Cümlede Söz Konusu Olanlar Soruları

a 1 0 9. mek Çağdaş Türkçenin nitelikli, lezzetli, zengin roman, hikâye ve denemelerine imza atan orneklerini vermek) Nazan Bekiroğlu; hayatını ve metinlerini taşrada inşa etmiş, bü- yükşehrin keşmekeşine karışmayan, (yoğun sosyal haya- ta girmeyen) münzevi (insanlardan korkan) bir yazar. Aşkı, toplumsal çöküş dönemlerini, tasavvufu, taşradaki asilzade ailelerin hayatlarını, muhtemelen kendi biyografisinin de kat- LV kısıyla (yaşadıklarından da yararlanarak) nevi şahsına mün- hasır bir şekilde anlatan Nazan Bekiroğlu; roman, hikâye ve denemelerinin yanı sıra akademik eserleriyle (bilimsel yapıt- lar) de tanınıyor. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı yay ayraç () içinde verilen açıklamayla örtüşmemektedir? A) I te B) II pur D) IV E) V

2. Şair Eşrefe şu soruyu yöneltmişler: "Neden şiirinizin he- def kitlesini belirtmiyorsunuz?" Sanatçı, "Çünkü benim şiirlerim numarasız gözlükler gibidir." yanıtını vermiş. Şair Eşref, bu sözüyle şiirine yönelik aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiş olabilir? A) Dilin bütün inceliklerini yansıttığını B) Her okurda aynı anlamı kazandığını C) Toplumun her kesimine seslendiğini D) Sorgulayan, eleştiren bir tavrı olduğunu E) Hayatın gerçeklerini anlamaya yardımcı olduğunu N feis

Romandaki en önemli şey okuyucuyu içine alabilmesi, olayları okuyucuya da yaşatabilmesidir. Okuyucu kendini romanda hissettikçe yazarın başarısı artar. İyi bir roman, gerçek bir yaşamdır bizim için. Bu parçada geçen "olayları okuyucuya yaşatabilmek” sö- züyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Romandaki olay örgüsüyle okuyucunun bam teline basmak B) Okuyucunun kendini roman kahramanlarından biri gibi hissetmesini sağlamak C) Okuyucunun hayattan beklentilerini romana konu edinmek D) Romanda gerçekleri anlatarak okuyucunun bilgi dü- zeyini yükseltmek E) Okuyucunun romanı doğru yorumlayabilmesi için açık bir dil ve üslup kullanmak 10. C

1. Herkesin peşinde koştuğu, kimisinin geçici olarak sahip olduğu, kimisinin farkında olamadığı mutluluk niçin bu kadar önemli? Beni mutlu edebilecekken başkasının canını sıkacak bir ütopya, asıl olayın mutlulukta değil, kendini tanımanın eşiğinden geçti- ğinin farkına vardıracaktır. Bu parçada "kendini tanımanın eşiğinden geçmek" sözünün cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde vardır? A) Bir topluluğa hitap edebilmen için onların dilinden konuşman gerek. B) Sanat dünyasına kendimi kabul ettirmek uğruna taviz vermeyeceğim. C) Felsefe tarih boyunca insanın dünyayı anlayabil- mesi için çalışmıştır. D) Kusursuzu arzulamak her zaman başarısızlıkla sonuçlanan eylemlere götürür. E) Kişinin özüne dönmesi kendi özelliklerini bilmesi- ne sebep olur.

8. "Gerçek keşif, yeni topraklar bulmakla değil, yeni gözlerle bakmakla ilgilidir." diyen Marcel Proust'un vurgulamak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A Toprak keşfetmenin önemli olmadığı Barklı yorumların gerçek keşif olduğu C) Keşfe bakış açısının farklılıklar gösterdiği EGIS D) Gerçek keşfin toprağa yeni bir bakış açısıyla bakmak olduğu E) Gerçek keşfin sanatçının işi olduğu 3

Bu yeşil dükkânın pasaja bakan kısmı ağaç ve cam ile bölünmüş () bir ofis hâline getirilmişti. İçinde eski bir masa () duvarda karınca duaları () Bir sehpa ve üzerin- de hayatımda ilk defa gördüğüm bir cihaz () Simsiyah ve dev gibi bir telefon () Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdaki noktala- ma işaretlerinden hangileri sırasıyla getirilmelidir? oniet te nsen! B) (;) (,) (...) (:) (...) WIN A) (,) (;) (.) (:) (.) C) (,) (,) (...) (:) (.) amox D) (,) (,) (...) (;) (...) loupioa () mualo E) (;) ( E) (;) (,) (...) (,) (.)

3. Sözcüğe Mecaz Anlam Kazandırma Yolları 10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "dolaylama" yoktur? A) Usta kalem, her eseriyle okuyucunun bir yarası- na parmak basmayı ilke edinmiş. B) Bacasız sanayiden elde edilen gelir, ülkelerin alkınmasında önemli bir rol oynamaktadır. guzel ad lendirma C) Bir gün herkes o tahta ata binip bilinmez diyar- lara gitmek için yelkenlerini açacak. D) Kızıl gezegene yapılan son yolculuklarda elde edilen veriler, genel kanıları değiştirebilir. E) Kara kıtaya yapılan sosyal yardım kampanyala- rı, günümüzde de devam ediyor.

. Aşağıdaki ikili dizelerin hangisinde, ikinci dize birin- ci dizeni 1 nedeni durumundadır? A) Gün geçtikçe iki yüzlüleri sever oldum. Çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar gördüm. B) Aşk ile, ikbal ile bahtiyar oldum diye C) D) Hangi gafil sevinir, hangi şair yükselir? Korku kanatlandırır ayaklarını birden Endişeler, acılar onu hızla kovalar. Efendiyi görünce evin sadık bekçisi Üzüntüden, korkudan dehşetle titrer sesi Sevinçten ve kederden başlarlar ağlamaya Bu hali görür görmez yaşarır bütün gözler. E)

2. Nermin Yıldırım, yoğun bir anlatımın hâkim olduğu roma- nında bir yandan okurlarında kimliklerini yeniden tanım- lama arzusu yaratıyor, bir yandan da onları başarısızlıkla- rıyla yüzleştirerek bir çelişki yaşatıyor. Dışarıda özgür biri gibi dolaşırken gerçekte bir tutuklu gibi yaşayabileceğini- zi gösteriyor. Bazen de aksine bir mekânda hapsedilmiş- ken pekâlâ ruhsal olarak özgür olunabileceğini hissettiri- yor. Bu roman yalnızlık, pişmanlık, yabancılaşma, cinnet ya da ölüm öyküsü olarak okunabilir. Bunlarla eş zaman- li olarak romanda aralık bırakılmış pek çok kapı da var. Bu parçadaki altı çizili sözle yapıtla ilgili olarak anla- tılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Okurun yorumuna açık bir kurgusunun olduğu B) Herkesin anlayabileceği akıcı bir dille kaleme alındığı C) Yazarın hayata bakışına ilişkin ipuçları taşıdığı D) Farklı türdeki yapıtlara esin kaynağı olduğu E) Günlük yaşamın ayrıntılarından yola çıktığı

6. Özgürlüğe ulaşmak, kölelikten kaçmakla değil; onu ortadan naye kaldırmakla olur. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakın- pobedir? A) Düşünce özgürlüğüne kavuşan insan, köleliğe de savaş açar. B) Özgür kişi tutsaklığın ne olduğunu da bilir. C) Özgürlük zor ulaşılan bir durumdur, değerini bilmek gerekir. D) Kölelikten kurtulamayan insanlar, mutlu ve özgür ola- 10 maz. are E) Kölelik yok olmadıkça insan gerçek özgürlüğüne ula- şamaz.

2. Mehmet Behzat da babası gibi zeki çıkmıştı. İlkokul dörtte ve beşte yedi köyün birincisiydi o. Gel gelelim onu ortao- kula yazdıracak, onu destekleyecek biri bulunmazsa çocuk P belki de çoban olarak köyde yaşayıp gidecekti. Amcaları nahiye müdürüne hatta kaymakama çıktılar, durumu izah E ettiler lakin bu görüşmelerden bir şey çıkmadı. O sıralarda Kıbrıs'ta bazı hadiseler çıktı, Kıbrıs Türklerini zor durumdan kurtarmak için Kıbrıs Barış Harekatı yapıldı. Bu vesileyle genel af çıkarıldı. Bu afla birlikte Mehmet Behzat'ın babası da cezaevinden çıktı 1974'ün Temmuz ayı, çocuğun haya- tında bir dönüm noktası oldu. Bu parçada "çıkmak" sözcüğü aşağıdaki anlamlardan hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılmamıştır? A Niteliği sonradan anlaşılmak B) Sonuç alınmak, elde edilmek C) Erişmek, ulaşmak, görmek X ilmekX DY Bir talep için bir makama gitmek 200 E) Meydana gəlmək, vuku bulmak X 3

6. Bir memleketin birinde Sülün kız derler, bir kız varmış. Ne kimsenin bir tüyüne dokunur, ne de yerdeki karıncayı inci- tirmiş ama Allah kalbine göre vermemiş. Günün birinde babasını elinden alınca bir korku gelip dalına binmiş: "Ne bir dağda yağmurumuz var ne bir bağda yaprağımız var; sönen ocağımızı ne ile yakacağız? diye, düşündükçe düşünür; ömrünü, gününü tüketirmiş... Anası bu korkuyu gözünden okuyunca: "A Sülün kızım demiş, ne diye kara kara düşünüp durursun? İki el, bir baş içindir; geçinmeyecek ne başımız var! Ben çulha dokurum, sen gergef işlersin, gül gibi geçinip gideriz..." Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki altı çizili sözcük gruplarından herhangi biriyle anlamca eşleştirilemez? A) Ancak kendi geçimini sağlayabilmek, başkalarına yardım edecek bir durumda olmamak B) Pek geniş olmayan bir imkânla rahat, sıkıntısız yaşamak C) Yanlış bir karara varmak D) Çok üzüntülü olmak, düşünceye dalmak E) Çok merhametli, ince duygulu olmak

25. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "koşul (şart)" anlamı yok- tur? A) Buralardan çağırsam acaba yarim duyar mı? B) Yola erken çıkarsanız güneş batmadan İzmir'e ulaşırsınız. Sen de gelirsen tiyatroya gideriz. D) Bu dersi de verirsem bu yıl okulu bitireceğim. E) Tyi bir iş bulursam çalışacağım. Pa 28

1 F1 / DENEME-5 A 24. Van Gogh'un 1890 yılında yaptığı "Tutuklular Çemberi" isimli tablosunda, duvarlarla çevrili ufak bir hapishane avlusunda bir çember hâlinde volta atan mahpuslar çi- zilmiştir. Tabloda mavi ve yeşil tonlar hâkimdir. Tabloda hayat, ressamın gördüğü şekilde, yani kapalı bir çember olarak betimlenir. Merkezdeki figür, diğerlerine göre daha kendi hâlinde gözükmektedir. Bu figürde ressamın ken- dini çizdiği öne sürülmektedir. Tablonun üst bölümünde yukarı doğru yükselmekte olan iki beyaz kelebek vardır. Bunlar özgürlüğün olduğu kadar kaybedilmiş saflığın da sembolüdür. Ayrıca tabloda, ressamın intihar edeceği yaşa eşit biçimde, otuz yedi insan figürü yer almıştır. Bu parçadan hareketle "Tutuklular Çemberi" tablosu ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? AY Ressaminin kendini yansıttığı kısımların bulunduğu- na B) Konusunu yansıtan bir isim taşıdığına C Tabloya özellikle iki rengin hâkim olduğuna D) Tablodaki bazı figürlerin sembolik anlamlar taşıdığı- na E) Tamamlandıktan sonra ressamının intihar ettiğine TYT T 26. GO ro ly S

32. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Ünlü yönetmen Martin Scorsese, pek çok kere, kişisel olanın en ya- ratıcı olduğunu söylüyor. Bu bağlamdan bakıldığında kendi köklerinizin, ait olduğunuz yerin ve hikâyenizin, sizi daha yaratıcı kıldığını söylemek mümkün mü?” sorusuna cevap vermektedir? A) Doğrudur ama bu fısıldama hiçbir zaman tek bo- yutlu kuru bir anlatıyla, bir aynaya yansıtılır gibi ol- madı. Rüyalarla, alametlerle, kâbuslarla, sırdan gelmelerle, sır olup gitmelerle, görülerle, mucize kabilinde olaylarla bezenir, zengin bir fonda su- nuldu. B) Sadece o değil tabi. Kişisel olan bazen de bir ayak bağı olur yazar için. C) Elbette ki kişisel olanın kaynağı hayatın kendisidir. Yaşanmışlıklar ve tanıklıklardır. İnsan hayattan ne kadar çok şey öğrenirse hayal ettikleri o kadar zen- gin olur, denir. Her roman kurmaca olsa da kay- nağı, gerçek hayatın kendisidir. D) Romanın tamamen hayal ürünü olması pek müm- kün değil sonuçta. Kaldı ki bu kitap daha çok bel- gesel kurgu diyebileceğimiz bir içeriğe sahip. E) Eskiden beri sanatın bir ayna olduğundan bahset- miş kuramcılar. Hayata tutulan bir ayna, öncelikle de kendi hayatımıza. Sonra sıra çevreye, tanıklık- lara geliyor.

6. Fransız kültürüyle de yetişen Tanzimat sanatçıları, 18. yüz- yılda yaşayan Voltaire, Rousseau gibi aydınların fikirlerinden etkilenmişlerdir. • Tanzimatçılar, Divan edebiyatına karşı çıkarak yeni bir edebi hareket başlatmışlardır. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçim- de birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Batı kültürüyle yetişen Tanzimat sanatçıları Avrupalı ay- dınlardan etkilenerek yeni bir edebi oluşum başlatmışlar ve Divan edebiyatına cephe almışlardır. BY Fransız kültürüyle de yetişen Tanzimat sanatçıları, 18. yüzyılda yaşayan Voltaire, Rousseau gibi düşünürlerin fikirlerinden etkilenmiş; Divan edebiyatına cephe alarak farklı bir edebi anlayış ortaya koymuşlardır. C) Voltaire, Rousseau gibi düşünürlerin görüşlerinden etkile- nen Tanzimat sanatçıları, 18. yüzyılda Divan edebiyatına karşı çıkarak yeni bir edebi hareket başlatmışlardır. DY Fransız kültürüyle yetişen Tanzimat sanatçıları; Voltaire, Rousseau gibi düşünürlerin görüşlerinden etkilenip Divan edebiyatına karşı çıkmış ve yeni bir edebi hareket baş- latmışlardır. E) Batı'nın yaşam tarzını ve edebiyatını benimsemek gerek- tiğine inanan Tanzimat sanatçıları, Voltaire ve Rousseau gibi düşünürlerin fikirlerinden etkilenerek Divan edebiya- tına karşı çıkmışlardır.