Cümlede Söz Konusu Olanlar Soruları

LEY V. cümlede, kendisiyle ilgili bir günümüzde ne işe yaradığından söz edilmektedir. 8. Orhan Kemal bizim Maksim Gorki'miz, Emile Zola'mızdı. (1)Buna karşın kimileri, Orhan Kemal'in Zola ve Gorki'nin sahip olduğu makama sahip olmadığını ileri sürüyor. (II) Yazınsal itibar ne işe yarar, nereden kaynaklanır ve etkinlik alanı nedir? (III) Sanıldığı gibi çok okumanın, okur nezdinde yandaş sahibi olmanın yazınsal saygın- lıkla hiçbir ilişkisi yoktur. (IV) Yazar Haydarpaşa'dan Kurtalan'a ya da Afyon'a giden demiryolu üzerinde bir istasyon mu, değil mi? (V) Önemli olan bu, gerisi boş... Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yazar yanlış bilinen bir kanıdan söz etmiştir? A) I B) II C) III D) IV E) V

8. C) Kenara bak, bezini al; anasına bak, kızını al. D) Dağ başında duman eksik olmaz. E Altin yere düşmekle pul olmaz. Atasözleri, çoğu zaman gerçek anlamı dışında benzet- meli (mecaz) bir anlam taşır. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi bu açıklamaya ör- nek gösterilebilir? A) Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış. B) Güvenme varlığa, düşersin darlığa. C) Tok, açın hâlinden anlamaz. D) Öksüzün boynu bükük olur. E) Şubatın sonundan, martin onundan kork. SORU BANKASI

13. İdealizmin kurucusu Platon'un varlık anlayışına göre, duyular alemindeki varlıkların asılları başka bir alem olan idealar aleminde yer almaktadır. Ona göre duyular alemindeki varlıklar zamanla değişirler, yok olurlar tekrar var olurlar. Örneğin, görünen dünyadaki kediler doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler. Dış dünyada çeşit çeşit, rengarenk kedi vardır. Oysa kedi ideasi tektir ve o her zaman vardır. Bu parçadan hareketle, idealar hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Zamana ve mekana konu olurlar. B) Değişim ve başkalaşım içerisindedir. C) Duyularla kavranır. D) Algı nesnesidir. E) Öncesiz ve sonrasızdır.

2. SERI 11. Neden erteliyoruz? Erteleme huyu hem yaşamı zorlaştıran hem de toplumda yaygın görülen durumlardan biridir. Erteleme huyu, bir işi ertelemekten dolayı başlayamamak ve bunu sürekli hale getirmek olarak tanımlanabilir. Erteleme huyu, genellikle tembellikle aynı durum gibi değerlendirilir. Oysaki ikisi de farklı kavramlardır. Erteleme huyunda kişi yapacağı işi önemser, bununla ilgili planlar yapar, hayaller kurar fakat bir türlü işe başlayamaz. Tembellikte ise yapacağı işi önem- semez, yapmamanın sorun teşkil etmeyeceğini düşünerek başka şeylere yönelir. Özetle ----. Bu köşe yazısının sonuna düşüncenin akışına göre, 1. kavramlardaki ortak nokta, yapılacak işin tam anla- mıyla bitirilememesidir II. iki kavram, farklı gibi gözükse de aynı sonucun pay- daşı olmaktan öteye gidemez PARAGRAF KA III. tembellik, geçici bir durumdur; erteleme, kişiliğin bir parçası hâline gelebilir ifadelerinden hangileri getirilebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II C) Yalnız III E) II ve III 12.

Blyla kopa arda din 1. • Akdeniz bahçesi hayata benzer: Kısa bir süre çiçek açar ve so- na erer. Akdeniz bahçesinin gençliği yağmurdur. Uzun ve su- suz yazı sona erdiren yağışlar, tohumları uyandırır; boş dalla- rı çiçek açmaya ve yapraklandırmaya razı eder; soğanlı süm- bülleri, nergisleri, kardelenleri toprağın üstüne yollar. Güller surat asmayı bırakır. Yoncalar azgın bir iştahla çiçeklerini çıka- rir. Papatyalar boy verir. • Kurak aylarda çeşme veya kuyu suyu kullanarak bahçe yeşil ve çiçekli tutulabilir. Burada su kit olduğu için benim seçimim bu değildir. Sadece ilkbahar yağmurlarıyla çıkacak mutlu ne- şeli şeyler ekerim ben. Doğaya karşı gelmek istemem. Bu ne- denle, harika çiçekleri olmasına ve karakterinde uyum soru- nu olmamasına rağmen Akdeniz'i bir türlü sevmeyen clema- tis, manolya gibi şeyler de dikmem. Acemilik yıllarımda yap- tim ve ödülüm son nefesini kucağımda veren bitkiler oldu. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? + () A) Aynı konuyu farklı üsluplarla açıklamaktadırlar. B) Bir hobi bağlamında kişisel farklılıkları vurgulamaktadırlar. Benzer iki konuyu sanatsal bir eğilimle ele almaktadırlar. Farklı bakış açılarının zenginlik olduğunu göstermektedirler. Okurlara iki farklı düşünceyi değerlendirme olanağı sunmak- tadırlar.

Y G 1 Y A Y 1 N E V 19) Ironi birçok bakımdan hicivden farklıdır. Hicvin tersi- ne ironide bir doğruluk, bir haklılık alanı yoktur. Ironi tam da doğruyla yanlışı ayıracak zeminin kayganlaş tığı an başlar. Bu yüzden hakikati temsil etmediğini düşünen özne sürekli yer değiştirir; önce bir değere dayanıp bir başkasını alaya alır, hemen ardından bir başkasına yaslanıp onunla alay eder. f Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Öznenin bireysel kabullerinin yanlışlandığı B) Doğrulara dair çelişkilerin yoğunlaştığı C) Gerçekliğe odaklanan anlayışların zayıfladığı DY Değişimin sürekli olarak egemen olduğu E) Doğru bilgiye ulaşacak ölçütlerin olmadığı

5. BENIM HU Akıllı adam hem kitapları hem de doğrudan doğruya hayatı okur. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakiler- den hangisidir? A) Kitap okumak bize birçok şey kazandırır. B) Akıllı insan kitap okuması gerektiğini bilir. C) Cahiller kitap okusa da bir fayda elde edemez. D) Yaşamı çözmeyi başaran ve okuyan insanlar zekidir. E) Hayatın gerçekleri kitaplarda yazanlardan çok farklıdır.

4. Yazmaya yeni başlayanlara, bu alanda yeterli deneyim kazanmamış olanlara bir önerim var: Önce Türkçenin kurallarını tanıyın, inceliklerini öğrenin, daha sonra dil oyunlarına başlayın. Düz yolda yürüme becerisini kazan- madan ip cambazlığına özenirseniz, vay halinize! Söz oyunlarına bolca yer vermenin, okurların anlatı- lanları anlamasını engellemesi

2. Okuduğumuz romanlar, öyküler yazınsallığın toprağında üretilmiş uydurmacalardır bir bakıma. Ne var ki okuma eyleminin doğasından gelen bir yönlendirmeyle unutuyo- ruz bunu. Okurken içinde bulunduğumuz ortamdan kopu- yor, yazınsal ürünlerin bize sunduğu dünyayı gerçek yaşa- mın üstüne çıkarıyoruz. Asıl gerçeğin okuduklarımız olduğuna inanma

8. Atasözlerinin çoğu mecaz anlam özelliği gösterse de kimi atasözleri gerçek anlamda kullanılırken kimileri de hem gerçek hem de mecaz anlama bağlı olarak yorumlanabilir. Buna göre aşağıdaki atasözleri anlam özellikleri bakımından ikişerli eşleştirildiğinde hangisi dışta kalır? A) Çömlekçi suyu saksıdan içer. B) Ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır. C) Dökme suyla değirmen dönmez. D) Rüzgârlı havanın kuytusu, yağmurlu havanın uykusu... E) Sarımsak yemedim ki ağzım koksun.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yoruma yer verilme- miştir? A İyilik ve kötülük kavramlarını insan ve doğa bağlamında ele alındığı bu eserde, herkesin anlayabileceği cümle- ler kullanmıştır. B) Romanda yer alan karakterler yazarının etrafında gö- rüp, gözlemlediği, hayatı okuyabilen kişilerdir. izleyicinin yaşamından kopuk olan ve onu anlatmayan bir film, ne kadar büyük bir bütçe ile yapılsa da başarılı olamaz. Anlatmak istediğini okuyucusuna daha etkili bir şekilde vermek istemiş olmalı ki bu yolu tercih etmis Korkularımızla baş etmenin yolu onlardan kaçmakla değil, korkuyla bir kahraman gibi göğüs göğüse müca- deleyle sağlanır.

1. Okumak, insanın fikir ve hayal dünyasını genişletir, zevklerini yükseltir. II. Edebî eserler hangi dilde yazılmışlarsa o dilin havasını taşır. III. Bütün gece yağan karın kapadığı yollar öğleye doğru ancak açıldı. IV. Kendini sürekli yenileyen, sürekli atılımlar yapan mell kişi gerçek sanatçıdır. V. Abdülhak Şinasi Hisar, anılardan beslenen birçok eser yazmıştır. Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde altı çizili sözcük gerçek anlamıyla kullanılmıştır? A) Yalnız I B) Yalnız II Q) Ill ye IV E) IV ve V C) I ve III

(1) Spielberg filmleri ne kadar duygusalsa Kubrick'inkiler de bir o kadar duygu yoksunudur. (II) Ancak filmlerinde duygu- lara yer vermemesi üzerinden olumsuz bir çıkarım yapmak söz konusu bile değil. (III) Filmlerin soğuk oluşu, Kubrick sinemasının en karakteristik özelliklerinden biridir. (IV) Bu, zaman zaman Kubrick karakterleriyle seyircisinin özdeşlik kurmasını, empati yapmasını zorlaştırır. (V) Dolayısıyla da Kubrick filmleri neden zor sorusuna verilebilecek cevaplar- dan birinin karakterler ile aramızdaki aşılmaz mesafe olduğu söylenebilir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 2 A) 1.de karşılaştırma yapılmıştır. B) II.de bir uyarı dile getirilmiştir. C) III.de yansız bir tutum sergilenmiştir. D) IV.de saptama yapılmıştır. E) V.de bir olasılıktan söz edilmiştir.

Her şeyde keşfedilmemiş bir taraf vardır. Gözlerimiz her şeyi biz- den öncekilerin zihnimizde bıraktığı hatıralarıyla görmeye alışık- tir. Hâlbuki en ufak bir şeyde bile meçhul bir taraf yer alır. İşte onu bulalım. Yanan bir ateşi veya ovadaki bir ağacı tasvir etmek için bu ateşin ya da ağacın önünde hiçbir ateşe veya ağaca benze- meyecek bir taraf buluncaya kadar duralım. İşte ---- budur. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi geti- rilmelidir? A) özgünlük D) özlülük B) açıklık E) yalınlık C) ulusallik

5. Japon mimar Shigeru Ban, mimarlığın çevreye ve insana karşı sorumluluğu konusundaki radikal yak- laşımlarıyla tanınmaktadır. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek kesin yargı aşağıdakilerin hangisinde verilmemiştir? A) Japon mimar Shigeru Ban, mimarlıkla uğraş- maktadır. ✔ B) Shigeru Ban, çevreye karşı duyarlı çalışmala- rıyla tanınmaktadır. C) Shigeru Ban'ın mimarlığın çevre ve insana kar- şı yükümlülükleriyle ilgili tutucu tavırları vardır. D) Mimari, Japon mimarının uğraş alanlarından bi- ridir. E) Mimar farklı konulardaki çarpıcı çalışmalarıyla adından söz ettirmiştir.

2) Aşağıdakilerden hangisi XIII. ve XIV. yy. Türk edebiyatının genel özelliklerinden biri değildir? A) Divan (klasik) edebiyatının ilk örnekleri bu yüzyıllarda görülür. B) Türkçe bu yüzyılda Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından resmî dil olarak ilan edilmiştir. C) Bu yüzyıllarda Türkçeye önem verilmiş ve yazılan eserler tercüme değil telif olarak verilmiştir. D) Dinî ve tasavvufi edebiyat bu yüzyılda ağır basar; öte yandan klasik (divan) edebiyatta gelişme başlar. E) Anadolu'da Beylikler Dönemi ve Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarına rastlayan bu dönemde Mevlana, Yunus Emre gibi şairler tekke-tasavvuf edebiyatını geliştirmiştir. www.sinavyayin.com 5 D) E) A: g A E G C