A) Üçüncü kişinin ağzıyla kurulmaları 3) Kişileştirmeye yer vermeleri Yalın bir dil kullanmaları Betimleyici bir yol izlemeleri E) Pekiştirilmiş sözcüklere yer vermeleri
25. I. Ölümünün 400. yılında yüksek teknolojili cihazlarla
Shakespeare'in mezarında arkeolojik incelemelerde
bulunan araştırmacılar, cesette kafatasının
olmadığını iddia etti.
Er
II. Özel hayatı ve gerçek doğum yeriyle ilgili az
bilinenler bir yana, böyle birinin yaşayıp yaşamadığı
bile çeşitli yazarlar tarafından tartışılıyor.
III. 1616 yılında vefat eden Shakespeare'e ait
kafatasının çalınmış olabileceği tahmin ediliyor.
IV. Dünya edebiyatına kazandırdığı seçkin eserlerle bir
edebiyat devi olarak anılan Shakespeare,
ölümünden bu yana çeşitli tartışmalara konu
I
ediliyor.
V. Son dönemde ortaya atılan bir konu ise yazarın
cesediyle ilgili.
2.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi
baştan üçüncü olur?
A)
B) 11
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
25. I. Ölümünün 400. yılında yüksek teknolojili cihazlarla Shakespeare'in mezarında arkeolojik incelemelerde bulunan araştırmacılar, cesette kafatasının olmadığını iddia etti. Er II. Özel hayatı ve gerçek doğum yeriyle ilgili az bilinenler bir yana, böyle birinin yaşayıp yaşamadığı bile çeşitli yazarlar tarafından tartışılıyor. III. 1616 yılında vefat eden Shakespeare'e ait kafatasının çalınmış olabileceği tahmin ediliyor. IV. Dünya edebiyatına kazandırdığı seçkin eserlerle bir edebiyat devi olarak anılan Shakespeare, ölümünden bu yana çeşitli tartışmalara konu I ediliyor. V. Son dönemde ortaya atılan bir konu ise yazarın cesediyle ilgili. 2. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan üçüncü olur? A) B) 11 C) III D) IV E) V
9.
Newton olmasaydı veya bilimle ilgilenmeseydi Evrensel Çekim
Kanunu hep sır olarak mı kalacaktı? Hayır! Elbette birisi bu kanu-
nu keşfedecekti. Örneğin gazların hacim ve sıcaklık ilişkisiyle il-
gili yasalar J. Charles ve ondan daha sonra gelen J. Gay-Lussac
tarafından birbirinden bağımsız olarak bulundu. Bu nedenle ya-
salar Charles veya Gay-Lussac kanunları olarak ifade edilmek-
te. Oysa Mimar Sinan Selimiye'yi tasarlayıp yapmasaydı bu eser
hiç olmayacaktı. İşte felsefi eserler de sanat eserleri gibidir. Eğer
Hobbes, Leviathan adlı eserini yazmasaydı, bu eseri bir başkası
yazamayacaktı.
Bu parçaya göre bilim ile felsefenin farkı aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Felsefenin cevaplardan çok sorularla ilgilenmesi
Bilimin icat, felsefenin keşif yapması
C) Felsefi eserlerin özgün bir yaratım olması
D) Felsefenin duygu temelinde gerçekleşen bir etkinlik olması
E) Bilim insanının olay ve olgulara akılcı yaklaşması
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Newton olmasaydı veya bilimle ilgilenmeseydi Evrensel Çekim Kanunu hep sır olarak mı kalacaktı? Hayır! Elbette birisi bu kanu- nu keşfedecekti. Örneğin gazların hacim ve sıcaklık ilişkisiyle il- gili yasalar J. Charles ve ondan daha sonra gelen J. Gay-Lussac tarafından birbirinden bağımsız olarak bulundu. Bu nedenle ya- salar Charles veya Gay-Lussac kanunları olarak ifade edilmek- te. Oysa Mimar Sinan Selimiye'yi tasarlayıp yapmasaydı bu eser hiç olmayacaktı. İşte felsefi eserler de sanat eserleri gibidir. Eğer Hobbes, Leviathan adlı eserini yazmasaydı, bu eseri bir başkası yazamayacaktı. Bu parçaya göre bilim ile felsefenin farkı aşağıdakilerden hangisidir? A) Felsefenin cevaplardan çok sorularla ilgilenmesi Bilimin icat, felsefenin keşif yapması C) Felsefi eserlerin özgün bir yaratım olması D) Felsefenin duygu temelinde gerçekleşen bir etkinlik olması E) Bilim insanının olay ve olgulara akılcı yaklaşması
EST-2
11. Bütün dünyayı saran kan, ölüm, sefalet kasırgası
içinde, belki bütün bunların temel nedeni
kuramama karşısında sığınılacak, hayır, güç
olan sevgisizlik, bol söz tüketip hiçbir iletişim
alınacak, kuşanılıp karşı durulacak ne var?
Bu soruya “şiir" diye karşılık veriyorum. Evet,
"şiir”. Hani artık okunmadığı iddia edilip - bu,
"para getirmiyor" diye de tanımlanabilir - eskidi,
her şeyin sadece paraya dönüştüğü çağımızda
devrini tamamladı diye nitelenen, itelenen
şiir. Oysa bugün bütün bu safsata karşısında
edebiyatın ve hayatın sorulmasi gereken temel
sorusu șu bence: Şiirin günümüzde bir işlevi
var mı? Bu soruya verilecek yanıt belirleyecektir
şiirin ne durumda olduğunu. Kaldı ki ben şiirin
günümüzde sadece işlevi deği, görevleri
olduğuna da inanıyorum. Hatta işleviyle görevinin
bir madalyonun iki yüzü gibi olduğunu da
biliyorum. Her şiir, dün olduğu kadar bugün de
dilin anlam aktarmak kadar duygu aktarmak da
olan görevini yerine getiriyor.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şiirin hislere tercüman olması, bir ihtiyaç
olmasını ve her zaman varlığını sürdürmesini
sağlayacaktır.
B) İnsanın sığındığı bir liman olan şiirin işlevleri ve
görevleri bir bütün olarak varlığını sürdürmeye
devam edecektir.
Yaşadığımız dünyanın çekilmez olduğu bu
son günlerde insanın en temel problemi
iletişimsizliktir.
D) Sevgisizliğin tüm insanlığı sarmasının asıl
nedeni şiire gereken önemin verilmemesidir.
Ey Günümüzde, maddi bir dünyanın getirisi olarak
edebiyat özellikle de şiir devrini tamamlamıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
EST-2 11. Bütün dünyayı saran kan, ölüm, sefalet kasırgası içinde, belki bütün bunların temel nedeni kuramama karşısında sığınılacak, hayır, güç olan sevgisizlik, bol söz tüketip hiçbir iletişim alınacak, kuşanılıp karşı durulacak ne var? Bu soruya “şiir" diye karşılık veriyorum. Evet, "şiir”. Hani artık okunmadığı iddia edilip - bu, "para getirmiyor" diye de tanımlanabilir - eskidi, her şeyin sadece paraya dönüştüğü çağımızda devrini tamamladı diye nitelenen, itelenen şiir. Oysa bugün bütün bu safsata karşısında edebiyatın ve hayatın sorulmasi gereken temel sorusu șu bence: Şiirin günümüzde bir işlevi var mı? Bu soruya verilecek yanıt belirleyecektir şiirin ne durumda olduğunu. Kaldı ki ben şiirin günümüzde sadece işlevi deği, görevleri olduğuna da inanıyorum. Hatta işleviyle görevinin bir madalyonun iki yüzü gibi olduğunu da biliyorum. Her şiir, dün olduğu kadar bugün de dilin anlam aktarmak kadar duygu aktarmak da olan görevini yerine getiriyor. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Şiirin hislere tercüman olması, bir ihtiyaç olmasını ve her zaman varlığını sürdürmesini sağlayacaktır. B) İnsanın sığındığı bir liman olan şiirin işlevleri ve görevleri bir bütün olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir. Yaşadığımız dünyanın çekilmez olduğu bu son günlerde insanın en temel problemi iletişimsizliktir. D) Sevgisizliğin tüm insanlığı sarmasının asıl nedeni şiire gereken önemin verilmemesidir. Ey Günümüzde, maddi bir dünyanın getirisi olarak edebiyat özellikle de şiir devrini tamamlamıştır.
- Mizah, hayatın güldürücü yönünü ortaya çıkaran sa-
nat türüdür. Insanı gülmeye sevk eden resim, karika-
tür, konuşma ve yazı sanatıdır. Mizah eserleri sadece
şaka, güldürme maksadıyla söylenip, yazılıp, çizildiği
gibi belli fikirleri ifade etmek için de ortaya konulabilir.
Hikâye, roman, komedi, nükte, fikra, hiciv, taşlama
gibi şekillerde karşımıza çıkan bu eserlerin en önemli
özelliği espri adı verilen can alıcı noktanın eserin ay-
rintıları arasında büyük bir yetenekle gizlenmesi, tam
sırası gelince de beklenmedik bir anda söylenmesidir.
En kaba şakadan en ince espriye kadar bütün mizah
örnekleri, birbiri ile uyum içindeki olaylar arasındaki
çelişkinin birdenbire ortaya çıkarılmasına dayanır.
Bu parçada mizahla ilgili aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
A) Mizahın konusunu gerçek yaşamdan aldığına
B) Saldırı ve savunma amaçlı yazıldığına
C) Temel amacının güldürü olduğuna
D) Fikirleri konu alan mizahların olduğuna
E) Farklı türlerle mizah yapılabileceğine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
- Mizah, hayatın güldürücü yönünü ortaya çıkaran sa- nat türüdür. Insanı gülmeye sevk eden resim, karika- tür, konuşma ve yazı sanatıdır. Mizah eserleri sadece şaka, güldürme maksadıyla söylenip, yazılıp, çizildiği gibi belli fikirleri ifade etmek için de ortaya konulabilir. Hikâye, roman, komedi, nükte, fikra, hiciv, taşlama gibi şekillerde karşımıza çıkan bu eserlerin en önemli özelliği espri adı verilen can alıcı noktanın eserin ay- rintıları arasında büyük bir yetenekle gizlenmesi, tam sırası gelince de beklenmedik bir anda söylenmesidir. En kaba şakadan en ince espriye kadar bütün mizah örnekleri, birbiri ile uyum içindeki olaylar arasındaki çelişkinin birdenbire ortaya çıkarılmasına dayanır. Bu parçada mizahla ilgili aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? A) Mizahın konusunu gerçek yaşamdan aldığına B) Saldırı ve savunma amaçlı yazıldığına C) Temel amacının güldürü olduğuna D) Fikirleri konu alan mizahların olduğuna E) Farklı türlerle mizah yapılabileceğine
2. Ben bir yerlerdeyim, hep bir yerlerden bir yerlereyim.
Uzun uzun yıllar geçmiş parmaklarımla, o biçim bir
suların dibinde kırık dökük alnında. Kurgularım yıkıntıya
uğramış, bu kadar açıklıkla nasıl söyleyebiliyorum, (ben
o mu) nasıl? Artık benim değil bu bahçe, ev. Ben kimim?
Onlar nedir benim için? Ağır ağır atımın burnunu okşadım,
-artık benim değil-ben neyim? Uysal, ıslak gözleriyle
başını eğdi, kişnemek ister gibi ama o kadar yorgun,
o kadar bacakları bükülü. İçerlere giremem, neyim ki?
İçimde zavallı bir çarpışmayla yeniden yuları yakaladım.
Bahçemin oralarda falan atımla birlikte, bir kuyularda
yeniden yola koyuldum. Yürüdüğüm tünellerde neyi
beklediğimi bilmeyerek, nereye varacağımı bilmeyerek.
Bu parçaya yönelik aşağıdaki yapılan tespitlerden
hangisi yanliştır?
A) Anlatıcı, birinci tekil kişidir.
B) Kahraman bakış açısından yararlanılmıştır.
Tahkiyeli anlatımın yapı unsurlarını içermektedir.
Okur, bir olay içerisinde yaşatılmak istenmiştir.
Iç çözümleme anlatım tekniğinden yararlanılmıştu.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Ben bir yerlerdeyim, hep bir yerlerden bir yerlereyim. Uzun uzun yıllar geçmiş parmaklarımla, o biçim bir suların dibinde kırık dökük alnında. Kurgularım yıkıntıya uğramış, bu kadar açıklıkla nasıl söyleyebiliyorum, (ben o mu) nasıl? Artık benim değil bu bahçe, ev. Ben kimim? Onlar nedir benim için? Ağır ağır atımın burnunu okşadım, -artık benim değil-ben neyim? Uysal, ıslak gözleriyle başını eğdi, kişnemek ister gibi ama o kadar yorgun, o kadar bacakları bükülü. İçerlere giremem, neyim ki? İçimde zavallı bir çarpışmayla yeniden yuları yakaladım. Bahçemin oralarda falan atımla birlikte, bir kuyularda yeniden yola koyuldum. Yürüdüğüm tünellerde neyi beklediğimi bilmeyerek, nereye varacağımı bilmeyerek. Bu parçaya yönelik aşağıdaki yapılan tespitlerden hangisi yanliştır? A) Anlatıcı, birinci tekil kişidir. B) Kahraman bakış açısından yararlanılmıştır. Tahkiyeli anlatımın yapı unsurlarını içermektedir. Okur, bir olay içerisinde yaşatılmak istenmiştir. Iç çözümleme anlatım tekniğinden yararlanılmıştu.
1
1
22. Yahya Kemal, Eski Şiirin Rüzgarıyla şiir kitabında Os-
manlıca sözcüklere yer vermiş, “Ben gerekseydi bu
dille de şiirler yazardım." dercesine bunları kullanmış
ama o daha çok sade Türkçesiyle yazdığı şiirlerinde
zirveye çıkmıştır. Çünkü o “Türkçe, ağzımda anamın
sütü gibidir.” demektedir. Ahmet Hamdi'nin “Şiir bir iç
kale sanatıdır. Çünkü dil, malzeme olarak kullanıldığı
zaman milletin iç kalesidir, şiir bir milletin insanının, ta-
rihinin, kültürünün ta kendisidir. Köpüğüdür, çiçeğidir,
tacıdır..." görüşünün bütün hususiyetleriyle yer aldığı
şiir, Yahya Kemal'in şiiridir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
A tanımlama yapılmıştır.
B) Örneklemeden yararlanılmıştır.
C)Karşılaştırma yapılmıştır.
D) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir
.
E) Tanik gösterme vardır.
1
1
1
1
1
1
1
1
1
u
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1 1 22. Yahya Kemal, Eski Şiirin Rüzgarıyla şiir kitabında Os- manlıca sözcüklere yer vermiş, “Ben gerekseydi bu dille de şiirler yazardım." dercesine bunları kullanmış ama o daha çok sade Türkçesiyle yazdığı şiirlerinde zirveye çıkmıştır. Çünkü o “Türkçe, ağzımda anamın sütü gibidir.” demektedir. Ahmet Hamdi'nin “Şiir bir iç kale sanatıdır. Çünkü dil, malzeme olarak kullanıldığı zaman milletin iç kalesidir, şiir bir milletin insanının, ta- rihinin, kültürünün ta kendisidir. Köpüğüdür, çiçeğidir, tacıdır..." görüşünün bütün hususiyetleriyle yer aldığı şiir, Yahya Kemal'in şiiridir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A tanımlama yapılmıştır. B) Örneklemeden yararlanılmıştır. C)Karşılaştırma yapılmıştır. D) Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir . E) Tanik gösterme vardır. 1 1 1 1 1 1 1 1 1 u