Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Düşünceyi Geliştirme Yolları Soruları

9
3.
Modern çağ, müşkül meseleler çağı. Sürecin zorlu-
ğundan ziyade giriftliği daha fazla başımızı ağrıtıyor
sanki. Bugünün insanının muhatap kaldığı problem- U-3
ler, insanlık tarihi boyunca görülmemiş karışıklıkta.
Bu karışıklıktan dolayı aydın sayısında da bir patla-
ma var. Yani bireysel ve toplumsal anlamda problem
çok olunca tespitçi "aydın" da çok oluyor.
Bu parçada altı çizili sözü anlamca karşılayabi-
lecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde var-
dır?
A) Kitapla, kalemle geçirdiğin vakitleri daha başka
nerede geçirmek istersin, sorusu cevaplaması
hayli zor bir soru benim için.
B) Edebiyatımızda yabancılaşmanın yoğun bir şe-
kilde işlenmesiyle ters orantılı olarak dostluk gibi
bir olgu da oldukça az ele alınıyor.
C) Bir edebiyatçı olarak "Eleştirilere her zaman açı-
ğım." diyebilmeyi çok istesem de maalesef eleş-
tiriye çok da tahammüllü değilim.
D) Hikâyecinin elbette didaktik olmak gibi bir önce-
liği olamaz ama öykülerin içine yedirilmiş öğreti-
ciliği de önemli hatta gerekli buluyorum.
A
A
E) Resimde, müzikte, sinemada anlam alanı bulan
minimal yaklaşım; bir süredir öyküde de yaygın
bir şekilde tercih ediliyor.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
9 3. Modern çağ, müşkül meseleler çağı. Sürecin zorlu- ğundan ziyade giriftliği daha fazla başımızı ağrıtıyor sanki. Bugünün insanının muhatap kaldığı problem- U-3 ler, insanlık tarihi boyunca görülmemiş karışıklıkta. Bu karışıklıktan dolayı aydın sayısında da bir patla- ma var. Yani bireysel ve toplumsal anlamda problem çok olunca tespitçi "aydın" da çok oluyor. Bu parçada altı çizili sözü anlamca karşılayabi- lecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde var- dır? A) Kitapla, kalemle geçirdiğin vakitleri daha başka nerede geçirmek istersin, sorusu cevaplaması hayli zor bir soru benim için. B) Edebiyatımızda yabancılaşmanın yoğun bir şe- kilde işlenmesiyle ters orantılı olarak dostluk gibi bir olgu da oldukça az ele alınıyor. C) Bir edebiyatçı olarak "Eleştirilere her zaman açı- ğım." diyebilmeyi çok istesem de maalesef eleş- tiriye çok da tahammüllü değilim. D) Hikâyecinin elbette didaktik olmak gibi bir önce- liği olamaz ama öykülerin içine yedirilmiş öğreti- ciliği de önemli hatta gerekli buluyorum. A A E) Resimde, müzikte, sinemada anlam alanı bulan minimal yaklaşım; bir süredir öyküde de yaygın bir şekilde tercih ediliyor.
Yakınmaları karşısında bir dostu şöyle der ona:
"Gençsin, sağlığın yerinde, sen yeterli görmesen de
başarılısın, hiçbir düşmanın yok."
II. Bu filmin kahramanı, iyi yazar olmak isteyen bir
kişidir.
Ama bir türlü istediği romanı yazamadığı için
mutsuzdur oysa herkes ona öykünmekte,
özenmektedir.
18. I.
III.
IV. Yıllar önce gördüğüm bir filmden ilginç bir sahne
anımsıyorum.
V. Sinirlenen yazar, dostuna şöyle der: "Keşke bir
Çehov, bir Tolstoy düzeyinde yazar olsaydım da
bütün dünya düşmanım olsaydı."
Yukarıdaki cümlelerle anlam bütünlüğü olan
bir paragraf oluşturulsa sondan ikinci cümle
aşağıdakilerden hangisi olur?
C) III
A) I
B) II
D) IV E) V
20
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Yakınmaları karşısında bir dostu şöyle der ona: "Gençsin, sağlığın yerinde, sen yeterli görmesen de başarılısın, hiçbir düşmanın yok." II. Bu filmin kahramanı, iyi yazar olmak isteyen bir kişidir. Ama bir türlü istediği romanı yazamadığı için mutsuzdur oysa herkes ona öykünmekte, özenmektedir. 18. I. III. IV. Yıllar önce gördüğüm bir filmden ilginç bir sahne anımsıyorum. V. Sinirlenen yazar, dostuna şöyle der: "Keşke bir Çehov, bir Tolstoy düzeyinde yazar olsaydım da bütün dünya düşmanım olsaydı." Yukarıdaki cümlelerle anlam bütünlüğü olan bir paragraf oluşturulsa sondan ikinci cümle aşağıdakilerden hangisi olur? C) III A) I B) II D) IV E) V 20
15. Göl Saatleri, Ahmet Haşim şiirinin açık denizi gibidir. Şair,
T
||
ilk yayımlanış tarihinden bu yana neredeyse yüz yıl geçen
|||
şiirleriyle hâlâ ayakta ve bizi "gerçek şiir"in uzak ve gizemli
IV
sularına davet ediyor.
Bu parçada numaralanmış sözcüklerin türü
aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A)
I
Sifat
Sifat
Sifat
Isim
C)
D)
E) Fiil
11
Zarf
Edat
İsim
Zarf
Edat
Edat
Sifat
Sifat
Sifat
Sifat
IV
Edat
Zarf
Zarf
Edat
Zarf
A
R
M
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
15. Göl Saatleri, Ahmet Haşim şiirinin açık denizi gibidir. Şair, T || ilk yayımlanış tarihinden bu yana neredeyse yüz yıl geçen ||| şiirleriyle hâlâ ayakta ve bizi "gerçek şiir"in uzak ve gizemli IV sularına davet ediyor. Bu parçada numaralanmış sözcüklerin türü aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir? A) I Sifat Sifat Sifat Isim C) D) E) Fiil 11 Zarf Edat İsim Zarf Edat Edat Sifat Sifat Sifat Sifat IV Edat Zarf Zarf Edat Zarf A R M
1. Ananas ile bilinen ilk karşılaşma, Kristof Kolomb'un Karayip-
ler'e ikinci seyahatinde, Fuadaloupe'ta gerçekleşti.
II. Ona, Brezilya yerlilerinin dilinde, "mükemmel meyve" anlamı-
na gelen "anana" deniyordu.
III. Yıllarca gemilerle yapılan ticaret ve seyahatlerle oradan oraya
götürüldü.
IV.
V. Hatta zaman zaman yetiştirmeye uygun olmayan iklimlerde
yaşayanlar bile baştan çıkarıcı bu meyveyi yetiştirmeyi dene-
diler.
Götürüldüğü her yerde, iklimi uygun olan her ülkede ananas
yetiştirmeye istekli birileri vardı.
Numaralanmış cümlelerin yüklemleri ilgili yapılan değerlendir-
melerden hangisi yanlıştır?
A) I.si etken ve geçişsiz bir eylemdir.
B.si edilgen çatılı bir eylemdir.
C) III.sü geçişsiz ve edilgen çatılıdır.
DIV. sü geçişsiz bir eylemdir.
E) V.si etken ve geçişli bir eylemdir.
Diğer sayfaya geçiniz.
22.
1. S
H.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
1. Ananas ile bilinen ilk karşılaşma, Kristof Kolomb'un Karayip- ler'e ikinci seyahatinde, Fuadaloupe'ta gerçekleşti. II. Ona, Brezilya yerlilerinin dilinde, "mükemmel meyve" anlamı- na gelen "anana" deniyordu. III. Yıllarca gemilerle yapılan ticaret ve seyahatlerle oradan oraya götürüldü. IV. V. Hatta zaman zaman yetiştirmeye uygun olmayan iklimlerde yaşayanlar bile baştan çıkarıcı bu meyveyi yetiştirmeyi dene- diler. Götürüldüğü her yerde, iklimi uygun olan her ülkede ananas yetiştirmeye istekli birileri vardı. Numaralanmış cümlelerin yüklemleri ilgili yapılan değerlendir- melerden hangisi yanlıştır? A) I.si etken ve geçişsiz bir eylemdir. B.si edilgen çatılı bir eylemdir. C) III.sü geçişsiz ve edilgen çatılıdır. DIV. sü geçişsiz bir eylemdir. E) V.si etken ve geçişli bir eylemdir. Diğer sayfaya geçiniz. 22. 1. S H.
İngiliz olimpik yüzücü, Rebecca Adlington, 2008
ran zorlu bir antrenman programına tabiydi. Bu programda
Olimpiyatları'na hazırlanırken günde 4,5 hatta 6 saate va-
sadece yüzme değil ayrıca koşu, kuvvet egzersizleri de
vardı ve Rebecca güne saat 5 civarı başlamaktaydı.
Eminim, onun da alarmı kapatıp uyumaya devam etmek is-
tediği günler olmuştu ama çok çalıştı ve sonunda 2008'de
iki altın madalya kazandı.
Bir atlet ne kadar süre antrenman yapıyordur sizce?
II. Başarıda daimi çalışma en önemli etkendir.
UH. Sporcuların hayat tarzı, sıradan bir insanın hayat tar-
zına benzemez.
C
6.
Bu paragrafta boş bırakılan yere numaralanmış yar-
gilardan hangileri getirilebilir?
A) Yalnız T
BI've II
D) I ve III
NKR22231202-TYT Deneme Sınavı
C Yalnız II
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
İngiliz olimpik yüzücü, Rebecca Adlington, 2008 ran zorlu bir antrenman programına tabiydi. Bu programda Olimpiyatları'na hazırlanırken günde 4,5 hatta 6 saate va- sadece yüzme değil ayrıca koşu, kuvvet egzersizleri de vardı ve Rebecca güne saat 5 civarı başlamaktaydı. Eminim, onun da alarmı kapatıp uyumaya devam etmek is- tediği günler olmuştu ama çok çalıştı ve sonunda 2008'de iki altın madalya kazandı. Bir atlet ne kadar süre antrenman yapıyordur sizce? II. Başarıda daimi çalışma en önemli etkendir. UH. Sporcuların hayat tarzı, sıradan bir insanın hayat tar- zına benzemez. C 6. Bu paragrafta boş bırakılan yere numaralanmış yar- gilardan hangileri getirilebilir? A) Yalnız T BI've II D) I ve III NKR22231202-TYT Deneme Sınavı C Yalnız II E) I, II ve III
6.
Duyduklarını hazmetmekte yine zorlanıyordu. Kapamaya
çalıştığı eski defterler tekrar açılmıştı. Dışarıdaki sisli hava-
yı usulca süzdükten sonra perdeyi kapayıp odasına çekildi.
Havanın kapanması onu geçmişe götürmüştü bir şekilde.
Aynı boğucu duygular o zaman da onu esir almıştı. Bu esaret
yıllardır bir türlü bitmiyordu. Gazetenin kapanıp işsiz kaldığı o
gün bütün yaşamına damgasını vurmuştu.
Bu parçada "kapamak" sözcüğü aşağıdaki anlamlardan
hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılmamıştır?
A) Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak
B) Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek
Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek
Bir şeyin görünmesine engel olmak
E) Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak
9.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
6. Duyduklarını hazmetmekte yine zorlanıyordu. Kapamaya çalıştığı eski defterler tekrar açılmıştı. Dışarıdaki sisli hava- yı usulca süzdükten sonra perdeyi kapayıp odasına çekildi. Havanın kapanması onu geçmişe götürmüştü bir şekilde. Aynı boğucu duygular o zaman da onu esir almıştı. Bu esaret yıllardır bir türlü bitmiyordu. Gazetenin kapanıp işsiz kaldığı o gün bütün yaşamına damgasını vurmuştu. Bu parçada "kapamak" sözcüğü aşağıdaki anlamlardan hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılmamıştır? A) Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak B) Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek Bir şeyin görünmesine engel olmak E) Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak 9.
31. Bir elementin tek başına başrol oynadığı az sayıda
hikâye vardır oysa 2019 Nobel Kimya Ödülü'nün
hikâyesinin apaçık bir kahramanı var: Büyük Patlama'nın
ilk dakikalarında ortaya çıkmış kadim bir element olan
lityum. 1817'de İsviçreli kimyagerler Johan August
ve Jöns Jacob Berzelius, Stockholm takımadalarında
bulunan Utó Madeni'ndeki bir mineral numunesinden bir
miktar saflaştırdıkları zaman insanlık lityumdan haberdar
oldu. Berzelius, yeni elementi Yunanca taş anlamındaki
"lithos" kelimesine dayanarak lityum olarak adlandırdı.
Ancak adındaki ağırlık imasına karşın lityum en hafif
katı elementtir. Nitekim her yere yanımızda taşıdığımız
cep telefonlarımızın bu kadar hafif olması boşuna değil.
Stanley Whittingham, 1970'lerin başlarında ilk işlevsel
lityum pilini geliştirdiğinde lityumun en dıştaki elektronunu
bırakmaya yönelik muazzam eğiliminden yararlanmıştı.
1980 yılında John Goodenough, çok daha güçlü ve
faydalı bir pil geliştirmek için doğru koşulları oluşturarak
pilin potansiyelini iki katına çıkardı. 1985'te ise Akira
Yoshino, saf lityumu tamamen devreden çıkarıp pili saf
lityumdan daha güvenli olan lityum iyonlarına dayalı håle
getirmeyi başardı. Bu da pili uygulamada kullanılabilir
hâle getirdi. Lityum iyon pilleri; dizüstü bilgisayarların, cep
telefonlarının ve elektrikli vasıtaların geliştirilmesini; güneş
ve rüzgâr gücüyle elde edilen enerjinin depolanmasını
mümkün kılarak insanlık için en çok fayda sağlayan
buluşlardan biri oldu.
Bu parçada söz edilen elementle ilgili aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) Varlığının çok eskilere dayandığına
B)
C)
D)
E) Zamanla daha işlevsel olarak kullanıldığına
Belirgin bir özelliği ile adı arasındaki ilişkiye
Kullanım alanının pil teknolojisiyle sınırlı olduğuna
Insanlık tarafından ne zaman fark edildiğine
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
31. Bir elementin tek başına başrol oynadığı az sayıda hikâye vardır oysa 2019 Nobel Kimya Ödülü'nün hikâyesinin apaçık bir kahramanı var: Büyük Patlama'nın ilk dakikalarında ortaya çıkmış kadim bir element olan lityum. 1817'de İsviçreli kimyagerler Johan August ve Jöns Jacob Berzelius, Stockholm takımadalarında bulunan Utó Madeni'ndeki bir mineral numunesinden bir miktar saflaştırdıkları zaman insanlık lityumdan haberdar oldu. Berzelius, yeni elementi Yunanca taş anlamındaki "lithos" kelimesine dayanarak lityum olarak adlandırdı. Ancak adındaki ağırlık imasına karşın lityum en hafif katı elementtir. Nitekim her yere yanımızda taşıdığımız cep telefonlarımızın bu kadar hafif olması boşuna değil. Stanley Whittingham, 1970'lerin başlarında ilk işlevsel lityum pilini geliştirdiğinde lityumun en dıştaki elektronunu bırakmaya yönelik muazzam eğiliminden yararlanmıştı. 1980 yılında John Goodenough, çok daha güçlü ve faydalı bir pil geliştirmek için doğru koşulları oluşturarak pilin potansiyelini iki katına çıkardı. 1985'te ise Akira Yoshino, saf lityumu tamamen devreden çıkarıp pili saf lityumdan daha güvenli olan lityum iyonlarına dayalı håle getirmeyi başardı. Bu da pili uygulamada kullanılabilir hâle getirdi. Lityum iyon pilleri; dizüstü bilgisayarların, cep telefonlarının ve elektrikli vasıtaların geliştirilmesini; güneş ve rüzgâr gücüyle elde edilen enerjinin depolanmasını mümkün kılarak insanlık için en çok fayda sağlayan buluşlardan biri oldu. Bu parçada söz edilen elementle ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Varlığının çok eskilere dayandığına B) C) D) E) Zamanla daha işlevsel olarak kullanıldığına Belirgin bir özelliği ile adı arasındaki ilişkiye Kullanım alanının pil teknolojisiyle sınırlı olduğuna Insanlık tarafından ne zaman fark edildiğine
22. Mizahı ciddiye almak lazım. Kolay değildir mizah yapmak
Ince, keskin bir zekâ; kültürel altyapı gerektirir. Çok
okumalı, çok gezmeli, çok görmeli, çok yaşamalıdır
mizahçı. Mizahçının hazırcevap olması da şarttır. Bu
saydıklarım hem sahne mizahında hem yazılı mizahta
donanımlı olmalıdır. Yoksa mizah nasıl anlaşılır? Mizah
geçerlidir. Mizahı yapan kadar mizahın alıcısı da
sadece mizah değildir. Güldürmek tamam. Bir de eleştin
vardır mizahta, düşündürmek vardır. Edebiyatımızda
mizahla eleştirinin bazen iç içe girmesi boşuna değildir.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Herkesin kendine özgü bir mizah anlayışı vardır,
herkes yeri geldi mi mizah yapabilir.
B) Insanlara gülünç gelen her olay ya da söz, mizah
kapsamında değerlendirilir.
C) lyi bir mizah, sözcüklerin birden çok anlam içerecek
şekilde kullanılmasıyla gerçekleşir.
Mizahın tek amacı, kişileri güldürmek değildir;
mizahın birden çok işlevi vardır.
D)
E)
Bir topluluğu etkilemenin en önemli yolu, sözlü
mizaha başvurmaktır.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
22. Mizahı ciddiye almak lazım. Kolay değildir mizah yapmak Ince, keskin bir zekâ; kültürel altyapı gerektirir. Çok okumalı, çok gezmeli, çok görmeli, çok yaşamalıdır mizahçı. Mizahçının hazırcevap olması da şarttır. Bu saydıklarım hem sahne mizahında hem yazılı mizahta donanımlı olmalıdır. Yoksa mizah nasıl anlaşılır? Mizah geçerlidir. Mizahı yapan kadar mizahın alıcısı da sadece mizah değildir. Güldürmek tamam. Bir de eleştin vardır mizahta, düşündürmek vardır. Edebiyatımızda mizahla eleştirinin bazen iç içe girmesi boşuna değildir. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Herkesin kendine özgü bir mizah anlayışı vardır, herkes yeri geldi mi mizah yapabilir. B) Insanlara gülünç gelen her olay ya da söz, mizah kapsamında değerlendirilir. C) lyi bir mizah, sözcüklerin birden çok anlam içerecek şekilde kullanılmasıyla gerçekleşir. Mizahın tek amacı, kişileri güldürmek değildir; mizahın birden çok işlevi vardır. D) E) Bir topluluğu etkilemenin en önemli yolu, sözlü mizaha başvurmaktır.
1. Sivili pusula, pusula salınımını en aza ---- için, içerisinde
su ve alkol karışımı bir sıvı olan kaba yerleştirilmiş pusula
tipidir. İki büyük mıknatıstan oluşan bu tip pusulalar,
minimize ederek daha doğru bir sonuç ortaya
çıkmasını sağlar.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
sabitlemek - seyreltiyi
yönlendirmek - devinimi
yoğunlaştırmak - statiği
Bindirmek-sürtünmeyi
E) düşürmek - manyetik alanı
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
1. Sivili pusula, pusula salınımını en aza ---- için, içerisinde su ve alkol karışımı bir sıvı olan kaba yerleştirilmiş pusula tipidir. İki büyük mıknatıstan oluşan bu tip pusulalar, minimize ederek daha doğru bir sonuç ortaya çıkmasını sağlar. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? sabitlemek - seyreltiyi yönlendirmek - devinimi yoğunlaştırmak - statiği Bindirmek-sürtünmeyi E) düşürmek - manyetik alanı
e
1-
m
ki
T.
35. Özgür insan, geçen yüzyılın sonunda ve yüzyılımızın başın-
da kendilerine "“özgür düşünür" diyen, günümüzün de "mo-
dern insan"ını temsil eden dinsiz, demokratik ya da sosya-
list zevkleri olan, bilimci, pozitivist, dar kafalı, sığ, hiç mi hiç
bağımsız olmayan, "buldozer" olan, "modern düşünceler'in
savunucusu ya da avukatı olan insan değildir. Özgür insan
moral dışı insandır. Özgür insan, içinde yetiştiği ve yaşadığı
süreden kopmuş, kendi yolunu arayan, insanla ilgili şeyleri,
insanın her şeyini kendi gözleriyle görmek isteyen insandır.
Bu parçadan hareketle özgür insan için aşağıdaki nite-
lendirmelerden hangisi yapılabilir?
A Kendisine verilenlerle yetinip modern anlamda düşün-
meye çalışan
B) Belli bir kimliğe, konuma ulaşmak için uğraş veren
C) Yaşamını bir plan dâhilinde sürdürmeye uğraşan
D) Etiketsiz, zamansız, her şeyi deneyimleyerek yaşayan
E) Hayat karşısında nasıl tavır alması gerektiğini bilen
ser
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
e 1- m ki T. 35. Özgür insan, geçen yüzyılın sonunda ve yüzyılımızın başın- da kendilerine "“özgür düşünür" diyen, günümüzün de "mo- dern insan"ını temsil eden dinsiz, demokratik ya da sosya- list zevkleri olan, bilimci, pozitivist, dar kafalı, sığ, hiç mi hiç bağımsız olmayan, "buldozer" olan, "modern düşünceler'in savunucusu ya da avukatı olan insan değildir. Özgür insan moral dışı insandır. Özgür insan, içinde yetiştiği ve yaşadığı süreden kopmuş, kendi yolunu arayan, insanla ilgili şeyleri, insanın her şeyini kendi gözleriyle görmek isteyen insandır. Bu parçadan hareketle özgür insan için aşağıdaki nite- lendirmelerden hangisi yapılabilir? A Kendisine verilenlerle yetinip modern anlamda düşün- meye çalışan B) Belli bir kimliğe, konuma ulaşmak için uğraş veren C) Yaşamını bir plan dâhilinde sürdürmeye uğraşan D) Etiketsiz, zamansız, her şeyi deneyimleyerek yaşayan E) Hayat karşısında nasıl tavır alması gerektiğini bilen ser
4. Anaksagoras'a göre boşluk yoktur ve hareket denen şey,
maddenin parçacıklarının yer değiştirmesinden ibarettir. Ay-
rica yine ona göre "Mutlak anlamda bir oluş ve yok oluş yok-
tur."
çünkü "şey"ler, sonsuza kadar bölünebilir ve yok olmaz.
Dolayısıyla "hiçlikten gelme ya da hiçliğe dönme" diye bir
şey söz konusu değildir.
Bu parçadaki altı çizili söz öbeğinin cümleye kattığı an-
lam, aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) "Şey"lerin düzenlenmesini sağlamaktan başka neden-
sel bir güç atfetmesini tuhaf bulanlardan biri de Sok-
rat'tır.
Sorunların had safhaya çıkıp karmaşıklaştığı sırada ani-
den belirip bütün sorunları çözen, yapay bir tanrı ya da
karakter kullanır Eflatun.
C) Her şey, her şeyden payını alır ama ruh sonsuzdur ve
kendi kendini yönetirken hiçbir şeyle karşılaşmayıp ken-
di kendine var olmuştur.
D) O; büyüklü küçüklü tüm canlı türleri üzerinde bir güce
sahip olup hiçbir şeyle karışmamış, her şeyden daha
ince, her şey hakkında bilgisi olandır.
E) Aristoteles'e göre, Anaksagoras aklı hareket ettirici bir
neden olarak gördüğü hâlde, olayları açıklarken bu
olayların nedeni olarak akıldan başka şeylere başvurur.
Dičer po
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
4. Anaksagoras'a göre boşluk yoktur ve hareket denen şey, maddenin parçacıklarının yer değiştirmesinden ibarettir. Ay- rica yine ona göre "Mutlak anlamda bir oluş ve yok oluş yok- tur." çünkü "şey"ler, sonsuza kadar bölünebilir ve yok olmaz. Dolayısıyla "hiçlikten gelme ya da hiçliğe dönme" diye bir şey söz konusu değildir. Bu parçadaki altı çizili söz öbeğinin cümleye kattığı an- lam, aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) "Şey"lerin düzenlenmesini sağlamaktan başka neden- sel bir güç atfetmesini tuhaf bulanlardan biri de Sok- rat'tır. Sorunların had safhaya çıkıp karmaşıklaştığı sırada ani- den belirip bütün sorunları çözen, yapay bir tanrı ya da karakter kullanır Eflatun. C) Her şey, her şeyden payını alır ama ruh sonsuzdur ve kendi kendini yönetirken hiçbir şeyle karşılaşmayıp ken- di kendine var olmuştur. D) O; büyüklü küçüklü tüm canlı türleri üzerinde bir güce sahip olup hiçbir şeyle karışmamış, her şeyden daha ince, her şey hakkında bilgisi olandır. E) Aristoteles'e göre, Anaksagoras aklı hareket ettirici bir neden olarak gördüğü hâlde, olayları açıklarken bu olayların nedeni olarak akıldan başka şeylere başvurur. Dičer po
Onun öykülerinde bütün bir yaşamın salt şiirsel bir
varoluşa dönüşmesi söz konusudur. O, öykü
serüveninde ve öykülerin iç yapısında düz bir seyir takip
etmez. Her şeyi yeni görüyormuş gibi heyecan ve
özgünlük taşır onun cümleleri. Bazen zaman kavramının
silinişine, bazen geçmiş, şimdiki zaman ve geleceğin
birlikte olduğuna tanık olduğumuz bu öyküler; irade,
idrak, görme, fark etme, yazgı, ölüm, acı, yalnızlık
kavramları üzerine yoğunlaşır. Hayatın gizli
çekmecelerinin anahtarlarını ele geçirmiş gibidir.
Anlatısını bunun üzerine kurmuştur.
Parçada geçen "hayatın gizli çekmecelerinin
anahtarlarını ele geçirmek" sözüyle anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yaşamın gizemli yönlerini ele almak
B) Gerçeğin hiç kimse tarafından bilinmeyen dilini
keşfetmek
C) Gerçekle düşselliği kaynaştırmak
D) Zamana yenik düşmemek
E) Yaşanma olasılığı bulunmayan durumları
anlatmak
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Onun öykülerinde bütün bir yaşamın salt şiirsel bir varoluşa dönüşmesi söz konusudur. O, öykü serüveninde ve öykülerin iç yapısında düz bir seyir takip etmez. Her şeyi yeni görüyormuş gibi heyecan ve özgünlük taşır onun cümleleri. Bazen zaman kavramının silinişine, bazen geçmiş, şimdiki zaman ve geleceğin birlikte olduğuna tanık olduğumuz bu öyküler; irade, idrak, görme, fark etme, yazgı, ölüm, acı, yalnızlık kavramları üzerine yoğunlaşır. Hayatın gizli çekmecelerinin anahtarlarını ele geçirmiş gibidir. Anlatısını bunun üzerine kurmuştur. Parçada geçen "hayatın gizli çekmecelerinin anahtarlarını ele geçirmek" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yaşamın gizemli yönlerini ele almak B) Gerçeğin hiç kimse tarafından bilinmeyen dilini keşfetmek C) Gerçekle düşselliği kaynaştırmak D) Zamana yenik düşmemek E) Yaşanma olasılığı bulunmayan durumları anlatmak
6.
İyiyi, güzel ve yüksek şeyleri ne kadar çok anladıysam o
kadar derinlerine battım, sıkıştım, kaldım içlerinde. Bun-
daki önemli nokta, bu hâlimin tesadüfi değil de âdeta ka-
çınılmaz bir nitelik taşımasıydı. Sanki bu hâl bir hastalık,
bir düzensizlik değil, benim doğal hâlimdi; sonunda buna
karşı koyma isteğim bile kalmamıştı.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Tamlayan eki
B) İlgi zamiri olan "-ki"
C) Şahis eki
D) Belirtme durumu eki
E) Ek-fiil
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
6. İyiyi, güzel ve yüksek şeyleri ne kadar çok anladıysam o kadar derinlerine battım, sıkıştım, kaldım içlerinde. Bun- daki önemli nokta, bu hâlimin tesadüfi değil de âdeta ka- çınılmaz bir nitelik taşımasıydı. Sanki bu hâl bir hastalık, bir düzensizlik değil, benim doğal hâlimdi; sonunda buna karşı koyma isteğim bile kalmamıştı. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Tamlayan eki B) İlgi zamiri olan "-ki" C) Şahis eki D) Belirtme durumu eki E) Ek-fiil
MU
tempo
Nobel Ödülü'nü kazandıktan kısa bir süre sonra,
1990'ların başında Dalai Lama, Batılı on bilim insanı ve bir
filozofla beş gün boyunca oturup sohbet etti. (II) Sohbetin
amacı, kendimize ve başkalarına zarar veren, Budistlerin
bilimsel olarak nasıl yaklaşıldığını incelemekti. (III) Araların-
"0¢ zehir" olarak gördüğü hırs, nefret ve yanılgı duygularına
daki konuşmalar, daha sonra Yıkıcı Duygular: Dalai Lama
ile Bilimsel Diyalog adlı kitapta yayımlandı. (IV) Dalai Lama,
kitabın ön sözünde şöyle diyor: "Budizm ve bilim, dünya-
ya, çelişen bakış açılarıyla değil aynı sonuca giden farklı
bakış açılarıyla yaklaşıyorlar: gerçeği aramak." (V) Budist
eğitiminde gerçeği araştırmak çok önemlidir ve bilim, bu
araştırmayı yapabilmek için kendi yollarına sahiptir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
AI. cümlede bir eylemden gerekçeleri açıklanarak söz
edilmektedir.
B). cümlede anlatima kişisellik katılmaktan sakınılmıştır.
C) III. cümlede ilk cümledeki eylemin ortaya çıkardığı bir
sonuca değinilmiştir.
D) IV. cümlede iki ayrı olgunun benzer özelliklerine vurgu
yapılmıştır.
E) V. cümlede kendinden önceki yargıyı açıklayıcı ifadelere
yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
MU tempo Nobel Ödülü'nü kazandıktan kısa bir süre sonra, 1990'ların başında Dalai Lama, Batılı on bilim insanı ve bir filozofla beş gün boyunca oturup sohbet etti. (II) Sohbetin amacı, kendimize ve başkalarına zarar veren, Budistlerin bilimsel olarak nasıl yaklaşıldığını incelemekti. (III) Araların- "0¢ zehir" olarak gördüğü hırs, nefret ve yanılgı duygularına daki konuşmalar, daha sonra Yıkıcı Duygular: Dalai Lama ile Bilimsel Diyalog adlı kitapta yayımlandı. (IV) Dalai Lama, kitabın ön sözünde şöyle diyor: "Budizm ve bilim, dünya- ya, çelişen bakış açılarıyla değil aynı sonuca giden farklı bakış açılarıyla yaklaşıyorlar: gerçeği aramak." (V) Budist eğitiminde gerçeği araştırmak çok önemlidir ve bilim, bu araştırmayı yapabilmek için kendi yollarına sahiptir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? AI. cümlede bir eylemden gerekçeleri açıklanarak söz edilmektedir. B). cümlede anlatima kişisellik katılmaktan sakınılmıştır. C) III. cümlede ilk cümledeki eylemin ortaya çıkardığı bir sonuca değinilmiştir. D) IV. cümlede iki ayrı olgunun benzer özelliklerine vurgu yapılmıştır. E) V. cümlede kendinden önceki yargıyı açıklayıcı ifadelere yer verilmiştir.
/ Gidiverir."
eğil makine, /
n?
gibi, / Ufku bir
inde iki
zdı.
Cince çok
en otelden
oturduğu
8. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde, iki
farklı fiilimsi kullanılmıştır?
A) Korkulu rüya görmektense uyanık yatmak
iyidir.
B) Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli.
C) Kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su
bulamaz içmeye.
D) Kurda konuk giden, köpeğini yanında götürür.
E) Hak deyince akan sular durur,
bulunu mar spesil
du
9. Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde
ötekilerde olmayan bir fiilimsi vardır?
bilmiyordu.
E) Kalabalığın arasına k
yetişmek istiyordu.
14. Aşağıdaki dizeler
ötekilerden farklı gö
Hurdaya çıkmış ge
Duymadığımız şar
Var mı senin için
Söylenecek sözü
Büyür içinde, gel
15. Harputlu Nazm
kendisi seçti. Mete
geceleri konuşma
yaptıkları yer... D
cıralandığı topral
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
/ Gidiverir." eğil makine, / n? gibi, / Ufku bir inde iki zdı. Cince çok en otelden oturduğu 8. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde, iki farklı fiilimsi kullanılmıştır? A) Korkulu rüya görmektense uyanık yatmak iyidir. B) Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli. C) Kimi köprü bulamaz geçmeye, kimi su bulamaz içmeye. D) Kurda konuk giden, köpeğini yanında götürür. E) Hak deyince akan sular durur, bulunu mar spesil du 9. Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde ötekilerde olmayan bir fiilimsi vardır? bilmiyordu. E) Kalabalığın arasına k yetişmek istiyordu. 14. Aşağıdaki dizeler ötekilerden farklı gö Hurdaya çıkmış ge Duymadığımız şar Var mı senin için Söylenecek sözü Büyür içinde, gel 15. Harputlu Nazm kendisi seçti. Mete geceleri konuşma yaptıkları yer... D cıralandığı topral
5. (1) Türküler, sosyal hayatı her açıdan kuşatan bir özelliğe
sahiptir. (II) Hayatı bir bütün olarak türkülerden okumak
mümkündür. (III) Bu yüzden de türküler, ortak değer üretme
ve üretilen ortak değerleri yansıtma bağlamında toplumu
oluşturan bireylerin birbirlerini tanıma, anlama ve böylece
bütünleşmesini sağlama aracıdır. (IV) İnsanın en belirgin
duygularından olan aşkın yansıtılma biçimi de türkülerde
kendisine fazlasıyla yer bulan konulardandır. (V) Türküleri-
mizde umutsuz aşklara da geniş bir şekilde yer verilmiştir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde ta-
nimlama yapılmıştır?
B) II
AL
C) III
D) IV E) V
7.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
5. (1) Türküler, sosyal hayatı her açıdan kuşatan bir özelliğe sahiptir. (II) Hayatı bir bütün olarak türkülerden okumak mümkündür. (III) Bu yüzden de türküler, ortak değer üretme ve üretilen ortak değerleri yansıtma bağlamında toplumu oluşturan bireylerin birbirlerini tanıma, anlama ve böylece bütünleşmesini sağlama aracıdır. (IV) İnsanın en belirgin duygularından olan aşkın yansıtılma biçimi de türkülerde kendisine fazlasıyla yer bulan konulardandır. (V) Türküleri- mizde umutsuz aşklara da geniş bir şekilde yer verilmiştir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde ta- nimlama yapılmıştır? B) II AL C) III D) IV E) V 7.