Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragrafın Yapısı Soruları

DENEME SINAVI 1
25-26. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Başlangıçta, yani insanların en ilkel göçebelik
çağlarında yer tanrısı, gök tanrısı, ay tanrısı, gü-
neş tanrısı gibi daha genel kapsamlı tanrılar vardı.
(1) İnsanlar yerleşik hayata geçmeye ve çiftçilikle
yiyeceklerini kendileri üretmeye başladıktan son-
ra yeni tanrılara, tanrıçalara gereksinim duyma-
ya başladılar. (II) Yani toplum, doğanın acımasız
koşulları karşısında oldukça güçsüz olduğu için
doğaya diş geçirebilecek, olağanüstü güç ve ye-
teneklere sahip, doğal olarak da "insan olmayan
birilerine" sırtını dayamak istiyordu. (III) Bunlar, ge-
nellikle şişman, besili ya da içleri süt dolu olarak
düşünülmüş bolluk ve bereket tanrıçalarıydı. (IV)
Yapılan üretimin niteliğine göre tanrılar ve tanrıça-
lara da iş bölümü yaptırılıyor, her bir ilah farklı bir
ürünü ya da yerleşim alanını koruyordu. (V) Komşu
kültürler arasındaki alışverişler sırasında tanrı alış-
verişi de yapılıyor, bazen de iki farklı kültürün tanrı-
si tek bir isim altında birleşiyordu. (VI) Bir de şu var:
Bir kez tanrılar "yaratılınca" onları memnun etmek,
küstürmemek için onlara bir şeylerin sunulması
gerekiyordu ve insanlar "yarattıklarına tapınmaya
başlayınca" dinsel törenler, adaklar, kurbanlar, du-
alar da kendiliğinden başlayacaktı.
KPSS GENEL YETENEK TESTİ
26. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
I. cümlede, insanların tarım tanrılarına ne za-
man gereksinim duymaya başladığı üzerine
bilgi verilmiştir.
BY I. cümlede, tanrıların yardımıyla insanın doğa-
ya meydan okuduğu belirtilmiştir.
IV. cümlede, tanrı ve tanrıçalara iş bölümü yap-
tırılırken neyin göz önünde tutulduğuna deği-
nilmiştir.
V. cümlede, kavimler arası ilişkilerin gelişmesi-
ne paralel olarak bazı tanrıların da ortak tanrılar
hâline geldiği belirtilmiştir.
E) VI. cümlede, tanrıların insanlara sürekli olarak
yardımcı olması için yapılan etkinlikler ortaya
konmuştur.
3
1
2
Arau
Buru Ferdi
Cernile
Dagon Erdi
27-30. soruları aşağıdaki bilgilere göre
birbirinden bağımsız olarak cevaplayınız.
2.9
28.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
DENEME SINAVI 1 25-26. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Başlangıçta, yani insanların en ilkel göçebelik çağlarında yer tanrısı, gök tanrısı, ay tanrısı, gü- neş tanrısı gibi daha genel kapsamlı tanrılar vardı. (1) İnsanlar yerleşik hayata geçmeye ve çiftçilikle yiyeceklerini kendileri üretmeye başladıktan son- ra yeni tanrılara, tanrıçalara gereksinim duyma- ya başladılar. (II) Yani toplum, doğanın acımasız koşulları karşısında oldukça güçsüz olduğu için doğaya diş geçirebilecek, olağanüstü güç ve ye- teneklere sahip, doğal olarak da "insan olmayan birilerine" sırtını dayamak istiyordu. (III) Bunlar, ge- nellikle şişman, besili ya da içleri süt dolu olarak düşünülmüş bolluk ve bereket tanrıçalarıydı. (IV) Yapılan üretimin niteliğine göre tanrılar ve tanrıça- lara da iş bölümü yaptırılıyor, her bir ilah farklı bir ürünü ya da yerleşim alanını koruyordu. (V) Komşu kültürler arasındaki alışverişler sırasında tanrı alış- verişi de yapılıyor, bazen de iki farklı kültürün tanrı- si tek bir isim altında birleşiyordu. (VI) Bir de şu var: Bir kez tanrılar "yaratılınca" onları memnun etmek, küstürmemek için onlara bir şeylerin sunulması gerekiyordu ve insanlar "yarattıklarına tapınmaya başlayınca" dinsel törenler, adaklar, kurbanlar, du- alar da kendiliğinden başlayacaktı. KPSS GENEL YETENEK TESTİ 26. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? I. cümlede, insanların tarım tanrılarına ne za- man gereksinim duymaya başladığı üzerine bilgi verilmiştir. BY I. cümlede, tanrıların yardımıyla insanın doğa- ya meydan okuduğu belirtilmiştir. IV. cümlede, tanrı ve tanrıçalara iş bölümü yap- tırılırken neyin göz önünde tutulduğuna deği- nilmiştir. V. cümlede, kavimler arası ilişkilerin gelişmesi- ne paralel olarak bazı tanrıların da ortak tanrılar hâline geldiği belirtilmiştir. E) VI. cümlede, tanrıların insanlara sürekli olarak yardımcı olması için yapılan etkinlikler ortaya konmuştur. 3 1 2 Arau Buru Ferdi Cernile Dagon Erdi 27-30. soruları aşağıdaki bilgilere göre birbirinden bağımsız olarak cevaplayınız. 2.9 28.
Her şeyden önce, sanatçının, baş kişisi kadın
olan tek romanıdır. Romanın hemen lümü,
kahramanın güncesinden oluşmakta ve yaşa-
dığı olaylar birinci tekil kişi olarak onun bakış
açışından anlatılmaktadır. Ayrıca, genellikle
ele aldığı kentli aydın tipleriyle tanıdığımız ya-
zarın bu yapıtının kahramanı bir köylü kızıdır.
Bu kızın köydeki yaşantısı belgesel sayılabile-
cek ayrıntılarla İşlenmiştir.
Düşüncenin akışına göre bu parçanın başı-
na aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Sanatçı, bu yapıtında yerellikten yola çıka-
rak evrenselliğe ulaşabilen bir yazar olma
özelliğini korumuştur..
B) Bu roman, birçok yönüyle sanatçının öteki
romanlarından oldukça farklı özellikler taşı-
yor.
C) Bu romanın kahramanı, gelişme çağında
kendi ailelerin yanına evlatlık verilen bir
köylü kızıdır.
D) Bu romanda yażar, eğitim düzeyi çok düşük
bir köylü kızının konuşmasını, doğallığını
bozmadan, ustalıkla işliyor.
E) Sanatçı bu romanda, kent insanıyla kırsal
kökenli insanların ilişkilerindeki çelişkileri,
iki yüzlülükleri sergiliyor.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
Her şeyden önce, sanatçının, baş kişisi kadın olan tek romanıdır. Romanın hemen lümü, kahramanın güncesinden oluşmakta ve yaşa- dığı olaylar birinci tekil kişi olarak onun bakış açışından anlatılmaktadır. Ayrıca, genellikle ele aldığı kentli aydın tipleriyle tanıdığımız ya- zarın bu yapıtının kahramanı bir köylü kızıdır. Bu kızın köydeki yaşantısı belgesel sayılabile- cek ayrıntılarla İşlenmiştir. Düşüncenin akışına göre bu parçanın başı- na aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Sanatçı, bu yapıtında yerellikten yola çıka- rak evrenselliğe ulaşabilen bir yazar olma özelliğini korumuştur.. B) Bu roman, birçok yönüyle sanatçının öteki romanlarından oldukça farklı özellikler taşı- yor. C) Bu romanın kahramanı, gelişme çağında kendi ailelerin yanına evlatlık verilen bir köylü kızıdır. D) Bu romanda yażar, eğitim düzeyi çok düşük bir köylü kızının konuşmasını, doğallığını bozmadan, ustalıkla işliyor. E) Sanatçı bu romanda, kent insanıyla kırsal kökenli insanların ilişkilerindeki çelişkileri, iki yüzlülükleri sergiliyor.
A
Deneme - 8
22. (1) Sakin ve durgun bir denizde seyir hâlindeyken birden-
bire ortaya çıkan ve bir gemiyi kolayca alabora eden de-
vasa dalgalar, filmlerde ve efsanelerde sıklıkla karşımıza
çıkar. (II) Birçoğumuz bu dalgaları hayal ürünü sansak
da aslında bunlar gerçektir. (III) Rogue dalgaları, haydut
dalgalar, ölümcül dalgalar gibi farklı isimler ile anılan
bu dalgalar gerçekten de denizcilerin korkulu rüyasıdır.
(IV) Üstelik işin ürkütücü tarafı, bu dalgaların sayısının ve
yüksekliğinin son yıllarda artış göstermesidir. (V) Büyük
denizlerde ortaya çıkan haydut dalgalarının neden ve
nasıl ortaya çıktığı tam olarak tespit edilebilmiş değildir.
(VI) İlk olarak 1826 yılında Fransız kâşif ve deniz subayı
Kaptan Dumont d'Urville, yüksekliği 30 metre (yaklaşık
olarak 10 katlı bir binanın yüksekliği) civarında olan dal-
galar bildirdiğinde kendisi ile alay edilmişti.
Bu parça-iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II
B) III
C) IV
E) VI
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
A Deneme - 8 22. (1) Sakin ve durgun bir denizde seyir hâlindeyken birden- bire ortaya çıkan ve bir gemiyi kolayca alabora eden de- vasa dalgalar, filmlerde ve efsanelerde sıklıkla karşımıza çıkar. (II) Birçoğumuz bu dalgaları hayal ürünü sansak da aslında bunlar gerçektir. (III) Rogue dalgaları, haydut dalgalar, ölümcül dalgalar gibi farklı isimler ile anılan bu dalgalar gerçekten de denizcilerin korkulu rüyasıdır. (IV) Üstelik işin ürkütücü tarafı, bu dalgaların sayısının ve yüksekliğinin son yıllarda artış göstermesidir. (V) Büyük denizlerde ortaya çıkan haydut dalgalarının neden ve nasıl ortaya çıktığı tam olarak tespit edilebilmiş değildir. (VI) İlk olarak 1826 yılında Fransız kâşif ve deniz subayı Kaptan Dumont d'Urville, yüksekliği 30 metre (yaklaşık olarak 10 katlı bir binanın yüksekliği) civarında olan dal- galar bildirdiğinde kendisi ile alay edilmişti. Bu parça-iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV E) VI
5
Türkçe
20. 1. İstanbul Kağıthane'de kutlanan bu bayramda deği-
şik mahallelerden gelen çocuklar geçit merasimi yap-
tıktan sonra değişik oyunlar oynarlar, jimnastik gös-
terileri ve futbol maçı yaparlarmış.
II. Dönemin basınından ve çocuk dergilerinden anladı
ğımız kadarıyla bu bayramlardan en önemlisi Çocuk-
lar Bayramı'dır.
III. Bu bayram, her okulun kuruluşu farklı bir tarihe denk
geldiğinden farklı yerlerde ve farklı zamanlarda or-
ganize edilirmiş. ✔
IV. Eskiden çocukların mahalle içinde ya da birkaç ma-
halle çapında bir araya gelmelerine vesile olan olay-
lardan biri Meşrutiyet Dönemi'nde kutlanmaya baş-
lanan bayramlardır.
V. Aynı şekilde İstanbul'un değişik mahallelerinde okul-
ların kuruluş yıl dönümlerine tesadüf eden günlerde
Mektepliler Bayramı kutlanırmış.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
dördüncü olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
5 Türkçe 20. 1. İstanbul Kağıthane'de kutlanan bu bayramda deği- şik mahallelerden gelen çocuklar geçit merasimi yap- tıktan sonra değişik oyunlar oynarlar, jimnastik gös- terileri ve futbol maçı yaparlarmış. II. Dönemin basınından ve çocuk dergilerinden anladı ğımız kadarıyla bu bayramlardan en önemlisi Çocuk- lar Bayramı'dır. III. Bu bayram, her okulun kuruluşu farklı bir tarihe denk geldiğinden farklı yerlerde ve farklı zamanlarda or- ganize edilirmiş. ✔ IV. Eskiden çocukların mahalle içinde ya da birkaç ma- halle çapında bir araya gelmelerine vesile olan olay- lardan biri Meşrutiyet Dönemi'nde kutlanmaya baş- lanan bayramlardır. V. Aynı şekilde İstanbul'un değişik mahallelerinde okul- ların kuruluş yıl dönümlerine tesadüf eden günlerde Mektepliler Bayramı kutlanırmış. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V
23. (1) Uzay teknolojileri, Dünya'nın ve uzayın sırlarını çöz-
me yolunda sürekli ilerlemektedir. (!!) Bu teknolojik
lişmeler, uzayla sınırlı kalmamıştır. (III) Yapay uydular,
Isı ve ışığı iyi ileten hafif malzemelerden üretilmiştir.
(IV) Daha sonra bu malzemeler; yiyecek paketi, alü-
minyum folyo ve ince plastik üretiminde kullanılmıştır.
(V) Bebek mamaları da astronotların uzayda kaldığı
süre boyunca kullandığı besin maddeleri ile aynı tekno-
loji kullanılarak üretilmiştir.
>
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra "Uzay araştırmaları için geliştirilen alet ve tekno-
lojiler, günlük hayata uyarlanarak farklı alanlarda kulla-
nılmıştır." cümlesi getirilirse parçanın anlam bütün-
lüğü sağlanmış olur?
A) I
B) II
C) IN
D) IV E) V
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
23. (1) Uzay teknolojileri, Dünya'nın ve uzayın sırlarını çöz- me yolunda sürekli ilerlemektedir. (!!) Bu teknolojik lişmeler, uzayla sınırlı kalmamıştır. (III) Yapay uydular, Isı ve ışığı iyi ileten hafif malzemelerden üretilmiştir. (IV) Daha sonra bu malzemeler; yiyecek paketi, alü- minyum folyo ve ince plastik üretiminde kullanılmıştır. (V) Bebek mamaları da astronotların uzayda kaldığı süre boyunca kullandığı besin maddeleri ile aynı tekno- loji kullanılarak üretilmiştir. > Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Uzay araştırmaları için geliştirilen alet ve tekno- lojiler, günlük hayata uyarlanarak farklı alanlarda kulla- nılmıştır." cümlesi getirilirse parçanın anlam bütün- lüğü sağlanmış olur? A) I B) II C) IN D) IV E) V
A
TYT
21. (1) Yemeğin ardından tepedeki Atatürk Köşkü'nü ziyaret
ediyorum. (II) Çam ağaçlarıyla kaplı, çiçeklerle bezeli
bahçenin içindeki köşk; sade ve dönemin karakterini
yansıtan dekorasyonu ile önemli tarih duraklarından.
(III) Sonra da Akçaabat ilçesine yol alıyorum. (IV) Burası
hareketli Trabzon'un huzur dolu yakın dinlenme
noktalarından biri. (V) Tarihi Timurcuoğlu Konağı'nın
bahçesi, ufka doğru akıp giden Karadeniz'e bakıyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra, düşüncenin akışına göre, "Pek çok kişinin
buraya geliş amacı lezzetli Akçaabat köftesi yemek
olsa da Akçaabat'ın nispeten korunmuş tarihî evleri,
manzaralı teraslara sahip konakları arasında dolaşmak
ayrı bir keyif." cümlesi getirilmelidir?
A)
B) II
C) III
D) IV
E) V
9
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
A TYT 21. (1) Yemeğin ardından tepedeki Atatürk Köşkü'nü ziyaret ediyorum. (II) Çam ağaçlarıyla kaplı, çiçeklerle bezeli bahçenin içindeki köşk; sade ve dönemin karakterini yansıtan dekorasyonu ile önemli tarih duraklarından. (III) Sonra da Akçaabat ilçesine yol alıyorum. (IV) Burası hareketli Trabzon'un huzur dolu yakın dinlenme noktalarından biri. (V) Tarihi Timurcuoğlu Konağı'nın bahçesi, ufka doğru akıp giden Karadeniz'e bakıyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, düşüncenin akışına göre, "Pek çok kişinin buraya geliş amacı lezzetli Akçaabat köftesi yemek olsa da Akçaabat'ın nispeten korunmuş tarihî evleri, manzaralı teraslara sahip konakları arasında dolaşmak ayrı bir keyif." cümlesi getirilmelidir? A) B) II C) III D) IV E) V 9
DÖNEM
YAZAR
1
Halide Edip Adıvar
Servetifünun Dönemi
11
Tanzimat Dönemi
Nabizade Nazım
Bu tabloda numaralanmış yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Milli Edebiyat Dönemi - Hüseyin Cahit Yalçın - Karabibik
B) Servetifünun Dönemi - Mehmet Rauf - Sergüzeşt
C) Servetifünun Dönemi - Halit Ziya Uşaklıgil - Cezmi
D) Tanzimat Dönemi - Ahmet Hikmet Müftüoğlu - Araba Sevdası
E) Milli Edebiyat Dönemi - Hüseyin Rahmi Gürpınar - Zehra
ESER
Ateşten Gömlek
Nadide
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
DÖNEM YAZAR 1 Halide Edip Adıvar Servetifünun Dönemi 11 Tanzimat Dönemi Nabizade Nazım Bu tabloda numaralanmış yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Milli Edebiyat Dönemi - Hüseyin Cahit Yalçın - Karabibik B) Servetifünun Dönemi - Mehmet Rauf - Sergüzeşt C) Servetifünun Dönemi - Halit Ziya Uşaklıgil - Cezmi D) Tanzimat Dönemi - Ahmet Hikmet Müftüoğlu - Araba Sevdası E) Milli Edebiyat Dönemi - Hüseyin Rahmi Gürpınar - Zehra ESER Ateşten Gömlek Nadide
712.
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Doğu ve Batı dünyası, güneşin doğduğu ve battığı yönler kadar
birbirinden ayrı değildirler. Birlikte insanlığın temelini oluştu-
rurlar ve bu yüzden medeniyet dediğimiz şey yeni oluşumlarla
durmadan değişim gösterir. Buna ilerleme, yükselme, deği-
şim... ne derseniz deyiniz. Batı medeniyetinin içinde Doğu'ya
ait zenginlikler ve Doğu medeniyetinin içinde Batı zenginlikleri
yok mudur? Tabii ki vardır fakat oranları farklıdır. Bugünkü Batı
medeniyeti, bünyesine gittikçe daha fazla miktarda karışan çe-
liği hazmedemiyor ve kusmak istiyor. Onu makineleşmekten ve
büyük sanayisinin barbarlaştırıcı, hayvanlaştırıcı etkilerinden
kurtarmak için terkibindeki Doğu unsurlarının çoğaltılması ge-
rekmektedir. Zannederim ki Batılı mistiklerin, düşünürlerin is-
tedikleri de budur ve bu zorunludur. Günümüzün maddeci Batı
medeniyeti Doğu'nun hayal gücünü ve metafizik düşüncelerini
dileniyor. Çünkü gittikçe makineleşen zavallı Batılıların her gün
biraz daha kuruyan hayal gücü böyle giderse saati icat eden
yahut uçmayı tasavvur eden bir Doğulu'nun yaratıcı kafasından
mahrum kalacaktır
wwww
39. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakiler-
den hangisi getirilmelidir?
A) Batı medeniyetinin bünyesinde bol miktarda bulunan Doğu
medeniyeti ögeleri zamanla hazmedilerek yeni bir terkip
içinde yok olacaktır.
B) Doğu ve Batı, birleşik kaplardaki su gibi birbirlerinin eksik ta-
raflarını tamamlayarak hem bugünkü müthiş krizi sona erdi-
recek hem de yeni terkiplere doğru gideceklerdir.
C Doğu medeniyeti, bu hayal gücü ve mistik tecrübeleriyle ge-
leceğin tek hâkimi olacak ve Batı medeniyetini ortadan kal-
dıracaktır.
D) İster Bati ister Doğu olsun, değişime direnen bir medeniye-
tin günümüz dünyasında varlığını sürdürmesi düşünülemez.
E) Temellerinde din çatışması bulunan bu iki medeniyetin bir
arada sorunsuz yaşayamayacağını bütün tarihî tecrübeler
göstermiştir.
40. Parçada geçen altı çizili ifadeyi açıklayan en doğru tanım
aşağıdakilerden hangisi olur?
A) Gelecek kaygısı
By Kuşak çatışması
CMedeniyet krizi
D) Statü endişesi
E) Medeniyetler çatışması
t (önde
stein bu
-mekân
Heisen-
ek fiziği
açtığını
cü kav-
ağı de-
(ilişki)
üşüne
ce yi-
da bir
lamı
r?
ve V
en
ge-
ör-
cık
rli
SI
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
712. 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Doğu ve Batı dünyası, güneşin doğduğu ve battığı yönler kadar birbirinden ayrı değildirler. Birlikte insanlığın temelini oluştu- rurlar ve bu yüzden medeniyet dediğimiz şey yeni oluşumlarla durmadan değişim gösterir. Buna ilerleme, yükselme, deği- şim... ne derseniz deyiniz. Batı medeniyetinin içinde Doğu'ya ait zenginlikler ve Doğu medeniyetinin içinde Batı zenginlikleri yok mudur? Tabii ki vardır fakat oranları farklıdır. Bugünkü Batı medeniyeti, bünyesine gittikçe daha fazla miktarda karışan çe- liği hazmedemiyor ve kusmak istiyor. Onu makineleşmekten ve büyük sanayisinin barbarlaştırıcı, hayvanlaştırıcı etkilerinden kurtarmak için terkibindeki Doğu unsurlarının çoğaltılması ge- rekmektedir. Zannederim ki Batılı mistiklerin, düşünürlerin is- tedikleri de budur ve bu zorunludur. Günümüzün maddeci Batı medeniyeti Doğu'nun hayal gücünü ve metafizik düşüncelerini dileniyor. Çünkü gittikçe makineleşen zavallı Batılıların her gün biraz daha kuruyan hayal gücü böyle giderse saati icat eden yahut uçmayı tasavvur eden bir Doğulu'nun yaratıcı kafasından mahrum kalacaktır wwww 39. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakiler- den hangisi getirilmelidir? A) Batı medeniyetinin bünyesinde bol miktarda bulunan Doğu medeniyeti ögeleri zamanla hazmedilerek yeni bir terkip içinde yok olacaktır. B) Doğu ve Batı, birleşik kaplardaki su gibi birbirlerinin eksik ta- raflarını tamamlayarak hem bugünkü müthiş krizi sona erdi- recek hem de yeni terkiplere doğru gideceklerdir. C Doğu medeniyeti, bu hayal gücü ve mistik tecrübeleriyle ge- leceğin tek hâkimi olacak ve Batı medeniyetini ortadan kal- dıracaktır. D) İster Bati ister Doğu olsun, değişime direnen bir medeniye- tin günümüz dünyasında varlığını sürdürmesi düşünülemez. E) Temellerinde din çatışması bulunan bu iki medeniyetin bir arada sorunsuz yaşayamayacağını bütün tarihî tecrübeler göstermiştir. 40. Parçada geçen altı çizili ifadeyi açıklayan en doğru tanım aşağıdakilerden hangisi olur? A) Gelecek kaygısı By Kuşak çatışması CMedeniyet krizi D) Statü endişesi E) Medeniyetler çatışması t (önde stein bu -mekân Heisen- ek fiziği açtığını cü kav- ağı de- (ilişki) üşüne ce yi- da bir lamı r? ve V en ge- ör- cık rli SI
43 dk
1. İzmir'de düzenlenen "Şiir Günleri'ne davet edilmiştim.
II. Eski Izmir'in ne kadar güzel olduğunu düşününce ince
bir hüzün kapladı içimi.
III. On yedi yıl aradan sonra ilk kez gidiyordum İzmir'e.
IV. Sabah otobüs şehre girerken gördüğüm değişiklikler
karşısında şaşırıp kaldım.
V. Otobüsten inip çiseleyen yağmurun altında yürürken
içimdeki bu hüzün ve yılların özlemiyle bakındım çev-
reme.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden anlamlı bir bü-
tün oluşturulmak istense hangisi sondan ikinci olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
40 Bornova'da temmuz ayı çekilmez olurdu. Sıcaklık kırk
dereceye ulaşır, rüzgârlı havalarda körfezin pis kokusu ve
nemli hava sizi boğmak isteyen iki el gibi boğazınıza yapı-
girdi; nefes almakta güçlük çekerdiniz. Gözlerinizi kapadi-
ginizda, biraz da hayal gücünüz kuvvetliyse kendinizi
haska bir Kuzey Afrika ülkesindeymiş gibi
bu olumsuzlukla-
3.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
43 dk 1. İzmir'de düzenlenen "Şiir Günleri'ne davet edilmiştim. II. Eski Izmir'in ne kadar güzel olduğunu düşününce ince bir hüzün kapladı içimi. III. On yedi yıl aradan sonra ilk kez gidiyordum İzmir'e. IV. Sabah otobüs şehre girerken gördüğüm değişiklikler karşısında şaşırıp kaldım. V. Otobüsten inip çiseleyen yağmurun altında yürürken içimdeki bu hüzün ve yılların özlemiyle bakındım çev- reme. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden anlamlı bir bü- tün oluşturulmak istense hangisi sondan ikinci olur? A) I B) II C) III D) IV E) V 40 Bornova'da temmuz ayı çekilmez olurdu. Sıcaklık kırk dereceye ulaşır, rüzgârlı havalarda körfezin pis kokusu ve nemli hava sizi boğmak isteyen iki el gibi boğazınıza yapı- girdi; nefes almakta güçlük çekerdiniz. Gözlerinizi kapadi- ginizda, biraz da hayal gücünüz kuvvetliyse kendinizi haska bir Kuzey Afrika ülkesindeymiş gibi bu olumsuzlukla- 3.
35 ve 36. soruları aşağıdaki parçaya göre yanıtlayınız.
Evliya Çelebi'yi ve meşhur gezi yazısı kitabı olan
Seyahatnâme'yi elimize alıp baştan aşağı okumuşluğu-
muz bulunmaz ancak yine de kenarından köşesinden
kulağımıza ilişen ya da sağda solda okuduğumuz birkaç
hikâye vardır mutlaka. Yalnız Seyahatnâme hakkında
hatırımızda kalanlar, ne yazık ki bizim edebiyat öğretme
anlayışımızın bir ürünü olarak eserin içinde yazılan-
lardan ziyade eserin özellikleridir. Tarihî bir eserden
bahsedecek olduk mu onu okumak veya okutmak yerine
okumuş birilerinin yaptığı yorumu, eserin özellikleri diye
anlatıp geçeriz. Nitekim Seyahatnâme'nin özellikleri
olarak hatırımızda kalanlar; yazılanların içinde çokça
kaynaksız, kulaktan dolma anlatılanların olduğu, müba-
lağalı, gerçek dışı hatta yer yer hayal ürünü hikâyelerin
bulunduğudur. Bu yüzden bir yerlerde Evliya Çelebi'den,
Seyahatnâme'den beslenen bir hikâye gördünüz mü ----
Hatta koca(!) tarihçilerimizin, "Bunu Evliya Çelebi'den
başka bir yerde bulamazsınız, tarihi gerçeklik olarak ele
almamalısınız, inanmayın böyle şeylere laga luga..."
cinsinden ifadelerle Seyahatnâme'de geçen olayları
dikkate almadığını görürsünüz. Ancak bize kalırsa
bu, "Evliya Çelebi, sahtekârın tekidir, yalancının önde
gidenidir!" demekten başka bir şey değildir. Doğrusu
ecnebilerin bile hakkında bizdekilerden daha fazla
araştırmalar yapıp akademik makaleler yazarak ihti-
mam gösterdiği bir eserimiz hakkında ve o eserimizin,
UNESCO tarafından 2011 yılında 400. yaşı kutlanan,
Avrupa Konseyi'nin 21. yüzyılda insanlığa yön veren en
önemli 20 kişiden biri olarak seçtiği müellifi hakkında
böyle ifadeler sarf edilerek ne yapılmak, nereye varıl-
mak istenmektedir anlamakta güçlük çekiyoruz.
35. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) tarihi bilgilerle karşılaştırıp sanatsallığı öncül yap-
mamalısınız.
B) hemen bir yanında tarihi gerçekliğinin şüpheli oldu-
guna dair birkaç cümle buluverirsiniz.
C) onun bizim kültür hazinemiz olduğunu ve yaşatıl-
ması gerektiğini unutmamamız gerekir.
D) bunun arkasından kılıçları kuşanıp tarihimizi eleşti-
renleri görürsünüz.
E) bununla ilgili değerlendirmeleri okumadan eseri
kendiniz değerlendirmelisiniz.
UĞUR
36
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
35 ve 36. soruları aşağıdaki parçaya göre yanıtlayınız. Evliya Çelebi'yi ve meşhur gezi yazısı kitabı olan Seyahatnâme'yi elimize alıp baştan aşağı okumuşluğu- muz bulunmaz ancak yine de kenarından köşesinden kulağımıza ilişen ya da sağda solda okuduğumuz birkaç hikâye vardır mutlaka. Yalnız Seyahatnâme hakkında hatırımızda kalanlar, ne yazık ki bizim edebiyat öğretme anlayışımızın bir ürünü olarak eserin içinde yazılan- lardan ziyade eserin özellikleridir. Tarihî bir eserden bahsedecek olduk mu onu okumak veya okutmak yerine okumuş birilerinin yaptığı yorumu, eserin özellikleri diye anlatıp geçeriz. Nitekim Seyahatnâme'nin özellikleri olarak hatırımızda kalanlar; yazılanların içinde çokça kaynaksız, kulaktan dolma anlatılanların olduğu, müba- lağalı, gerçek dışı hatta yer yer hayal ürünü hikâyelerin bulunduğudur. Bu yüzden bir yerlerde Evliya Çelebi'den, Seyahatnâme'den beslenen bir hikâye gördünüz mü ---- Hatta koca(!) tarihçilerimizin, "Bunu Evliya Çelebi'den başka bir yerde bulamazsınız, tarihi gerçeklik olarak ele almamalısınız, inanmayın böyle şeylere laga luga..." cinsinden ifadelerle Seyahatnâme'de geçen olayları dikkate almadığını görürsünüz. Ancak bize kalırsa bu, "Evliya Çelebi, sahtekârın tekidir, yalancının önde gidenidir!" demekten başka bir şey değildir. Doğrusu ecnebilerin bile hakkında bizdekilerden daha fazla araştırmalar yapıp akademik makaleler yazarak ihti- mam gösterdiği bir eserimiz hakkında ve o eserimizin, UNESCO tarafından 2011 yılında 400. yaşı kutlanan, Avrupa Konseyi'nin 21. yüzyılda insanlığa yön veren en önemli 20 kişiden biri olarak seçtiği müellifi hakkında böyle ifadeler sarf edilerek ne yapılmak, nereye varıl- mak istenmektedir anlamakta güçlük çekiyoruz. 35. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) tarihi bilgilerle karşılaştırıp sanatsallığı öncül yap- mamalısınız. B) hemen bir yanında tarihi gerçekliğinin şüpheli oldu- guna dair birkaç cümle buluverirsiniz. C) onun bizim kültür hazinemiz olduğunu ve yaşatıl- ması gerektiğini unutmamamız gerekir. D) bunun arkasından kılıçları kuşanıp tarihimizi eleşti- renleri görürsünüz. E) bununla ilgili değerlendirmeleri okumadan eseri kendiniz değerlendirmelisiniz. UĞUR 36
DENEME-6
7. (1) Sahne ışıkları yandığında biz oyuncular gerçek kimlik-
lerimizi unuturuz. (II) Sadece biz değilizdir anlayamayan,
hiç kimse bizim kim olduğumuzu anlayamaz. (III) Bu bir
saklambaçtan daha çok bir imtiyazdır bizim için. (IV) Hem
oyunculuk yalancılıktır, der Afife Jale. (V) İşte bizler en
tatlı yalanı kendimize söyleriz ve yüzlerce gözde aynı
yalanı görürüz.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin anlatımı için
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cumlede bir ad aktarması söz konusudur.
B) II. cümlede bir karşılaştırma yapılmıştır.
TH
III. cümlede iki durumun birbirine eşit olmadığını belir-
ten bir ifade kullanılmıştır.
DYTV. cümlede düşünce bir tanıkla sağlamlaştırılmıştır.
EV. cümlede bir kişileştirme yapılmıştır.
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
DENEME-6 7. (1) Sahne ışıkları yandığında biz oyuncular gerçek kimlik- lerimizi unuturuz. (II) Sadece biz değilizdir anlayamayan, hiç kimse bizim kim olduğumuzu anlayamaz. (III) Bu bir saklambaçtan daha çok bir imtiyazdır bizim için. (IV) Hem oyunculuk yalancılıktır, der Afife Jale. (V) İşte bizler en tatlı yalanı kendimize söyleriz ve yüzlerce gözde aynı yalanı görürüz. Bu parçada numaralanmış cümlelerin anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cumlede bir ad aktarması söz konusudur. B) II. cümlede bir karşılaştırma yapılmıştır. TH III. cümlede iki durumun birbirine eşit olmadığını belir- ten bir ifade kullanılmıştır. DYTV. cümlede düşünce bir tanıkla sağlamlaştırılmıştır. EV. cümlede bir kişileştirme yapılmıştır.
23. Bir dil; yüzyılların içinden geçerken sözcükler toplumun bü-
tün duygularını, değerlerini, bilinçaltını yansıtabilecek bir
anlam çeşitliliğine de kavuşur. Sözcüğe zamanın kazandır-
dığı bu yan anlamları hissedebiliriz ama ifade etmekte zor-
lanırız. Çünkü dil, biraz da bilinçaltı ile ilgili bir yapıdır. Onu
biçimlendiren kaynakların belki de en önemlisi bilinçaltıdır.
Bir dilin sözcükleri, sözlüklerin onlara çizdiği sınırları aşar,
kendilerine yeni anlam ülkeleri edinir. Tabii ki toplumların ih-
tiyaçları farklıdır ve bunları yansıtan sözcüklerin anlamları
da farklıdır ama mademki dünyanın her yanında insan ay-
nidir bu sebeple çeşitli diller ilk bakışta bambaşka görünse-
ler de insan aklının ürünüdür ve hepimizin ortak malıdır.
Bu parçada dille ve sözcüklerle ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) İşlendikçe, kullanıldıkça birikimin tortularıyla derinlik
kazandığına
B) Kullanılırken geri planda kalan anlamları da insanlara
hissettirebildiğine
C) Toplumun açıkça ifade edilmeyen ama zihinlerde, gö
nüllerde yatan yanlarını da yansıttığına
D) Değişik örneklerinde bütün farklılıklarına rağmen orta
yanların da bulunduğuna
E) Bütün anlam inceliklerinin açıklanabilmesi için em
vermek gerektiğine
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
23. Bir dil; yüzyılların içinden geçerken sözcükler toplumun bü- tün duygularını, değerlerini, bilinçaltını yansıtabilecek bir anlam çeşitliliğine de kavuşur. Sözcüğe zamanın kazandır- dığı bu yan anlamları hissedebiliriz ama ifade etmekte zor- lanırız. Çünkü dil, biraz da bilinçaltı ile ilgili bir yapıdır. Onu biçimlendiren kaynakların belki de en önemlisi bilinçaltıdır. Bir dilin sözcükleri, sözlüklerin onlara çizdiği sınırları aşar, kendilerine yeni anlam ülkeleri edinir. Tabii ki toplumların ih- tiyaçları farklıdır ve bunları yansıtan sözcüklerin anlamları da farklıdır ama mademki dünyanın her yanında insan ay- nidir bu sebeple çeşitli diller ilk bakışta bambaşka görünse- ler de insan aklının ürünüdür ve hepimizin ortak malıdır. Bu parçada dille ve sözcüklerle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) İşlendikçe, kullanıldıkça birikimin tortularıyla derinlik kazandığına B) Kullanılırken geri planda kalan anlamları da insanlara hissettirebildiğine C) Toplumun açıkça ifade edilmeyen ama zihinlerde, gö nüllerde yatan yanlarını da yansıttığına D) Değişik örneklerinde bütün farklılıklarına rağmen orta yanların da bulunduğuna E) Bütün anlam inceliklerinin açıklanabilmesi için em vermek gerektiğine
4.
2.
Sık sık söylendiği üzere uluslararası bir değer olmak için her
şeyden önce ulusal bir değer olmak gerekir. Uluslararası bir
duruma yükselmenin ilk basamağı; kendi ulusunu, yurdunu,
halkını iyi tanımak, onlara ilgi ve sevgi duymaktır. Çünkü ev-
rensele giden yol, ulusalın bağrından geçer. Öyle ki ulusal
bağımsızlığı kollamayan, ulusal kültüre yaslanmayan, ulusal
değerleri kapsamayan ve ulusal gerçeklikleri yansıtmayan
bir sanatın evrenselliğe ulaşması güçtür hatta çoğunlukla
olanaksızdır. Ne güzel demiş L. Ledor Senghar, "Yabancı
ülkelerde sevilmek ve sesini duyurmak isteyen bir sanatçı
için en kestirme yol, eserini kendi toprağının öz suyu ile bes-
1
1
1
1
lemektir.
1
1
1
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
tur?
1
A) Tanık gösterme V
B) İkileme
C) Gerekçe bildiren cümle V
✓
D) Karşılaştırma
E) Örnekleme
1
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
4. 2. Sık sık söylendiği üzere uluslararası bir değer olmak için her şeyden önce ulusal bir değer olmak gerekir. Uluslararası bir duruma yükselmenin ilk basamağı; kendi ulusunu, yurdunu, halkını iyi tanımak, onlara ilgi ve sevgi duymaktır. Çünkü ev- rensele giden yol, ulusalın bağrından geçer. Öyle ki ulusal bağımsızlığı kollamayan, ulusal kültüre yaslanmayan, ulusal değerleri kapsamayan ve ulusal gerçeklikleri yansıtmayan bir sanatın evrenselliğe ulaşması güçtür hatta çoğunlukla olanaksızdır. Ne güzel demiş L. Ledor Senghar, "Yabancı ülkelerde sevilmek ve sesini duyurmak isteyen bir sanatçı için en kestirme yol, eserini kendi toprağının öz suyu ile bes- 1 1 1 1 lemektir. 1 1 1 Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? 1 A) Tanık gösterme V B) İkileme C) Gerekçe bildiren cümle V ✓ D) Karşılaştırma E) Örnekleme 1
1.
(1) Kafka'nın eserlerinden Dava, "Korku Çağı" diye
adlandırılan karanlık bir dönemi anlatır. (II) Söz ko-
nusu dönemde insanlar artık kendi iradeleri ile değil,
bu korku ile hareket ederler. (III) Ayrıca hiçbir insanın
sistemden daha değerli olmadığı bariz bir şekilde gö-
rülür. (IV) Insanların kendi fikirleri yoktur, her zaman
kabullenme vardır; tabii itiraz etme şansı vardır ama
bu itiraz sonrası neler olur neler olmaz belli değildir.
(V) Aynı dönemi anlatan birçok eser olsa da hiçbiri
Kafka'nın eseri kadar gerçekçi değildir
A) I
BY11
Boy
DIV
2) V
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
1. (1) Kafka'nın eserlerinden Dava, "Korku Çağı" diye adlandırılan karanlık bir dönemi anlatır. (II) Söz ko- nusu dönemde insanlar artık kendi iradeleri ile değil, bu korku ile hareket ederler. (III) Ayrıca hiçbir insanın sistemden daha değerli olmadığı bariz bir şekilde gö- rülür. (IV) Insanların kendi fikirleri yoktur, her zaman kabullenme vardır; tabii itiraz etme şansı vardır ama bu itiraz sonrası neler olur neler olmaz belli değildir. (V) Aynı dönemi anlatan birçok eser olsa da hiçbiri Kafka'nın eseri kadar gerçekçi değildir A) I BY11 Boy DIV 2) V
SO
(1) Seçme özgürlüğümüzü kullanmamızı, isabetli seçim
yapamayacağımız düşüncesi engeller. (II) Seçme ozgur-
lüğümüz de kullanılmayan her şey gibi gelişemez. (III)
Yanlış seçimler yapmamak için doğru seçim yapacağına
inandığımız insanlara başvurmak bize o an akıllıca gele-
bilir. (IV) Ne var ki sonrasında ödediğimiz bedel büyüktür;
başkalarına yaptırdığımız her seçim) kendi yetersizliğimi-
zin bir kez daha onayıdır. V) Eğer yeterlilik duygumuzu
yükseltmek istiyorsak seçim yapma sorumluluğunu üst-
lenmek durumundayız. (VI) Sonuçları itibariyle en basit
olandan en zor olana kadar kendimizle ilgili kararlarda
son sözü söyleyen biz olduğumuzda "Ben bu işi ne olur-
sa olsun yapabilirim." hissimizin geliştiğini hissederiz.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi
aynı düşünceyi aktarmaktadır?
A) I ve II
B) I ve V
C) II ve VI
D) III ve IV
E) V ve VI
F
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
SO (1) Seçme özgürlüğümüzü kullanmamızı, isabetli seçim yapamayacağımız düşüncesi engeller. (II) Seçme ozgur- lüğümüz de kullanılmayan her şey gibi gelişemez. (III) Yanlış seçimler yapmamak için doğru seçim yapacağına inandığımız insanlara başvurmak bize o an akıllıca gele- bilir. (IV) Ne var ki sonrasında ödediğimiz bedel büyüktür; başkalarına yaptırdığımız her seçim) kendi yetersizliğimi- zin bir kez daha onayıdır. V) Eğer yeterlilik duygumuzu yükseltmek istiyorsak seçim yapma sorumluluğunu üst- lenmek durumundayız. (VI) Sonuçları itibariyle en basit olandan en zor olana kadar kendimizle ilgili kararlarda son sözü söyleyen biz olduğumuzda "Ben bu işi ne olur- sa olsun yapabilirim." hissimizin geliştiğini hissederiz. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi aynı düşünceyi aktarmaktadır? A) I ve II B) I ve V C) II ve VI D) III ve IV E) V ve VI F
2021-TYT/Türkçe
23 ve 24. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla-
yınız.
90'lar özellikle pop müzik ürünlerinde hâkim dijital aranje
formunun çok yoğun kullanıldığı, bunun birbirine ben-
zeyen ürünler ortaya çıkardığı, akustik olan yerine bü-
tün seslerin belirli bilgisayar programları ile makineden
çalındığı zamanlardır. Solist okumaları hariç hemen her
şeyin stüdyo aşamasına gelene kadar dijital yöntemlerle
hazırlandığı bu süreçten doğal olarak nadir ürünler kaldı.
Gerçek hayatın yansıması biçiminde ortaya çıkan akustik
enstrümanların çok ihtiyaç görülmedikçe kullanılmadığı
bu dijital aranjeler, tahmin edildiği gibi dinleyicilerde ya-
bancılaşma duygusunun ortaya çıkmasına yol açıyordu.
Pop müzik ürünlerinin nitelikli-niteliksiz biçimde belir-
leyici olmaya başladığı bu yılların belki de en farklı, en
ilham verici ve en özgün gruplarından Düş Sokağı Sa-
kinleri'nin bu yıllarda sırasıyla yayımladığı "Düş Sokağı",
"Yaşadıkça" ve "Üç" adlı albümleri bugün bile farklı ses
arayışlarındaki dinleyiciler için birer başyapıt konumunu
korumaktadır. Düş Sokağı Sakinleri fabrikasyon ürün-
lerin hızla çoğaldığı yıllarda hem müzikal üslupları hem
de şarkılarında tema edindikleri meseleler bakımından
çağdaşlarından çabucak ayrışarak gürültü karşısında
sessizliği, dijital karşısında akustiği, sentetik coşku kar-
şısında sakinliği imgeleyen duruşu ile dinleyicilere estetik
bir mevzi önerdi.
23. Bu parçadan hareketle müziğin taşıması gereken
özellikleri arasında
Doğal bir tınıyla ruhu dinlendirmek
II. Dinleyicilerde sanatsal bir beğeni oluşturmak
III. Modern insanın sorunlarını estetik bir şekilde ortaya
koymak
IV. Gelenekselden hareketle evrensel bir biçim oluştur-
mak
hangileri sayılabilir?
A) Yalnız I
B) I ve II
C) Yalnız III
D) II ve IV
B
E) III ve IV
Yeni Nesil
25. Bati
che
rakm
savu
hatt
sefe
epis
yaz
rişin
sal
sor
ind
liyo
Bu
de
A)
B)
C)
D
E)
Lise Türkçe
Paragrafın Yapısı
2021-TYT/Türkçe 23 ve 24. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yınız. 90'lar özellikle pop müzik ürünlerinde hâkim dijital aranje formunun çok yoğun kullanıldığı, bunun birbirine ben- zeyen ürünler ortaya çıkardığı, akustik olan yerine bü- tün seslerin belirli bilgisayar programları ile makineden çalındığı zamanlardır. Solist okumaları hariç hemen her şeyin stüdyo aşamasına gelene kadar dijital yöntemlerle hazırlandığı bu süreçten doğal olarak nadir ürünler kaldı. Gerçek hayatın yansıması biçiminde ortaya çıkan akustik enstrümanların çok ihtiyaç görülmedikçe kullanılmadığı bu dijital aranjeler, tahmin edildiği gibi dinleyicilerde ya- bancılaşma duygusunun ortaya çıkmasına yol açıyordu. Pop müzik ürünlerinin nitelikli-niteliksiz biçimde belir- leyici olmaya başladığı bu yılların belki de en farklı, en ilham verici ve en özgün gruplarından Düş Sokağı Sa- kinleri'nin bu yıllarda sırasıyla yayımladığı "Düş Sokağı", "Yaşadıkça" ve "Üç" adlı albümleri bugün bile farklı ses arayışlarındaki dinleyiciler için birer başyapıt konumunu korumaktadır. Düş Sokağı Sakinleri fabrikasyon ürün- lerin hızla çoğaldığı yıllarda hem müzikal üslupları hem de şarkılarında tema edindikleri meseleler bakımından çağdaşlarından çabucak ayrışarak gürültü karşısında sessizliği, dijital karşısında akustiği, sentetik coşku kar- şısında sakinliği imgeleyen duruşu ile dinleyicilere estetik bir mevzi önerdi. 23. Bu parçadan hareketle müziğin taşıması gereken özellikleri arasında Doğal bir tınıyla ruhu dinlendirmek II. Dinleyicilerde sanatsal bir beğeni oluşturmak III. Modern insanın sorunlarını estetik bir şekilde ortaya koymak IV. Gelenekselden hareketle evrensel bir biçim oluştur- mak hangileri sayılabilir? A) Yalnız I B) I ve II C) Yalnız III D) II ve IV B E) III ve IV Yeni Nesil 25. Bati che rakm savu hatt sefe epis yaz rişin sal sor ind liyo Bu de A) B) C) D E)