Edebiyat Nedir? Soruları

etinler / Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatında Öğretici Metinler - IV Test 145 e bu türe arı yalnız- yaşadığı me ayna 4. Bir kimseyi çevresi, gördüğü işler, özel yaşamı ve yapit- larıyla kendi çağı içinde ayrıntılı olarak ele alan biyografi- ler, Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? adını alır. hangi- A) monografi B) klasik biyografi ) fikra C) otobiyografi D) biyografik roman E) tezkire

4. 1. Grup 2. Grup 1. Eski Türkçe Dönemi Risaletün Nushiyye II. Eski Anadolu Türkçesi Kaldırımlar III. Karahanlı Türkçesi Hüsn-ü Aşk IV. Türkiye Türkçesi Divanü Lügati't Türk V. Osmanlı Türkçesi Yukarıda 1. grupta verilen dönemlerden hangisi, 2. grupta verilenlerden biriyle ilişkilendirilemez? B) II C) III A) 1 D) IV EV 2 Diğer sayfaya g

hatida temat Cümleler Dizeler neden Husno- tolli Tekrir Telmih Tariz Kinaye Tecahu- Tarif Isutham Tevriye vv 1. Denizde boğulur mu insan hiç Ateş her zaman böyle yakarm Yağmura hazırliksız yakalanan Böyle sinis klam islanır mı 2. Köyün en akıllısına çıkmıştır adı Vardir anlatılmaz bir zekası Sor istediğin soruyu Bekle ki versin cevabı 3. Gökyüzünde Isa de Tur Dağı'nda Musa ile Elindeki asa ile Çağrayım Mevlam seni 4. Ruzgår gökte bir gezinti Uşürüz her akşam vaka Ne sicak vücutlar gitt Toprağı isitmak için 5. Avazeyi bu âleme Davut gibi sal Beki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş. v ✓ ✓ v 6. Nedir bu zulum, bu haksızlık bu işkence Ne zaman biter acep Kapkaranlik bu gece > v 7. Yilin ilk kan yeğdi iyice kibali gunler Ollerimiz uşur muki 8. Aslan kükreyisi değil kateste Bir insan yüreği sakli bu seste Bu benim derdime uyan bir beste Annem oldu diye aliyor deniz v 9. Soz ola kese savaşı Soz ola kestire başı boz ola agulu asi Yağ de bal ede bir soz 10, Olsun, korkma nasil boyle bir imanı boğar Medeniyyet dediğin tek dişi kaimiş canavar viv 11. Cincin tudogenan, olsa dahi dişmanın Bugun sen de operan bilirsin dost düşmanan v v 12. Bulamadim dunyada gondte mekan Nerde bir gulbitse otra diken 13. Bu ne Kudret i oliy Okur ezberder Tutiname onun indinde olan bir

Mustafa Kutlu, kendisine "Hikâye nedir?" diye so- ranlara şu cevabı verir: Hikâye; kültür, gelenek ve tarihi bilinç bakımından orijinal olmak meselesidir. Benim hikâyelerimde Şark edebiyatından etkiler açıkça kendini belli eder, zaten Şark'ta sanat iki şe- yin peşindedir: Hikmet ve ahenk. Hikâye bir anlam- da, dar sahada çalım atmak gibidir, kendi hacmine göre ağırlığı vardır. Ayrıca hikâye yazarken toplumu ilgilendiren konuları hadis, kissa gibi İslami kaynak- lardan beslenerek ele alırım. Ancak Şark kaynaklı bu etkilenmeyi okuyucuya modern bir şekil ve dille aktarırım. Yani hikâyelerim modern olmakla beraber fikrî ve biçimsel yönden gelenekseli çağrıştırır. 35. Bu parçada Mustafa Kutlu, hikâyeyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz etmemiştir? + A) Hikâyenin kültür, gelenek ve tarih bilinci bakı- mndan özgün olması gerektiğinden 81 Hikâyenin hem öğüt verici olmasının hem uyum içinde yazılmasının öneminden C) Hikâyelerinde Doğu kültüründen bariz şekilde etkilendiğinden D) Whikâyenin hacimli olmayan bir alanda cesitli hünerler gösterilerek yazılan bir tür olduğundan E) Hikâyelerinin hem modern hem geleneksel un- + surları bir arada barındırdığından t

(1) Diğer doğal hammadde kaynakları gibi metal ve mi- neral hammadde kaynaklarına erişim de birey ve toplum için son derece önemlidir. (II) Tarihe dönüp baktığımızda, mineral hammadde kaynaklannin tarih öncesi çağlardan beri insan ve toplum yaşamının vazgeçilmez bir parçası olduğunu görürüz. (III) Hatta tarih öncesi çağlara o do- nemde bulunan mineral hammaddelerin adı verilmiştir: Taş Devri, Bakır Devri, Tunç Devri gibi. (IV) Bu yüzden "Insanlar mineral hammadde kaynaklarını kullanmasa medeniyet olmazdı" demek hiç de abartı olmaz. (V) Çün- kü sanayileşme ve sosyoekonomik kalkınma geçmişte. mineral hammadde kaynaklarının kullanımı ile gerçekleş- ti, bugün de aynı şekilde gerçekleşmeye devam ediyor. (VI) Mineraller ve metaller, ulusların sosyoekonomik kal- kinmaları için gerekli enerji ve sanayinin temel hammad- de ihtiyacını karşılar. (VII) Dolayısıyla birey ve toplumun zenginliği, refahı ve konforlu bir yaşam sürmesi mineral hammadde kaynaklarına erişimi ve kullanımı ile mümkün- dür. 35. Bu parçada "metal ve mineral kaynakları" ile ilgili aşağı- dakilerin hangisine değinilmemişti? A) Medeniyetin oluşmasını sağladığına B) Tarihi dönemlerin adlandırılmasına neden olduğuna C) Sanayileşme ve toplumların ekonomik kalkınmasına katkıda bulunduğuna D) Uluslarda sanayileşmedeki öncelikli enerji kaynağı olduğuna C Bireyin refahına katkı sağladığına

A A TYT DENEME SINAVI I 19 10. Kibrit çakıyorsun karanlıkta Badem çiçeklerini görmek için Ve mart denizinde tedirgin bir çift Sarnıç gemisidir gözlerin Bir iş açacaksın sen başımıza Yangın mi olur artık, bahar mi Bu dizelerde aşağıdakilerin hangisine örnek yoktur? A A) Çekimli eylem B) isim-fil C) Ek eylem almış isim D) Hâl eki almış adıl). E) Filiden türemiş isim

9. şu şairler sevgililerden beter 1 Nedir bu adamlardan çektiğim 11 on blag heleol Olur mu böyle, bütün bir geceyi bosbruno 2 IV og obs (8 Bir mısranın mahremiyetinde geçirmek V bu ema Bu dizelerdeki altı çizili sözcüklerden hangisi zamir göreviyle kullanılmıştır? AN1 B) II C) III D) IV E) V SP

"Bir" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde "Yaşlı adam, aydınlık bir odada, iki duvarın kesiştiği köşede kıvrılmış yatıyordu." cümlesindeki anlamıyla kullanıl- miştır? AY Bu kalemlerin ikisi birdir, hangisini isterseniz alabilir- siniz. agnijesit B) Her şey bitti, bir bu kitabl bastırmak kaldı. Sadece Bu işi bir sen yapabilirsin, bizi yørmasan iyi olur.se D) Bahçenin girişine bir ağaç diksek diyorum. her! E İflas edince her şeyi satıldı, bir dükkânı kaldı.

Jest ve mimiklerimiz günlük hayatta en çok kullandığı- miz vücut dilidir. Bunlarla karşımızdaki insanlara pek çok mesaj verir, hatta insanlardan farkında olmadığı- miz pek çok mesaj alırız. Bu nedenle beden dilini bil- mek, kişiler arası iletişimde anahtar niteliği taşır. Ancak beden dilini belirli kalıplara koyarak harekete bir anlam yüklemek de oldukça yanlıştır. Çünkü insanlar Bu parça, aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir? A) mimiklerinden çok sözleriyle değer kazanırlar. B) aynı durumlarda farklı tepkiler gösterebilirler. C) farklı durumlarda her zaman aynı tepkilerde bulu- nurlar: D) zaman zaman istemediği şekilde davranır. E) her gün aynı yaşamaktan hoşlanmazlar. Die

2. Yazan insanın, edebiyat ve estetik kaygısının yanı sıra tarihe kayıt düşmek gibi bir kaygısı da olmalıdır. ------ Bu sözler , bir paragraf oluşturacak şekilde aşağıdakiler- den hangisiyle sürdürülemez? A) Yazarın işi, sadece dünü yazmak ya da geleceğe dair ön görülerde bulunmak değildir. Yazar; elbette dünden kopuk olmamalı, geleceğe kayıtsız kalmamalıdır. Ama gelecek nesillere dün oluşturabilmek için özellikle yaşadığı çağı pas geçmemelidir. B) Edebiyat ve estetik kaygısı, elbette yazarın olmazsa ol- mazlarıdır . Estetik kaygı taşımadan oluşturulmuş edebi yapıtların kalıcı olması zaten mümkün değildir. Ama bu estetik yapı içinde bir de yaşadığı dönemin koşullarını yansıtmışsa bir yazar, o eseri okumaya doyum olmaz. C) Şimdi, elinize geçmiş dönemlerde yazılmış üç beş roman alın. Sadece estetik kaygıyla yazılmış bir romanın mı sizi daha çok etkilediğini, yoksa hem estetik kaygı güden hem de o dönemin iklimini yansıtmayı başarmış bir romanin mi size daha fazla haz verdiğini kendiniz görmeye çalışın. D) Edebi eserlerde asıl olan, konuyu estetiğe uydurmak de- ğil; estetiği, konuyu süsleyecek şekilde oluşturabilmektir. Bu, kişinin kendisine uygun kıyafetler, renkler, aksesuarlar seçmesi gibidir. Dolayısıyla yazan insanların öncelikli so- rumluluğu, çağlarının şahidi olabilmektir. E)) Şiirle romanı biçimsel ve içeriksel mukayese etmeyi dü- şünmek bile başlı başına bir hatadır. Kaldı ki siz bir roman- ci ile bir şairden aynı duyarlılığı göstermelerini, benzer sorumluluklara sahip olmalarını bekleyemezsiniz.

Eva TESTİ 21. Sarrain demedim ben atir demedim nice cinin gibi fan de mukaddesti senin Yasadin bep sene kalbimde, misafir demedim Bu par aklina nereden, ne zaman esti senin Faruk Naha Cambel Bu dörtlük anlamı bakımından hangisine omek gösterilebilir? A Cikarm B) Stem C) Plemanlik D) Hayıflanma E) Yadaima Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "pişmanlık" du ulduğu anlatılmaktadır?

B B B Türkçe SI 2. TS TU di E- un 25. Düşkaçıran adlı öykü kitabında aynı karakter bir öyküde başkahramanken başka bir öyküde yardımcı karakter- dir. Bu durum bir yönüyle hayatın sıradanlığına yukarı- dan bir çift göz gibi bakmamızı sağlarken diğer yönüyle içinde rol alarak onu fazla önemsediğimizi hatırlatır bize. Böylece kendi yalnızlığımıza ve isyanımıza da tanık olu- ruz. Öyküler okura hiçbir şeyin tesadüf olmadığı gerçe- ğini hatırlatır. Bir söz, bir müzik, bir ses kendi başına öykü olabilir. Tipkı duyduğumuz tanıdık bir parfüm ko- kusunun bizi yıllar öncesine götürmesi gibi. Kısa cüm- lelerle derin anlamlar yaratan yazar; hayvan sevgisini, doğayı, şehir insanının karmaşık dünyasını, kaçma iste- ğini, zihnin derinlerine inerek bilinçaltını, kısacası insana dair en doğal duygu ve düşünceleri farklı üslup ve yalın bir dille anlatır. n a Bu parçadan "Düşkaçıran" adlı öykü kitabıyla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Hayatı anlaması için okuyucuyu kendi gerçeği ile yüzleştirdiğine B) Neredeyse her şeyin bir öykünün konusu olabilece- gini düşündürdüğüne insapun yaşam-fazla ciddiyo aturgin anımsattığına Öykülerinin kahramanları bakımından ortaklık taşıdı- gina E) Hayatı , olanca karmaşıklığına rağmen durağan bi- çimde aktardığına du

B Türkçe 9. Taşrada yaşayıp hiç taşraya, sokağa karışmamış; hayatı büyük dedelerden, ninelerden, mahalledeki yaşlı kadın- lardan öğrenmiş birine benziyor Nazan Bekiroğlu. Hikâ- yeleri asırlar öncesinden başlıyor, Âdem ile Havva'ya kadar gidiyor hatta. Hakkında ilk okuduğum şeylerden biri, küçükken konuşması bozulmasın diye sokakta oy- namasına izin verilmemesi oldu. Çünkü o zamanlar, so- kaklarda İstanbul Türkçesinin olmadığı dönemler, güzel Türkçemizde herhangi bir birlik yoktu. Gelişigüzel konu- şulan yerlerin başında da sokaklar geliyordu. Bu parçada virgül (,) aşağıdaki işlevlerinden hangi- siyle kullanılmamıştır? A) Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş özneyi belirtmek için kullanılır. B) Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelimelerin ara- sina konur. C) Cümle içindeki ara sözleri ayırmak için ara sözlerin başına ve sonuna konur. D) Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için kullanılır. E) Fırnak içinde verilmemiş alıntı cümlelerin sonuna konur.

4. Aşağıdaki boşlukları "-(O)yordu” ile dolduralım. 1. Siz Türk kahvesinden hoşlan....... ? 2. Kiralık evin pencereleri sokağa bak.. ama güneş gör 3. Canım çok sıkıl.................., hava almak için biraz dışarı çıktım. 4. Elinde kocaman, eski bavulla mağazalara bakarak yürü..... 5. İnsanlar hızlı hızlı işlerine git.. 6. Ben eskiden çok sigara iç..... ama simdi biraktim. 7. 20 yıl önce Fatih'te otur...... 8. Sen işe giderken ben eve dön... 9. Az kalsın (az daha) adam öl......... 10. Sen Türkiye'ye gelmeden önce Türkçe bil.. 5. Asačıdaki problemlerin sebebleri ne olabilir? Cümleleri uygun boşluklara yerleştire

k. Geçtiğimiz günlerde Çin'in güneyinde yeni bir dinozor türü keşfedilmiş, uzun burnu olması sebebiyle bu yeni türe "Pinokyo Rex" adının verildiği duyurulmuştu. Dün de Arjantin'de uzun boyunlu dinozor fosili bulunduğu bildirildi. 9 metre uzunluğundaki dinozorun eşsiz bir fosil olduğu be- lirtiliyor. Kendi familyasının en küçük hayvanı olabileceği düşünülen hayvanın 140 milyon yıl önce yaşadığı belirtili- yor. Taşıl bilimci Pablo Gallina, bu fosilin bulunmasının he- yecan verici olduğunu belirtti. Dinozorun ağırlığının henüz saptanamadığını, vücudunun çoğunlukla boyun ve kuyruk- tan oluştuğunu söyledi. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? Al Öğretici anlatım B) Nesnel yargılar C) Dolaylı anlatım D)Düşsel anlatım E) Sayısal verilere dayanan anlatım

2. Alman filozof Hegel (Hegel), felsefeyi bilgelik kuşuna ben- zetir. Ona göre felsefe geleceğe dair şeyler söyleyemez an- cak var olanı kavramak felsefenin görevidir. Çünkü herkes kendi zamanının çocuğudur. Felsefe de aynı şekilde kendi zamanını düşüncede özetler. Bir şey olup bittikten sonra onun bilgisine ulaşılabilir. Dolayısıyla felsefe ancak gerçek- lik olup bittiği zaman ortaya çıkar. Hegel, bu düşüncelerini "Minerva'nın baykuşu ancak gün batarken uçmaya başlar." diyerek özetlemektedir. Minerva, Eski Roma mitolojisinde bilgelik tanrıçasının adıdır. Eski Yunan mitolojisinde yer alan Athena'nın (Atina) Roma mitolojisindeki karşılığıdır. Minerva, mitolojide omzunda bir baykuşla tasvir edilir. Bu parçayla ilgili, 1. Tanım cümlesine yer verilmiştir. II. İki cümle neden-sonuç ilgisiyle bağlanmıştır. III. Doğrudan anlatımdan yararlanılmıştır. IV. Olasılık cümlesi vardır. ifadelerinden hangisi doğrudur? A) Yalnız! B) Yalnız III C) I ve II E) I, II, III ve IV D) I, II ve III