Paragrafın Yapısı Soruları

i 36 ve 37. soruları, aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Örf ve adetlerimizde misafir baş tacıdır. (II) Eve ge- len misafire yemek ikram edilmesi misafirperverliğimi- zin en güzel örneğidir. (III) Sofralar misafir ile şenlenir, bereketlenir. (IV) Eğer bir davet vermek istiyorsak bunu davet edeceğimiz kişiye önceden bildirip zamanını ona göre ayarlamamız gerekir. (V) Davete gelecek kişinin de mutlaka icabet edeceğine dair bilgi vermesi nezaket gereğidir. (VI) Hiçbir mazeret bildirmeden davete gitme- mek çok büyük görgüsüzlük olduğu gibi ev sahibini de zora sokar. tr

i 6 B S A A A 72 (13 13. Çankırı'yla Kastamonu arasını yarım saat kısaltacak olan "Ilgaz Dağı Tüneli" 4700 metre uzunluğuyla ülkemizin ikin ci uzun tüneli olacak. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek bir yargıdır? A) Sözü edilen tünel, bölgenin ikinci uzun tünelidir. B) Tünelin inşaatı yakın zamanda tamamlanmıştır. CTünel, Çankırı'dan başlayıp Kastamonu'da tamamlan- maktadır. D) Tünel'in yapımı henüz başlamamıştır. E) Tünel, iki şehir arasındaki ulaşım süresini kısaltacaktır. E IC

6. Kimi yazarlar, edebiyatı toplumu yönlendirme aracı olarak görür. Bu uğurda da sanat yapan yazarları toplum düşmanı olarak ilan ederler. Bunu yaparken de ulusallık, evrensellik sloganını kullanırlar. Ama edebiyatın sanatla kardeş olduğunu, edebiyatın sanattan mahrum edilemeyeceğini bilmiyorlar. 111 Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın sonuna getirilebilir? A) Bu yüzden edebiyatla toplumsal yaşam iç içe girmiştir B) Halbuki bizim gibi toplumlarda edebiyat birçok okur için can simididir. €) Dolayısıyla ne toplum edebiyattan vazgeçebilir ne de edebiyat toplumdan. D) Bilseler zaten birçok sosyal meseleyi çözmek için edebiyat silahını kullanırlardı. E Edebiyat, estetiğin doruklarından biridir, onda toplumun sıkıntılarının işi olmaz, deriz.

asiansy aşi şi stal ==== 3. 20. yüzyılın ikinci yarısı sonrası başta olmak üzere, Amalküresel ile giderek küçük bir hâle gelen dünyada yabancı dil öğrenmek, bilimsel ve kültürel dar olmak önemi tartışılmayacak kadar büyük rumuna gelmiştir. haber- ==== -du- querom 91sinib A) etkileşme - aktivitelerden - paylaşımlar jem B) akrabalaşma - etkinliklerden - olgular C) yakınlaşma - faaliyetlerden - gereksinimler id D) birleşme - araştırmalardan - ihtiyaçlar E bütünleşme - çalışmalardan yararlare innsl 19291 1626Y

3. (1) Bilim, günümüzde en çok kullanılan ve en çok itibar edilen kavramlardan biridir; modern yaşa- mın en güçlü referans noktasıdır. (II) Bu kadar güçlü bir kavram olmasına rağmen bilimin üze- rinde uzlaşılmış bir tanımı bulunmamaktadır. (III) Bilim; insanın kendisi, yaşadığı evren ve toplum- la ilgili hakikate ulaşma çabası olarak hep var olmuştur. (IV) Gerek tarihsel süreçteki bilim anla- yışını gerekse modern bilimi toplumsal bağla- mından ayırmak mümkün değildir. (V) Bu açıdan bilim bütün toplumlarda var olan bir etkinliktir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han- gisi düşünce akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III (D) N E) V

24. Şair bir duyarlılık yakalıyor ve istiyor ki başkaları da o duyarlılığı yakalayıp paylaşabilsin kendisiyle. Ancak bunun olmaması şairin kabahati değildir. Sanattan, anla- ma dair çok şey bekliyoruz. Oysa sanatın bir şey anlatma gibi kaygısı yoktur. Biz şairler düşünceyle yazmıyoruz, sözcüklerle yazıyoruz. Sözcükleri de kullanırken sözcük- lerin gölgelerini kullanıyoruz, yani imgeyi. "Düşünce şiiri" diye bir şeyi kabul edemem. O zaman şiir yazılmasın düzyazı yazılsın. Hem kim neden anlıyorsa onu okusun. Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A Şiirinizde hep yeni şeyler deniyorsunuz. Bu değişimi okur benimsiyor mu? B) Şiiri anlamak herkesin harcı değil, diyorsunuz. Peki anlaşılmayan şiir okunur, sevilir mi? Şair genelde hüzünlenince mi şiir yazmalı? D) Siirde toplumun yeri olması gerektiğini düşünüyor musunuz? Şiirdeki amacınız yeni bir dil mi kurmak? sert çekir- iraz, vişne, niz Bölgesi üretimine yetiştirici- icilik yap- akışına daki ko- sından lması ni ye- - endi de $-

%51 15:16 01 4G ↓t Besir K 3 dakika önce 1. 1. Kitabımı hazırlarken bizim edebiyatımızda bu meseleye değinen kitaplar var mı diye baktım, ne yazık ki bulamadım. II. Yani bu hafızasızlık aslında yazarlara da yan- sımış durumda. III. Cumhuriyet ile beraber biz geçmişe öyle ket vurmuşuz ki iyi kötü her şeyi yok saymışız. IV. Halbuki yazarların belleğinde geçmişin bilgisi ve deneyimi olmalı. V. Yoksa geçmişi geleceğe bağlama görevini yerine getiremez. Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? A 1. ve III. B) II ve II. C) II. ve IV. D) III. ve V. E) IV. ve V. 12. Kurguladığı bir romanda kahramanları ile özdeş- leştirilen veya kurgu olan bir olayın gerçekmiş gibi kabul edilmesinden yakınan birçok yazar vardır.

34. ve 35. soruları parçaya göre cevaplayınız. Sir Aleksander Fleming adlı İskoçyalı bilim insanı ekmekteki yeşil küflü bölgede bakterilerin yaşamadığını fark eder ve 1829 yılında mucize ilaç olarak adlandırılan penisinili keşfeder. ller- leyen süreçte araştırmacılar penisilini saflaştırarak 1940'lı yıl- larda bakteri kaynaklı hastalıkların tedavisinde kullanılmasını sağlar. Günümüzde ise antibiyotikler yosun, mantar, maya ve küf gibi canlılardan çeşitli mikroorganizmalar aracılığıyla kim- yasal ya da biyosentez yoluyla elde edilir. Penisiline ek olarak teramisin ve streptomisin türevi kimyasalların hepsi antibiyotik ilaçlar olarak adlandırılır. Latince anlamı "hayata karşı" olan antibiyotikler, bakterilerin neden olduğu tedavisinde kullanılır. Antibiyotikler ile ilgili doğru bilinen en büyük yanlış ise virüs kökenli hastalıkların tedavisinde de kullanılmasıdır. Virüs kay- naklı nezle, grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklara antibiyotik içeren ilaçların hiçbir etkisi yoktur. 34. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) İskoçyalı bir bilim insanın keşfettiğine B) Virüs kökenli hastalıkların tedavisinde kullanılmasının yan- lışlığına C) Penisilinin dışında teramisin ve streptomisin türevi kimya- salların antibiyotik olarak adlandırıldığ D) Bazı hastalıklara hiçbir etkisinin olmadığı Yosun, mantar, küf gibi etken maddelerden herkesin elde edebileceği ki 35. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Karşılaştırmadan faydalanılmıştır. Öğretici anlatım kullanılmıştır. O CDil göndergesel işlevde kullanılmıştır. D) III. kişili anlatım vardır. E) Kanılanı değiştirmek amaçlanmıştır. rumu gimizi ikisi -lum- ertar- mesi olsa ge- bi- an- eri d-

25. Tiyatromuzun insanı şaşırtan bir hızla geliştiğini, yayıldığını söyleyebilirim. Şunu düşünün: Bu ülkede, çok geriye gitmeyelim, yirmi yıl önce iki sahne vardı. Üstelik bunlardan birinde çoğunlukla, vodviller oynardı. Bugünse değeri Batı'daki örneklerine yaklaşan, belki de aşağı düşmeyen, gecede yedi perde açabilen bir devlet tiyatromuz var. Bunlara büyük kentlerimizde sayısı beşi altıyı bulan özel tiyatroları, gençlik tiyatrolarını, öncü tiyatroları da ekleyebiliriz. Daha önemlisi, pek geniş olmayan bir çevre için de olsa canlı bir varlık bugün tiyatro, bir sorun, bir sevgi. Üstünde konuşulup duruluyor, izleniyor, tepkiyle karşılanıyor zaman zaman da. Bu parçada "tiyatromuz" ile ilgili özellikle üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisidir? MILLI A) Gelişim aşamalarında katettiği yol B) Toplumdaki varlığının kanıtları C) Gençlerin ilgisinin nasıl artırılacağı D) Teknik sorunlarının nasıl çözülebileceği E) Günümüzdeki durumunun nasıl olduğu URIYE LLİ EĞİTİM

20. Söz sanatı bir köprü, bir yol olması gerekirken çoğu zaman bir duvara, bir engele dönüşür. Yazarın söylemek istediği ile bizim işittiklerimiz arasına söz sanatı girer. Birbirinden çok farklı yazarlarda görebiliriz bunu. Onlarla aramıza sözcükler girer hep. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi eleştirilmektedir? A) Yoğun ve süslü bir dilin metnin önüne geçmesi B) Cümlelerin çok uzun ve karmaşık yapılarda olması C) Kelime ve cümlelerin anlamlarının beklenenden farklı olması D) Yabancı kökenli kelimelerin fazla kullanılması E) Imgelerin, metnin anlam zenginliğine ulaşmayı engellemesi

A VE EDEBİYATI-SOSYAL BİLİMLER-1 Tarih (25-34), Coğrafya (35-40) alanlarına ait toplam 40 soru vardır. yatı-Sosyal Bilimler-1 Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. ük bil- memelileri iyi çoktan başlamış den han- A APESAW 3. Toplumsal sorunlar yerine toplum içinde bireyin sorunlarına yöneldi Sait Faik. Hikâyelerinde her zaman kentte yoksul kesimlere odaklandı. İnsanların kederlerine, üzüntülerine, tasalarına, korkularına, acılarına ortak oldu. Özellikle hikâ- yelerinde şahsından yola çıkarak insanın temel varoluş sorunlarını konu aldı. Bu parçadan hareketle Sait Faik ve onun eserleri için aşağıdakilerden hangisi sovienebili Halkın tümünü ilgilendiren yüzeysel sıkıntılar yerine sadece kendi dertlerini ele almıştır. B) Toplumun genel dertlerini değil de kendisinden hare- ketle bireyin dertlerini hikâyelerine konu edinmiştir. C) Bohem bir hayat tarzı benimseyen bireyi eserlerinin merkezine koyarak kendini toplumdan soyutlamıştır. D) Milli ve manevi değerleri ön planda tutan kahramanla- rin başrol olduğu hikâyeler yazmıştır. Anlatmak istediklerini er kesimden insanın rahatlıkla anlayabileceği bir de kaleme almıştır.

zun âna kadar anneleri (1) Sanat, insanoğlunun bir üretim mücadelesidir. (II) İnsan, yaratıcının kendisine bahşettiği oluşturma, üretme yetisini sa- natta da kullanagelmiştir. (III) Dünyayı, olayları ve duyguları sanatla değiştirme; onlara sanatın türlü boyalarıyla makyaj yapma çabası içinde olmuştur. (IV) Sanat; bu yönüyle, var olan her şeyi değiştirme, dönüştürme ve güzelleştirme çabasıdır. (V) Bu çaba, sanat üreticilerini yaşama bağlamakla birlikte sa- nat tüketicilerine de büyük umutlar aşılamıştır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, sanatın önemi belirtilmiştir. B II. cümlede, bir süreklilikten söz edilmiştir. C) III. cümlede, bir durum somutlaştırılmıştır. ✓ D) IV. cümlede, sanatın işlevi dile getirilmiştir. E) V. cümlede, sanatın olumlu sonuçları belirtilmiştir.

köşklerde olmaz. Bu- anlaşılma- mek yerine volu, emin ayan, sulu samayan, İyi edebi- gu mese- akışına natin iş- K, onlara da sor- şmaktır, nu bek- mesidir, dir a tartı- bazen ulmalı a bek- eri al- A A A 24. Mırlama olarak da bilinen ve kedilerin genelde sevil- Ancak kedilerin mirlamasının kesin nedenleri iyi anla- dikleri zaman çıkardıkları seslere hepimiz aşinayızdır. şılmamıştır çünkü kediler yaralandıklarında veya doğum yaparken de mırlar, bu nedenle mırlama sadece bir memnuniyet ifadesi değildir. Bazı araştırmacılar, kediler oldukça hareketsiz bir yaşam sürdüğü için mırlamanın titreşim yoluyla kemik ve kas büyümesini teşvik etme- nin bir yolu olabileceğini düşünüyor. Kediler, tam uyku hâlindeyken mirlamayı bırakırlar. Buradan yola çıkarak mırlamanın, bilinçli bir eylem olduğunu ve dolayısıyla kedilerin bu sesi bilerek ve isteyerek çıkardıklarını söy- leyebiliriz. Bu parçadan hareketle mırlamayla ilgili aşağıdaki- lerden hangisine ulaşılamaz? A) Nedeni herkes tarafından yanlış bilinen bir eylemdir. BY Bilinçli bir eylem olduğu düşünülmektedir. C) Bilim insanları farklı bir nedeni olduğu üzerine araş- tırmalar yapmıştır. Kedilerin uyku dışında çıkardıkları seslerdir. E Sadece memnuniyet zamanlarında çıkarılan bir ses değildir.

3.-4. soruları aşağıdaki metne göre çözünüz. O gece balkonda oturmuş, radyo dinliyordum. Insan, radyo dinlerken aslında kendini duyar. Ruhunu, içindeki gizlisini / saklısını, ağrısını sızısını, mutluluğunu heyecanını, aşkını yalnızlığını... Benim yaptığım da buydu. Yaz erken çekilip evine gitmiş, güzün serinliği insanı gözden uzak tutmaya yetmişti. Hatırladığımız en eski an nedir, diye soruyordu radyodaki ses. Zaman zaman gecenin gizemini bilir gibi ko- nuşan adamın bu sorusu içime çengel gibi takılıp bir şeyleri yırttı sanki. İnsan kırk yaşında dünyanın sonuna yaklaşmış gibi hissetmiyorsa da büyük yenilgiyi her an yaşayabileceği duygusunu bir yumru gibi göğsünün kıyıcığında saklı tutar. Bunca zaman neler yaşamış olursak olalım mutluluk geçici bir alev olmalıydı içimizde. Bana da öyle olmuştu. Kısacık alevlendiğim birkaç andan başka bir şey değildi hayatım. Peki o ilk an hangisiydi, hafızamın diplerinde kalıp eşeledi- ğimde ortaya çıkan? 3. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? A) Kahraman anlatıcı B) Kişileştirme (teşhis) C) Yazarın olay örgüsünü kesip kanılarını belirtmesi B) Benzetme yoluyla soyutun somutlaştırılması Gerçekliği dönüştürmeksizin olduğu gibi yansıtma Th

AYT Deneme - 1 23. Selim'in bahsettiği Burhan, "Neden beklemedim?" Belki de o, "Selim sizden bahsederdi," diye atılırdı, Hayır. Atılmazdı. Benimle ilgisi sınırlı. İşte gene kaybettim. Neden acele et- tim? Burhan kendini tuttu, konuşmadı. Böyle bir meselesi yok aslında. O zaman da kendi kaybeden Kaybeder ama şu Burhan da neden ağırlık taslar, mollalar gibi? Bu Selim de insandan hiç anlamazdı, Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlış- kişinin akında birinci kiş atligining tır? exenes agevida you A) Bilinç akış tekniği kullanılmıştır. B) monolog özellikleri göze çarpar. (8) Columlu ve olumsuz yargılar vardır. Karakterin düşüncelerini parça parça aktarmaktadır. Uçüncü kişili anlatım tercih edilmiştir.

35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Madame Bovary adlı romanın birçok yerinde yapılan tasvirlerde "yeşil" renge özel bir vurgu yapılır. Dikkatli okur, daha romanın başlarında fark- ettiği bu yeşil rengin ileride neyin belirtisi olacağını sezebilir. Örneğin romanın başkarakteri Emma, yeşil kadife paltolu bir adam görür, kocası Charles, Emma intihar edince onun tabut örtüsü için de yeşil bir kadife seçer. Aynı durum, romanın pek çok yerindeki tasvirde geçen "mavi" rengi için de geçerlidir. Çünkü, ileride Emma'nin içerek intihar ettiği arseniğin de mavi bir şişede karşımıza çıktığını hatırlayalım. Ayrıca Emma'nın cenazesinde dağ bayır her yanı saran mavi sisi de unutmamalıyız. 35. Bu parçadan hareketle "romanda tasvir" ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Her türlü romanın anlatımında önemli bir rol oynayarak okurda değişik ruh hålleri uyandırır. Birtakım algılamaları, heyecanları dile getirerek okurda bazı etkiler oluşturur. C) Kişileri tanıtmaya ve onlara gerçeklik izlenimi vermeye yönelik bir atmosfer yaratır. D) Anlatılanları tanınır, bilinir ve görünür kılarak anlama somutluk katar. E) Bünyesinde, romanın ilerleyen aşamalarındaki olayları işaret eden izler barındırır. yol rend 36. Bu parçada anlatılanlar, tasvirle ilgili aşağıdaki özelliklerden hangisini ön plana çıkarmaktadır? A) Okuru çok yönlü etkileme BY Görsel canlandırma oluşturma C) Ayrıntılarla okuru yönlendirme D) Okurda gerçekmiş izlenimi uyandırma E) Merak unsurunu canlı tutma