%71 Dev İndirimde Son Gün 19 Mayıs! 2025 paketlerinde fiyat artışından etkilenmemek için bugün paketini al.

Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Paragraf Genel Tekrar Soruları

10. 19. yüzyılın sonlarıyla 20. yüzyılın başlarında, Sigmund
Freud'un ortaya attığı, bilinçaltının insan davranışlarındaki
önemini temele alan psikanaliz yöntemi; bilinçaltına itilmiş,
doyurulmamış duyguların, çeşitli davranış bozuklularının ve
ruhsal hastalıkların kaynağı olduğu savını ileri sürer. Psi-
kanalizi, “belli birtakım sinir hastalıklarının tedavi metodu
Analitik Eleştiri Kuramı diye tanımlayan Freud, toplumsal
baskıların, bireyde bastırılmış duyguların oluşmasına sebep
olduğunu ve bu duyguların bilinçaltının içeriğini oluşturdu-
ğunu söyler. Psikanalize göre bastırılan ama ortadan kaldı-
rılamayan duygu ve istekler, belli durumlarda birer hastalık
kaynağı hâline girerek nevrozlar diye tanımlanan patolojik
olayları yaratırlar. Bu durumlarda söz konusu istek ve duy-
gular, bastırmaya uğradıkları için kendilerini açıkça ortaya
koyamayarak başka yollardan bir çıkış noktası arar ve ken-
dilerini başka görünüşlere sokarak "belirtileri oluşturur. Bu
belirtilerin gerçek varlığını ortaya çıkarmak ve bu belirtilerin
kaynaklarını hastanın bilincine getirmek, psikanalizin temel
aracıdır.
Bu parçadan hareketle psikanalizle ilgili olarak
1. Freud'un klinik çalışmalarına
II. Freud'un adlandırmalarına
III. Nevrozların çıkış şekline
IV. Ruhsal hastalıklarla bilinçaltının ilişkisine
ifadelerinden hangilerine değinilmiştir?
A) Yalnız
BI ve II
D) III ve IV
C) II ve II
E) II, III ve IV
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
10. 19. yüzyılın sonlarıyla 20. yüzyılın başlarında, Sigmund Freud'un ortaya attığı, bilinçaltının insan davranışlarındaki önemini temele alan psikanaliz yöntemi; bilinçaltına itilmiş, doyurulmamış duyguların, çeşitli davranış bozuklularının ve ruhsal hastalıkların kaynağı olduğu savını ileri sürer. Psi- kanalizi, “belli birtakım sinir hastalıklarının tedavi metodu Analitik Eleştiri Kuramı diye tanımlayan Freud, toplumsal baskıların, bireyde bastırılmış duyguların oluşmasına sebep olduğunu ve bu duyguların bilinçaltının içeriğini oluşturdu- ğunu söyler. Psikanalize göre bastırılan ama ortadan kaldı- rılamayan duygu ve istekler, belli durumlarda birer hastalık kaynağı hâline girerek nevrozlar diye tanımlanan patolojik olayları yaratırlar. Bu durumlarda söz konusu istek ve duy- gular, bastırmaya uğradıkları için kendilerini açıkça ortaya koyamayarak başka yollardan bir çıkış noktası arar ve ken- dilerini başka görünüşlere sokarak "belirtileri oluşturur. Bu belirtilerin gerçek varlığını ortaya çıkarmak ve bu belirtilerin kaynaklarını hastanın bilincine getirmek, psikanalizin temel aracıdır. Bu parçadan hareketle psikanalizle ilgili olarak 1. Freud'un klinik çalışmalarına II. Freud'un adlandırmalarına III. Nevrozların çıkış şekline IV. Ruhsal hastalıklarla bilinçaltının ilişkisine ifadelerinden hangilerine değinilmiştir? A) Yalnız BI ve II D) III ve IV C) II ve II E) II, III ve IV
ne
itle
n
kçi
ak
in
ştir.V
YAYINLARI
LIMIT
55
4.
D
veb slöse head
Antarashop nitembrie
sto migli skjolmus atsambe, notre
mage
bosi
Murat Yalçın'ın öykülerinin temelinde dil ve anlatım
kaygısı, anlatma sanatının özgünlüğü arzusu yatar.
Bunu söylerken onun masa başı öykücüsü olduğunu
söylemiş olmuyorum.
Aşağıda verilenlerden hangisi bu parçadaki altı
çizili yargıyı kanıtlayıcı bir nitelikte değildir?
northe
V
BY
AY Murat Yalçın'ın Karga Zarif'teki öyküleri hayatla,
insanla, insanın hayatla sürtüşmesinden
kaynaklanan çeşitli sorunlarla dopdoludur.
Doğrusu, bu öyküyü okurken her sabah Üsküdar -
Kadıköy arası bindiğim sarı dolmuşlardan birinin
şoförünü dinliyorum zannına kapıldım zaman
zaman.
C) Karga Zarif te sıradanlığı içinden, sokaktan sayfaya
taşınmış görünen ama ilginç oldukları görülebilen,
en azından bana öyle gelen kişiler çoğunlukta.
D) Karga Zarif'te, öykü kişilerinin dünyadaki varlığı,
duruşu, ait olduğu yer, geliştirdiği yaşam dili
bakımından incelendiğinde farklılık dikkat çekiyor.
E) Kanunun Solist Olduğu Gece adlı öyküde Eyüp'ün
anlı şanlı bıçkın dolmuşçularından iken bir kaza
sonucu tekerlekli sandalyeye mahkûm olan, karısı
tarafından aldatılmaya başlanınca da bunu
hazmedemeyip intiharı seçen birinin hikâyesi
anlatılır.
poboy
KRONOMETRE PARAGRAF SORU BANKASI
for
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
ne itle n kçi ak in ştir.V YAYINLARI LIMIT 55 4. D veb slöse head Antarashop nitembrie sto migli skjolmus atsambe, notre mage bosi Murat Yalçın'ın öykülerinin temelinde dil ve anlatım kaygısı, anlatma sanatının özgünlüğü arzusu yatar. Bunu söylerken onun masa başı öykücüsü olduğunu söylemiş olmuyorum. Aşağıda verilenlerden hangisi bu parçadaki altı çizili yargıyı kanıtlayıcı bir nitelikte değildir? northe V BY AY Murat Yalçın'ın Karga Zarif'teki öyküleri hayatla, insanla, insanın hayatla sürtüşmesinden kaynaklanan çeşitli sorunlarla dopdoludur. Doğrusu, bu öyküyü okurken her sabah Üsküdar - Kadıköy arası bindiğim sarı dolmuşlardan birinin şoförünü dinliyorum zannına kapıldım zaman zaman. C) Karga Zarif te sıradanlığı içinden, sokaktan sayfaya taşınmış görünen ama ilginç oldukları görülebilen, en azından bana öyle gelen kişiler çoğunlukta. D) Karga Zarif'te, öykü kişilerinin dünyadaki varlığı, duruşu, ait olduğu yer, geliştirdiği yaşam dili bakımından incelendiğinde farklılık dikkat çekiyor. E) Kanunun Solist Olduğu Gece adlı öyküde Eyüp'ün anlı şanlı bıçkın dolmuşçularından iken bir kaza sonucu tekerlekli sandalyeye mahkûm olan, karısı tarafından aldatılmaya başlanınca da bunu hazmedemeyip intiharı seçen birinin hikâyesi anlatılır. poboy KRONOMETRE PARAGRAF SORU BANKASI for
11. Filmde bütün hikâyeleri anlatmak istedim. Şimdi bile
Balıklı Göl'de şarkı söyleyen kız hakkında daha fazla şey
anlatamadığım için çok üzgünüm. Tuka'nın karakteri veya
Mahran hakkında daha fazla söyleyemediğim için
üzgünüm. Çünkü benim için seçim yapmak en zor şeydi.
Bütün çocukları sevdim, çok fazla hikâyeyle karşılaştım ve
seçim yapmak benim için kolay değildi. Diğer yandan çok
hızlı çalışmam gerekiyordu. Çünkü çocuklar çok çabuk
büyüyordu.
Kendisinden böyle söz eden bir yönetmen
aşağıdakilerden hangisiyle nitelenemez?
A) Çocuklardaki devinimin farkında olan
B) Ne yapması gerektiğinin bilincinde olan
C) Kendini yeterli görmekten sakınan
D) Sinemada etkileyiciliği önemli gören
E) Öz eleştiri yetisine sahip olan
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
11. Filmde bütün hikâyeleri anlatmak istedim. Şimdi bile Balıklı Göl'de şarkı söyleyen kız hakkında daha fazla şey anlatamadığım için çok üzgünüm. Tuka'nın karakteri veya Mahran hakkında daha fazla söyleyemediğim için üzgünüm. Çünkü benim için seçim yapmak en zor şeydi. Bütün çocukları sevdim, çok fazla hikâyeyle karşılaştım ve seçim yapmak benim için kolay değildi. Diğer yandan çok hızlı çalışmam gerekiyordu. Çünkü çocuklar çok çabuk büyüyordu. Kendisinden böyle söz eden bir yönetmen aşağıdakilerden hangisiyle nitelenemez? A) Çocuklardaki devinimin farkında olan B) Ne yapması gerektiğinin bilincinde olan C) Kendini yeterli görmekten sakınan D) Sinemada etkileyiciliği önemli gören E) Öz eleştiri yetisine sahip olan
Test
5. Öyküde ayrıntıların seçimi, üslup, sözcükler, bunların hepsi ilk
cümleden itibaren okuru bağlamak durumundadır. Giriş cümlesiy-
le merak uyandırmayan, okuru kendine bağlamayan öykü baştan
kaybetmiştir. Başlangıç cümlesinin yanı sıra olay örgüsüyle sürük-
leyicilik de çok önemli. Okur, bir solukta okuyabilmeli öyküyü. Di-
yelim ki bir trende geçen öyküde okur ya kendini yolculardan biri
ya da kahramanlardan biri olarak görmeli. Bunların dışında, içten
ve inandırıcı da olması gerekir.
Bu parça aşağıdaki soruların hangisine bir karşılık olarak söy-
lenmiş olabilir?
A Okuru, öyküyü okumaya asıl yönelten, öykünün içeriği mi yok-
sa biçemi mi?
B) Bir öykünün çok okunması onun gerçekten iyi olduğunu gös-
terir mi?
C Sanatçı bir olayı öyküyü yazmaya başlamadan önce mi kur-
gulamalıdır?
Bir yazar, okurun ilgisini çekebilmek için öykülerinde nelere
dikkat etmeli?
E) Dilin akıcılığı, bir öykünün iyi olup olmamasında ölçüt olabi-
lir mi?
nları
7.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
Test 5. Öyküde ayrıntıların seçimi, üslup, sözcükler, bunların hepsi ilk cümleden itibaren okuru bağlamak durumundadır. Giriş cümlesiy- le merak uyandırmayan, okuru kendine bağlamayan öykü baştan kaybetmiştir. Başlangıç cümlesinin yanı sıra olay örgüsüyle sürük- leyicilik de çok önemli. Okur, bir solukta okuyabilmeli öyküyü. Di- yelim ki bir trende geçen öyküde okur ya kendini yolculardan biri ya da kahramanlardan biri olarak görmeli. Bunların dışında, içten ve inandırıcı da olması gerekir. Bu parça aşağıdaki soruların hangisine bir karşılık olarak söy- lenmiş olabilir? A Okuru, öyküyü okumaya asıl yönelten, öykünün içeriği mi yok- sa biçemi mi? B) Bir öykünün çok okunması onun gerçekten iyi olduğunu gös- terir mi? C Sanatçı bir olayı öyküyü yazmaya başlamadan önce mi kur- gulamalıdır? Bir yazar, okurun ilgisini çekebilmek için öykülerinde nelere dikkat etmeli? E) Dilin akıcılığı, bir öykünün iyi olup olmamasında ölçüt olabi- lir mi? nları 7.
E
1
3. 1. Sonra elleri, bir durumdan başka bir duruma geç-
meye yarayan özelliklerini hatırladı.
II. Hemen davranmalı, kaçırmamalı bu fırsatı, kolları
bacakları oynatmalı, yararlı olmalı diye düşündü.
III. Genç adam, işsiz günlerinden birinde, boyu yarar-
Sız ve dural anların yüküyle daha ufalmış, almayı-
vermeyi, yürümeyi unutmuş kollar ve bacaklarla
aklarla
oturuyordu. \\ -|V=JI-1;
IV. Uzanıp aldığı gazetedeki bir ihale ilanında, Kızılay
binasının tepesindeki ayın "kapalı zarf" usulüyle
boyatılacağını okudu.
-
V. Oturdu büyük bir özenle Kızılay Genel Müdürlüğü-
ne yazdı teklifini.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bü-
tün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi
baştan dördüncü olur?
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
5.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
E 1 3. 1. Sonra elleri, bir durumdan başka bir duruma geç- meye yarayan özelliklerini hatırladı. II. Hemen davranmalı, kaçırmamalı bu fırsatı, kolları bacakları oynatmalı, yararlı olmalı diye düşündü. III. Genç adam, işsiz günlerinden birinde, boyu yarar- Sız ve dural anların yüküyle daha ufalmış, almayı- vermeyi, yürümeyi unutmuş kollar ve bacaklarla aklarla oturuyordu. \\ -|V=JI-1; IV. Uzanıp aldığı gazetedeki bir ihale ilanında, Kızılay binasının tepesindeki ayın "kapalı zarf" usulüyle boyatılacağını okudu. - V. Oturdu büyük bir özenle Kızılay Genel Müdürlüğü- ne yazdı teklifini. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bü- tün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? B) II. C) III. D) IV. E) V. 5.
3.
Yapısalcı eleştiri; eserin bağımsız bir yapı, bir bütün olduğu an-
layışından hareket eder ve eserin açıklanmasının ancak kendi
yapısıyla mümkün olduğu görüşünü benimser. Buna göre her
eserin kendine has bir yapısı var. Bu yapı, çeşitli parçaların or-
ganik bir biçimde birleştirilmesiyle oluşur. Yapısalcı eleştiri an-
layışının en geçerli eleştiri anlayışı olduğunu ileri süren Barthes,
"Bir çiçeğe bakarken onu yetiştiren çiçekçinin önemi olur mu?"
sözüyle yapısalcı eleştirinin temel mantığını açıklamıştır.
Aşağıdakilerden hangisi "yapısalcı eleştiri yöntemi"ni kullanan
bir eleştirmenin Germinal adlı yapıtı ele alırken açıklığa ka-
vuşturmak isteyeceği sorular arasında değildir?
A) Yapıttaki Etienne karakterinin evliliğe olumsuz bakışı, bilin-
çaltındaki kötü bir yaşantıdan mı kaynaklanıyor?
B) Germinal'deki kimi tasvirlerin, anlatılan dönemin atmosferi-
ni yansıtmadaki rolü nedir?
B
Zola'nın yapıtları içinde sosyal yaşantıya yönelik eleştirileri-
ni en keskin bir biçimde dile getirdiği yapıt Germinal mi?
D) Zola'nın Germinal'i yazmadan önce sosyalist görüşlerden
etkilendiği hatta kendi toplumcu görüşlerini kuramsallaştır-
dığı doğru mu?
E) Yapıttaki Catherine'in, yaşam yükünün altında ezilen, aşırı
zayıf bir karakter olarak ele alınması, romanın içsel gerçek-
liğiyle bağdaşıyor mu?
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
3. Yapısalcı eleştiri; eserin bağımsız bir yapı, bir bütün olduğu an- layışından hareket eder ve eserin açıklanmasının ancak kendi yapısıyla mümkün olduğu görüşünü benimser. Buna göre her eserin kendine has bir yapısı var. Bu yapı, çeşitli parçaların or- ganik bir biçimde birleştirilmesiyle oluşur. Yapısalcı eleştiri an- layışının en geçerli eleştiri anlayışı olduğunu ileri süren Barthes, "Bir çiçeğe bakarken onu yetiştiren çiçekçinin önemi olur mu?" sözüyle yapısalcı eleştirinin temel mantığını açıklamıştır. Aşağıdakilerden hangisi "yapısalcı eleştiri yöntemi"ni kullanan bir eleştirmenin Germinal adlı yapıtı ele alırken açıklığa ka- vuşturmak isteyeceği sorular arasında değildir? A) Yapıttaki Etienne karakterinin evliliğe olumsuz bakışı, bilin- çaltındaki kötü bir yaşantıdan mı kaynaklanıyor? B) Germinal'deki kimi tasvirlerin, anlatılan dönemin atmosferi- ni yansıtmadaki rolü nedir? B Zola'nın yapıtları içinde sosyal yaşantıya yönelik eleştirileri- ni en keskin bir biçimde dile getirdiği yapıt Germinal mi? D) Zola'nın Germinal'i yazmadan önce sosyalist görüşlerden etkilendiği hatta kendi toplumcu görüşlerini kuramsallaştır- dığı doğru mu? E) Yapıttaki Catherine'in, yaşam yükünün altında ezilen, aşırı zayıf bir karakter olarak ele alınması, romanın içsel gerçek- liğiyle bağdaşıyor mu?
9.
Klasik anlayıştaki bir sanatçı, okurlarının sağduyusuna güvenmek
ve yerleşik beğeniye yaslanarak iş görmek durumundaydı. Okur
ile sanat eseri arasında gerçeklikle örtüşme üzerine kurulu bu köp-
rü, inandırıcılık için yeterliydi. Modern sanatta ise inandırıcılık, sa-
nat eserinin ancak bir sanat eseri olduğunu benimsetme, eserde
yaratılan estetik atmosfere okuru dâhil edebilme iddiasında. Ha-
yatın, özellikle de modern hayatın, bir sanat eseri içerisinde ku-
şatılamayacak denli karmaşıklaştığını yansıtmak ve bu karmaşık-
lığın insan zihni üzerindeki yıpratıcı etkilerini resmetmek amacını
güden zamanımızın sanatçısı, gündelik yaşantının türevi tek bo-
yutlu bir gerçeklik yerine, birbirine zıt ve birbirleriyle çelişen ger-
çeklikleri, ötekinin hakkını yemeden eserinde konumlandırmak du-
rumunda. Bu durum aslında modern insanın, aynı anda hem bir
kahraman hem bir ruh sefili; mutluluktan uçar göründüğünde bi-
le içinde hüzün fırtınaları kopan, isteklerini sonuna değin yaşama
ile erdem ilkelerinin dayatmaları arasında sıkışıp kalma gibi birbi-
rine zit nitelikleri taşıyan biri olmasından kaynaklanıyor.
Bu parçaya göre modern sanatla klasik sanat arasındaki ay-
rım aşağıdakilerden hangisinde ortaya çıkmaktadır?
A) Modern insanın yaşama bakışında
B) Okurun, yazınsallığı algılama düzeyinde
Gerçekliğin aktarılma biçiminde
D) Yazarın günlük hayatla olan ilişkisinde
E) Sanatsal beğeni ölçütlerinin değişmesinde
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
9. Klasik anlayıştaki bir sanatçı, okurlarının sağduyusuna güvenmek ve yerleşik beğeniye yaslanarak iş görmek durumundaydı. Okur ile sanat eseri arasında gerçeklikle örtüşme üzerine kurulu bu köp- rü, inandırıcılık için yeterliydi. Modern sanatta ise inandırıcılık, sa- nat eserinin ancak bir sanat eseri olduğunu benimsetme, eserde yaratılan estetik atmosfere okuru dâhil edebilme iddiasında. Ha- yatın, özellikle de modern hayatın, bir sanat eseri içerisinde ku- şatılamayacak denli karmaşıklaştığını yansıtmak ve bu karmaşık- lığın insan zihni üzerindeki yıpratıcı etkilerini resmetmek amacını güden zamanımızın sanatçısı, gündelik yaşantının türevi tek bo- yutlu bir gerçeklik yerine, birbirine zıt ve birbirleriyle çelişen ger- çeklikleri, ötekinin hakkını yemeden eserinde konumlandırmak du- rumunda. Bu durum aslında modern insanın, aynı anda hem bir kahraman hem bir ruh sefili; mutluluktan uçar göründüğünde bi- le içinde hüzün fırtınaları kopan, isteklerini sonuna değin yaşama ile erdem ilkelerinin dayatmaları arasında sıkışıp kalma gibi birbi- rine zit nitelikleri taşıyan biri olmasından kaynaklanıyor. Bu parçaya göre modern sanatla klasik sanat arasındaki ay- rım aşağıdakilerden hangisinde ortaya çıkmaktadır? A) Modern insanın yaşama bakışında B) Okurun, yazınsallığı algılama düzeyinde Gerçekliğin aktarılma biçiminde D) Yazarın günlük hayatla olan ilişkisinde E) Sanatsal beğeni ölçütlerinin değişmesinde
GRAFTA KONU VE ANA DÜŞÜNCE
gü iplikleri birbirlerine
arlar ve bu bağlantı
lanır. Bir kumaş
mel problem ipliğin
içim örgü düzenine
pin ayn bir kumaş
r. Aynı durum örme
umaşlarda örgü
birbirlerine
lerin gerek dizilişleri
laşan örgü yapılan,
mesini gerektirir.
sinin üzerinde
lükleri
in
smuş olan
7
yaşadığı
LIMIT YAYINLARI
• Dünyanın en eski kütüphanelerinden biri, MÖ 7.
yüzyılda Asur Devleti'nin başkenti Ninova'da
kurulan Asurbanibal Kütüphanesidir. Kütüphane,
adını kurucusu olan kraldan alıyor. Bilime ve kültüre
önem veren Asurbanibal, kendi ülkesinde yazılmış
bütün eserler ile Akadlar, Sümerler ve Babilliler
tarafından yazılmış binlerce eseri kurduğu bu
kütüphanede topladı. MÖ 612'de Ninova şehri
Babilliler ve Medler tarafından işgal edilince
kütüphane yakıldı. Kütüphanede bulunan yazma
eserlerin bu yangından dolayı yok olduğu ancak kil
tabletlerin de bu sayede fırınlanarak binlerce yıl
korunduğu düşünülüyor. 19. yüzyılın ortalarında
yapılan kazılarda 30 binden fazla kil tablet bulundu.
• MÖ 330'larda kendi adını taşıyan bir şehir kuran
İmparator Büyük İskender, dönemin en büyük
kütüphanesini de inşa etmek ve İskenderiye'yi
medeniyetin başkenti yapmak istiyordu. Büyük
İskender dileğini gerçekleştiremeden hayatını
kaybedince oğlu I. Ptolemaios, İskenderiye
ender'in istediği
Kütüphanesini kurdu. Büyük
gibi farklı ülkelerde yazılmış eserler Yunancaya
çevirilerek tek bir çatı altında toplandı. Bir bilim
merkezi gibi görülen kütüphanede öncü çalışmalar
yürütüldü. MÖ 48 yılında İskenderiye'yi kuşatan Jül
Sezar, kendi gemilerini yakarken sıçrayan alevler
nedeniyle İskenderiye Limanı'na yakın olan
kütüphanenin de yok olmasına neden oldu.
Bu iki parçada anlatılan iki kütüphanenin ortak
özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) İsimlerini kurucularından almaları
B) Bir bilim merkezi olarak hizmet sunmaları
C) Başka dillerde yazılmış eserlerin kendi dillerine
çevrilmiş şekillerini barındırmaları
D) Tarih sahnesinden silinme şekilleri
E) En fazla eserin kil tabletler hâlinde bulunduğu
C.GE
KR
Ideal
1.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
GRAFTA KONU VE ANA DÜŞÜNCE gü iplikleri birbirlerine arlar ve bu bağlantı lanır. Bir kumaş mel problem ipliğin içim örgü düzenine pin ayn bir kumaş r. Aynı durum örme umaşlarda örgü birbirlerine lerin gerek dizilişleri laşan örgü yapılan, mesini gerektirir. sinin üzerinde lükleri in smuş olan 7 yaşadığı LIMIT YAYINLARI • Dünyanın en eski kütüphanelerinden biri, MÖ 7. yüzyılda Asur Devleti'nin başkenti Ninova'da kurulan Asurbanibal Kütüphanesidir. Kütüphane, adını kurucusu olan kraldan alıyor. Bilime ve kültüre önem veren Asurbanibal, kendi ülkesinde yazılmış bütün eserler ile Akadlar, Sümerler ve Babilliler tarafından yazılmış binlerce eseri kurduğu bu kütüphanede topladı. MÖ 612'de Ninova şehri Babilliler ve Medler tarafından işgal edilince kütüphane yakıldı. Kütüphanede bulunan yazma eserlerin bu yangından dolayı yok olduğu ancak kil tabletlerin de bu sayede fırınlanarak binlerce yıl korunduğu düşünülüyor. 19. yüzyılın ortalarında yapılan kazılarda 30 binden fazla kil tablet bulundu. • MÖ 330'larda kendi adını taşıyan bir şehir kuran İmparator Büyük İskender, dönemin en büyük kütüphanesini de inşa etmek ve İskenderiye'yi medeniyetin başkenti yapmak istiyordu. Büyük İskender dileğini gerçekleştiremeden hayatını kaybedince oğlu I. Ptolemaios, İskenderiye ender'in istediği Kütüphanesini kurdu. Büyük gibi farklı ülkelerde yazılmış eserler Yunancaya çevirilerek tek bir çatı altında toplandı. Bir bilim merkezi gibi görülen kütüphanede öncü çalışmalar yürütüldü. MÖ 48 yılında İskenderiye'yi kuşatan Jül Sezar, kendi gemilerini yakarken sıçrayan alevler nedeniyle İskenderiye Limanı'na yakın olan kütüphanenin de yok olmasına neden oldu. Bu iki parçada anlatılan iki kütüphanenin ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) İsimlerini kurucularından almaları B) Bir bilim merkezi olarak hizmet sunmaları C) Başka dillerde yazılmış eserlerin kendi dillerine çevrilmiş şekillerini barındırmaları D) Tarih sahnesinden silinme şekilleri E) En fazla eserin kil tabletler hâlinde bulunduğu C.GE KR Ideal 1.
11. ve 12. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Ahlak felsefesi, insan eylemlerini konu edinirken kavramları esas
almaktadır. Bu kavramlar, aynı zamanda insan eylemlerini doğ-
rudan nitelemektedir. Bunlardan bazıları şunlardır. Ahlak yasa-
sı, ahlaki eylemleri belirleyen herkes için geçerli olması gerekli
kurallardır. Bu kurallar, bireye nasıl eylemde bulunacağı konu-
sunda yol gösterik Ahlaki karar, bireyin kendi özgür iradesi ile ve
iyiyi isteyerek ahlak yasasına uygun olarak verdiği karardır. Ah-
laki eylem, ahlaki açıdan iyi ya da kötü olarak değerlendirilebi-
len eylemlerimizdir. Ayrıca ahlak felsefesi tartışmaları için ev-
rensel ve kişisel kavramlar da önemlidir. Genel olan, evrensele;
kişisel olan ise bireysele işaret eder.
11. Bu parçadan hareketle ahlak felsefesi aşağıdakilerin hangisin-
de doğru tanımlanmıştır?
Bireyi ve onun iç dünyasındaki çatışmaları konu edinen, ki-
şişelliği öneren bir etik kuramıdır.
B) Ahlaki eylemler ve kararlar ölçeğinde sınırlandırılması, çok
sesli düşünülemeyecek bir olgudur.
e) insan edimlerinde düşüncenin zihindeki soyut ve genel ta-
sarımlarını temel alan bir disiplindir.
Filozofların kurallarını belirlediği evrensel ve kişisel unsur-
ları etik açıdan yorumlayabilen yöntemdir.
Kişisel eylemleri genel ahlak kurallarının dışında değerlen-
dirmeye ve konumlandırmaya olanak veren bir olgudur.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
11. ve 12. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Ahlak felsefesi, insan eylemlerini konu edinirken kavramları esas almaktadır. Bu kavramlar, aynı zamanda insan eylemlerini doğ- rudan nitelemektedir. Bunlardan bazıları şunlardır. Ahlak yasa- sı, ahlaki eylemleri belirleyen herkes için geçerli olması gerekli kurallardır. Bu kurallar, bireye nasıl eylemde bulunacağı konu- sunda yol gösterik Ahlaki karar, bireyin kendi özgür iradesi ile ve iyiyi isteyerek ahlak yasasına uygun olarak verdiği karardır. Ah- laki eylem, ahlaki açıdan iyi ya da kötü olarak değerlendirilebi- len eylemlerimizdir. Ayrıca ahlak felsefesi tartışmaları için ev- rensel ve kişisel kavramlar da önemlidir. Genel olan, evrensele; kişisel olan ise bireysele işaret eder. 11. Bu parçadan hareketle ahlak felsefesi aşağıdakilerin hangisin- de doğru tanımlanmıştır? Bireyi ve onun iç dünyasındaki çatışmaları konu edinen, ki- şişelliği öneren bir etik kuramıdır. B) Ahlaki eylemler ve kararlar ölçeğinde sınırlandırılması, çok sesli düşünülemeyecek bir olgudur. e) insan edimlerinde düşüncenin zihindeki soyut ve genel ta- sarımlarını temel alan bir disiplindir. Filozofların kurallarını belirlediği evrensel ve kişisel unsur- ları etik açıdan yorumlayabilen yöntemdir. Kişisel eylemleri genel ahlak kurallarının dışında değerlen- dirmeye ve konumlandırmaya olanak veren bir olgudur.
e Ana Düşünce
eşliğinde
ayısında
işin ko-
vi anlat-
diğince
onların
li bul-
ola-
giriş
enle-
gibi
ko-
du-
Fil
ayınları
P
Test 12
3.
Kendi varlık nedenini arayanlar, bu arayış üzerine dünyasını ku-
ran edebiyatçılar, gerçeğin nehrine kapılıp gitmekten korkmaz-
lar. Popüler olana gönül indirmeyişleri, sıradanlığı reddedişleri
bundandır. Toplumsal olgulara, siyasal olaylara, tarihsel gerçek-
lere veya gelecek tasavvuruna yaslanan eserlerinde güncellik
sorununun olup olmadığı ile pek ilgilenmez, bunun eserin dü-
şünsel ve yazınsal gücüyle ilintili olduğunu bilirler. Bu yaklaşım-
la ortaya konan bir eser zamandan veya kadir kıymet bilmeyiş-
ten ötürü unutulup gitse bile bir gün anlayan bir göz tarafından
yeniden keşfedilir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi-
sidir?
Zamanını aşan eserler, geleceğe umutla bakan yazarların
ürünüdür.
X
XB) Eserinde hakikatin izini süren yazar, er geç hak ettiği değe-
ri görür.
Yazınsal değeri olan metinlerde güncel sorunların yeri yok-
tur.
DV Nitelikli okur, her metni düşünceye katkısı bakımından ele
alır.
Toplumun ve tarihin gerçeği edebiyat eserlerinde anlam bu-
lur.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
e Ana Düşünce eşliğinde ayısında işin ko- vi anlat- diğince onların li bul- ola- giriş enle- gibi ko- du- Fil ayınları P Test 12 3. Kendi varlık nedenini arayanlar, bu arayış üzerine dünyasını ku- ran edebiyatçılar, gerçeğin nehrine kapılıp gitmekten korkmaz- lar. Popüler olana gönül indirmeyişleri, sıradanlığı reddedişleri bundandır. Toplumsal olgulara, siyasal olaylara, tarihsel gerçek- lere veya gelecek tasavvuruna yaslanan eserlerinde güncellik sorununun olup olmadığı ile pek ilgilenmez, bunun eserin dü- şünsel ve yazınsal gücüyle ilintili olduğunu bilirler. Bu yaklaşım- la ortaya konan bir eser zamandan veya kadir kıymet bilmeyiş- ten ötürü unutulup gitse bile bir gün anlayan bir göz tarafından yeniden keşfedilir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi- sidir? Zamanını aşan eserler, geleceğe umutla bakan yazarların ürünüdür. X XB) Eserinde hakikatin izini süren yazar, er geç hak ettiği değe- ri görür. Yazınsal değeri olan metinlerde güncel sorunların yeri yok- tur. DV Nitelikli okur, her metni düşünceye katkısı bakımından ele alır. Toplumun ve tarihin gerçeği edebiyat eserlerinde anlam bu- lur.
4.
"Dünya, bizi bir milletin içinde bir aileye mensup ola-
rak karşılar Devlet eli ile kimlik bağışlar yani belirli
kalıplarımız olur. Hayatın, toplumun ve insanın özünü
ortaya koyabilen ve bunları seven yazın (edebiyat) ise
elindeki balyozu bu kalıplara vurur. Hayalî gerçeğe,
yaşamı ölüme, beni diğerine çevirir ve duvar bırakmaz.
Bir şiir; âşığın acısını iliklerine işler, her okuyana kendi-
sini sunar, birçok insana seslenir ve böylece insanların
duyguları arasındaki başarılı bir köprü olur." diyen
yazar, "yazın"in (edebiyatın) hangi işlevinden söz
etmemiştir
1515002
w
A Benimsenen değerleri sorgulayabilen bir güce
dayanır.
B) Farklı kültürleri birbirleri ile bağlantılı biçime getirir.
ERSTAGRAgen
Cinsanlar arasındaki iletişime kolaylıklar sağlar.
D) Toplum yasamına ait ögeler içerir.
E) Pek çok insana hitap eder.
entered
ves
1. ÜNİTE Giriş
●
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
4. "Dünya, bizi bir milletin içinde bir aileye mensup ola- rak karşılar Devlet eli ile kimlik bağışlar yani belirli kalıplarımız olur. Hayatın, toplumun ve insanın özünü ortaya koyabilen ve bunları seven yazın (edebiyat) ise elindeki balyozu bu kalıplara vurur. Hayalî gerçeğe, yaşamı ölüme, beni diğerine çevirir ve duvar bırakmaz. Bir şiir; âşığın acısını iliklerine işler, her okuyana kendi- sini sunar, birçok insana seslenir ve böylece insanların duyguları arasındaki başarılı bir köprü olur." diyen yazar, "yazın"in (edebiyatın) hangi işlevinden söz etmemiştir 1515002 w A Benimsenen değerleri sorgulayabilen bir güce dayanır. B) Farklı kültürleri birbirleri ile bağlantılı biçime getirir. ERSTAGRAgen Cinsanlar arasındaki iletişime kolaylıklar sağlar. D) Toplum yasamına ait ögeler içerir. E) Pek çok insana hitap eder. entered ves 1. ÜNİTE Giriş ●
1-5. sorularda cümledeki veya parçadaki
boşluğu anlam bakımından en uygun biçimde
tamamlayan seçeneği bulunuz.
Yıllarca dünyanın en büyük radyo teleskobu olarak
birçok keşfe ---- araştırmaların gerçekleştirildiği Arecibo
Gözlemevi, bölgede meydana gelen depremler ve
şiddetli kasırgalara
için çöktü ve bir devir sona erdi.
A) sebep olan hedef olduğu
B) yer veren-karşı koyamadığı
Gmza atan - neden olduğu
D) zemin hazırlayan maruz kaldığı
E) yardım eden - yol açtığı
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
1-5. sorularda cümledeki veya parçadaki boşluğu anlam bakımından en uygun biçimde tamamlayan seçeneği bulunuz. Yıllarca dünyanın en büyük radyo teleskobu olarak birçok keşfe ---- araştırmaların gerçekleştirildiği Arecibo Gözlemevi, bölgede meydana gelen depremler ve şiddetli kasırgalara için çöktü ve bir devir sona erdi. A) sebep olan hedef olduğu B) yer veren-karşı koyamadığı Gmza atan - neden olduğu D) zemin hazırlayan maruz kaldığı E) yardım eden - yol açtığı
TYT - Türkçe
Gıdaların tüketilmeden atılması, üretimleri sırasında
kullanılan suyun, toprağın, enerjinin ve diğer pek
çok girdi ile beraber emeğimizin de boşa gitmesi
anlamına geliyor. Ayrıca bu gidaların üretim
süreçlerinde çevreye yayılan sera gazının çevre
kirliliğinde önemli bir payı var. Gida, sadece
tabağımızda somut olarak gördüğümüzden çok
daha fazlası. Bunun farkında olmayı, dolayısıyla
gıdanın ve üretimindeki emeğin değerini bilmeyi ve
bunlara saygı göstermeyi öğrenmemiz gerekiyor.
• Hem perakende hem de tüketici düzeyinde
ya
kozmetik standartlar diye anılan ve gıda ürünlerinin
görünüşünü tanımlayan özelliklerin son yıllarda
gereğinden fazla önemsenmesi gıdaların çöpe
atılmasının önemli bir sebebi. Tüketiciler artık kurtlu
da yaralı-bereli elmaları, olgunlaşmış veya
kahverengileşmiş muzları, parlak veya düzgün
şekilde olmayan meyve-sebzeleri, yumuşamış
çikolataları bozuk ürün ile eş değer tutarak
tüketmiyorlar ve bu ürünler de sonunda pe
gidiyor.
.
Bu iki parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer
nedenlerle açıklamaktadırlar.
B) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele
almaktadırlar.
İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu
vurgulamaktadırlar.
30. Yazar, Kar ve inci rom
tercih etmiş. Bu sebe
karmaşık geliyor oks
muayenehanesinde
dinliyormuş gibi ok
bölümlerde sayfal
yapmak gerekiya
riskini göze alme
açıkça yazmayı
gelince başlan
isteğine kapila
D) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini
göstermektedirler.
Gdann tüketilmesi
D
Bu parçada
hangisine c
LİMİT YAYINLARI
E) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler
sunmaktadırlar.
A) imgese
B) Çözülm
uyanc
C) Bazı
D) Insa
ver
E) B
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
TYT - Türkçe Gıdaların tüketilmeden atılması, üretimleri sırasında kullanılan suyun, toprağın, enerjinin ve diğer pek çok girdi ile beraber emeğimizin de boşa gitmesi anlamına geliyor. Ayrıca bu gidaların üretim süreçlerinde çevreye yayılan sera gazının çevre kirliliğinde önemli bir payı var. Gida, sadece tabağımızda somut olarak gördüğümüzden çok daha fazlası. Bunun farkında olmayı, dolayısıyla gıdanın ve üretimindeki emeğin değerini bilmeyi ve bunlara saygı göstermeyi öğrenmemiz gerekiyor. • Hem perakende hem de tüketici düzeyinde ya kozmetik standartlar diye anılan ve gıda ürünlerinin görünüşünü tanımlayan özelliklerin son yıllarda gereğinden fazla önemsenmesi gıdaların çöpe atılmasının önemli bir sebebi. Tüketiciler artık kurtlu da yaralı-bereli elmaları, olgunlaşmış veya kahverengileşmiş muzları, parlak veya düzgün şekilde olmayan meyve-sebzeleri, yumuşamış çikolataları bozuk ürün ile eş değer tutarak tüketmiyorlar ve bu ürünler de sonunda pe gidiyor. . Bu iki parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer nedenlerle açıklamaktadırlar. B) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadırlar. İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgulamaktadırlar. 30. Yazar, Kar ve inci rom tercih etmiş. Bu sebe karmaşık geliyor oks muayenehanesinde dinliyormuş gibi ok bölümlerde sayfal yapmak gerekiya riskini göze alme açıkça yazmayı gelince başlan isteğine kapila D) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göstermektedirler. Gdann tüketilmesi D Bu parçada hangisine c LİMİT YAYINLARI E) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sunmaktadırlar. A) imgese B) Çözülm uyanc C) Bazı D) Insa ver E) B
20. Ey zavallı milletim, dinle! (Durur.) Şu anda, hepimiz bu-
ey milletim, senin hakkında, az gelişmiştir, geri kalmış-
rada seni kurtarmak için toplanmış bulunuyoruz. Çünkü
tır gibi söylentiler dolaşıyor. Ey sevgili milletim! Neden
böyle yapıyorsun? Niçin bizden geri kalıyorsun? Bizler
bu kadar çok gelişirken geri kaldığın için hiç utanmıyor
musun? Hiç düşünmüyor musun ki sen neden geri ke
liyorsun, diye durmadan düşünmek yüzünden, biz de
istediğimiz kadar ilerleyemiyoruz. Bu milletin hâli ne ola-
cak, diye hayatı kendimize zehir ediyoruz.
Bu parça ile ilgili olarak,
+Kara mizah yüklü, ironik bir dil kullanılmıştır.
II. Millete "sen" diye hitap edilirken ad aktarması yapıl-
miştir.
H. Ukenin eğitimsizlik yüzünden geri kaldığı vurgulan-
mıştır.
IV. Konuşan kişi kendisini halktan biri olarak görmekte-
dir.
yargılarından hangileri söylenemez?
A) YalnızT
B) Yalnız III
D) ILvo #F
C) I ve IV
E ve IV
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
20. Ey zavallı milletim, dinle! (Durur.) Şu anda, hepimiz bu- ey milletim, senin hakkında, az gelişmiştir, geri kalmış- rada seni kurtarmak için toplanmış bulunuyoruz. Çünkü tır gibi söylentiler dolaşıyor. Ey sevgili milletim! Neden böyle yapıyorsun? Niçin bizden geri kalıyorsun? Bizler bu kadar çok gelişirken geri kaldığın için hiç utanmıyor musun? Hiç düşünmüyor musun ki sen neden geri ke liyorsun, diye durmadan düşünmek yüzünden, biz de istediğimiz kadar ilerleyemiyoruz. Bu milletin hâli ne ola- cak, diye hayatı kendimize zehir ediyoruz. Bu parça ile ilgili olarak, +Kara mizah yüklü, ironik bir dil kullanılmıştır. II. Millete "sen" diye hitap edilirken ad aktarması yapıl- miştir. H. Ukenin eğitimsizlik yüzünden geri kaldığı vurgulan- mıştır. IV. Konuşan kişi kendisini halktan biri olarak görmekte- dir. yargılarından hangileri söylenemez? A) YalnızT B) Yalnız III D) ILvo #F C) I ve IV E ve IV
1
ni
erin
ube
e
por.
e
üz
9. Biz, bu dergiyi felsefenin tarihini anlatmak için çıkarmadık.
Bu bilgiler her yerde var. Bu dışsal verilerin aksine
herkesin içine dönmesini istedik. Daima kendimize dair bir
bilgi, bağlı olduğumuz ahlaki ilkelerin farkındalığı,
kendimize dair bir değerlendirme veya dışsal dayatmalara
karşı içimizden gelen sese göre davranış geliştirme
motivasyonuyla hareket ettik. Bu mekanizma herkeste var.
İnsanoğlunun öteden beri devam eden düşünme blo
tecrübeleri de temel noktamızın bu içe dönük bakışını ve
öznel karakterini yansıtır.
Bu parçada sözü edilen derginin yayın anlayışının
temelini aşağıdakilerden hangisi oluşturmaktadır?
16
A) Sevginin kuşatıc evreninden hareket etme
B) Göreli değişkenlerin belirsizliğinden yola çıkma A
CVicdanih işaret ettiği noktalara göre davranış sergileme
OB
D Bireyin iç dünyasını dışarıya yansıtmasını sağlama
E) Estetik bakış açılarına uygun hareket etme
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
1 ni erin ube e por. e üz 9. Biz, bu dergiyi felsefenin tarihini anlatmak için çıkarmadık. Bu bilgiler her yerde var. Bu dışsal verilerin aksine herkesin içine dönmesini istedik. Daima kendimize dair bir bilgi, bağlı olduğumuz ahlaki ilkelerin farkındalığı, kendimize dair bir değerlendirme veya dışsal dayatmalara karşı içimizden gelen sese göre davranış geliştirme motivasyonuyla hareket ettik. Bu mekanizma herkeste var. İnsanoğlunun öteden beri devam eden düşünme blo tecrübeleri de temel noktamızın bu içe dönük bakışını ve öznel karakterini yansıtır. Bu parçada sözü edilen derginin yayın anlayışının temelini aşağıdakilerden hangisi oluşturmaktadır? 16 A) Sevginin kuşatıc evreninden hareket etme B) Göreli değişkenlerin belirsizliğinden yola çıkma A CVicdanih işaret ettiği noktalara göre davranış sergileme OB D Bireyin iç dünyasını dışarıya yansıtmasını sağlama E) Estetik bakış açılarına uygun hareket etme
9. I. Eskilerin Farsça bir sözü var: "Suhan-ı mülük,
mülûk-i suhan est." Yani "Sultanların sözü, sözlerin
sultanıdır." Osmanlı padişahlarının hemen hepsi
şiirle yakından ilgilenmişler ve bir kısmı divan
oluşturacak derecede manzumeler kaleme
almışlardır.
II. Yavuz Sultan Selim, Farsça bir divan sahibidir. Oğlu
Kanuni'nin Muhibbî mahlasıyla yazdığı gazellerin
sayısı 3000 civarındadır. Onun oğlu II. Selim Han az
da olsa benzersiz beyitler (misrayıbercesteler)
söylemiştir. Az ama öz söyleyenlerden biri de II.
Selim'in torunu Sultan III. Mehmed'dir.
Il numaralı parçanın I numaralı parçayla ilişkisini
aşağıdakilerin hangisi açıklamaktadır?
A) 1. parçada vurgulanan bir kavramı tanım yoluyla
anlaşılır kılmak
I. parçada belirtilen durumu olay anlatımına
dayandırarak açıklamak
C) 1. parçada dile getirilen düşünceyi örneklendirmek
betimleyerek
D) 1. parçada anlatılanları tasvir ederek görünür kılmak
E)
1. parçada sözü edilen hususu alıntılarla
somutlaştırmak
sinipep eyelyse nepla
UcDört
Bes
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
9. I. Eskilerin Farsça bir sözü var: "Suhan-ı mülük, mülûk-i suhan est." Yani "Sultanların sözü, sözlerin sultanıdır." Osmanlı padişahlarının hemen hepsi şiirle yakından ilgilenmişler ve bir kısmı divan oluşturacak derecede manzumeler kaleme almışlardır. II. Yavuz Sultan Selim, Farsça bir divan sahibidir. Oğlu Kanuni'nin Muhibbî mahlasıyla yazdığı gazellerin sayısı 3000 civarındadır. Onun oğlu II. Selim Han az da olsa benzersiz beyitler (misrayıbercesteler) söylemiştir. Az ama öz söyleyenlerden biri de II. Selim'in torunu Sultan III. Mehmed'dir. Il numaralı parçanın I numaralı parçayla ilişkisini aşağıdakilerin hangisi açıklamaktadır? A) 1. parçada vurgulanan bir kavramı tanım yoluyla anlaşılır kılmak I. parçada belirtilen durumu olay anlatımına dayandırarak açıklamak C) 1. parçada dile getirilen düşünceyi örneklendirmek betimleyerek D) 1. parçada anlatılanları tasvir ederek görünür kılmak E) 1. parçada sözü edilen hususu alıntılarla somutlaştırmak sinipep eyelyse nepla UcDört Bes