Cümlede Söz Konusu Olanlar Soruları

1. Sanatçı kendi iç dünyasını yansıtacak üslubu oluşturduktan sonra bu üslup sanatçıya yapışır. Bu cümledeki altı çizili kısımla üslubun hangi özel- liği vurgulanmak istenmiş olabilir? Üslubun sanatçıyı özgün kılması B) Sanatçıların yazdığı edebî türe göre üslubunun farklılaşması Aynı edebî türdeki eserlerin her birinde farklı üs- luplara başvurulabileceği D) Bir sanatçının her eserinde aynı üslubun karşımıza çıkması E) Bir sanatçının istese de kullandığı üsluptan kurtu- lamayacağı

4. insanı ihtiyarlatan geride bıraktığı yılların çokluğu değil, ideal yokluğudur. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleyle anlamca aynı doğrultudadır? A) Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince öbürleri de yanlış gider. B) Kimi idealler o kadar değerlidir ki o yolda mağlup olmak bile ashinda zafer sayilir. C) Tomurcuk derdinde olmayan bir ağaç sadece ve sadece odundur. D) Büyük insanların idealleri, sıradan insanların ise yalnizca hevesleri vardır: EX Çalışarak ün kazananların sayısı, doğuştan ünlü olanlardan daha fazladır.

10. (1) İki gündür Yahya Kemal'in ölümünün derin hüznü içindeyim. (II) Uzun zamandır yavaş yavaş çöken, zerre zerre eriyen bu aziz varlığın yok olacağı acısına gerçi ben de hazırlanmış- tim. (III) Fakat o muhteşem sesin ebediyen dinmiş olduğu- nu düşünmek bana tarifi imkânsız gönül bezginliği veriyor. (IV) Onun hakkında duyup düşündüklerimi toplayıp yazmam için biraz vakit geçmesi lazım. (V) Yalnız bugünlerde yapılması lazım gelen bir vazifem var. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde nesne, vurgulandığı için en önemli öge konumundadır? AI B) 11 C) III D) IV E) V

JMLER: 39.-40. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. A a kiti va da kent- unmaktadır. bepleri ara n daha gü cüne ihti- sal ve eko- e evrilme- 1. Insa ve ir yasa lir. auman, bu lun Insan edindiği yanım yamalak bilgilerle kendi idrakini don durur ve kendini öğrenmeye kapatır. Kafka, her şeye at goz lugünden bakan bu tür kişilere soru sormayı önerir. Çünkü ona göre insan, ancak sorular sorarak içindeki donmuş de nizlere balta indirebilir. Soru sormak aynı zamanda felsete nin de temelini oluşturmaktadır. Ancak Sokrates, basit so rular sormayı filozof olmak için yeterli saymaz. O, gerçek ay. dinlanmanın birbirine karşılıklı sorular soran insanların en telektüel konuşmaları sonucunda oluşacağını ileri sürer. Bu nun sağlanması için Sokratik diyalog adlı bir yöntem geliş- tirir. Bu yöntemde birbirini yargılamaksızın anlatmayı ve an lamayı isteyen iki kişinin karşılıklı konuşması söz konusu- dur. Bu iki kişi kendisine bir hedef belirler ve bu hedefe bir- likte ulaşmayı düşünür. Ancak bu diyalog sıradan insanlar arasında gerçekleşmez. Taraflar diyaloğa zekice katkıda bu- lunacak bir birikime sahip, konuşma konusunda cesur, di- gerini teşvik edecek öğrenme aşkıyla dolup taşan coşkulu kişilerden oluşmalı ve boş konuşmamalıdır. Bu mesi, aile- an ile olan ba 11 Fabrikalar, ne geçişin ce dayali III c da mey en kopus, tmiştir nün aşi- baskı ve pisini or- 39. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıda- kilerden hangisidir? Yanit Yayınları Tir? Fin yaşa- raile ya- A) Kişisel değer yargılarının, var olan toplumsal ve düşün- sel kalıplara uyup uymadığını denetlemek B) Yaşantı sonucu oluşan dünya görüşünü önemli düşü- nürlerin bakış açısı doğrultusunda yeniden şekillendir- mek C) Var olan toplumsal ve kültürel anlayışlar reddederek ye- ni ve modern yaklaşımlar geliştirmek D) Kendi görüş ve düşünceleri dışında kalan anlayışlan eles tirel bir dille yeniden ele almak (E) Tutarsız bilgi ve yaşantılar sonucunda oluşan değer yar glannı eleştirel bir gözle sarsmak on plan- ar daha 2 nedeni,

39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. en n Sözcükler kullanıla kullanıla sözcüklerin anlamı aşinir. Bu nedenle sözlüklerdeki anlamları bilinse de hiçbir çağrışım uyandırmayan sözcükler yerine şairler, anlatmak istediklerini okuyucularına ulaştıracak yeni yollar ararlar. Yeni sözcükler uydurmak, bulmak, yabancı sözcükler kullanmak veya eskileri canlandırmak, bu arayıştaki ilk aşamadır. Bu devreyt atlatanlara, konuşulan dilin duruluğu yeni bir tat verir, onlar da aldıkları bu yeni tatla yazmaya devam eder. si 39. Bu parçaya göre aşağıdaki metinlerden hangisi "bu devreyi atlatanlar"dan birine ait olabilir? A) Yüzermiş saçların, yüzermiş nefesin Susarmışız öyle, bir sakin derenin İçindeymişik, yeşilmişik, sazmışık B) Bir senin gözlerin var zaten daha yok Ya bu başını alıp gidiş boynundaki Modigliani oğlu Modigliani Ve yazmış olacağım bir de Her dönemde ve her çağda Sevdanın kendine özgü diliyle D) Ama üst üste yenildiğime göre iskambil oynuyorum garanti Max Jacob papazi ablasından E) niyagrodha O ne ağaç ne tohum Om mani padme hum

A A TYT/Türkçe 12. lyi günlere inanıyorsan Üstelik hava da güzelse Yaşamak güzel şey Çok güzel şey doğrusu Melih Cevdet Anday'dan alınan bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi örneklenmemiştir? 14. Wz nik du. ayd mill olu lan bir ver giti ku At Birleşik zamanlı fiil B) Bağlaç 6 Edat D) Nicelik zarfi Bu E Niteleme sıfatı nü ha A) B) C

32. Franz Kafka "Dönüşüm" kitabında ailesinin geçimi için pazarla- macı olarak çalışan ve bir sabah böcek olarak uyanan Gregor Samsa'nın hikâyesini anlatır. Stanley Corngold, "Eleştirmenin Çaresizliği" kitabında bu alegorik hikâyenin yüz otuz farklı açık- lamasının yapıldığını tespit eder. Eser, bir anlamıyla yazarin- dan bağımsızlaşarak her yorumcu, dolayısıyla okur tarafından yeniden yazılan bir konuma getirilmektedir. Hele hele metin edebi, sembolik bir karakterde ise yoruma sinir çizme suya yazı yazmaya dönüşür. Bu parçada altı çizili sözle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Metnin, yanlış kullanılan yazım kuralları neticesinde etkile- yiciliğini yitirdiği BY Herkesin farklı düşünmesini sağlayacak sembolik sözler- den oluştuğu Farklı yaş gruplarındaki okuyucu kitlelerince de anlaşılma- sinin gerektiği oplumun yaşam tarzına uygun olarak şekillenmek gibi bir önceliğinin bulunmadığı E) Birine etkisi olmayacak sözler söylemenin boşuna ve ya- Yarsız olduğunu vurguladığı Parisiz olduğunu vurgulacion 9 Diğer sayfaya geçiniz.

19. Nöropsikiyatri ya da organik psikiyatri, sinir sistemi has- talıklarına atfedilebilen zihinsel bozukluklarla ilgilenen bir tip dalıdır. Ortak eğitim almış olan psikiyatri ve nöro- loji disiplinleriyle ilgilidir ancak psikiyatri ve nöroloji daha sonra bölünmüş ve tipik olarak ayrı ayrı uygulanmaya başlamıştır. Bununla birlikte, nöropsikiyatri büyüyen bir psikiyatri uzmanlığı hâline gelmiştir ve aynı zaman- da davranışsal nöroloji alanıyla da yakından ilişkilidir. Bu uzmanliklar arasındaki önemli çakışma göz önüne alındığında, son on yılda akademideki nöropsikiyatri ile ilgili tartışmalar yeniden canlanmıştır. Bu tartışmalar so- nucunda, Harvard Tip Fakültesi eski dekanı ve nöroloji ile psikiyatrinin yakınlaşmasını savunan bir nörolog olan Profesör Joseph B. Martin, yeniden birleşme argümanını şöyle özetlemiştir: "İki kategorinin ayrılması keyfidir ve inançlardan etkilenmektedir. Ayrıca beynin ve zihnin bir olması, sonuç olarak bu ayrılığı yapay kılar." Buna göre Profesör Joseph B. Martin'in argümanıyla asıl anlatmak istediği şey aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Nöroloji ve psikiyatri eğitimi alan uzmanların insan beynine farklı yaklaştığı B) Nöropsikiyatrinin, disiplinler arası bir dal olarak nöro- lojiye daha yakın olduğu C) Nöroloji ve psikiyatri ayrılığının temelinde kanıtlanmış bilimsel verilerin olmadığı D) Nöroloji ve psikiyatrinin alt dallarının birbirlerinin veri- lerinden faydalanabileceği E) Nöropsikiyatrinin nöroloji ve psikiyatriden ayrı bir alan olmaması gerektiği

irkçe Testi için ayrılan kısmir 1. Edebiyat-felsefe ilişkisinin temeli, öncelikle her ikisinin de bir tür insan olmasına dayanır. Zira bu iki disiplinden biri insanın “düşünme" ----, diğeri ise "yaratma” melekesiyle alakalıdır. Bu arada insanın düşünce ve yapıp etmelerinin felsefe, sanat ve bilim olmak üzere üç ana grupta toplanıp tasnif edildiğini de belirtelim. Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakiler- den hangisi getirilmelidir? A) organizasyonu – alışkanlığıyla B) etkinliği – durumuyla C) disiplini – yeterliliğiyle D) faaliyeti – yetisiyle E) çalışması – becerisiyle

6. Bir sanat yapıtı, konunun ele alınış biçimi ve işleniş özellik- leri açısından değerlendirilmelidir. Bunun için konunun ne olduğu, değerlendirmede göz önüne alınmaz. Ama bazıları, bu yanılgıya düşer ve beğendikleri, onayladıkları bir konuyu işleyen yapıtı güzel ve değerli bulurlar. Bu tür değerlendir- meler, bir portreyi sevgilisine benzediği için güzel bulmak gibidir. Bu parçaya göre, bir sanat yapıtını değerlendirmede, be- nimsenmesi istenen yaklaşım aşağıdakilerin hangisidir? A) Yapıcılık B) Nesnellik C) Aciklik D) Çok yönlülük E) Samimiyet (ALES)

A) Alet işler, el övünür. B) Akan su, yosun tutmaz. C) Yalnız taş, duvar olmaz. D) Her düşüş, bir öğreniş. E) Eğilen baş, kesilmez. ŞAHINKAYA 26. 23. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dokunma duyu- suyla ilgili bir kavram, görme duyusuyla ilgili ola- rak kullanılmıştır? A) Çocuk, canı yanınca acı bir çığlık attı. B) Trafik yoğun olduğundan arabalar yavaş yavaş ilerliyor. Burada dugular pras! C) Hafta sonları burada kitap sergileri açılırdı. aictang ? bi D) Serin bir akşamüstü, dolaşmaya çıkmıştık. var my E) Resimlerde sıcak renklerin çok kullanıldığı görülü- A) yor. 45

A 6. Dinleyene hâlâ Çöller ses verir; "Yaleyl!" susar, Uğultular gelir. Mersiye okur Uhut Kaside söyler Bedir. Sen de bir hac günü, Başta Muhammed, yanında Ebû Bekir. Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü Destan yap ey şehir! Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? al A) Kişileştirme sanatına yer verildiği B) Naat türüne örnek olduğu C) İlahi ile konu olarak benzediği D) Serbest ölçü ile kaleme alındığı E) Çapraz uyak düzeniyle yazıldığı

5. 2. Modern çağda insanoğlu nesnelerin boyunduruğu altında yaşıyor, gereksiz bir tüketim çılgınlığıyla ihtiyacından fazlasını harcıyor. Bu cümlede kullanılan deyimin anlamı aşağıdakilerden hangisidir? A) sürekli daha fazlasını istemek B) Her şeye hükmü geçmek C) Başkasının isteğini geri çevirmemek D) Yönlendirmelere göre hareket etmek E) Zulüm altında kalmak in ob buboiem lod City lege

rin ir, 14. Atasözleri; öğüt veya ders verici nitelikte kalıplaşmış söz- lerdir. Deyimler, öğüt vermez; anlatımı zenginleştirmek için söylenmiş söz kalıplarıdır. na Aşağıdaki sözlerden hangisi "öğütleyici, ders veri- ci" söz değildir? i A) Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil. B) Adamın iyisi iş başında belli olur. C) Bu kez de sapla samanı birbirine karıştırdı. D) Başım rahat eder dilim durursa. E) Birlik olmayan yerde dirlik olmaz.

4 Aşağıdaki cümlelerin hangisi kişisel yargı içermemektedir? A) Bir zamanlar benim de severek yaptığım kitap yayıncılığı, her şey yolunda gittiği sürece ilginç, zevkli, insana haz veren bir uğraştır B) Kitap sevmeyen yayıncıların yönettikleri yayınevleri de ister istemez, satış verilerine tapılan ticarethanelere dönüşüyor. C) Türkiye'de epeyce bir süredir yayınevlerinde sadece ticari bir kuruluş olarak hareket etme eğilimi yükseliyor. D) Ürünün piyasa değeri arttıkça, ürün daha önemli hâle gel- dikçe yayıncılık sektöründeki yöneticiler de piyasaya uygun kişilerden seçiliyor veya kendilerini o yönde değiştiriyorlar. E) Zamanında çok şişirilen ama sonra unutulup gidilen yazarlar olduğu gibi kuşaktan kuşağa aktarılanlar da var ve bu yazar- lar dünyamızın belleğini, kültür mirasını başarıyla oluşturuyor.

1. Bu dönemin romanları şiirde olduğu gibi karamsar bir bakış açısıyla yazılmıştır. II. Tanzimat romancılarından farkları sosyal konuları işle- memiş olmalarıdır. III. "Olayın akışını keserek okuyucuya bilgi verme" Serveti- fünun romanında da görülür. IV. Romanda mekân olarak İstanbul kullanılmış ve kahra- manlar aydın kesimden seçilmiştir. V. Romanlarda yazarlar Türkçenin kurallarına ve söz dizi- mine sadık kalmışlardır. Numaralanmış cümlelerin hangilerinde Servetifünun romanıyla ilgili yanlışlık yapılmıştır? A) I ve II B) I ve III C) II ve III D) III ve v E) IV ve V