Cümlede Anlam İlişkileri Soruları

24. Aşağıdaki dizelerin hangisinde teşbih (benzetme) sanatı yok- tur? Su sesi ve kanat şakırtılarından Billur bir avize Bursa'da zaman BY Ne hoştur kırlarda yazın uyumak Bulutlar ufukta beyaz bir yumak CHülyan, eşiği aşılmaz bir saray olmuştu bize Hapsolmuş gibiydim bense bir çözülmez bilmecede DY Gülleri gördükçe gönlüm bir bülbül Saksıya baktıkça içimde bir haz E) Bir bilinmez kaleyi fethetmek tek başına Vurulup düşmek birden son burcun son taşına

5. • Dinleme sırasında başka bir işle uğraşılmaz. . Konuşmacılara dinlenen konu ve olay ile ilgili sorular so- rulur. . Dinlenenlerle ilgili uygun sorulara açıklamalar ve ekleme- lerde bulunulur. • Dinleyenlerde, anlatılanların onaylanıp onaylanmadığına dair hareketler olup olmadığı kontrol edilir. Bazı özellikleri verilen dinleme türü aşağıdakilerden hangi- sidir? A) Seçici dinleme C) Not alarak B) Eleştirel dinleme D) Aktif dinleme dinleme E) Empati kurarak dinleme

1. • Türkiye Türkçesi: Küçük çocuk sizi görünce çok heyecan- landı. • Azerbaycan Türkçesi: Balaca oğlan seni görüb çok heye- canlandı. • Türkmenistan Türkçesi: Kiçijik oglan sizi görüp gati tolgundi. Yukarıda verilen cümleler aşağıdakilerden hangisini örnek- lendirmektedir? A) Argo D) Lehçe B) Şive E) Ağız Clargon

1. Mahkemede soruşturmayı bitiren yargıcın artık yemeği hak ettim dercesine ellerini ovuşturması gibi o da ellerini ovuşturarak kâğıt- ları çıkardı, işleri sürüncemede bırakmak istemiyor, bir an önce bitirmeyi arzuluyordu. Bu cümlede altı çizili söz- grubunun cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisi olamaz? A) Ertelemek BY Geciktirmek CYBoş yere uzatmak V DY Sonuçlandıramamak E) Sekteye uğratmak

B B ens Eğitimde Nitelikil Sayfa B B 7. I. Dramatik tiyatronun her sahnesi birbiriyle bağlantılı- dır. II. Epik tiyatronun her sahnesi birbiriyle bağlantılı de- ğil, kendi başına bağımsız sahnelerdir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde sıralanmış hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Epik tiyatronun bağımsız sahneleriyle dramatik ti- yatronun birbiriyle bağlantılı sahneleri aynı konuları işlemez. B) Epik tiyatronun her sahnesi, dramatik tiyatroda ol- duğu gibi birbiriyle bağlantılı değil, kendi başına ba- ğımsız sahnelerdir. C) Dramatik tiyatro ve epik tiyatronun izleyici kitlesi bir- birinden farklıdır. D) Dramatik tiyatronun sahneleriyle epik tiyatronun sahneleri oyunculara farklı şartlar sunar. E) Epik tiyatrodaki sahnelerin izleyiciye verdiği mesajla dramatik tiyatronun izleyiciye verdiği mesaj birbirin- den farklıdır.

Beynimiz doğru kelimeleri bir araya getirip konuşmayı oluştururken aynı zamanda bir yüze fokuslanma görevini yerine getirmekte zorlanır. Çünkü bu iki ayrı eylem, bey- nimizde ortak sinir ağlarını kullanırlar. Bilim insanlarının yaptığı araştırmalara göre, göz teması kurmaya zorlanan insanlarla yapılan deneylerde gönüllülerin kelimeleri daha uzun süre düşündükleri görülmüştür. Neyse ki göz teması kurarken bir konuşmayı sürdürmenin üstünde çalışılarak ve pratik yapılarak mümkün olabileceği bilimsel olarak ka- nıtlanmıştır. 40. Bu parçadan hareketle göz teması kurmakta zorlanan insanlarla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? Konuşurken göz teması kuramadıkları B) Gönüllü kişilerin deneylerde başarılı olamadığı Göz teması sırasında konuşmanın yavaşladığı D) Konuşma sırasında göz teması kurmanın imkânsız olduğu E) Konuşurken göz temasından kaçınmak gerektiği

birey KURUMLARI 37, 38 ve 39. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- vaplayınız. Ben çağrışımlarla yazmaya çalışıyorum, okurken de çağ- rışımlarla okuyorum ve bu beni farklı okumalara sevk ediyor. O yüzden beni yormayan, ötesini düşündürme- yen, farklı okumalara kapı açmayan, okuduğumda beni yalnızca duygulandıran yapıtları sevmiyorum. Sokağa çıktığımızda zaten bizi üzecek fazlasıyla durum var; aile dramları, geçim kaygıları gibi meseleler haberlerle bize ulaşıyor. Roman yazarı, bir sanatçı olarak kalemi eline alıyorsa bize olay örgüsünü farklı bir iletme şekli, farklı bir üslubu, bizi kendine çeken bir söyleyişi olmalı. Bunu bir çırpıda okuyup geçmemeliyiz. Üzerine düşünmeliyiz. Belki bir cümlesini okumak, anlamlandırmak için birkaç makale okumalıyız. Dolayısıyla ben romanı okuyucuyu kültürel anlamda donatacak bir tür olarak görüyorum ki buna sebep de sanırım Ulysses ile erken karşılaşmam oldu. Ne diyordu Joyce: "İçine o kadar çok bilmece, bul- maca ve zekâ oyunu koydum ki profesörler yüzyıllarca ne demek istediğimi tartışacaklar; bir eserin ölümsüzlü- ğü garantilemesinin tek yolu da budur." KT B 39. Bu parçadaki altı çizili sözle Joyce'un eserlere yöne- lik gönderme yaptığı durum aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Düşündürücü bir nitelik taşıması B) Yol gösterici bir nitelik taşıması C) Kendini yinelemeyen bir nitelik taşıması D) Estetik olarak güçlü bir nitelik taşıması E) Sıralanışta mantıksal düzene uygun bir nitelik taşıması 40. Maymun çiçeği, en fazla kemirgenler olmak üzere en- fekte hayvanlardan insanlara bulaşan maymun çiçeği virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. İnsandan insana da bulaşır ama şu zamana kadar bilinenlerin ışı- Tğında, bu durumun tek başına bir salgına neden olma- dığı düşünülmektedir. Hastalığın seyri çiçek hastalığına benzer fakat ondan daha az şiddetlidir. 1980 yılında çi- cek hastalığına sebep olan etmenin dünya genelinde

TYT/ Türkçe TÜRKÇE TEST 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına 1. Hayatla sarmaş dolaş olmuş edebiyat eserlerinin sadece yapısını dikkate almak ve hayat değerlerine gözümüzü ka- pamak, kısır bir yöntemle yetinmek olur. Eserleri bu iki de- ğerden bağımsız ele almak mümkün değildir. Bu parçadaki altı çizili söz öbeğinin parçaya kattığı anlam aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Edebi eser, gerçeği ele alıp kendi yorumuyla ona yeni bir form kazandırırken bilimsel eserin sadece gerçeği aktarmak amacı vardır. B) Günümüz teknolojisi, insanların birbirleriyle daha önce hiç olmadığı şekilde bağlantı kurmasını sağlıyor. C) Türk tiyatro sanatı olan Karagöz'de görsel klişeler ve kalıplaşmış sözler beraber kullanılır. D) Sabahın ilk ışıklarında başlayan işimiz, gecenin geç saatlerine kadar devam ederdi. E) Olumlu, olumsuz tüm düşüncelerin iç içe geçtiği insan ruhu, anlaşılması zor bir muammadır. 3. B C D)

SEVIYE-11 Sıfır Risk TEST-126 9. ve 10. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Platon, Devlet adlı eserinde, gerçekliğin iki türünden söz eder. Bunları, duyuların dünyası ve ideaların dünyası olarak isimlen- dirir. Bu iki dünyayı birbirlerinden ayrı dünyalar olarak tasvir eder. Her bir dünya için iki bilgi türünden söz eder. Bunlar "dok- sa" ve "episteme"dir. Platon'a göre insan, her iki dünyayla da iliş- ki halindedir ve duyuları aracılığıyla fiziksel nesneleri bilebilir. Bu bilgi türünün adı "doksa" yani "sani"dir. Fakat bu bilme, asıl varlığa yani idealara ait değildir. Ideaların yansımasından hare- ketle yapılan tahmin ile elde edilen bilgilerdir. Asıl varlıklar dün- "episte- yası olan ideaların bilgisi, akıl ile elde edilebilir. Bu me"dir. Buna göre Platon için idealar dışında herhangi bir nes- nenin bilgisi, mutlak olamaz, Duyular aracılığıyla edinilen sani- lar, yararlı olsa da bu bir bilgi değildir. 9. Bu parçada Devlet adlı eserle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? 254 A) Gerçekliği kategorize eden içeriği bulunduğuna B) Filozoflar tarafından yoğun bir ilgi gördüğüne C) Duyulan bireylerle ilgili işlevinden söz ettiğine D) Idealarla ilgisi olmayan ögeleri açıkladığına E) Yazarının "doksa" teriminden ne anladığına 10. Bu parçaya göre Platon'un, "episteme" kavramıyla anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlıkların farklı yollarla kesin tanımının yapılabileceği B) Bireysel yaşama idealar üzerinden çözümler sunulacağı C) Duyular aracılığıyla keşfedilen bilgilerin kalıcı olacağı D) Idealarla ilgili bilginin akıl yöntemiyle kazanılacağı . E) İnsanın kişisel dünyasının fiziksel nesnelerle açıklanamaya- cağı 11. Platon, Sc dan şu sö "Atinalilas niz Tanrı' niz ki fels neltmekt çıkana, h dünyanın şehrisisir gelige, ak az önem Bu parça 1. Bir y II. Yaşa III. Tinse ifadeleri A) Yalnız 12. Firinin c dim. Ör yüzümü kaşarını ledim. her dak çekiyor yorum. yorum Bu pare muştur A) Düs B) Tar C) Bet D) Ge E) Söy

yazar Yazarken kılı kırk yararım. Fazlalıkları atana kadar yazar silerim. Gece yazdıklarımı, sabah yırttığım, hatta bir bir tek amacım var benim. O da en az sözcükle çok şey an paragrafi defalarca yazdığım da çok oluyor. Bunu yaparken latabilmek. Önemsediğim bir köşe yazarı, benim için "Ne redeyse kelimesiz yazacak." demişti. Haksız da sayılmazd aslında. Yazar bu parçadaki altı çizili sözü, aşağıdakilerden han gisini belirtmek için kullanılmıştır? A) Anlaşılır bir dil kullandığını B) Yoğun bir anlatımının olduğunu C) Anlatımda sembollerden yararlandığını D) Sözcük kullanımına özen göstermediğini E) Yazdıkları uzerinde sık sık düzeltmeler yaptığını

1. Bir gemi yelken açtı hayal iklimlerine Civarından çığlıkla yorgun martılar kaçtı Rüzgâr sürüklenirken derinden derine Hayal iklimlerine bir gemi yelken açtı Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) İyelik eki BY Yönelme hâli eki Tamlayan eki D) Vasıta eki Çoğul eki (isim

ÖSYM 1 SORULAR 1. (1) Yazarın son hikâye kitabı, on hikâyeden oluşuyor. (II) Hikâyeler içerik yönünden gayet başarılı. (III) Özgün konular, etkileyici bir bakış açısıyla yansıtılmış. (IV) Ne var ki dilin kullanımındaki özensizlikler, hikâyenin başarısına gölge düşürüyor. (V) Hele uzun cümleler, okuru ud hikâyelerden iyice soğutuyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik yönünden diğerlerinden farklıdır? A) I C) III D) IV E) V 3.

Necati Cumalı, Türk tiyatro edebiyatına ve sahne hayatına yer- li ve değişik konuları ve kişileri getirir. Karmaşık ilişkileriyle ve yapısıyla beliren "insan"ın karanlıkta kalan taraflarına ışık tutar. Toplumun ve toplum içinde sıradan insanın sınırlarını aşan ba- şarılarıyla Türk tiyatrosunun dünyaya açılma yolunda çalışma- ları olan Cumalı, insan ve tabiat sevgisini aşk ve memleket sev- gisiyle birleştirir. Hem insan hem de toplum adına öz eleştiri sayılabilecek oyunlarıyla kendi gerçeklerimizi, üzerini örten çer- den çöpten arındır, gün ışığına çıkarır. Kişilerin zaaflarını sivrilt- miş, ironik durumlardan hareketle gülünç ironiye zemin hazırla- ma, yanlış anlamalardan kaynaklanan söz ve davranış komiğini sergileme, deyimlerle halk ifadelerinden yararlanarak benzet- me amaçlı eğlenceli diyaloglar geliştirme, kafiye düşürme gibi yollarla güldürü unsurunu yakalamayı başarır. ciler, ekmektedir. ve ALAN bilginizi mutlaka jru hesaplanabilmesi için, AÇIKLAMA 0000000 44 11 A) Gün işığına çıkarmak B) Farklı bir bakış kazandırmak C) Önemini vurgulamak D) Kendi imzasını atmak E) Geniş kitlelere duyurmak 10000 00000 00 10 B 66 ÖĞRENCİ NO SINIF ŞUBE 38. Parçadaki "üzerini örten çerden çöpten arındırmak" sö- züyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? ....

5. Aşağıdakilerden hangisinde yargının nedeni belirtilmemistir? A) Güçlükler karşısında nasıl davranılması gerek- tiğini bilmediğinden bu duruma düştü. B) Öykü yazmak, roman yazmaktan daha dinlen- dirici diye bu türe gönül verdi ve yıllarını adadı. C) Türkü söyleyerek resim yapan bu kişiye Bur- sa'da tarihî bir hanın avlusunda rastladığım için kendimi şanslı birisi olarak nitelendiriyo- rum. D) Şiirin diğer edebî türlerden farkını gösterebil- mek için dergimize bir makale yazmak istediği- ni belirtti. E) "Geçmişi bırak, geleceğe bak." yaklaşımı in- sanlarda hâkim olduğundan bugün "geçmiş" diye bir şey kalmadı elimizde.

3 4. ● ● aramak: Araştırmak, yoklamak) gün: İçinde bulunulan zaman. kapı: Gelir, geçim sağlanan yer veya imkân. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "gün, aramak, kapı" söz- cükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kulla- nılmıştır? O gün, uzun zamandır aramayan arkadaşının kapısını çalıp sitem etmeye, içindekileri dökmeye karar verdi. Babam, aramamı gerekli gördüğü kişilerin listesi bulu- nan bir kâğıdı her gün kapının üzerine yapıştırırdı. C) Güngörmüş bir kadın olan Afife teyze, o gün hakkını ata mak için çalmadık hükümet kapısı bırakmamıştı. DY Günün koşullarına uygun ücretle çalışabileceği bir iş için herkesi aramış, her kaprya başvurmuştu. Saat iyice ilerlemiş, gan neredeyse batmak üzereydi ki saatlerdir aradığım cüzdanı giriş kapısmın önünde bul- dum, TYT DENEME-4

1. 11. Asıl hikâyesi 1940 yılı Fransa'sında Naziler tara- findan yağmalandığı gün başlayan oturan kadın portresi 70 yıl sonra ait olduğu aileye geri döndü Yürütülen çalışmaların sonucunda 1400 eserlik koleksiyon içerisinde Picasso, Renoir, Beok- mann, Matisse gibi isimlerden de eserlerin oldu- ğu tespit edildi. III. Gurlitt'in elindeki koleksiyon Nazilerin kendi mü- zileri için eser satın alıp yine onlar adına eser- ler satması için eser satın alıp yine onlar adına eserler satması için işe alınan babası Hildebrand Gurlitt'ten kendisine kalmıştı. IV. 2012 yılında binlerce eserden oluşan koleksiyo- nun Gurlitt'in Münih ve Salzburg'da bulunan evle- rinde gizlendiği ortaya çıktı. V. Almanya'da araştırmacılar 2014 yılında hayatı- ni kaybeden Cornelius Gurlitt'in evinde gizlediği 1400 eser arasında yer alan "Oturan Kadın Port- resi" ali çalışmanın 2. Dünya Savaşı sırasında Naziler tarafından yağmalanan eserler arasında olduğu belirledi. A) - 111 D) II - V 15. E) III - IV C) II - IV