İyi Bir Anlatımda Bulunması Gereken Özellikler Soruları

ce üze. ileşme elmesi, (1) Günümüzde artık bitkilerden elektrik üretilebi- liyor. (II) Bilim insanları bunu, klorofillerdeki foto- sentez proteinlerini kullanıp güneş ışığını elektrik akımına dönüştürerek başardı. (III) Uzmanlar şim- dilerde bitkiler tarafından üretilen bu elektriğin günlük yaşamda pratik olarak kullanılabilmesi yö- nünde araştırmalarını sürdürüyor. (IV) İnsanlık yıl- lardır topraktan çıkardığı yakıtı enerji elde edebil- mek için kullanıyor. (V) Bu yeşil enerji çok yakında hayatımızda yeni bir çığır açacağa benziyor. B) II C) III D) IV b. so- ümüz- mıştır. nların jisini Bu Icin- Tama mış- maya ama A) I E) V 70. (1) Kars gelir. tan Ka Harab rinder malar mak savru (V) B dini A) I

naya şum ki'ye evren Cikla osyo m da kayb Cimler oloji birini prada için miza şağı- i ola erinin yı da alan r ara miştir. samın emini al ala dün W 5/ Dünya genelinde kişi başına tüketilen elyaf miktarı yıllık ortalama 13 kg seviyesindedir. Yılda yaklaşık 103 milyon ton elyaf üretimi yapılmaktadır Bu üretimin yaklaşık 32 milyon tonu doğal, 71 milyon tonu ise yapay elyaf- tır Bu rakamlardan da anlaşılacağı gibi elyaf ihtiyacı doğrudan doğal lif kaynaklarından karşılanamaz durumdadır Doğal elyafın iki katından daha fazla miktarda yapay elyaf tü- ketimi gerçekleşmektedi Günümüzde yapay elyaf olarak adlandırılan insan yapımı liflerin büyük kısmını polyester ve polyamid gibi pet- rol kökenli sentetik lifler oluşturmaktadır. Bili- nen petrol rezervleri dikkate alınarak yapılan değerlendirmelerde petrolün en fazla 50 yıllık ömrünün kaldığı hesaplanmaktadır. **** agrafta Ana D Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine kesin olarak ulaşılabilir? Y A) Yapay elyaf tüketimi, doğal elyaf tüke- A timinden fazla olduğundan ham madde R tedarikinde sıkıntı yaşanmaktadır. G 1 Y B) Doğal lif kaynakları dünyanın ihtiyacı olan elyaf ihtiyacını karşılayamadığı için yapay A elyaf üretimine geçilmiştir. Y 1 N de Elyaf üretimi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yıldan yıla bariz bir şekilde A artış göstermektedir. R 1 D) Polyester, polyamid gibi petrol kökenli sentetik liflerden yapılan elyafın daha kul- lanışlı olduğu kabul edilmektedir. Var olan petrol rezervleri dikkate alındı- ğında gelecekte elyaf üretiminde artış olacağı tahmin edilmektedir.

4. TEST 3 nohub 102 fevideb3 Esir Şehrin İnsanları'nda, İngilizlerin İstanbul'u işgali sırasında İstanbul'a vapurla inen ve Osmanlı bürokrasisinin son temsilcilerinden olan Kâmil Bey'in kendi iç dünyasıyla ve ailesi başta olmak üzere yakın çevresiyle yaşadığı çatışmanın sebep olduğu şahsi dram, Türk toplumunun yaşadığı büyük dramın canlı bir göstergesidir. Bu cümledeki altı çizili ifadede aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Unvan grubu ropa sons B) Bağlama grubu L C) Sifat-fiil grubu D) Zincirleme isim tamlaması E) Tamlayanla tamlananı yer değiştirmiş isim tamlaması Face F

8. 7. TYT Deneme Sınavı (1) Pozitif bilimler arasında yer alan grafoloji, el yazısından edinilen verilerle yazıyı yazan hakkında somut sonuçlara ulaşılmasını sağlar. (II) Kimi iş yerleri. çalışan adayların- dan bilgi alırken el yazısı ile yazılmış metin rica eder. (III) El yazısı vurgusunun nedeni, sözlü olarak alınamayacak birçok karakter bilgisinin yazının analizinde ortaya dökü- lecek olmasıdır. (IV) Grafolojide kesin ve doğru bilgiye ulaşılması için tek bir yazı üzerinden değil; kayıt tutulan bir defter, günlük veya çok sayıda mektup ile analiz yapıl- ması önem taşır. (V) Ancak yazının formu, yazıldığı andaki çevresel faktörlerden de etkileneceği için genellemelerde yanılmalara yol açabilir. Bu parçada "grafoloji"yla ilgili olarak aşağıda verilen- lerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, nesnel yöntemler içeren bir alan olduğun- dan söz edilmiştir. B) U cümlede, iş yaşamında belirli bir karşılığının olduğu urgulanmıştır. C) M. cümlede, bazı bilgileri edinmede oldukça etkili oldu- ğundan söz edilmiştir. L DY IV. cümlede, kullanım amacına yönelik bir açıklamaya yer verilmiştir. E) V. cümlede, elde edilen verilerin kesinlik göstermediği vurgulanmıştır. On yıllardır, herkes tarafından kabul edilen "günde 10 bin adım atmak sağlığa inanılmaz faydalı" bilgisinin varlığı tar- tışıldı. Bu bilginin aslında Japonya'da bir pazarlama tekniği için ortaya atıldığı belirlendi. Oysa günde 10 bin adım at- do zararları konusunda net ve

an- A Driebi ever, perges billede dedi kendi kurmaca sunda ele alır. B) Edebiyat nesnar gerçeklerden, bilimden tagnamen uzak durdugo de başarys yakalayabi C) Tag, edebiyatın içinde bunursa o edebi eser gegn in aynas cur D) Nesnel bilaye dair ne varsa edeki eserde bulmak müm kündür. E) Edebi eser geçmige ışık tutarak topluma yol gösterme- lidir. Po 4. Her ne kadar kullanımı giderek artsa da genetik test yap- tırma konusunda insanlar endişeli. Yetişkinler oluşabilecek potansiye hastalıklar ve riskleri bilmek istiyor. Ancak bü yük çoğunluğu psikolojik olarak bu durumla nasıl başa gr kabileceği konusunda endişe duyuyor. Bu yüzden test yap tirip yaptırmama kararı Kişisel ve zor bir karar. Genetik da- nigman, Kestin artıları ve eksileri hakkında bilgi vererek ve testin sosyal ve duygusal etkilerini tartışarak kişilere yar- dimci oluyor. Örneğin kanser hastalığına yakalanma ihti- mali her insanı korkutur. Ancak bu ihtimale karşı zamanın- da alınan önlemler ile hastalığın ortaya çıkması engellene- bilir. Çünkü bazı kanser türlerinde erken teşhis hayat kur- tarır, Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanların sağlıklarına kavuşmak için bazı uygulamalar- dan çekinmelerinin gereksizliği B) Sağlık konusundaki duyarsız insanların sadece kendi- lerine değil topluma da sıkıntı vereceği C) Sağlık konusundaki duyarlılığın son dönemlerde daha fazla bir şekilde sergilendiği D) Hayatın insanlara öğrettiği en önemli şeyin sağlıklı ne- siller yetiştirme olduğu E) Hastalıklı bireylerin sağlıklarına kavuşmak için alınabi- lecek her tedbiri almaları gerekti

Test 4 Araştırmacılar yakın zamanda, çok yaygın biçimde doğru kabul ettiğimiz kimi bilgileri yeniden düşünmemiz gerektiği- ni keşfettiler. Mesela Kleopatra'nın kökenleri (babası Mısır- li değil Yunanlıymış ve annesinin kimliği de bilinmiyor), dino- zorların görünüşleri (paleontoloji uzmanları, tiranozor cinsinin sırtında renkli tüyler bulunduğunu düşünmeye başladılar) ve görmek için nelerin gerekli olduğu (körler kendilerini “görmek” için eğitebiliyorlar; ses dalgaları görsel korteksi harekete ge- çirerek zihnin gözünde imgeler yaratabiliyor, aşağı yukarı ya- rasaların karanlıkta yollarını bulabilmelerini sağlayan ekolo- kasyon sistemine benzer şekilde) gibi konularda. Eski plak- lar, klasik arabalar, antika saatler koleksiyoncular için çok de- ğerli parçalar sayılabilir ama modası geçmiş fikirler zihinden temizlenmesi gereken fosillere benzer. 1. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Nesnel anlatımdan yararlanılmıştır. B)) Tahminde bulunulmuştur. Sayıp dökmelere yer verilmiştir. DÖrneklemeye başvurulmuştur. E) Tanık gösterilmiştir. 3.

20. Eğer birileri tarih boyunca kendilerini bilgiye adamamış olsalardı yani herkes tüccar, asker olmaya çalışsaydı, herkes para, altın peşinde koşsaydı dünya cehaletten geçilmezdi. Bilgeler kendi adlarına değil, tüm insanlar adına düşünürler ve kendilerini bilgiye adarlar. Düşünce yolu ile elde edilmiş bir cümle bazen toplumların yapısı- ni değiştirir. İnsanlığın tüccarlara ve krallara hiçbir borcu yoktur ama bilgelere borcu çoktur. Hâlâ evren onların ki- taplarından saçan ışıkla aydınlanmaktadır. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Bilge biri olmak için, dünyevi olan her şeyden uzak durmak gerekir. B) Toplumu yönlendirmeyi temele alan bilgeler, her şeyi bu doğrultuda yapar C) İnsanlığı fikirleriyle ve eserleriyle aydınlatıp yönlen- direnler, bilgelerdir. D) Bilgelerin gerek tüccar gerekse askerlerden daha çok seveni vardır. E) Tarihte bilgeler krallardan daha çok sevilmiş ve el üstünde tutulmuştur. 1 1

an şiirleri y alığı argılarda C) Yaln 37-38, soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayiniz. 2017 yılında, Ellen MacArthur Vakfı ve Circular Fiber Initiative adlı kuruluş, "modada döngüsel ekonomi kavramı" üzerine bir rapor yayımlamıştır. Rapor, aşağıdaki dört maddeyi temel almıştır: 1. Moda endüstrisi, çevreye kirletici maddeler salmadığını ispat etmek durumundadır. 2. Giysiler, uzun süre kullanılmak üzere tasarlanmalıdır. 3. Tasarım, satış ve kullanım stratejileri gözden geçirilmeli; planlanmalı ve kiralama sistemleri geliştirilmelidir. 4. Kaynaklar etkin bir biçimde kullanılmalı, gerekirse teknolojik uygulamalar desteklenmelidir. 37. Bu parçada söz edilen rapor, aşağıdaki tespitlerden hangisine dikkat çekmek için yayımlanmış olabilir? A) Yenilik arayışı ve sonucunda yaratilan vahşi rekabet ortamı, uzun yıllardır moda endüstrisine hükmetmektedir. Moda endüstrisi hâlihazırdaki stratejilerle üretime devam ederse önümüzdeki yıllarda küresel ölçekte kâr kaybı problemiyle yüz yüze gelecektir. Cy Pek çokları için tasarım yapma ve yaratıcılık, dünyaya daha önce var olmayan yeni bir ürün getirmek şeklinde algılanmaktadır. 38. 96x kr LİMİT YAYINLARI D) Tüm diğer disiplinlerde olduğu gibi moda tasarımında da tasarımcılar, ekonomik yapı dışında bir yapıyı göremeyecek hâle getirilmişlerdir. E) Tekstil geri dönüşüm uygulamalarının büyük çoğunluğunda geri dönüşüm sonucu ortaya çıkan ürün, ilk ürüne nazaran daha değersiz bir yapıdadır. from Ve

7. Türklerin Müslüman olduğunu kabul ettiğimiz 10. yüzyılla, divan edebiyatının başlangıcı olarak kabul edilen 13. yüzyıl arasında İslamiyet'in etkisi altında verilmiş olan, bir anlam- da geçiş dönemi ürünlerimiz sayılan eserler yer almakta- dır. Bu dönem Türk edebiyatı bir yandan İslam inancı ve bunun getirdiği Arap ve Fars kültürünün etkisine girerken bir yandan da eski Türk Edebiyatı geleneğini sürdürmeye çalıştığından bir ikilem yaşamıştır. 11. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılan Dîvânu Lügâti't Türk ile ilgili olarak aşağıda verilen bil- gilerden hangisi yanlıştır? A) Türkçe - Arapça bir sözlüktür. B) Sözlük olmanın yanı sıra İslamiyet öncesi sözlü ürün- lerin toplandığı bir antolojidir. C) Eserde bir mesnevi örneği vardır. D) Hakaniye lehçesiyle yazılmış didaktik bir eserdir. E) Türklerin tarihi ve yaşadıkları coğrafya ile ilgili bilgiler içerir.

Şairliğe titizlenerek yaklaşmamış, hem halk hem divan ede- biyatının rüzgârını almış olan Bedri Rahmi âdeta, şiirimizin bugünkü anlayışı karşısında şaşkına dönmüş bir halk ozanı- dır. Üstelik, havas edebiyatına özenerek Arap ve Acem tamla- malarıyla, aruzla niteliksiz şiirler yazan çelimsiz bir halk ozanı. Bize bile «turistik» gelen bol nakışlı bir heybe. Ancak Çakıl, Sitem gibi hikmet söylemek tutkusundan ve halk şiiri hayranlı- ğından sıyrıldığı şiirleri edebî yönden daha bir değer taşıyor. Bu parçadaki altı çizili sözle Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun şiirlerinde eksik olan hangi anlatım özelliğine gönderme yapılmış olabilir? A) Açıklık B) Yalınlık D) Özgünlük E) Yerellik C) Duruluk

1. Damat İbrahim Paşa'nın eşi Fatma Sultan için yaptırdığı ahşap yalı, bahçesinde düzenlenen çı- rağan yaşantılarından dolayı Lale Devri'nde "Çı- rağan" adıyla anılmaya başlamıştı. II. Garabet Balyan'ın Hünkar Dairesi'nin önüne koy- duğu 40 tane mermer kolon, yalıya yeni-klasik bir görünüm kazandırdı. M. I. Mahmut Dönemi'nde yanındaki yapılar yıktırı- larak yerlerine Garabet Balyan'a yeni ahşap yapı- lar yaptırıldı. IV. Daha sonra I. Mahmut, III. Selim, II. Mahmut ve Abdülmecit'in saray olarak kullandıkları bu yalı 1859'a değin yapılan eklemeler ve onarımlarla değişikliğe uğradı. V. Daha sonraki yıllarda V. Murat'ın kaldığı harem dairesini gene Garabet Balyan yapmıştı. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? A) We V B) ve IV C) ve V Xve Iv un/vev over Fron Aye IIIov ill D) Il ve V ||

kitle, sanata erine ilgi bırakıp sosyal nleri ortaya sanata ihtiyaç da sanatçılar, cip sanat r vermeye başlad anın oluşturduğ zgün ve yaratio issettiler. muoyu, sosyal ve bu kitle meye zorladı. dk. dk. Doğ Yani beri devam ettiğini vurgulamaktadır. 2 disinmeden kenus now 2. Insanımız kendi kafasıyla düşünmeyi öğrenememiştir, bunu ona öğretmemişlerdir. Hep o kafadan korkulmuştur. Bu düşüncenin gücünden ürkenler olmuştur. Okuyandan, yazandan uzak tutmak istemişlerdir toplumu. Kendi kafalarındaki donmuşlukları halkta görmek istemişlerdir. Bu parçanın ana düşüncesini yansıtan atasözü aşağıdakilerden hangisidir? A) Söz gümüşse sükût altındır. B) Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama. limiyle amel etmeyen hoca, bülbül gibi ötse de kargayla bir tut. D) Acelede nedamet, düşünmekte selamet vardır. E) Düşünmeden konuşmak nişan almadan ateş etmeye benzer. TÜRKÇE 4. Anadolu'da yapılan e işlenen bitkilerin yöre başka bitkinin bütün Karadeniz köylerind sümbül, lale türünde pek görülmez. Güne bir el işinde ise find Doğu Anadolu Bölg Akdeniz'in mavi sul güzelliğini aramak adlar da farklı farkl Bu parçanın konu A) Coğrafyanın e B Insanların beğ C) Dilin, el işine Kültürler aras E) Kültürlerin alı SORU BANKAS

A) I B) 3 C) III 20. I. Sağlıklı bir hayat için sihirli bir hâle gelebilecek bu iki yüz kırk dakikanın yürüyüşe nasıl ayrılacağı ise elbette ki kişiye bağlı. D) IV II. Ama bu süreden başarılı sonuçlar alınabilmesinin en önemli koşulu bunu düzenli yapmak, aksi taktirde yürüyüşün pek bir faydası olmuyor. E) V Yapılan araştırmalara göre 18 ila 30 yaş arasında, haftada en az 4 saat yürüyüş yapan kadınların, yap- mayanlara oranla gelecek 15 yılda kilo vermelerinin daha kolay olduğu saptanmıştır. IV. Öyle ki düzenli yürüyüşe alışan vücut, kilo vermeye daha yatkındır; daha hızlı bir zaman diliminde üstelik de sağlıklı bir şekilde kilo verebilmektedir. 4 V. Yani yürümek, sadece içerisinde bulunduğumuz "an"la ilgili bir egzersiz olmayıp kişinin ileriki yaşla- rında da kilosuna rahatlıkla hâkim olabilmesine yar- dımcı olmaktadır. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V 5 7 Lulti Serisi Brans Denemeleri 1 2

TYT / Paragraf 12. Kütüphanelerin artık bana yetmediğine ve hayatı ya- şayarak deneyimlemenin daha verimli olacağına karar verdikten sonra, hayatım yeni bir mecrada akmaya baş- ladı. Şimdiye kadar edindiklerimden çok daha farklı tec- rübeler kazanmaya karar vermiştim Bu nedenle düzenli olarak seyahat etmeye, şehirler ve kasabalar görmeye, bambaşka koşul ve tabiattaki insanlarla görüşmeye başladım. Bu sayede, zihnimdeki prangaları kırabilmek için yeni düşünceleri dikkate almak zorunda olduğumu kavradım. Gittiğim her yerden, konuştuğum her insan- dan edindiğim birikimlerin beni çoğalttığını hissettikçe açlığım daha da arttı. Bunun üzerine rotamı sınırların çok ötesine, uzak ülkelere çevirdim. Bu parçanın yazarı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? LA Edindiği deneyimlerin kendisi için yetersiz olduğunu düşünmektedir. BY Yeniliklere açık olmayı, özgürleşmesinin gereği ola- rak görmektedir. 9 C) Yaşamdan edineceği tecrübeleri, kitabi bilgilere yeğ- lemektedir. 14. D) Farklı ülkeleri gezerek arayış sürecini sonlandırmak istemektedir. E Deneyim çeşitliliğinin kendisini zenginleştirdiğine 30 inanmaktadır.

2. nedir? D) Filmin kahramanlarının mekânla olan ilişkisi için neler söylenebilir? E) Filmde ada yerine başka bir mekânın seçilmesi ko- nuyu nasıl etkilerdi? Ne insan ne de şair tek başına yaşayan, yaşayabilen bir canlı türü değil. Hayatı paylaştığı insanlar var. Hayatının öteki ile ilişkisinde anlamlı bağlar kurduğu insanlardır bunlar. Bazıları somut, günlük hayatındaki bağlantılar- dır; bazıları ise zihni yaşantısında eserleriyle, fikirleriyle ilgi kurduğu isimlerdir. Yani şairin hayatı da şiire dâhildir çoğunlukla ithaf da bu bağlantı kurmanın incelikli yolla- rından biridir. Nasıl sonsuz çeşitlilikte insan hâli varsa o çeşitlilikte ithaf da olabilir. Mecburiyet değil elbette ithaf, ama bir işaret, Heidegger'in dediği gibi, "İnsan şairane bir yerdedir bu dünyada." www.sorubankasi.net Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karsılık olarak söylenmiş olabilir? NA) Kitaplar neden ithaf edilir ve kimlere ithaf edilmelidir? B) Hayat ve şiir arasındaki bağlar nelerdir? C) Açık bir şekilde söylenmese de her şiir ithaf edilmiş midir? D) Kitap ithaf etmek bir zorunluluk mudur? E) Kitaplarınızı kimlere ithaf ediyorsunuz?

2. Cevaplarınızı, cevap kag Akıl hastalığı ile dâhilik arasında bir bağın olduğuna ilişkin bilginin kökeni Aristo zamanına kadar dayan dinlabilmektedir. Psikolojik birtakım rahatsızlıkların, yaratıcılık unsuru ile bağının olduğu ve bu mevcut bağın, sanatçıların eserlerinin olumlu anlamda nite- lik kazanmasına doğrudan etki ettiği söylenebilir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada dile getiri- len düşünceyi örneklemekten uzaktır? A) Richard Dadd, en ünlü eseri olan The Fairy Fel- ler's Master-Stroke tablosunu ve bilinen birçok başyapıtını yatırıldığı bir psikiyatri hastanesinde oluşturmuştu. Dadd'in büyük bir olasılıkla, para- noid şizofreni rahatsızlığı olduğu düşünülmekte- dir. B) Soyut dışavurumculuğun dallarından biri olan ve "geç resimsel soyutlama" adıyla da bilinen anla- yışın önemli temsilcilerinden birisi olan Rothko şöyle söylüyordu. "Ben tuvalde renk ve form ya da başka bir şeyin ilişkisiyle ilgili değilim. Beni il- gilendiren resim yaparken insanların duyumları, hålleri, coşkuları ve duygulanımlarıdır." C) Vincent Van Gogh, hastalıklı döneminde, resim- lerinde dünya genişliyor, dağlar sarsılıyor, bulut- lar delice bir hızla dönüyor, yıldızlar donanma fişekleri gibi hareket ediyor, ağaçlar öfke içinde debeleniyor; Van Gogh bunu fark edebiliyor an- cak bunun ne olduğunu, neden böyle düşündü- ğünün, neden böyle davrandığının mantıklı bir izahını bulamıyordu. D) Bazı araştırmacılar; dünyanın en değerli sanat eserlerinden birinin yaratıcısı olan Michelange- lo'nun, Sistina Şapeli'nin boyanmış tavanında ciddi ruhsal hastalık belirtilerini yansıttığını ve bunun açık bir şekilde tespit edilebildiğinden bahsetmektedir. E) Edvard Munch'in, şiddetli anksiyete atakları re- simlerindeki görselliği de etkilemişti. Hasta Ço- cuk, Hasta Odasında Ölüm gibi çalışmaları, gü- nümüzde psikiyatristler tarafından incelenmekte ve anlaşılmaya çalışılmaktadır. radikal YAYINLARI