Paragraf Genel Tekrar Soruları

40. Japonya'daki 2020 (2021) Olimpiyatları'nda Türkiye'ye okçuluk dalında ilk altın madalyayı kazandıran Mete Gazoz'la ilgili bazı tespitler aşağıda verilmiştir. Ailesi: Mete'nin babası ve annesi okçu. Mete 3 yaşından itibaren okçuluğun içinde. Omuzları için yüzmeye gitti. Koordinasyon için basketbol oynadı, dikkat yeteneği için resim; göz, el koordinasyonu için piyano eğitimi aldı. Antrenörü: Göktuğ Ergin eski bir milli okçu ve 13 yaşından bu yana Mete ile çalışıyor. Dünyada yılın antrenörü seçilen Ergin, ekibiyle beraber bu başarının arkasındaki en büyük isimdir. Konsantrasyon: Mete'nin dikkat eksikliği var. Bu yüzden atış dışında Mete'yi gülerken, şakalaşırken görürüz. Kısa süre konsantre olabiliyor ve onu da atış anına denk getirmesi gerekiyor. Nabız: Rakibinin nabzı yarış anında 160-165, Mete'nin nabzı ise 125-145. Bunun için nefes tekniği ve yüksek nabız antrenmanı yapıyor. Bu verilerden hareketle Mete Gazoz'un başarısıyla ilgitt olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Open A) Cevresel faktörler başarıya ulaşmayı kolaylaştırmaktadır. B) Başarı için çok yönlü hazıtluk gerekmektedir. Ekonomik güce sahip olma, başarıyı çağıran etkendir. D) İyi bir yol gösterici, başarın olmazsa olmazıdır. E) Dikkat yoğunlaşması ve stres yönetimi başarının anahtarıdır.

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak bir sesle ve ses tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor ne de bir şeye seviniyordu. Bir süre sonra soru işa- retini kaybetti. Artık soru sormaz oldu. Hiçbir şey ama hiçbir şey onu ilgilendirmiyordu. Ne kâinat ne dünya ne de kendisi umurundaydı. Birkaç sene sonra iki nokta işaretini kaybetti. Artık davranış sebeplerini başkalarına açıkla- maktan vazgeçti. Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işareti kalmıştı. Kendisine ait tek bir düşünce bile yoktu. Yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlıyordu. 1. a) Yukarıdaki parçada vurgulanmak istenen düşünceyi açıklayınız.

3. Bir yazarın yapamıyta, duygu ve dincoleriyle doll blloi edinmek isteyen bir okur, onun eserlerine yo. ountapmalıdır. Çünko koku almayı bilen bir okur, satir aralarında yazann bütün hayat serüvenini okuyabilir Bazen buna gerek bile kalmayabilir. Çünki yazarlar kendi hikayelerini açık etmekte hio de olmri davran- mazlar. Pek çoğu özellikle mektuplarında ve anların da kendilerini ortaya koyar Bu parçadaki alto plalli söz ile anlatılmak istenen apag dakilerden hangisidir? A) Doorudan yazilmayanlar, yazılanlardan gikaran B) Her yazılandan farklı anlamlar oikaran c) Yazma eyleminin ne oldugunu iyi bilen D) Yazar ile aynı duyguları paylaqan E) Düşünce dünyasını yazılanlarla genloloten

1. Çağdaş insan, kendi kanatları ile uçmayı sağlayacak nes- nel, özgür ve eleştirel bir düşünce tarzına sahip olmalıdır. Bunun yolu da kitap okumaktan geçer. Okuma alışkanli- ģi, kişilerin okumayı öğrendikten sonra bu eylemi zevkle yapmalarını sağlamak için kazanmaları gereken önemli bir beceridir. Erken dönemde okuma alışkanlığı kazanan çocukların kelime hazinesi ve düşünme yeteneği artmak- ta buna bağlı olarak yaratıcı zeka, dinleme ve konuşma yeteneği gelişmektedir. Çocukluğun ilk yıllarında kitapla tanışma, onun gelecekteki tüm yıllarını etkiler. Ebeveynler ve öğretmenler, çocuğun okuma alışkanlığını kazanma- sında öncü ve rehber olmalıdırlar. Ebeveynler çocuklara okuma alışkanlığını kazandırmada model olmalı, okuma zamanları yaratmalı, kitaplar ve yazarları hakkında konuş- malı, kitap seçiminde yönlendirme yapmalıdırlar. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy- lenmiş olabilir? Okuma yapmak için hangi tür kitapları tercih etmeliyiz? çocuklarda kitap okuma alışkanlığı nasıl kazandırılma- lıdır? e Verimli okuma nasıl olur? Ritap okumak, ihtiyaç mıdır? E) Kitap okumaya kaç yaşında başlanmalıdır?

A A A TÜRKÇE TESTI aşağıdaki waplayınız. 39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. şik üçte ikisini tıpkı bir Dünya'yı güneş ışın- sicaklığının artmasını ulutlarının özelliklerini stratokümülüs bulut- lerden oluşur, geniş en olmazlar. Geliştiri- uslar üzerindeki stra- ki yüz yıl içinde sera k yok olacak. Geniş st katmanlarının za- seyrek görünümlü Hiliyor. Gezegenimi- nma döneminde at- n, küresel sıcaklıkta e neden oldu. Bu üzerinde çok yıkıcı zaman aralığı için oldu. Peki, kaygi- bondioksit miktarı madan önce kalıcı ceğine inanıyoruz. akilerin hangisi- Nabokov'un aktardığına göre Tolstoy'un, yaşlılık yıllarında canı hiçbir şey okumayı çekmez, artık yorulmuş, bikmiştir. Sadece tek bir romanın kendi- sini heyecanlandırdığını, onu tekrar tekrar okumak istediğini söyler. Romanın adı, Anna Karenina'dır. Klasikler böyledir. Asla eskimez ve değerlerini kay- betmezler. Klasiklerin okurlarına söyleyecekleri söz hiçbir zaman tükenmez. Bir klasiğin yazarı, kendi yazdığına bile yabancılaşıp onu yeni bir eser gibi okuyabilir. Rutine ve yaşamın olanca acima- sızlığına karşı panzehirdir Gogol'ün, Dostoyevs- ki'nin, Tolstoy'un, Turgenyev'in, Çehov'un eserleri. Edebî eserin gerçek değerini biteviyelikten kurtul- makla ortaya çıkacağını savunan Viktor Shklovs- ky'ye göre klasikler bu edimi, yabancılaştırma ile yapar. Yabancılaştırmanın iki işlevi vardır: Gün- delik yaşamda yitip giden duyumsamaların sanat yoluyla yeniden kazanımını sağlamak ve sanat geleneğinin sürekli yenilenmesine hizmet etmek. Tolstoy'un, kendi kitabını o yazmamış gibi tekrar tekrar okumasının sebebi de bu olsa gerek. kalıcı tedbirlerin leyeceği gibi pek ini engelleyebilir. ra gazları sebe- e dolayısıyla kit- 39. Bu parçada "biteviyelikten kurtulmak” sözüyle an- latılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) ilgi çekici ve sürükleyici olmak B) Monotonluğun dışına çıkmak C) Bulunduğu kültüre yabancılaşmak D) Okuma istegi uyandırmak E) Günlük yaşamdan farklılaşmak kları, iklim deği- fus artışıyla ve ardır. leyen stratokü- Ereketlerine se- mülüs bulutla- söylenemez? nde taşıdığı k kütlelerden 40. Bu parçada klasiklerle ilgili aşağıdakilerin han- gisine değinilmemiştir? A) Okurda heyecan ve merak uyandırdıklarına B) Birçok defa okunabildiklerine G) Değerlerini daima koruduklarına D) Sxadan şeyleri anlatmadıklarına E) Okurlarına sunduklarının asla bitmediğine ara sebep ol- elenen bir bu- manlı, seyrek i taşıdığı

Test 71 Anlam Bilgisi / Genel 7. by Iskender Pala, "Mesela" diye okumaya başlanan dok- san dokuz hikâye sunuyor bize. (II) Her bir hikâye "mutla- ka"lar ile "keşke'ler üzerine yeni bir bakış açısı getiriyor. (1) Bazen bizi eski zamanlara götürüyor. bazen güncel sorunlara farklı bir gözle bakmamızı sağlıyor. (IV) En çok da çevremizi ve kendimizi tekrar tanımamıza kapı aralıyor. (V) Usta kalemiyle geleneğin hikmetlerini ve günümüzün tecrübelerini güncel bir üslupta buluşturan Pala, okura eğlenceli ve yararlı bir okuma serüveni vadediyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıstır? A) I.de, kitapta yer alan pek çok öykünün benzer yanı söylenmiştir. B) II.de, kitabın gereklilikler ve pişmanlıklar üzerinde dur- duğu ifade edilmiştir. + C.de, hikâyelerin geçmişi geleceğe taşımada bir araç olduğu dile getirilmiştir. + D) IV.de, kitabın okura kazandıracağı deneyimden söz edilmiştir. + E) V.de, yazarın işine hâkim olduğu sezdirilmiştir. eis Yayinlar 8. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayınlar Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve 26 ilde 6212 kişiyle

22. Ara'da anlatmaya çalıştığım şey bizim kuşaktan, 60'lar sonu, 70'ler doğumlu insanların düştüğü bir tür manevi boşluktu. Biz herkesin yoksul olduğu bir "Eski Türkiye" de büyüdük. Sonra 80'lerin ortasından itibaren Türkiye ciddi bir sınıf atlama duygusu yaşadı. İçi doldurulmamış , hazmedilmemiş bir zenginlik arzusu ülkeyi sardı. Bir şekilde "yırtan", sınıf atlayan kuşağımdan insanlar belli bir yaşa geldiklerinde hayatlarında koca bir kara delik olduğunu fark ettiler. "Manevi boşluk” derken illa dini inancı kastetmiyorum ama bizi hayata bağlayacak, hayatımıza bir mana verecek para, eşya, mal, mülk haricindeki şeyleri kastediyorum. İşte onlar eksikti birço- ğumuzun hayatında. Ben sanırım okuyarak, yazarak, çizerek, edebiyat ve sinemaya bağlanarak bir şekilde kurtardım. Ama kurtaramayan, o eksikliği sonuna kadar yaşayan insanların hikâyesini anlatmak istedim Ara'da. Bu parçada sözlerine yer verilen film yönetmeninin filminde dile getirdiği eleştirel düşünce aşağıdakiler- den hangisidir? A) Bu ülkenin zenginlerinin sadece para kazanmakla ilgilenmeleri B) Toplumsal yardımlaşma ve dayanışmanın 80'lerde sekteye uğraması C) Devletin toplumun üst kesimleriyle alt kesimleri ara- sindaki barışı sağlayamaması D) Türkiye'de yaşayan yoksul insanlarının maddi ma- nevi bakımdan ezilmesi E) Türkiye'nin dönüşümleriyle birlikte bir kuşağın yaşa- dığı manevi boşluk

20. TÜRKÇE TESTİ 19. Herhangi bir hastalık; bulaşma yoluyla yayılması, kısa sürede çok fazla vakada görülmesi ve bulaşıcı olması durumunda salgın olarak tanımlanmaktadır Dünya tarihinde çok sayıda salgın bulunmaktadır. Az gelişmiş ekonomilerde ve toplumlarda yaşanan salgın hastalıklar, küresel ekonomi üzerinde büyük etkiler yaratmamakta, dünya kamuoyunun da faz- la dikkatini çekmemektedir. Salgin, gelişmiş kabul edilen ülkelerde görüldüğünde ya da küresel eko- nomik sistemler üzerinde hasar bıraktığında dikkat çekmektedir. COVID-19'un ortaya çıkmasında, nüfusun artışı ve büyük oranda şehirleşmesi, şehir yaşamında temas ve yakınlık nedeniyle bulaşma riskinin yüksek olması, ulaşım sistemlerinin geliş- mesi nedeniyle virüslerin kısa sürede dünyanın her yerine taşınabilmesi rol oynamıştır. Sistemsel bir değişikliğin olmaması yani dünyanın küresel ola- rak sürdürülebilirlik yönünde önlem almaması du- rumunda yeni salgınlarla karşılaşılması kaçınılmaz görünmektedir. Bu parçada söz edilen salgınla ilgili aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) Bir hastalığın salgın olarak kabul edilmesi için bulaş yoluyla kısa sürede yayılması ve pek çok insanı etkilemesi gerekir. B) Bir salgının dünya üzerinde ilgi çekmesi küre- sel ekonomiler üzerinde yarattığı etkiyle ilgilidiy. C) Covid-19'un ortaya çıkışında nüfus artışı, şe- hirleşme, ulaşım sistemlerinin gelişmesi gibi faktörler etkili olmuştur. D) Dünyanın küresel boyutta alacağı tedbirler, başta Covid-19 olmak üzere pek çok salgının önlenmesini sağlayacaktır. E) Bugün yaşadığımız Covid-19 salgını dünya tari- hinde yaşanan birçok salgından sadece biridir.

ESEN YAYINLARI Jean-Paul Sartre'a göre edebî metin, yalnızca hareket halindeyken var olan bir topaç gibidir. Onu yani edebî metni ortaya çıkarmak için, adı- na okumak denen somut bir eyleme ihtiyaç var- dir. Yazar, konuşan kimsedir: 0; gösterir, ortaya koyar, buyurur, yadsır, çağırır, yalvarır, hakaret eder, inandırır, araya sokuşturur. Bunu boş ye- re yaptığı, yani metinlerini okuyucularla buluştu- ramadığı, yazdıklarını onlara okutamadığı müd- detçe de ortada gerçek anlamda bir edebî met- nin olduğundan söz edilemez. Bu parçaya göre bir edebî metin gerçek an- lamda ne zaman var olur? A) Edebiyat eleştirmenleri tarafından övgüye değer bulunduğunda B) Toplumsal ve psikolojik konulara değindiğin- de C) Sorunlara bilimsel çözümler getirdiğinde D) Okuyucular tarafından okunmaya başlandı- ğında E) Edebiyatçılar tarafından beğenildiğinde

TÜRKÇE TES At 37. Böyle oğlumla yan yana bulunmak hiç de kolay iş değildi. Ona oğlum diyemiyor, başka kişiye baba diye konuştuğunu görünce içim parçalanıyordu. Aysel, benim sevgili Aysel'i- min yanında olduğunu bilmek istemiyorum. Onun yüzüne bakmaya hakkım yoktu çünkü. Buralara nasıl gelmişti? Gerçekten beğenmiş, evlenmiş miydi? Ne öğrenebilirdim, bana yabancı insan gibi bakıyor, yüzünde sıcak bir esinti bulamıyordum. Gerçekten bu kadar fazla mı nefret etmişti benden? Ya Baytemir? Benim kim ve nasıl bir insan oldu- ğumu sezmiyor muydu acaba? Benimle Samet arasındaki benzeyişi sezemiyor muydu? Acaba geçitte birlikte kamyon sürdüğümüzü neden çıflatmak istemiyordu! Ya da bunları gerçekten unutmuştu. xl. Kendini haklı çıkarabilmek için bazı sorulara cevap ari- yor. Toplumsal bir olgu içinde bireysel duyguları üzerinde duruyor. fl . İç dünyası ile hesaplaşması ağır basıyor. Yukarıdakilerden hangileri bu sözleri söyleyen kişi için söylenemez? A) Yalnız ! B) Yalnız III C) I ve II DH ve III E) I, II ve III

18. Sabırla yapılan her iş ancak sabırla tadılabilir. Abdülhak Şinasi Hisar'ın kitabini, ancak sanat ve fikir terbiyesini alanlar ve sanat eseri karşısında gereken durumu almayı bilenler tadabilir. Şinasi'yi okurken nesrin yazı olduğunu, konuşma olmadığını hatırladım. Yazı, yani bütün sanatlara benzeyen bir sanat... Sanatçı, nesre unutulan makamını geri veren araştırmacılarımızdandır. Bu parçaya göre Abdülhak Şinasi Hisar'ın en büyük başarısı aşağıdakilerden hangisidir? A) Eserlerini sabır ve özenle meydana getirmesi B) Sanat ve fikir eserleri yazması C) Düzyazının konuşma dilinden ayrı olduğunu or- taya koyması D) Çok iyi bir araştırmacı ve yazar olması E) Eserlerini ancak sanat ve fikir terbiyeleri uygun olanlara duyurması

göre aşağı yaz tür ron 25 Bu A) genç kahramanların ayrıcalıklı bir yeri vardır BY kahramanın üstünlüğünü doğrulayabilecek belirtilere sıkça rastlanir C) geriç kahramanların yetersizlikleri ve edilgenlikleri şaşırtır bizi aş X A) D) genç kahramanların kendi başlarına serüvene atıldıkları çok olur kuskusuz E) genç kahramanların destek gördüğü bir yardımcı m bulunur C 21. Her masal kültürel kodları barındırır. Kültürel kodları taşıyan bu hücreler vücudumuza girdiğinde bize büyülü bir dünyanın kapılarını aralar. Masal evrenine yolculuğumuzda biz imkânsız diye bir kavramın olmadığını görürüz. İyilerin mutlaka mükafatlandırıldığını, kötülerin de cezalandırıldığını biliriz. Masal kahramanının erginleşme yolculuğunda bütün zorluklara rağmen vazgeçmeyip amacına ulaşması, bize de zorluklar karşısında vazgeçmememizi anlatu Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A Masal dinleyerek büyüyen çocuk ile hayatında masal olmayan bir çocuk arasında büyüdüğünde nasıl bir ayrım olacağını düşünüyorsunuz? By Masallarla çıkılan yolculuk çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren ne aşılıyor? Sy Modern dünyada masal kahramanlarımız nasıl bir değişikliğe uğradi? Di Masalların, milli şuura tesirinden bahsedebilir misiniz E) Çocuklara anlatılacak masallar ile büyüklere anlatılacak masallar aynı mıdır? 21221201 6

4. Düşündüğünü, duyduğunu karşısındakine derli toplu anla- tabilmek ne bir meslek ne de bir sanattır. Bu, ortaöğretim- den geçen her bireyin yapması gereken ve yapabileceği bir şeydir. Hikâye yazmak bir sanattır fakat başından geçeni anlatabilmek bir sanat değildir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Duygu ve düşüncelerin aktarılması yetenek işidir. B) Yazarlık, dili doğru ve güzel kullanmayı gerektirir. C) Belirli bir eğitim gören her kişi, duygu ve düşüncelerini rahatça anlatabilmelidir. D) Belirli bir kültür düzeyine sahip olunmadan sanatçı olunamaz. E) Her sanat yapıtının temelinde yoğun bir emek vardır.

Anadolu Selçuklu Devleti, Büyük Selçuklu Devlerin Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'ya ayak basmasindan altı yıl sonra İznik'e kadar iler- byen Selçuklu komutanı Kutalmış Süleyman Şah tarafından bağımsızlığı ilan edilen Türk Devletidir. (1) Anadolu Selçuklu Devleti, İlhanlı Devleti'nin Anadolu'ya taarruzlarıyla yıkılmış, beyliklere bölü- nerek Osmanlı Devleti'nin temellerini meydana ge- tirmiştir. (III) Büyük Selçuklu Devleti, en parlak dö- nemini yaşadığı Melikşah döneminde, Anadolu'ya ayak basmış, Bizans'ın Anadolu'daki toplumları bir tür sömürge sistemiyle idare ettiği bu coğraf- yayı yurt haline getirerek İç Asya'dan başlayan serüveninde Bati sınırlarına ulaşmıştı. (IV) Malaz- girt Zaferi'nin mimarı Sultan Alparslan'ın 1072'de erken ölümü üzerine yerine geçen oğlu Melikşah, kumandanlarına talimat vererek emir beklemeksi- zin Anadolu içlerine akınlar düzenlemeleri için tali- mat vermişti. (V) Bizans tarafından sömürge hâline gelmiş olan Anadolu coğrafyası, Selçukluların yeni yurdu hâline gelmişti. 15. 16. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- sinden sonra "Bu durum, böylece yüzyıllar boyu sürecek olan Anadolu'daki Türk hâkimiyetinin bir başlangıcı olmuştu." cümlesi getirilirse parçanın anlamsal bütünlüğü bozulmaz? A) 1 B) || C) III D) IV E) V

5. Yaşlı Kızılderili reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbirleriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izliyor- lardı. Köpeklerden biri beyaz, diğeri ise siyahtı. Çocuk kulü- beyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor, ikinci köpeğe neden ihtiyaç olduğunu ve renklerinin neden illa siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu.Dedesine merakla sordu. Yaşlı reis bilgece gülümsemeyle torununun sırtını sivazladı. "Onlar" dedi, “Benim için iki simgedir evlat." "Neyin simgesi?” diye sordu çocuk. “İyiliğin ve kötülüğün simgesi. İyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur. Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımdalar onlar." Çocuk; “Mücadele varsa kazanan da olmalı." diye düşündü ve bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi; Peki, dedi. “Sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?” Yaşlı reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa. "Hangisi mi evlat" "Ben hangisini daha iyi beslersem." Bu parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir? A) Kızılderili Ailesi B Yaşlı Kızılderilinin Cevabı C Bir Kızılderili Hikayesi D) Kizilderililerden Hayat Tavsiyeleri E) Kurt ve Çocuk

4. Bir sanat eseri hümanist değil, evrensel olmalıdır. Hümanizm, hayatın odak noktasına, değerlerinden soyup insanı oturtmaktadır. İnsanı değerleriyle birlik- te mihver kabul etsek bile hümanizm tek başına onu anlatmakta yeterli değildir, çünkü insanın önemini anlatan bir başka ölçü olmalı ki onun yüceliğini idrak edelim. Bu da bize hümanizmin bizatihi bir değerler manzumesi değil, bir başka varlığın gölgesi olduğu- nu göstermektedir. Bunun için kendisini hümanistlik- le nitelendiren şair gölgelerle savaşan kahramana benzer, söyledikleri de özden ziyade kabuğa nüfüz eder. Hümanistler aklın sınırsızlığına inanırlar, za- manla bütün sorunların akılla çözüleceğini kabul ederler. Bu telakkinin şairi maddenin böğrüne go- mülmek zorundadır, dolayısıyla şiiri de maddenin üç boyutuyla sınırlı kalmak durumundadır. Elbette dün olduğu gibi, bugün de yarın da insan aklı çok şeyi gün işığına çıkaracaktır. Fakat unutmamak gerekir ki, insan hangi sorunu çözerse çözsün, o çözülme yeni soruları davet edecektir. Şairin aklın hududun dan sonra söyledikleriyle saf şiir ortaya çıkacaktir zira akil her şeyi somutlaştinr, ele geçen somutur cazibesi de uzun sürmez. Bu parçada verilmek istenen asıl düşünce aşağı dakilerden hangisinde verilmiştir? A) Kendini hümanist olarak niteleyen şair saf şiire yaklaşmaya başlamıştır. B) Hümanizm, şairi akılcı hale getirmekle anlatım olanaklarını daraltır ve saf şiirden uzaklaştırır. C) Hümanizmin öne sürdüğü gibi akıl sorunları çöz- mez, sorunlar çözümsüzdür. D) Humanizmin insan anlayışı insan gerçeğinin ta- mamini kapsamamaktadır. E) Saf şiire ulaşmak için insanı merkeze almak ve akla yaslanmak gerekir.