Paragrafın Yapısı Soruları

2021-ALES/1/SÖZEL 13-15. sorularda, numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralanması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerektiğini bulunuz. 1. Selçuklu yaşamına tanıklık eden Kubad Abad Sarayı Külliyesi, 1235'te Sultan Alaaddin tarafından tasarlanıp yaptırılmıştır. II. Amanos Dağları'nın eteğinde yer alan küçük ovadaki Beyşehir Gölü'nün kıyısına inşa edilen bu külliye, kalıntılarıyla Selçuklu yaşamı hakkında eşsiz bilgiler sunmaktadır. III. Göldeki adalara ve çevredeki yaylalara dağılmış olan çeşitli köşk kalıntıları da Kubad Abad'la bağlantılı olup külliyenin uzantılarıdır. IV. Külliyenin bu kalıntılarından üçünün kimliği kolayca anlaşabilmektedir: Büyük Saray, Küçük Saray ve su seviyesinde bulunan Kayıkhane. V. Bunlardan Kız Kalesi Adası'ndaki/Su Şatosu ile Malanda Yaylası'ndaki köşk, çinileri ve yapısal düzeniyle ana külliyeyle birlikteliği en belirgin olanlardır. ALLETT B) II ile C) III ile IV D) III ile V E) IV ile V 1. Schopenhauer'un İsteme ve Tasarım Olarak Dünya adlı kitabı, hem çağdaş çağdaş felsefeye katkı sunan bir başyapıttır. Nietzsche, Wittgenstein gibi filozofları, Freud, Jung gibi psikanalistieri, Wagner gibi sanatçıları etkileyen Schopenhauer'un felsefesi, bu eserinde de başarıyla temsil bulur. III. Schopenhauer'un büyük bir emekle kan zengin içerik, muntazam bir bütünlüğe IV. Öte yandan Doğu felsefesinin Bati felsefesinISI, kurum ve özümsenişini yansıtan kitap, bilimsefesind etiğe ve sanata varan geniş bir nden V. İsteme ve Tasarım Olarak nitelikleriyle felsefe hya, tüm bu A) Life II B) Vile müstesna yerini alır. C) ile III Restarrikoluşur. D) I ile IV IV ile V 13. 14. S psikolojiye hem de ÖSYM'ye

C) I ve Il on ikiliği insanın eyimle- kıp be- r. Epik- yla ona zelleşti- r unsur isi söy- akılma- ir. en mer- rlığı ru- an be- 8 D) Bede bulutların üstünden sanki kendisine bakıyordu. E) Her insana bir kitap gibi bakmaya başladı, işte şim- di göz sayfasını okuyordu. 32. Atatürk ne kadar bir asker, komutan, yönetici olsa da duyguları, sevinçleri, sinir ve neşesiyle bizden biriydi. Ulusuyla bütünleşme yöneliminin en tipik göstergele- rinden biri de şu kısa öyküde belirlenir: Cumhuriyet'in on ikinci yıl dönümü için bir sıra dövizler hazırlanmış- tır. Bunlar içinde şöyleleri vardır: "Atatürk bizim en bü- yüğümüzdür.", "Atatürk bu milletin en yücesidir.", "Türk milleti asırlardır bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı." Atatürk listeyi dikkatle gözden geçirir. Bunlar ve bun- lara benzeyenleri çizerek hepsinin yerine kendini en iyi lave ifade eden şu satırları yazar: "Atatürk bizden biridir." Bu parçadan hareketle Atatürk'le ilgili 1. Övülmeyi sevmemektedir. II. Sıra dışı bir yaşam sürmüştür. III. Yerleşik kalıplara karşıdır. IV. Kendini farklı konumlandırmamaktadır. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız III C) I ve IV D) II ve III E) II ve IV Diğer sayfaya geçiniz.

. Yunan filozofu Aristippos, hayatın amacının alınan zevklerin maksimize edilmesi olduğunu savunmuştur. . Aslında mutluluk, hayatta ne olduğundan çok, olanları bizim nasıl gördüğümüzden ileri gelmektedir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsanların yaşamlarından aldıkları zevklerin yüksekliği Yunan filozofu Aristippos'un görüşüne göre hayatın amacını oluşturur. B) Yunan filozofu Aristippos, mutlulukla hayata bakışın bir olduğunu düşünürken bunun en yüksek düzeyde olduğunu savunmuştur. E C) Hayattan yüksek zevk almanın yaşamanın amacı olduğunu iddia eden Yunan filozofu Aristippos'un yanında mutluluğun sahip olunanlara nasıl bakıldığıyla ilişkili olduğuna inananlar vardır. D) Yunan filozofu Aristippos'un hayatın amacı dediği yüksek zevkler, mutluluğun kişinin yaşadıklarıyla değil hissettikleriyle ilgilidir. E) Yunan filozofu Aristippos'un hayattan alınan zevkin beklentilerin küçültülmesiyle ilgili olduğunu söylemesi, onun hayata bakışının özetidir. 5. 7.

(1) Gıdalann tüketilmeden atılması, üretimleri sırasında kulla- nilan suyun, toprağın, enerjinin ve diğer pek çok girdi ile bera- ber emeğimizin de boşa gitmesi anlamına geliyor. (II) Ayrica bu gıdaların üretim süreçlerinde çevreye yayılan sera gazının çevre kirliliğinde önemli bir payı var. (III) Dünyada tüketilmeden çöpe atılan gıda miktarı yılda yaklaşık 1,3 milyar ton. (IV) Gıda, sadece tabağımızda somut olarak gördüğümüzden çok daha fazlası. (V) Bunun farkında olmayı, dolayısıyla gıdanın ve gıda Üretimindeki emeğin değerini bilmeyi, bunlara saygı gösterme- yi öğrenmemiz gerekiyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşünce- nin akışını bozmaktadır? A) I (B) II C) III D) IV E) V

31. Biri, "Beni kimse umursamıyor." dediğinde bunun altında yatan etken çoğu zaman olumsuz bir benlik algısıdır. Bu düşünceye sahip kişiler kendini takdir edilmeye layık görmez. Kişinin kendisine yönelik bu Su değersizleştirme tutumu ve sevilmeye layık olmadığı hissi uç seviyelerde sorunlara neden olabilir. Düşük aubenlik saygısı, çoğu durumda kişinin kendine sınırlar koymasına neden olur. Bunun sonucunda kişi güvensiz ilişkiler geliştirir, mantıksız inançlarla kurduğu ilişkileri sabote eder. Kişi kendine "Neden kimsenin beni o umursamadığını hissediyorum?" diye sorduğunda bu duygunun arkasında başa çıkılması gereken bir başka his vardır. Yapılması gereken ilk şey; bu duyguyu neyin motive ettiğini, bu yorucu gerçekliği deneyimlemeye neden olan asıl durumu açıklığa kavuşturmaktır.de mafotte dig Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? signert nebisiblebrğneA A) Kişi kendini değersiz gördüğünde başkalarının tutumunu da bu yönde algılar. B) Düşük benlik saygısına sahip kimseler, kendini toplumdan soyutlar.alony ananabl 2 Kişinin kendine yönelik olumsuz algısı, sevilmediği hissini uyandırır.pve sta D Sevilmeme duygusu, kişinin sorunlu ilişkiler kurmasıyla sonuçlanır. Umursanmama düşüncesinin altında yatan farklı Kafa Dengi onle nedenler vardır.

Bence şiir değil, düzyazı. Kitaba bakınca şiir göremiyorur ben. Şiir yazarken, okurken alışık olduğum şeylerden hiç- birini yaşamadım. Mesela elimdekileri yavaş yavaş önce kendime tanınır hâle getirmek, şiiri karşıma koyup seyre- derek arada neler olup bittiğini anlamaya çalışmak, vazge- çe vazgeçe anlatma isteğimi törpülemek, içimde tanıdık bir duygu aramak ama bulamamak gibi. Bana bunların hiçbi- rini yaşatmayan metne şiir diyemem. Bu, anlatarak var olan bir kitap. Şiir veya değil, biçimi üzerinde belki de bu kadar durmak doğru değil. Ama internette okuduğum bir okuyucu yorumunu çok beğendim: "Ahmet Güntan'ın bu kitabı sayesinde birçok insan doğuştan üyesi olduğu lon- cayı buldu." diyor bir okur. Kitap için söylenecek en güzel söz, bu bence. 4. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A) Bir sorunun yanıtı biçiminde kurgulanmış bir metindir. B) Şiirin insanda yaratabileceği duygular örneklenmiştir. C) Bir alıntıyla anlatım zenginleştirilmiştir. D) Düşünceler, öznel bir tutumla dile getirilmiştir E) Bir varsayım üzerinde durulmuştur.

irmiştir. zaman- da yok. Marı ço- haktan söyle- yak- mak- ni bir tu- yiniz Insan gülümsemeyi öğrenmeli her şeyden önce. Belki siz de bilirsiniz, her olayı güler yüzle karşılayan bir adama, "Eh, hayatta başarılı olduğun için sen tabil daima gülersin. Ama biz öyle miyiz ya?" demişler. Adam, bir kere daha gülmüş. "Yanılıyorsunuz hem de çok yanılıyorsunuz. Ben hayatta başarılı olduğum için gülmüyorum. Tam tersine! Güldü ğüm için başarılı oluyorum hayatta." demiş. Boşuna söy- lenmiş bir söz değildir bu söz. İçinde bilinmesi gereken bir gerçek saklı. Soğuğa dayanmanın en emin çaresi soğuğu sevmektir, derler. Gerçekten insan soğuğu aradığı zaman, ne kadar şiddetli olursa olsun, etkilenmez. Hayata dayan- manın en etkili çaresi hayatı sevmek, olumsuzluklar karşısın da iyimser olabilmek, yılgınlık göstermeden hedefine emin adımlarla ilerlemektir. 37 Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylen- miş olabilir? A) Sizce yaşamdaki gerçek mutluluk nedir? B) İyimser olmanın bireye kazandırdıkları nelerdir? Zorlu yaşam mücadelesinde başarıya nasıl ulaşılabilir? D) Mutlu bir yaşamın ön koşulu gülmek midir? E) İnsanlar neden başarıyı mutluluğun şartı olarak görüyor? Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylene mez? A) Söyleşmeden yararlanılmıştır. B) Kanılar öne çıkarılmıştır. Birinci kişili anlatıma yer verilmiştir. DAlıntılamaya başvurulmuştur. EX Kurallı ve devrik cümlelere yer verilmiştir. 39.- 39

KÖŞEBİLGİ Yayınları & 14. (1) Veri; insanoğlunun var olduğu ilk günlerden itibaren resim, ses, yazı ve video gibi çeşitli formlarda topladığı, kaydettiği ve üzerinde tartışarak sonuçlar çıkarmaya çalıştığı öge olmuştur. (II) İlk çağlarda mağara duvarlarına çizilen resimlerle başlayan bu yolculuk, yazının ve matbaanın bulunmasıyla daha ileri bir boyuta ulaşmıştır. (III) Bilgisayar ve dijital alandaki teknolojilerin gelişmesi ve hemen hemen her alanda kullanılır hale gelmesi, özellikle de internet ve cep telefonu gibi mobil dijital cihazlar alanındaki hızlı gelişmelerle veri üretimi daha artmış, çeşitlenmiş ve kaydedilerek uzun süre saklanması da daha kolay hâle gelmiştir. (IV) Veriler günümüzde çok geniş bir alanda kullanılarak insanlığa ciddi yararlar sağlamaktadır. (V) Böylece insanoğlu kendisine katlanarak büyüyen bir dijital dünya oluşturmuştur. (VI) Bu gelişmeler ile akıllı evler ve şehirler kurma yolunda hızla yol almaktadır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II B) III C) IV D) V NEME-2 E) VI 16. (1 S LO 5

5. 1. Mustafa Kemal Atatürk, üzerinde çok iyi düşü- nülmesi ve duygusallıktan arınarak bütün yön- leri ile bilimsel olarak ortaya konması gereken bir kişiliktir. II. Mustafa Kemal, doğuştan gelen askerî özelli- ğiyle bir dehadır, önderdir ve ulusal bir devlet kurma sürecinde bu özelliğini çok iyi kullan- mıştır. VIII. Bunun yanında o; gerçekçidir, milletiyle bütün- eleşmiş bir liderdir, vatansever, milliyetçi ve barışçıdır. IV. Atatürk'ün bu açıdan ortaya konulması, onu anlamayı kolaylaştıracak, gelecek nesillere üzerinde ilerlemeyi sağlayacak temelleri var edecektir. V. Mustafa Kemal, ulusal devlet kurma sürecinde büyük sıkıntılar çekmiş ancak bu zorluklar karşısında hem tüm bu özel vasıflara sahip olması hem de ilham ve kaynağını, milletin kendisinden alması neticesinde millî iradeye liblelox nalgey dayanarak Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuştur. VI. Onun anlaşılması Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş felsefesinin ve şimdiki zamanının anlaşılması demektir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında han- gisi sonuncu olur? E) V D) IV C) 11 B) II A) T

Irkçe 16. Eflatun'a "İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan iki davranışı ne- (19 dir?" diye sorduklarında ünlü filozof şöyle sıralamış: "İnsanlar, çocukluktan sıkılır; büyümek için acele ederler. Ne var ki büyü- düklerinde çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlık- larını yitirirler ama sağlıklarını geri almak için de para öderler. Sonuçta ne bugünü ne de yarını yaşarlar. Hiç ölmeyecek gibi yaşarlar ancak hiç yaşamamış gibi ölürler." 1111 Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Yarınlarından endişe ederken bugünü unuturlar. B) Insanlar yaşadıkça bu kısır döngü devam edecektir. C) Bu davranış biçim tedavi edilmedikçe de düzelmez. D) Değişmesi gereken insan değil, içinde bulunulan çevredir. E) Insan, yaşadığı olayları olumlu ya da olumsuz diye niteler.

8 Aday Yayınları 1. Polimer yapıdaki selüloz ise binlerce glikoz molekülünün uç uca eklenmesinden oluşan düz bir zincir biçimindedir. II. Bu sayede, bir kıyafet düzgünce katlanıp dolaba yerleştirildiğinde glikoz birimlerinin komşuluk pozisyonları artık değişmeyeceği için, kırışıklıklar oluşmaz. III. Bitki temelli pamuk ve keten gibi kumaş lifleri ağırlıklı olarak selülozdan oluşur. IV. Bu selüloz zincirleri hareket ettikçe glikoz birimleri arasındaki bağlar kopar ve yeni komşularıyla tekrar oluşur. V. Ama kıyafetler yıkandığında, su molekülleri zincirlerin arasına girerek glikozlar arasındaki hidrojen bağlarını bozar ve kırışıklıklara neden olur. Bu parçada numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde sıralandığında hangisi bastan dördüncü olur? A) I C) III D) IV E) V 3-1-5-4 Diğer sayfaya geçiniz. 28. 1

39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevapla- yınız. Para vermekten haz duyarım; omuzlarımdan bir yük atmış, bir çeşit kölelikten kurtulmuş gibi olurum. Ayrıca para verir- ken doğru bir iş yapmanın, başkasını memnun etmenin keyfini duyarım. Ama hesap kitap içeren, pazarlığa daya- nan alışverişlere yanaşmam; bu türlüsünü benim yerime yapacak kimse olmadı mı işin uzamasına meydan ver- mem. Tabiatıma çok aykırı gelen o iğrenç konuşmalara düşmektense bırakır kaçarım. Dünyada pazarlık kadar nefret ettiğim şey yoktur. 39. Kendisinden böyle söz eden bir yazar, aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez? ✓ A) Eli açık U B) Başkalarını mutlu etmeyi seven C) Tutarlı D) İnsanlarla iletişimi bozuk olan E) Parayı önemsemeyen

Ankara Yayıncılık A KİTAPÇIĞI TYT'ye 3 Kala En büyük emelinin kendinden sonraki nesille- re de bir şeyler anlatabilmek olduğunu söyle- yen bir şair bunu nasıl başaracak? Bence onu etkileyen şairler hakkındaki görüşlerini sorun ona. Onlardan etkilenmişse geleneğin gücün- den aldığı kuvvetle yola çıkan bu şair, elbet gelecek nesillere ulaşacaktır. ● Sait Faik Abasıyanık, her hikâyeci gibi yap- saydı çoktan sıradan hikâyecilerin kervanına katılırdı. Belki unutulup giderdi. Neden hâlâ ondan bahsediyoruz, biliyor musunuz? Kim- senin olamadığı kadar yenilikçi de ondan. Gü- nümüzde ilk günkü heyecanla okunuyor. İle- ride de okunacak, bunu adım gibi biliyorum. Eskinin izinden gitmek yerine kendi çizgisinin verdiği özgürlüğün lezzetini sonuna kadar tat- mış. Bu iki parcayla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenebilir? A) Yenilikçi fikirlerin birbirini desteklediğini göster- mektedirler. XB B) Farklı konuları bağlayan ortak bir görüş oldugunu vurgulamaktadırlar. C) Ayhı düşünceyi farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadırlar. D-Aynı düşünceyi desteklemek için farklı örnekler sunmaktadırlar. E) Farklı üsluplar kullansalar da aynı düşünceyi so- yut şeklide ifade etmişlerdir. 26. Çoğu yazar, ekmek parası için gün boyu başka bir işte çalışır. Sonra günün yorgunluğuyla eve gelir fa- kat bir köşeye çekilip okumaya, yazmaya veremez 25.

24 (1) Sempozyum, bir dinleyici kitlesi önünde özellikle bilim, sanat ve fikir ağırlıklı konularda uzmanların ön- ceden hazırlanarak bir dizi konuşma yapmalarıdır. (II) Bilgi şöleni olarak da bilinen bu toplantı türü, be- lirlenen bir konuda, aynı oturumda değişik kişilerin yaptıkları açıklamalı konuşmalardır. (III) Bu konuş- malar bir ya da birkaç bölüm şeklinde düzenlenebilir. (IV) Sempozyumda hedef kitlenin önemi büyüktür ve bu kitle çoğunlukla bilim dünyasından gelen özel da- vetlilerdir. (V) Konuşma süreci ise bir başkan tarafın- dan yönetilir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V PUAN 9

nu Testi 1. Öyle ki bir sürelik bir ayrılıkta bile kendilerini öz- lettiğini ifade ediyorlar. II. Kedi besleyenlerin %80'i kedinin inanılmaz bir bağımlılık yarattığını söylüyor. Ill. Kedilerin tuvaletlerini kumlarına yapmaları, ge- rekli egzersizi çoğu zaman evde karşılıyor olma- ları diğer etkenler. IV. Kedi sahiplerinin bir diğer ileri sürdükleri şeyse kedi bakımının rahat olması nedeniyle sevgiye zaman ayrılıyor olmasıdır. V. Kedi sahipleri bunlardan dolayı kedilerin sevgi noktasında çok güçlü bağlar kurduğunu söylü- yor. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangi- si baştan dördüncü olur? E) V A) I B) II C) III D) IV com.tr

12 TYT/Türkçe 30. "Haydi, gazileri uyandır. Kurban Bayramı'nı bugünden yapacağız. Koş. Bana da çabuk topçuyu gönder." Çavus, bir eliyle bakır tolgasını tutarak koştu. Merdivene daldı. Kuru Kadı, uzakta, kara yerin üstünde daha kara bir leke gibi yavaş yavaş ilerleyen düşman alayına dikkatle baktı. Gözlerini küçülttü, büyüttü. Önlerinde birkaç top da sürüklüyorlardı. Binden fazla idiler. Halbuki hisardaki gaziler? Kendisiyle beraber yüz on dört kişi... "Ama yine haklarından geliriz!" dedi. Uyanan, yukarı koşuyordu. Hisar kapısının iyice bağlanmasını emretti. Sarığını, cübbesini, seccadesini, yatağanını, kılıcını ve tüfeğini getirtti. İhtiyar topçu gelince, ona da hemen "haber topları"nı atmasını söyledi. Bu bir âdetti. Taarruza uğrayan bir palanka hemen "İşaret topu" atarak etrafındaki kuleleri imdadına çağırırdı. Biraz sonra düşman, hisarın önünde harp düzenine girmiş bulunuyordu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi yanlıştır? A) Olaylar, devinim hâlinde verilmiştir. B) Kişileştirmeler söz konusudur. C) Öyküleyici anlatım ağır basmaktadır. D) Farklı yapıda cümleler kullanılmıştır. E) Karşıt durumlar dile getirilmiştir. 21,