Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Düşünceyi Geliştirme Yolları Soruları

35.34111OT TORRE
15. Müzik kültürü açısından çok sesli bir yapısı bulunan
Anadolu toprakları, farklı müzikal renk ve ifadelerin
muhteşem örneklerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Farklı müzikal kültürlerin iç içe geçerek aynı kültürel
potada eritilmesi sonucunda ortaya çıkan özel müzik
kültürü, tam olarak hem Anadolu'nun hem de Anadolu
insanının kimliğini gösterir hâle gelmiştir. Bu müzikal
renkler, kimi zaman toplumsal acı veya eğlencelerin dışa
aktarımında kimi zaman da insanın en kıymetli hislerinin
belirmesinde ön sırada yer almıştır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
vardır?
A) Karşılaştırma B) Tartışma
D) Betimleme
C) Örnekleme
E) Benzetme
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
35.34111OT TORRE 15. Müzik kültürü açısından çok sesli bir yapısı bulunan Anadolu toprakları, farklı müzikal renk ve ifadelerin muhteşem örneklerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Farklı müzikal kültürlerin iç içe geçerek aynı kültürel potada eritilmesi sonucunda ortaya çıkan özel müzik kültürü, tam olarak hem Anadolu'nun hem de Anadolu insanının kimliğini gösterir hâle gelmiştir. Bu müzikal renkler, kimi zaman toplumsal acı veya eğlencelerin dışa aktarımında kimi zaman da insanın en kıymetli hislerinin belirmesinde ön sırada yer almıştır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi vardır? A) Karşılaştırma B) Tartışma D) Betimleme C) Örnekleme E) Benzetme
fedayised ephist
Burası, Ankara'ya iki gün öte, ana yollardan aykırı küçücük
bir kasabaydı. Iki gün bitmez tükenmez yokuşlar çıkılarak bin
yorgunlukla gücü tükenmiş ve ezilmiş durumda gelindiği hal-
de orada ne oturulacak bir kabave, ne yatacak bir han bulunur;
şu çıplak kuru memlekete varmak için neden bu kadar yollar
aşılıp güçlükler çekildiğini insan bir türlü anlamazdı. Soğuk,
barınılmaz bir kışı; susuz, dayanılmaz bir yazı vardı.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
be
B) Benzetme yapma
Pekiştirmeye başvurma
Betimlemede bulunma
Ikileme kullanma
Çoğullaştırmalara yer verme
a
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
fedayised ephist Burası, Ankara'ya iki gün öte, ana yollardan aykırı küçücük bir kasabaydı. Iki gün bitmez tükenmez yokuşlar çıkılarak bin yorgunlukla gücü tükenmiş ve ezilmiş durumda gelindiği hal- de orada ne oturulacak bir kabave, ne yatacak bir han bulunur; şu çıplak kuru memlekete varmak için neden bu kadar yollar aşılıp güçlükler çekildiğini insan bir türlü anlamazdı. Soğuk, barınılmaz bir kışı; susuz, dayanılmaz bir yazı vardı. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? be B) Benzetme yapma Pekiştirmeye başvurma Betimlemede bulunma Ikileme kullanma Çoğullaştırmalara yer verme a
BV TAVAS Ad
Ben çok küçükken, yani çocukların itfaiyeci ya da pilot olmak
istedikleri dönemde, büyüyünce bir şey icat etmek ya da bir
şey keşfetmek isterdim. Bu nedenle de idealim, bir makine icat
edebilmek için makine mühendisi ya da bir ilaç keşfedebilmek
için biyolog falan olmaktı. Sanıyorum, bu isteğimin arka planin-
da, insanlığa hizmet ederek tarihe geçmek arzusu vardı. Bunu,
biraz bilinçlenince daha iyi anladım.
isively
Yukarıdaki paragrafta aşağıdaki anlatım biçimlerinden
hangisi ağır basmaktadır?
A) Açıklama
Betimleme
B) Tartışma
E) Benzetme
Öyküleme
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
BV TAVAS Ad Ben çok küçükken, yani çocukların itfaiyeci ya da pilot olmak istedikleri dönemde, büyüyünce bir şey icat etmek ya da bir şey keşfetmek isterdim. Bu nedenle de idealim, bir makine icat edebilmek için makine mühendisi ya da bir ilaç keşfedebilmek için biyolog falan olmaktı. Sanıyorum, bu isteğimin arka planin- da, insanlığa hizmet ederek tarihe geçmek arzusu vardı. Bunu, biraz bilinçlenince daha iyi anladım. isively Yukarıdaki paragrafta aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır? A) Açıklama Betimleme B) Tartışma E) Benzetme Öyküleme
1) Aşağıdakilerin hangisi Türkçenin ses özelliklerinden değildir?
a) Kalın ünlüleri kalınlar, ince ünlüleri inceler takip eder.
b) Türkçe sözcüklerde düz ünlüleri, yuvarlak ünlüler takip eder.
c) Türkçe sözcüklerde iki ünlü harf yan yana bulunmaz.
C) Türkçe sözcüklerin köklerinde ikiz ünsüz bulunmaz.
e) Kelime sonunda "b, c, d, g, ğ" sesleri bulunmaz.
ninni
2) Aşağıdakilerin hangisinde ünsüz türemesi ve ünsüz benzeşmesi
aynı sözcükte olmuştur?
a) Zannederim işimiz akşama biter.
b) Bilim çevreleri öne sürülen iddiayı reddetti.
Karşı takımın taraftarları bizi dostça karşıladı.
Yakınlarınızdan birini kaybettiğinizi duyduk.
e) Bütün gün oturmaktan sıkılmıştı.
SES BİLGİSİ 1. TEST
8) U
E
3) Küçük Betül iki ailenin de biricik torunu idi.
Altı çizili sözcükteki ses olayı aşağıdakilerin hangisinde vardır?
Küçük kız, annesinin yanağına bir öpücük kondurdu.
b) Güneşin ilk ışıkları ile pazar yeri hareketlenmişti.
c) Bu gencecik insanların çalışmaması canımızı sıkıyordu.
d) Tavadaki balıkların iyice kızarmasını istiyordu.
e) Ufacık bir sorunu iki haftadır çözemedik.
pekiştirm
ünlü kaybına uğramış bir
B
a
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
1) Aşağıdakilerin hangisi Türkçenin ses özelliklerinden değildir? a) Kalın ünlüleri kalınlar, ince ünlüleri inceler takip eder. b) Türkçe sözcüklerde düz ünlüleri, yuvarlak ünlüler takip eder. c) Türkçe sözcüklerde iki ünlü harf yan yana bulunmaz. C) Türkçe sözcüklerin köklerinde ikiz ünsüz bulunmaz. e) Kelime sonunda "b, c, d, g, ğ" sesleri bulunmaz. ninni 2) Aşağıdakilerin hangisinde ünsüz türemesi ve ünsüz benzeşmesi aynı sözcükte olmuştur? a) Zannederim işimiz akşama biter. b) Bilim çevreleri öne sürülen iddiayı reddetti. Karşı takımın taraftarları bizi dostça karşıladı. Yakınlarınızdan birini kaybettiğinizi duyduk. e) Bütün gün oturmaktan sıkılmıştı. SES BİLGİSİ 1. TEST 8) U E 3) Küçük Betül iki ailenin de biricik torunu idi. Altı çizili sözcükteki ses olayı aşağıdakilerin hangisinde vardır? Küçük kız, annesinin yanağına bir öpücük kondurdu. b) Güneşin ilk ışıkları ile pazar yeri hareketlenmişti. c) Bu gencecik insanların çalışmaması canımızı sıkıyordu. d) Tavadaki balıkların iyice kızarmasını istiyordu. e) Ufacık bir sorunu iki haftadır çözemedik. pekiştirm ünlü kaybına uğramış bir B a
a
Sistemli Paragraf
7. Karşımdan insanlar geliyor, arkamdan insanlar
geliyor. Arkamdan yürüyenler nihayet beni geçiyorlar,
karşımdan gelenlerin bazılarıyla bir an bakışıyoruz;
bazıları beni görmüyorlar, benim de görmediklerim
oluyor; bana sürtünenler, çarpanlar oluyor. Erkekler,
kadınlar, uzun boylular, kısa boylular, yaşlılar, gençler,
güzeller, çirkinler, zenginler, fakirler... Kocalı kadınlar,
henüz nişanlılar, yalnızlar, kolunda sevgilisi olanlar,
anneleri yanında yürüyen küçük çocuklar var. Cahit
Sıtkı'nın, bir şiirinde "gün hazinesi" dediği bacaklarını
uzun konçlu şosonlarda hapsetmiş, bir ömür hazinesi
genç kızlar var. Yalınayak çocuklar da var. Ayakları
muhafazalıların arasında seğirtip gazete satmaya
çalışıyorlar. Fakat ayakları üşümüyor gibi, herhâlde
alışmışlardır, diyorum. Hem onlar da kunduralılardan
daha az mesut görünmüyorlar.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
B) Sayıp dökmelere yer verilmiştir.
C) Tanık göstermeden yararlanılmıştır.
D) Öyküleme yapılmıştır.
E) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
a Sistemli Paragraf 7. Karşımdan insanlar geliyor, arkamdan insanlar geliyor. Arkamdan yürüyenler nihayet beni geçiyorlar, karşımdan gelenlerin bazılarıyla bir an bakışıyoruz; bazıları beni görmüyorlar, benim de görmediklerim oluyor; bana sürtünenler, çarpanlar oluyor. Erkekler, kadınlar, uzun boylular, kısa boylular, yaşlılar, gençler, güzeller, çirkinler, zenginler, fakirler... Kocalı kadınlar, henüz nişanlılar, yalnızlar, kolunda sevgilisi olanlar, anneleri yanında yürüyen küçük çocuklar var. Cahit Sıtkı'nın, bir şiirinde "gün hazinesi" dediği bacaklarını uzun konçlu şosonlarda hapsetmiş, bir ömür hazinesi genç kızlar var. Yalınayak çocuklar da var. Ayakları muhafazalıların arasında seğirtip gazete satmaya çalışıyorlar. Fakat ayakları üşümüyor gibi, herhâlde alışmışlardır, diyorum. Hem onlar da kunduralılardan daha az mesut görünmüyorlar. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Karşılaştırmaya başvurulmuştur. B) Sayıp dökmelere yer verilmiştir. C) Tanık göstermeden yararlanılmıştır. D) Öyküleme yapılmıştır. E) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
od
8
9.
Tanpınar modern bir nesrin ve şiirin peşindedir. Bu türle-
ve
dönüşümlerine duyar
rin dünyadaki seyrine, gelişim
li bir yapı kurmak ister. Türkiye'deki seyirle çok ilgilendi-
ği söylenemez; çünkü Batıda daha karmaşık, daha ileri
farkındadır. Ömrünün sonuna kadar bu Batılı kaynakla-
ve nihayet daha üst bir estetik düzeyde eser verildiğinin
ri esas alan ancak bir o kadar da kişisel olan bir esteti-
ği kurmanın mücadelesini vermiş; kendi üslubunun pe-
şine düşmüştür. Tanpınar'ın üslûbunun temelini şiirsellik
oluşturur. Eşyaya yeni bir gözle bakabilmek, alışılagel-
mişin dışında benzerlikler kurmak, eşyayla insan arasın-
da karşılıklı aktarımlar yapmak; dili, çoğunlukla şiirlerde
rastgeldiğimiz imge ve çağrışımlar kullanmak ve eşyayı
algılayışımıza yön veren temel şemaları eğip bükmek su-
retiyle kırılmaya uğratmak, yenileştirmek ve nihayet ye-
niden kurmak, peşinde olduğu üslubun öne çıkan yapı-
cılarıdır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
basmaktadır?
A) Tartışmacı anlatım
B) Düşsel anlatım
C) Öyküleyici anlatım
D) Betimleyici anlatım
E) Açıklayıcı anlatım
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
od 8 9. Tanpınar modern bir nesrin ve şiirin peşindedir. Bu türle- ve dönüşümlerine duyar rin dünyadaki seyrine, gelişim li bir yapı kurmak ister. Türkiye'deki seyirle çok ilgilendi- ği söylenemez; çünkü Batıda daha karmaşık, daha ileri farkındadır. Ömrünün sonuna kadar bu Batılı kaynakla- ve nihayet daha üst bir estetik düzeyde eser verildiğinin ri esas alan ancak bir o kadar da kişisel olan bir esteti- ği kurmanın mücadelesini vermiş; kendi üslubunun pe- şine düşmüştür. Tanpınar'ın üslûbunun temelini şiirsellik oluşturur. Eşyaya yeni bir gözle bakabilmek, alışılagel- mişin dışında benzerlikler kurmak, eşyayla insan arasın- da karşılıklı aktarımlar yapmak; dili, çoğunlukla şiirlerde rastgeldiğimiz imge ve çağrışımlar kullanmak ve eşyayı algılayışımıza yön veren temel şemaları eğip bükmek su- retiyle kırılmaya uğratmak, yenileştirmek ve nihayet ye- niden kurmak, peşinde olduğu üslubun öne çıkan yapı- cılarıdır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Tartışmacı anlatım B) Düşsel anlatım C) Öyküleyici anlatım D) Betimleyici anlatım E) Açıklayıcı anlatım
5. Kapının sağ tarafında bazısı giyimli, birtakımı da gece-
lik entarileri, şam hırkaları ile dört beş kişi, Istanbul'un
son büyük zelzelesinden konuşuyorlardı. Gümrük ara-
cılarından Faik Efendi, kırk beş yaşlarında, uzun kara
bıyıklı, esmer bir adam. Ayağının birini altına alarak,
kaşlarını yukarı aşağı oynatarak anlatıyor:
"Ben" diyor, "Hareket olurken Eminönü'ndeydim. Fey-
zi Bey, Allah sizi inandırsın, o Yenicami minareleri yok
mu birbirine dokunuyor ayrılıyor, dokunuyor ayrılıyor, o
kaldırım taşları sanki su içinde fasulye kaynar gibi böy-
le kaynıyordu. Tramvay beygirlerine baktım, ayaklarını
açmışlar oldukları yerde duruyorlar. O mavnalarda ne
kadar yemiş varsa hepsi dansa kalkmış. Herkes köprü-
ye koştu, ben de koştum. Köprünün üstüne gelen yığıl-
dı, hilafsız beş yüz bin kişi vardı."
(Pazarlık - Memduh Şevket Esendal)
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine
başvurulmamıştır?
A) Sade dil
B) Abartma
D) Diyalog
C) Betimleme
E) Bilinç akışı
17.Kana
jik k
kaba
baş
Bu
sig
A)
9
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
5. Kapının sağ tarafında bazısı giyimli, birtakımı da gece- lik entarileri, şam hırkaları ile dört beş kişi, Istanbul'un son büyük zelzelesinden konuşuyorlardı. Gümrük ara- cılarından Faik Efendi, kırk beş yaşlarında, uzun kara bıyıklı, esmer bir adam. Ayağının birini altına alarak, kaşlarını yukarı aşağı oynatarak anlatıyor: "Ben" diyor, "Hareket olurken Eminönü'ndeydim. Fey- zi Bey, Allah sizi inandırsın, o Yenicami minareleri yok mu birbirine dokunuyor ayrılıyor, dokunuyor ayrılıyor, o kaldırım taşları sanki su içinde fasulye kaynar gibi böy- le kaynıyordu. Tramvay beygirlerine baktım, ayaklarını açmışlar oldukları yerde duruyorlar. O mavnalarda ne kadar yemiş varsa hepsi dansa kalkmış. Herkes köprü- ye koştu, ben de koştum. Köprünün üstüne gelen yığıl- dı, hilafsız beş yüz bin kişi vardı." (Pazarlık - Memduh Şevket Esendal) Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmamıştır? A) Sade dil B) Abartma D) Diyalog C) Betimleme E) Bilinç akışı 17.Kana jik k kaba baş Bu sig A) 9
6. Ünlü bir düşünür, ünlü bir önermesinde şöyle der:
"Fotoğraflar yalan söyler çünkü hayat hiçbir zaman
durmaz." Ben aksini düşünüyorum. Benim gibi düşü-
nen bir başka sanatçı da şöyle diyor: "Fotoğraflar yalan
söylemez çünkü fotoğraflar zamanın aktığının belge-
sidir." Neden fotoğraf, neden hayat? Yanıtı basit: Var
olduğumuz kentin yaşadığını belgelemek. Bir önceki
yazımda, henüz "kent kültürü" kavramının anlamını
çözemediğimizi dile getirmiş, İstanbul'un ve insanının
bu kavrama sahip çıkması gerektiğini vurgulamıştım.
Bu mantık bizi, okurlarımızın, kentin yaşadığını göste-
ren küçük anları belgeledikleri fotoğraflarını yayımla-
maya kadar götürdü. Sonuçta okur fotoğraflarını yayım-
lamak, sandığınızdan daha derin bir iş olarak çıktı
karşımıza.
Bu parçanın anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden han-
gisi söylenemez?
A) Hikaye edici bir anlatım kullanılmıştır.
B) Benzetmeye yer verilmiştir.
Kanilar nedenleri ile açıklanmıştır.
D) Konuşma havası içinde yazılmıştır.
Alıntı yapılmıştır.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
6. Ünlü bir düşünür, ünlü bir önermesinde şöyle der: "Fotoğraflar yalan söyler çünkü hayat hiçbir zaman durmaz." Ben aksini düşünüyorum. Benim gibi düşü- nen bir başka sanatçı da şöyle diyor: "Fotoğraflar yalan söylemez çünkü fotoğraflar zamanın aktığının belge- sidir." Neden fotoğraf, neden hayat? Yanıtı basit: Var olduğumuz kentin yaşadığını belgelemek. Bir önceki yazımda, henüz "kent kültürü" kavramının anlamını çözemediğimizi dile getirmiş, İstanbul'un ve insanının bu kavrama sahip çıkması gerektiğini vurgulamıştım. Bu mantık bizi, okurlarımızın, kentin yaşadığını göste- ren küçük anları belgeledikleri fotoğraflarını yayımla- maya kadar götürdü. Sonuçta okur fotoğraflarını yayım- lamak, sandığınızdan daha derin bir iş olarak çıktı karşımıza. Bu parçanın anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Hikaye edici bir anlatım kullanılmıştır. B) Benzetmeye yer verilmiştir. Kanilar nedenleri ile açıklanmıştır. D) Konuşma havası içinde yazılmıştır. Alıntı yapılmıştır.
ANLATIM BİÇİMLERİ VE DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YC
1.
Boğaziçi'nde özellikle sularla ışıkların oyunları esrarlı
bir canlılıktadır. Yalıların Boğaz'ı seyretmeye ayrılmış
ön odalarında, sulara çarpan ışıkların içeriye sıçramış
akisleriyle birdenbire oda duvarının bir parçası bir vücu-
dun derisi gibi ürpermeye ve başımızın üstünde, tava-
nın bir parçası, bir nehrin altın sularıyla akmaya başlar.
Karada temelleri üstünde sabit duran yalılar, sularda
başları aşağıda, temelleri havada yüzmeye koyulur.
Yosun kokulu kayıkhaneler, denizin mırıldanan sularını,
yalının bir kısmı zemin kat odalarının altlarına getirir.
Arada bir, küçük dalgaların kâh gülüştükleri kâh ağlaş-
tıkları duyulur.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
A) İnsan dışındaki varlığa insana özgü nitelikler veril-
miştir.
B) Betimleyici bir yol izlenmiştir.
CDevrik cümleler kullanılmıştır.
D) Söyleyişe yorum katılmıştır.
E) Birden çok duyudan yararlanılmıştır.
3.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
ANLATIM BİÇİMLERİ VE DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YC 1. Boğaziçi'nde özellikle sularla ışıkların oyunları esrarlı bir canlılıktadır. Yalıların Boğaz'ı seyretmeye ayrılmış ön odalarında, sulara çarpan ışıkların içeriye sıçramış akisleriyle birdenbire oda duvarının bir parçası bir vücu- dun derisi gibi ürpermeye ve başımızın üstünde, tava- nın bir parçası, bir nehrin altın sularıyla akmaya başlar. Karada temelleri üstünde sabit duran yalılar, sularda başları aşağıda, temelleri havada yüzmeye koyulur. Yosun kokulu kayıkhaneler, denizin mırıldanan sularını, yalının bir kısmı zemin kat odalarının altlarına getirir. Arada bir, küçük dalgaların kâh gülüştükleri kâh ağlaş- tıkları duyulur. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) İnsan dışındaki varlığa insana özgü nitelikler veril- miştir. B) Betimleyici bir yol izlenmiştir. CDevrik cümleler kullanılmıştır. D) Söyleyişe yorum katılmıştır. E) Birden çok duyudan yararlanılmıştır. 3.
İnsanoğlu düşünen bir varlıktır, yaratılışı gereği düşün-
me gereği duyar. Ama pek sevmez düşünmeyi, korkar
düşünmekten. Nasıl korkmasın? Düşünmek, yorucu
olmakla kalmaz, şaşırtıverir kişiyi, türlü şüphelere
götürür.Bir kez düşünmeye başladınız mı kolay kolay
kesip atamazsınız. Yüzyıllar boyunca ortaya atılmış
birbirine uymaz, birbirini çürütür bütün iddiaların doğru
birer görgüsüne, bir gözlemine dayanır; nerelerin ni-
çin yanlış olduğunu da bir anda göremezsiniz. Hangi-
sini seçeceksiniz? Hepsinin de hem bir çekiciliği hem
de bir iticiliği vardır.
Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi olma-
lıdır?
A) Düşünmek ve Seçmek
Düşünmenth Zorluğu ve Sonuçları
C) Düşünmek Insana Özgüdür
D) Düşünce Özgürlüğü
E) Düşünen Varlık İnsan
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
İnsanoğlu düşünen bir varlıktır, yaratılışı gereği düşün- me gereği duyar. Ama pek sevmez düşünmeyi, korkar düşünmekten. Nasıl korkmasın? Düşünmek, yorucu olmakla kalmaz, şaşırtıverir kişiyi, türlü şüphelere götürür.Bir kez düşünmeye başladınız mı kolay kolay kesip atamazsınız. Yüzyıllar boyunca ortaya atılmış birbirine uymaz, birbirini çürütür bütün iddiaların doğru birer görgüsüne, bir gözlemine dayanır; nerelerin ni- çin yanlış olduğunu da bir anda göremezsiniz. Hangi- sini seçeceksiniz? Hepsinin de hem bir çekiciliği hem de bir iticiliği vardır. Bu parçanın başlığı aşağıdakilerden hangisi olma- lıdır? A) Düşünmek ve Seçmek Düşünmenth Zorluğu ve Sonuçları C) Düşünmek Insana Özgüdür D) Düşünce Özgürlüğü E) Düşünen Varlık İnsan
2. Her edebî metnin, içinde oluştuğu tarihî bir dönem vardır
ve edebî metinlerin hepsinde bu tarihî dönemlerin izlerini
görmek mümkündür. Edebî metinleri doğru
yorumlayabilmek için o dönemin tarihî olaylarını iyi bilmek
gerekir. Çünkü bazı edebî metinler, konusunu tamamen
tarihî gerçeklerden almaktadır. Bu tür metinler, tarihe ışık
tutabilir. Göktürk Kitabeleri'nde -söylevler de dâhil olmak
üzere- yer alan metinler; Türklerle Çinliler arasındaki
mücadele ve ilişkileri, Türklerin yaşayışları, savaş
stratejileri, gelenek ve görenekleri hakkında bilgiler
vermek suretiyle tarih bilimine kaynaklık etmektedir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
vardır?
A) Öyküleme B) Örneklendirme C) Tanık gösterme
D) Tanımlama
E) Karşılaştırma
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
2. Her edebî metnin, içinde oluştuğu tarihî bir dönem vardır ve edebî metinlerin hepsinde bu tarihî dönemlerin izlerini görmek mümkündür. Edebî metinleri doğru yorumlayabilmek için o dönemin tarihî olaylarını iyi bilmek gerekir. Çünkü bazı edebî metinler, konusunu tamamen tarihî gerçeklerden almaktadır. Bu tür metinler, tarihe ışık tutabilir. Göktürk Kitabeleri'nde -söylevler de dâhil olmak üzere- yer alan metinler; Türklerle Çinliler arasındaki mücadele ve ilişkileri, Türklerin yaşayışları, savaş stratejileri, gelenek ve görenekleri hakkında bilgiler vermek suretiyle tarih bilimine kaynaklık etmektedir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi vardır? A) Öyküleme B) Örneklendirme C) Tanık gösterme D) Tanımlama E) Karşılaştırma
18. Karşımdakinden sıkıldım mı okuma gözlüğümü çıkarıp
takıyorum, adam gözümde uzaklaşıp gidiyor. Sağ kula-
ğım duymadığı için başımı yarım sola çevirdim mi artık
onun söylediklerini de duymuyorum. Böylece çaktırma-
dan yalnızlığıma kavuşuyorum. Yalnızlık iyi bir şey mi,
diye soracaksınız. Bu yaşıma geldim, kesin cevabını
bulamadım. Yıllar önce bir gün Kadıköy'den Çamlıca'ya
kadar yürümüştüm. Yürürken bir de baktım Haldun Taner
gazetesini okuya okuya önüm sıra yürüyor. Ona bu konu-
yu açtığımda yalnızlığın hüznünü hiç sevmediğini söyledi
bana. Yalnızlığın hüznünü ben de sevdim hep. Ama yal-
nızlığın iyi mi kötü mü olduğuna hâlâ karar veremedim.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine
başvurulmuştur?
A) Diyaloğa
B) Monoloğa
C) Tanık göstermeye
D) Kişileştirmeye
7
Hareket tasvirine
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
18. Karşımdakinden sıkıldım mı okuma gözlüğümü çıkarıp takıyorum, adam gözümde uzaklaşıp gidiyor. Sağ kula- ğım duymadığı için başımı yarım sola çevirdim mi artık onun söylediklerini de duymuyorum. Böylece çaktırma- dan yalnızlığıma kavuşuyorum. Yalnızlık iyi bir şey mi, diye soracaksınız. Bu yaşıma geldim, kesin cevabını bulamadım. Yıllar önce bir gün Kadıköy'den Çamlıca'ya kadar yürümüştüm. Yürürken bir de baktım Haldun Taner gazetesini okuya okuya önüm sıra yürüyor. Ona bu konu- yu açtığımda yalnızlığın hüznünü hiç sevmediğini söyledi bana. Yalnızlığın hüznünü ben de sevdim hep. Ama yal- nızlığın iyi mi kötü mü olduğuna hâlâ karar veremedim. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur? A) Diyaloğa B) Monoloğa C) Tanık göstermeye D) Kişileştirmeye 7 Hareket tasvirine
20. Çalakalem yazılarla bir yere varamayacağını bilmiyor.
Çığır açmak istiyorsa çok çalışıp çok yazmalı. Sanat-
ta bağnazlık insanı bir yere götürmez. Beylik söyleyiş-
lerden uzak durmalı. Albenisi yüksek bir sanat peşinde
koşmalı. Son bir tavsiye egodan uzak ve alçak gönüllü
olmalı.
Bu parçadaki altı çizili söz öbeklerinde aşağıdaki-
lerden hangisi anlatılmak istenmemiştir?
B) Çekici
C) Özensiz
D) Basmakalıp E Tutuculuk
A) Nezaketli
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
20. Çalakalem yazılarla bir yere varamayacağını bilmiyor. Çığır açmak istiyorsa çok çalışıp çok yazmalı. Sanat- ta bağnazlık insanı bir yere götürmez. Beylik söyleyiş- lerden uzak durmalı. Albenisi yüksek bir sanat peşinde koşmalı. Son bir tavsiye egodan uzak ve alçak gönüllü olmalı. Bu parçadaki altı çizili söz öbeklerinde aşağıdaki- lerden hangisi anlatılmak istenmemiştir? B) Çekici C) Özensiz D) Basmakalıp E Tutuculuk A) Nezaketli
12. Ece Ayhan bir dizesinde: "Anlatmak diye bir şey
yoktur burada." der. Gerçekten de anlatmayan bir
şiirdir onun şiiri. Ece, ortaya görüntüyü atan, bu
görüntüyü netliğe kavuşturmadan çekip giden,
ortadan kaybolan birisidir. Bir tablonun, resmin-
önünde onun size anlatılmasını istemek, ressamı
ve eleştirmeni buna zorlamak ne oranda olumluy-
sa Ece'nin şiirini de bu yönteme yanaştırmak o
oranda olumludur.
Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden
hangisidir?
z
A) Öyküleme
B) Açıklama
C) Tartışma
D) Betimleme
E) Tanık gösterme
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
12. Ece Ayhan bir dizesinde: "Anlatmak diye bir şey yoktur burada." der. Gerçekten de anlatmayan bir şiirdir onun şiiri. Ece, ortaya görüntüyü atan, bu görüntüyü netliğe kavuşturmadan çekip giden, ortadan kaybolan birisidir. Bir tablonun, resmin- önünde onun size anlatılmasını istemek, ressamı ve eleştirmeni buna zorlamak ne oranda olumluy- sa Ece'nin şiirini de bu yönteme yanaştırmak o oranda olumludur. Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? z A) Öyküleme B) Açıklama C) Tartışma D) Betimleme E) Tanık gösterme
4.
Montaigne'in yalnızlık üzerine bir denemesi vardır. Bir dükkan-
dan bahseder. Gündelik hayatın gürültüleriyle dolu, alışverişle
yüklü bir dükkân... Ve biz oradan oraya koşan, gün boyu müş-
terilerle ilgilenen bir tezgâhtarız. Ama gün boyu o dükkanın kar-
maşası bizi mutlu etmeye yeter mi? Hayır! Dükkânın arka tarafın-
da tamamen bize ait küçük bir oda olmalı. Zaman zaman oraya
sığınmalı, orada kendi kendimizle konuşmalı, dinlenmeli, düşü-
nebilmeliyiz. Orası bir kurtuluştur, kişinin, kendi kendisiyle baş
başa kalmasıdır. İşte şiir denince böyle kalabalık bir dükkânın
arkasındaki o küçük, tenha odayı getiriyorum gözlerimin önü-
ne, bence şiir o odadır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır bas-
maktadır?
A) Karşılaştırma
C) Tanık gösterme
Genelleme
B) Benzetme
D) Tanımlama
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
4. Montaigne'in yalnızlık üzerine bir denemesi vardır. Bir dükkan- dan bahseder. Gündelik hayatın gürültüleriyle dolu, alışverişle yüklü bir dükkân... Ve biz oradan oraya koşan, gün boyu müş- terilerle ilgilenen bir tezgâhtarız. Ama gün boyu o dükkanın kar- maşası bizi mutlu etmeye yeter mi? Hayır! Dükkânın arka tarafın- da tamamen bize ait küçük bir oda olmalı. Zaman zaman oraya sığınmalı, orada kendi kendimizle konuşmalı, dinlenmeli, düşü- nebilmeliyiz. Orası bir kurtuluştur, kişinin, kendi kendisiyle baş başa kalmasıdır. İşte şiir denince böyle kalabalık bir dükkânın arkasındaki o küçük, tenha odayı getiriyorum gözlerimin önü- ne, bence şiir o odadır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır bas- maktadır? A) Karşılaştırma C) Tanık gösterme Genelleme B) Benzetme D) Tanımlama
uları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Bir kafese beş maymun koyarlar. Ortaya bir merdiven
ve tepesine de iple bağlı bir salkım muz asarlar. Her
bir maymun merdivene çıkıp muza ulaşmak istediğinde
dışarıdan üzerine soğuk su sıkarlar. Her maymun aynı
denemeye giriştiğinde buz gibi soğuk su ile ıslatılır. Bü-
tün maymunlar bu denemeler sonunda islanmayı tec-
rübe etmiş olur. Bir süre sonra muzlara hareketlenen
maymunlar diğerleri tarafından engellenir. Suyu kapa-
tip maymunlardan biri dışarı alınır, yerine yeni bir may-
mun konur. Yeni maymunun ilk yaptığı iş muzlara ulaş-
mak için merdivene tırmanmak olur. Fakat diğer dört
maymun buna izin vermez ve yeni maymunu döver.
Daha sonra islanmış maymunlardan biri daha kafesten
alınır ve yerine yeni bir maymun konur. Ve merdivene
ilk yaptığı atakta dayak yer. Bu ikinci yeni maymunu
en şiddetli ve istekli döven ilk yeni maymundur. Islak
maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Üçüncü yeni
gelen maymunda ilk atağında cezalandırılır. İlk gelen
iki maymunun yeni geleni niye dövdükleri konusunda
bir fikirleri yoktur ama dövmektedirler. Son olarak da
kafesteki islanan son maymun olan dördüncü ve beşin-
ci de değiştirilir. Tepelerinde bir salkım muz asılı olduğu
halde artık hiçbir maymun merdivene yaklaşıp muzları
almak için hamle yapamamaktadır.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
uları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bir kafese beş maymun koyarlar. Ortaya bir merdiven ve tepesine de iple bağlı bir salkım muz asarlar. Her bir maymun merdivene çıkıp muza ulaşmak istediğinde dışarıdan üzerine soğuk su sıkarlar. Her maymun aynı denemeye giriştiğinde buz gibi soğuk su ile ıslatılır. Bü- tün maymunlar bu denemeler sonunda islanmayı tec- rübe etmiş olur. Bir süre sonra muzlara hareketlenen maymunlar diğerleri tarafından engellenir. Suyu kapa- tip maymunlardan biri dışarı alınır, yerine yeni bir may- mun konur. Yeni maymunun ilk yaptığı iş muzlara ulaş- mak için merdivene tırmanmak olur. Fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu döver. Daha sonra islanmış maymunlardan biri daha kafesten alınır ve yerine yeni bir maymun konur. Ve merdivene ilk yaptığı atakta dayak yer. Bu ikinci yeni maymunu en şiddetli ve istekli döven ilk yeni maymundur. Islak maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Üçüncü yeni gelen maymunda ilk atağında cezalandırılır. İlk gelen iki maymunun yeni geleni niye dövdükleri konusunda bir fikirleri yoktur ama dövmektedirler. Son olarak da kafesteki islanan son maymun olan dördüncü ve beşin- ci de değiştirilir. Tepelerinde bir salkım muz asılı olduğu halde artık hiçbir maymun merdivene yaklaşıp muzları almak için hamle yapamamaktadır.