Paragraf Genel Tekrar Soruları

4. Edebiyata yeni adım atmış genç bir sanatçının ilk eserinin, bir ustanın ön sözüyle yayımlanmasını doğru bulmuyorum. Bu durum ister istemez o ustanın şemsiyesi altında yağmurdan korunmak gibi geliyor bana. Bu parçada geçen "ustanın şemsiyesi altında yağmurdan korunmak” sözüyle eleştirilen tutum aşağıdakilerden hangisidir? A) Genç sanatçıların, usta yazarların yönlendirmesiyle yer eserler yazması B) Eserde ifade edilenlerin uzun uzadiya anlatılması C) Kitabın okuyucularına yorum firsatı vermemesi D) Genç sanatçıların ustalara öykünmeye teşvik edilmesi E) Okurlar yönlendirilerek yapıta gelebilecek eleştirilerin engellenmesi

nc. atzi, en Mevrenin genel ahenginden koparan, şu dünyadakiss en çok da büyük bir yalandır, oyalanıp durduğumuz değerli mülkümüzü yiyip bitiren yerdir." Boyle kapatmış gönlünü. Yillar yılı görülmemiş, burnunuda tüten skylose de Yildiz Ramazanoğlu, bu büyük yalana çoktan Mer dost gibi şehirlere düşürmüş yolunu ve yüzleşmiş dertleşmiş, helalleşmiş onlarla. "İçimden Geçen Şehirler'de pinden geçtiği şehirlere dair kalbine, aklina ne geldiyse bir monolog gibi dillendirmiş hepsini. Yazarın otel odaların da geceleri yazılmış notlardan derlendiğini belirttiği sayfa- ler önünüzde açıldıkça şehirlerin dokularına işleyen başka priklimi, kokuyu, kalabalığı, issızlığı, dargınlığı hep birlikte duyumsuyorsunuz. Şehirlerin kimi zaman şahit, kimi zaman sorumlu tutulduğu, sakınılıp saklanmamış kollanmamış ka- pişlar, özleyiş ve bekleyişler zarifçe dökülmüş yazarın kale- minden ani In- Bitli iy- in bir la e Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? f Döyküleyici bir yöntem izlenmiştir. B) Kişisel kanılar dile getirilmiştir. söyleyiş deyimlerle zenginleştirilmiştir Kişileştirmeye başvurulmuştur. E) Benzetmeden yararlanılmıştır. 169

ARAGRAFTA ANLATIM . Sarp kayalıklardan aşağıya bakınca hırçın dalgaların is- yani bizi sarmalıyor. Göğün denize yansıması olağanüstü bir ışık geçişini gözlerimize hediye ediyor. Kuşların rüzgâ- ra karşı kanat çırpışı manzarayı tamamlıyor. Burnumuza azar azar gelen iğde kokusu doğanın süreğenliğini hatır- latırken bize, Karadeniz'in o eşsiz havasi akciğerlerimize misafir oluyor. İnsanların hep arayıp da bulamadığı huzur dolu, el değmemiş bir mabet olan bu yer, bizi cennete uçu- şan yapraklar hafif hissettiriyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak, 1. Kişileştirmeye başvurulmuştur. V . II. Farklı duyulara seslenilmiştir. V III. Karşılaştırma yapılmıştır. IV. Benzetmeye yer verilmiştir. değerlendirmelerinden hangisi yapılamaz? A) Yalnız III BY Yalnız IV C) I ve 11 D) II ve IV E) III ve IV

B vaplayınız. 26. ---- Hangimiz bu dizi ve filmlerin hepsini izliyor acaba? Televizyonda yayımlanan diziler hiç de gerçegi yan- düzeyini yansıtmadığı gibi halkımızın sorunlarına ve sitmiyor. Bu diziler kendimizin ve toplumun ekonomik yaşam zorluklarına da değinmiyor. Gerçekten, gerçek- likten çok uzaklar. Bu dizi ve filmler, hiçbir konu hakkın- da bir bilgi ya da öğüt de vermiyor üstelik. Izleyicilere ekleriyle çok açıldığında, zi birer ge- yaprakları viverecek er gibi süs nispeten i zaman lir. Ama bilgi vermek şöyle dursun onları sahte duruşlarıyla olumsuz etkiliyorlar. İzleyiciler ne yazık ki kendilerini diziye kaptırıyor ve adeta dizinin başrol oyuncularını kral gibi görüyorlar. Özetle onların hayatını benimsiyor ve onlar gibi yaşamaya çalışıyorlar. Bu tarz dizi ve filmlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Aynı zararlı maddeler ve bulaşıcı hastalık gibi onlardan da kurtulmak bir hayli zordur. Bu parçanın başına getirilebilecek en uygun cümle aşağıdakilerden hangisidir? diği A) Ne kadar da fazla dizi ve film oynuyor televizyonda değil mi? B) Sahi, bu akşam hangi dizi oynuyor televizyonda? C) Televizyonda yayınlanan dizilerin gerçekçi olmama- sinin nedeni nedir sizce? D) Televizyondaki dizilerin kaçı bizi yansıtıyor aca- ba? z? UĞUR E) Çoğu insan televizyonlarda oynayan filmleri izlemi- yor.

een 24. Yillarini kitap editörlüğü ile geçiren yazar, ilk kitabı Kurt Gölgesi ile okurun karşısına çıkıyor. Kitap, 1968 yılının soğuk kış günlerinde görevi Bulgaristan'daki gizli askerî tesisleri belirleyip fotoğraflarını çekmek olan bir Türk casusuna odaklanıyor. Kitapta 93 Harbi'nden, Osman- linin yıkılışı ve yeni Türk devletinin cumhuriyet olarak kuruluşuna kadarki kısmı da okuyorsunuz. Gerçek bir hayat hikâyesinden esinle kaleme alınmış olan kitap polisiye, casusluk ve tarih konularını akıcı bir anlatımla harmanlıyor. Bu parçadan hareketle Kurt Gölgesi romanı ve ya- zarı ile ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Romanın anlatımında gerçekçiliğin ağır bastığı B) Yazarın daha önce farklı mesleği olduğu C) Romanın konusunun yakın tarih ve Osmanlının son dönemi olduğu D) Yazarın yaşanmış bir olaydan ilham alarak yazdığı E) Romanın kolaylıkla okunduğu 8

3. 1. Din ve edebiyat arasında yakın bir ilişki vardır. Bu yüzden tarihsel süreç boyunca hem din hem de edebiyat, birbirinden beslenmiş; sürekli bir biçimde birbirini etkilemiştir. Aşağıdakilerden hangisi "edebiyatın din üzerindeki etkisini" örneklendirmektedir? A) Ahmet Yesevi'nin hece ölçüsü ve Türkçe olarak yazdığı şiirleti , İslam dininin Orta Asya'daki Türkler arasında yayılmasında önemli rol oynamıştır. B) Hindistan'da Sanskritçe yazılmış Mahabharata Bestanr; Hindistan'daki günlük yaşamı etkileyen binlerce inancın, düşünce tarzının, efsanenin ibretlik dinî ve ahlaki derslerin izlerini taşır. C) Mezopotamya uygarlığının önemli bir destanı olan Gilgamış Destanı'nda Sümerlerin büyük tanrılarını ve tanrıçalarını görür; bu en eski medeniyetlerden birinin kutsal kavramlarıyla tanışırız. D) Modern Batı edebiyatına yön veren Antik Yunan uygarlığına ait llyada ve Odysseia da dönemin Tanrı, insan, din ve toplum tasavvurunu bir arada bulmak mümkündür. E) Yunus Emre'nin ölümsüz eseri Divan, İslam'ın insan ve toplum tasavvurunu, iman ve ahlak esaslarını işlemektedir.

"Kolları Bağlı Odysseus ta aktüalite derin sulara gö- mülmüştür ve şiirin dalgaları altında belli belirsiz görü- nür gibidir. Zamanın katları altında kaybolarak katılaş- miş bir aktüalite vardır. Oysa Melih Cevdet, aktüaliteye sıkı sıkıya bağlı bir şiirin yürütücülerindendir. Alaycı, yergici, kavgacı bir şairdir. "Telgrafhane” adlı şiirini hatırlayanlar, “Kolları Bağlı Odysseus”u okurken şöyle düşünebilirler: "Melih Cevdet, toplumsalcı eğilimden, id toplumsalcı amaçlardan sıyrılmış." Şiire içten bakanlar ise şöyle düşüneceklerdir sanırım: “Melih Cevdet, şii- ri düşüncelerini yaymak için değil de yoğunlaştırmak, derinleştirmek, sınamak için kullanıyor. Sırasında fel- besefeye bile öncülük eden güçlü şiire ulaşmayı deniyor." - Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kolları Bağlı Odysseus'ta günlük konular yok dene- islomcek kadar azdır. les B) Melih Cevdet, şiirlerinde ironiye ve hicive yer ver- miştir. C) Telgrafhane adlı şiirde Melih Cevdet, toplumsal ko- nnulardan uzaklaşmıştır. D) Melih Cevdet'in eserlerinde aslında güncel konular önemli yer tutmaktadır. E) Melih Cevdet, Kolları Bağlı Odysseus adlı eserinde CLEO şiiri felsefeye yaklaştırmıştır.

12. Tokyo'daki bir ulusal müzede açılan geleneksel (ananevi) ikebana (çiçek düzenleme) sergisinde her yılki gibi, binlerce düzenleme arasından seçilen en başarılı yüz düzenleme sergileniyordu (teşhir II etmek). Katılımcılardan biri, ikebananın yalnızca çiçekleri bir vazoya yerleştirmeye dayalı bir sanat olarak görülmemesi gerektiğini; bu sanatın özünün III (temel öge) kişinin evrene, doğanın her ayrıntısına ve en önemlisi kendi iç dünyasına yoğunlaşması IV (dikkatini toplamak) olduğunu, yaratıcılığın da an- cak bu yoğunlaşmadan sonra geldiğini ifade etti. Sergideki eserleri derecelendirmenin (sınıflamak) V çok güç olduğunu söylediğimde şöyle dedi: “İke- bana yapanlar yalnızca kendileriyle yarışırlar, asla bir başkasıyla değil." Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisi ile parantez içerisindeki anlam uyuşmamaktadır? A) 1 B) II C) III D) IV E) V

34. Tür 31. Öykü ile şiir akraba türlerdir. Ancak şiir, sanatçıya çektirdiği çile bakımından öyküden daha zorlayıcıdır. Seçilen sözcüklerin çağrışım değeri taşıması, şiiri yoğun ve değerli kılan bir özelliktir . Fakat sözcükleri seçmek sıkıntılı bir süreçtir şair için. Bu bakımdan, şiir ile öykü bambaşka türlerdir. Birbirlerine asla yaklaşamaz. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yalın bir dil kullanılmıştır. B) Akıcı bir anlatıma sahiptir. c) Bütününde tutarlılık hâkimdir. D) Öznel bir anlatımı vardır. E) Anlatılmak istenenler açıkça dile getirilmiştir.

17. Aşağıdakilerin hangisinde anlatılanlar ayraç içinde verilenlerleuyuşmamaktadır? A) Okurun ilgisini canlı tutacak ilginç her türlü eylem ve durumun olduğu gibi aktarılmadığı, özetlenerek kolayca başkasına anlatılmaya- cak bir düzen içinde işlendiği öyküler yazmayı denedim, (anlatımda kapalılığı yeğleme) B) Öykülerimde birtakım resimler çizmeyi, bu yolla, anlatılanları okurun gözünde canlandı- rarak görünür kılmayı, okuru bunların içine çekmeyi amaçladım, (betimlemelere yer verme) C) Bykülerimi, okurun elinden Birakamayacağı kadar çekici bir biçimde yazmayı, heyecanlandırıcı bir kurgulamaya ağırlık vererek sürükleyici kılmayı amaçladım, (düşünsel bir derinlik kazandırma) D) Okurun, belli bir zamana ve yere, gerçek kişilere bağlayamayacağı, kendi düş gücüyle 2

$11) Aşadaki cümlelerin hangisinde deyim sorkdayicisi ile verilmemiştir? #) Babam, yozenini çok seviyor, onun için deli divane oluyordu b) Merak etmeyin, ona sert bir karşılık verecek, hadi bildirecem ©) Zavalls, Omri boyunca sıkınts içinde yaşadı, iyi gün pommedia d) Bu çocuk işyerindeki herkese karşı gelmeyi, kafa tutmayı adet haline getirmişti. e) Iskelerin kıyısında bir adam, oturmus, kara kara diaşintyordu.

BENİM HOCAM etkili si- Batı'da rin ya- ak bö- melini Fir. Bu plana Os- 14. Erdem, değerli bir taş gibidir, en güzel görünüşünü ya- linlik içinde kazanır; kendini de en iyi, yüzü gözü güzel kimselerde değil, duruşu ağırbaşlı, yapısı biçimli kim- selerde gösterir. Çok güzel kimselerin erdemli olduğu hemen hemen pek az görülür, sanki doğa hiç eksiksiz bir iş yapma çabası içinde, ruhsal bir bütün yaratmayı unutuvermiştir. Bu nedenle, böylelerinin kendileri güzel- dir ama ruhları yücelikten uzaktır. n ve stir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? Line gi, U- A) İnsanın eksiksiz bir güzelliğe ulaşması için doğayı taklit etmesi gerekir. B) Güzellik anlayışı, bütünseldir; her yönden iyi olmak- la ruh huzura kavuşur. 1 C) İnsanın, tüm iyi vasıflari ve güzelliği kendisinde top- laması pek mümkün görünmüyor. D) İnsanı insan yapan vasıfların tamamına sadece is- teyenler ulaşabilir. E) Yalınlıkla ulaşılabilecek tüm vasıflara tek seferde ulaşmak insana hastır. c 15. Sosyal öğrenme kuramı karşılıklı belirleyicilik temel il- kesine dayanmaktadır. Karşılıklı belirleyicilik modelinde uronisları ve cevresi arasında karsılıklı etkile.

ibidir aga- orsa ma- de ve sini yle ol A 27. Asil sahibine bagh kalmaya çalışırken mekandan, yuzeyden etkileniyor bazen aslının önünde bazen arkasında bazen de yanında yer alıyor gölge, Bir bakmışsın büyüyor, akabinde ku cow or hatta isik kaynağı birden fazla ise çoğalıyor ve silikler yor. Gölge; bu degisken özellikleriyle yüzyıllarca filova, yaza, ve sairlere konu olmuştur. Gündüz vakti elinde fener ile care, pazar dolaşıp insan arayan Diyojen'i birçoğunuz bilir. Diyojen Büyük İskender'in yanına yaklaşıp yardım etme çabasını " ge etmel Baska ihsan istomom senden." diyerek reddeder, Görünenin apaçıklığına sığınır Diyojen, görüneni gölgeyle go rünmez kılmak istemez. Bu parçada gölgeyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi. ne değinilmiştir? ak A) Bilinen gerçekleri saklama yönünün bulunduğuna B) Hangi zaman diliminde belirgin şekilde görüldüğüne C) Sanat eserlerinin tümü için malzeme sunduğuna D) Parlak zemindeki görüntüsünün daha küçük olduğuna E) Birden fazla olması halinde birinin silikleştiğine

Ziya Paşa, Doğu kültürüyle yetişmiş, sonradan 1 II Batı'ya yönelmiştir. Fikirleriyle eski, yapıtları yönüyle III yeni edebiyata bağlıdır. Şiirlerini divan şiiri üslubuyla IV yazmıştır. "Şiir ve İnşa" adlı makalesinde halk şiirinin V bizim gerçek şiirimiz olduğunu söylemiştir. Bu parçada numaralanmış bölümlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) I. C) III. D) IV. E) V. B) II.

E) II. cümlede yer alan açıklamayı karşılaştırmalı ele almaktadır. VULI YAYINLARI 6. (1) Coleoptera, böceklerin en fazla türü kapsayan takmıdır . (II) Hiçbir hayvan grubu Coleoptera takımı kadar dünya üzerini başarı ile işgal etmiş ve farklı iklim ve yetişme çevresi koşullarına onlar kadar mükemmel adapte olmuş değildir. (11) Kutuplar ve okyanuslar hariç dünyanın her köşesinde mevcutturlar. (IV) Miktarlarının fazlalığı ve çeşitli yetişme çevrelerinde bulunuşu, bu grubun morfoloji ve biyolojilerinin de çok değişik olmasını sağlamıştır. (V) Bu böceklerin büyük kısmı karada, bazı büyük familyaları tatlı sularda ve bir kısmı da sahillerde yaşar. Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde Coleoptera hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede, barındırdığı böcek çeşitliliğinin fazlalığından söz edilmiştir. B) II. cümlede, yeryüzündeki dağılışlarıyla ilgili öznel bir yargı kullanılmıştır. C) III. cümlede, yaşam alanlarının dışına çıkan yerlerden bahsedilmiştir. D) IV cümlede, sayıca çokluklarının beslenmelerindeki olumsuz etkisine değinilmiştir. E) V. cümlede, yaşam alanları ile ilgili bilgilere yer verilmiştir. Diğer sayfaya geçiniz

Tarihsel empati, tarihi bir bilim değil bir sanat olarak gören idealist tarih felsefesine dayanır. Bu felsefi anlayışta, tarihte deney yapmanın mümkün olmadığı ve geçmişte yaşanmış olayların tekrarlanamayacağı, dolayısıyla fen bilimcilerin doğal olayları açıklamada kullandıkları bilimsel yöntemlerin tarihsel olayları açıklamada kullanmanın tarih disiplininin doğasına aykırı olduğu ileri sürülür. Idealist felsefeyi yansıta tarih yazıcılığında, geçmişteki olayları açıklamak için evrensel kanun ve genellemeler yapılmaz; her bir tarihsel olay kendi bağlam ve koşulları içerisinde incelenir. Bu yaklaşımda, geçmişteki insanların düşünceleri, inançlar, tutum ve değer yargılan incelenerek yaşadıkları tarihsel olaylar onların gözüyle anlaşılmaya çalışılır. 35. Bu parçada tarihsel empati ile ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Kaynağını hangi anlayıştan aldığına B) Tarihi bir sanat dalı olarak gördüğüne C) Temel özelliklerinin ne olduğuna D) Farklı disiplinlerdeki uygulamalarına E) Tarihsel olguları değerlendirme tarzına