Paragraf Genel Tekrar Soruları
![Salo
TESTI
24
5.
Muhabir:
6.
(1)
ADI
Film Yönetmeni:
- Tarihsel gerçek olarak baktığımızda Çanakkale Zaferi'nin
topyekûn bir başarı olduğunu görüyoruz. Topçularımız,
bahriyelilerimiz... Hepsinin çok büyük emeği var. Ama
nedense tayyarecilerimiz fazla anılmazlar. Hâlbuki 18 Mart
sabahı yapılan keşif uçuşu olmasa, belki de bataryalarımız
ciddi bir baskına uğrayacaktı ve bu zafer elde
edilemeyecekti. Kısacası amacım 18 Mart zaferimizi ve
tayyarecilerimizi anmak, bu vesileyle onların hatırlanmasını
sağlamaktı.
Muhabir:
(11)
Film Yönetmeni:
- Hem tarihî kaynaklar hem de mühendislik
kaynaklarından yararlandık. Bu uçakların üçü de şu an
Çanakkale'de. Bunları alıp Ingiltere'deki bir harp müzesine
koysanız gerçek uçak koyduğunuzu zannedebilirler.
7.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
1. Bu filmde savaş pilotlarını sizin deyiminizle
tayyarecileri- anlatmanız çok ilginç olmuş, ne
dersiniz?
II. Uçakların bire bir aynılarını yaptırmak zor olmadı mı
sizin için?
1. Filmlerinizde tarihî olayları anlatmayı tercih
etmenizin özel bir nedeni var mı?
II. Filmde kullandığınız model uçakları nerede
ürettiniz?
C) I. Filminizde Çanakkale Savaşı'nın daha çok hangi
yönünü ön plana aldınız?
II. Filmin çekimlerinde kullandığınız savaş
malzemelerinin temininde sıkıntı yaşadınız mı?
D) I. Filmin savaş pilotlarıyla ilgili olmasının özel bir
nedeni var mı?
II. Filmdeki model uçaklar için hangi kaynaklardan
faydalandiniz?
E) I. Bir film yönetmeni olarak Çanakkale Zaferi'ne
bakışınız nasıldır?
II. Filmdeki uçakları gerçeğinden ayırt etmek oldukça
zor. Yoksa filmde gerçek uçaklar mı kullandınız?
30 48](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211117132335508686-1628530.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel TekrarSalo
TESTI
24
5.
Muhabir:
6.
(1)
ADI
Film Yönetmeni:
- Tarihsel gerçek olarak baktığımızda Çanakkale Zaferi'nin
topyekûn bir başarı olduğunu görüyoruz. Topçularımız,
bahriyelilerimiz... Hepsinin çok büyük emeği var. Ama
nedense tayyarecilerimiz fazla anılmazlar. Hâlbuki 18 Mart
sabahı yapılan keşif uçuşu olmasa, belki de bataryalarımız
ciddi bir baskına uğrayacaktı ve bu zafer elde
edilemeyecekti. Kısacası amacım 18 Mart zaferimizi ve
tayyarecilerimizi anmak, bu vesileyle onların hatırlanmasını
sağlamaktı.
Muhabir:
(11)
Film Yönetmeni:
- Hem tarihî kaynaklar hem de mühendislik
kaynaklarından yararlandık. Bu uçakların üçü de şu an
Çanakkale'de. Bunları alıp Ingiltere'deki bir harp müzesine
koysanız gerçek uçak koyduğunuzu zannedebilirler.
7.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
1. Bu filmde savaş pilotlarını sizin deyiminizle
tayyarecileri- anlatmanız çok ilginç olmuş, ne
dersiniz?
II. Uçakların bire bir aynılarını yaptırmak zor olmadı mı
sizin için?
1. Filmlerinizde tarihî olayları anlatmayı tercih
etmenizin özel bir nedeni var mı?
II. Filmde kullandığınız model uçakları nerede
ürettiniz?
C) I. Filminizde Çanakkale Savaşı'nın daha çok hangi
yönünü ön plana aldınız?
II. Filmin çekimlerinde kullandığınız savaş
malzemelerinin temininde sıkıntı yaşadınız mı?
D) I. Filmin savaş pilotlarıyla ilgili olmasının özel bir
nedeni var mı?
II. Filmdeki model uçaklar için hangi kaynaklardan
faydalandiniz?
E) I. Bir film yönetmeni olarak Çanakkale Zaferi'ne
bakışınız nasıldır?
II. Filmdeki uçakları gerçeğinden ayırt etmek oldukça
zor. Yoksa filmde gerçek uçaklar mı kullandınız?
30 48
![35. Gazeteci: “Bu resmi siz mi yaptınız?" diyen kişiye “Hayır, siz
yaptınız." anekdotu size mi ait?
8
Ressam: Hayır ama ben de aynı çizgide duruyorum.
Gazeteci: Bu sözlere katılmak, resimlerinizi toplumsal bir
zemine taşıma çabası içinde olduğunuzun bir göstergesi
sayılabilir mi?
L
6
i
Ressam: Tabii ki hayır, sanat toplumsal değildir; toplumsal
olan, ihtiyaçlarını buradan karşılayan insandır.
S
B
A
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki ressa-
min sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir?
M
A
A) Gerçekliği olduğu gibi yansıtan, realist çizgide duran sa-
natçılar, sanatsal yetkinliğe ulaşabilirler.
B) Sanatçı, hayattaki birçok alandan beslenen ancak eser-
lerinde kendi dünyasını anlatan kişidir.
lur
C) Insan sosyal bir varlık olduğu için sanatçı, yaşadığı top-
humun gerekleri doğrultusunda çalışmalar yapmalıdır.
D) Sanatın birçok alanında ilerleme kaydetmek, doğayı bire
bir taklit etmekle mümkün olmuştur.
E) Sanatçının salt gerçekliği başka bir formda sunması,
onun taklit edilemez olduğunu göstermez.](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211122190216543504-922011.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar35. Gazeteci: “Bu resmi siz mi yaptınız?" diyen kişiye “Hayır, siz
yaptınız." anekdotu size mi ait?
8
Ressam: Hayır ama ben de aynı çizgide duruyorum.
Gazeteci: Bu sözlere katılmak, resimlerinizi toplumsal bir
zemine taşıma çabası içinde olduğunuzun bir göstergesi
sayılabilir mi?
L
6
i
Ressam: Tabii ki hayır, sanat toplumsal değildir; toplumsal
olan, ihtiyaçlarını buradan karşılayan insandır.
S
B
A
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki ressa-
min sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir?
M
A
A) Gerçekliği olduğu gibi yansıtan, realist çizgide duran sa-
natçılar, sanatsal yetkinliğe ulaşabilirler.
B) Sanatçı, hayattaki birçok alandan beslenen ancak eser-
lerinde kendi dünyasını anlatan kişidir.
lur
C) Insan sosyal bir varlık olduğu için sanatçı, yaşadığı top-
humun gerekleri doğrultusunda çalışmalar yapmalıdır.
D) Sanatın birçok alanında ilerleme kaydetmek, doğayı bire
bir taklit etmekle mümkün olmuştur.
E) Sanatçının salt gerçekliği başka bir formda sunması,
onun taklit edilemez olduğunu göstermez.
![1. ÜNİTE Giris
10 ve 11. soruları metne göre cevaplayınız.
Kâmis-Türki'ye kadar kaleme alınan sözlüklerin çoğunluğu iki dilli sözlük olup ya Arapça-Türkçe
ya da Türkçe-Arapça tarzında kaleme alınmışlardır. Lehçetü'l-Lügat ve A. Vefik Paşa'nın ünlü Lehçe-i
Osmanisi gibi birkaç sözlükte Türkçe söz varlığına yer verilmiştir. Namık Kemal'in çerçevesini çizdiği
sözlükçülüğe ve sözlüğe Kamûs-i Türki'ye kadar ulaşılamamış ve Türkçenin söz varlığı da alıntılarıyla ve
da yazılan sözlük ve gramer kitaplarından sonra Osmanlı Devleti'nde Osmanlı coğrafyası dışında yazılan
kendi öz varlığıyla ortaya konulamamıştır. Burada bir konuya dikkati çekmek istiyorum. Kupçak sahasın-
iki dilli yabancı sözlükler hariç Kâmús-1 Türkî'ye kadar yazılan sözlüklerin adında Türkçe ibaresi yer
almaz ve Osmanlı Devleti'nin dili de «lisân-1 Osmânî» diye adlandırılır.
10. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Tanımlama yapılmıştır.
B) Karşılaştırma yapılmıştır.
C) Öykülemeye başvurulmuştur. D) Betimleme yapılmıştır.
E) Tartışmacı anlatım vardır.](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211106131239281215-3275499.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar1. ÜNİTE Giris
10 ve 11. soruları metne göre cevaplayınız.
Kâmis-Türki'ye kadar kaleme alınan sözlüklerin çoğunluğu iki dilli sözlük olup ya Arapça-Türkçe
ya da Türkçe-Arapça tarzında kaleme alınmışlardır. Lehçetü'l-Lügat ve A. Vefik Paşa'nın ünlü Lehçe-i
Osmanisi gibi birkaç sözlükte Türkçe söz varlığına yer verilmiştir. Namık Kemal'in çerçevesini çizdiği
sözlükçülüğe ve sözlüğe Kamûs-i Türki'ye kadar ulaşılamamış ve Türkçenin söz varlığı da alıntılarıyla ve
da yazılan sözlük ve gramer kitaplarından sonra Osmanlı Devleti'nde Osmanlı coğrafyası dışında yazılan
kendi öz varlığıyla ortaya konulamamıştır. Burada bir konuya dikkati çekmek istiyorum. Kupçak sahasın-
iki dilli yabancı sözlükler hariç Kâmús-1 Türkî'ye kadar yazılan sözlüklerin adında Türkçe ibaresi yer
almaz ve Osmanlı Devleti'nin dili de «lisân-1 Osmânî» diye adlandırılır.
10. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Tanımlama yapılmıştır.
B) Karşılaştırma yapılmıştır.
C) Öykülemeye başvurulmuştur. D) Betimleme yapılmıştır.
E) Tartışmacı anlatım vardır.
![Turkçe
mak
ca
19. () Tarihçilere göre, günümüzden binlerce yıl önce
Anadolu'da, Çatalhöyük'te insanlık tarihinin en eski
uygarlıklarından biri kurulmuştur. (I) Bu uygarlığı kuran
insanlar, tarihin ilk çiftçileri sayılmaktadır. (III) Bugünkü aile
ve kent düzenini dünyada ilk kez onlar kurdular. (IV) Daha
sonra Kibele ve Artemis adlarını alacak olan ana tanrıça ve
bereket tanrıçasına tapınma ilk kez burada ortaya çıktı.
(V)Tarihte ilk kez evlerini sanat eseri sayılacak güzellikte
duvar resimleriyle, kabartmalarla onlar süslediler.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra düşüncenin akışına göre, "Bu insanlar, tarımla
uğraşmayı, evcilleştirdikleri hayvanlarla,
yetiştirdikleri
bitkilerle beslenmeyi öğrendiler." cümlesi getirilmelidir?
B/11
DYIV E) V
re
Chill
or](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211108155019981552-2191950.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel TekrarTurkçe
mak
ca
19. () Tarihçilere göre, günümüzden binlerce yıl önce
Anadolu'da, Çatalhöyük'te insanlık tarihinin en eski
uygarlıklarından biri kurulmuştur. (I) Bu uygarlığı kuran
insanlar, tarihin ilk çiftçileri sayılmaktadır. (III) Bugünkü aile
ve kent düzenini dünyada ilk kez onlar kurdular. (IV) Daha
sonra Kibele ve Artemis adlarını alacak olan ana tanrıça ve
bereket tanrıçasına tapınma ilk kez burada ortaya çıktı.
(V)Tarihte ilk kez evlerini sanat eseri sayılacak güzellikte
duvar resimleriyle, kabartmalarla onlar süslediler.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra düşüncenin akışına göre, "Bu insanlar, tarımla
uğraşmayı, evcilleştirdikleri hayvanlarla,
yetiştirdikleri
bitkilerle beslenmeyi öğrendiler." cümlesi getirilmelidir?
B/11
DYIV E) V
re
Chill
or
![Paragrafta Anlam
1.
3.
Sürrealizmin öncülerinden Gerard de Nerval, bütün eser-
lerinde, rüya ülkesinin de uyanıklık ülkesi kadar gerçek
olduğunu ortaya koyar. Ona göre rüya, kişinin kendi de-
rinliğine inebilmesini, böylece en yüce bilgiye erişebil-
mesini sağlar. Kendi kendine bırakılan zihin, bir hayal
dünyası içinde dolaşmaya başlar. Burada nesneler ve
kişiler, hiç beklenmedik durumlar almakta, rüya renkle-
riyle süslenmektedir. Bu durumdaki zihin, Bergson'un
da işaret ettiği gibi, çıkar gereksemeleri yüzünden, iç-
lerinden sadece işimize yarayanlar kesip ayırdığımız
günlük gerçekliklere karşı çıkmaktadır. Gözlerimizi ka-
patıp kendimizi çıkarcı düşünceden koparabilirsek, bi-
zi her türlü usavurmanın ve mantığın dışına çeken bas-
tırılmış anıların ve imgelerin dünyasına geçeriz. Freud
bu dünyanın bilinçaltı istekler, açığa vurulmamış eğilim-
ler dünyası olduğunu söyler. Kişi bunlan tanımakla, ken-
di kendisinin tam bilincine varır. Oysa bu yaptığı-
miz, varlığımızı sakatlamaktan başka bir şey değildir.
Eğer rüya hayatı da uyanıklık yaşayışı kadar gerçekse,
onun bize getirdiği zenginlikleri neden kabul etmemeli?
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Rüya görmek de tipki düşünmek gibi bir bilgi aracı-
dır, onun da bu yolda incelenmesi gerekir.
B) Sürrealizmin özgünlüğü, rüyalara hakkını verme-
sindedir.
C) Günlük yaşayışta başarı kazanabilmek için bu zen-
ginlikleri kendi isteğimizle karanlıkta bırakıyoruz.
D) Sürrealizm rüyayı metafizik ve psikolojik açılardan
en az uyanıklık kadar önemli görmüştür.
E) Rüya görmek artık zihnin bir lüksü olmaktan kurtu-
lur, onun en aydınlatıcı eylemlerinden biri durumu-
na gelir
dog warsveit
2.
stapot içine çektiği suyu bu sifondan öylesine
büyük bir kuvvetle fışkırtir ki, bu tepkiyle hızla
geriye doğru itilir
.
Ahtapot yumuşakçaların kafadan bacaklılar
minn](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211108163331843526-2327402.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel TekrarParagrafta Anlam
1.
3.
Sürrealizmin öncülerinden Gerard de Nerval, bütün eser-
lerinde, rüya ülkesinin de uyanıklık ülkesi kadar gerçek
olduğunu ortaya koyar. Ona göre rüya, kişinin kendi de-
rinliğine inebilmesini, böylece en yüce bilgiye erişebil-
mesini sağlar. Kendi kendine bırakılan zihin, bir hayal
dünyası içinde dolaşmaya başlar. Burada nesneler ve
kişiler, hiç beklenmedik durumlar almakta, rüya renkle-
riyle süslenmektedir. Bu durumdaki zihin, Bergson'un
da işaret ettiği gibi, çıkar gereksemeleri yüzünden, iç-
lerinden sadece işimize yarayanlar kesip ayırdığımız
günlük gerçekliklere karşı çıkmaktadır. Gözlerimizi ka-
patıp kendimizi çıkarcı düşünceden koparabilirsek, bi-
zi her türlü usavurmanın ve mantığın dışına çeken bas-
tırılmış anıların ve imgelerin dünyasına geçeriz. Freud
bu dünyanın bilinçaltı istekler, açığa vurulmamış eğilim-
ler dünyası olduğunu söyler. Kişi bunlan tanımakla, ken-
di kendisinin tam bilincine varır. Oysa bu yaptığı-
miz, varlığımızı sakatlamaktan başka bir şey değildir.
Eğer rüya hayatı da uyanıklık yaşayışı kadar gerçekse,
onun bize getirdiği zenginlikleri neden kabul etmemeli?
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Rüya görmek de tipki düşünmek gibi bir bilgi aracı-
dır, onun da bu yolda incelenmesi gerekir.
B) Sürrealizmin özgünlüğü, rüyalara hakkını verme-
sindedir.
C) Günlük yaşayışta başarı kazanabilmek için bu zen-
ginlikleri kendi isteğimizle karanlıkta bırakıyoruz.
D) Sürrealizm rüyayı metafizik ve psikolojik açılardan
en az uyanıklık kadar önemli görmüştür.
E) Rüya görmek artık zihnin bir lüksü olmaktan kurtu-
lur, onun en aydınlatıcı eylemlerinden biri durumu-
na gelir
dog warsveit
2.
stapot içine çektiği suyu bu sifondan öylesine
büyük bir kuvvetle fışkırtir ki, bu tepkiyle hızla
geriye doğru itilir
.
Ahtapot yumuşakçaların kafadan bacaklılar
minn
![A
A
TÜRKÇE
7-
18.
n
Sıcak yaz günlerinde serinlemek için genellikle soğuk
içecekleri tercih ettiğimiz hâlde, eski bir deyiş bazen
aklımızı kurcalar: "Çay harareti alır." Günlük hayat-
mızda bunu tecrübe ettiğimizde sözün doğruluğunu
görüp inanırız da çoğu zaman.
Sıcak bir içecek tükettiğimizde sindirim kanalımızın
ağız ve mide arası bölümlerinde bulunan sıcaklık al-
gilayıcı hücreler, beyne vücut isisinin artmakta oldu-
ğunu ifade eden sinyaller gönderir. Bunun üzerine
beynimiz terleme mekanizmasını hızlandırarak vü-
cudu soğutmaya çalışır. Çünkü terimizdeki su, bu-
harlaşmak için gereken enerjiyi cildimizden alır ve
buharlaşarak vücudumuzdan uzaklaşır. Bu olay vü-
cudumuzun isi kaybederek soğumasıyla sonuçlanır.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Aynı üslubu kullansalar da farklı konuları ele almak-
tadırlar.
B) Farklı görüşlerin hiçbir zaman birbirini destekleme-
yeceğini örneklendirmektedirler.
C) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik nedenler sun-
maktadırlar.
D) Eski bir deyişin yanlışlığını kanıtlayıcı somut delil-
lerden söz etmektedirler.
E) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vur-
gulamaktadırlar.](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211119191032563785-2534810.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel TekrarA
A
TÜRKÇE
7-
18.
n
Sıcak yaz günlerinde serinlemek için genellikle soğuk
içecekleri tercih ettiğimiz hâlde, eski bir deyiş bazen
aklımızı kurcalar: "Çay harareti alır." Günlük hayat-
mızda bunu tecrübe ettiğimizde sözün doğruluğunu
görüp inanırız da çoğu zaman.
Sıcak bir içecek tükettiğimizde sindirim kanalımızın
ağız ve mide arası bölümlerinde bulunan sıcaklık al-
gilayıcı hücreler, beyne vücut isisinin artmakta oldu-
ğunu ifade eden sinyaller gönderir. Bunun üzerine
beynimiz terleme mekanizmasını hızlandırarak vü-
cudu soğutmaya çalışır. Çünkü terimizdeki su, bu-
harlaşmak için gereken enerjiyi cildimizden alır ve
buharlaşarak vücudumuzdan uzaklaşır. Bu olay vü-
cudumuzun isi kaybederek soğumasıyla sonuçlanır.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Aynı üslubu kullansalar da farklı konuları ele almak-
tadırlar.
B) Farklı görüşlerin hiçbir zaman birbirini destekleme-
yeceğini örneklendirmektedirler.
C) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik nedenler sun-
maktadırlar.
D) Eski bir deyişin yanlışlığını kanıtlayıcı somut delil-
lerden söz etmektedirler.
E) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vur-
gulamaktadırlar.
![PARA
PARAGRAF
özünü ve
ninin bir an
türkütün
kış eşliğine
27.-28. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
29. - 30.
eklik
üşünüş big
ar. Mitik
te her gin
eri; büyüss
Eli nitelikte
O saders
Bu kabul
nel geros
ilk gençlik, arkadaşlarımızla, yani seçilmiş ailemizle farklı
bir iletişim dili kurduğumuz bir dönemdir ve o dil ne kadar
nevi şahsına münhasır olursa ilişkimiz o kadar biricik
demektir! "Neye gülüyor yahu bunlar!" diye şaşkın şaşkın
bize bakan insanların bakışları içten içe gururumuzu okşar;
onların hiç bilmedikleri, asla dokunamayacakları, gizli
anlamlar ve yoğun bir geçmiş ihtiva ettiğinden hiçbir zaman
tam manasıyla anlayamayacakları özel bir hazineye sahip
olduğumuzu, elimizde emsalsiz bir mücevher tuttuğumuzu
düşünürüz. Şifreli bir dildir oluşturduğumuz, anlık bir
tepkiden, bir yüz ifadesinden, espri tarzından, küçük
aptallıklardan örülü bir dil. Tam da bu nedenle, ilk gençlikte
hiç bitmez sanılan ilişkilerin dağılması bizi daha çok
yaralar. Hayatımızda aldığımız pek çok façayı unutsak da
ilk gençliğin üzerindeki küçük çizikler bile hiçbir zaman tam
manasıyla silinmez.
Uzunca b
gerekçes
gelinen
olduğund
yayınevle
yeniden
toplumu
ilgisi var
ilginç, da
boyutu
yeni bir
dergiler
boyutun
gerçekle
son der
alanlar.
rağbet
tik anlatı
nucund:
n açıklam
ir
29. Bu parç
27. Bu parçadan “lk gençlik arkadaşlığı" ile ilgili aşağıdakilerin
hangisine ulaşılamaz?
söylene
ok inanci
A) Yitirmenin kişi için unutulması güç taraflar barındırdığına
A) R. E
olar
B) Ok
çek
B) Başkalarından farklılaşmaya dayalı bir özelliği olduğuna
C) Ortak bir tarih oluşturmaktan beslendiğine
D) Dış görünüş, kültür gibi unsurlarla şekillendiğine
E) İnsan hayatında çok özel bir anlamı olduğuna
C) Tar
bak
D) Tar
dal
28. Aşağıdakilerin hangisi, bu parçada altı çizili sözlerden
herhangi birinin anlamı değildir?
E) Tai
tep
A) Bireysel karara dayanma
B) Kıskanılacak düzeyde samimiyet
30. Bu par
doğorli ve benzersiz olma
cikaril](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211117161924986599-1314195.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel TekrarPARA
PARAGRAF
özünü ve
ninin bir an
türkütün
kış eşliğine
27.-28. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
29. - 30.
eklik
üşünüş big
ar. Mitik
te her gin
eri; büyüss
Eli nitelikte
O saders
Bu kabul
nel geros
ilk gençlik, arkadaşlarımızla, yani seçilmiş ailemizle farklı
bir iletişim dili kurduğumuz bir dönemdir ve o dil ne kadar
nevi şahsına münhasır olursa ilişkimiz o kadar biricik
demektir! "Neye gülüyor yahu bunlar!" diye şaşkın şaşkın
bize bakan insanların bakışları içten içe gururumuzu okşar;
onların hiç bilmedikleri, asla dokunamayacakları, gizli
anlamlar ve yoğun bir geçmiş ihtiva ettiğinden hiçbir zaman
tam manasıyla anlayamayacakları özel bir hazineye sahip
olduğumuzu, elimizde emsalsiz bir mücevher tuttuğumuzu
düşünürüz. Şifreli bir dildir oluşturduğumuz, anlık bir
tepkiden, bir yüz ifadesinden, espri tarzından, küçük
aptallıklardan örülü bir dil. Tam da bu nedenle, ilk gençlikte
hiç bitmez sanılan ilişkilerin dağılması bizi daha çok
yaralar. Hayatımızda aldığımız pek çok façayı unutsak da
ilk gençliğin üzerindeki küçük çizikler bile hiçbir zaman tam
manasıyla silinmez.
Uzunca b
gerekçes
gelinen
olduğund
yayınevle
yeniden
toplumu
ilgisi var
ilginç, da
boyutu
yeni bir
dergiler
boyutun
gerçekle
son der
alanlar.
rağbet
tik anlatı
nucund:
n açıklam
ir
29. Bu parç
27. Bu parçadan “lk gençlik arkadaşlığı" ile ilgili aşağıdakilerin
hangisine ulaşılamaz?
söylene
ok inanci
A) Yitirmenin kişi için unutulması güç taraflar barındırdığına
A) R. E
olar
B) Ok
çek
B) Başkalarından farklılaşmaya dayalı bir özelliği olduğuna
C) Ortak bir tarih oluşturmaktan beslendiğine
D) Dış görünüş, kültür gibi unsurlarla şekillendiğine
E) İnsan hayatında çok özel bir anlamı olduğuna
C) Tar
bak
D) Tar
dal
28. Aşağıdakilerin hangisi, bu parçada altı çizili sözlerden
herhangi birinin anlamı değildir?
E) Tai
tep
A) Bireysel karara dayanma
B) Kıskanılacak düzeyde samimiyet
30. Bu par
doğorli ve benzersiz olma
cikaril
![DRO
1 - B
KURUMSAL
afızaya
2
abul
esi ve
27. Evrenin mekân ve zaman boyutları her insanın anlayış
sınırları içine girmez. Üzerinde barındığımız yerküre,
gezegendir. Bu perspektifte, evrene ilişkin uğraşların
yine de insanoğlu her dem genç, her dem merak küpü ve
birçoğu insanlara anlamsız hatta çocuksu görünür. Ama
her dem cesurdur. Son bir iki bin yıllık dönemde evrenin
beklenmedik buluşlara ulaştık. Bu buluşları düşünmek bile
sırları ve sınırları konusunda çok şaşırtıcı ve hiç
insanı coşkulu bir ruh hâline sokuyor.
UZ
olay
Egiz
gizemlerine yönelik
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılabilir?
A) İnsanlığın evrenin büyüklüğü ve
çalışmaları, heyecan verici keşifleri mümkün kılmıştır.
B) Evrene ilişkin zihnimizi kurcalayan sorular
cevaplandıkça yeni sorular karşımıza çıkmaktadır.
en
C) Bilimsel araştırmaların teşvik edilmesi, insan hayatını
kolaylaştıran aygıtların geliştirilmesini mümkün
kılacaktır.
D) Insanoğlunun bilime duyduğu ilgi ve merakın ne zaman
ortaya çıktığı bilinmemektedir.
E) Evrenin mekân ve zaman özelliklerinin yakın bir
gelecekte ortaya konması beklenmektedir.
ly
28. Belki şaşırtıcı gelecek ama hival
cok tarihle](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211125082718603992-3833578.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel TekrarDRO
1 - B
KURUMSAL
afızaya
2
abul
esi ve
27. Evrenin mekân ve zaman boyutları her insanın anlayış
sınırları içine girmez. Üzerinde barındığımız yerküre,
gezegendir. Bu perspektifte, evrene ilişkin uğraşların
yine de insanoğlu her dem genç, her dem merak küpü ve
birçoğu insanlara anlamsız hatta çocuksu görünür. Ama
her dem cesurdur. Son bir iki bin yıllık dönemde evrenin
beklenmedik buluşlara ulaştık. Bu buluşları düşünmek bile
sırları ve sınırları konusunda çok şaşırtıcı ve hiç
insanı coşkulu bir ruh hâline sokuyor.
UZ
olay
Egiz
gizemlerine yönelik
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılabilir?
A) İnsanlığın evrenin büyüklüğü ve
çalışmaları, heyecan verici keşifleri mümkün kılmıştır.
B) Evrene ilişkin zihnimizi kurcalayan sorular
cevaplandıkça yeni sorular karşımıza çıkmaktadır.
en
C) Bilimsel araştırmaların teşvik edilmesi, insan hayatını
kolaylaştıran aygıtların geliştirilmesini mümkün
kılacaktır.
D) Insanoğlunun bilime duyduğu ilgi ve merakın ne zaman
ortaya çıktığı bilinmemektedir.
E) Evrenin mekân ve zaman özelliklerinin yakın bir
gelecekte ortaya konması beklenmektedir.
ly
28. Belki şaşırtıcı gelecek ama hival
cok tarihle
![12. Tepelerden, ara vermeyen, soluk aldırmayan bir yağmur
iniyor; kış başlangıcı yağmuru... Biliyorlar ki bu böylece
sürerse ovayı su basacaktır, çaylar kabaracak, nehirler
taşacak, köprüler çökecek, yol, iz kalmayacaktır. Islak
karanlık içinde, sırılsıklam bir kafile, kimi atla koşuyor,
kaçıyor.
Bu parça aşağıdakilerden hangisini örneklendirmek
için uygun değildir?
A Duyu aktarımı
B) Pekiştirmeli sözcük
Konuyu tartışma havasında ele alma
BX Doğayı devinim hâlinde verme
EX Okuru olay akışı içinde yaşatma
lionär](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211121120931835794-2201641.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar12. Tepelerden, ara vermeyen, soluk aldırmayan bir yağmur
iniyor; kış başlangıcı yağmuru... Biliyorlar ki bu böylece
sürerse ovayı su basacaktır, çaylar kabaracak, nehirler
taşacak, köprüler çökecek, yol, iz kalmayacaktır. Islak
karanlık içinde, sırılsıklam bir kafile, kimi atla koşuyor,
kaçıyor.
Bu parça aşağıdakilerden hangisini örneklendirmek
için uygun değildir?
A Duyu aktarımı
B) Pekiştirmeli sözcük
Konuyu tartışma havasında ele alma
BX Doğayı devinim hâlinde verme
EX Okuru olay akışı içinde yaşatma
lionär
![3.
Fotoğraf, icat edildiğinden beri görüntünün gerçekliğini
sunma konusunda diğer görsel sanatlara göre daima
önde olmuştur. Fotoğrafın nesneleri tipa tip aktarabilmesi,
çoğaltılabilmesi ve kolaylıkla paylaşılabilme özelliği onu
daima popüler hâle getirmiştir. Ünlü yazar ve sanat
eleştirmeni John Berger, bu konuda "Fotoğraf yalan
aktarma yani nesnel gerçekliği yansıtma özelliği
söylemez." der. Ancak fotoğrafın, gerçeği olduğu gibi
modernizmle birlikte sorgulanmaya başlanmıştır.Burada
fotoğrafçı, kendi öznel gerçekliğini yaratmaktadır. Yani
fotoğrafçı konuyu kendisi belirler, bir çerçeve çizer,
vurgulamak istedikleri bu çerçevenin içinde kalırken
itilmiş olur. Kendi
öznel gerçekliğini yaratırken de içinde yaşadığı toplumun
bilgi birikimi, olayları algılayış biçimi, inançları ve estetik
seçmediği ögeler ise çerçeve di
değerleri önemli bir rol oynar.
Bu parçadan hareketle
1. Fotoğraf tarihi boyunca fotoğrafın dünyayı nesnel bir
şekilde ortaya koyduğu düşüncesi hep var olmuştur.
II
. Modernist yaklaşıma göre toplumun estetik
değerlerini yok sayan fotoğrafçı, nesneleri kendi
gerçek boyutlarıyla aktarmaktadır.
III. Modernist fotoğrafçılıkta fotoğrafçı, vurgulamak
istediği konuları kendi zihinsel süzgecinden geçirerek
izleyiciye sunmaktadır.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız!
B) Yalnız II
C) ve 11
D) I ve III
E) I, II ve III](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211126140750064988-1408438.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar3.
Fotoğraf, icat edildiğinden beri görüntünün gerçekliğini
sunma konusunda diğer görsel sanatlara göre daima
önde olmuştur. Fotoğrafın nesneleri tipa tip aktarabilmesi,
çoğaltılabilmesi ve kolaylıkla paylaşılabilme özelliği onu
daima popüler hâle getirmiştir. Ünlü yazar ve sanat
eleştirmeni John Berger, bu konuda "Fotoğraf yalan
aktarma yani nesnel gerçekliği yansıtma özelliği
söylemez." der. Ancak fotoğrafın, gerçeği olduğu gibi
modernizmle birlikte sorgulanmaya başlanmıştır.Burada
fotoğrafçı, kendi öznel gerçekliğini yaratmaktadır. Yani
fotoğrafçı konuyu kendisi belirler, bir çerçeve çizer,
vurgulamak istedikleri bu çerçevenin içinde kalırken
itilmiş olur. Kendi
öznel gerçekliğini yaratırken de içinde yaşadığı toplumun
bilgi birikimi, olayları algılayış biçimi, inançları ve estetik
seçmediği ögeler ise çerçeve di
değerleri önemli bir rol oynar.
Bu parçadan hareketle
1. Fotoğraf tarihi boyunca fotoğrafın dünyayı nesnel bir
şekilde ortaya koyduğu düşüncesi hep var olmuştur.
II
. Modernist yaklaşıma göre toplumun estetik
değerlerini yok sayan fotoğrafçı, nesneleri kendi
gerçek boyutlarıyla aktarmaktadır.
III. Modernist fotoğrafçılıkta fotoğrafçı, vurgulamak
istediği konuları kendi zihinsel süzgecinden geçirerek
izleyiciye sunmaktadır.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız!
B) Yalnız II
C) ve 11
D) I ve III
E) I, II ve III
![20. yüzyılın en önemli yazarlarından biri olarak
nitelendirilen Gabriel Garcia Marquez Yüzyıllık
Yalnızlık romanini nasıl yazdığını şöyle anlatır:
Yüzyıllık Yalnızlık'ı iki yıldan daha kısa bir sürede
yazdım ama yazı makinemin başına oturmadan
önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on
altı yılımı aldı. Büyükannem, en acımasız şeyleri,
kilini bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü
şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri
bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz
tavri ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kav-
radım. Yüzyıllık Yalnızlık romanını büyükannemin
işte bu yöntemini kullanarak yazdım. Bu romanı
büyük bir dikkat ve keyifle okuyan, hiç şaşır-
mayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar,
çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey
anlatmamıştım.
final dergisi
18. Yazar, bu parçadaki altı çizili sözle hangi
özelliğini belirtmek istemiştir?
A) Gerçekliğe dayanan bir anlatıma baş-
vurma
B) Anlatımda çoklu bakış açısı kullanma
C) Geleneksel anlatı türlerinden yararlanma
D) Başkasının gözlem ve yaşantısını yan-
sitma
E) Öykü türüne özgü bir anlatımı deneme](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211120141835268144-3922537.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar20. yüzyılın en önemli yazarlarından biri olarak
nitelendirilen Gabriel Garcia Marquez Yüzyıllık
Yalnızlık romanini nasıl yazdığını şöyle anlatır:
Yüzyıllık Yalnızlık'ı iki yıldan daha kısa bir sürede
yazdım ama yazı makinemin başına oturmadan
önce bu kitap hakkında düşünmek on beş, on
altı yılımı aldı. Büyükannem, en acımasız şeyleri,
kilini bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü
şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri
bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz
tavri ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kav-
radım. Yüzyıllık Yalnızlık romanını büyükannemin
işte bu yöntemini kullanarak yazdım. Bu romanı
büyük bir dikkat ve keyifle okuyan, hiç şaşır-
mayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar,
çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey
anlatmamıştım.
final dergisi
18. Yazar, bu parçadaki altı çizili sözle hangi
özelliğini belirtmek istemiştir?
A) Gerçekliğe dayanan bir anlatıma baş-
vurma
B) Anlatımda çoklu bakış açısı kullanma
C) Geleneksel anlatı türlerinden yararlanma
D) Başkasının gözlem ve yaşantısını yan-
sitma
E) Öykü türüne özgü bir anlatımı deneme
![5.
Edebiyat kelimesinin en büyük talihsizliği, zaten biliniyor olma-
si. Insanların, "Zaten biliyorum." deyip sözlüklere müracaat
etmediği talihsiz kavramlardan biri edebiyat. Hiç okumasak
da, elimizden romanlar, öykü kitapları düşmese de edebiyat
orada bir yerlerde aşikâr olarak durur zaten. Edebiyat kelime-
sinin ilk anlamıyla mecaz anlamı arasındaki fark ise oldukça
rahatsız edicidir. Boş laflara, palavralara, yalanlara edebiyat
denir. Sözünün sahiciliğini savunan kişi bu durumu kuvvetli bir
şekilde ifade edebilmek için, "Ben burada edebiyat yapmıyo-
rum." demek zorunda kalır. Türk Dil Kurumunun sözlüğünde
yer alan "Olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla
sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatı” tanımı da
zihin dünyamızın Fizan'ına sürgün edilmiş olur böylece.
Bu parçanın yazarı, edebiyat kavramıyla ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisinden yakınmaktadır?
A) Asıl anlaminin herkesçe göz ardı edilmesi
B)) Karşıladığı mecaz anlamın olumsuzluğu
Sözlüklerdeki anlamının bilinmiyor olması
Dürüst olmayan kimselerin dilinde dolaşması
Herkesçe bilinmesinin kavramı sıradanlaştırması](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211122152652184782-2388695.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar5.
Edebiyat kelimesinin en büyük talihsizliği, zaten biliniyor olma-
si. Insanların, "Zaten biliyorum." deyip sözlüklere müracaat
etmediği talihsiz kavramlardan biri edebiyat. Hiç okumasak
da, elimizden romanlar, öykü kitapları düşmese de edebiyat
orada bir yerlerde aşikâr olarak durur zaten. Edebiyat kelime-
sinin ilk anlamıyla mecaz anlamı arasındaki fark ise oldukça
rahatsız edicidir. Boş laflara, palavralara, yalanlara edebiyat
denir. Sözünün sahiciliğini savunan kişi bu durumu kuvvetli bir
şekilde ifade edebilmek için, "Ben burada edebiyat yapmıyo-
rum." demek zorunda kalır. Türk Dil Kurumunun sözlüğünde
yer alan "Olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla
sözlü veya yazılı olarak biçimlendirilmesi sanatı” tanımı da
zihin dünyamızın Fizan'ına sürgün edilmiş olur böylece.
Bu parçanın yazarı, edebiyat kavramıyla ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisinden yakınmaktadır?
A) Asıl anlaminin herkesçe göz ardı edilmesi
B)) Karşıladığı mecaz anlamın olumsuzluğu
Sözlüklerdeki anlamının bilinmiyor olması
Dürüst olmayan kimselerin dilinde dolaşması
Herkesçe bilinmesinin kavramı sıradanlaştırması
![B
19. Dayanışma, bir ölçüde toplumu
temel unsurlardan
biridir. Toplumun, insanların sıradan bir şekilde
oluşmadığı, insanları toplum yapan şeyin aslında
aralarındaki dayanışma olduğu bilinen bir durum. Bu
bağlamda COVID 19 pandemi koşullarında öne çıkmış
olan toplumsal niteliklerden birinin de dayanışma
olgusunun yeniden olduğunu söyleyebiliriz.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) janımlayan - bir araya gelmesiyle - keşfedilmesi
---
B) oluşturan - karşılıklı anlaşmasıyla - bilinmesi
C) sekillendiren - birbirini tanımasıyla - oluşması
D) gösteren - kaynaşmasıyla - fark edilmesi
E) var eden - görüşmesiyle - kurulması](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211118100240623880-3553002.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel TekrarB
19. Dayanışma, bir ölçüde toplumu
temel unsurlardan
biridir. Toplumun, insanların sıradan bir şekilde
oluşmadığı, insanları toplum yapan şeyin aslında
aralarındaki dayanışma olduğu bilinen bir durum. Bu
bağlamda COVID 19 pandemi koşullarında öne çıkmış
olan toplumsal niteliklerden birinin de dayanışma
olgusunun yeniden olduğunu söyleyebiliriz.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) janımlayan - bir araya gelmesiyle - keşfedilmesi
---
B) oluşturan - karşılıklı anlaşmasıyla - bilinmesi
C) sekillendiren - birbirini tanımasıyla - oluşması
D) gösteren - kaynaşmasıyla - fark edilmesi
E) var eden - görüşmesiyle - kurulması
![3. GÜN
1. SERİ
PARAGRAF KAN
19, 20 - 21. soruları aşağıdaki
parçaya göre cevaplayınız.
20. Bu
sinde yetişen,
ktan alan ka-
nle hasat ve
ce kişinin zi-
yle dünyada
barındırıyor.
bölgede ye-
korumaya
hal
A)
B
C
D
ez ve önce
oyu kırmı-
Halfeti' de
Karagülün
spit edildi.
Eflatun'un Demostenes'e yazdığı bilinse de mektup türünün
iyi örnekleri yokmuş Eski Yunan'da. Mektup türü, Latinlerde
gelişmeye başlamış, ilk büyük usta ise Çiçero. Zamanla
mektuplar vazgeçilmez yaşam parçaları olmuş sanatçıların.
Eserlerini hangi duygularla verdikleri çıkmış ortaya ve hangi
şartlarda. Mozart'ın 3000'e yakın mektubunda gizliymiş mü-
ziğinin sirri. Van Gogh'un tablolarının gerçek öyküsü, kar-
deşi Theo'ya gönderdiği 650 mektuptaymış. Her ne kadar
Geothe, "Eskiden beri mektuplara oldukça seyrek cevap
veririm, ihtiyarlığımda da bu değişmedi. İki nedeni var: Boş
mektup yazmak istemem, önemli mektuplar da beni en acil
ödevlerimden alıkoyuyor ve çok vaktimi alıyor." dese de
ölümünden sonra Geothe'nin mektupları ciltlerle yayımlan-
mış. Schiller, Dostoyevski, Puşkin, Byron, Keats, Abdulhak
Hamit, Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi ve Ziya Osman'ın mek-
tupları unutulmazlar sınıfındadır. Ya Voltaire, altmış yıl bo-
yunca bütün Avrupa'ya seslenen bu dâhi, yayımlanmamış
olanlar hariç, 18 bin mektubu nasıl yazmış?
maralan-
nlıştır?
duğu ve
etçisinin
arindir-
ule ilgili
olduğu
yapı-
E
S
19. Bu parçadan mektuplarla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine ulaşılamaz?
A) Bazı sanatçılar, şaşırtıcı nicelikte mektup yazmıştır.
B) Sanatçıların eserlerini oluştururken hissettiklerine işık
tutar.
w
C) Bazı sanatçıların yaşam koşullarını yansıtır.
D) İlk örneklerine Latinlerde rastlanmıştır.
E) Bazı sanatçıların yazdığı mektuplar, kalıcı niteliklere
sahiptir.
LE](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211201152438556856-1387662.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar3. GÜN
1. SERİ
PARAGRAF KAN
19, 20 - 21. soruları aşağıdaki
parçaya göre cevaplayınız.
20. Bu
sinde yetişen,
ktan alan ka-
nle hasat ve
ce kişinin zi-
yle dünyada
barındırıyor.
bölgede ye-
korumaya
hal
A)
B
C
D
ez ve önce
oyu kırmı-
Halfeti' de
Karagülün
spit edildi.
Eflatun'un Demostenes'e yazdığı bilinse de mektup türünün
iyi örnekleri yokmuş Eski Yunan'da. Mektup türü, Latinlerde
gelişmeye başlamış, ilk büyük usta ise Çiçero. Zamanla
mektuplar vazgeçilmez yaşam parçaları olmuş sanatçıların.
Eserlerini hangi duygularla verdikleri çıkmış ortaya ve hangi
şartlarda. Mozart'ın 3000'e yakın mektubunda gizliymiş mü-
ziğinin sirri. Van Gogh'un tablolarının gerçek öyküsü, kar-
deşi Theo'ya gönderdiği 650 mektuptaymış. Her ne kadar
Geothe, "Eskiden beri mektuplara oldukça seyrek cevap
veririm, ihtiyarlığımda da bu değişmedi. İki nedeni var: Boş
mektup yazmak istemem, önemli mektuplar da beni en acil
ödevlerimden alıkoyuyor ve çok vaktimi alıyor." dese de
ölümünden sonra Geothe'nin mektupları ciltlerle yayımlan-
mış. Schiller, Dostoyevski, Puşkin, Byron, Keats, Abdulhak
Hamit, Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi ve Ziya Osman'ın mek-
tupları unutulmazlar sınıfındadır. Ya Voltaire, altmış yıl bo-
yunca bütün Avrupa'ya seslenen bu dâhi, yayımlanmamış
olanlar hariç, 18 bin mektubu nasıl yazmış?
maralan-
nlıştır?
duğu ve
etçisinin
arindir-
ule ilgili
olduğu
yapı-
E
S
19. Bu parçadan mektuplarla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine ulaşılamaz?
A) Bazı sanatçılar, şaşırtıcı nicelikte mektup yazmıştır.
B) Sanatçıların eserlerini oluştururken hissettiklerine işık
tutar.
w
C) Bazı sanatçıların yaşam koşullarını yansıtır.
D) İlk örneklerine Latinlerde rastlanmıştır.
E) Bazı sanatçıların yazdığı mektuplar, kalıcı niteliklere
sahiptir.
LE
![B.
B
Deneme -1
19. Can sıkıntısından bahsetmek daima mutluluktan bah-
setmekten daha kolaydır. (1) Tipkı bunun gibi iletişimsiz-
likten bahsetmek de iletişime kıyasla çok daha mümkün
ve kolaydır. (II) Belki de bu nedenle onlarca yıldır geliş-
tirilmiş olan ve aktarılagelen bilindik iletişim tariflerinin
insanlarla diyaloğumuza hatırı sayılır etkileri olduğunu
söylemek pek mümkün değildir. (III) Bugün hâlâ özgür
bireyler olarak içinde bulunduğumuz koşullardan bağım-
siz bir şekilde kendimizi ifade etmenin yollarını keşfetme
ve bu tutumu sürekli hâle getirme konusu gündeme gelir.
(IV) Ancak o anda kendimizi, bunun ne kadar imkânsız
olduğunu ifade etmek için zorlukları sayarken buluruz.
(V) Seviyesi ve niteliği ne olursa olsun aldığımız eğitim-
ler, bize iletişim çatışmaları söz konusu olduğunda nasıl
davranmak gerektiğini aktarmiyor. (VI) Birisi bizi incite-
cek şeyler söylediğinde ya aynı şekilde karşılık veriyo-
ruz - çünkü kendimizi savunmamış ve zayıf görünmüş
olmaktan son derece çekiniriz - ya da sessiz kalıp acı
çekiyoruz.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
B) III C) iv - DV
E) VI
AL](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211126092613422018-1591201.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel TekrarB.
B
Deneme -1
19. Can sıkıntısından bahsetmek daima mutluluktan bah-
setmekten daha kolaydır. (1) Tipkı bunun gibi iletişimsiz-
likten bahsetmek de iletişime kıyasla çok daha mümkün
ve kolaydır. (II) Belki de bu nedenle onlarca yıldır geliş-
tirilmiş olan ve aktarılagelen bilindik iletişim tariflerinin
insanlarla diyaloğumuza hatırı sayılır etkileri olduğunu
söylemek pek mümkün değildir. (III) Bugün hâlâ özgür
bireyler olarak içinde bulunduğumuz koşullardan bağım-
siz bir şekilde kendimizi ifade etmenin yollarını keşfetme
ve bu tutumu sürekli hâle getirme konusu gündeme gelir.
(IV) Ancak o anda kendimizi, bunun ne kadar imkânsız
olduğunu ifade etmek için zorlukları sayarken buluruz.
(V) Seviyesi ve niteliği ne olursa olsun aldığımız eğitim-
ler, bize iletişim çatışmaları söz konusu olduğunda nasıl
davranmak gerektiğini aktarmiyor. (VI) Birisi bizi incite-
cek şeyler söylediğinde ya aynı şekilde karşılık veriyo-
ruz - çünkü kendimizi savunmamış ve zayıf görünmüş
olmaktan son derece çekiniriz - ya da sessiz kalıp acı
çekiyoruz.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
B) III C) iv - DV
E) VI
AL
![3D YAYINL
5. İçimde renkler uçuşur
Al yanar yeşil tutuşur
Ne sihirdir ne keramet
Ne de el çabukluğu marifet
E
Bu bir ressam oğlu ressam işidir
Sağ yanımda usul usul
Morla turuncu konuşur
Beri yanda siyahlardan
147
Ödü patlamış beyazlar
Ötede çil yavrusu gibi dağılmış pembeler
Bu dizelerin anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Halk masallarına özgü ögelerden yararlanma
B) Birbirini çağrıştıran sözler kullanma
Benzetme ve kişileştirmeye başvurma
D Deyimlere yer verme
EX Renk bildiren sıfatlar kullanma](https://media.kunduz.com/media/question/raw/20211124063003435039-617399.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar3D YAYINL
5. İçimde renkler uçuşur
Al yanar yeşil tutuşur
Ne sihirdir ne keramet
Ne de el çabukluğu marifet
E
Bu bir ressam oğlu ressam işidir
Sağ yanımda usul usul
Morla turuncu konuşur
Beri yanda siyahlardan
147
Ödü patlamış beyazlar
Ötede çil yavrusu gibi dağılmış pembeler
Bu dizelerin anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Halk masallarına özgü ögelerden yararlanma
B) Birbirini çağrıştıran sözler kullanma
Benzetme ve kişileştirmeye başvurma
D Deyimlere yer verme
EX Renk bildiren sıfatlar kullanma