Cümlede Anlam İlişkileri Soruları

18. Tamlayan okinin yerini kimi zaman -dan(-den) eki tutabilir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bunun örneğl yoktur? A) Komşulardan bazıları toplantıya gelmedi. B) Memurlardan kimisi grevi doğru bulmuyor. C) lyi komşudan zarar gelmez, derdi dedem. D) Çocuklardan ikisi bu yıl doktor oldu. E) Akrabalarımdan hiçbiri beni desteklemedi. 19. Belirtili tamlamada kimi zaman tamlayan düşebilir tell

21. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ad tamlama- si yoktur? A) Çocukluk hatıraları uzaklardan çağırır insanı. B) Sonbahar, her gelişinde rengini değiştirir so- kağın. C) Beni hep kederlendirir eylül ayının hüznü. D) Şu sise bakıp da Tevfik Fikret'in "Sis" şiiri ha tırlanmaz mı? E) Evdeki her eşya kendine has bir müziği fısıl- dar insana.

Kelime Çeşitleri 14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde isim tamla- masının tamlayanı sıfat tamlamasıdır? A) Sıcak memleketlerin insanı hararetli konuşur. B) Bizi evlerin yıkık duvarları karşıladı. C) Asuman, Aslıhan'ın eski arkadaşıdır. D) Antalya'nın nemli havasına iki gün dayandım. E) Ömer'in önlenemez yükselişi bazılarını kıs- kandırdı.

au Testi: 17 ili kelime, isim değildir) İSİM TAMLAMALARI - II 1. X. Hüzün bahçelerinde gezinir şimdi eylül belirtiliz H. Fecrin yapraklarına dokunan solgun sesiyle befiz 10 Eylül şaşkınlığımın diğer ismiymiş meğer IV. Vehmin alacasında savrulan bulutlar mı? V. Hasretin pervanesi oyalarken kalbimi Numaralanmış dizelerden hangisinde ötekilerden fark- li bir isim tamlaması vardır? A) I. B) II. C) III D) IV. E) V. 4. 1. Gecem II. O koca III. Ve yalm TV Yüreğin V. Zaman Numarala kullanılmı A) I.

11 angisinde bir tamlayanın bir- ndığı isim tamlaması vardır? lamadan insanların gücünü ve şerefinin nerede olduğunu nenin kalbi yoktur. in ölçüsü ölmek değil, yaşa- ması kadar tehlikeli bir şey olmayan yerde büyüklük Konu Testi: 18 10. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde isim tamlaması yoktur? (-) A) Alışkanlıkların zincirleri, önce duyulmayacak kadar hafif, sonra kırılmayacak kadar güçlü olur. B) En büyük eser, gerçekle insanoğlunun bu gerçeği red- het dedişini dengeleyen eserdir. Hiçbir nitelik, erkekleri, kadınların gözünde cesaret kadar yükseltemez. D) Soysuza bilim öğretmek, eşkiyanın eline kılıç vermek- tir. E) Hiçbir şey beklemeyenlere ne mutlu; hiç hayal kırıklığı- na uğramazlar. id lip O g İSİM TAMLAM GARY 1. Köy kahvesi sahneyi sey geceleri ay dığımda ya arkasından Bu parçac hangisind A) Birden B) Tamla C) Taml lama D) Zinc E) Beli

e dk gençik dönemlerinde yaşa- nya Savag nin getirdiği karamsar sanlardaki olumsuz değişimi, bir getirdior olumsuzluklan ve olum un ve mahcup" kuşağının mutlu- ak bu mutluluk, içinde yaşanılan cukluk dönemlerinde ya da düş cekte aranır. den hangisi çıkarılamaz? mde geçmiş, günümüz ve gele- duğu ade, II. Dünya Savaşı'nın getir- igi de, kendi kuşağının mutluluk le, mutluluğu çocukluk döne- e, hayatının belirli bir döne- kları anlattığı ama bana daha çok çalış- güç verdi. gerileme var ama bunun utbolcuların sistematik ve A TÜRKÇE TESTİ ere sırasıyla aşağıdaki- ilen serbestlik doğru bir zamanında mı kalktı? len serbestlik sizin gibi yaptı? yabancı sınırlamasına geri kaldılar? ması sizde ne gibi his- sebebi kötü yabancı ki başarısızlığı sizde oyuncuların yeterli or? Doktrin Yayınları DENEME-2 2n. Bazen ne işe yaradığını anlamıyorum bu hayatın. Ne ve- riyor bize? Ne alıyor karşılığında? Deneyimlerimiz, adina tecrübe dediğimiz her şeye burnunu sokuyor olur olmadık her şeye karşıyor, tecrübelendikçe saflığımızdan uzaklaşı yoruz. Hayatın sırrına yaklaştıkça kendimizden uzaklaşıyo- ruz. Kendimizden uzaklaştıkça da saflığımızı, temizliğimizi yitiriyoruz. Umudumuz tükeniyor neticede. En umutlu insan saflığına en yakın durandir. Oysa ne olurdu sanki yanı ba- şımızda dursaydı benliğimiz? Keşke birikimsiz ama umutlu kalabilseydik biraz da... Tıpkı bir çocuk gibi... Parçada altı çizili deyim açıklayıcısıyla birlikte kullanıl- mıştır. Aşağıdaki deyim hikayelerinin hangisinde ben- zer bir kullanım yoktur? A Şevketli padişahımız bugün çok hiddetli. Biraz önce külahından tavşanlar çıkaran, alev alev yanan çubuk- ları ağzında söndüren, havaya uçurduğu kuşu birkaç sözüyle geri döndürüp ağzıyla ayaklarından yakala- yan hunerli bir hokkabazı dahi huzurundan kovdu. Senin anlayacağın, ağzınla kuş tutsan nafile ama yine de büyak bir hünerin varsa söyle, zat-i şahaneye arz edeyim. Fatih Camisi avlusunun duvarından Yavuz Selim'e kadar uzanan bir alana kurulan kalabalık ve büyük çarşamba pazarlarından gelmektedir. Kargaşayı ve düzensizlik karşısında padişah kızar ve şöyle der: Nedir bu bre? Çarşamba pazarına döndürdünüz bura- yıl C) Şişhane'nin dik yokuşunu çıkmakta zorlanan atlı tram- vaylara destek için ek atlar kullanılırmış. Destek için eklenen atlar ise Azapkapı'ya götürülürmüş. Bu zaman dilimi içinde atlar Dingo'nun ahınında dinlendirilirmiş. D) Dolaplar haremlik-selamlık bölmesinin arasında, ağaçtan, silindirik, alt ve üst kısımlarından bir mil ile tutturularak çevrilen dolaplar şeklindeymiş. Birbirine ilgi duyan ev sahiplerinin durumdan haberdar olması- ni istemeyen konak görevlileri, bu dolay yardımıyla haberleşirlermiş. Yani tamamen gizli yapılan bu iş, aslında 'dolap çevirmek' deyimini tam anlamıyla karşı- liyor diyebiliriz. E) Dönemin padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan medresedeki öğrenciler, yemeklerini medre- senin aşevinde yerlermiş. Özellikle cuma günleri zen- ginleşen sofraları, kabak mevsiminin gelmesiyle birlik- te değişim gösterir ve türlü türlü kabak yemeği çıkar- mış. Bunun üzerine söylenen "kabak tadı verdi" deyi- mi de günümüzde hala kullanılıyor.

VE ED 3. Halikarnas Balıkçısı bir Anadolu uzmanı ve sevdalısıdır. Yunan mitolojisi olarak görülen ve Avrupa'nın kendi kökenleri olarak kabul ettiği kültürün aslında, çok daha köklü uygarlıklara beşiklik e etmiş Anadolu'ya ait olduğu tezini savunur. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A Doğup gelişmesini sağlamak B) Korunması sağlamak Öncü rol oynamak D Benzersiz olmak EXUmut olmak

_IMLER-1 TESTİ hirlerin mazdı. at ara- sahip 20 kat- a aynı 10-50 lana- mâlin- daha ların san- i ile pla- do- m in A n 6. A A Bilimleri öğrenmeye, bizi kölelikten kurtaracak olan bilimlerden başlayalım. Nasıl her şeyin işe yarar bir tarafı varsa bütün bilimler de şu veya bu şe- kilde, hayatımız için yararlı olabilir ama biz, amacı doğrudan doğruya hayata yönelik bilimleri seçelim. Hayatımızın bağlantılarını en doğru ve doğal si- nırları içinde tutmasını bilseydik işimize yarar diye edindiğimiz bilgilerden çoğunun işimize yaramadı- ğını görürdük. İşimize yarayan bilimlerin içinde bile atılması hayırlı ve gereksiz şişirmeler, derinlikler vardır. Bilimleri yararlı bilgilerle yönlendirmek daha doğru olur. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? BAY insanları esaretten kurtaracak bilimlerin varlığı- na inanılmaktadır. VB) Tüm bilimlerden elde edilen bilgilerin çoğu, in- sanlara fayda sağlamamaktadır. Yaşamın, bağlantıları yapay olmayan hudutla- rının dışına çıkılmıştır. \D) İnsana yararlı bilimlerde bile o bilimin içinde ol- maması gereken unsurlar vardır. LE) Aslolan, bilime faydalı bilgilerle yol göstermektir.

10 Gözlerimin önünde dağ gibi adam eriyip gitti. Yapı- lacak pek bir şey kalmamıştı. Koskoca adam ne ol- muştu da adeta yok olmuştu? Hangi hastalıktı onu hayattan koparan. Bu parçada yararlanılan düşünceyi geliştirme yolu aşağıdakilerden hangisidir? A) Betimleme C) Tanık Gösterme 334 Berzetrami E) Kıyaslama ********* B) Benzetme D) Kişileştirme

LIMIT gezme, görme arzusudur. (II) İnsanın yerleşiklikten, yurdundan çeşitli nedenlerden dolayı zorunlu olarak ya da kendi isteğiyle kopması, aslında bir mekân değiştirme tecrübesidir. (III) Mekân ise hafızanın, dilin, benliğin, kimliğin, tarihin, bireyliğin, toplumsallığın kurulduğu bir ortamdır. (IV) Bu ortamı değiştirmek; her şeyi geride bırakmak, yabancı bir coğrafyada yeni bir yaşam, yeni bir dil, bir kimlik kurmak demektir. (V) Zorunlu seyahat ya da rızalı sürgünlük; mekânsal uzaklıkla, dilsel ve kültürel yabancılıkla birleşince kimlik sancısının yaşandığı kesintili var olma duygusunun yaşanmasına yol açar. (VI) Bir kültürel, dilsel deneyim olarak göçmenlik ve göçmen edebiyatı bugün hem ulusal edebiyatların hem de dünya edebiyatının önemli bir külliyatını oluşturur. (VII) Bir sürgün edebiyatı olmadan göç ya da göçmen edebiyatı, seyahatname olmadan nesir türü düşünülemeyeceği gibi, bu türü dikkate almayan edebiyat tarihleri de önemli ölçüde eksik kalır. 17. (1) Göç, zorunlu ya da gönüllü bir yer değiştirme; seyahat ise değişik coğrafyaları kısa süreli bir Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) V Diğer sayfaya geçin 19.

DENEME-17 20. Lavanta güvenilen ve herkes tarafından rahatlıkla kullanı- labilen bir bitki olarak bilinir. Fakat alerjik veya çok has- sas cilde sahip olanlar kullanmadan önce muhakkak dok- tora danışmalıdır. Depresyon ilacı kullanan kişiler için ise lavantanın etkiyi artırabileceği yönünde görüşler olduğun- dan kullanmaları önerilmez. Lavantanın uçucu yağının ba- zi alerjik bünyelerde alerjik reaksiyonlara yol açtığı göz- lemlenmiştir. • Lavanta yağı, mide bulantısını geçirme konusunda muh- teşem sonuçlar yaratmaktadır. Kıyafetlerinizin üzerine bir- kaç damla lavanta yağı damlatıp nefes alırken içinize çe- kerseniz mide bulantınızı bastırdığını, rahat nefes aldığınızı fark edebilirsiniz. Bulantılarla beraber çarpıntı, tansiyon gi- bi olumsuzluklara da lavanta yağı kokusu iyi gelecektir. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nebilir? A) Birbirini destekleyen metinlere yer verilmiştir. B) Karşılaştırma anlatım tekniği ile konu açıklanmıştır. C) Bir durumun nedeni örneklerle desteklenerek anlatılmıştır. `D) Aynı konunun farklı yönleri vurgulanmaktadır. E) Aynı konu farklı üsluplarla ele alınarak tekrarlanmaktadır.

5. İnsanlarla daima iç içe olan kişiler, kendisinin gözlemini yaparak toplum içinde görülen benliğini bulma fırsatını yakalar. Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenenle anlam- ca aynı doğrultudadır? A Bir kimse kendi kişiliğiyle baş başa kalamadığı sürece edindiği konumu görmekte zorlanacaktır. İnsanlarla sürekli iletişimde olmak, bu kimselere kendilerinin halk gözündeki öz varlığını görme şansı verir. Co Toplum içinde yer edinmek isteyen kişiler, insanlardan kopuk bir yaşam sürdüğünde benliği zarar görür. D Halk nezdindeki şahsiyetini bulan kişiler, insanlarla iletişimi kı- sıtlı tutarak bu fırsatı elde edebilir. Benlik mücadelesinin, insanlarla yürütülen iletişimin sürekliliği ile kazanılabilecek bir olgu olduğu zannedilmektedir.

LİMİT YAYINLARI 5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "akıl" sözcüğü deyim içinde kullanılmamıştır? A) Babasının bu işlere aklı hiç ermiyordu. B) Bir yapıtın bu kadar beğenilmesi akıllara durgunluk veriyor. C) Bu işi yapacağına aklım kesiyor ama çok dikkatli olman gerek. D) Her gittiği yerde akıl akıldan üstündür, derdi. E) Oğlunun sınavı kazanamadığını duyunca aklı başından gitti.

6. Dünyanın en ileri teknolojili, sınıfının en iyisi İnsansız Hava Aracı (İHA) ile Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) lar Türkiye'de üretiliyor. Aşağıdakilerin hangisi bu cümleden kesin olarak çıkarılabilir? A Diğer ülkelerde üretilen İHA ve SİHA'lar Türkiye'de- kilerden daha kaliteli değildir. SHAT Parkiye Türkiye'deki firmanın üretiminin büyük bir kısmı ih- rap edilmektedir. CYDünyadaki İHA ve SİHA üretiminin büyük kısmı Tür- Kiye'de yapılmaktadır. D) Türkiye'de üretilen İHA ve SİHA'lar diğer ülkelerde daha çok tercih edilmektedir. EX Öteki ülkeler İHA ve SİHA yapımında kullandıkları hammaddeyi Türkiye'den temin etmektedir.

lan mesir macunlarını kapmak için ya 133 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen birleşik sıfatı oluşturan sözcüklerden biri gövde duru- mundadır? A) Yemekten sonra hepimize şekeri orta bir kahve yapabilir misin? B) Geçen yanında gördüğüm o gözü yeşil çocuk neyin oluyordu? C) Bu odaya büzgüsü çok olan perde daha çok ya- kışır bence. D) Düğünde kullandığımız sesi cılız hoparlör bozuk çıktı. E) Halısı küçük odaya kitaplık yaptıracaklar, sence nasıl olur?

30. DENEME-2 29. Edebiyatla hemhäl olmuş, onu vazife edinip onunla uğ-- raşmış kişiler, yarınlara intikal edeceğine inanan kişiler- dir. Bu nedenledir ki kendine "Ben bir edebiyatçıyım." diyen hiçbir şair, hiçbir yazar, yalnız günü kurtarmak için yazmaz; ölümsüzlük gömleğini giymenin ve bin yıl son- rasında da anılmanın düşünü kurar. Eleştirmen ise böyle bir düş kurmaz; o, bilir kendisinin geçici olduğunu, gele- cekte falanca zamanda yazılan bir kitapta adının yazma- yacağını. Başkalarının eserlerini tanıtıp değerlendirecek sonra da unutulup gidecektir. Onun kaderidir bu... Eleş- tirdiği eserlerin kalıcılığı, eleştirmen hakkında yazılanlar- dan fazla olacaktır. O hâlde dimağlarda kalacak olan, eserin kendisidir, yazarıdır yoksa dimağlarda ne o eleştiri yazısı kalır ne de o yazıyı yazan eleştirmen. Bu parçayla ilgili, X. Eleştirmenler, edebiyatta belirli bir süre etkin olurlar ne var ki edebiyat adına, geleceğe bırakacak hiçbir şeyleri yoktur. Kendini edebiyatçı olarak gören bir kişi hem bugün- de hem de gelecekte var olabilecek eser yaratmanın hayalini kurmalıdır. III. Eleştirilen eserlerin ömrü, eleştirmenin kendisi hak- kında çıkacak ürünlerden daha kısa soluklu olacaktır. V. Edebiyatı düşünen, onu görev bilen kişiler gelecekte kendinden söz ettirebilir. X. Akıllarda yer edecek olanlar, eserin kendisi ve o eseri oluşturanlardır. numaralanmış yargılardan hangisi söylenemez? A) I & The D) IV v B) 1. Moğolistan'daki runik harfli Eski Türk Yazıtları'nın çö- zülüşünün 120. yılında konuyla ilgili yeni yeni belgele- rin abidelerin bulunması sürüyor.