Paragraf Genel Tekrar Soruları

LİSANS 2021 6. Robert Browning tarafından şiir olarak yorumlanan ve 1888'de kitaplaştırılan Fareli Köyün Kavalcisi, pek çok masal gibi mutlu sonla bitse de aslında trajik bir olay hakkındadır. Masal, 1284 yılın- da Almanya'nın Hameln şehrine gelen rengârenk elbiseli ve kaval çalan bir adamın bilinmeyen bir sebeple 130 ço- cuğu şehirden götürmesini anlatır. Bu olayla ilgili en eski belgede "Çocukla- rimiz ayrılalı on yıl oldu." yazmaktadır. Ayrıca şehirdeki bir vitray da bu olayın gerçekten yaşandığına dair bir kanıttır. Vitrayda kaval çalan adam renkli, ço- cuklar ise beyaz kıyafetler içinde be- timlenir. Araştırmacılar, masal ve vitrayı XIII. yüzyılın başlarında gerçekleşen 20.000 kişilik Çocuk Haçlı Seferi ile iliş- kilendirir. Çocukların bu sefere katıldık- ları ve kaval çalan kişinin de bir asker toplama görevlisi olduğu düşünülmek- tedir. 7. Bilişsel Psik gide yayımla da katılımcı konuşma k katılımcıları kaydı dinler lamaları ist cilara kayıt ve mekânla tırma sonu da bir şey göre yüzde hatırladığı ken karala çekmeyer kolaylaştı Aşağıdah daki ara nitelikted YEDIIKLIM Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi- ne ulaşılabilir? A Bazı edebî türlerin anlatımı, zaman içinde değişiklik göstermiştir. B) Bazi masal karakterleri, tarihî bel- gelerde farklı tasvir edilmiştir. 6) Tarihte yaşanmış bir olay, farklı ede- bi türlere kaynaklik etmiştir. D) Çocukların anlatıldığı edebi türler, daha çok ilgi görmüştür. E) Bazı masalların yayımlanması için uzun bir süre geçmesi gerekmiştir. A) Wot to ya o yaka BI Sikile guk konu sağl Zihr Için fark gös a Diki kişi rin E koi oln öne

fdd YAYINL 29. 31 Ünlü bir ressam, elinde üzüm tutan bir çocuğun res- mini çizmiş. Öylesine bir resim çizmiş ki, üzümler öy- lesine gerçek gibi duruyormuş ki kuşlar gelip onları yemeye kalkışmışlar. Ressamın çevresindeki kişiler, bundan dolayı ressamı övdükleri zaman, ressam üzüldüğünü söylemiş ve “Çocuğun resmini daha iyi yapabilseydim, kuşlar ondan korkardı, gelip üzümü yemeye çalışmazdı." demiş. Bu parçaya göre, sanatçı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? Gerçek bir sanatçı yaptıklarıyla övünür. B) İyi bir sanatçı, yaptıklarıyla yetinmez. €) İyi sanatçılar her zaman zirvede olur. D) Başarılı sanatçılar her zaman önde olmak ister. E) Gerçek sanatçılar, övgüler karşısında şaşırmaz. TYT 18

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türk Dili ve Edeb 1. Imposter sendromu; kanıtlara ve diğer kişilerin aksini belirtmesine rağmen kişilerin kendi başarılarını içsel- leştirememesi, başarılarından ve becerilerinden sü- rekli şüphe duymaları ve kariyerlerinin bir noktasında "sahtekâr" olarak ifşa edilmekten korkmaları şeklinde tanımlanan psikolojik bir durumdur. Imposter sendro- mu, ilk defa 1978'de ABD'li psikologlar Pauline Rose Clance ve Suzanne Imes tarafından tanımlandı. Gö- relilik teorisi ve kuantum mekaniğine katkılarıyla tüm zamanların en büyük fizikçilerinden biri olarak görülen Albert Einstein'ın ölümünden kısa bir süre önce arka- daşına "Çalışmalarıma gösterilen abartılı saygı beni çok rahatsız ediyor. Kendimi, istemeden sahtekârlık yapan biri gibi hissediyorum." dediği biliniyor. Bu söz- ler imposter sendromuna işaret ediyor. Bu sendromu yaşayan kişiler arasında iki kez Oscar Ödülü alan ve yetmişten fazla filmde rol alan oyuncu Tom Hanks ile yirmi üç kez Grand Slam şampiyonluğu elde eden te- nisçi Serena Williams gibi farklı alanlarda başarılar ka- zanmış ünlüler de bulunuyor. AYDIN YAYINLARI Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yoktur? A Orneklendirme B) Tanımlama C Karşılaştırma B) Açıklama E) Tanik göstermel

B B TÜRKÇE TESTİ 37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Kapsayıcı eğitim, toplumsal açıdan birleştirici bir işleve sahiptir. Bireysel açıdan ise öğrencilerin akademik performansını geliştirmesine katkı sağ- lamaktadır. Kültürel farkliliklara sahip öğrencilere bir arada nitelikli eğitim sağlamaya çalışan okul- lar, bireysel ihtiyaçlara cevap verebilmek için farklı öğretim yöntemleri geliştirdikleri için bütün öğren- cilerin öğrenmelerinde olumlu ilerlemeler kaydedil- mektedir. Bu durum, kapsayıcı eğitimin gerekçesi olarak gösterilmektedir. PISA gibi uluslararası si- navlarda yüksek başarı gösteren ülkelerde okullar arasındaki eşitsizliğin en az düzeyde olması ve bireylere sosyoekonomik statülerinden bağımsız olarak eşit Öğrenme ortamlarından faydalanma im- kânı sağlaması, kapsayıcı eğitimin önemini ortaya koymaktadır. 3 37. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin kapsayıcı eğitime yönelik uygulamalardan biri olduğu söylenemez? AV Türkçeyi tam olarak konuşamayan bir öğrenci- nin eğitim gördüğü okulda dil öğrenimine tabi tutulması B) Bedensel olarak engeli bulunan bir öğrenci için okula engelli abansörü yapılması C) Aralarında seviye farkı bulunan öğrencinin se- yiyesine uygun bir sınıfta eğitim almasının sağ- lanmasi D) Resim alanında yeteneği bulunan bireylere yöne- lik okul içerisinde ressamlık sınıfının kurulması E) coğrafi koşulların eğitime engel olduğu şehir- lerde, farklı zamanlarda ek kursların açılması 38. Bu parçaya göre kapsayıcı eğitimin asıl amacı aşağıdakilerden hangisidir? A) Toplumda çeşitli alanlarda oluşan farklılıkların eğitimle kapatılmak istenmesi B) Öğrencilerin kou 40./

Ey güzel harf güzel kağıt güzel kalem Sana nehirlerden rüzgarlardan söz ediyorum 1 Benim için nehirleri eğit su yolları aç Ben ki daha ağzı lekeli bir çocukken Yürürken gördüm bir gün nehirleri Nehirlerin rüzgârların sözü yaşar Ben ağzının yaprağıyım bir yere yaz bunu Beni küçük su birikintileri büyüttü IV Beni anlamak için su birikintilerine sor Su unutmaz daireler çizerek dikkatle çalışır Benim için yapraklar topla yatağını lekele Ben ki akşama doğruyum karıştır saçlarımı V Bu dizelerdeki numaralanmış yerlerden hangisi, ali- şılmamış bağdaştırma aracılığıyla canlandırılan imgeye örnek olamaz? AI B) | C) III D) IV E) V

Romalılar, MÖ 272 ile MÖ 133 arasında yani yaklaşık yüzyıl içinde Anadolu'nun tamamını egemenlikleri altına alırlar. Sınırlarının genişlemesi, yeni toprakların alınması sonucu artık cumhuriyet yönetimi yetersiz kalır. İmparatorluk rejiminin hazırlayıcısı olarak kabul edilen Julius Caesar, yönetim şeklinin artık işlevsizleştiğini fark ederek sancılı bir reform hareketine girişir. Rakipleri Pompeius taraftarlarına karşı kazandığı zafer sonrasında, Caesar'a Senatus tarafından önceden verilmiş olan 10 yıllık diktatörlük hakkı ölümüne kadar olarak değiştirilir. MÖ 14 Mart 44'te Caesar, Senatus toplantısına katılmak üzere iken, Brutus'un ve Cassius'un da dâhil olduğu bir muhâlif grup tarafından öldürülür. Caesar'ın son sözü şu olur: "Sen de mi Brutus!" Dedipine göre Bu parçadan hareketle Julius Caesar ile ilgili yakini aşağıdakilerden hangisi söylenemez? olmaz mi? A) Ülkede rejim değişikliği yapmıştır. B) Muhâliflerine karşı zafer kazanmıştır. C) Ölümüne kadar ülkeyi yönetmiştir. D) En yakınındaki kişi tarafından öldürülmüştür. E) Hz. İsa'dan önce yaşamış biridir. » Parasrat sorusunskaLYON TÜRKÇE parecrete bagh leatarak burda yamadiging söylerz y

2 - B Türkçe 25. Doğaya, yeşil alanlara erişimin ruh sağlığımız için ne kadar önemli olduğunu daha çok hissetmeye başladık. Giderek kentleşen bir dünyada doğaya erişimimizin azaldığı gerçeğiyle de karşı karşıya kaldık. Doğanın insanların ruh sağlığı ve refahı üzerindeki etkilerini inceleyen artan sayıda psikolog ve çevre bilimcisi için bu durum hiç de şaşırtıcı değil. Uzmanlar şehirlerin nasıl tasarlanması ya da nasıl doğru şekilde yesillendirilmesi gerektiği üzerine düşünmenin çoktan zamanı geldiğini düşünüyor. Çünkü şehirlerin son yıllarda nüfusu daha önce hiç olmadığı kadar arttı ve 2050 yılına kadar dünya nüfusunun %70'inin şehir yaşamının bir parçası olacağı düşünülüyor. Diğer yandan doğaya erişim ve doğada zaman geçirmenin sadece fiziksel sağlığa değil depresyon, kaygı ve duygu durum bozukluğu gibi belirli psikolojik rahatsızliklara olumlu etkileri olduğuyla ilgili çok sayıda araştırma yapılıyor. Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söylenmiş olabilir? kle rinin ktir. bir C A) Insanın ruhsal durumunun doğaya erişimle olan bağlantısı için neler söylenebilir? B) Şehirleşmenin doğaya verdiği zararları ortadan kaldırmak için ne gibi çalısmalar yapılıyor? C) Doğaya erisimile insanın psikolojik durumu hakkındaki çalışmalarda dikkat çeken yönler nelerdir? Günümüzde insanlarin şehir hayatıyla doğayı anlamlı bir şekilde kullandığını düşünüyor musunuz? E) Yapılan araştırmalarda, doğal yaşama erişimin hangi özellikleri üzerinde duruluyor?

19. İnsanlar, genlerinin yapısına göre farklı besinlere farklı tepkiler verir. Yani her besin, her insanda aynı etkiyi ya- ratmaz. Biri için yararlı olan bir gida, başka biri için çeşitli riskler doğurabilir. Bunun sebebi, genetik farklılıklardır. Grenetik yapı, bir gıdanın insan sağlığını nasıl etkileyece- ğini belirler. Nutrigenetik bilimi tam da bu noktada gün- deme geliyor. Kişiye özel beslenme planı ve destekleri ile genlere uygun beslenmeye rehberlik eden nutrigenetik, bir anlamda aslında hayatınızı şekillendiriyor. Nutrigene- tik, son yirmi yıl içinde önem kazanan bir bilim dalıdır. Genetik yapı ile beslenme ilişkisinin ele alındığı alandır. "Beslenme genetiği" olarak da tanımlanır. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ula- şılabilir? At Nutrigenetik, aynı besin maddesinin farklı kişilerde Aarklı etki ve tepki ortaya çıkarması temelinde, ge- netiğe bağlı beslenme programıdır. B) Genetik farklılıklar, bireylerin tek tip diyet program- larıyla istenen sonuca ulaşmalarının önündeki en büyük engeldir. Kişinin genetiğine ve metabolizmasına uygun bes- lenmesi, hayattan alacağı tadın kalitesini artırmak- tadır. Besinlerin sindirimi ve emilimi sırasındaki vücudun tepkileri ve metabolik hız gibi konular diyet prog- ramlarında gözden kaçmaktadır. XE) Geleneksel beslenme alışkanlıkları, bireyleri kalo- risi yüksek ve besin değeri düşük yaşam tarzına mahkûm etmiştir.

27. Galatımeşhun kelime veya deyimlerin yaygın olarak yan- liş biçimde kullanılması sonucu, yanlış kullanımının doğ- rusunun yerini alması hâlidir. Galatımeşhur için "Herke- sin doğru bildiği yanlış" denebilir. Örneğin, "evraklar" kelimesi. Evrak zaten çoğul bir isimdir; çoğula çoğul eki gelince "sayfalarlar" gibi saçma bir ifade ortaya çıkmıs- tir. Aynı zamanda "fukaralar" da yanlış bir kullanımdır. Fukara zaten fakirler demektir. Benzeri birçok kullanım vardır. "Saatler olsun" yerine "sıhhatler olsun" ifadesi kullanılmalıdır. Yine hemen hemen herkesin kullandığı "eninde sonunda"nın doğrusu "önünde sonunda" dır. ince eleyip sik dokumalıyız, diyeceğim ama bu da yan- liş bir kullanımdır. "ince eğirip sik dokumak" olmalıdır. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşıhk söylenmiş olabilir? A) Türkçede doğru bilinen yanlışlar var mıdır? B) Günlük dili doğru bir şeklide kullanıyor muyuz? C) Yabancı dilden geçen sözcükleri doğru kullanabi- liyor muyuz? D) Anlamını tam olarak bilmediğimiz kelimeleri kullan- mak doğru mu? E) Sözcük hatalarıyla günlük hayatta çok sık karşıla- siyor muyuz?

1. Viyana Kongresi kararlarına göre "milliyetçilik akımının et- kisiyle ortaya çıkan tüm isyanlar bastırılacak, bu hususta devletler birbirine yardımcı olacaktır." denilmiştir. Ancak Osmanlı'da çıkan Sırp ve Yunan İsyanlarının bastırılması konusunda herhangi bir yardımda bulunmamışlardır. Yukarıda verilen bilgilere göre aşağıdakilerden hangi- sine ulaşılabilir? A) Avrupa'daki değişen siyasi durum yeniden düzenlen- miştir. B) Avrupalı devletler çıkarları doğrultusunda hareket et- miştir. C) Avrupalı devletler Balkanlarda etkili olmak isteyen Rusya'yı desteklememişlerdir. D) Osmanlı Devleti'nin uluslararası siyasette etkinliği art- mıştır. E) Avrupa'da yer alan devletlerin sınırlarında herhangi bir değişiklik olmamıştır.

B B B Deneme 2 TYT - 29. 1 B 11 28 Sunucul yaşayan IL Yazar: uklar Teknolyan amach Simdilerde olan içinde bardak su na nalile. Gerçek yazar kendini ve edebiyatinin mutevasin sadece kendi toplumuyla sıkıştırmaz. Kendi toplumundan beslenme liyse de amaci evrensele ulaşmak olmalı. Bu yüzden roman konulanmı bu anlayışıma göre seçiyorum. Tüm dünyayı ilgi lendiren konularda yazılmış eserler hangi dile çevrilirse cov rilsin okuyanın kendinden bir şeyler bulmasını sağladığı için amacına ulaşıyor Sunucu: hangisini a da yaz sizliktir as/ yalnız uzulilere, ile bula arşısında Yazar: Romanın anlattigi hayat ile yaşadığımız hayat çok farklı değil- dir aslında. Kendinize veya kendinizin bir döneminde sahip olduğunuz özelliklere az ya da çok benzetmediğiniz bir insanla herhangi bir şahsi münasebete girer miydiniz? Ben söyleye- yim, hayır. Kimse girmez, insanın doğasında vardır bu. Hatta size en benzemediğini düşündüğünüz insan bile sizin olmak istediğiniz insana benzediği için onun yanında olmayı tercih edersiniz. İşte bence romanın da insan ilişkilerinin de temelini insan doğası oluşturuyor. Asıl amacın olmadığı koşullar olabilir ancak o koşullarda bile öncelikli amaç bu yani eserde okuyucunun kendi dünyasından bazı emareler bulması olursa yazdığınız yazıları okur insanlar. hepsinin k daha na yeni msana- Bu diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) (0) Sizce gerçek yazarın üslubu ve seçtiği konuların daya- nağı ne olmalıdır? pun yer nda in, (11) Okurların yarattığınız roman karakterlerini kendilerine benzetmelerini ister miydiniz? B) (0) Romanlarınızda evrensel konuları şiirlerinizde toplumsal konuları işlemenizin sebebi nedir? (II) Romanlarınızda anlattığınız hayatları çevrenizden esin- lenerek mi kurguladınız? C) 7) Romanlarınızda kültürlerden birini diğerlerinden ayırt eden özelliklere değinmeden işlemenizin nedeni nedir? (II) Sizce romanın ya da edebi eserlerin tek amacı okuyu- cunun kendinden bir şeyler bulması mıdır? D) (1) Romanlarınızı neden herkesin anlayabileceği bir dille yazmaya dikkat ediyorsunuz? (II) insan neden kendine benzemediğini düşündüğü insan- larla ilişki kurmaz? re na 1. r (1) Gerçek bir yazarın romanlarının konusu ne olmalıdır? (II) Kurguladığınız roman karakterlerinizin doğası nasıldır?

ORT yaşlara 6. Birkaç asır öncesine kadar 60'lı yani eyla 7. İlaçla lendi ilaçla ran orta mir su SOP- çok ise tüm yal- tinin inde lar ulaşmak neredeyse imkânsız görülür. ken günümüzde 100 yaşına kadar hatta daha uzun yıllar yaşayan asirlik insan sayısı giderek artıyor. Dünyanın farklı yerlerindeki bu asırlık insanların bazı ortak özellikleri var. Gündelik yaşam larında genellikle yürümeyi ve bisikle- te binmeyi tercih ettikleri gibi düzenli olarak spor yapmayı da aksatmıyorlar . Ailelerinin yaşlı ve genç tüm bireyleri ile sürekli iletişim hâlindeler. Gönüllü ola- rak sivil toplum kuruluşlarının projeleri- ne katılıyorlar. Sigara ve alkole hayatla- ya ta k neyi hne- aye- Gen- gisi- rinda yer vermiyorlar. Bu parçada asırlık insanlarla ilgili aşağıdakilerden hangisine değinil- memiştir? adan inda A) Fiziksel bakımdan aktif olduklarula ) B) Toplumsal konularda duyarlı olduk- ça- YEDIIKLIM Uken larına C) Zararlı alışkanlıklardan Vzak dur- duklarına D) Akrabalık ilişkilerini canlı tutfukları- sin- na Eh Stresten uzak kalmaya çalıştıklari- na

22. Nobel Edebiyat Odülü'nü alırken Steinbeck için yapılan tan- tim biraz da Garop Üzümleri'ni özetler: "Onun amacı suçlama- tardan kaçınarak eğlendirici ve rahatlatıcı yapıtlar vermek de- gildi. Tam tersine, seçtiği konular ciddi sorgulayıcı ve gerçek- leri ortaya çıkaracak konulardi. 1939'da Pulitzer Ödülü'nü ka- zanan Gazap Üzümleri'nde olaylar, ders veren kıssalar gibidir. Ekmek ya da şeker almaya yevmiyesi yetmeyen işçinin yerine Odemeyi yapan çiftlik kasiyeri, gezici işçilerin alışverişinden ar- tan azıcık paraya çocuk sayısınca pahalı şekerleme vermeyi göze alan satici kadın, on gündür çalıştıklarını söyleyerek kah valtılarını bir işsizle paylaşan, ona da iş bulmayı öneren aile... Bu parçada sözü edilen sanatçı ve yapıtıyla ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) Toplumun alt sinifinin dayanışma örneklerini içerdiği B) Daha önce ele alınmayan bir içeriğe sahip olduğu C) Yapıtlarında eleştirel bir tutum izlediği D) Kolaycılığa kaçan bir edebiyat anlayışından uzak durduğu E) Birden fazla edebiyat ödülü aldığı AS SH

2. Yaşadığımız şehirlerin ne kadar değiştiğinden söz eden birçok çalışma neşredildi (yayımlamak) son yıllarda 6 Ayfer Tunç'un Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek B- adlı çalışması şahsi (kişisel) tarihin kılavuzluğunda (yol S II DII A A göstermek) 70'li yıllardaki hayatımızı anlattı bizlere. R Orhan Pamuk'un İstanbul: Hatıralar ve Şehir’i bir çocuk- M luk, gençlik ve aile güncesi (günlük) gibiydi İstanbul'un A IV yollarında gezinen. Sibel Bozdoğan'ın Modernizm ve Ulusun İnşası adlı çalışması, modernleşme programı- nin en önemli ayağının (tercih edilen taraf) mimaride V olduğunu göstermişti. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez () içinde verilen açıklamayla uyuş- mamaktadır? A) B) 11 C) D) IV E) V

TÜRKÇE TESTİ B 5. 8. Adet yerini bulsun diye alınan hediyelerdense sevdiklerinize özel günlerinde zaman ayırmaya ne dersiniz? (1) Avrupa'da yeni trend, zaman hediye etmek. (11) Bir sevgi ifadesi, insan ilişkilerindeki gönül köprüsüdür hediyeleşmek. (Verilecek hediyenin maddi değerinin yüksekliğinden çok, gönülden ol- ması ve sembolik bir anlam taşıması gerektiğini günümüzde unutur olduk. (IV) "Çam sakızı, çoban armağanı", "Az veren candan, çok veren maldan" deyimleri pek çok kişinin hafi- zasından silinmeye başladı. (V) Hediyenin mutlaka pahalı olması gerekmediği gibi para veya eşya olması da gerekmez. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) B) 11 (C) III D) IV E) V 6. (0) Yazın türleri içinde biyografinin ayrı bir yeri vardır. (II) Ge- zilip görülen yerlerin anlatıldığı kitaplara da okurun ilgi gös- termesi yeni bir durum değil. Ancak bütün yazın türlerinde sorun

2020-TYT/Türkçe ne He Sorci tirile 11. Bir şey M. Re- Felsefenin çözümsüz meselelerle soyut ve ya- şamdan kopuk fikirlerden ibaret olduğu ileri so rülür. Felsefe ile iç içe olan insan yaşamın ne olduğu- nu sorgularken aynı zamanda yaşamın görünen yüzünün ötesine de nüfuz eder. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğ. ru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? hisset demek Özgür tir. Bu sevgi zorunl Oy- yor- ğu yer olama o kada Hari olan On 91- war da zel A Felsefi düşünce, yaşamın her alanı ile ilgili du- şünceler içerdiğinden felsefenin toplamu yönlen- dirme ve biçimlendirme gibi işlevleri de vardır. bu ins insan Bu pa sini s ar- B) Kimi insanların, felsefenin yaşamdan kopuk du- şüncelerden ibaret olduğunu söylemesi, felsefey- le ilgili yanlış kanıların oluşmasına yol açmıştır. A) Se ke - B) Bi bi n C) in D) a S Cy Felsefe ile uğraşan insanlar, yaşamı derinliği we sorguladıklarından, felsefenin yaşamla ilgili olmayan soyut düşünceleri içerdiğini söylemek doğru değildir. D) Felsefeyi soyut düşüncelerin ürünü kabul eden kimi düşünürlerin hatalarından dolayı felsefeye karşı hiçbir dayanağı olmayan olumsuz tepkiler oluşmuştur. E) Felsefenin yaşamla ilgili yönleri sorgulanırken ortaya atılan sorular soyut düşünceleri içerdiğin- derr felsefi düşüncenin çözüm üretmeyen düşün- celer ürettiği düşünülmüştür. E)K CEVDET OZSEVERIN