Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

Bu
tir.
nü
ni.
e
ba
25. Şiir ne bir düşüncenin doğruluğunu göstermek, ne de
bir gerçeği öğretmek kaygısındadır. Bu kaygıda olan
şiirlerin nesre çevrilince düşünce yönünden hiçbir şey
kaybetmedikleri doğrudur. Ama doğuşunu şairin türlü
etkilerle kaynaşan iç varlığından, biçimini bu varlığın bir
nabız gibi atan ritminden alan şiir, anlamlıdır ve bu anlam,
şiirin nesre çevrilmesiyle kayboluverir. Çünkü bu anlam, bir
iç varlığın akışına uyarak günlük görevlerinden uzaklaşan
kelimelerin bizim olmasından doğmaktadır.----
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir
A) Şiirin düzyazıya çevrilmesine olanak hazırlayan da
şairin kendisidir
B) Bu bakımdan gerçek bir şiir nesre çevrilince yani
biçimden ayrı düşünce anlamını da kaybeder
Şiir, duyguyu yansıtmanın dışında bir görevi olmayan ve
anlam içermeyen anlatım türüdür
Bu yüzden şiire bir anlam yüklemenin kişiden kişiye
değişkenlik gösterdiğini unutmayın
E) Böyle olunca da şiirin iç dünyayı yansıtma görevi daha
da bir önemsizleşiyor
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Bu tir. nü ni. e ba 25. Şiir ne bir düşüncenin doğruluğunu göstermek, ne de bir gerçeği öğretmek kaygısındadır. Bu kaygıda olan şiirlerin nesre çevrilince düşünce yönünden hiçbir şey kaybetmedikleri doğrudur. Ama doğuşunu şairin türlü etkilerle kaynaşan iç varlığından, biçimini bu varlığın bir nabız gibi atan ritminden alan şiir, anlamlıdır ve bu anlam, şiirin nesre çevrilmesiyle kayboluverir. Çünkü bu anlam, bir iç varlığın akışına uyarak günlük görevlerinden uzaklaşan kelimelerin bizim olmasından doğmaktadır.---- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir A) Şiirin düzyazıya çevrilmesine olanak hazırlayan da şairin kendisidir B) Bu bakımdan gerçek bir şiir nesre çevrilince yani biçimden ayrı düşünce anlamını da kaybeder Şiir, duyguyu yansıtmanın dışında bir görevi olmayan ve anlam içermeyen anlatım türüdür Bu yüzden şiire bir anlam yüklemenin kişiden kişiye değişkenlik gösterdiğini unutmayın E) Böyle olunca da şiirin iç dünyayı yansıtma görevi daha da bir önemsizleşiyor
Batı edebiyatıyla ilk temasımız, Fransız yazar Fenelon'un kendi
dilinde yazdığı ve Yusuf Kâmil Paşa tarafından dilimize çevrilen
Telemak 'tır. Bu bir tesadüf eseri değildir. Kâmil Paşa, insanla
cemiyetlerin arasındaki sınırı çizen, idare sanatını aydınlatan
bir eser istiyordu. Yani bir nevi Kelile ve Dimne, bir nevi
Siyasetname arıyordu. Fenelon'un hikmet ve siyasetle dolu
olan eseri, dönemin veliahtına siyaset öğretmek için kaleme
alınmıştı. Yoksa romanla pek de bir alakası yoktu. Kâmil Paşa
bu eseri süslü bir üslupla Türkçeye kazandırdı. Nitekim eser,
dili ve içeriği bakımından büyük rağbet gördü. Mekteplerde
okutuldu ve nesiller için üslup hocası niteliği taşıdı.
5.
Bu parçada sözü edilen Telemak çevirisinin
1.
hem edebî hem öğretici yanı olan,
II. sanatlı bir dille kaleme alınan,
III. ilk olması açısından ayrı bir önem taşıyan
nitelemelerinden hangilerine uygun olduğu
söylenebilir?
A) Yalnız I
D) II ve III
B) Yalnız II
C) I ve II
E) I, II ve III
SEVDIREN
RAGE
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Batı edebiyatıyla ilk temasımız, Fransız yazar Fenelon'un kendi dilinde yazdığı ve Yusuf Kâmil Paşa tarafından dilimize çevrilen Telemak 'tır. Bu bir tesadüf eseri değildir. Kâmil Paşa, insanla cemiyetlerin arasındaki sınırı çizen, idare sanatını aydınlatan bir eser istiyordu. Yani bir nevi Kelile ve Dimne, bir nevi Siyasetname arıyordu. Fenelon'un hikmet ve siyasetle dolu olan eseri, dönemin veliahtına siyaset öğretmek için kaleme alınmıştı. Yoksa romanla pek de bir alakası yoktu. Kâmil Paşa bu eseri süslü bir üslupla Türkçeye kazandırdı. Nitekim eser, dili ve içeriği bakımından büyük rağbet gördü. Mekteplerde okutuldu ve nesiller için üslup hocası niteliği taşıdı. 5. Bu parçada sözü edilen Telemak çevirisinin 1. hem edebî hem öğretici yanı olan, II. sanatlı bir dille kaleme alınan, III. ilk olması açısından ayrı bir önem taşıyan nitelemelerinden hangilerine uygun olduğu söylenebilir? A) Yalnız I D) II ve III B) Yalnız II C) I ve II E) I, II ve III SEVDIREN RAGE
14. Popüler bilim, toplumun ilgi ve merakını cezbetmiştir. Bu,
olağan ve müspet bir gelişmedir. Madem bilim; akıl,
mantık ve araştırmayı tetikler, öyleyse bilimin tabana
yayılması insanlık için muhteşem bir durumdur. Ne var ki
başta internet olmak üzere bilgiye erişim kaynaklarının
çoğalması, bilgi kirliliği riskini de beraberinde getirmiştir.
Bu riski bertaraf etmek, bilimin öncülüğünde bireysel ve
toplumsal yaşamı şekillendirmek için kaynaklara sorgusuz
sualsiz hiç kimse tarafından itibar edilmemelidir. Bir
bilginin bilimsel olup olmadığı mutlak surette
denetlenmelidir. Aksi hâlde safsatalar bilim olarak
algılanmaya başlar.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz
edilmemiştir?
A)
Günümüzde bilgiye ulaşma yolları artmıştır.
B) Bir verinin bilimselliği kontrol edilmelidir.
C)
Bilimin popülerlik kazanması, kişileri zihinsel
faaliyetlere yönlendirir.
D) Bilgi kirliliği riskinin ortadan kaldırılmasında herkes
duyarlı olmalıdır.
E) Popüler bilimin halka hitap etmesi olumludur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
14. Popüler bilim, toplumun ilgi ve merakını cezbetmiştir. Bu, olağan ve müspet bir gelişmedir. Madem bilim; akıl, mantık ve araştırmayı tetikler, öyleyse bilimin tabana yayılması insanlık için muhteşem bir durumdur. Ne var ki başta internet olmak üzere bilgiye erişim kaynaklarının çoğalması, bilgi kirliliği riskini de beraberinde getirmiştir. Bu riski bertaraf etmek, bilimin öncülüğünde bireysel ve toplumsal yaşamı şekillendirmek için kaynaklara sorgusuz sualsiz hiç kimse tarafından itibar edilmemelidir. Bir bilginin bilimsel olup olmadığı mutlak surette denetlenmelidir. Aksi hâlde safsatalar bilim olarak algılanmaya başlar. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? A) Günümüzde bilgiye ulaşma yolları artmıştır. B) Bir verinin bilimselliği kontrol edilmelidir. C) Bilimin popülerlik kazanması, kişileri zihinsel faaliyetlere yönlendirir. D) Bilgi kirliliği riskinin ortadan kaldırılmasında herkes duyarlı olmalıdır. E) Popüler bilimin halka hitap etmesi olumludur.
iş bü-
erinin,
anlatı-
erir....
Ziya
göre
mla-
dala-
muş-
er.
34. Gazeteci: (1)
Uzman:
HIZ
Gazeteci: (II).
Uzman:
AYINLARI
- Herkesin başına gelmiştir. Gürültülü ve kalabalık bir or-
tamda bir insanla bakışlarınız kesişir ve etraftaki her şey
bulanıklaşırken anlık bir bağlantı hissedersiniz aranızda.
Birinin bize baktığını görmek beynimizde hemen belli
işlemlerin başlamasına neden olur; sizi inceleyen ve hak-
kınızda yargıda bulunan bilinçli bir canlı ile karşı karşıya
olma hissidir oldukça güçlü etki yaratan şey. Biriyle konu-
şurken, göz temasına göre kişilik değerlendirmesi yaparız.
Sokakta yürürken insanlar bizimle göz teması kurmuyorsa
reddedilme hissine kapılabiliriz.
- Araştırmalar göz kontağının karşıdaki insanla ilgili algımızı
da şekillendirdiğini gösteriyor. Örneğin, daha fazla göz te-
ması kuran insanları daha zeki, daha uyumlu ve içten bulur
ve onların söylediklerine daha kolay inanırız. Ancak aşırı-
ya kaçan göz kontağı, delici bakışlar ise insana rahatsızlık
hissi verir. Araştırmacılar, tercih edilen göz teması süresinin
üç saniye olduğunu, dokuz saniye sonrasının ise olumsuz
etki bıraktığını gösteriyor.
Bu diyaloglarda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) (1) Göz kontağı kurmak ne demektir sizce?
(II) Göz kontağı ikna edici olabilir mi?
B) (1) Göz kontağı kurmak dikkat dağınıklığına yol açar mı?
(II) Karakter analizi yaparken göz kontağı kullanılabilir mi?
C) (1) Göz kontağı kurmak sizce bizi strese sokar mı?
(1) Zeki insanlar daha fazla mı göz kontağı kurar?
D) (1) Birini değerlendirirken göz kontağı kurmak ne kadar
etkilidir?
(II) Göz kontağı hep olumlu etki mi bırakır?
E) (1) Biriyle göz kontağı kurmak neden bu kadar etkilidir?
(II) ideal göz kontağı süresi diye bir şey var mıdır sizce?
(E)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
iş bü- erinin, anlatı- erir.... Ziya göre mla- dala- muş- er. 34. Gazeteci: (1) Uzman: HIZ Gazeteci: (II). Uzman: AYINLARI - Herkesin başına gelmiştir. Gürültülü ve kalabalık bir or- tamda bir insanla bakışlarınız kesişir ve etraftaki her şey bulanıklaşırken anlık bir bağlantı hissedersiniz aranızda. Birinin bize baktığını görmek beynimizde hemen belli işlemlerin başlamasına neden olur; sizi inceleyen ve hak- kınızda yargıda bulunan bilinçli bir canlı ile karşı karşıya olma hissidir oldukça güçlü etki yaratan şey. Biriyle konu- şurken, göz temasına göre kişilik değerlendirmesi yaparız. Sokakta yürürken insanlar bizimle göz teması kurmuyorsa reddedilme hissine kapılabiliriz. - Araştırmalar göz kontağının karşıdaki insanla ilgili algımızı da şekillendirdiğini gösteriyor. Örneğin, daha fazla göz te- ması kuran insanları daha zeki, daha uyumlu ve içten bulur ve onların söylediklerine daha kolay inanırız. Ancak aşırı- ya kaçan göz kontağı, delici bakışlar ise insana rahatsızlık hissi verir. Araştırmacılar, tercih edilen göz teması süresinin üç saniye olduğunu, dokuz saniye sonrasının ise olumsuz etki bıraktığını gösteriyor. Bu diyaloglarda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) (1) Göz kontağı kurmak ne demektir sizce? (II) Göz kontağı ikna edici olabilir mi? B) (1) Göz kontağı kurmak dikkat dağınıklığına yol açar mı? (II) Karakter analizi yaparken göz kontağı kullanılabilir mi? C) (1) Göz kontağı kurmak sizce bizi strese sokar mı? (1) Zeki insanlar daha fazla mı göz kontağı kurar? D) (1) Birini değerlendirirken göz kontağı kurmak ne kadar etkilidir? (II) Göz kontağı hep olumlu etki mi bırakır? E) (1) Biriyle göz kontağı kurmak neden bu kadar etkilidir? (II) ideal göz kontağı süresi diye bir şey var mıdır sizce? (E)
TYT/TÜRKÇE
25. (1) Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ölümünden sonra, edebiyat
dostlarım arasında küçük ölçekte bir soruşturma yaptım. (II)
Bir tek sorudan ibaretti bu soruşturmam: "Fazıl Hüsnü'nün
şiir kitaplarından en beğendiğiniz hangisidir?" (III) Buna belki
de inanmayacaksınız ama soruşturmama verilen cevapların
tamamı, en beğendikleri kitap olarak Çocuk ve Allah adını
vermişlerdi. (IV) Sayısı belki de yüzü aşan şiir kitaplarının
Çocuk ve Allah dışında hiçbiri bu soruşturma cevapları ara-
sında yoktu. (V) Dağlarca'yı sadece Türk edebiyatında değil,
dünya edebiyatında da tekil kılan onun şiirinin niteliği kadar
niceliğidir de elbette.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra "Asla küçümsemek için söylemiyorum bu nicelik ifa-
desini." cümlesi getirilmelidir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E
E) V
27.
26. Cumhuriyet tarihimizin büyük siyasal dönüşümlerini konu
alan romancıların, bu dönüşümleri temellendirirken ortaya
don bazıları özellikle önem taşıyor. Bunlar
mut
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/TÜRKÇE 25. (1) Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ölümünden sonra, edebiyat dostlarım arasında küçük ölçekte bir soruşturma yaptım. (II) Bir tek sorudan ibaretti bu soruşturmam: "Fazıl Hüsnü'nün şiir kitaplarından en beğendiğiniz hangisidir?" (III) Buna belki de inanmayacaksınız ama soruşturmama verilen cevapların tamamı, en beğendikleri kitap olarak Çocuk ve Allah adını vermişlerdi. (IV) Sayısı belki de yüzü aşan şiir kitaplarının Çocuk ve Allah dışında hiçbiri bu soruşturma cevapları ara- sında yoktu. (V) Dağlarca'yı sadece Türk edebiyatında değil, dünya edebiyatında da tekil kılan onun şiirinin niteliği kadar niceliğidir de elbette. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Asla küçümsemek için söylemiyorum bu nicelik ifa- desini." cümlesi getirilmelidir? A) I B) II C) III D) IV E E) V 27. 26. Cumhuriyet tarihimizin büyük siyasal dönüşümlerini konu alan romancıların, bu dönüşümleri temellendirirken ortaya don bazıları özellikle önem taşıyor. Bunlar mut
Karsileostume
Dil, iletişim araçları arasında etkin bir taşıyıcıdır. Dili kalıcı
kılan ise yazılı anlatımdır. İyi bir yazılı anlatım da ancak dilin
doğru kullanılmasıyla mümkündür. Bu, inşaat malzemesi
yığınından bir bina yapmaya benzer. Edebiyatın temel
malzemesi dildir, bu malzeme belli bir plan doğrusunda
ve bir hesaba dayalı olarak gerektiği yerlerde kullanılırsa
sby ortaya bir sanat eseri çıkabilir. İnsan ve toplumdan ayrı
düşünülemeyen bilim, sanat, teknik gibi bütün alanlarla ilgili
olan dil; aynı zamanda bunları oluşturan bir kurumdur.
2.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Yargıyı bir koşula bağlama +
B) Soyut kavramları somutlaştırma +
C) Karşılaştırmaya başvurma +
D) Tanımlama yapma
+
E) Örneklere yer verme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Karsileostume Dil, iletişim araçları arasında etkin bir taşıyıcıdır. Dili kalıcı kılan ise yazılı anlatımdır. İyi bir yazılı anlatım da ancak dilin doğru kullanılmasıyla mümkündür. Bu, inşaat malzemesi yığınından bir bina yapmaya benzer. Edebiyatın temel malzemesi dildir, bu malzeme belli bir plan doğrusunda ve bir hesaba dayalı olarak gerektiği yerlerde kullanılırsa sby ortaya bir sanat eseri çıkabilir. İnsan ve toplumdan ayrı düşünülemeyen bilim, sanat, teknik gibi bütün alanlarla ilgili olan dil; aynı zamanda bunları oluşturan bir kurumdur. 2. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Yargıyı bir koşula bağlama + B) Soyut kavramları somutlaştırma + C) Karşılaştırmaya başvurma + D) Tanımlama yapma + E) Örneklere yer verme
12. Millî Edebiyat anlayışını sürdüren şairler içerisinde
"folklor"dan en çok yararlanan temsilcilerden biri Ahmet
Kutsi Tecer'dir. Şairin şiirlerinde, bu kuşağın eserlerinde
genel olarak öne çıkan ve halk şiirinden alınan biçimsel
özellikler önemli yer tutmuştur. Şiirlerinde tema olarak
Anadolu'yu ve Anadolu insanını öne çıkaran şair; şiirlerini
süssüz ve açık bir dille oluşturmuştur.
Deneme 15
Bu parçada Ahmet Kutsi Tecer'le ilgili olarak
aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
A) Şiirinin kurgusuna
BEdebiyattaki önemine
C) Sanatsal tutumuna
DÜsluptaki tercihine
E Konu seçimine
T
(A
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12. Millî Edebiyat anlayışını sürdüren şairler içerisinde "folklor"dan en çok yararlanan temsilcilerden biri Ahmet Kutsi Tecer'dir. Şairin şiirlerinde, bu kuşağın eserlerinde genel olarak öne çıkan ve halk şiirinden alınan biçimsel özellikler önemli yer tutmuştur. Şiirlerinde tema olarak Anadolu'yu ve Anadolu insanını öne çıkaran şair; şiirlerini süssüz ve açık bir dille oluşturmuştur. Deneme 15 Bu parçada Ahmet Kutsi Tecer'le ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Şiirinin kurgusuna BEdebiyattaki önemine C) Sanatsal tutumuna DÜsluptaki tercihine E Konu seçimine T (A
2. (1) Kimi dönemlerde önemini yitirir gibi görünmesine
karşın şiir; hemen her zaman edebiyat türleri içinde,
dahası sanat türleri içinde tahtından inmeyen bir sul-
tan gibidir. (II) Öteki bütün edebiyat türleri, bir yerde,
içlerinde bulunan şiir ögesine göre değerlendirilir. (III)
Bir roman, bir öykü, bir tiyatro yapıtı, gerçekten bir şiir
duygululuğundan uzak iseler bir başyapıt bile olsalar,
geniş yığınlarca sevilen, tutulan bir yapıt olamaz.
(IV) Kuşkusuz söz sanatları içinde tarihî en eski olan
şiirdir. (V) Ama durmadan kendini yenilediği için yine
bütün söz sanatlarının en gencinin de şiir olduğunu
söyleyebiliriz.
YAYINLA
LIWIT
"Şiir"in ele alındığı bu parçadaki numaralanmış
cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
yanlıştır?
A) I. cümlede, diğer sanat türlerinden üstünlüğü bir
benzetmeyle ifade edilmiştir.
VI. cümlede, diğer yazınsal türlerden ayrılan yönleri
belirtilmiştir.
C) III. cümlede, bir koşul bildirilmiştir.
D) IV. cümlede, kesinliği olan bir bilgi aktarılmıştır.
E) V. cümlede, sürekli değişim göstermesinin getirdi-
ği olumlu bir özellikten söz edilmiştir.
4.
(1) Köm
tanınar
miz elin
yer ett
daki n
Türkiy
karşıla
ma ar
rak e
içind
ortar
Bu F
ğıda
A)
E)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. (1) Kimi dönemlerde önemini yitirir gibi görünmesine karşın şiir; hemen her zaman edebiyat türleri içinde, dahası sanat türleri içinde tahtından inmeyen bir sul- tan gibidir. (II) Öteki bütün edebiyat türleri, bir yerde, içlerinde bulunan şiir ögesine göre değerlendirilir. (III) Bir roman, bir öykü, bir tiyatro yapıtı, gerçekten bir şiir duygululuğundan uzak iseler bir başyapıt bile olsalar, geniş yığınlarca sevilen, tutulan bir yapıt olamaz. (IV) Kuşkusuz söz sanatları içinde tarihî en eski olan şiirdir. (V) Ama durmadan kendini yenilediği için yine bütün söz sanatlarının en gencinin de şiir olduğunu söyleyebiliriz. YAYINLA LIWIT "Şiir"in ele alındığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, diğer sanat türlerinden üstünlüğü bir benzetmeyle ifade edilmiştir. VI. cümlede, diğer yazınsal türlerden ayrılan yönleri belirtilmiştir. C) III. cümlede, bir koşul bildirilmiştir. D) IV. cümlede, kesinliği olan bir bilgi aktarılmıştır. E) V. cümlede, sürekli değişim göstermesinin getirdi- ği olumlu bir özellikten söz edilmiştir. 4. (1) Köm tanınar miz elin yer ett daki n Türkiy karşıla ma ar rak e içind ortar Bu F ğıda A) E)
31.
-
Tekerleğin keşfedilmesini, piramitlerin inşasını ve Ay'a
ayak basılmasını mümkün kılan; eşsiz hesaplama,
yaratıcılık ve kavrama özellikleriyle insan beyni tüm
işlevlerini 20 watlık bir ampulün gücüne denk bir güçle
yapıyor.
Beynin gizemlerini çözmek için bilim insanları büyük
hızla ilerliyor ve bu araştırmalar sonucunda da önemli
adımlar atılıyor. Olağanüstü zihinsel yeteneğimizle bile
beynimizi bu kadar özel kılan şeyleri açıklamak kolay
değil.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Aynı konuya dair çelişen görüşlere başvurulmuştur.
B Ortak bir olgu üzerinde bir hayranlık dile getirilmiştir.
C) Bir konu ele alınırken sadece nesnel ölçütlere
başvurulmuştur.
D) Konu ifade edilirken farklı örneklerle düşünce
geliştirilmiştir.
E) Bir durum açıklanırken hipotezlere dayanılarak
aktarılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
31. - Tekerleğin keşfedilmesini, piramitlerin inşasını ve Ay'a ayak basılmasını mümkün kılan; eşsiz hesaplama, yaratıcılık ve kavrama özellikleriyle insan beyni tüm işlevlerini 20 watlık bir ampulün gücüne denk bir güçle yapıyor. Beynin gizemlerini çözmek için bilim insanları büyük hızla ilerliyor ve bu araştırmalar sonucunda da önemli adımlar atılıyor. Olağanüstü zihinsel yeteneğimizle bile beynimizi bu kadar özel kılan şeyleri açıklamak kolay değil. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Aynı konuya dair çelişen görüşlere başvurulmuştur. B Ortak bir olgu üzerinde bir hayranlık dile getirilmiştir. C) Bir konu ele alınırken sadece nesnel ölçütlere başvurulmuştur. D) Konu ifade edilirken farklı örneklerle düşünce geliştirilmiştir. E) Bir durum açıklanırken hipotezlere dayanılarak aktarılmıştır.
20.) Meyve reyonlarında elmaların, eriklerin,.AS
armutların Türkçe adlarla değil de yabancı
isimlerle etiketlenmesi sadece bir özenti değil tabi
ki. (II) Artık dünya ülkelerinden gelen meyveler
kendi ülkelerindeki isimlerle etiketleniyorlar.
(III) Ama sebebi ne olursa olsun Anadolu'nun
ücra bir kasabasında insan fuji elma, angelica
erik, santa maria armut görünce bir tuhaf oluyor.
ab (IV) İnsan "bizim" meyvelerimize ne olduğunu,
satıcı raflarına niçin gelmediğini merak ediyor.
(V) Galiba diğer değerlerimiz gibi meyvelerimize
de sahip çıkamamışız ve ortadan kaybolup
gitmiş.
ele suar
Bu parçada numaralanmış cümlelerin
hangisinden sonra "Bunun en önemli
sebeplerinden biri meyve cinslerinin çoğunlukla
ithal edilerek raflarda yer alması." cümlesi
getirildiğinde düşüncenin akışı bozulmaz?
C)
A) I
BYII
D
D) IVE) X
Bu soru Sinay Yayınl
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
20.) Meyve reyonlarında elmaların, eriklerin,.AS armutların Türkçe adlarla değil de yabancı isimlerle etiketlenmesi sadece bir özenti değil tabi ki. (II) Artık dünya ülkelerinden gelen meyveler kendi ülkelerindeki isimlerle etiketleniyorlar. (III) Ama sebebi ne olursa olsun Anadolu'nun ücra bir kasabasında insan fuji elma, angelica erik, santa maria armut görünce bir tuhaf oluyor. ab (IV) İnsan "bizim" meyvelerimize ne olduğunu, satıcı raflarına niçin gelmediğini merak ediyor. (V) Galiba diğer değerlerimiz gibi meyvelerimize de sahip çıkamamışız ve ortadan kaybolup gitmiş. ele suar Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Bunun en önemli sebeplerinden biri meyve cinslerinin çoğunlukla ithal edilerek raflarda yer alması." cümlesi getirildiğinde düşüncenin akışı bozulmaz? C) A) I BYII D D) IVE) X Bu soru Sinay Yayınl
or
A
Be
6. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi anlamca ay-
raç içinde verilen tutum ya da davranışla uyuş-
maz?
A) El atına binen tez iner. (İhanete uğramak)
B) Alçak yerde tepecik kendini dağ sanır. (Büyük-
lenmek)
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır. (Yüzsüzlük ya-
parak suçu karşısındakine atmak)
D) Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu. (Karşı-
lık görmek)
E) Sen bilirsin, deyince kavga olmaz. (Alttan almak)
& inuos
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
or A Be 6. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi anlamca ay- raç içinde verilen tutum ya da davranışla uyuş- maz? A) El atına binen tez iner. (İhanete uğramak) B) Alçak yerde tepecik kendini dağ sanır. (Büyük- lenmek) Yavuz hırsız ev sahibini bastırır. (Yüzsüzlük ya- parak suçu karşısındakine atmak) D) Kazma elin kuyusunu, kazarlar kuyunu. (Karşı- lık görmek) E) Sen bilirsin, deyince kavga olmaz. (Alttan almak) & inuos
Paragrafta Başlık /
asi,
naz-
ysa
nda
nta-
gi-
34
Yayınları
SORULAR
3. Roman, insana gerçeklerin arkasındaki gizleri anlatma
olanağı veriyor. İnsan günlük yaşamının sıkıntıları içinde
geriye dönüp baktığında, birçok şeyin zihninden silinip
gittiğini görüyor; ya da, genel bir dağınıklığın içinde bulu-
yor kendini. Yaşamın belirli bir anını yakalamakta güçlük
çekiyor. Roman bu dağınıklığı derleyip toparlıyor, insanın
kaybolmasını engelliyor. Ayrıca insanlar birbirlerine karşı
açık olamıyorlar, Roman, insanların birbirlerinden gizle-
mek gereğini duydukları gerçekleri, önce yazarın kendisi-
jasne, sonra da okura iletebiliyor.
Bu parçanın bütününde neden söz edilmektedir?
A) İnsan zihninin güçsüzlüğünden
B) İnsan ilişkilerinin sınırlılığından
C) Yaşamı anlamanın zorluğundan
Romanlarda sırların anlatıldığından
E Romanların sağladığı yararlardan
ÖYS 1995
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Paragrafta Başlık / asi, naz- ysa nda nta- gi- 34 Yayınları SORULAR 3. Roman, insana gerçeklerin arkasındaki gizleri anlatma olanağı veriyor. İnsan günlük yaşamının sıkıntıları içinde geriye dönüp baktığında, birçok şeyin zihninden silinip gittiğini görüyor; ya da, genel bir dağınıklığın içinde bulu- yor kendini. Yaşamın belirli bir anını yakalamakta güçlük çekiyor. Roman bu dağınıklığı derleyip toparlıyor, insanın kaybolmasını engelliyor. Ayrıca insanlar birbirlerine karşı açık olamıyorlar, Roman, insanların birbirlerinden gizle- mek gereğini duydukları gerçekleri, önce yazarın kendisi- jasne, sonra da okura iletebiliyor. Bu parçanın bütününde neden söz edilmektedir? A) İnsan zihninin güçsüzlüğünden B) İnsan ilişkilerinin sınırlılığından C) Yaşamı anlamanın zorluğundan Romanlarda sırların anlatıldığından E Romanların sağladığı yararlardan ÖYS 1995
6.
(1) Şimdiye kadar pek çok oyunda rol aldım.
(II) Çoğu kez, oynadığım oyunun komik olduğunu
fark etmeden oynarım. (III) Bunu fark ettiğim za-
man oyuna devam edemiyorum. (IV) Sonradan
kendimi televizyonda izliyorum. (V) İzlerken de gü-
lüyorum. (VI) Oynarken, yaptığın işten kendin de
hoşlanıp gülmeye başlarsan ipin ucu kaçıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sinde III. cümlede belirtilen durumun nedeni
açıklanarak ifade edilmiştir?
C) IV. D) V.
A) I.
B) II.
E) VI.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. (1) Şimdiye kadar pek çok oyunda rol aldım. (II) Çoğu kez, oynadığım oyunun komik olduğunu fark etmeden oynarım. (III) Bunu fark ettiğim za- man oyuna devam edemiyorum. (IV) Sonradan kendimi televizyonda izliyorum. (V) İzlerken de gü- lüyorum. (VI) Oynarken, yaptığın işten kendin de hoşlanıp gülmeye başlarsan ipin ucu kaçıyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- sinde III. cümlede belirtilen durumun nedeni açıklanarak ifade edilmiştir? C) IV. D) V. A) I. B) II. E) VI.
neceği tahmin edilmektedir.
10. Bir dilin kelimeleri, o dili konuşan insanların düşleri, hatıra-
ları ve özlemleri değil midir? Böyle olduğu içindir ki konu-
şurken kelimelerimizi dikkatle seçmeye çalışırız. Bakmayın
kâğıt üzerinde kara kara dizildiklerine; onlar seslerden,
seslerin işaretleri olan harflerden bir araya gelmiş küçük
canlılardır. Seslerin, harflerin yan yana gelerek kelimeleri
oluşturması sonra o kelimelerin insan denen varlığın bütün
ruhunu aydınlatıveren sihirli anlamlara, cümlelere dönüşüp
duyguları, dilekleri, özlemleri seslendirmesi başlı başına M
mucizevi bir şey olmalıdır. Onların bizde çağrıştırdıklarıdır
aslolan, sadece kulağımıza çalınan sesin tınısı değildir.
Kelimelerin esprisi de burada gizlidir.
A
A
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Kelimeler, seslerin bir araya getirdiği sihirli nağmelerdir.
B) ineen için en iyi iletişim aracı dildir.
C) Kelimeler, dilin yapı taşlardır.
D) Hayattaki mucizelerden biri de kelimelerin oluşumudur.
E) Kelimeler, insanların duygu ve düşlerinin şekil almış
ifadesidir.
6
S
12
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
neceği tahmin edilmektedir. 10. Bir dilin kelimeleri, o dili konuşan insanların düşleri, hatıra- ları ve özlemleri değil midir? Böyle olduğu içindir ki konu- şurken kelimelerimizi dikkatle seçmeye çalışırız. Bakmayın kâğıt üzerinde kara kara dizildiklerine; onlar seslerden, seslerin işaretleri olan harflerden bir araya gelmiş küçük canlılardır. Seslerin, harflerin yan yana gelerek kelimeleri oluşturması sonra o kelimelerin insan denen varlığın bütün ruhunu aydınlatıveren sihirli anlamlara, cümlelere dönüşüp duyguları, dilekleri, özlemleri seslendirmesi başlı başına M mucizevi bir şey olmalıdır. Onların bizde çağrıştırdıklarıdır aslolan, sadece kulağımıza çalınan sesin tınısı değildir. Kelimelerin esprisi de burada gizlidir. A A Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Kelimeler, seslerin bir araya getirdiği sihirli nağmelerdir. B) ineen için en iyi iletişim aracı dildir. C) Kelimeler, dilin yapı taşlardır. D) Hayattaki mucizelerden biri de kelimelerin oluşumudur. E) Kelimeler, insanların duygu ve düşlerinin şekil almış ifadesidir. 6 S 12
KO-
ra
h
ki
1. Hep olmamış olanları anlattı. Olanaksızı olanaklı, ifade
edilmezi ifade edilebilir yaptı. Okuyucusunu hiç hafife al-
madı. Bu nedenle fazla olanı açıklamaz, doğrudan ana
noktaya giderdi. İmalarla yetinir, derinliklerini okuyucu-
vermek, okuru bir yerlere çekmek değil sanat yapmak ol-
sunun düş gücüne bırakırdı. Öykücünün görevinin mesaj
duğuna inanırdı. Hepsinden de önemlisi o, öykülerine ru-
hunu karıştırırdı, her kelimesi âdeta onun imzası gibiydi.
Bu parçada sözü edilen öykücüyle ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisine değinilmemiştir?
Anlattıklarının özgün, tamamen ona ait olduğuna
B) Bazı noktalara sadece değinmekle yetindiğine
Gereksiz bilgiler vermekten kaçındığına
D) Okuyucunun hayal gücüne güvenerek her şeyi anlat-
madığına
Öykülerinin konusunu yaşanmamış olaylardan aldığına
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
KO- ra h ki 1. Hep olmamış olanları anlattı. Olanaksızı olanaklı, ifade edilmezi ifade edilebilir yaptı. Okuyucusunu hiç hafife al- madı. Bu nedenle fazla olanı açıklamaz, doğrudan ana noktaya giderdi. İmalarla yetinir, derinliklerini okuyucu- vermek, okuru bir yerlere çekmek değil sanat yapmak ol- sunun düş gücüne bırakırdı. Öykücünün görevinin mesaj duğuna inanırdı. Hepsinden de önemlisi o, öykülerine ru- hunu karıştırırdı, her kelimesi âdeta onun imzası gibiydi. Bu parçada sözü edilen öykücüyle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisine değinilmemiştir? Anlattıklarının özgün, tamamen ona ait olduğuna B) Bazı noktalara sadece değinmekle yetindiğine Gereksiz bilgiler vermekten kaçındığına D) Okuyucunun hayal gücüne güvenerek her şeyi anlat- madığına Öykülerinin konusunu yaşanmamış olaylardan aldığına
TYT Deneme Sınavı - 3
28. ---- Her ne kadar onun öykülerinde genelde olayı başkah-
ramanının ağzından dinleseniz de yardımcı oyuncuların
gözünden bir olay anlatımıyla da sıkça karşılaşırsınız. An-
latımı zenginleştiren bu yoğun anlatım tarzı, ustaca şarkı
söyleyen çok sesli koroya benzer; farklılıkların ahengiyle
büyülenirsiniz. Dahası, Sancak'ın öykülerinde karamsar
olayların arasından sızan bir umut ışığı çarpar gözünüze
ancak o işığı görebilmek için satır aralarında dikkatlice
gezmeniz gerekir. Sıra dışı hayatlara elleriniz titreyerek
dokunur ve anlatımın gerçekliğinde kendinizden bir parça
bulursunuz.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda-
kilerden hangisi getirilmelidir?
A Jale Sancak'ın öykülerinin hemen hepsinde bir çoklu
anlatım durumu söz konusudur.
B Jale Sancak yazmaya şiirle başlasa da yirmi beş yıl ka-
dar uzunca bir süre kendini öyküleriyle ifade etti.
C) Jale Sancak, öykülerin hızının ve yoğunluğunun yaratı-
cılığa katkısı olduğunu savunan yazarlardandır.
Jale Sancak'ın öykülerinde kendini kolay kolay ele ver-
meyen, yoğun bir anlatım karşılar sizi.
Jale Sancak, laf kalabalığından arındırdığı diliyle oku-
yucusuna kendini sevdirmiş özgün yazarlardan biridir.
AYDIN YAYINLARI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT Deneme Sınavı - 3 28. ---- Her ne kadar onun öykülerinde genelde olayı başkah- ramanının ağzından dinleseniz de yardımcı oyuncuların gözünden bir olay anlatımıyla da sıkça karşılaşırsınız. An- latımı zenginleştiren bu yoğun anlatım tarzı, ustaca şarkı söyleyen çok sesli koroya benzer; farklılıkların ahengiyle büyülenirsiniz. Dahası, Sancak'ın öykülerinde karamsar olayların arasından sızan bir umut ışığı çarpar gözünüze ancak o işığı görebilmek için satır aralarında dikkatlice gezmeniz gerekir. Sıra dışı hayatlara elleriniz titreyerek dokunur ve anlatımın gerçekliğinde kendinizden bir parça bulursunuz. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda- kilerden hangisi getirilmelidir? A Jale Sancak'ın öykülerinin hemen hepsinde bir çoklu anlatım durumu söz konusudur. B Jale Sancak yazmaya şiirle başlasa da yirmi beş yıl ka- dar uzunca bir süre kendini öyküleriyle ifade etti. C) Jale Sancak, öykülerin hızının ve yoğunluğunun yaratı- cılığa katkısı olduğunu savunan yazarlardandır. Jale Sancak'ın öykülerinde kendini kolay kolay ele ver- meyen, yoğun bir anlatım karşılar sizi. Jale Sancak, laf kalabalığından arındırdığı diliyle oku- yucusuna kendini sevdirmiş özgün yazarlardan biridir. AYDIN YAYINLARI