Nesne-Yüklem İlişkisi Soruları

8. (1) Karaman'da bulunan Canhasan Höyüğü, Neolitik Çağ'a kadar inen kültür katmanlarına sahip olması nedeniyle önemlidir. (II) Yapılan kazılarda etrafı surlarla çevrili kent yapısı or- taya çıkarılmıştır. (III) Evler alt katı depo, üst katı yaşam alanı olmak üzere iki katlıdır. (IV) Kapı olmadığı için evlere dışarıdan basamak- larla çıkılan damlardan girilmektedir. (V) Hö- yükte yapılan kazılarda bulunan bilezik ve to- puz başı gibi eşyalar bakır işciliğinin gelişmiş olduğunu göstermektedir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? LA) 1. cümlede ilgece yer verilmiştir. B) II. cümlede niteleme sıfatı bulunmaktadır. C) III, cümlede bir isim çoğul eki almıştır. ERK. V. cümlede bir eylem, şimdiki zamana göre çekimlenmiştir. EX V. cümlenin yüklemi geçişsizdir.

11. Aşağıdakilerin hangisinde yazım yanlışı var- dir? A) DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ yazılı tabelayı göründe içeri girdik. L Şirkete yeni atanan genel müdürün tazekan ge- tirmesi bekleniyor. L C) Türk sanat musikisinde en sevdiğim makam hi- cazdır. DDiyorlar Ki, Ruşen Eşref Ünaydın'ın mülakatla- rını içeren eseridir. Yurdumuzu etkileyen kar yağışı özellikle Ana- dolu'nun doğusunda etkili oluyor

Ch 13. (1) Şimdi incelediğiniz romanın bir başka özelliğine, anlatım bi çimine geçiyoruz. (I) Yazar, romaninda olayları hem birinci kişi ağzından hem üçüncü kişi ağzından anlatıyor. (III) Yani çok yönlü aydınlatma tekniği dediğimiz yöntemle romaninin ania- ticilanını sık sık değiştiriyor. (IV) Bu çeşitlilik, yazarın anlatı ko- numunda da kişisel, tanrısal ve yansız olmak üzere her üç im- kändan yararlanmasına yardım ediyor. (V) Karşılıklı konuşma- lanı içeren pasajlarda anlatıcı, aradan çekilerek okuyucuyla kahramanları karşı karşıya getiriyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri, nesne-yük- lem ilişkisine göre diğerlerinden farklıdır? Alt ve il MPİYO D) IIl ve IV B) I ve IV E) IV ve V C) II ve III PD

13. (1) şimdi incelediğiniz romanın bir başka özelliğine, anlatım bi çimine geçiyoruz. (1) Yazar, romaninda olayları hem birinci kişi ağzından hem üçüncü kişi ağzından anlatıyor. (III) Yani çok yönlü aydınlatma tekniği dediğimiz yöntemle romaninin anla- ticilanını sık sık değiştiriyor. (IV) Bu çeşitlilik, yazarın anlatı ko- numunda da kişisel, tanrısal ve yansız olmak üzere her üç im- kändan yararlanmasına yardım ediyor. (V) Karşılıklı konuşma- lanı içeren pasajlarda anlatıcı, aradan çekilerek okuyucuyla kahramanları karşı karşıya getiriyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri, nesne-yük- lem ilişkisine göre diğerlerinden farklıdır? Alive l SAMPİYO D) IIl ve IV B) I ve IV E) IV ve V C) II ve III YKS PD

3- ri el 10. Kraliçe adlı film, Prens Charles'tan boşandıktan sonra tüm İn- giliz aristokrasisine sırtını dönen Prenses Diana'nın ölümünü anlatıyor. Film, pek çok yazılı ve görsel malzemeyle destekle- nen bir belgesel gibi çekildi. Buna rağmen senaryosu fazlasıy- la içeriden yazıldığı için çokça tartışıldı. Bununla birlikte film, edp tipik İngiliz mizahı ile hüzün duygusunu her karesinde birles- etlen tirebilmiştir. 4515415 iste's yokturpe Bu parçada aşağıda verilenlerden hangisi yoktur? A) Öznenin yüklemde bildirilen işi yapmayıp başkasının yap- tığı işten etkilendiği fiil B) "Neyi, kimi, ne" sorularına cevap verebilen fiil Geçişsiz iken -r, -t, -tir" eklerinden uygun olanını alarak ge- çişli hâle gelen fiil D) Nesnesi olan ya da nesne alabilen bir fiil E) Gerçekleşmesi için birden fazla öznenin gerektiği fiil

6. Yusuf Has Hacip eserinde dört soyut kavramı kişil bunlara uygun adlar vermiştir. Kün Togdi (Hükümdar) "gün doğdu, doğan güneş ti temsil eder. Ay Toldi (Vezir) "ay doldu, dolunay" baht, talih v temsil eder. Ögdülmüş (Vezirin oğlu) "övülmüş" akıl ve anlayış eder. Odgurmuş (Vezirin kardeşi) "akibet" dünya işlerin nu temsil eder. Buna göre aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? A) Eser, nazım-nesir karışık bir şekilde yazılmıştır. B) Eserde sufilik ve İslam mistisizmine dair temalar işl C) Eser, halka yönelik değil, aydın kesime yönelik şiirlere örnekler içerir. D) Eserde akla ve bilgiye verilen önem ön plandadı E) Eser, eski Türkçe olarak kabul edilen Karahanlı ile yazılmıştır.

5. Aşağıdaki cümlelerden hangisi nesne-yüklem ilişkisi bakımından diğerlerinden farklıdır? A) Yaşamımızın çocukluk dönemini hem acılar hem de sevinçleriyle anımsanız. B) Sefaletle geçen günlerin çökerttiği yüzünde de son yıllarında derin çizgiler oluşmuştu. C) Halk kültüründeki feodal ögeler çözülmeye baş- layınca elbette halk şiiri de kendisini bu doğrul- tuda yenileyecektir. D) Herkes toplantıda en ilginç fikirleri, en fantastik çözümleri birbirleriyle yarışırcasına birer birer sıralıyordu. E) Gelecek kuşakların yaşadığımız çağa ne gözle bakacaklarını, bu çağı nasıl değerlendirecekle- rini merak ediyorum. 38. Edebiyat riyle ilişki çok eski san psik kânı za çıkmas ve se yord sap Bu nin Å

6. Montaigne, hakikatin anahtarının insanın kendisinde olduğuna inanıyordu. Hakikate ulaşmak için insanın dönüp kendisine bakması yeterliydi: "Herkesin gözü dışarıdadır, ben gözümü içeri çevirir, içimde gezdiri- rim. Herkes dışarıya bakar, ben içime bakarım; benim işim gücüm kendimledir. Hep kendimi seyreder, kendi- mi yoklar, hatamı görür, kendimi tadarım." Denemeler, Montaigne'in hayatının kitabıydı, kırk yaşında yazmaya başladı. Yazdıklarını uzun süre yayımlamadı, yayımla- dıktan sonra da hep aynı kitabı genişletti; hayatı boyun- ca hep deneme yazdı. Kitabıyla ilgili okuru en başından tembihlemiştir: "Kendim dışında hiçbir amaç gözetme- dim, kitabımın özü benim." Bu parçada Montaigne'nin; I. yenilikçilik, II. çok yönlülük, III. öz eleştirellik, IV. kuralcılık özelliklerinden hangilerine değinilmemiştir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve III C) Yalnız IV E) II ve IV

13. Milattan önce Orta Amerika yerlileri, bir tür ölüm ka- Im oyunu oynuyordu. (II) Kauçuk parçalarından yapı- lan ve içi taşlarla doldurulan bir top yerden iki metre yüksekteki taş bir halkadan geçirilmeye çalışılıyordu. (III) Uç kişi arasında dizlerle oynanan bu oyunda cid- di kırılmalar oluyordu. (IV) Yenilen kişi öldürülüp tek kişi kalana kadar oyun sürdürülüyordu. (V) Bu vah- şet bugün oldukça değişerek kurallı güzel bir oyuna, futbola dönüştü. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi şöylenemez? A). cümlenin yüklemi geçişliyken tekrar geçişlilik eki almış ve ettirgen olmuştur. B) II. cümlenin yüklemi, edilgen çatılı bir fiildir. C) III. cümlenin yüklemi, geçişsiz fiil özelliği göster- mektedir. D) IV. cümlenin yüklemi, "-dür" ekiyle oldurgan fiil hâline getirilmiştir. E) V. cümlenin yüklemi oluş fiilidir ve "-ş" eki alma- sına rağmen işteş çatılı değildir. 2.

TYT/TÜR 17. "Duygu, çağrışım ve izlenimlerin dizeler hâlinde dile getirildiği söz sanatıdır şiir." gibi tanımları yapılmaya çalışılır şiirin. Hiçbir zaman kesin ve tam bir tanımına ulaşılamayan türlerden biridir ve çok genel olarak şiir, düzyazı dışında kalan bir anlatım biçimi olarak nitelendirilebilir. Ama bence şiirin en özlü tanımı şudur: Şiir, bütün sanatsal türlerin boy attığı bir topraktır. Her yazın yapıtında şiirden bir parça görürsünüz. Öyle ki resim, renklerin şiiridir; heykel, mermerlerin şiiridir. Yine müzik, seslerden oluşan bir şiirdir. Sait Faik'in, Sabahattin Ali'nin, Ferit Edgü'nün yazdıkları, ne kadar öyküyse bir o kadar da şiirdir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazınsal türlerden farklı olarak şiirde çağrışım, imge, sezgi, duyular, duygular önemli bir yer tutar. B) Bütün sanat dallarında az ya da çok, şiir içinde değerlendirilebilecek bir yön vardır. C) İster düzyazı olsun isterse şiir, tüm yazın ürünleri bir bütün olarak ele alınmalıdır. D) Gelişimlerine paralel olarak türler arasında bir geçişkenlik olabileceği de yadsınmamalıdır. E) Şiirselliğin öncelendiği yapıtlar, sanat dünyasında daha fazla ses getirir.

TURKÇE YETERLİLİK TESTİ 15. () Strasbourg'un en görkemli eserlerinden biri Notre Dame Katedrali. (II) İkinci Dünya Savaşı'nda önemli ölçü- de hasar gören bu muhteşem yapı, sonraki yıllarda ye niden restore edilmiş. (III) Kırmızı kum taşından yapılmış olan ve çeşitli mimari üsluplan barındıran yapının 139 met- re yüksekliğindeki kulesi restore edilmek üzere koruma altına alınmış. (IV) Eski Strasbourg'taki bir başka önemli yapı ise Fransız mimar Robert de Cotte'nin bir eseri. (V) 18. yüzyılda saray olarak kullanılan bu olağanüstü yapının içinde, zengin koleksiyonlara sahip üç müze bulunuyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 18. F

9. Sınıf/Türk Dili ve Edebiyatı 6. Evin avlusuna sırtında çuval kaplı bir yayvan tor- basıyla, elinde bir ufacık iskemle ve uzun bir demir parçasıyla, dağınık kıyafetli bir adam girdi. Torba- sında da mukavva gibi bükülmüş bir tomar duruyor- du. Konuştular, sonra önüne bir sürü patlak, sökük, parça parça ayakkabı dizdiler. Satıcı iskemlesine oturdu. Hasan da merakla karşısına geçti. Bu dört yanı duvarlı, tek kat, basık ve toprak evde öyle cani sıkılıyordu ki... Şaşarak, eğlenerek seyrediyordu. Mukavvaya benzettiği kalın deriyi iki tarafı keskin in- cecik, sapsız bıçağıyla kesişine, ağzına bir avuç çivi dolduruşuna sonra bunlan birer birer İstanbul'da gör- düğü maymun gibi avurdundan çıkarıp ayakkabıların altına çabuk cabuk mıhlayışına, deri parçalarını pis bir suya batırıp ıslatışına, çanaktaki macu- na parmağını daldırıp tabanlara sürüşüne, hepsine bakıyordu. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? P A) Betimleyici unsurlara yer verilmiştir.. B) İkilemelerden yararlanılmıştır. C) Metnin yapı unsurlarından mekân ve kişi ayrıntı- ları örneklendirilmiştir. D) İlahi bakış açısıyla yazılmıştır. E) Bilinç akışı tekniğine başvurulmuştur. Sanat ve sanatçı; çağlar boyunca insanın ilgi alanın- da olmuş, klişe tabirle mağara devrinden günümüze ve her alanda olmak üzere hiç eksilmeden etkisini sürdürmüştür Güzel sanatlar mimarlık, edebiyat ya. da müzik dalında olsun ortaya konan bu eserler; in- do undrinamar Ankara Yayıncılık 1. 11. III. IV. V. Olay tablo liştir AN 9. As mi

3. Fiiller; oluş, kılış, durum bildirir. Nesne alan fiiller kılış; nesne almayan, yani, "neyi, kimi" sorularına cevap vermeyen fiiller oluş, durum bildirir. YAZIT Buna göre aşağıdaki cümlelerden hangisinin yüklemi "Kılış" bildirir? A) Söyleyecek sözü yoktu, elleri böğründe kaldı. B) Soğuk rüzgârlar esmeye başlamış, kış iyiden iyiye bastır- mişti. Ürün alamayınca bu yıl tarlayı nadasa bırakmıştı. D Dedikodunun olduğu ortamdan sessiz sedasız ayrılırdı. Kara bulutların ardından yağmur serpiştirmeye başladı. 286 sev Bu t kiml A) Se B) Se Se D) Se E SE

3. Aşağıdaki yazar-eser eşleştirmelerinden hangisi yan- liştir? A) Ahmet Hamdi Tanpınar - Yaz Yağmuru B) Yusuf Atılgan - Bodur Minareden Öte C) Oğuz Atay - Korkuyu Beklerken D) Sait Faik Abasıyanık - Bozbulanık E) Rasim Özdenören - Denize Açılan Kapı

11. Mağaralar, barınma gereksinimini karşılayan ---- mekân- lardır. Mimari mekânlar ise barınma, sağlık, eğitim, din- lenme vb. işlevleri yerine getiren ---- mekânlardır. Bu parçada boş bırakılan yerlere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) geniş - amaçlı hazır-tasarlanmış B) gösterişsiz-pahalı doğal-kısıtlı E) korumasız - güvenli 2.

2. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Büyük bir romancı, yarattığı karakterlerini yaşadığı çevreden ayrı düşünemez, onlan var olduğu çevreye göre biçimlendirir." düşüncesine uzak düşmektedir? A) Geçen gün bu uşağı aynı geniş bahçeye girerken gördüm. Bu sefer ince burunlu, beyaz tüylü bir köpeğin ipini tutmuştu. Yanında kıyafeti kendine benzeyen başka biri daha vardı. Yine merak ettim: "Ne oldu?.. Köpeği değiştirdiniz mi?" diye sordum. B) Her zamanki seyahatlerinden birinden dönen Melik'e, sarayının önünde bu garip dervişi görünce yüzüne şöyle bir bakmış, gözleri onun gözlerine ilişmiş, sarayına girerken başmabeyincisine "Bu adamın bir derdi var, sorun bakalım nedir derdi." demiş. Can sıkan ve bize hiç uymayan bir kıştan sonra Isıtıcı güneş ve yeni belirmeye başlayan yeşillikler hepimize tuhaf bir enerji vermişti. Sırtlarında beyaz ve kısa bir gömlekten başka bir şeyleri olmayan küçük çocuklar hiç durmadan koşuyorlar, bağırıyorlardı. D) Sözün burasına gelince Vali heyecanla "Nidem ki?" dedi. Kubbe yıkıldı. O tanklara tesir edemedik. Daha evvel tank görmediğimizden olsa gerek epey korkmuştuk, içimizde en cesur geçinenler bile lal olmuştu neredeyse." Çocuk gitmek istemiyordu. Şimdi para filan istediğinden değil, ayağının acısından olduğu yerde kalıyordu. Gözleri penceredeki adama ilişen uşak, çocuğu hızla itti; o, küfesiyle beraber yüzükoyun yuvarlandı. Artık ağladığı bile duyulmuyordu.