Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

6. Dünyamızı nasıl insansız düşünemezsek insanı
da kitapsız düşünemeyiz. Beyninde, düşünme
kivilcımlarının parladığı andan itibaren insan; dü-
gündüğünü, duyduğunu yillanın birikimini, türlü ge
kilerie, eline ne geçirdi ise kitaba geçirmekten kendini
siamamiştir
Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisi ile
ilgili değildir?
A) Düşünce
B) Yazma
D) Deneyim
E) A
C) Insan
8.
B
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Dünyamızı nasıl insansız düşünemezsek insanı da kitapsız düşünemeyiz. Beyninde, düşünme kivilcımlarının parladığı andan itibaren insan; dü- gündüğünü, duyduğunu yillanın birikimini, türlü ge kilerie, eline ne geçirdi ise kitaba geçirmekten kendini siamamiştir Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisi ile ilgili değildir? A) Düşünce B) Yazma D) Deneyim E) A C) Insan 8. B C
2
RKÇE TESTİ
yrılan kısmına işaretleyiniz.
3.
Son yıllarda çıkan bazı bilimsel kitaplarda dilin savruk
kullanıldığı görülmektedir. Bilimsel bir kitapta, edebî
eserlerdeki kadar özgün ve etkileyici bir dilin kullanılması
pek mümkün değildir. Üstelik buna gerek de yoktur. Ne var
ki metnin terimlere boğulması ve anlatım kaidelerinin
yeterince gözetilmemesi, bilimsel kitaplar için büyük bir
eksikliktir. Bu eksiklik, bilimsel kitapların anlaşılırlığını
zedelemektedir. Üstelik genç akademisyenler ve bilim
insanları arasında dilin yanlış kullanımı yaygınlaşmaktadır.
Bu parçadaki altı çizili sözle
1. Bilimsel kitapların terimlerle dolu olması +
H. Bilimsel kitaplarda edebî söyleyişin ve mecazların
zayıf olması
M. Bilimsel kitaplarda dil kurallarının ihmal edilmesi
durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve III
E) II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2 RKÇE TESTİ yrılan kısmına işaretleyiniz. 3. Son yıllarda çıkan bazı bilimsel kitaplarda dilin savruk kullanıldığı görülmektedir. Bilimsel bir kitapta, edebî eserlerdeki kadar özgün ve etkileyici bir dilin kullanılması pek mümkün değildir. Üstelik buna gerek de yoktur. Ne var ki metnin terimlere boğulması ve anlatım kaidelerinin yeterince gözetilmemesi, bilimsel kitaplar için büyük bir eksikliktir. Bu eksiklik, bilimsel kitapların anlaşılırlığını zedelemektedir. Üstelik genç akademisyenler ve bilim insanları arasında dilin yanlış kullanımı yaygınlaşmaktadır. Bu parçadaki altı çizili sözle 1. Bilimsel kitapların terimlerle dolu olması + H. Bilimsel kitaplarda edebî söyleyişin ve mecazların zayıf olması M. Bilimsel kitaplarda dil kurallarının ihmal edilmesi durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) II ve III
2. Ayone gevare d
nürken yanmayı da göze arayde kişi
marsa abimlarda bulunamaz dogulan yakalee
maz Kaybetmeyi pe almayan insan hybrzan
kazanamaz Aydin dunk ve beklen
aktaken toplumsal beklenty deg kend inançam
ve kaygılanın yadracikan die gemeld Be
kik anda yadganabilir bu tave ancak zaman
snavindan ibe not alaca kesind
Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hang
sing Vanlamaz?
A) Avom ran beklentilerinden ole kendi gerçek
Jerini aktarmalde
B) gruyu bulabilmenin yolu, yanişin d
ugrayabilmektir
Aydin, halkın sorunlanna sahip çıkıp o sorunla
anlattığı sürece aydinde
D) Aydin olmanın ilk koşulu, düşünmekt
E) Çağının genel geper bedenlerine değ
ceğin dünyasına kalabilen yapıtlar üreten kişid
aydin.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Ayone gevare d nürken yanmayı da göze arayde kişi marsa abimlarda bulunamaz dogulan yakalee maz Kaybetmeyi pe almayan insan hybrzan kazanamaz Aydin dunk ve beklen aktaken toplumsal beklenty deg kend inançam ve kaygılanın yadracikan die gemeld Be kik anda yadganabilir bu tave ancak zaman snavindan ibe not alaca kesind Bu parçadan yola çıkılarak aşağıdakilerden hang sing Vanlamaz? A) Avom ran beklentilerinden ole kendi gerçek Jerini aktarmalde B) gruyu bulabilmenin yolu, yanişin d ugrayabilmektir Aydin, halkın sorunlanna sahip çıkıp o sorunla anlattığı sürece aydinde D) Aydin olmanın ilk koşulu, düşünmekt E) Çağının genel geper bedenlerine değ ceğin dünyasına kalabilen yapıtlar üreten kişid aydin.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik fiillerin
yazımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır?
A) Gün boyu bilgisayar başında çok vakit geçirince
bazı renkleri ayırt edemiyorum.
B) Uzun zaman sonra fark ettim ki insan kendine de-
ğer vermezse kimseyle iyi anlaşamıyor.
C) Sakın ümitsizliğe kapılma, "Mahvoldum!" dediğin o
zor zamanlarda da bir çıkış kapısı bulacaksın.
D) Önümüze ufak tefek aksilikler çıkıyor diye yıllardır
hayalini kurduğumuz bu organizasyondan vaz mi
geçeceğiz?
E) Geçmiş yıllarda yapılan antlaşmalar, o ülke toprakla-
rının yakın gelecekte paylaşılmasını ön görüyordu.
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birleşik fiillerin yazımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır? A) Gün boyu bilgisayar başında çok vakit geçirince bazı renkleri ayırt edemiyorum. B) Uzun zaman sonra fark ettim ki insan kendine de- ğer vermezse kimseyle iyi anlaşamıyor. C) Sakın ümitsizliğe kapılma, "Mahvoldum!" dediğin o zor zamanlarda da bir çıkış kapısı bulacaksın. D) Önümüze ufak tefek aksilikler çıkıyor diye yıllardır hayalini kurduğumuz bu organizasyondan vaz mi geçeceğiz? E) Geçmiş yıllarda yapılan antlaşmalar, o ülke toprakla- rının yakın gelecekte paylaşılmasını ön görüyordu. Diğer sayfaya geçiniz.
A
Türkçe
15. Onun öykülerinde en dikkat çekici yaklaşımlardan biri,
dil tutumudur. Karasu, dili bir araç olarak görmez. Me-
tinlerinde dilin olanaklarını zorlar. Bunu edebiyatın bir
işlevi olarak görür. Yoğun, çağrışımlı cümle peşinde-
dir. Kuşkusuz bu da imge yaklaşımının bir sonucudur.
Dilin değişen, gelişen yaşamı, anlam öbeklerini, kav-
ramları kuşatabilmesi için yeni, riskli kelimeler kullan-
maktan çekinmez.
Bu parçada hakkında bilgi verilen yazarın, öyküle-
rinin yazımında;
I. yalınlık,
II. özlülük, v
A
III. açıklık
numaralanmış anlatım ilkelerinin hangilerine dik-
kat etmediği söylenebilir?
A) I ve II
B) Yalnız II
D) I ve III
C) Yalnız III
E) II ve III
16
AYDIN YAYINLARI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A Türkçe 15. Onun öykülerinde en dikkat çekici yaklaşımlardan biri, dil tutumudur. Karasu, dili bir araç olarak görmez. Me- tinlerinde dilin olanaklarını zorlar. Bunu edebiyatın bir işlevi olarak görür. Yoğun, çağrışımlı cümle peşinde- dir. Kuşkusuz bu da imge yaklaşımının bir sonucudur. Dilin değişen, gelişen yaşamı, anlam öbeklerini, kav- ramları kuşatabilmesi için yeni, riskli kelimeler kullan- maktan çekinmez. Bu parçada hakkında bilgi verilen yazarın, öyküle- rinin yazımında; I. yalınlık, II. özlülük, v A III. açıklık numaralanmış anlatım ilkelerinin hangilerine dik- kat etmediği söylenebilir? A) I ve II B) Yalnız II D) I ve III C) Yalnız III E) II ve III 16 AYDIN YAYINLARI
TYT/TÜR
OKRO
STARS
28. Cemil Meriç, düşünce yaşamımızın önemli
simalarındandır. Başta sosyoloji olmak üzere insan ve
toplum yaşamına dokunan pek çok ilim dalı ile ilgili özgün
görüşler ortaya atmıştır. Dolayısıyla Cemil Meriç'in
düşünce yönü öne çıkan bir kalem erbabı olduğu
söylenebilir.
Aşağıdakilerden hangisi, Cemil Meriç'in yazarlık
görüşünü örnekler nitelikte bir yargıdır?
A) Sait Faik Abasıyanık'ın öykülerinde gündelik yaşamdan
kesitler ağır basmaktadır.
B) Tanzimat edebiyatının öncü isimlerinden Şinasi,
edebiyatımızda özellikle ilklerin adamı olarak
tanınmıştır.
2
Suut Kemal Yetkin; edebiyat, sanat, felsefe, psikoloji ve
toplum bilimi gibi alanlarda fikir beyan edip eser veren
bir yazardır.
D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, roman ve hikâyelerinde
realizmin etkilerini duyurmuş bir yazardır.
E) 1980 sonrası edebiyatımızın önemli şairlerinden
Hüseyin Atlansoy, yer yer imgesel ve çağrışımsal bir dil
tercih etmiştir.
N
25
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/TÜR OKRO STARS 28. Cemil Meriç, düşünce yaşamımızın önemli simalarındandır. Başta sosyoloji olmak üzere insan ve toplum yaşamına dokunan pek çok ilim dalı ile ilgili özgün görüşler ortaya atmıştır. Dolayısıyla Cemil Meriç'in düşünce yönü öne çıkan bir kalem erbabı olduğu söylenebilir. Aşağıdakilerden hangisi, Cemil Meriç'in yazarlık görüşünü örnekler nitelikte bir yargıdır? A) Sait Faik Abasıyanık'ın öykülerinde gündelik yaşamdan kesitler ağır basmaktadır. B) Tanzimat edebiyatının öncü isimlerinden Şinasi, edebiyatımızda özellikle ilklerin adamı olarak tanınmıştır. 2 Suut Kemal Yetkin; edebiyat, sanat, felsefe, psikoloji ve toplum bilimi gibi alanlarda fikir beyan edip eser veren bir yazardır. D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, roman ve hikâyelerinde realizmin etkilerini duyurmuş bir yazardır. E) 1980 sonrası edebiyatımızın önemli şairlerinden Hüseyin Atlansoy, yer yer imgesel ve çağrışımsal bir dil tercih etmiştir. N 25
Baksı Müzesi, Bayburt'un Bayraktar köyünde bulunan,
arasından Çoruh Nehri'nin süzüldüğü dağları mesken
edinmiş bir modern sanat vahası. Sanatçı ve eğitim-
e kurucusu, doğduğu yer olan Bayburt'a bir modem
sanat müzesi açmak için on yıl kadar uğraştıktan son
ra, 2010'da müzeyi devletten hiçbir yardım almadan
kurduğu vakfa yapılan desteklerle açmayı başarmış.
Aşağı yukarı otuz bin nüfuslu Bayburt'un şehir mer-
kezine kırk beş kilometre uzaklıkta bulunan, fütüristik
mimarisiyle dağların ortasında insana çağları şaşırtan
bu müze, Bayburt halkıyla geliştirdiği yakın ilişkilerle,
dışlayıcı sanat yaklaşımını kırıyor. Çevre halkının el
emekleri, göz nurları ve eserlerinden oluşan sergileri,
düğünlere, nişanlara açık konferans salonu ve Bay-
burtlu genç sanat öğrencilerinden oluşan müze görev-
lileriyle, Bayburtlularla nefes almaya çabalıyor.
Bu parçanın anlatımında;
1. tanımlama,/
II. karşılaştırma,
Ill. kişileştirme,
IV. benzetme
düşünceyi geliştirme yollarının hangileri kullanıl-
mamıştır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) Il ve IV
C) I ve Ill
E) Ill ve IV
Diğer sayfaya geçiniz.
B
r
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Baksı Müzesi, Bayburt'un Bayraktar köyünde bulunan, arasından Çoruh Nehri'nin süzüldüğü dağları mesken edinmiş bir modern sanat vahası. Sanatçı ve eğitim- e kurucusu, doğduğu yer olan Bayburt'a bir modem sanat müzesi açmak için on yıl kadar uğraştıktan son ra, 2010'da müzeyi devletten hiçbir yardım almadan kurduğu vakfa yapılan desteklerle açmayı başarmış. Aşağı yukarı otuz bin nüfuslu Bayburt'un şehir mer- kezine kırk beş kilometre uzaklıkta bulunan, fütüristik mimarisiyle dağların ortasında insana çağları şaşırtan bu müze, Bayburt halkıyla geliştirdiği yakın ilişkilerle, dışlayıcı sanat yaklaşımını kırıyor. Çevre halkının el emekleri, göz nurları ve eserlerinden oluşan sergileri, düğünlere, nişanlara açık konferans salonu ve Bay- burtlu genç sanat öğrencilerinden oluşan müze görev- lileriyle, Bayburtlularla nefes almaya çabalıyor. Bu parçanın anlatımında; 1. tanımlama,/ II. karşılaştırma, Ill. kişileştirme, IV. benzetme düşünceyi geliştirme yollarının hangileri kullanıl- mamıştır? A) Yalnız I B) Yalnız II D) Il ve IV C) I ve Ill E) Ill ve IV Diğer sayfaya geçiniz. B r
Bugün babalarla çocuklar arasında bilgi, inanç,
töre, dünya görüşü bakımından anlaşmazlık yok
mu? Çünkü yaşam durağan değil, sürekli hare-
ket hâlinde. Dolayısıyla her şey değişim içinde;
değişim de bir yerde gelişme ve ilerleme demek.
Nasıl yaşamdaki değişimi durduramazsak, dilin
de belli kurallar ve ölçülerle değişmesini durdu-
ramayız.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen, aşağıda-
kilerden hangisidir?
A) Kuşaklar arasında türlü anlaşmazlıklar yaşan-
ması son derece doğaldır.
B) Yaşam da insan gibi sürekli bir dönüşüm, de-
ğişim içindedir.
C Dil, belli bir doğallık ve düzen içinde engelle-
nemeyecek bir değişim yaşar.
D) Yaşamda gerçekleşen tüm değişimler; geliş-
me, ilerleme olarak düşünülebilir.
E) Dilin, yaşamdaki değişimden etkilenmesi yad-
sınamaz bir gerçektir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Bugün babalarla çocuklar arasında bilgi, inanç, töre, dünya görüşü bakımından anlaşmazlık yok mu? Çünkü yaşam durağan değil, sürekli hare- ket hâlinde. Dolayısıyla her şey değişim içinde; değişim de bir yerde gelişme ve ilerleme demek. Nasıl yaşamdaki değişimi durduramazsak, dilin de belli kurallar ve ölçülerle değişmesini durdu- ramayız. Bu parçada asıl anlatılmak istenen, aşağıda- kilerden hangisidir? A) Kuşaklar arasında türlü anlaşmazlıklar yaşan- ması son derece doğaldır. B) Yaşam da insan gibi sürekli bir dönüşüm, de- ğişim içindedir. C Dil, belli bir doğallık ve düzen içinde engelle- nemeyecek bir değişim yaşar. D) Yaşamda gerçekleşen tüm değişimler; geliş- me, ilerleme olarak düşünülebilir. E) Dilin, yaşamdaki değişimden etkilenmesi yad- sınamaz bir gerçektir.
B
7.
B
DÜNYANIN ORTAK SORUNU:
HAVA KİRLİLİĞİ
Dünya üzerinde her 10 Insandan 9'u kirli hava sohryor
Bu da birçok hastalığa neden oluyor. Hava kirli le ig
detaylan sizler için derledik
Her yil 7 milyon insanin
hayatine kaybetmesine
neden oluyor
Gunde 1 paket sigara
kadar zarar veriyor.
HEDENLERİNDEN BAZILARI
Nüfus artis
Sehirlesme
Sanayilesme
Fosil yakıtlar
Doğal afetler
CO₂
Avrupa genelinde 800 bin
kisi hava korlige sebebiyle
erken oluyor
iddir.
Mersin
Manisa,
Nigde
KOAHtan kaynaklanan
olurnlerin %4Tinin, akcider
kanserinin %19'unun
TÜRKİYE'DE HAVA KİRLİLİĞİ
+%33,4
Turkiye'de Avrupa'dan
daha fazla hava kirletici
madde bulunuyor.
C
NEDEN OLDUGU HASTALIKLAR
Akut solunum yolu hastalıklar
*KOAH
Kalp hastalan
Akciğer kansen
-Astim
Felc
Hava Kirliliğinin En Yüksek Olduğu iller
Kahramanmaras,
sorumlusu
T
Hava kalitesi degerleri
hesaplanan 73 in 44'unde
hava kir
(co2)
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız II
B) Yalnız
TRT HABER
Ardahan,
Artvin,
Ortalama yasam suresini
2 yıl kadar kaltyor
Kirsehir,
Tunceli
2017 YILINDA
51 bin 574 kist
nedeniyle
hayatını kaybetti
M
hava kirli
Yaz aylarında havada
daha çok zarar madde
bulunuyor
x7
7 bin 427 kişi
trafik kazasında hayatin
kaybetti
Kayn
Türkiye Istatistik Kurumu
TMMOB Cevre Mühendisleri Odas
C) I ve III
Hava Kirliliğinin En Düşük Olduğu iller
Birlemiş Milletler
Dany Sagit Orgoro
0²
Bu grafikten hareketle,
I. Yıllar içinde hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı, trafik kazası ne-
deniyle hayatını kaybedenlerin sayısından çok olmuştur.
II. Hava kirliliği, çeşitli hastalıklara neden olmasının yanı sıra yaşam süresini de kısal-
tabilmektedir.
III. Avrupa, hava kirliliği nedeniyle meydana gelen erken ölümlerin en çok olduğu kı-
tadır.
D) II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
B 7. B DÜNYANIN ORTAK SORUNU: HAVA KİRLİLİĞİ Dünya üzerinde her 10 Insandan 9'u kirli hava sohryor Bu da birçok hastalığa neden oluyor. Hava kirli le ig detaylan sizler için derledik Her yil 7 milyon insanin hayatine kaybetmesine neden oluyor Gunde 1 paket sigara kadar zarar veriyor. HEDENLERİNDEN BAZILARI Nüfus artis Sehirlesme Sanayilesme Fosil yakıtlar Doğal afetler CO₂ Avrupa genelinde 800 bin kisi hava korlige sebebiyle erken oluyor iddir. Mersin Manisa, Nigde KOAHtan kaynaklanan olurnlerin %4Tinin, akcider kanserinin %19'unun TÜRKİYE'DE HAVA KİRLİLİĞİ +%33,4 Turkiye'de Avrupa'dan daha fazla hava kirletici madde bulunuyor. C NEDEN OLDUGU HASTALIKLAR Akut solunum yolu hastalıklar *KOAH Kalp hastalan Akciğer kansen -Astim Felc Hava Kirliliğinin En Yüksek Olduğu iller Kahramanmaras, sorumlusu T Hava kalitesi degerleri hesaplanan 73 in 44'unde hava kir (co2) yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız II B) Yalnız TRT HABER Ardahan, Artvin, Ortalama yasam suresini 2 yıl kadar kaltyor Kirsehir, Tunceli 2017 YILINDA 51 bin 574 kist nedeniyle hayatını kaybetti M hava kirli Yaz aylarında havada daha çok zarar madde bulunuyor x7 7 bin 427 kişi trafik kazasında hayatin kaybetti Kayn Türkiye Istatistik Kurumu TMMOB Cevre Mühendisleri Odas C) I ve III Hava Kirliliğinin En Düşük Olduğu iller Birlemiş Milletler Dany Sagit Orgoro 0² Bu grafikten hareketle, I. Yıllar içinde hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı, trafik kazası ne- deniyle hayatını kaybedenlerin sayısından çok olmuştur. II. Hava kirliliği, çeşitli hastalıklara neden olmasının yanı sıra yaşam süresini de kısal- tabilmektedir. III. Avrupa, hava kirliliği nedeniyle meydana gelen erken ölümlerin en çok olduğu kı- tadır. D) II ve III
radan
rek'in
kurgu
ifade
27. Çoğu kez gerçeği görüp işitmek, insanın hoşuna gitmez Bu nedenle tarih boyunca insanlar gerçeği değiştirecek yollar,
yöntemler aramışlardır Sevilen, sayılan ya da korkulan birine hatasını söylemek kolay değildir Karşıdakinin yaptıklarını,
söylediklerini beğeniyor, onaylıyor gibi davranmak; görgü, nezaket, saygı kuralları içinde sayılmıştır Bu durum, insanı
gerçek dışı davranmaya zorlamıştı Ya da bir hastayı umutsuzluğa düşürmemek, üzmemek için hastalığın geleceğinin
kötü olduğunu söylemek insani bir davranış olarak kabul edilmemiştir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Ainsanları üzmemek adına çoğu zaman sahte tavırlar sergilenmektedir.
B) Yapmacık davranışlar, görgü, saygı ve nezaket kurallarından sayılmıştır.
C) Sevgi, saygı ve korku her zaman gerçeğin düşmanı olmuştur.
Insanoğlu tarih boyunca gerçeği çarpıtmak için uğraşmıştır.
Exerçeği olduğu gibi kabullenmek, insanoğlunun kolayına gelmiştir.
EGITI
YE!
TİM BAK
Ji. C
Jel
a
IT
F
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
radan rek'in kurgu ifade 27. Çoğu kez gerçeği görüp işitmek, insanın hoşuna gitmez Bu nedenle tarih boyunca insanlar gerçeği değiştirecek yollar, yöntemler aramışlardır Sevilen, sayılan ya da korkulan birine hatasını söylemek kolay değildir Karşıdakinin yaptıklarını, söylediklerini beğeniyor, onaylıyor gibi davranmak; görgü, nezaket, saygı kuralları içinde sayılmıştır Bu durum, insanı gerçek dışı davranmaya zorlamıştı Ya da bir hastayı umutsuzluğa düşürmemek, üzmemek için hastalığın geleceğinin kötü olduğunu söylemek insani bir davranış olarak kabul edilmemiştir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Ainsanları üzmemek adına çoğu zaman sahte tavırlar sergilenmektedir. B) Yapmacık davranışlar, görgü, saygı ve nezaket kurallarından sayılmıştır. C) Sevgi, saygı ve korku her zaman gerçeğin düşmanı olmuştur. Insanoğlu tarih boyunca gerçeği çarpıtmak için uğraşmıştır. Exerçeği olduğu gibi kabullenmek, insanoğlunun kolayına gelmiştir. EGITI YE! TİM BAK Ji. C Jel a IT F
6. Batı tiyatrosunda 17. yüzyıldan itibaren sahneye çıkmaya başlayan kadın oyuncular, bizim tiyatromuzda ancak 19.
yüzyılın ikinci yarısında sahnede yerini alır.
Bu cümlede vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kadın oyuncuların Batı tiyatrosunda 17. yüzyıldan itibaren sahneye çıktığı
B) Tiyatro sanatçılığının kadınlara uygun bir meslek olmadığı
Kadın oyuncuların Türk tiyatrosunda Batı tiyatrosundan çok daha sonra görüldüğü
D) Tiyatro sanatçılığının Türk kadınları tarafından çok tercih edilen bir meslek olmadığı
E) Batı tiyatrosunun Türk tiyatrosuna göre çok daha fazla geliştiği
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Batı tiyatrosunda 17. yüzyıldan itibaren sahneye çıkmaya başlayan kadın oyuncular, bizim tiyatromuzda ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında sahnede yerini alır. Bu cümlede vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Kadın oyuncuların Batı tiyatrosunda 17. yüzyıldan itibaren sahneye çıktığı B) Tiyatro sanatçılığının kadınlara uygun bir meslek olmadığı Kadın oyuncuların Türk tiyatrosunda Batı tiyatrosundan çok daha sonra görüldüğü D) Tiyatro sanatçılığının Türk kadınları tarafından çok tercih edilen bir meslek olmadığı E) Batı tiyatrosunun Türk tiyatrosuna göre çok daha fazla geliştiği
asit bir
olojiye
le baş-
kablo-
istem-
E yargı
nk gel-
mobil
bil ci-
değil,
bil ci-
DENEME 17
10. I. Fazla çeşit arasından kendi ürünlerinin tercih
edilme şansını artırmak için çalışmalar yürütü-
yorlar.
II. Tüketicinin önündeki seçenekler ve ürün çeşit-
leri arttıkça karar verme süreci ile bunu etkile-
yen faktörler de daha karmaşık bir hâl alıyor.
III. Geçmişte gidadan deterjana sınırlı sayıda seçe-
nek varken günümüzde "ürün bolluğu" var ar-
tik.
IV. Müşteri memnuniyetinden elde edilen faydanın
uzun dönemde müşteri artışı ve müşteri sada-
katini getirmesi bu yöndeki çalışmaların artma-
sını tetikliyor.
V. Bu nedenle şirketler artık tüketicilerin seçim yap-
ma kriterlerini ölçmek için daha fazla çaba har-
cıyor.
Bu cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturul-
mak istenirse paragrafın son cümlesi aşağıda-
kilerden hangisi olur?
A) I
B) II
C) III
IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
asit bir olojiye le baş- kablo- istem- E yargı nk gel- mobil bil ci- değil, bil ci- DENEME 17 10. I. Fazla çeşit arasından kendi ürünlerinin tercih edilme şansını artırmak için çalışmalar yürütü- yorlar. II. Tüketicinin önündeki seçenekler ve ürün çeşit- leri arttıkça karar verme süreci ile bunu etkile- yen faktörler de daha karmaşık bir hâl alıyor. III. Geçmişte gidadan deterjana sınırlı sayıda seçe- nek varken günümüzde "ürün bolluğu" var ar- tik. IV. Müşteri memnuniyetinden elde edilen faydanın uzun dönemde müşteri artışı ve müşteri sada- katini getirmesi bu yöndeki çalışmaların artma- sını tetikliyor. V. Bu nedenle şirketler artık tüketicilerin seçim yap- ma kriterlerini ölçmek için daha fazla çaba har- cıyor. Bu cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturul- mak istenirse paragrafın son cümlesi aşağıda- kilerden hangisi olur? A) I B) II C) III IV E) V
38. Kıyafet denemek için bir mağazaya girdim. Hanımefend
biri selamsız sabahsız, tebessümsüz bana doğru yaklaştı ve
"Elbisenizi nereden aldınız?" dedi. Markasını söyleyince de "O
marka beni hiç mutlu etmedi." dedi. "Zaten onlar elbise üreti-
yor, giyip çıkartıyoruz, onların mutluluk gibi bir vaatleri yok."
dedim. Bu çok çılgın bir pazar. Ev reklamları mutlulukla yapılır,
bilmem ne konutlarıyla yeni bir hayata başla. Araba mutlulukla
pazarlanır, şu markayı al ve yolda mutluluğu yaşa. Gıda mut-
lulukla satılır, ekmeğe sür ve güne keyifle başla. İnsanlar mut-
luluğa o kadar aç ki buna sahiden inanıyorlar. Bir şey alınca
mutlu olup hayatlarının değişeceğini zannediyorlar. Her şey
gibi mutluluğun da gerçekte ne olduğunu unuttuk. Mutluluğu
bile satın aldıklarımızda arar olduk, bu da bir tüketim çılgınlığı
değil midir? O kadar açız ve doyumsuzuz ki bir şeyin tadına
varamadan daha farklı ve çeşitli olanın peşine düşüyoruz böy-
lece de mutluluğu yakalayacağımıza inanıyoruz. Bu çeşitlilik
gerçekten bir gelişmişlik gösterisi mi yoksa alıcıları daha çok
almaya yani tüketmeye sevk etmek mi? Ekmeğin bile tahıllısı,
kepeklisi, çekirdeklisi, tam buğdaylısı var. Çay, peynir, yumur-
ta; hepsi de raflarda çeşit çeşit. Daha çeşitli, daha farklı şeyler
aldığımızda hangi açlığımızı gideriyoruz acaba?
Bu parça ile ilgili,
I. Gerçek mutluluk yanlış yerlerde aranmaktadır.
II. Pazarlama tekniklerindeki çeşitlilik gelişmişlik göstergesi
olarak görülmektedir.
III. Maddi ihtiyaçların karşılanması bir çeşit mutluluk olarak
algılanmaktadır.
IV. Ürün kalitesinin gün geçtikçe düşmesi insanları mutsuz
etmektedir.
yargılarından hangisi ya da hangileri çıkarılabilir?
A) Yalnız I
B) I ve III
D) I, III ve IV
C) Yalnız H
E) II, III ve IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
38. Kıyafet denemek için bir mağazaya girdim. Hanımefend biri selamsız sabahsız, tebessümsüz bana doğru yaklaştı ve "Elbisenizi nereden aldınız?" dedi. Markasını söyleyince de "O marka beni hiç mutlu etmedi." dedi. "Zaten onlar elbise üreti- yor, giyip çıkartıyoruz, onların mutluluk gibi bir vaatleri yok." dedim. Bu çok çılgın bir pazar. Ev reklamları mutlulukla yapılır, bilmem ne konutlarıyla yeni bir hayata başla. Araba mutlulukla pazarlanır, şu markayı al ve yolda mutluluğu yaşa. Gıda mut- lulukla satılır, ekmeğe sür ve güne keyifle başla. İnsanlar mut- luluğa o kadar aç ki buna sahiden inanıyorlar. Bir şey alınca mutlu olup hayatlarının değişeceğini zannediyorlar. Her şey gibi mutluluğun da gerçekte ne olduğunu unuttuk. Mutluluğu bile satın aldıklarımızda arar olduk, bu da bir tüketim çılgınlığı değil midir? O kadar açız ve doyumsuzuz ki bir şeyin tadına varamadan daha farklı ve çeşitli olanın peşine düşüyoruz böy- lece de mutluluğu yakalayacağımıza inanıyoruz. Bu çeşitlilik gerçekten bir gelişmişlik gösterisi mi yoksa alıcıları daha çok almaya yani tüketmeye sevk etmek mi? Ekmeğin bile tahıllısı, kepeklisi, çekirdeklisi, tam buğdaylısı var. Çay, peynir, yumur- ta; hepsi de raflarda çeşit çeşit. Daha çeşitli, daha farklı şeyler aldığımızda hangi açlığımızı gideriyoruz acaba? Bu parça ile ilgili, I. Gerçek mutluluk yanlış yerlerde aranmaktadır. II. Pazarlama tekniklerindeki çeşitlilik gelişmişlik göstergesi olarak görülmektedir. III. Maddi ihtiyaçların karşılanması bir çeşit mutluluk olarak algılanmaktadır. IV. Ürün kalitesinin gün geçtikçe düşmesi insanları mutsuz etmektedir. yargılarından hangisi ya da hangileri çıkarılabilir? A) Yalnız I B) I ve III D) I, III ve IV C) Yalnız H E) II, III ve IV
ap: D
SORU BİZDEN
33
İlk flash disk, Toshiba mühendisi Fujio Masuoka tarafından
1980'lerde geliştirildi. Fotoğraf makinesi flaşları gibi hızlı ça-
lıştığı için bu isimle anıldı. Tabi flash sürücünün takılması için
iyi bir slota ihtiyacı vardı. USB adı verilen port 1996'da bulu-
nunca flash belleklerin nereye bağlanacağı belli oldu. Fakat
USB bellekler ancak 2000'lerde üretildi. İlk üretilen flash bel-
IV
lekler sadece 8 mb hafızaya sahipti, bugün 1 tb yani 1000 gb
veri taşıyabiliyor.
V
Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi kökü-
nün türü bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
ÇÖZÜM
SİZDEN
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ap: D SORU BİZDEN 33 İlk flash disk, Toshiba mühendisi Fujio Masuoka tarafından 1980'lerde geliştirildi. Fotoğraf makinesi flaşları gibi hızlı ça- lıştığı için bu isimle anıldı. Tabi flash sürücünün takılması için iyi bir slota ihtiyacı vardı. USB adı verilen port 1996'da bulu- nunca flash belleklerin nereye bağlanacağı belli oldu. Fakat USB bellekler ancak 2000'lerde üretildi. İlk üretilen flash bel- IV lekler sadece 8 mb hafızaya sahipti, bugün 1 tb yani 1000 gb veri taşıyabiliyor. V Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi kökü- nün türü bakımından diğerlerinden farklıdır? A) I B) II C) III D) IV ÇÖZÜM SİZDEN E) V
11. Cumhuriyet'in kuruluşundan II. Dünya Savaşı'na değin
ozanlar, ulusal yazınımızın etkisini sürdürdüler. Kemalet-
tin Kamu, Ömer Bedrettin Uşaklı, Ahmet Kutsi Tecer, Zeki
Ömer Defne, Orhan Şaik Gökyay gibi sanatçılar, halka ve
yurt sevgisine dönük şiirlerle karşımıza çıktılar. Arada ser-
best nazım ve toplumcu şiir, Yedi Meşale ve öz şiir gibi an-
layışlar olsa da ulusal yazınımızın devamı olan şairler, hep
baskın durumda oldu. II. Dünya Savaşı'nın sürdüğü 1940
yılından başlayarak yazınımızda radikal değişimler oluştu.
Garip ya da I. Yeniciler denen topluluğun şairleri; şiiri ge-
leneklerin tutsağı olmaktan kurtardılar yani ölçüyü, uyağı,
söz sanatlarını terk ettiler. Konu alanının sınırları tümüyle
kaldırıldı. Şiirde işlenèmez denen bir konu kalmadı. İnsan
sevgisine ve yaşama sevgisine öncelik verildi.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Cumhuriyet Dönemi şiirinde, II. Dünya Savaşı'na kadar
Milli Edebiyat anlayışı ağırlıklı olarak benimsenmiştir.
B) 1940 sonrasında şiirimizde köklü değişiklikler yaşan-
mıştır.
C) Garipçiler, şiirde alışılagelmiş çizginin dışına çıkmışlar-
dır.
D) I. Yenicilerle birlikte şiirimize soyut konular egemen
olmaya başlamıştır.
E) Garipçiler uyağı, kafiyeyi kullanmayıp her tür konuyu
şiirde işlemişlerdir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. Cumhuriyet'in kuruluşundan II. Dünya Savaşı'na değin ozanlar, ulusal yazınımızın etkisini sürdürdüler. Kemalet- tin Kamu, Ömer Bedrettin Uşaklı, Ahmet Kutsi Tecer, Zeki Ömer Defne, Orhan Şaik Gökyay gibi sanatçılar, halka ve yurt sevgisine dönük şiirlerle karşımıza çıktılar. Arada ser- best nazım ve toplumcu şiir, Yedi Meşale ve öz şiir gibi an- layışlar olsa da ulusal yazınımızın devamı olan şairler, hep baskın durumda oldu. II. Dünya Savaşı'nın sürdüğü 1940 yılından başlayarak yazınımızda radikal değişimler oluştu. Garip ya da I. Yeniciler denen topluluğun şairleri; şiiri ge- leneklerin tutsağı olmaktan kurtardılar yani ölçüyü, uyağı, söz sanatlarını terk ettiler. Konu alanının sınırları tümüyle kaldırıldı. Şiirde işlenèmez denen bir konu kalmadı. İnsan sevgisine ve yaşama sevgisine öncelik verildi. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Cumhuriyet Dönemi şiirinde, II. Dünya Savaşı'na kadar Milli Edebiyat anlayışı ağırlıklı olarak benimsenmiştir. B) 1940 sonrasında şiirimizde köklü değişiklikler yaşan- mıştır. C) Garipçiler, şiirde alışılagelmiş çizginin dışına çıkmışlar- dır. D) I. Yenicilerle birlikte şiirimize soyut konular egemen olmaya başlamıştır. E) Garipçiler uyağı, kafiyeyi kullanmayıp her tür konuyu şiirde işlemişlerdir.
11. Cumhuriyet'in kuruluşundan II. Dünya Savaşı'na değin
ozanlar, ulusal yazınımızın etkisini sürdürdüler. Kemalet-
tin Kamu, Ömer Bedrettin Uşaklı, Ahmet Kutsi Tecer, Zeki
Ömer Defne, Orhan Şaik Gökyay gibi sanatçılar, halka ve
yurt sevgisine dönük şiirlerle karşımıza çıktılar. Arada ser-
best nazım ve toplumcu şiir, Yedi Meşale ve öz şiir gibi an-
layışlar olsa da ulusal yazınımızın devamı olan şairler, hep
baskın durumda oldu. II. Dünya Savaşı'nın sürdüğü 1940
yılından başlayarak yazınımızda radikal değişimler oluştu.
Garip ya da I. Yeniciler denen topluluğun şairleri; şiiri ge-
leneklerin tutsağı olmaktan kurtardılar yani ölçüyü, uyağı,
söz sanatlarını terk ettiler. Konu alanının sınırları tümüyle
kaldırıldı. Şiirde işlenèmez denen bir konu kalmadı. İnsan
sevgisine ve yaşama sevgisine öncelik verildi.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Cumhuriyet Dönemi şiirinde, II. Dünya Savaşı'na kadar
Millî Edebiyat anlayışı ağırlıklı olarak benimsenmiştir.
B) 1940 sonrasında şiirimizde köklü değişiklikler yaşan-
mıştır.
C) Garipçiler, şiirde alışılagelmiş çizginin dışına çıkmışlar-
dır.
D) I. Yenicilerle birlikte şiirimize soyut konular egemen
olmaya başlamıştır.
E) Garipçiler uyağı, kafiyeyi kullanmayıp her tür konuyu
şiirde işlemişlerdir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. Cumhuriyet'in kuruluşundan II. Dünya Savaşı'na değin ozanlar, ulusal yazınımızın etkisini sürdürdüler. Kemalet- tin Kamu, Ömer Bedrettin Uşaklı, Ahmet Kutsi Tecer, Zeki Ömer Defne, Orhan Şaik Gökyay gibi sanatçılar, halka ve yurt sevgisine dönük şiirlerle karşımıza çıktılar. Arada ser- best nazım ve toplumcu şiir, Yedi Meşale ve öz şiir gibi an- layışlar olsa da ulusal yazınımızın devamı olan şairler, hep baskın durumda oldu. II. Dünya Savaşı'nın sürdüğü 1940 yılından başlayarak yazınımızda radikal değişimler oluştu. Garip ya da I. Yeniciler denen topluluğun şairleri; şiiri ge- leneklerin tutsağı olmaktan kurtardılar yani ölçüyü, uyağı, söz sanatlarını terk ettiler. Konu alanının sınırları tümüyle kaldırıldı. Şiirde işlenèmez denen bir konu kalmadı. İnsan sevgisine ve yaşama sevgisine öncelik verildi. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Cumhuriyet Dönemi şiirinde, II. Dünya Savaşı'na kadar Millî Edebiyat anlayışı ağırlıklı olarak benimsenmiştir. B) 1940 sonrasında şiirimizde köklü değişiklikler yaşan- mıştır. C) Garipçiler, şiirde alışılagelmiş çizginin dışına çıkmışlar- dır. D) I. Yenicilerle birlikte şiirimize soyut konular egemen olmaya başlamıştır. E) Garipçiler uyağı, kafiyeyi kullanmayıp her tür konuyu şiirde işlemişlerdir.